.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

27 Kasım 2008 Perşembe

Kırılgan Takım vs Kırılgan Camia

Başlama düdüğüne kadar daha da karışacak, karışık bir maç bekliyor hepimizi. Beşiktaşın güçsüz yönetiminin aksine güçlü olan takımı, güçlü Fenerbahçe yönetiminin kırılgan yapıdaki takımı ile karşı karşıya geliyor. Beşiktaşa karşı 2-1’lik galibiyetler serisi yakalayan Fenerbahçenin son Porto maçı, Beşiktaşta İbrahim Üzülmezin sakatlıktan kurtulurken Tello'nun son antremanı yarıda bırakması, Luis Aragones’in son kredilerini tüketmesi, Mustafa Denizli’nin zaten az kredisinin olması, maçın hakeminin bir hafta önce açıklanması, şampiyonluğun sahada kazanılmadığını öğrenenen Aziz Yıldırım’ın hafta içi Papermoon’da yediği yemek maçın sonucuna ne kadar tesir edecek bilinmez ama en azından kendi adıma rahat olduğumu söylemek isterim.

Her şeyden önce Beşiktaş için sadece bir derbi olması gerekiyor bu maçın. Kaybederse ne kaybeder ? Sadece özgüvenini kazanması bir süre daha ertelenir, cılız yönetim sallanır, sallantı aşağıya doğru takıma ilerler. Ama işte tam da orada Mustafa Denizliye güveniyorum zira başka bir isim olsa, o ilerlemenin altında kalırdı ancak Denizli’nin kendisine olan o güveni bu gibi sallantılarda yıkılacak gibi değil. Peki Fenerbahçe kaybederse? Bu sene Fenerbahçe için biter kesinlikle, ha keza Aragones için de. .

Saha dışı bu şekilde. Saha içine gelince, daha bir takım olan takım Beşiktaş kesinlikle.Uzun zaman sonra bir derbiye favori olarak çıkmak garip gelmiyor değil tabi. Son birkaç yıldır derbileri favoriler kazanamaz diye kendi kendimizi umutlandırdığımız maçların ardından şimdi de bizim bu rolümüzü çalan takım Fenerbahçe oldu. istikrarlı bir geri dörtlüye ve enteresan işler yapabilecek bir hücum hattına sahipler. Ancak orta sahalarının ortasında oynayan isimler o kadar vasat ki, bu vasatlık takımın geneline sirayet ediyor. Josico, Maldonado, ben sarhoş değilim diyen ayyaş gibi ben müzmin sakat değilim diyen müzmin sakat Emre ve Selçuk Fenerbahçenin gerisi ile ilerisini bağlayabilecek cinsten isimler değiller. Bir de bu isimlerin yanına ancak tatlı dil, güler yüzle oynayan nazlı yıldızları ve üzerine Aragonesi ekleyince Fenerbahçe’nin bu seneki resmi ortaya çıkıyor zaten.

Beşiktaş ise Mustafa Denizli’nin gelişi ile Del Bosque zamanından sonra ilk defa büyük takım gibi oynamaya başladı. Topa hakim oluyor, oyunu yönlendiriyor, istediğini rakibine kabul ettirmek için oynuyor. Bunu ne kadar beceriyor, futbolcuların kişisel yeteneklerine, periyodik performanslarına bağlı olarak değişiyor tabi ki ancak önemli olan bu yolda, böyle oynamak istemesi. Madem büyük bir formanız var, o zaman büyük takım gibi oynayıp formanın kaymağını yemeye çalışacaksınız hiç değilse. Ha şimdiye kadar yenildi mi bu kaymak? Gerek Kayseri, gerek Bursa maçında yenilemedi ancak o maçlarda da takım ışık veriyordu.

Herneyse, lafı fazla gevelemeyelim. Cumartesi Aragones ile kimyası uyuşmayan Fenerbahçeli futbolcuların kurtuluş maçı olacak gibi gözüküyor. Sahada kamuoyunu şaşırtacak cinsten vurdumduymaz bir Fenerbahçe bekliyorum. Beşiktaş ise standart Kadıköy perfomansını sergiler yine, ama bu galibiyete yeter mi bilinmez. Tek bildiğim, dedim ya, rahat olması gereken takım Beşiktaş..

4 Yorum:

Adsız dedi ki...

jessie sen de denge sorunu mu var kuzum?. bir yandan diyorsun ki bu bizim şampiyonluk maçımız. olup olmayacağımızı belli etçek maçımız. şimdi de yenildikten sonra diyorsun ki öpe öpe öpe şampiyon. nereye şampiyonsun ulan ??? nereye şampiyonsun. ulan derbileri kaybetmekten aptala döndük amı götü dağıttık. sen fb gs yenemedikten sonra nasıl şampiyon olcan. unut olum unut... biz şampiyon olamayız. sikindirik eskişehiri bala göte yenmekle mi şampiyon olacaz.

Adsız dedi ki...

cisse gibi sorumsuzlarla mı? serdar özkan serdar kurtuluş gökhan zan gibi yeteneksizlerle mi?
ibrahim üzülmez gibi saatli bombalarla mı şampiyon olcaz?

marjinal olcam diye kendini komik düşürüyorsun. başka halt yediğin yok. ulan amına kodumun takımında nobre ile ekrem dışında adam var mı? kiminle şampiyon olcan. serdar özkanla cisse ile bobo ile mi ?

Adsız dedi ki...

bu takım şampiyon olsun. nah şuraya yazıyorum jessie gel abbasağa seni eşek gibi sırtımda taşırım. tamam mı lan ? sözüm erkek sözü. inşallah bu lafı yerim ben.

Adsız dedi ki...

jessie bak sana bişey dicem. galiba sen doğu avrupa futbolundan hoşlanıyosun... sen 80 lerin dinamo kiev 90 ların spartak maçlarını biryerden bulup izle.. aynen senin dediğin gibi oynuyolar. üstün fizik gücü kondisyon. 90 dakka kora kor mücadele.

bir de metalist maçlarını kaçırmamalısın.

Yorum Gönder

Ara