.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

1 Temmuz 2009 Çarşamba

Masal Masal Matias...

Futbol biraz takıntı işidir. Hakeme takarsınız, başkana, teknik direktöre ve en çok rastlandığı üzere bir futbolcuya takabilirsiniz. Burada bahsettiğim takıntı, olumlu manada değil elbet. Nasıl ki hakemlere taktığınızda, en ufak taç kararından dolayı bile çileden çıkabiliyorsanız, ya da kulüpte alınan en ufak kararı bile başkana ihale ediyorsanız, her mağlubiyeti bir futbolcuya ya da teknik direktöre bağlıyorsanız, futbolu sevdiğiniz açık ama yanlış şekilde sevdiğiniz de bir o kadar net. Matias Emilio Delgado Beşiktaş'ta üçüncü sezonunu da tamamladı. Herşey çok güzel başlamıştı aslında. Transferi taraftar için kapalı kutu gibi olsa dahi oynadığı ilk maçta, Süper Kupa Finali'nde Galatasaray'a karşı, umut ışığını yakmıştı. Ancak o maçın üzerinden çok geçmedi ki Ağustos ayının hemen başında ilk sakatlığını yaşadı. Ne yazık ki Delgado'nun kötü bir özelliği var, o da yaşadığı sakatlıkları kolay atlatan bir isim değil. O sakatlıktan sonraki iyileşme süreci oldukça sancılı oldu. Sahalara ismen döndü ancak, cismen bir türlü dönemedi. Kısa sürede sahaya çıksa da, ya çıktığı maçları tamamlayamadı ya da maçın ertesinde tekrar sakatlandı. Tüm bunlara rağmen sahaya çıktığı ilk lig maçında dahi kumaşını belli etmeyi başardı ve bakın şu anki teknik direktörü onun ilk lig maçından sonra yazdığı köşe yazısında Delgado'dan nasıl bahsetmiş: "Kartal'da 9 asker, bir genarele çalışıyor. Delgado gerçekten bir general. Bu açıdan bakarsanız, geldiğinden beri ne oynayıp, ne oynamadığı da çok önemli değil. Sezon sonunda istatistikleri alıp, bir inceleyin. Beşiktaş'ın gol ve puanların yüzde 70'i direkt veya endirekt olarak kesin ona bağlı kalacak. " Fakat gelin görün ki ilk yılki lig istatistiği toplam 1885 dakika (4 gol), yani toplam 20 maç gibi süreye denk geliyordu. Beşiktaştaki ikinci senesinde de sezona iyi bir başlangıç yaparak, taraftarın umutvar olmasını sağlıyordu Mati. Forvet olarak başladığı sezonda, önce şampiyonlar ligi ön elemesinde 3 gol atıyor, ardında da ligde takım kötü gitmeye başlamışken üst üste attığı gollerle (Rizespor,Bursaspor, Ankaragücü) puanlar kazandırıyor, Marsilya maçının son dakikalarındaki ara pasının akabinde Kadıköy deplasmanındaki müthiş performansı hakemin son dakika kararının altında kayboluyor, zayıf halka olduğu düşünüldüğü için gönderilen Cisse'nin tek başına idare ettiği orta sahaya rağmen sezonu 29 lig maçında 8 gol atarak kapatıyordu. Ancak kaçan şampiyonluğun ardından taraftarlar da artık ona sırtını yavaştan dönmeye başlıyordu. Ne de olsa iki senede doğru dürüst derbi kazanamayan Beşiktaş'ın 10 numarasıydı o ve o da artık mimlenmiş bir isimdi; dikkat etmesi gerekti zira artık bir çok taraftar maçtan çok onu takip edecekti. İkinci sezondaki ortalama performansı dahi onun transfer dedikodularına karışmasına yetmişti. Bu dedikoduları üreteten Türk basını da değildi, İspanyol basınıydı Espanyol'un ciddi teklifinden bahseden. Tam da bu sırada takım kaptanlarının patlak veren kavgası ve sonrasında takım içindeki sirkülasyondan dolayı kaptan olacak vasıfta bir ismin bulunamaması nedeniyle takımın mimlenmiş ismi Delgado 1. kaptanlığa, diğer bir tartışılan isim Nobre de 2. kaptanlığa getiriliyordu ki bu teklifin yapılması, tam bu kaptanlık mevzsuna denk gelince, son yıllarda kaptanlarını bir türlü yuvada tutmayan-tutamayan Beşiktaş, tarihinin en kısa kaptanlık yapan ismini Delgado olarak değiştirmek zorunda kalacaktı. Fakat bu ani gelişmeler üzerine acele bir kararla sözleşmesi uzatıldı ve bir hafta içerisinde hem takımın kaptanı, hem de en çok kazanan futbolcusu olmuştu. Elbette ki bu gelişmeler maçtan çok onu seyredecek isimleri çoğaltacaktı. Öyle de oldu. Beşiktaştaki üçüncü sezonu, yani daha bir ay öncesinde sonlanan sezonu da güzel başladı Delgado'nun. Herkes ondan büyük bir patlama bekliyor, üç yıllık biriken beklentilerin karşılanmasını umuyordu. Yine sezona forvet başladı, yine sezona gollerle başladı. Üst üste UEFA kupasında Siroki'ye karşı, ligde Antalyaspor, Konyaspor'a karşı gollerini atınca, taraftarlar "ha işte, oldu sonunda" derken, yine forvetten orta sahaya çekilmesi ile başlayan süreç, Metalist maçındaki bozgunla devam ediyor, bu arada Delgado bildik pısırık oyununa dönüyor, zaten yaşanan gelişmeler yüzünden gerilen taraftar artık kabına sığmaz oluyor ve ligin ilk yarısındaki Ankaraspor maçında da Delgado'nun tepkiler üzerine ağlayarak sahadan ayrılması ile son buluyordu. Bu maçtan çok kısa süre sonra Delgado sakat sakat oynadığını iddia edince, bu sefer de yalancılıkla itham ediliyordu ki, kimbilir belki de inandırıcı