.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Sen gittin ya şimdi herkes sana benzeyecek

Mircea Lucescu Galatasaray'ı şampiyon yaptı, Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynattı kapının önüne koydular. Aynı adam gitti ertesi sene Beşiktaş'ı şampiyon yaptı, UEFA'da çeyrek final oynattı ertesi sene işler kötü gitti diye (ki o kötülüğün ne olduğunu hepimiz biliyoruz) gönderdiler. Fenerbahçe kendisini üst üste 2 yıl şampiyon yapan hocası Daum'u üçüncü yıl kılpayı kaçırdı diye kapının önüne koydu. Zico Fenerbahçe'yi şampiyon yaptı, ertesi yıl Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynatarak takımının uluslararası alanda en başarılı hocası oldu adeta kovularak gönderildi. Şimdi tekrar Daum geldi ne zaman gider belli değil. Ersun Yanal, Trabzonspor'u en kötü zamanında devraldı. Yarım sezonu ve kötü futbolu sineye çekti. Ertesi sezon sıfırdan bir takım kurdu. Onlarca adam transfer edildi, yeni taktik belirlendi. 20. haftadan sonra sanki Trabzonspor her yıl şampiyonluğu kıl payı kaçırıyormuş gibi bir atmosfer yaratıldı. İki mağlubiyet üst üste gelince Ersun Yanal kapının önüne konuldu. Bunlar sadece yakın geçmişin artıkları. Daha da geriye gidersek burası çarşaf olur. Şimdi bugün gazetelere bakıyorum, okur yorumları vesaire aman allahım, felaket. İki kişiden biri Denizli istifa etsin diyor. Şimdi artık ağır konuşmanın zamanıdır. Bu nasıl bir futbol sevgisi, bu nasıl bir futbol adabı? Mustafa Denizli de bugün söylemiş doğru etmiş. Leş kargaları gibisiniz. İşiniz gücünüz öğütmek, tüketmek. Dünya üzerinde iç çamaşır gibi hoca değiştirip başarıyı yakalayan kaç takım var? Sevinmek için sevmedik demeyi iyi biliyorsunuz, işler biraz kötüye gidince iğrenç tükürüklerinizi ortalığa saçmaktan da geri kalmıyorsunuz. Ahmed Arif'in şiirlerindeki engerekler, çıyanlar gibisiniz. Bu ülkenin futbolunun kanını emiyorsunuz. Sırf gazetesine haber yapabilmek için tesis kapısının önünde felaket tellallığı yapan şerefsizler var. Onun bunun adamı olup, olmayan şeyleri varmış gibi gösteren, bizzat takımın içine çomak sokan adi, kokuşmuş karaktersizler var. Habire tüketen, habire öldüren bir zihniyet. Leş gibi kokuyor ağzınız, aklınız... Mustafa Denizli geçen sezon çifte kupayı havaya kaldırdı. Bak tane tane yazıyorum ki iyi oku arkadaşım, bu adam 2 tane kupa kazandırdı. Varsayalım ki bu sezon Beşiktaş beşinci olsun. İşler istendiği gibi gitmesin. Tek çare hocayı göndermek sanan garip gureba taraftar topluluklarından, satılmış kalemlerden artık tiksinir hale geldim. Sokakta, işte, okulda yığınla var sizden. Sizin yüzünüzden bu ülkenin futbolu çürüyor, milyon dolarlar tuvalet kağıdı niyetine kıçlara silinip çöpe atılıyor. Buradan aklıselim Beşiktaşlı kardeşlerime, arkadaşlarıma sesleniyorum. Çevrenizde hoca istifa diye bağıran birisi görürseniz acımayın. Kızılcık sopasıyla girişin, ıslak hortumla kovalayın. Akıl, mantık deyince olmuyor artık. Al karşına muhattap kabul et, konuş, anlatmaya çalış olmuyor. İsitkrar, istikrar, istikrar. İstifa diyene de bundan sonra intizar...

18 Yorum:

yuki the zorba dedi ki...

O kadar güzel cevaplar vermiş ki Denizli... Söylenecek hiç bir şey bırakmıyor...

alper dedi ki...

