.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

21 Mayıs 2009 Perşembe

Beşiktaş C.T 113 - Galatasaray C.C 71

Erkek basketbol takımımız biraz da maça gitmeyen, blogunda konuşmayan taraftarlarını utandırıp Galatasaray'ı ezdi geçti ve seride skoru 2-1'e getirdi. Açıkçası bunca sıkıntı içinde tek güzel şeydi sporcuların sezon boyu yaptığı mücadele. Bu maçta da aslında pek bir galibiyet beklentisi yoktu. Salondaki kişi sayısı bunu açıkça ortaya koyuyordu zaten. Ama oyuncularımız bizi bir kez daha utandırdı. Belki soyunma odasında maça gelmeyen taraftarlara bir ders vermek için and içmişlerdir bilinmez. Şimdi ise işler çok değişti. Önümüzdeki maç cumartesi günü yine Akatlar'da olacak. Ama bu taraftar - mesela ben - skorun 2-2'ye gelme umuduyla değil, ter akıtan, her ne kadar yönetim uğraşsa da Beşiktaş formasını ezdirmeyen sporcuları bu sene ilk ve belki de son kez alkışlamak için orada olacağım. İsterlerse 40 sayı fark yiyip seriye noktayı koysunlar. Yönetim, taraftar sevinmeyi hak etmedi belki ama sporcular bunu hakettiler... Cumartesi Akatlar'a koşmak Beşiktaş'lının borcu olmuştur...

9 Yorum:

Adsız dedi ki...

Bu sezon fazla ilgi gösterilmedi zaten takıma. Onlar en azından bir teşekkürü hakediyorlar..
Teşekkürler Beşiktaşım bu onur kırıcı galibiyet için.

Alper dedi ki...

Akatlar neredeydi ya hu

Noat Samisa dedi ki...

Bu ''hakeden takımını yalnız bırakan Beşiktaş taraftarı'' tanımlaması bugün için pek geçerli değil.Beşiktaş basketbolunu yakından takip edenler biliyorlar, bu takım o takım değil.Bu takım ancak 5. olurdu, onu da yaptı zaten.Şimdi de ancak Galatasaray'ı eleyebilir, fazlası olmaz.Bugünden görünen bir şey değil bu, daha sezon başında görülen bir gerçek.Böyle deyince cevabı hemen ''cefakar taraftar'' oluyor.Tamam seviyoruz, peşinden gidiyoruz, ama ahmak değiliz.Biz de görüyoruz, karşılaştırıyoruz.Yanlışlar gözümüze sokuldukça, ben para verir iken, gürültü çıkarmak için boğazlarımı yırtıyorken atıyorum x önemli maçta arkada demlenen adamlar bedava giriyorsa ya da bir önceki futbol Türkiye Kupası finali öncesindeki gece bayan basket final maçına 50 kişi geliyorsa, bir düşünmek gerek.Futbolda da oluyor falan, apayrı kapsamlı bir konu da aile ortamındaki Akatlar'da olması benim çok canımı sıkıyor.Her maça gelen insanlar neden geliyorlar?Dolu tribünler neyi, boş tribünler neyi ifade ediyor?düşünmek gerek.

Geçen sezon neredeyse hiç süre almayan Cevher Özer, bu sezonun en değerli oyuncusu oluyorsa ben Akatlar'a maalesef koşa koşa gidemem.3 yıl evvel Akatlar'da bayan-erken duble basketbol gecesi vardı, ben biliyorum insanlar kolundan tutup adam getiriyorlardı maçlara.3 yıl evvel sahada olan Erdal Bibo'lu, Levent Bilgin'li; Kerem Tunçeri sonrası saykodelik Reese'li takım bugünkünden daha sevimliydi.Basketbola gelen para futbola aktarılmış, bu basketbolcuların suçu mu?Elbette değil ama benim de derdim değil açıkcası.Çünkü onların da derdi değil.Bu takımı alkışlayacağız, alkışlarız da.Ama Cevher bilmem 600 bin isteyecek, 180 bine oynayan Baxter 300 isteyecek, kardeşi gibi Muratcan da 2 mislini isteyecek, Adem Ören ve Mehmet Yağmur yıllardır kendilerini 1 gram geliştiremeden bu kadroda olacaklarlar falan.Neyini alkışlayacaksın bu adamların?Beşiktaş forması olana alkış ama sadece alkış.Fenerbahçe, Efes, Galatasaray bütçeleri 10 milyon aşmışken biz 2 milyona takım kuracağız, o para da Adem'e, Mehmet'e, sezon başı istatistikçi Austin'e gidecek.Hentbol takımını alkışlamak gerekti, ben utancımdan maçlara gidemiyorum.Bütün sezonun kahrını çekenler bugün salonda şampiyonluk kutlamışlar, ben evden alkışlamak ile yetindim.Beşiktaş orada, hiç yoktan bu sezon futbol takımında.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

noat samisa, farklı noktada değiliz. bak başka bir yere yazdığım yazı;

beşiktaş kulübünün bir basketbol stratejisi olsa ondan da bahsedecek blogtur.

