8 Kasım 2024 Cuma
SL 12 RAMS Başakşehir FK - Beşiktaş
Tarih: 10 Kasım 2024 Pazar 19.00
Stadyum: Başakşehir Fatih Terim
Hakem Hakkında Bilgi: Turgut Doman (BJK Karnesi 1G 0B 0M)Eksik Oyuncular: Necip Uysal, Ciro İmmobile / Olivier Kemen
Etiketler:Başakşehir,Mustafa Kemal Atatürk 1881-193∞,SL 2024
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
DERBİ POZİSYON ANALİZLERİ - 1- 0:24 saniye! Gatasaray'ın ilk etkili atağı. Burada en büyük hata *Jailson'un partneri Serdar Aziz'e gereksiz yakınlığı oldu.* Seri burada muhteşem bi...4 yıl önce
-
Feda, Sefa, Farklı Olsun bu Defa - Beşiktaş'ın son dönemini iki ana çizgi olarak ikiye ayırmak mümkün. 1- Yıldırım Demirören dönemi 2- Fikret Orman dönemi. Ben Yıldırım Demirören dönemini te...5 yıl önce
-
Bir Sağ Bek, Üç Mevki: Aaron Wan-Bissaka - Premier Lig geçtiğimiz hafta başladı. Hem takım hem de oyuncu bazında her sezon yeni bir hikaye demek. Galiba geçtiğimiz sezon hiç de fena bir görüntü verm...6 yıl önce
-
Duhuliye - Duhuliye'den 5 ay önce haberim oldu. O da bu fotoğraf sayesinde. Bunca zamandır nasıl hiç duymamışım derken, etrafımdaki çoğu Beşiktaşlının da bilmediğ...7 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadele...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...10 yıl önce
-
Manchester United - Burnley maçı - Manchester'ın ligin yeni takımı Burnley deplasmanında galibiyet alması bekleniyordu ama yine olmadı. Geride kalan 3 haftada takım henüz galibiyet görem...10 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189511 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
Hiç Unutmadığım... - 17 sene önce bugün tek bir imzanın milyonlarca insanı bu kadar etkileyebileceğini tahmin edemezsiniz. O adam hakkında bir sürü yazı yazdım, hala okuyan ...11 yıl önce
-
-
61 Yorum:
Gs maçından bu maça kadar Beşiktaş iki maç daha yaptı ve ligde Kasımpaşa'ya yenilerek şampiyonluk yarışında geriye düştü ancak Avrupa'da ikinci galibiyetini alarak kötü havayı biraz dağıttı.
Başakşehir maçına gelmeden Beşiktaş'taki genel tabloya bir bakalım;
Lig yarışı;
1-Pesimist bakış: geçen sezondan beri standartlar o kadar yüksek ki puan kayıplarının telafisi yok. Bak bir anda 8 puan geriye düştün. Ligin birincisi öyle maçlar geçiriyor ki 8 de kapanır 18 de diyecek done yok elinde. 10 kişi Trabzon'a, ligin alt sıralarındaki Antep'e son dakikada verdiğin puanlara yanarsın işte. Gs deplasmanı mağlubiyeti olabilir, sezonun ikinci yarısında evinde yener telafi edersin. Ama reaksiyon vermen gereken müteakip iç saha maçında Kasımpaşa'ya kaybetmeyeceksin! Bu kolay puan kayıplarının nedeni de belli; dar kadro. Kadronun alternatif yetersizliği.
2-Optimist bakış: Ligin anlık birincisi, akıl almaz bir fikstür ile sanki her maçı evinde oynuyormuş hissiyatı oluştu. Dolayısıyla puan farkı "suni" olabilir. O yüzden puan farkı açılmadan seri yakalanırsa bu ligin altından daha çok sular akabilir.
Avrupa ligi; ilk 8 çok zor, ilk 24 mümkün. Enteresan biçimde ligdeki durum yetmemiş gibi burada da fikstür mağduru oldu Beşiktaş. 8 maçın 5'ini deplasmanda oynayacak. Avrupa hedefleri için 8 maçın sonundaki duruma ve devre arasında nitel veya nicel takviyelere bakıp karar vermek gerekiyor galiba.
