.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

15 Nisan 2009 Çarşamba

Alen Özür Dilemiş

Geçtiğimiz gün Alen Markaryan Meşale Organizasyonu'nda yaşanan hadiseler nedeniyle Polis teşkilatından özür dilemiş. Ben anlamadım. Alen'in bu ilk özür dileme girişimi değil. Daha önce de şimdi "Beşiktaş'ı bir daha şampiyon yaparlarsa s....ler beni" diyen Sinan Engin'den de özür dilemişti. Özür dilediği saniye çok daha büyük bir bomba almıştı kucağına. Sonrası malum... Denmiş ki, "İzin alınmadan böyle bir organizasyonda bulunmanın gereksizliğini anladık, Alkolün etkisiyle bazı arkadaşlar yanlış hareketlerde bulundular..." Yok benim bunu anlayabilme ihtimalim yok maalesef. Polisten özür dilenilmez. Özür dilenecek bir merci değildir çünkü Polis. Eğer hukuka aykırı bir davranış olmuşsa, yani Polis'e taş, bira şişesi veya yumruk atılmışsa bunun hukuki cezası bellidir. Bu davranışların içine girmiş kişileri kulağından tutup teslim edersin. Polis de gereğini yapar. Özür dilemek, yapılması uygun eylemlerden biri değildir. Sorular şunlar;
  • Polis teşkilatı, yoldan geçen alakasız insanlara biber gazı attığı için özür mü dilemiş? Veya dilemişse bunun ne anlamı olmuş?
  • Polis benle polise saldıran kişiler arasındaki farkı ortaya çıkarmak adına hangi girişimde bulunmuş?
  • Polis kendisine bira şişesi atan kişilerin bulunduğu/bulunmadığı "kaldırımlara" biber gazı sıkarak hangi görevini yerine getirmiş?
  • Alen Markaryan, polise darp etmek suretiyle suç işlemiş kişilerin bulunması adına hangi girişimlerde bulunmuş?
Ben Alen Markaryan'ın Polis teşkilatından özür dilemesini içime sindiremediğim gibi, o gün bana yapılan muameleyi de içime sindiremiyorum. Tek isteğim var o da karşılıklı özür dilenmesi değil, kanun dışı eylemlerde bulunan vatandaşların da, polislerin de en ağır şekilde şekilde cezalandırılmasıdır.

8 Yorum:

Baska bir blog'umda uzun uzun yazdim. Ozet geceyim burada.

Polis Turkiye'de anne-babanin simarik cocugudur. Her bir halti yer, kimse laf etmez, pispislamaya devam eder. Manisa'da genclere iskence yapar, Festus'u oldurur, bankta oturana ucan tekme atar, Metin'i duvardab asagi atar, dur ihlali icin tekerlege mermi sikar, mermi seker adamin ense kokunden girer vs. Peki ne olur bunlarin sonunda?

Populer basindan, Manisali gencler haricinde, bu davalarin, sorusturmalarin sonucunu okuyabildiniz mi? Tabii ki hayir. Ben soyleyeyim. Hepsi beraat.

Eh, populer basin seni elestirmezse, 80 sonrasi ambale kusak "Polis haklidir tabii" derse, Toroglu gibiler "Az bile yapmis" derse; polis de "Lan ne yapsak yiyor bunlar" deyip hincini, stresini bizden cikarmaya devam eder.

T. Egemen Gul dedi ki...

Genelde soyle bir problem vardir ulkemizde; kendisine bir şey yapılmadan ses çıkarmaz vatandaşımız. Kendisine yapılmadan sesini yukseltmez koyun gibi devam eder hayatına.

Bu yaziyi yazan Jessie'yi tanımıyorum. Geçmişini de bilmem. Siteye de geçenlerde denk geldim. Arada bir de bakıyorum. Ne bir önyargım var kendisine karşı ne de herhangi bir zıt görüşüm yazdıklarına.

Bundan 2 hafta once.. Okulumun önündeki arabalar çekilmeye başlandı tek tek. Uyarı falan da yaptılar öncesinde. Evet, oraya araç park etmek de yasak fakat yeri geldiginde milletvekili oğlu sayesinde o park yapılmaz işaretinin kaldırıldıgını da biliyoruz. Ama bu son araç çekme olayının sebebi bizzat universite. Cunku otopark yaptırdı. Park yapılmazlar tekrar asıldı. 3,5 TL alıyor araç başı. Temiz para valla yalan yok..

Neyse.. Tam okuldan çıkıyorum, cocugun biri araci cekildigi icin zabıtaya soruyor, kizin biri bir baskasina, biri polisle muhabbette falan. Benim araç dogru yerde beni bekliyor bu arada. Ama dayanamadım her zamanki gibi.