İçim bir suskunsa tekin mi ola?
O Malta bıçağı, kınsız, uyanık,
Ve genç bir mısradır
Filinta endam...
Neden, neden alnındaki yıkkınlık,
Bakışlarındaki öldüren buğu?
Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri...
Nasıl da almış aklımı,
Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan,
Dost, düşman söz eder kendi kavlince,
Kınanmak yiğit başına.
Bu, ne ayıp, ne de yasak,
Öylece bir gerçek, kendi halinde,
Belki, yaşamama sebeb...

Doğdun,
Üç gün aç tuttuk
Üç gün meme vermedik sana
Adiloş bebem,
Hasta düşmeyesin diye,
Töremiz böyle diye,
Saldır şimdi memeye,
Saldır da büyü...

Bunlar,
Engerekler ve çıyanlardır,
Bunlar,
Aşımıza, ekmeğimize
Göz koyanlardır,
Tanı bunları,
Tanı da büyü...

Bu namustur
Künyemize kazılmış,
Bu da sabır,
Ağulardan Süzülmüş.
Sarıl Bunlara
Sarıl da büyü...
Ezberimdeki bir şiirdir.

Engerekler ve yılanlar sabittir anlayana

alper dedi ki...

Şunu da baştan söyleyim.Bilirim ama ahmet arif le aynı masaya oturmam şahsen.tamamen zıt dünyaların insanlarıyızdır.Beşiktaş ile ilgili bir yazıda adının geçmesi ''edebi'' açıdan sevindirdi beni sadece.Demekki taraftar da kaliteli.

ENGEREK VE YILANLARIN ALAYINI.....

Gökhan dedi ki...

çıkardığı 11'ler den sonra,yaptığı değişikliklerden sonra bazen ne yapıyor bu adam dediğim oluyor ama şu basın toplantılarında söylediklerine de bayılıyorum denizli'nin.keşke her gün çıkıp konuşsa

ian dedi ki...

aramızdaki leş kargalarına diğer stadlardan kombine alalım bence.. madem öyle, hem onlar kurtulur hem biz.. nihaha..

ben çekinmiyorum abi.. istediği kadar yakın arkadaş kuzen vs. olsun.. leş kargası tarzında yorum mu yaptı? "izleme lan o zaman bizim maçları" diyorum en temizi.. hele bi takım iyi giderse ilerde, sevinmelerine izin de vermiycem nihahaa :D

şaka(yla karışık gerçekler bi yana) bi yana.. denizli bir şanstır beşiktaş için bana göre.. hataları yok mudur? tabiki vardır.. ama düzelticeğini umuyorum.. bizim tribünün jargonuna "leş kargası" deyimini de kazandırmıştır gün itibariyle.. benzer bir olay buenos aires'te var.. river plate, gallinas.. bilen bilir.. :)

delgado dedi ki...

mustafa denizli artık doğru da yapsa yanlış da yapsa(yanlışlar da neye göre kime göre, sanki takımla 18 saatini bi arada geçirenlerden "her şeyi" daha iyi biliyor eleştiri yapan herkes) kendisini şu anda takımdan görmekten memnunum. takım 1-2 sene önce ne haldeydi anlatmaya gerek yok, o günlerden bu oyuncu kalitesiyle bu sistemle(oyun şablonu olması gerekmiyor bunun illa ki) bugünlere taşıması, ağırlığı, konuşmaları... bugün söylediklerinin her kelimesini büyük bir zevkle ve rahatlama hissiyle okudum... iyi ki denizli var...

alper dedi ki...

Yaşım 34.5 yaşından beri top oynar top izlerim.Ve geçenlerde biri sormuştu.Kemal sunal mı Cem yılmaz mı diye.Şimdi hatırladım.Bombacı mülayim vardır sayın sunalın.orda isimler karışır ve dr un ölmezsin dediği adam ölür doktorda olamaz bu tıbba aykırı der ya hani.Beşiktaşın efsane kadrosundan bu yana tahmin ediyorum en az 20 yıl belkide daha fazla defans kurgusu tamamen TÜRK oyunculardan oluşan (bakınız şimdiki gs) hiç bir takım ŞAMPİYON OLAMAMIŞTIR.onun için o elanodur -keitadır bu sene onlar o musalla taşı gibi kıçlarına sokarlar onları.Futbola aykırı olur bu.Rahat olun rahatta dinleyin beni.hazırlık maçlarıda dahil bu takım daha 3 gol yedi.yazıyla üç.italyan job bir anlayışla oynuyor görünüyoruz.elbet bir gün atmaya da başlıcaz.o zaman şemsiye terse döner ondan sonrada geçen yıl ki gibi açılmaz daha.açmak için topuz alırlar iyice içlerine kaçar.
daha bunun karı var yağmuru var rüzgarı çamuru var.dert etmeyin.