İki kulvarda da sıkıntı ve çare aynı kapıya çıkıyor. Bu takımın ilk 11'i yeterli olabilir ancak tek kulvarda yarışsa dahi sakatlık/ceza durumlarında takımın dengesi kolayca bozulabiliyor.
En temel örnek; iki takımın (Fb ve GS) santrafor rotasyonu:
3. tercihler Cenk veya Batshuayi Beşiktaş'ta olsa muhtelemen GVB "Aaa bu Semih santrafor da oynuyormuş" diye yeni keşif yerine Immobile yokluğunda direkt onları yazardı tahtaya.
Bir takım, müzmin sakat kanat oyuncularını (N'Koudou ve Ghezzal) dahi arayacak denli orantısız kadroya sahip olur mu hiç???
Son durumlara göre; Beşiktaş:
Mert/Svensson-Paulista-Felix-Masuaku
Gedson-Musrati-Rafa
Rashica-Semih-Muci
Kadrosuna dönebilir. Devre arası yatırımının üstüne Rafa ve 2 stoper eklenmiş takım. Hücum hattının gençliği, üzerine yatırım yapılırsa 2 seneye büyük bonservis getirisine dönüşebilir.
Beklerde Svensson kendisine (Anadolu’dan Aybaba transferi olmasından ötürü) yetersiz diyenleri utandırsa da Masuaku hala kafa karışıklığına sebep oluyor. Svensson’da istikrar var iken Masuaku’nun geçen sezona kıyasen bu kadar maç arka arkaya oynayabilmesi de oldukça şaşırtıcı. 3 maçta 1 sakatlanır gibi bir algı oluşmuştu oysa. Ama kim geçen sezonki Masuaku’ya güvenip sol beki bu kadar alternatifsiz bıraktı?
Aslında devre arası Beşiktaşlı Adriano’nun bir iki tık altı bek bulunsa bile hem sağ bek hem sol bek yedeklenebilir. Devre arası üç transfer yapabileceksin deseler: bek, kanat ve farklı tip santrafor olmalı bunlar. Semih santrafora çekilecekse de iki kanat.
Kadroda olup forma bulamayan “kanat oyuncusu” Can vardı di mi bir de?
GVB’nin Mario inadı devam ettiği gibi muhtemelen Hollandalı mantalitesiyle sayısız yan pas yapınca rakip takım defansının boşluk vereceğini düşünüyor.
Misal Gs de gram top oynamıyor ama ligimizin eski usul orta-kafa gol stratejisiyle maç kazanıyor. Weghorst mutsuz ise devre arası alınabilir aslında. Beşiktaş’tan da MUFC’a devre arası gitmişti neticede. GVB’nin hemşehrisidir gelsin.
Hadi elinde oyuncu yok diyelim. Pek yok da zaten. Mario’yu ortaya Gedson’u kanada çek. Bir değişiklik yap. Böyle gol de zor pozisyona girmek de.
Musrati çok formda ilk yarı. Paulista vasat altı. Maç Rashica’lık gibi. Ndour da girebilir.
Benim anlamadığım malmö maçında en azından maça asılan takım niye burada aynı refleksi göstermiyor. Kaldıki adamlar bizden bir gün az dinlendiler ve danimarkadan geldiler.
Herşeyi anlıyorum ama bu motivasyon düşüklüğünü anlamıyorum. Acaba gs samsuna puan bırakmayınca moraller mi gitti ? Her ne olursa olsun 10 puanda geri düşülse asla mücadeleyi bırakmamak lazım. Bu gözler 11 puandan verilen şampiyonlukları gördü.
Hocanın içindeki Şenol Güneş ortaya çıkmaya başladı. Sadece pas yapan ama rakip basmadıkça ileri gidemeyen bir takım.
Ayağa pas yapan bir takım yaratma isteğini anlamak ile beraber kanatları işletmeden sadece pas yaparak bu ligde bir yere varamayız. Çünkü 18 takımdan 3-4 tanesi hariç hepsi kendi sahasında bekleyecek biz gidelim diye. Bizde yan pas yaparak hiç bir yere gidemeyiz.
Oyuncu değişikliği mevzusu da çok kötü. Forvet varken bile pozisyon bulamayan bir takımı 4-6-0 taktiğine döndürdü. Takım Mustafa ve Salih girene kadar pozisyon bulamadı. Serdar hoca olur, yönetim olur. bunu hocaya anlatması lazım. Yoksa ilk 4 bile zor görünüyor.