olmak adına İtalya'ya gidip tedavi oluyordu. İşin garip kısmı şu ki, gerçekten de kimse sakatlığının ne olduğunu tam bilmiyordu, ne zaman iyileşeceği konusunda net bir şey söylemiyordu. Tek bilinen Delgado'nun dizinden tedavi olduğuydu. Neyse ki tedavisi ameliyata gerek kalmadan bitiyordu da, dönüşü olabilecek en kısa sürede gerçekleşiyordu.! Dönüşü kısa sürmüştü ancak sakatlanması da bir o kadar kısa sürdü. Sakatlıktan sonra kendini toparlayamayan Delgado, tıpkı ilk sezondaki gibi kısıtlı sürelerde forma giyerken, akabinde de ligin son periyodunda sakatlanarak sadece şampiyonluk kutlamalarında yerini alabiliyordu. Bu sezonki lig istatistiği de şu şekilde, toplam 1839 dakika, 6 gol ve 6 asist. Tüm bunların dışında Delgado nasıl bir futbolcu? En belirgin özelliği soyadının hakkını vermesi, gerçekten de soyadı gibi cılız kendisi. Her Arjantinli gibi izlemesi oldukça keyifli bir adam, top sürüşü dahi estetik fakat her ne kadar bazıları onun çok bencil olduğunu iddia etse de, en önemli özelliği ayağında çok top tutmayan, sürekli tek pas düşünen bir yapıda olması. Zaten fiziği yüzünden ayağında çok top tutan eski model 10 numaralardan olması da pek mümkün değil. Ayrıca topla çok hızlı, bu da zayıflığından kaynaklanan bir özellik aslına bakarsanız, çünkü fiziği ile yavaş yavaş ilerleyemeceğine göre hızı ile birden dripling yapmalı. Kendisini forvette izleme şansımız ne yazık ki çok az olsa da, attığı bir kaç kafa golünden, kafa tekniğinin de ayak tekniği kadar yüksek olduğunu söylemek gerek. Ha bir de şutları var ki, o zaten Mati'nin en önemli özelliği. Bir de geçtiğimiz sezonun ilk yarısında takımın Cisse'den sonra en fazla top kapan ismi olması da aslında ne kadar hevesli oynadığının bir kanıtı. Genel istatistiklerine bakınca Delgado'nun, belki Tümer, Sergen gibi isimlerin Beşiktaş performanslarından çok farklı olmasa da, Alex ile sınırları genişletilmiş bir 10 numara anlayışından dolayı elbette ki yetersiz bulunması normal. Birinin genelde forvet, diğerinin genelde forvet arkası-arkası oynaması önemli değil, genel bir Dünya gerçeği vardır ki, Brezilyalılar efektif yapılarıyla ön plana çıkarken, Arjantinliler göze hitap ederler genelde. İkisi de forvette ya da ikisi de orta sahada oynasa yine arada Alex lehine bir fark olurdu, istatistiki anlamda, kabul etmek gerek. Tüm bunları bir kenara koyduktan sonra bugüne gelelim; Beşiktaş geceleri yaşayan bir kulüp oluyor özellikle yaz aylarında. Gece vakti bir bakıyoruz Matteo Ferrari transferi gerçekleşmiş, bir bakıyoruz Matias Delgado'nun 4 ay sahalardan uzak kalmasına neden olacak ameliyat kararı alınmış. Taa geçen sezon ortasından beri ortalarda dolaşan ameliyat söylentisi, sonunda gerçek olmuş. Ancak işin derinine inince ortaya nereden bakarsanız bakın, absürd bir tablo çıkıyor. Delgado'nun sakatlığı 6 aydır biliniyordu. Büyük ihtimal Yusuf'un ne oynayacağı tam bilinmediğinden ötürü devre arasında bıçak altına yatmadı. Hadi orada es geçildi, ligin bitmesine bir ay kala yine ıskartaya çıkmasına rağmen, ameliyattan söz edilmedi. Lig bitti, Delgado'nun Denizli'ye ameliyat olmak istediğini söylediği, Denizli'nin de şampiyonlar ligini düşünürek bunu reddettiği söylenegeldi. (Buradan okuyabilirsiniz) Tüm bunların sonucunda da bir gece baktık ki, antremanların başlamasının ikinci günü, geç alınan bir kararla, Delgado'nun kötü haberi tez yayılmış. Tabii birçok taraftarın bu habere oh dediğini de belirtmek gerek. Ne yazık ki bazen olmayınca olmuyor. Olmayınca olmuyor, hiçbirşeyi açıklamadığı için herşeyi açıklıyor gibi duran bir klişe ancak, Delgado vakasının da başka bir açıklaması olmasa gerek. Bilen bilir ne kadar sevdiğimi Delgado'yu. Beşiktaş'taki serüveninde bir çok ihale haksız yere onun üzerine kalmış olabilir, bunun sonucunda manevi olarak yıpranmış belki de kariyer olarak başka yerde olabilecekken şimdi çok daha geride kalmış da olabilir. Bunun tam karşılığı para olarak ölçülemez belki, sonuçta bahsettiğimiz insan kariyeri ve ailesi olan bir futbolcu ancak sonuç olarak da başka yerde kazanamayacağı paralar kazandı Delgado. En azından bu yönden içim rahat kendi adıma. Şu anki tabloya baktığımızda en erken dönüş tarihi Kasım ayı gibi gözüküyor Delgado'nun. Daha önce de dediğim gibi sakatlıktan kolay çıkan bir isim değil ki, bu ameliyat büyük ihtimal bu sezonu ve Beşiktaş defterini de kapattığını gösteriyor. Bundan sonra kaçınılmaz son sözleşmesinin dondurulması ya da feshi ya da gelecek sezon sakatlıktan çıktığında başka bir takıma transferi olacaktır. Ha olmadı, Kasım'da sahalara dönüp, bir türlü yapmadığı çıkışı yaparsa en çok ben sevinirim elbet ama ne demiştik; olmayınca olmuyor. Geçmiş olsun Mati.

