9 Şubat 2009 Pazartesi
Kimdi Bu Adam?
bana kalırsa ..... son yıllarda beşiktaş'ın yaptığı en iyi transferdir ve gelecekte çok ciddi rakamlara büyük kulüplere satılabilecek bir yatırımdır. bu transferde eleştirileri üstüne çeken bonservis ücreti ise ....... kalitesinde bir futbolcu için çok ama çok doğaldır.
(dalamar)
burak yılmaz, ibrahim akın, ahmet dursun, nobre, ailton vs, vs sonrasında karşımıza çıkıp, rüzgara takılıp düşmeden nasıl forvet oynanır göstermiş futbolcu... evet ilhan'ı anımsatmıyor diyemeyeceğim...
(yuki the zorba)
tv'den değil de oyun alanının tamamını ve topsuz oyunu daha rahat görebileceğiniz stadyumda izlerseniz bu adamı, çok rahat görürsünüz ki kalitesi bu ligin çok üzerinde. evet pahalı bir transfer oldu ama kimlere ne paralar verildiğini gördük. 2. yarının başından beri beşiktaş'ın tüm hücüm opsiyonlarının temeli olarak pahalı transfer sözlerini iyi yatırıma doğru dönüştürmektedir şu an kendisi. nazarlardan saklasın yaradan..
(raul gonzalez)
koşu yoluna top atmaya gerek yok bu adamın. topu alıyor ve önundeki yolda rakip olup olmaması farketmeden o yolu koşu yolu yapıyor. hem de surekli yapıyor efendim. durduramıyorlar.
(purplepurple)
futbol izlemekten ziyade futbol konuşmayı sevenlerin memleketinde hakkında yazılan entryleri okuyup gönlümü şenlendirdiğim futbolcu... allah esirgesin, ağır bir sakatlık geçirmezse önümüzdeki iki yıla damgasını vura vura ses getirecektir... bundan üç ay önce delgado'nun şanssızlığı o acaip form tuttuğu günlerde önünde burak yılmaz, sağında ise takıma yeni gelmiş cisse ile oynuyor olmasıydı... o acaip formundan bir nebze faydalanılabildi o dönemde... bugün de holosko'nun şanssızlığı, sahada koşmayan bir tello ve ağırlaşmış bir delgado'yla oynaması... fener maçında delgado kadıköy'de burak'ı beslediği gibi ........'yu besleyebilirse, onbeş yıl öncesinin bol gollü fener galibiyetlerinden birini yaşatabilir beşiktaş'a... ama bu delgado, bu tello ile .......'nun patlamalarına da yazık olacak gibi...
(yuki the zorba)
Etiketler:Jessie
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...3 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...6 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.8 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...9 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189510 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...10 yıl önce
-
-
11 Yorum:
jessie son entryde bi yerde ismi kaçmış. onuda .... ya çevir istersen =))
=))
hahahaah
eğer oraya kadar kim olduğunu anlamadıysanız bişey demiyorum :)))
holosko büyük umuttu ama başındaki teknik direktörlerin futbol anlayışları onu bu duruma getirdi. bu adamı kanatlara hapsetmek futbola ihanet. santrforu tamamlayan forvet olarak düşünülmediği müddetçe holosko saman alevi gibi parlar, vasatı aşamaz. ha, iyi bir t.d. olur, özel çalıştırır filan; bir 442 kanadı yaratılabilir de. ama denizli gibi sonuç manyağı, stratetik değil pragmatik düşünen adamlarla holosko yok olur gider. ne kadar eleştirsek de serdar özkanla beraber takımda dikine oynamaya çalışan ender oyunculardan. bu çocukların geliştririlmeleri lazım.
gene kabahatli biz olduk ya..
ben hala holosko'yu tek geçiyorum.
ilk gün ne dediysem bu gün de arkasındayım.
tıpbkı bobo'da olduğu gibi.
fakat sorun biraz kenar yönetimde. hatta tamamen kenar yönetimde. bu adamın amacının avrupaya atlamak olduğunu biliyoruz. bu yüzden beşiktaş'a geldi.