Bu arada hakemler yine süper işler yaptılar. Fener'in ilk 3 golü normalde bir bahane iptal edilebilecek goller. Hepsini kılıfına uydurup verdiler. GS'nin aleyhine de 2 tane olmayacak penaltı uydurdular. Bu şekilde Fener'e kıyak, GS'ye ise haksızlık yapılmış oldu. TV programlarında ise Fener'in pozisyonlarını gayet güzel kılıfına uydurdu yayıncı kuruluş.
Bu ligin bilinen hakemlerde ve bunların abileri olan yorumculardan kurtulması lazım.
3 lig maçında arka arkaya puan kaybının ardından camia şampiyonluktan yine sonbaharda koptuk moduna girdi. Peki bu doğru mu? Beklenen şampiyonluk rakiplerinden turuncu-kırmızı takımla 10 puan fark, onun takipçisiyle 5 puan fark. Başka bir bakış açısıyla 4 maç ve 2 maçlık mesafe var.
Fark kapanmaz diyenler geçen seneki takribi 100 puanlık lig yarışından hareket ediyor. Kime puan kaybedecek bu takımlar deniyor.
Beşiktaş neredeyse bir haftada yarıştan koptu! Gerçekten koptu mu? Kopmak algısal mı psikolojik mi?
Gs deplasmanında yüzde 61 oranında topla oynayan Beşiktaş, Avrupa'da liginin şampiyonu Malmö'yü yenip öne geçtiği Kasımpaşa'ya ve yorgun Başakşehir'e nasıl puan verdi?
GVB için durum kötü çünkü deneme yapabilme lüksü olmayan bir yarışın içine girdi. Kendisinin de garip takıntıları var gerçi. Ajax deplasmanına çıkardığı 17'lik santraforu kötü bir 45 dakika ardından silmek gibi. Rafa Silva dışında şapkadan tavşan çıkaran tek hücum oyuncusu Semih'i kulübeye hapsetmek gibi. Futbolculuğu mazide kalmış Mario sevdası gibi.
Kadro yetersiz ve dar deniyor ama tekrar düşünelim. Geçen senenin istikrarsız sol bekini tüm maçlarda inatla oynatıyor. Svensson'u da hemen hemen. Bu bekler 30+ zaten. Geçen sezon ortaya çıkan bir genç daha vardı o piyasada yok. Terzi. Yerli statüsü diye çok para harcanan Bahtiyar var. En azından o "savunmada kalan Masuaku" kadar oynayamaz mıydı?
Başakşehir maçına çıkan kadro kağıt üzerinde (Mario takıntısı hariç) sıkıntılı değildi. Sıkıntı sezon başında farklı bir şey veren ayakların artık gitmiyor olmasıydı. Bu da rotasyonsuzluk olsa gerek.
Gelelim santrafora, GVB Aboubakar'ı gitsin başka bir meydan okuma bulsun diye Hatay'a göndertti. Ya da gönderilmesine mani olamadı. Parasını ödeyerek gönderdiler. Başka takımlar üç yıldız santraforlarını idare ederken sen İmmobile-Mustafa ile sezonu tamamlayacağını hayal ettin.
Tabii Beşiktaş'ın form düşüşü oyun dışı faktörleri unutmak anlamına gelmiyor. Verilmeyen penaltı ve kırmızı kartları söylemeyeceğim. Taraftar bunlara kızıyor sonra yarıştan kopunca tüm ihaleyi teknik direktörün kucağına bırakıyor çünkü. Ben Rafa Silva'ya yapılan belki de "sistemli" bezdirmeye değineceğim. Adamı her hafta tekmelerle bezdirdiler o da eskisi kadar zorlamıyor gibi. Televizyonlardan bunu ancak tekmeyle durdurursunuz diye başka oyuncu için talimat verilmedi nedense? Yıldızsa diğer takımlarda da var. Demek ki başka yıldızlar korunuyor. Hatta bazı takımların rakibe bodoslama dalarak faul almadan kariyer inşa eden oyuncuları bile var.