31 Yorum:

stfud dedi ki...

freak güzel yazmışsın.ben de mati'nin durumunun oynadığı yer ile alakalı olduğunu düşünüyorum.ancak kimse buna bakmıyor.takımdan ayrılmasını hem beşiktaş hem de delgado için istiyordum daha fazla yıpranmaması için.bir yandan da delgado'ya bir sempatim olduğumdan gitmesini istemiyordum.aslında türk yapabilsek te takımda oynamasa da hep dursa ne güzel olur:)

krasotkin dedi ki...

benim burnuma kötü kokular geliyor. ince ve küçük hesaplar söz konusu gibi geliyor.

beşiktaş taraftarı duygusaldır. bu duygusallık ne yazıkki taraftarın kişiliğine biraz da havailik tohumları ekmiştir. işte freak delgadonun beşiktaş kariyerini baştan sona çok güzel özetlemiş. geldiği günden beri bir umuttur bekliyoruz. kendinden beklenen patlamayı yaptı yapacak.. bir galatasaray taraftarı olsa bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini beş, bilemedin 10 maç sonra anlardı. çünkü adamlar hagi görmüşler. adam daha türkiyeye gelir gelmez van deplasmanına gitmiş, çıktığı ilk maçta iki gol atıp takımına galibiyeti getirmişti. patlama yapacak adam ilk maçtan kendini belli eder. delgadonun süper kupa performansını da çok büyütmemek lazım.

denizlispor maçının son saniyelerini gözünüzün önüne getirin. yedek kulubesi tüm hazırlıklarını yapmış, hakemin son düdüğüyle sahaya dalmayı bekliyor sabırsızlıkla. matiasa kimler dikkat etti bilmiyorum, ama davranışları bu ameliyatın habercisiydi aslında. kulağı hakemde, gözü mustafa denizli de... hatta birkaç defa maç bitti sanıp da mustafa denizliye doğru sevecenlikle hareketlenmesi, ama sonra geri dönmesi.. en sonunda da maçın bitmesiyle birlikte soluğu mustafa denizlinin kucağında alması..

işte orada matias artık yıldızının söndüğünü, sahada yapacağı hiçbir şeyin takımda kalmasına yetmeyeceğini biliyordu. şu dünyada kendisine 2.1 milyon euro verecek olan başka hangi takım vardır allah bilir. matiasın da bu koşullarda çalıştığı bir takımı bırakmamak istemesi normal. sahada yapılacak işler kalmadı mı geriye saha dışı işler kalıyor. bu ameliyat davası da biraz ondan kaynaklı gibi.

eğer haber asparagas ya da söylentiyse kendisinden ve herkesten özür dilerim. ama nasıl ki geçen gün burada başkanın "olabilite" özelliği tartışıldı, benzer bir "olabilite" mevzuunun da delgado için söz konusu olduğuna inandığım için bunları söyleyebiliyorum.