bugün beşiktaş takımının kaptanı yasemin horasan, galatasaray formasıyla "kupaları biz alırız" diye tshirt giyip avrupa kupasının bir parçası oluyorsa orada beşiktaş'ın bir basketbol stratejisi olduğundan bahsedilebilir mi?

bir beşiktaş'lının kendi akıl sağlığını korumak adına bu sporlarla ilgilenmemesi bile gerekebilir. düşünsenize sevdiğiniz bir basketbolcu var. mesela khalid el amin. beşiktaş'ın parası yok diye telekom'da oynuyor. allah allah, gordon ve diatta'ya para bulan beşiktaş taraftarın sevgilisi el amin'e neden para bulamamış?

el amin seviyesinde sevilme potansiyeli olan bir başka oyuncu tuğba palazoğlu. o da eski kaptanımız gibi sarı kırmızılı tshirtle avrupa kupası kaldırdı. beşiktaş'ta olduğu sene tam da play off yarı final serisinde maddi problemler gerekçesiyle kadro dışı bırakıldı. maaşını alamıyor tabi kız.

beşiktaş basketbol branşlarında sözleşme imzalarken 2 senelik sözleşme imzalayan sporcu, 2. senenin başında otomatik olarak kaptan oluyor zira diğer bütün sporcular takımdan ayrılmış oluyorlar.

bu sene beşiktaş erkek basketbol takımı yabancı kontenjanını doldurmuş değil. nedenini biliyor musun? sezon başında aldıkları yabancı oyuncular maaşlarını alamadıkları gerekçesiyle takımdan kaçtılar. beşiktaş ta gitti başka yabancılar aldı. sonra onlar da benzer sebeplerden kaçtılar ve beşiktaş basketbol takımı, bir takımın sene içinde yapabileceği yabancı transfer kotasını doldurduğu için son giden yabancının yerine oyuncu alamadılar.

sonra gelir ve beklerler ki salonlar dolsun, beşiktaş diye tezahürat yapılsın, mevcut kaptana üçlü çektirilsin, beşiktaş diye bağırılsın. gerçek beşiktaş'lılık kaptana üçlü çektirmek yerine o kaptanın maaşını alması için yönetim üzerinde baskı oluşturmayı gerektirir. kimse de, seyirci salona gelmiyor ki bahanesinin ardına saklanmasın. sporsor anlaşmalarını babamla mı yaptın? veya niye yaptın? ülker, oyuncunun maaşını ödeyemeyecekti de adını neden sattın ülker'e?

işte bu yüzden basketbol yazmayan blogtur. çünkü yazılacak bir şey yoktur. amerikalı basketbolcun 15 sayı geride olduğu maçın devre arasında son saniyede rakibin salladığı atışın ribandunu aldı diye istatistik tutan birime koşup bana 1 ribaund daha yazın diye çaba sarfediyorsa orada sadece cevher'in, kaptan'ın ve bir kaç oyuncunun çabası takdir edilebilir. onlar da sezon sonu gideceklerdir zaten.

o zaman ben neyi sevip ne hakkında konuşacağım arkadaş... bu takım küme de düşer, hiç problem değil. ama maaşını almayan oyuncuların oyunları üzerinde yorum yapmak çok büyük haksızlık be abi.

T. Egemen Gul dedi ki...

Besiktas kulubunun Basketbol yöneticilerinin beceriksizligi neticisinde bu durumdadir. Gelen koç, giderken butun oyuncularla beraber gitmektedir ne hikmetse..

Bu arada Futbol yöneticileri beceriksiz degildir.. Onlar harikalar yaratiyor..

EnisteKolaKoy dedi ki...

Maça gidenlerdenim ben de... 800-900 kişi falan vardı. Bu seneki maçlara bakılırsa fena değildi bu sayı aslında. GS sanki bu maçı umursamazmış gibi bir tavırdaydı sanki. C.tesi günkü maçı kazansak bile, sonraki maç yine Daruşşafaka'da.

Geçen forumda bi arkadaş yazmıştı. Biz basketbolda altın çağlarımızı Cola Turka'sız dönemde yaşamıştık. Bu sene takımımızı resmen Efes Pilsen'e verdik. Tabi bunda yönetimin basketbol gelirlerini futbola aktardığını da gözardı etmemek gerek.

