Küfürün sonuç vermeyeceğini iq'su en az 50 üzerinde seyreden her insan gibi biliyorum. Bir insana adıyla sanıyla küfür etmenin de çok nahoş olduğunu biliyorum. Anlık sinirlerin stadda 'şahsa küfür' olarak dönmesini utanç verici buluyorum. Ne var ki.. sizi son paragrafa doğru alalım.. Çalıştığım için maça gidemedim bu hafta. Arada bir işyerindeki tv'den bakıyordum. Rastgeldiğim görüntülerden biri Denizli'nin siyahi futbolcusunun, (Tello muydu?) Beşiktaşlı bir futbolcunun göğsüne attığı uçan tekmeydi. Kör gözün parmağına yapılmış, Van Damme hissiyatıyla hareket edilmiş belli ki. Selçuk yakındı pozisyona, Denizli formalı biri koştu oraya. 'Hocam iyi heralde ya, baksana, kalkar şimdiye' mealinde hareketler yaptı. Selçuk da gayet 'tamamdır bir şey yok' gibisinden bir şeyler dedi, mimikler belirgindi. Pazar akşamı özetlerde göremedim bu pozisyonu. Üzerinde konuşulmamış falan değil, görüntüden eser yoktu. Mehmet Demirkol da maçın hatası için Zapo'nun kırmızısıdır dedi. Üzerinde konuşalım diye ısrar etti, sonra uzun süre konuşulmadı. programın son demlerini bilemeyeceğim. Taraftar bunu görüyor, her şeyi görüyor. Hak yenmesini bırak, kimsenin umursamadığını da görüyor. Maçta kaçırdığıma en çok yandığım şey son 20 dakikada edilen küfürlerdir. Tüm stad topluca isyan edip sövmüş bir ara. Hepsinin ağzına sağlık. Stad kapanması riski olmasa, saçma derdim belki bilmiyorum. Ama o kadar sinirlenmek ve sonuçlarına katlanmayı göze almak veyahut sonuçları hiç ırgalamamak, isyan etmek.. Çok güzel olmuş. Küfür varsa cezası da var, çekeceksek biz çekeriz. Orda burda Beşiktaş taraftarının terbiyesizliğinden dem vurmasın kimse. Tüm orospu çocuklarının kapsama alanının dışındayız.