Günün sonunda kimse hikayenin giriş ve gelişmesine bakmıyor, sonuç kısmına bakıyor.
Gelgelelim artık fikstür değişiyor. Deplasman yasağı! alan takımların deplasmana gitmeye başlamasıyla puan tablosunda dalgalanmalar olabilir.
Kadro yetersizliği bir sorun. Çünkü kanatları olmayan bir takım durumundayız şu anda. Devşirme oyuncu ile gemi yürüseydi Şenol hoca zamanı yürürdü. Her türlü mevki devşirmesini denedi çünkü kendisi.
Bu ligde ön tarafın işliyorsa defansın çok önemi yok. O yüzden defans oyuncularının yetersizliği ön tarafın pasifliği sonucu göze batar. Ön tarafın yetersiz ise arka tarafın super olsa bile yetersiz kalır. Bence gol atamayan veya pozisyon bulamayan bir takımın defans oyuncularını tartışmak manasız. Unutmayın ki Pepe bu ülke de uzun top atıyor diye eleştirildi. Niye? Çünkü Beşiktaş’ın 6-8-10 üçlüsü top yapamıyordu ve oyun bir tek Q7ye kalmıştı. Şimdi de farkı yok sürecin.
Rafa önemli bir silah ama tek başına yeterli değil. Üreten top yapan ekstra oyunculara ihtiyaç var. Beşiktaş defansının topla çıkmasını izliyor musunuz hiç? Önden gelip oyunu açan dikine topla çıkan kimse yok. Ndour/Musrati vb. hepsi tek pas geri yana oynuyor. Ara sıra Gedson dikine zorluyor ama o da bilindiği için önlem alınıyor. Senelerce Atiba yaptı bu işi zaten. Yana geri oynamak için yabancıya gerek yok. Salih yapar o işi. Gelsin Kartal Kayra Kayseriden o da bu kadar oynar zaten. En azından maliyet düşer.
Aboubakar ise ayrı bir mesele. Keyfe keder, kafasına göre takılan bir adamı Immobile’nin arkasında bekletemezsin. 25-27 yaşlarında olsa sol açıkta oynatırdın ama yaşı da müsait değil. Kontratın son senesi. Her türlü başına bela.
Galatasaray’ın sağ/sol beki A Milli takımda santrafor oynayacak yine. Teknik direktör Fatih Terim olsa o bile abarttım der böylesinden çekinir. Daha diyecek söz bulamıyorum.
Kasım geldi ve yine bi güzel sıçtık. Hafta için avrupa maçı var, umarım orada da sıvamayız. Daha önce defalarca yaptığımız gibi, ligde işler kötü gidince "skerler avrupasını" diyip rotasyon filan yapmayız umarım. Ha rotasyonu "bu takımla olmaz, başka bişey deneyim" diye yaparsak eyvallah, ama "Rafa çok yoruldu, haftasonu Hatay deplasmanı var, dinlendim yiğidim" diye yaparsak, o sıvama oluyor işte.
Bu takımın ligde bi bok olmayacağı belli olmuştu başak maçında. Göztepe maçıyla da tescilledik. Avrupa'da da bi bok olmaz tabii. Ama turnuvanın en zayıf takımlarından biriyle oynayacağız. Bi 3 puan alırsak üst tur %90 gibi. Bi yerlerden bi hedefe tutunmak lazım. Ajax ve Frankfurt maçlarında 0 çekip, Lyon deplasmanından da kafadan 0'ı yazınca, "avrupa ile ligi karıştırmayız umarım" demiştim, şimdi şemsiye terse döndü. Lyon deplasmanında gelen salaktan 3 puan çok çok piyango oldu. Maccabi'yi yarım 0 yenip avrupa serüvenini devam ettirmek bence şart.
Bir de şu takım yapılanması ile ilgili söyleyeceklerim olacak. Bizim gibi bu işin içinde olmayan taraftarların söylediklerinin bir bağlayıcılığı yok. Fakat Beşiktaş spor medyasının, transfer sezonunda söyledikleri ile şu an söylediklerini görünce aklımı kaçırıyorum.