Sekhranikos dedi ki...

Eğer fener sürekli kazansa, ortada bir sorun olmasa, ve ligi sürekli domine etse işin tadı kalmayacağı ve basına iş düşmeyeceği açıktır.

MEzarcı ölüden beslenir basın mensubuda vukuaattan haliyle biraz samimi bir basın mensubu bulursanız oda itiraf edecektir ki olay olsun sıkıntı doğsun isterler.

Çok umursamamak lazım. Aslında burda bunlara uyup gaza gele kitle garip. Zico gelince basınla beraber zicoya söven zico gidince basınla beraber azize söve bir taraftar kitlemiz var. Üfle yönü değişsin. Sevmeyi felanda bildiklerini sanmıyorum. Her kulübün taraftar kitlesinin belki %5 i aynı zamanda futbolseverdir ve gerçekten takımını seviyordur gücünü veya başarısını değil.

Kalten dedi ki...

@alper

Yorumun vallai moral düzeltti hocam, hem defans kısmı hem de karı-yağmuru kısmı.. İnşallah dediğin gibi olur!!

gnnvry dedi ki...

daha inönüde oynayamadık, sezonu tam anlamıyla açmadık bi bakıma! ekrem, yusuf, toraman, delgado, bobo sakat..ki geçen sezon büyük işler yaptılar. nihat formsuz, ne bekleniyordu ki. hem o kadar ümitsizliğe kapılmaya gerek yokk işler düzelir. hatırlayın geçen sene ikinci yarı başladığında da böyleydi bi konya maçı varki bi paket sigara içirtmiştir, ardından gelen trabzon maçında düzeldi herşey. o yüzden yormayın kafaları bu defans şampiyonlar liginde çok iş yapar. o zaman mustafa hoca deha nihat kahraman olur. hocanın da dediği gibi ilk beş haftada iyi başlanmış da nolmuş!!

Hic olmazsa taraftarimizda disaridan gelen bu cirkin komplolara karsi birlik ve beraberlik gorebilmek cok guzel... Umarim demiroren secimi dusunerek hocanin basini yemez... Sanirim oyle bir hamlede yemez zaten... Diye dusunuyorum...

theotheo dedi ki...

mustafa denizli gitmelidir.

jokond ve cem dizdar tarzı taraftar profili artık istifa etmelidir.

yuki the zorba dedi ki...

Theotheo,

İstifa etmek için kontratlı bir bağlılık olması lazım... Örneğin, İsmail Er'in Demirören'e muhtemelen bir taahhütname ile bağlılığı söz konusu olabilir... O zaman mesela Er'in istifa etmesi kavramı geçerlilik kazanabilir.. Bu adamlar ise bu kulübe kalpten bağlı adamlar.. Öldürmediğin sürece istifa ettiremezsin, farkındasın değil mi...

Unknown dedi ki...

fatih terim'in "ben ders almam, ders veririm" çıkışını hatırlattı bana hocanın çıkışı. eleştiriler ölçülü ve saygılı olduğu sürece böyle sinirleneceğini sanmıyorum. çaresizlikten hırçınlaşmış da olabilir. ama beşiktaş için (aslında tüm takımlar için) istikrar kesinlikle birinci şart. 1992'de gelen şampiyonluktan sonra hocaların ortalama görev süresini incelersek, sık sık hoca değiştirmenin, takıma transfer edilen oyuncuların birbirlerini ezberlemelerini/bireysel gelişim göstemelerini engelleyecek şekilde, hocayla birlikte futbolcuların da gönderilmesine yol açtığı ve takımın 2 senede bir sıfırdan kurulmaya çalışıldığı, bunun da bonservis bedeli ödemekten kulübü mali olarak güçsüz düşürdüğü, takımın da bir türlü oturmadığı, sahaya 14 kişi filan çıkarsak takımın adam gibi top oynayabileceği hissine sık sık kapıldığımız görülecektir. GS'nin Şampiyonlar Ligi'nde yıllarca tur atlayamadığı, hatta Terim'in bu sevinci hiç tadamadığı, GS'nin Uefa kupasını aldığı yıl Şampiyonlar Ligi'nde Çelsi'ye beşlendiğini unutmayalım. Beşiktaş zırt pırt hoca ve futbolcu değiştirmeyi bırakır, bir iki istisna hariç bu yıl izlediği transfer metodunu izlerse, geçmiş yıllarda yaşadığımız utanç verici maçları yaşamayacağımızdan eminim. Geçen sezonun başındaki takımın o sezondaki şampiyonluk şansı, bu takımın bu sezonun başındaki şampiyonluk şansından fazla değildi, bir adet yıldız transferi de şampiyonluğun garantisi değil. Şu savunma iskeletinin eksiğinin hücum kalitesi, hücumcu ve beklerin formu/temposu ve futbolcuların birlikte oynamaya alışmaları olduğunu görmemek için kör olmak gerek. 80-90 gol atamayız doğrudur, ama şampiyonlar liginde averaj takımı olmayız, ligde de çok az gol yeriz, ben bu takımın ligde en kötü ilk ikiye gireceği, şampiyonlar liginde de en kötü grup 3.lüğünü kazanacağına inanıyorum ama kazanamazsa ne olur? Hocayı gönderip yerine Hiddink'i/Capello'yu getirseniz Beşiktaş 1 senede çağ mı atlayacak?

