.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

28 Nisan 2011 Perşembe

Artık Satmayan Hayal: Nihat Kahveci

"Beşiktaş'a başkan seçildiğimde en büyük hayalim, kulübümüzün alt yapısından yetişen Nihat Kahveci'ye tekrar siyah beyazlı formayı giydirmekti. Nihat, İspanya'da inanılmaz olgunlaşmış, tecrübe kazanmış. İzlediğim antrenmanlarda kendisine olan hayranlığım bir kat daha arttı. Nihat, kritik maçların kilit adamı olacak."

Düşünün, bir Beşiktaş başkanı, en büyük hayalinin Beşiktaş'ın ürettiği, piyasaya çıkarttığı ve sattığı bir değeri satın almak olduğunu ifade ediyor. Bu hayallerin içerisinde yeni Nihat'lar üretmek yok, gelişime dair bir proje yok. En büyük hayal, Nihat'ın geri alınması. Mesela, Beşiktaş 2 sene sonra Necip'i Tottenham'a satsa, 3 sene sonra Demirören'in en büyük hayali Necip'i geri satın almak olacak.

Bu nasıl bir akıl, nasıl bir vizyon, nasıl bir kulüp yönetimi ve bu camia nasıl Beşiktaş olur?

Beşiktaş'ın vizyonunun nasıl adım adım küçüldüğünün bundan iyi ifadesi olamaz. 

Nihat, Villareal'deki son döneminde ve hatta milli takımda fiziksel ve psikolojik olarak ne durumda olduğunu ortaya koymuştu. Öyle ki, Nihat'ın Villareal'deki son sezonunda istatistikleri şu şekildeydi;

2008-2009 Sezonu
764 Dakika
0 Gol

Bugün taraftarlar arasında bir Anti-Nihat cephesi oluşmuş durumda. "O kadar para alıyorsun ama oynamıyor, mücadele etmiyorsun!". "Quaresma sana pas vermemekte haklı, ben olsam ben de vermem!"

Nihat Kahveci yukarıda yer alan istatistikler ışığında, Beşiktaş'a imza attığı gün, bundan daha iyi futbolcu değildi oysa ki. Yaşadığı ağır sakatlıklar onun bir daha üst düzey futbol oynamasına engel oluyordu. Zaten Villareal'in onu elden çıkarmaya gönüllü olmasının sebebi de oydu. Biliyorlardı ki; Nihat artık "bitik" bir oyuncuydu. 

Yine de Türkiye'ye dönmek istemedi. Bir görüştüler olmadı, iki görüştüler olmadı. Mesele maddiyat değildi, Türkiye'ye dönmek istemiyordu. Sonra İzmir'de şampiyonluk kutlamaları sırasında yine görüştüler, o gün Nihat ikna edildi.

Nihat, o günlerde aldığı yüksek maaş nedeniyle şöyle tepki gösteriyordu; "Alan razı, veren razı". Belki de Beşiktaş camiasına "Sizin başkanınızın en büyük hayali, benim geri dönmem ise buna müstehaksınız" diyordu.

Yıldırım Demirören Nihat'ın fiziksel ve performans gerçeklerini umursamadı. Mehmet Topuz şokunun üzerine örtmek adına, kendi vizyonu gereğince yapması gerekeni yaptı. Nihat'ı alamasaydı İlhan Mansız veya Pascal Nouma'yı futbola döndürürdü!
Futbol oyununun yüksek fiziksel gereklilikleri vardır. Fizik olarak bitik oyuncu, koşamadığı gibi, pas veremez, aklından geçeni uygulayamaz, en basit hareketi bile yapmakta zorlanır, psikolojisi yerle bir olur ve daha da beteri... 

Zira oyuncunun bir futbol ezberi vardır. Yapabildiğini bildiği hareketler vardır. İşte o hareketleri, o veya bu sebeple yapamaz hale gelmesi çok ciddi bir özgüven sorunu yaratır. Bunun üzerine yüklü bir maaş da alıyorsanız, onun baskısı eklenir, Nihat koşarken tribünden para sallayanlar çoğalır. Tek gereklilik futbol oynamaktır, onu oynayamadığınız anda işlerin daha kötüye gitmesinden başka ihtimal yoktur. Ayağınız yerden kalkmaz, koşmak ister koşamazsınız, fiziksel olarak bitik durumda iseniz "yalandan" hırs gösterisi bile yapamazsınız. Nihat'ın geldiği durum o yüzden hiç şaşırtıcı değil.

Nihat Quaresma'ya pas vermediği için kızıyor. Bu takımdaki benciller listesinin 2. sırasındaki isim de Nihat'ın ta kendisi oysa ki. 