Bütün Beşiktaş medyası, "Beşiktaş artık isim transfer etmeli, olacak olmayacak diye beklememeli" dediler tüm yaz. Gittik altın ayakkabılı forvet aldık. Herkes memnun. Şimdi de bize Göztepe'yi örnek gösteriyorlar. Beşiktaş Göztepe'nin transferleri gibi transferler yapsaydı, ne hoca ne yönetim sezona başlayamazdı. Valerien Ismael-Ceyhun Kazancı ikilisini hatırlayın.
Bize hem GS'nin 13. bitirip ertesi sezon şampiyon olmasını, hem de Göztepe'nin 11m€ bütçeli takımını örnek gösteriyor aynı kişiler. Bu kadar geniş spektrumlu örnek olur mu Allah aşkına?
Beşiktaş'ın bence ilgiden uzaklaşmaya ihtiyacı var. Bir kaç sene medyanın, twitter taraftarının ilgisini kaybetmeli. Yapacağı hamlelere daha az kişinin ses çıkarması lazım. Gerçekten de biz Göztepe'nin Isak Solet'i, Romulo'su, Samsun'un Holse'si gibi oyuncular getirmeliyiz. Ama böyle isimler geçer geçmez yönetimin istifası isteniyor. Bu cendereden çıkmanın tek yolu ilginin azalması. "Benim 60 yıllık ömrüm var, Beşiktaş şampiyonluğu göremeyecek miyim, ne Holse'si, Immobile'yi isteriz" dedik hep. E Immobile'yi alınca da kanat alacak para kalmıyor. Yarım yamalak kadrolarla, iyi organize olmuş düşük kalibreli takımların bizi kevgire çevirmesini izliyoruz senelerdir.
Daha öncede belirtmiştim , yine aynı noktadayım. Sezon başı beklenti ayarlanamadı bana kalırsa. Bunda geçen seneki şampiyonluk yarışının zehirlemesi de var orası ayrı ama biz bunlara bakmayıp 2-3 yıl sonrası için hedef koymalı ve taraftara da bu yönde mesaj vermeliydik. Sende ona göre transferler yapardın kimse de kusuruna bakmazdı senin. Geçen seneki enkaz kadrodan rakiplerini tespih gibi dizen bir takıma dönüşmek kolay iş değildi. Bana kalırsa hocanın da şirazesi kaydı. Bu durumda devre arası değişikliğe mi gidilmeli yoksa devam mı edilmeli bilemiyorum. Gerçekten belkide herkesin bir süre kabuğuna çekilmesi hayırlı olabilir. Şayet bir değişiklik yaşanacaksa da sezon başında benim açımdan fit olan ismail kartal getirilebilir, bunun haricinde tekrar yabancı hoca macerasına bu yönetimin kalkışabileceğini sanmıyorum.
@YSY
İsmail Kartal önerisi şaka di mi? Fatih Terim de boşta bu arada. Beşiktaş futbol takımı şu ara yokuş aşağı frenleri boşalmış kamyon gibi. Bir takım dört maç üst üste kaybederse, hele ki 1 puanın bile telafisinin zor olduğu alışılmadık bir lig ortamında, teknik direktör için bavulları toplama vakti çok yaklaşmıştır. Haa GVB bavulları zaten boşaltmamıştı galiba.
Futbol ve futbola dair şeyler genellikle irrasyonel şeyler. Bu durumda yollar Sergen’e çıkıyor. Ama Sergen hocalık yapmaktan ziyade tvde bol keseden sallamayı tercih ediyor olabilir. Taraftar Sergen’i ister ama yönetim getirmez.
Galiba Amerikalı ve Aybaba yollanmış. Yine hata gibi görünüyor. Oysa sistem farklı kurulmuştu. Patron Aybaba olacaktı. O sabit kalacaktı, teknik direktörler gelip gidecekti.
Geçen sezon teknik direktör değişikliği veya kadro dışı bırakma(bırakamama) yöntemleriyle şok tedaviler uygulanmaya çalışılmıştı. Ligde durumlar hep kötü gitmiş ancak sezon 2 kupayla kapatılmıştı.
Şimdi (futbol duygu oyunu) Sergen gibi camiadan bir figür, bir nevi camianın fenomeni gelmeyecekse GVB ile devam daha mantıklı gibi geçen sezonu hatırlayınca.