çok büyük hayalkırıklığı...

Pamukk dedi ki...

Delgado sever olarak çok üzüldüm. hep onu suçlayan taraftarlarımıza "sakat o" diyerek sakinleşsinler istedim. Olmadı.
Umarım mümkün olan en kısa sürede sahalara döner, bizde yada başka bir takımda çok çok çok başarılı olur...

Adsız dedi ki...

Ben Delgado için değil Beşiktaş için üzülüyorum ve bu üzüntüm onun alındığı günden beri var.Onun için teknik oyuncu diyenlerede şaşırıyorum.Çalım atan oyuncu mu tekniktir? Şut tekniği dışında hiçbir özelliği yoktu.Top bile kontrol edemeyen 10 numara! Ayhan'dan sonra yediğimiz en büyük kazıktır Delgado.Bu ülkede bir vatandaşı daha var ondan kat kat iyi bir oyuncu;Colman.Trabzon takas etmek istese hemen yaparım.Ama onlarda onu önlibero gibi kullanıp harcıyorlar malesef.Umarım Delgado gider ve bizde kurtuluruz.

delgado dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Okan dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
delgado dedi ki...

güzel bir yazı olmuş.

herkes delgado'yu yerin dibine sokabilir, oyununa çok kötü diyebilir, aldığı maaşın a.k da diyebilir, oyununu sonuna kadar eleştirebilir beşiktaş'ın futbolcusu olmadığını da söyler, ki gayet normaldir bunlar.

ama şöyle bilerek sakatlandı, böyle sakatlanınca sevindim, inşallah yine sakatlanır deyip, matias'ı kurnaz olmakla suçlayanları görünce çok üzülüyorum.

denizlispor maçının sonunda ben delgado'nun samimiyetine inanmıştım mesela. takımla 300 gün geçiren birisinin denizli'ye yavşamak için elinde bir tek şampiyonluk kutlaması mı var yani?

belki de krasotkin'in dediği gibi, çok duygusalız. bilmiyorum.

Okan dedi ki...

delgado çoktan "patladı".
3 senedir katkısı ortada. ülker'e delgado için dünyanın parasını veren, delgadoya yıllık 2M €'dan fazla para ödeyen, kendisini takımın kaptanı yapan yönetime de selam olsun buradan.

pancurtaran dedi ki...

fener appiah icin sozlesme dondurma tarzı bisey yapmısmıydı?yoksa vazmıgecmislerdi sonradan?hatırlıyomusunuz?

krasotkin, denizli maçının sonundaki o güzel tabloyu nasıl böyle değişik yorumladın anlamadım doğrusu, ben saha kenarında içi içine sığmayan bir adam gördüm. ben mi safım yoksan bilemedim, herneyse:)


syhvbyz1903, top kontrol edemiyor dediğin adamın sadece bu seneki galatasaray ve hacettepe maçlarındaki gollerine bak da, orada o topu öyle kontrol edip net vuruş yapabilecek kaç kişi vardır, onu söyle lütfen.

Adsız dedi ki...

@freak;
bende sana oynadığı maçlara bak derim.Bir iki maçta attığı golü örnek vereceksek bende sana Osvaldo Nartallo diye bir topçumuz vardı onu örnek veririm.Attığı birkaç gol varki çoğu kimse atamaz.Ama onun kazma olduğu gerçeğinide değiştirmez.

Pamukk dedi ki...

denizli maçında ben de saha kenarında içi içine sığmayan bir adam gördüm. hala her gördüğümde tvde gülümseyerek gözlerim dolarak bakarım o ana..

luciano da sözleşme dondurma yapılmış sanırsam appiahta naptılar hatırlamıyorum

syhvbyz1903,ben orada iki tane alelade gol, ya da fantastik gol örneği vermedim. bir futbolcunun teknik olup olmadığını çok net olarak ortaya çıkaracak top kontrolündün yapıldığı iki golden bahsettim ki nartallonun böyle bir golü mevct değil. ha bir de zaten delgadonun teknik olduğunu değil de nasıl teknik olmadığını anlatmak için birşey söylemen lazım, zira bir futbolcunun tekniğini belirleyen şeyler top kontrolü, topu ayağından açmadan sürebilmesi ve ayak içi vuruş becerisi gibi şeylerdir. e bunun örneğini nasıl vereyim sana, delgadoyu beş dakika izleyen birisi bile adamın teknik olduğunu anlar.