İşte şu süreçteki bütün yanlışların sonucu da o. Türkiye'ye gelmek istemeyen bir oyuncu, fizik olarak bitmiş bir oyuncu, sattığı oyuncuyu geri almanın en büyük hayali olduğunu ifade eden bir kulüp başkanı, bir kulüp...
Bugün Beşiktaş Nihat Kahveci'yle sözleşmesini fesh etmek üzere. Nihat'ın tekrar İspanya'ya döneceği konuşuluyor. Real Sociedad'ın ona kapılarının açık olduğu ifade ediliyor. Ne garip değil mi, Beşiktaş'ın çocuğu çoktan Sociedad'ın çocuğu olmuş, zor anında onlar sahip çıkıyorlar. 

Özetini geçtiğim şu transfer sürecinde elle tutulur tek doğru karar yok. Bir kulüp başkanı, bir kulübün bütün değerlerini nasıl teker teker yerle bir eder bunun sağlamasını yapıyoruz. Bugün Nihat Kahveci Beşiktaş efsaneleri arasında ismi geçmez durumda. 

Yıldırım Demirören kendi hayaliyle birlikte bu camianın değerlerini çöpe atmaktan da hiç gocunmuyor. 

Çünkü geldiğinden beri hep hayal satıyor, artık satmayan hayali buruşturup atıyor...

8 Yorum:

Pamukk dedi ki...

topuz olayı olmasaydı gelmicekti de alınmicaktı da nihat. o yüzden Allah belanızı versin topuz&azize&demirören 3lüsü.

RuFF dedi ki...

Çok güzel özetlemişsin Gürcan.
Nihatın bu saatten sonra kalması hem taraftar için hem de kendisi için olumsuz bir durum olur.

Büyük Başkan YD nin Beşiktaşımıza bir armağanı daha..

powerslide dedi ki...

fizik olarak kendini geliştirmeyen bir oyuncuya tahammülüm yok.. tesisler orda, elinizin altında en güzel imkanlar, ayak sağlığınıza kadar ilgilenen doktorlar.. olayı sadece "ağır sakatlık geçirdi artık eskisi gibi yükleme yapamıyor" diye geçiştirmemek lazım.. zaten ağır sakatlık geçirip ardından aşırı yükleme yapılamayan oyuncu sürüsü nedense bir tek türkiyede var.. nihatı bitiren olaylar tamamen kendini ön plana çıkarma hırsı ve bunu yapamayınca etrafa çemkirme huyudur.. ben halı sahada bile en yakın arkadaşımla kavga ediyorum hem topu ayağına aldığında bir bok yapamaz hem de pas alamadı diye bağırdığı için.. nihat da bu yönleriyle antipatik oluyor takım içinde..

Onurlu dedi ki...

Kimse kusura bakmasin da Nihat'in Villareal'deki istatistikleri su sekildeydi soyleminden yola cikarak Nihat bitik oyuncuydu demek fazla sig bir bakis acisi olmus. Bu bakis acisina gore Nihat'tan sadece 1 yas genc, en az Nihat kadar sakatlik riski tasiyan, ustelik Turkiye'ye gelmeden onceki sezonunda aynen Nihat gibi sakatlik nedeniyle Nihat'tan bile daha az forma giyebilmis Emre'nin Nihat'tan daha yuksek maliyetle Turkiye'ye transferi de ayni sekilde elestirilmeli. Oysa ki guzide hakemlerimiz sayesinde sahada hak ettiginden fazla kaliyor olsa da Emre'nin su anda Fenerbahce icin ne kadar kritik bir oyuncu oldugu konusunda cogunluk mutabik oldugu icin boyle bir sorgulama hic gundeme gelmiyor. Bunun temelde iki sebebi var. Birincisi, hem Aziz Yildirim'in hem de "Pennsylvania'nin" kanatlari altindaki Emre hakkinda boyle bir havanin olusmasina medya izin vermez. Yoksa Emre'nin saha icinde hem kendi takim arkadaslarina hem de rakip futbolculara yaptiklarinin yaninda Nihat'in yaptiklarinin esamesi bile okunmazdi. Ikincisi ve daha onemlisi ise, Fenerbahce camiasi ve taraftari Emre gibi nefret ettikleri bir karakteri bile benimseyebilirken, biz her seye karsi anlayisini abartip kendi cocugumuzu bile hirpalamaya bayiliyoruz.

Kaldi ki cok onemli bir detay atlaniyor, butun bu tatavanin musebbibi Turgay Demir'in de kendi agziyla itiraf ettigi gibi Nihat buranin standartlarinda yuksek bir para aliyor gibi gorunse de, kendi standartlarina gore daha fazla para kazanmiyor.

Nihat gitmek istiyor, Arda gitmek istiyor, Nuri ve Hamit gelmek istemiyor, sonra da biz hala Nihat'in aldigi parayi konusup duruyoruz. Biraz akli ve yetenegi olan hicbir futbolcu yakinda bu ulkede futbol oynamak istemeyecek.

