Haftasonu Eskişehirspor maçını çok farklı bir atmosferde izledim. Hayatımda ilk defa gittiğim Van'da, bir sitenin bodrum katına konuşlandırılmış bir televizyonda, site sakini 5-10 ahali ve bir de henüz 10 yaşlarındaki Adem'le beraber izledim maçı. Adem hariç herkes Eskişehirspor'u destekliyordu, yani aslında Sivassporu... Hatta Eskişehirspor'u destekleyenler arasında aslında ben Beşiktaş'lıyım diyenler de vardı ama, Anadoludan bir şampiyon çıkma ihtimali şimdiden cezbetmiş herkesi, Adem hariç. O inanmış şampiyonluğa, takımını televizyon başından destekliyordu. 10 yaşında olduğuna bakmayın Adem'in, futbola spirit'den daha hakim. Ama o da iflah olmaz bir Bobo hayranı, tek kusuru buydu ama vurmadım yüzüne. Zaten bir de Bobo gol attıktan sonra nasıl vurayım ki hem? Bülent Uygun'u sevmek hiç kolay değil. Hele Mecnun Odyakmaz'lı bir Bülent Uygun'u sevmek için büyük bir hümanist olmak gerekiyor. Ancak bu ikiliden bağımsız olarak Sivasspor'u sırf Anadolu'da yarattıkları bu heyecan için tebrik etmek lazım. Ayrıca dar bütçeleriyle büyük takımlarda görünmeyen istikrarı sağladıkları, enikonu belli bir sisteme sahip oldukları, alternatifli bir kadroları oldukları için saygıyı da oldukça hakediyorlar. Ha bir de taraftarlarının halen ancak TRT 3'ün nostalji maçlarında gördüğümüz saflığa sahip olmaları da ayrı bir güzellik. Onlar tüm bu özellikleriyle beraber Anadolu'yu arkalarına alsınlar biz de zamanında Anadolu'nun en sevdiği büyük takımken neden bu özelliğimizi kaybettik onu düşünelim. Ya da durun bunu şimdilik 5 hafta sonraya bırakalım da şampiyonluk yarışına geri dönelim. Sivasspor son beş maçlık periyot dikkate alınırsa, ligin ilk yarısında bu beş maçlık periyotta 5'te 5 yapmış. Yani Gaziantenspor-İBB-Hacettepespor-Gençlerbirliği ve Galatasaray'a karşı ilk yarı beş maçı da kazanmışlar. Bu kötü işte. İşin ilginç yanı bu 5 maçlık periyot dışında, 3 maçı dahi üst üste kazanamamış Sivasspor. Bülent Uygun'lu Sivasspor'un bir ilginç yanı da, genellikle aynı takımlara ya da aynı tip takımlara puan kaybetmiş olması. Runje'nin ikramda bulunduğu bir Beşiktaş maçı ile göreve başlayan Bülent Uygun o zamandan bugüne kadar 85 maç yapmış, bu maçlarda 51 G-16B-18M gibi bir istatistik yakalamış ve puan kayıpları yaşadığı maçlar üç büyükler haricinde genelde Antalyaspor, Ankaraspor, Konyaspor ve Kayserispor'a karşı olmuş. Bu takımların genel özellikleri, rakiplerine karşı büyük-küçük ayırt etmeden sürekli gömülü bir defans anlayışı ile oynamaları; o zaman bu istatistikler neyi işaret ediyor, hep söylediğimiz gibi Sivasspor karşısında çakılı defans yapmak, Sivasspor'un hızlı ama çok teknik olmayan futbolcularını zorlamakta. Zaten Sivasspor'un taktiği, geride sıkı durmalarına dayanıyor. Gerideki stabil yapı, ileriye çok hızlı ve organize olarak çıktıkları için Türkiye liginin henüz pek alışık olmadığı hızlı akınlarla sonuca gidiyorlar. Sakın bu taktiği basit bir ileriye topu şişir, bir gol at üzerine yat şeklinde küçümsediğimiz zannedilmesin zira dediğim gibi bu kadar organize atağa kalkmak önemli bir maharet. Bunu bizim dememize gerek yok, maharet olduğunu zaten puan tablosu da söylüyor ancak bu taktiğin de panzehirinin aslında çok uzaklarda olmadığı, Sivasspor'u zorlayacak taktiğin yine kendi taktiklerine benzer bir taktik olduğunu söylemek gerekli. Son Trabzonspor maçlarındaki gollere bakınca bu açıdan, Beşiktaş karşısında cezasahasına yığılıp, Sivasspor karşısında kontraya yakalanmasalar bile cezasahasında kalabalık oluşturamayan Trabzonspor'un 3-0'lık mağlubiyetini fazla yadırgamamak gerek. Buradan çıkarak da kalan maçlara bakarsak, Sivasspor'un zorlanması muhtemel maçları İBB ve Gençlerbirliği olmalı. Zira iki takım da bu ligin iyi kapanan takımlarından. Gaziantepspor ise geleceğin planını yapmakla meşgul olan yumuşak bir takım olduğu için çok fazla birşey beklenmemeli. Tek umut, yeni teknik direktörlerinin geride kalan üç haftada henüz birşey göstermemiş olması nedeniyle, kendisini ispat etmeye çalışacak olması olabilir. Galatasaray maçı için ise yuki the zorba, biletlerini Sivassporlulara vermeye hazır Galatasaray'lılar var dese de tanıdığım Galatasaray'lıların Sivasspor nefreti yüzünden kolay geçmeyeceğini düşünüyorum. Son olarak, tıpkı Haşmet Babaoğlu gibi çok konuşup aslında hiçbir şey söylememek olmaz. Şahsi kanaatim Sivasspor'un bu periyotta beşte üç yapacağıdır. Kırılma maçlarının İBB-Gençlerbirliği ve Galatasaray olduğunu düşünmekle beraber, Anadolu'daki heyecana tanık olmama rağmen sırf Adem için böyle olmasını da umuyorum.