neyse konu dağıldı, delgadonun faydasız olduğunu söylemek dışında sürekli zaten böyle yan yollara girilip iğneleniyor. yahu alındı diye çok sevindiğimiz nihat üç sene oynadı villarealde, bunun iki yılını sakatlıktan dolayı 0 golle tamamladı. merak ediyorum acaba villareal taraftarı ne diyordur nihat için.

cumkee dedi ki...

onu bunu bilmem çok sağlam patladı ,hemde öyle böyle değil...

krasotkin dedi ki...

denizlispor sevincini yaşama şekli samimi olabilir, ki büyük ihtimalle de böyledir zaten. ama o sevinçten çıkardığım anlamlar yine değişmez. samimi ya da samimi olmamakla beraber bir futbolcunun bilinçaltını göstermesi açısından önemlidir.

geçen gün takım ilk antrenmanına çıktığında takımda bulunan tek latin oyuncu delgadoydu. kendi kendime herhalde delgado zoru gördü, canını dişine takıp mücadele edecek diye düşündüm. üzerinden üç gün geçmeden gelen habere bak: "ben her türlü fedakarlığa hazırdım ama ne yaparsın, sakatlık işte" çıkardığım şey bu benim.

ceyhun dedi ki...

daha iyi özetlenemezdi. firik'e katılıyorum. sakatlıkları dışında tam performans segileyememesinin bir sebebi de yanındaki oyuncular. cisse, zan, toroman, üzülmez, holosko... bu adamların delgadonun yaptığı tarzda tek pasla rakip sahaya topu sürebilmesi pek mümkün değil. tello bile topu çoğu seferinde 3 hamleden sonra ayağından çıkarıyor. ernst delgado paslaşmalarına bakın bir de, hangisi daha efektif. yani kötü performansı vardı ama bir çok pozisyonda da eksik ve yalnız kaldı. takımla beraber artar bir oyuncunun performansı, delgadonun böyle bir şansı yoktu.

Adsız dedi ki...

Şut tekniğinin iyi olduğunu söylediğimi es geçmişsin ama teknik oyuncu olduğu konusunda anlaşmamaız mümkün değil çünkü benim için teknik oyuncu kriteri yan paslar hariç (DİKİNE)pas yüzdesi iyi olan ,nerede çalım ,nerede pas atacağını bilen ve bunu başarı ile yapandır.Ben bu adamı canlı çok izledim ve top kontrolünün iyi olmadığına da eminim.Bir de şunu belirteyim yanlış anlaşılma olmasın beşiktaş da oynayan her oyuncuyu severim sahiplenirim delgado da dahil ve 3 yıldır hep ondan iyi şeyler bekledim.Ama olmuyor işte bir ekrem kadar olamadı malesef...

Adsız dedi ki...

Bu arada Nartallo'nun 3 golünü burada da söyleyeyim belki hatırlarsın.BJK -Samsunspor(5-2)maçı,Kocaelispor-Bjk maçı ve Kadıköyde fenerbahçe maçındaki gollerini bulabilirsen izle.O zaman bana hak vereceksin.

ian dedi ki...

bravo bize gerçekten bravo.. ülkeye geldiğinde hedefi ispanya'da futbol oynanıp zor da olsa kendisi de pek ihtimal vermese de arjantin ulusal takımında seçilmek olan bir oyuncudan koca bir enkaz yarattık.. enkaz derken oynadığı oyunu ve istatistiklerini kastetmiyorum.. kafalarımızdaki delgado fikri şuan nedir.. koca bir enkaz.. ülkesinin en iyi altyapılarından birinde yetişmiş, uefa kupası gol kralı olmuş bir oyuncu olarak geldi beşiktaş'a.. yeteneklerinin bu ülke ortalamasının çok çok üzerinde olduğu da bir gerçek.. biraz taktik konuşalım.. arkasına iki tane iyi merkezi ortasaha koyabildik mi.. koyamadık.. sonra gidip onu marco aurelio ve stephen appiah'ın önünde oynayan adamla karşılaştırdık.. o adam da istatistik kağıtlarına coşkuyu verince biz ihaleyi kendi süpermen(!)'imizin üzerine yıktık.. delgado general olabilirdi.. ama yanında iyi askerler olmadan bir general ne işe yarar ki.. elinizde böyle yetenekli bir oyuncu varken, neden tüm planlamanızı onun etrafında yapmazsınız.. ne kaybedebilirdinizki.. şimdikinden kötü olmazdı en azından.. biz denemedik bunu ve şimdi suçlu o.. velhasıl sakatlıkları da formsuzlukları da eklenince, beşiktaş'ta efsane olma potansiyeli olan oyuncuyu kaybettik.. sadece biz değil tabi o da buna yardım etti istemeden.. artık bekleyip göreceğiz ne olacağını..

sinan dedi ki...