Ya isin komik yani, millet Nihat'in aldigi paraya takar (sanki Nihat aliyor sadece o parayi, kulup vermiyor), ondan sonra biz kulubun finansallarina bakinca da "Birader size de ekonomist misiniz?" der.

Arkadasim ya sen de para durumlarina bak, ya da Nihat'i aldigi para uzerinden elestirme. Bir oyle, bir boyle ayip oluyor.

Gurcan bu yazida mesela Nihat'in aldigi para yuzunden Demiroren'e vurmus. Ama medyaya bakiyorsun, Nihat sanki kulubu silahla soyuyor he.

* * *

Nihat Turkiye'ye gelirken cok acayip bir psikolojideydi, hala da o suruyor. Sen Ispanya'ya gidiyorsun, esamesi okunmayacak bir takimi sampiyonluk potasina sokuyorsun. Herkes sana tapiyor. Sonra Villarreal'e gidiyorsun, bekleneni veremiyorsun. Cok agir iki sakatlik geciriyorsun. Villarreal'den ayrilacakken seni tek isteyen Ispanyol takimi Xerez. Sonra Besiktas'in kadirsinas (!) baskani Demiroren sana kollarini aciyor. Buraya geliyorsun, ama once 3 hafta askerlik yapiyorsun, takimin sezon oncesi kampina katilamiyorsun. Milletin beklentileri uzerine yigiliyor, cunku biz "kafamizdaki" Nihat'i bekliyoruz, Villarreal'de form dusuklugu yasamis Nihat'i degil. Bir yandan da sakatlanmaya devam ediyorsun, Ispanya'dan sonra Turkiye'de yasamak iyice yipratiyor...

Nihat'in sorunu birincil olarak psikolojiktir. Ve ayrica Nihat'in sorunu, taraftarin ve kulubun sorunudur.

* * *

Nihat Genc, Nihat Dogan, Nihat Ozdemir, Nihat Erim... Aklima ne kadar Nihat geliyorsa hicbiri hakkinda olumlu dusunceye sahip degilim ne yazik ki.

Bence Nihat ismini degistirsin.

helldoradotcom dedi ki...

kim olursa olsun takim arkadasini sahada kucuk dusurmeye hakki yok! onun gorevi canini disine takmak olmaliyken oraya buraya 'ispanyolca" laf yetistirmeyi kendine misyon edinmis durumda. takima en ufak bir faydasi olmayacagi belliydi de artik zarar vermeye basladigi icin acil gonderilmeli. genclere de cok kotu ornek oluyor zira.

büyük bölümüne katılıyorum da nihat kahveci ne zaman beşiktaş efsanesi olmuşta şimdi adı onlar arasında anılmıyor diye dert yanıyoruz anlamıyorum ? nihat ne yapmış beşiktaş içinde efsane olsun ? alt yapısından yetişip beşiktaşlı olması yeterli mi efsane olmaya ?

söylediğin gibi nihat bitmiş bir futbolcudur.geldiğinden beri ağır bir psikolojik travma yaşadığını her hareketi ile belli ediyordu zaten.adamın hem psikolojisi hem fiziksel durumu futbol oynamaya elverişli değildi.artık ispanya'da sağladığı özgüveni de kaybetti.

nihat kahveci iyi bir forvet oyuncusudur.verebileceği şeyler hala vardır ama önce zihnindeki bulanıklığı gidermesi lazım onun için çıkar yol tekrar yurt dışına gitmek olsa gerek.2 sene yatıp 6m € alan bir adamın "alan razı veren razı" diye konuşması da bana beşiktaşlılığını sorgulattı açıkçası.

E dedi ki...

Hata hepimizde.
Kulup ekonomik olarak batarken,sivasspor ile girilen sampiyonluk yarisindan galip ayrildigimizda (bin yasindaki Yusuf Simsek in cilingirligi sayesinde sampiyon olduguktan sonra) kutlamalarda YD lehine tezahurat yaparsak daha cok basimiz pislikten cikmaz.
Ne yazikki taraftar ekonomiden anlamadigi icin bugun bu hallerdeyiz. daha cok koyariz kafalara hunileri.
Fenerliler ellerini ogusturorlar. Ne Besiktasin Besiktasliligi kaldi ne GS nin GS ligi. iyi Yonetim, kotu yonetim farki. 5 yilda makas acildi. Herifler tum profesyonel spor dallarina ambargo koydular.
daha cok kotu gunler bekliyor Besiktasi. Bakalim Turkiyedeki kredi cilginligi bittiginde borc bombalari arka arkaya patladiginda neyapacagiz. Borcu daha fazla borcla kapayarak hic bir yere varilmaz.

Yorum Gönder

Ara