Aslında kağıt üzerinde Beşiktaş'ın en büyük avantajlarından biriydi kadrodaki çok yönlü futbolcuların bolluğu. Ama tabi o meşhur özgüven eksikliği ve camianın kırılgan yapısı bu avantajı dezavantaja çeviriyor/çevirecek gibi. O orda oynamaz, bu burda oynamaz, onun mevkisi aslında şu diyen spor yazarlarının kakafonisi, eleştirilerden kolay etkilenen Ertuğrul Sağlam'ın dengesiyle oynamaya başladı sonunda. Beşiktaşlı yazar ve taraftarlara sorsanız hiç biri aynı cevabı vermez;

1-Tello sol bekte mi, sol açıkta mı, sol içte mi daha başarılı olur?

2-Sivok ön liberoda mı stoperde mi daha başarılı olur(Bu soru şimdilik kolay ama defans aksarsa biraz, bu da gündeme gelcek bittabi)

3-Serdar Kurtuluş sağ bek mi orta saha mı oynasın?

4-Holosko sağ kanat mı forvet mi oynasın?

5-Serdar Özkan sağ kanatta mı sol kanatta mı daha verimli? (bu da kolay soru aslında, c-hiçbiri)

6-Delgado iki forvet arkası mı yoksa tek forvet etrafı mı daha verimli?

Köşelerini birşeyle doldurmak zorunda olanlar, ekranda iki çift söz söylemek zorunda olanlar ve sadece internette dünyanın en popüler oyununun en büyük uzmanı olanlar için bundan güzel bir takım olamaz. En kolay olanı bu takımı eleştirmek ama daha kimse çıkıp da şu takım şu taktikle şu oyuncularla oynamalı demedi. Dese bile maç içinde, maçtan maça değişen sistemlerde ve oyuncularda söyledikleri takım sahaya girip başarılı olamayınca kimse ağzını açıp birşey demiyor.(örnek: şu meşhur çift forvet tartışması ve son oynanan maçta sahaya çift forvetle çıkan Beşiktaş)

Halbuki takım kurma ve sistem belirlemenin sonucuna bağlı olarak kariyerini belirleyecek tek bir isim var şu an Beşiktaşta, o da Ertuğrul Sağlam. İşkembe-i kübradan sallamak ne kadar kolaysa da şu an takımda sistem ve isimlerin dışında bir sorunun olduğu ortada. Ayakta kalan oyuncu sayısı o kadar az ki, Tello'dan girip, Delgado, Holosko, Bobo, Serdar Kurtuluş' a kadar hangisinin daha kötü olduğuna karar verilemiyor. Sanki adamlar milli maç arasında futbola küsmüşler.

Ancak yine de tüm bunlara karşın, üç gün arayla sıkıntı veren maçlardan benim açımdan sorunlu olanı Trabzonspor maçı değil, kazanılan Metalist Kharkiv maçı ve umarım bu maç bir maçlık bir deneme yanılmanın, yanılması olarak algılanır Ertuğrul Sağlam tarafından. Sene başında da söylediğim gibi, Ertuğrul Sağlam'ın dik durması-durabilmesi çok önemli. Senenin ilk maçına çıkardığı kadro ve sistem, hala ve hala Beşiktaş'ın en iyi onbiri. Şu son maçta iki forvet, kanatsız oyun denemesine kadar da büyük hatalar yapmadan gelinmişti ki, tek ihtiyacı hücum varyasyonlarını geliştirmesi olan takım yine başa sardı ve rakibine gol pozisyonları veren bir takım oldu. Halbuki bu yolun yordamı eski hikaye. Önce gol yememeyi alışkanlık haline getireceksin, sonra da yavaş yavaş rahat gol atan bir takım haline geleceksin..

Gün ola harman ola, Gaziantep maçı hayırlara vesile ola.