Mimlenmis falan degildir Delgado. Bilhassa ilk senesinin sonunda gonderilmesi gerekirken taraftar tarafindan devamli arka cikilan [hadi yavrum hadi olacak bu kez, bu mac Delgado patlama yapacak abi, feneri delgado hesabi], yetmedi kaptanliga getirilip ustune yilda 2.1 m maas baglanan [ki o parayi Besiktas disinda anca Katar'da bulur. Ispanya'da max. 1 m verirler, o da zor] bi' adam mimlenmis degildir. Pohpohlanmistir. Ama olmadi, olmayacak da. Yeter artik.

ne olursa olsun delgado gitmesin. sözleşmesi tekrar ele alınsın, 6+2+1 olsun, geri dönmeli luciano formülü uygulansın, telli babaya gidilsin ama delgado kalsın bu takımda. kendisine teknik değil diyenlere attığı çalımlardan sağlam bir compilation hazırlardım ama burası yeri değil, zamanı değil. ayrıca onun boşaltacağı alanı ne futbolda maksimum 2 yılı kalmış yusuf, ne de oyun kuruculuğu sadece pas atabilme kabiliyeti ve sert ortalarından ibaret olan tello yapabilir. benzerini almaya kalksan demirören hesabıyla 20000 tüp daha borcumuz olur başkana. uçurtmayı vurmasınlar, delgadoyu göndermesinler. duygusalım ulan:)

Adsız dedi ki...

@gökhan yıldız;
Sadece pas ve sert şut atabilen Tello oyun kurucu ve teknik! delgado'dan daha fazla gol ve asist yaparak kısıtlı kapasitesini de ortaya koymuşşş!!! Bende bir video hazırlayayım diyecem ama delgadonun pas hatalarını sığdırabileceğimi sanmıyorum.Üstüne basa basa tekrar edeyim futbol sadece çalımdan ibaret bir oyun değildir,yerinde ve zamanında doğru seçimi yapamayan oyuncu teknik olmadığı gibi yeteneklide değildir.Beşiktaşımız son 4-5 yıldır rakipler üzerinde baskı kuramıyor düşünün hacettepe maçında dahi baskı yiyoruz çünkü oyun kurucumuzun oyunu yönetme,pas trafiğini ve tempoyu ayarlama yeteneği yok şimdi kalkıp bu adama sabredelim diyorsanız eyvallah edelim ama senaryo değişmez sonrada yuhlanarak oyundan çıkar bu teknik arkadaş!!!!

Delgado o eleştirildiği maçlarda bile yokları oynamamış, takımın işleyen bi parçası olmuştu hep. Delgado'dan bir şey bekliyorsak, bunu orta saha yuvarlağı ve çevresinde beklemek abes kaçar. İkinci forvet olarak oynadığı vakit her daim üst düzey katkı sağlar bu takıma. Alex kadar futbol zekası yok ama şutları, pasları, çalımları ve özellikle de ilk topları kontrol etmesi en önemli özellikleri.

@ syhvbyz,
tello ve delgado arasındaki bir tekniklik karşılaştırmasında sen tello daha teknik diyecek raddeye geliyorsan teknik tanımlarımız farklı bence ve gelecek ne gösterir bilinmez ama delgado bir şekilde a takımından b takımına en az 10m € gibi bir paraya gittiğinde şimdi ne olursa olsun göndersinciler ile bir şekilde iletişimim olmayacak diye korkuyorum.
maç hafızam öyle 93 yılıydı, 8. haftada bilmemkimle maç yapıyorduk seviyesinde değil. ama bir örnek vereceğim yine de: fenerbahçe beşiktaş maçı. 3. dk'da bobo'nun volkan'ın sağından attığı golle öne geçiyoruz (pas delgado'dan). delgado'nun arkasında oynayan kimse yok, çünkü zaten ön liberoymuşcasına defansımızın önüne yaslanmış, oradan okyanus geçer gibi fener'in aurelio ve selçuk'tan oluşan, tek işi delgado'yu bitirmek olan, ömer üründül'den olacak ama ortasaha ve forvet blokları arasındaki bağlantıyı bitirmek için tek aşmaları gereken şey delgado'nun üstün bir performans ortaya koymasıydı, defansına tek başına kafa tutan adamdı delgado. orada amatör futbolcuların 5 yaşındaki çocuklara attığına benzer bir çalım atmıştı ki selçuk'a, orada işte ben bu adamın kumaşını gördüm. nasıl bir soruya harika bir cevap veren adamın zekasını, yerinde zamanında oturtulmuş bir espiriden birisinin mizaha çalışan nöronlarını hissedersiniz, o an bu adamın büyük para edeceğini anladım. sonra sürekli üstten auta giden frikikler, defansın arasında kaybolup gittiği maçlar oldu ama ben ümidimi kesmedim. türkiye artık futbolcu değirmeni oldu 3 büyük kulüp yüzünden zaten. az çıkan böyle yetenekleri bu kadar rahat harcamamalıyız bana sorarsanız. 4-3-1-2 lik sistemdeki 1 sayısının yerine gelecek delgado bize sonunda dedirtir bence ve kendisi de sonunda der.ilk yarı yusuf, tello ve serdar ile onun boşalttığı oyun kuruculuk pozisyonu idareten doldurulsun, sonrasında ise oynasın bu adam artık.