Ancak ben olsam yine de devam etmem Cola Turka ile ama resmen teslim ettik takımı sanki Ülker Grubu'na. Adamlar FB'yi Ülker'le birleştiriyor. Bizim takım alt marka ile işbirliğinde. Ben yönetici olsam direk reddederim baştan bu sponsorluğu. Çünkü algı olarak da geriye düşüyorsun, takım olarak da. Adam orda bütün takımını FB'ye veriyor, biz burda 1-2 milyon dolara sponsor bulduk diye seviniyoruz. Bu konuda daha iyi bir sponsor bulmamız hem imaj açısından hem de maddi açıdan şart.

Malvinas dedi ki...

Umutlandırıp utandırmayın demiştik vakti zamanında.
Sonra bir de başkanın telegolde söylediklerini hatırladım, o maça gitmenin hakkaten anlamı yok gibi...

buyrun okuyun;
http://malvinas1.blogspot.com/2009/05/besiktas-sampiyon-ama.html

T. Egemen Gul dedi ki...

Daha once amatör branşlarla ilgili görüşümü belirtmiştim; her zaman destek diyordum özetle..

Bakın Beşiktaş Serdar Bilgili doneminde diğer branşlarda da çok başarılıydı. Fakat bir gerçek var, gözardı etmemiz mumkun değil; şirketleşme, borsa vb şeyler tek takım, o da futbol takımı, yani futbol kulubu olarak belirlenmiş gibiydi..

Neyse.. Bence sistemi acilen oturtmaliyiz.. Bayan voleybol, hentbol, vs... Erkek voleybol, hentbol gibi ana dallarda.. Atletizm, engelli takimlari, boks, güreş, masa tenisi, yüzme gibi amatör branşlarda sistemi oluşturmak zorunda..

En kısa ve acil çözüm olarak, üniversitelerle yada markalarla anlaşmaktır.. Altyapi problemleri ortadan kalkar, kulüp genişler.. Fakat yönetmesi zorlaşır..

Yapilacak şey Göztepe ve Altay gibi iki köklü klüp birleşsin Izmir takimi oluştursun şeklinde değil de mesela "Beşiktaş Koç Holding Erkek Voleybol Takımı".. "Beşiktaş Tesco Kipa Yüzme Takimi".. "Beşiktaş Mediamarkt Bayan Basketbol Takimi" gibi.. Böylece hem ana branş olan futbola mal destegi saglanir, hem de diger branşlara ekonomik destek..

Çok zor değil bu söylediğim.. Aslında işi GS ve FB'ye oranla daha da kolaylaştırıyor Beşiktaş'ın bu sözde büyük çekişmenin içinde yer almamasi ve her iki takimin taraftarinin da muntazaman destekledigi bir marka olmasi..

Ama işte orada yine başarılı yöneticiler gerek.. Sorumluluk gerek.. Anlaşma yapabilme ve ikna yeteneği gerek.. Yoksa Beşiktaş marka olarak çok güvenilir bir marka değeri oluşturabilirdi zihinlerde..

asist time dedi ki...

Dun ki maçta da kotu bir yenilgi alıp sezonu kapattık. Salih cok guzel herseyi ozetlemiş. Besiktasbasket.com u takip edenler zaten bu gercekleri ve bu takımın neler yapabileceklerini cok iyi biliyordu. Reggie Butler bu takımda benchde oturdugu gun zaten sezonu kapatmıştık. Bir arkadas Cola Turka demiş adamlar daha ne yapsın 5 milyon dolara yakın para basketbola yatırmamız icin veriyor ama biz farklı yerlere harcıyoruz.

Su anda Galataray'ın butcesi 11 milyon Fener,Telekom,Efes uclusu de zaten en az 25 milyon dolar butcelere sahipler. Telekom 3 aylık Kenan Bayramovic e 800 bin dolar verdi. Besiktas da Tello senelik 900 bin euro ya oynadı. Iste Turkiye'de basketbol da artık eskisi gibi 1.5 - 2 milyon dolarlık takımlarla iş olmuyor. Ahmet Kandemir ile sezon basında ki muhabbetimizde 1.5 milyon dolara ust sıralara oynayabilecek bir takım oluşturabileceğini soyluyordu ama artık bu kadar cıta yukselmişken 3 le 5 le şampiyonluğa oynamak takım cok zor. Bir de Telekom'un da gelecek sezon Gs a butce ayıracagına da dusunursek soylentilere gore 14 milyon dolarlık bir basketbol butcesi ayrılacagı dusunuluyor. Basketbol takımımız bundan sonra hedef bir takım olabilmesi icin artık ya Efes Pilsen ile ya da Mansimov gibi zenginleri basketbol subesi icin goreve davet edilmesi lazım. Futbol takımına prim veren verene oyunculara zaten yonetim prim veriyor sende basketbol a yatırım yap bari.

Yorum Gönder

Ara