Dondum zabitalardan birine; "okul belediyeyle de polisle de ne guzel anlasiyor valla. bugune kadar neden cekilmiyordu?" dedim. Arkadan bir ses "devam et arkadaşım". Yürüyorum.. Aracın içinde değilim. De sen kimsin amına koyayım lan?! "Anlayamadım beyefendi" dedim. "Yürü hadi işineee, ben trafik polisiyim" diye bi cevap daha sağ el sol el amansızca sallanıyor bir yandan da.

"Bir, trafik polisisin ama kimse anasinin karnından konuşmayı ogrenerek dogmuyor. Iki, yuruyup yurumeme kararim bireysel bir karar seninle bir alakası yok. Üç, beni minibüs mü zannettin?" dedim.

Ve ilerlemedim. Durdum. Geldi suratıma 6 parmak mesafeden agzindan tukrukler sacarak "sen türk polisiyle nasıl konusuyorsun lan!" dedi.

"Bagirmayi kes, kolumu da bırak" diye ondan daha otoriter bi şekilde ve 2 parmak daha yaklaşarak reaksiyon gosterince de geri adım attı. Dondu cevredikilere "Kim bu?" falan diye sorup babamın/annemin/amcamın/dayımın/dedemin falan onemli biri olup olmadigini kontrol etti hızlıca. Ses yok tabi. Cunku tanıyan yok cevrede. Benden bir ses daha yukseldi "bu arkadasin hizmet numarasını ogrenebilir miyim?".. Anlık tepkiler.. Bilmiyorum, neden o an o şekilde davrandım ama sonrasında aynı polisten özürler, kusura bakmalar, biz de sabahtan beri uğraşıyoruzlar.. Siktir lan dedim içimden dondum ilerledim.

Belki topluca bir anda duzelmeyecekler ve oyun sahası olmadıgını anlayacaklar polisler ama boyle tek tek azarlanınca kendine gelirler.. Belki de gelmezler bilmiyorum..

Bu yorum yazar tarafından silindi.

çok da ayrıntılı sosyolojik çözümlemelere gerek yok bence bu özür olayı üzerinden. çok basit bir sebebi var. alen bundan sonraki maçlarda şampiyonluğa giden takımın üstünde, polis baskısının demokles'in kılıcı gibi sallanmasını engellemek için yaptı bence bu ziyareti. evet, benim de hoşuma gitmedi. ama anlayabiliyorum. kendi tribününü herkesten iyi tanıyor bence. özellikle kapalının sinirlerinin ne kadar laçka olduğunu hepimizden iyi biliyor. mevcut koşulların tribünde polisle bir arbedeye ve hatta sosyal patlamaya bizi sürükleyebileceğinin farkında. bunun yaptırımını da hepimiz gayet iyi biliyoruz: saha kapama. bu durumun bu kadar net ve sığ bir açıklaması var. etik açıdan doğruluğunu tartışırım ama beşiktaş'a faydasını tartışmam.

arif dedi ki...

polisler bırakın bu ülkenin şımarık çocuğu olmaya artık iyiden iyiye ülkenin adeta ali kıran bas kesenleri olmuslardır.Kimlik sorarsın dayak yersin vukuatlar sonucu karakola gidersin olaylar iyice içinden cıkılmaz hale gelir.Lokantada oturan yaslı amcaya 1 mayıs günü atılan tokat hala gözlerimin önüne geliyor ne zaman polis dense.İşte çoğu vatandaslarımızda bu imaj uyandırıldı ve polislerden insanlar yavas yavas soğumaya basladı.Bu arada polis haftası nedeniyle tvlerde boy gösteren klip dönüyordu ne kadar uyuyor değil mi türk polisi bu klibe?

theotheo dedi ki...

alen markaryan'a teşekkür ediyorum.

maç zamanı trafiği tıkayın, meşalelerle insanların canını tehlikeye atın, oradan geçen kızlara laf atın, yolun ortasında hayvan gibi içip sıçıp millete dayılanın. sonrada demirören istifa falan dersiniz. gerçek beşiktaş taraftarı bu mudur?

yoksa efendi gibi maçına giden, tezahüratını yapan, efendi gibi dönen, adam gibi adam olmak mıdır beşiktaş taraftarı olmak.

bence ikincisi. futbol taraftarlığında iki tip profil vardır. 1)apaçi taraftarlık. 2) efendi taraftarlık. siz apaçilerin yanındaysanız, beşiktaşı küçültürsünüz, eğer efendi taraftarsanız beşiktaşı yüceltirsiniz.

buna artık bir karar verin. hangi taraftasınız?

Ustteki yorumu Adnan Aybaba yapti.

marpione dedi ki...

bu adnan aybaba fake galiba. gerçek olduğuna inanasım yok.

Yorum Gönder

Ara