zubi dedi ki...

valla kusura bakmayın ama delgado sadece fm de 10 milyon euroya transfer olur.

çok ciddi bi ameliyat olucak ve nasıl döneceği bile meçhul. hepimiz biliyoruz ki delgado biraz nasıl desek, korkak bi futbolcu. çekingen diyelim hadi. bence iyileştikten sonra kendine gelmesi çok uzun sürecektir. her sakatlık sonrası da eyvah yine mi diye de bi soru oluşacaktır hem kendisinin hem de bizim kafamızda.

ayrıca ileri oynarken çok top kaybı yaptığına da katılıyorum. saç baş yolduracak derecede hem de.

bu adama gösterilen iyimserliğin de yüzde 10 unun serdar özkana gösterildiğini düşünmüyorum, sabrı hak eder hak etmez o ayrı. millet her maç sonras serdar özkana ana avrat küfür ederken , delgado çoğu maç kapalıya çağırılan ilk adam olmuştur. türk olsaydı ismail köybaşı transferinde takasta kullanırdık hazretlerini.

ameliyat olacakmış, iyileşecekmiş, 2 senedir tutamadığı formu tıtacakmış, büyük paralara transfer olacakmış. masal masal matias=)

Adsız dedi ki...

@gökhan yıldız;
Teknik oyuncu kavramımız farklı zaten bunuda söyledim konu delgado olduğu için bazı şeyleri farklı düşünüyormuşum gibi bir durum ortaya çıkmış.Gerek Yusuf gerekse de Tello'nun bu takıma katkıları olsada üst seviyede oyuncular olmadığını bende kabul ediyorum.Hatta Tello'nun daha iyi bir oyuncu alınması durumunda-ki bence alınmalıdır- yollanması gerektiğinide düşünüyorum.Delgado satılırsa ya da gönderilirse oyuncu alınmasın da demedim.Tabiki onun yerine daha iyi ve özelliklede daha istikrarı bir oyuncu alınmalıdır.Sende benim gibi sanırım daha iyi oyunculardan oluşan bir takımımız olmasını istersin.

pancurtaran dedi ki...

@gökhan yıldız

cok sevdigin,hayranlık duydugun ve herseyi basarabilecek yetenekte oldugunu dusundugun bir oyuncununun kotu oldugunu kabul etmek gercekten zor biliyorum(ben bunu pancuda yasamıstım.baska kisilerinde baska oyunculara hayranlıkları olmustur muhtemelen).senin simdi aklında delgadonunda 3 sene boyunca yaptıgı muhtesem hareketler kalmıs kabulumdur-ki gercekten boyle hareketleri var- ama bunlar cok az kalıyo be aga.bu adam varken biz oyuna agırlıgımızı koyamıyoruz,rakibe gucumuzu hissettiremiyoruz ve gercekten iyi isler yapabildigi maclar 10 macta 1maca seklinde.kısacası bence olmuyo delgadodan.ki aynı zamanda belkide turkiyedeki en delgadocu hocayla calısıyo son 9 aydır.

@gökhan yıldız,
bu adam gönderilmezse de sonra senin elde var umutla all in girmene gülümseyerek süper hırslı, istediğini sonunda yapabilen, forveti goller yöresi haline getiren bir adam haline gelirse o zaman elde var umutla all in girip, kazanmanın zevkini yaşarsın. ama ihtimaller ve istatistikler gördüğü yerde bu umudu söndürecekler nazgul gibi.
@ syhvbyz1903,
elbette daha iyi oyunculardan oluşan bir takım isterim. beşiktaşlı olmaları benim için iyi oyuncu olmalarında ele alınacak diyelim ki 20 kriterden biridir ama. bakış açıları, tanım farklılıklarından söz açılmışken araya sıkıştırayım dedim.
@pancurtaran,
eyvallah:)

curseof26 dedi ki...

Delgado'nun takıma dönmesi epey vakit alacak ve döndüğünde çok uzun zamandır beklediğimiz o patlamasını yapmasını beklemek iyimserlik ama sakat bir Delgado'nun satılması imkansız gözüküyor. Yabancı kontenjanı zaten fazlasıyla dolu ama taraftarlar hala transfer bekliyor(uz). Bir stoper alınacağı kesin gibi bakalım italyan mı alman mı yoksa başkası mı ? (gönül ister ki Coloccini olsun). Her halde Zapo'yu ikna edecekler. Ona da ayrı üzülürüm ama.