Adsız dedi ki...

Bir yıllık sözleşmelerle istikrar yakalanmaz gibi geliyor bana.Bu sene şampiyon olursak sene sonunda Denizli ile yine masaya oturacağız.Ben yoruldum demeyeceği ne malum.

Unknown dedi ki...

denizli zaten uzun planların hocası değil. her yıl denizliye ve onun transfer politikasına bütçe yetmez. eskiden beri onu beğenmeyenlerdenim, hiç gelmemeliydi bana göre.

bana konuşmaları da komik geliyor. ben ertugrul, rıza filan gördüğüm için katlanırım o ayrı. zaten şampiyon da yaptı. ama denizliyle uzun bir dönem çalışmazdım yetkili olsaydım. uzun süre aynı hocayla çalışmayı, istikrarı herkes ister. fakat çok az takıma ve hocaya nasip olur. bizim için bu hoca denizli olmamalı.

denizliye zarar vermek için yalan haber yazan tabi ki şerefsizdir. fakat o haberlerden bağımsız da hoca gitsin diyene de yılandı haindi demenin manası nedir? dayanışma adı altında bu tabulaştırma niye?

denizliyi sevmek=beşiktaşlılık ne zaman kanun oldu da haberimiz yok?



herkes mecbur mu yahu denizliyi sevmeye beğenmeye. gitsin diyeni, begenmiyorum diyeni de aforoz etmeliymişiz. aa pardon! aklıselim olanlar böyle yapmalıymış. aynı zihniyette değilsen zaten aklıselim de değilsin ki.

bırakın bu dirlik düzen ayaklarını. ya sev ya terketleri.

theotheo dedi ki...

@amt-2007

bravo.

bi tutturmuşunuz istikrar istikrar. doru dürüst istikrar yapan 2 tane kulüp var biri arsenal biri de manu. onun dışında istikrar yapan bi takım da yok ak. real madrid bile her sene değişiyo barca bile değişiyo.

mustafa denizli yorgun dinamik değil, çeşmede kıç büyütmekle olmuyo beşiktaş td'liği.

yahu denizli gitsin diyenlerin en ufak elle tutulur bir argümanı yok, neymiş efendim son maçta üç önlibero ile başlamış. e ikinci yarı oyuna nobre girince de gördük ne olduğunu, takım uçup muçmadı biryere. oynayanlar belliydi, kenardakiler belliydi. takımın hücum gücünü oluşturan yusuf,bobo,delgado sakat, geçen senenin şampiyon kadrosunun as elemanları ekrem ve toraman sakat. ne bu feveran peki?

ayrıca teknik olarak, denizli kararını verdi ve bobo veya delgadonun gönderilip yerine bir yabancı oyuncu gerektiğini söyledi fakat bunu yönetim bir türlü beceremediyse, madem öyle, denizli değil yönetim istifa. teknik olarak doğru karar verilmiş ama idari olarak uygulanamamış.

ama tabii denizliye kıç büyütüyo derken, demirörene birşey diyemez bazı arkadaşlarımız (bu arada ben burada yönetime de suç bulmuyorum, elinden geleni yaptı ancak olmadı,sadece ortadaki absürtlüğü söylemeye çalışıyorum)

Yorum Gönder

Ara