fakat gerek sağlam gerekse denizli holosko'yu verimli kullanamıyor. hatta bakın bu iki adam nobre dışında hiçbir forveti kullanamıyor. bunun yanında mental olarak da bitiriyorlar. görünen bu. biz hala pivot santrfor takıntısından vaz geçmeyelim.
beşiktaş en son antalyaspor maçında yerden ve paslarla oynadığında takımın etkinliği yüksekti. zaten goller de böyle geldi.
ne zaman gökhan zan önderliğindeki topçu tugayı bombalamalara başladı takım düştü.
iddia ediyorum bombalamadan, paslaşarak oynasın beşiktaş holosko, bobo, ernst vs kimse işte, herkesin performansı artar.
son konya maçının tek gol pozisyonunun zan'ın uzun topundan geldiğini de unutmayalım ama :)
ha dersin ki, o kadar attı ki biri elbet pozisyon olacaktı diye, ona bişi diyemem
bu adam serdar kurtuluş da olabilir, bobo da, holosko da, delgado da..sonuçta ortada oturmuş bir şablonu olmayan bir takım ve sürekli hem kendi mevkisi, hem arkadaşlarının mevksisi değişen topcular var..5 yıldır Demiörenin olmak istediği yerde şu an Sivasspor var ve adamların en değerli futbolcusu her transfer döneminde satsak diye gözüne baktıkları ama bir türlü satamadıkları mehmet yıldız.olayı sadece topcu, sadece hoca, sadece yönetim anlamında eleştirmek yerine, resmin bütününe bakmak lazım.
bakalım resmin bütününe bob.
ama sadece resmin bütününe de bakmakla olmaz.
Marco Polo tek tek her taşıyla köprüyü anlatmaktadır.
-Peki, köprüyü taşıyan taş hangisi?- diye sorar Kubilay Han.
-Köprüyü taşıyan şu ya da bu taş değil, taşların oluşturduğu kemerin kavisi-, der Marco.
Kubilay Han sessiz kalır bir süre, düşünür. Sonra ekler:
-Neden taşları anlatıp duruyorsun bana? Beni ilgilendiren tek şey var o da kemer.
Marco Polo cevap verir: -Taşlar yoksa kemer de yoktur…
hikayenin devamı şöyle, marco polo tek bir taşı gösterir, sonra der ki bu köprü bu taş yüzünden sallanıyor, o taşın yerini değiştirir, hem getirdiği taş oraya oturmaz, hem kaldırdığı taş artık kullanılmaz, köprü iyice sallanmaya başlar, sonra taşları eski yerine koyayım der, ama nafile, işe yaramaz, bu sefer sorunu diğer taşlarda arar, derken derken, köprünün altından çok sular geçer, 26. hafta gelir, köprüden geçilememişse, köprü hepimizin başına yıkılır..
yaaaa,işte böyle.
jessie geçenlerde tello için bir entry yazmıştın sözlükte. ben de altına şunu yazmıştım :
"artık bir futbolcu öğütme makinesi haline gelen beşiktaş futbol kulubünde ortama ayak uydurmuştur. esasında çok bile dayandı. ne tarz bir psikoloji varsa kulubün içinde bozuyor insanları. cisse mükemmel olmadı hiç bir zaman ama bu kadar rezil de değildi, delgado bir türlü takımla "yüzleşemedi". sivok'la zapo geldi pırlanta gibi başladılar sezona, şimdi her maç kırmızı görmüş boğa gibi sinir küpü halindeler. takımın atmosferinde bir sorun var, yabancıları sorunlardan soyutlayabilen ve performanslarını koruyan bir yönetim yapısı da yok. tello gene uzun dayandı bence.
takımdaki sorunun kurbanıdır kendisi, takım işlerken neler yapabileceğini de gördük. kafası rahat olsa tello ve diğerleri şu anda aldıkları yorumları alıyor olmazlardı."
diğer futbolculardan örnek verirken holosko'yu unutmuşum. buna rağmen yazının konusunu tello değil de holosko olarak düşün anlamı zerre değişmez.