Bilmiyorum yönetimin aklına geliyor mu ama bence Delgado satılamayacağına göre genç bir oyuncu kiralayabiliriz. Gelecek vaadeden aynı zamanda kaliteli bir ortasaha. Bir yıldıza tonla para vermektense ve Delgado'nun muhtmel dönüşünde tekrar kontenjan sıkıntısı çekmektense iyi bir oyuncu kiralabilir.

Mustafa Denizli bu işe sıcak bakar mı, taraftarların beklentileri nasıl idare edilir orasını bilemiyorum ama yüksek bonserivis ödemektense kiralama yoluyla kulübe bir yabancı oyuncu takviye edilebilir.

Yetenekli, kendi kulübünde forma şansı bulamayan gelecek vaadeden Beşiktaş'ın oyun anlayışına uygun Türkiye'ye gelmesine kulübünün ve kendisinin ikna edilebileceği bir oyuncu bulunabilir mi?

Eğer bulunabilirse böyle bir şansın denemeye değer olduğunu düşünüyorum. Hem beşiktaşın eli de güçlenecektir. Aceleyle yok pahasına oyuncu satmak yada çok yüksek bedellerle oyuncu almak zorunda kalmayız.

Artık sözleşmesi opsyonlu mu olur bu tip teknik ayrıntıları bilmiyorum ama eğer başarılı olursa kulüpte kalabilecek bir oyuncu olmalı. Olmazsa sözleşmesi bitince el sıkışır kendisine başarılar dileriz.

Bobo'nun muhtemel gidişinde öncelikle iyi bir ortasaha alınabilir kiralama seçeneği görece daha güçlü olduğumuz forvet hattında kullanılabilir.

Yada tecrübeli kaliteli istekli bir oyuncu da kiralanabilir kısa vadede fayda sağlayacaktır. Tabi ki yine fahiş fiyatlarla olmamak şartıyla.

Böyle bir oyuncuyu bulmak kolay değil. Kiralık oyuncuların motivasyon sorunu olabilir. Şampiyonlar liginde tecrübeli bir kadro istiyorsak genç bir oyuncu isteneni vermeyebilir. Uyum sorunu vb sebeplerle zaten kısa olan deneme süresinde oyuncunun potansiyeli tam anlamıyla ortaya çıkmayabilir. Kulüpler genelde oyuncuyu aynı lige yada yakın liglere kiralamak isteyebilirler. Yada oyuncu sadece kiralık olrak sözleşme imzalamak istebilir.

Daha birçok dezavantaj sayılabilir ama iyi bir gözlemci ekiple bu kriterlere uygun bir oyuncu bulunabiir. Ve hem uzun vadeli hem de esnek bir seçenek diye düşünüyorum.

Olmadı kadromuzdaki ve ligimizdeki zaten kısıtlı olan gençlere şans vermek de iyi bir seçenek belki de en iyisi.

Bellamy. dedi ki...

delgado kendi eksikliklerini bilen amabir türlü üstesinden gelemeyen bir oyuncu oldu. sakatlıkları hariç basel maçı dışında çok yüksek bir performansını da hatırlamıyorum. röportajından hatırlatayım,

muhabir soruyor: hatalı paslarından eleştiriliyorsun, suç sende mi yoksa takım arkadaşlarınla hala uyum sorunu mu var?

delgado: suç tamamen benim. istediğim bazı pasları atmakta zorlanıyorum, bu kafasal mı fiziksel bir sorun mu bilmiyorum ama çözmek için uğraşıyorum.

ne kadar sevimli, takımını seven, yıldız, lider bir oyuncu olsa da takıma fayda vermeyen oyuncunun yük yapılmasını da anlamsız buluyorum. onun sorununu mustafa denizli de çözemedi ve çözemeyecek, belki dediğiniz gibi sorun mevkisindedir ama bu muhabbeti yapmak bile artık sıkıyor insanı. altyapıdan oyunculara bu kadar katlansaydık şimdiye batuhan nobre'nin yerine yerleşmişti.

MyT dedi ki...

Geldiğinden beri bir türlü ısınamadım Delgado'ya. Zürih'i tek başına yenmiş olsa da, ara sıra kalenin sağ çaprazından attığı gollerle mest olsak da ortada bir gerçek var Beşiktaş ile kanı uyuşmadı. Maçların ilk 10 dakikasında en ufak bir sertliğe, baskıya maruz kaldığında maçtan kopan bir 10 numara istemiyorum ben artık. Maliyeti ve sakatlıkları da cabası. Gitse de kurtulsak...

Yorum Gönder

Ara