sezon bitmeden bir arkadaşım söylemişti, bu takımdan orta sahada, forvete yakın oynayan fizikli bir çocuk ile anlaşılacak diye.. yine bozüyük' te oturan bu arkadaşım bu çocuğun ailesinin beşiktaş' lı olduğunu ve kesinlikle beşiktaş' ta oynamasını istedilerini söylemişti.. umarım geleceği temiz olur, bize faydalı olur.

Eskişehir doğumlu, Eskişehir DSİ Bentspor'dan Bozüyükspor'a transfer olan ayağımızın dibindeki bu genç yeteneği kaçırdık elimizden ne yazık ki. Bu yönetim sadece bugünü kurtarmaya oynuyor. Bizim gibi lige yeni çıkmış, ekonomik anlamda güçsüz kulüpler yarını da düşünmeli. Böyle yetenekli gençleri hem de çok yakınındayken kaçırmamalı. Hayırlı olsun size. Şimdilik bir faydasını göremeseniz de ileride çok faydalı olacak bir futbolcu kardeşimiz.

Böyle genç oyuncuların alınması elbette ki güzel ama sonrasını da getirmek gerekir...
Serdar Kurtuluş ilk geldiğinde de çok sevinmiştik; gençlere önem veriliyor kolej havası yakalanacak demiştik ama sonra ne oldu? Serdar, takasta gitti, üstelik üstüne 6.5 milyon € ödenerek...
Aydın 16 sında gelmişti, aynı sevinci onda da yaşamıştım. Bugün o da takasta gitti...
Bugün Rıdvan'ı da aldık ama yarın oynatacak mıyız?
Mourinho 17lik Santon'u ilk 11'de oynatırken, biz Batuhan'ı ne kadar daha kiralayacağız?

iyi oyuncu bir şekilde ıspat eder kendini. serdar kurtuluş dahil hepsi kendi hatalarının bedellerini ödüyorlar. ha, beşiktaş ta ödüyor o bedeli ama yapacak bir şey yok. okan koç 27 yaşında 3. lig seviyesine indiyse artık...

ben üzülmüyorum bu çocuklara. tamam kulüp falan da önemli ama biraz da insanın kendisinde bir şey olacak.

devre arasında denizli şampiyonluk havasında olmayan oyuncular ya şampiyonluk havasına girecekler ya da gidecekler dedi. ve serdar 1 maç oynamadan gitti. iyi ki oynamadı, iyi ki gitti. burası beşiktaş. pas veremeyebilirim, rakip kadar çevik olmayabilirim. ama formamı yerim arkadaş ben orada olsam.

serdar gider ismail gelir. o da olmazsa ismail gider başkası gelir. ya aydın yılmaz olacaksınız ya arda turan. ikisi de aynı ocaktan yetişme. demek ki içinizde olacak. yoksa da yok.

Reserve ligin kurulması ve 23 yaş sınırı iyi oldu. Arık Muhammed gibi Necip gibi Erkut gibi oyuncular cok daha iyi tecrube kazanarak A takım seviyesine yukselecekler. Kim istemez ki 3-4 sene sonra 6 yerli 5 yabancı kuralı baz alınarak soyle bir 11 ile sahada olmak;


***********Yabancı*****************

*Rıdvan**Yabancı***Yabancı***Ismail

************Necip******************

****Yabancı********Muhammed********

**Yabancı****************Onur*****

*************Batuhan**************

jessie'ye tamamen katılıyorum.."ah nerede o özkaynak düzeni, neden eskisi kadar oyuncu çıkaramıyoruz A takım seviyesine" muhabbetinden o kadar sıkıldım ki..

Belli dönemlerde depreşen öz kaynak histerisi sürekli kısır döngüye itiyor bizi..Hocalar, takım yapısını kuranlar hemen günah keçisi ilan ediliyor..Yani bizim alt yapımızda 11 tane Nihat var da hiç birine şans verilmiyor yazık çocuklara!..

Beşiktaşta her sezon başı kampında alt yapıdan çok sayıda A takım için umut vaadeden isim katılımı oluyor. Bu hocaların garezi mi var yani alt yapıdan genç oyuncu oynatmamak için. Bir şekilde bu genç oyuncular yeterli gözükmüyor.
Tabii ki yabancı oyuncu manyaklığı gibi kronik hastalıklar da bazen oyuncuların önünü kesiyor ama nice Ahmet Cansun'lar Aydın Karabulutlar gördük ve göreceğiz..İyi ve gerçekten bir şeyler vaadeden bir oyuncuysan çok büyük şanssızlıklar olmadığını varsayalım o formayı hak edip giyersin diye düşünüyorum..

Benim sadece aklıma takılan ve hep BJK A takım forması altında görmek istediğim bi Adem Büyük bir de zamanında Cavcav'ın kaptığı Sezer Öztürk vardır.. bu da biraz alakasız oldu yeri gelmişken dökeyim dedim içimi:))

peki oyuncunun karakter gelişimini de takip etmek önemli değil mi?

lucescu'yu hep överiz sorunlu oyuncuları bir şekilde takımın en faydalı oyuncuları yaptığı için. o zaman pek bi nane yokmuş adamda. oyuncular sırma saç görünce bir anda karakterleri değişime uğruyormuş.

sürekli sorun yaratan ve oyuncunun bu özelliğini sürekli 'büyüten' bir kulüp, karaktersiz bir çocuğun yetişmesindeki en büyük suçlu olan anne ve baba kadar pastada en büyük paya sahip olmasa da birincil suçludur.

"demek ki adamın içinde yokmuş" dersek hiçbir zaman kulüp olarak gelişemeyiz, sorunlara çözümler üretemeyiz.

Üstad doğru diyorsun da, ben yine biraz "adamın içinde de olsun" isterim...Zorla güzellik olmaz değil mi?

adamın içinde olmalı da, kimse anasının karnında içinde olarak doğmuyor. eğer şu ana kadar batuhan gibi yetenekli oyunculara "disiplinsiz, yaramaz çocuk" diyerek sırtını dönüyorsan ve bundan önce bu tür oyunculardan çekmişsen(okan koç gibilerinin değil, altyapıdan yetişenlerin) buna göre yapıcan planlamanı. sanki türkiye'de hem aile eğitimi hem okuldaki sistematik eğitim mükemmel de adam biraz laçka çıkarsa burun kıvırıyoruz. o zaman madem öyle sen de türkiye'de bir ilke imza atıp beşiktaş akademisi kur, altyapıdaki hizmetlerini çoğalt ve eğitim verdiğin yaş grubunun alt limitini daha da geriye çek. rıza, şifo, ziya gibi adamları da bu altyapı çıkardı neticesinde. yalnız bir fark var, o zamanlar altyapıdan oyuncu yetiştirmek ciddi biçimde üzerinde duruluyor ve bunun temeli üzerinde günler harcanıyordu.