Ama GVB, Terzi varken Bahtiyar varken Masuaku’da ısrar edecekse ve yine Semih’i falan kesecekse 1 dakika durmasın. Çözüm için bir şeyler denediğini, çabaladığını falan göstersin. Yoksa Serdar hoca uzun vadeli bir ilk 11 çıkarsın maçlara.
Geçen sezondan sonra Semih ilk 11’e ilk yazılacak adam olması gerekirken kesilmeye başlanınca bu sezon, Beşiktaş’ın düşüşü başladı.
Şenol hoca, Sergen hoca boşuna sol açıkta Babel, Cenk, Larin falan oynatmıyordu. Bu ligin bug’ı bu.
Hatta yavaştan Mustafa’yı sol forvete hazırlamak en mantıklısı. Hem fiziği var hem sürati.
GVB yapar mı bilinmez Aybaba sonrası kim telkin edecek o da bilinmez ama Serdar hocanın yardımlarıyla şöyle bir 11’e dönülmeli.
Ersin / Svensson-Paulista-Uduokhai-Terzi / Musrati-Ndour-Gedson / Mustafa-Semih-Rashica
Rafa ve Immobile yedek. Performans gösterip 11’i zorlasınlar.
Rüyamda Şenol Güneş’le oturmuştuk, sigara içip takımı konuşuyorduk. Öyle bir sezon.
Planlamanın yanlış olması, süper kupa ve sezon başı olduğundan iyi görünen takım beklentiyi yükseltti. GVB de Biliç gibi başladı Valerien gibi bitiriyor. Çok bariz eksikleri var takımın, belli hamlelerle idare etmek yerine ısrarla kendi bildiğini yapıyor. Belki adamın profili bu ve esas problem bu kadroya bu hocayı getirmek. Hem sezona hem hocaya hem yönetime yazık oldu.
Başkana yöneltilen soruya verilen cevaptan ve diğer konuşulanlardan takımdaki tuhaf çöküşü nihayet kafamda oturtabildim.
Maaşlar ödenmiyor ve ardından takım salıyor gibi. Adını vermek istemeyen veya finans kaynağı şüpheli sponsorlar da bulunmayınca evdeki hesap çarşıya uymamış olabilir. Bir ihtimal de iç çekişmelerin mevcut durumu oluşturmuş olması olabilir.
Neticede rakipleri yetmezmiş gibi kendi kendini yiyip bitiren bir yönetim gördük gibi. Bundan sonra ne olacak meçhul.
Daha cumartesi açıklamalarını da duymadık. Bu arada takım önemli bir de Avrupa maçına çıkacak. Kaos genelde zarar vermiştir camiaya.
Aslında bir bakıma Pepe’nin apar topar alacaklarını bırakıp gittiği ve ardından başkanın gittiği sezona benzedi durum. Tabii bu kez başarı gelmeden oluştu malum vaziyet!
Ben alınan skorları ve oyundaki geriye gidişi maddi sebeplere pek bağlayamıyorum. İlla ki etkisi vardır ama, oyuncularda salmış bir halden çok, becerememe hali var gibi. Gedson, pau, rashica filan dili dışarıda bitiriyorlar maçları. Ama organizasyon çok geride.
Benim gözlemim, sezonun ilk haftalarında fizik kondisyonun görece iyi olması sebebiyle, defolar su yüzüne pek çıkmadı. Örnek olarak Gedson ortasahada aynı anda iki kişinin yardımına koşacak kadar fitti. Şu anda takımın en büyük sorunu hücum devamlılığını sağlayamaması, bundan sebep de geride sürekli eksik yakalanmak. Rezil bir Göztepe maçında bile 81'de biraz becerikli olsak (Kaçıranlar İmmobile ve Rafa) 3-2 öne geçecekken, pozisyonu bitiremeyip, orta sahada da iyi yerleşememekten dolayı, Masuaku'nun kafayla adam engellemeye çalışma çaresizliğini yaşadık. Sonuç tabii ki gol oldu.
Her zaman söyledim, yine söylemekten çekinmeyeceğim. Yabancı oyuncu isterse tamamen sınırsız olsun. Bence bir takımın en önemli parçalarının en az 3-4'ü yerli olmalı. Gerekirse en yüksek maaşı almalı. Sıkı bir yerli oyuncu piyasada olduğunda, o yarıştan 1-2 milyon yüzünden çekinilmemeli. Sürekli Tarık Çamdal örneklerine dönmeye gerek yok. Tarık Çamdal'ın ligin en iyi yerli oyuncusu olmadığını görmek için 3 tane lig maçı izlemek bile yeterli.
Tüm kulüplerin tüzüklerinde "gençleri kötü alışkanlıklardan uzak tutmak için spora yönlendirme" amaçları vardır. Bu sayede "kamu yararı güden kurumlar" olurlar. Bu yüzden ayrıcalıklı olurlar. Bi zahmet ülkede yetişen 3-4 iyi oyuncu bulacak kadar bir organizasyonu da kurmayı becersinler.
Oyuna çözüm bulmanın birçok yolu var. Örneğin duran top sorunu sadece Emirhan’ı sol beke yerleştirerek bir tık düzeltilebilir. Artı Masuaku’nun bu seviyede kabul edilemez defansif zaafları ortadan kalkar.
Hocanın hiç böyle hesapları yok. Bana çok tutucu geliyor oyuna yaklaşımı. Özellikle Türkiye gibi oyunun kaotik oynandığı bir yerde daha pragmatik düşünmek lazım.
Neticede en önemli istatistik gol. Bir şekilde yeme, bir şekilde at. GS’nin son bilmem kaç şampiyonluğunun özeti bu.
Avrupa ligi 11’i belli oldu. Mario bu kez orta sahada, Portekizli üçlü, orta sahayı taşıyacak. Gedson, Mario ve Rafa. İleri üçlü Semih, Immobile ve Rashica. Ama olmadı GVB! İstifalar havada uçuşurken yine kesseydin ya Semih’i… Bu arada hoca Masuaku’dan memnun herhalde. Emirhan pek kesemiyor. Zaten kesse 3 kişilik stoper rotasyonu sıkıntıya girecek. Evet kağıt üstünde Talha var ama onu saymıyorum. En son performans verdiği maç 2 mi 3 mü yıl önceydi? Bu konuyu da biraz açalım yani. Sakatlananlar bu takımdan bir şekilde gönderilirken (Emrecan, müzmin Ghezzal, N’Koudou ve Bailly, Amir vs) Talha’nın ne farklılığı var? Sıkışınca 11’e tak diye yazamıyorsan, sakatlıktan bir türlü Beşiktaş seviyesinde oynayacak şekilde dönmediyse o da gitsin Anadolu’ya… Amir mesela yeni sezonda kadroyu zorlayacaktır. Ama Talha ne durumda bilemiyoruz.
Bu arada kadroyu kim yaptı acaba? GVB mi? Şimdi bu takım sezon başı Beşiktaş gibi mi oynayacak yoksa Göztepe maçından devam mı edecek?
Diğer konularla beraber bu akşamın en reytingli maçı olacak.
Bir takım düşünün; sol bek, sağ stoper ve sol stoper yedeği tek bir adam: Emirhan Topcu. Hoşgeldin yeni Necip Uysal veya aferin size yönetim ve transfer komitesi!
Müzmin Paulista’yı yarım sayarsak 2,5 stoperle bu sezon bitmez. Demek ki Necip sakatlanmasa geçen seneki gibi as stoper olabilirmiş.
Gelelim Rafa’ya. Hoşgeldin yaa. 10 maçtır falan nerelerdesin?
Takımda sorun maaş sıkıntısı ve salma gibi demiştim. Mücadele var dendi ama takım uyumu yok. Hatlar arası kopukluk. İleri oynayanı “dövüyorlar” herhalde. Takımda sanki oyuncu bazlı bir “top kaybetmeyeyim” endişesi var. Yana ve geriye oynamak daha tatlı geliyor.
Şimdi takım niye birlikte hareket etmiyor ve uyumsuzluk var? Ee günlerce izin yaptıkları için olabilir mi? Bu konu da maaş muhabbetine çıkıyor.
Bakalım 2. yarı neler olacak?
Galiba Talha nihayet oyuna girecek…
Hersey tamamen çökmüş durumda. Hoca da iyicene dağıldı. Talha, Salih filan nereden çıktı hic oynatmazken. Israil takımı diye Türkleri sokayım belki iyi oynarlar mi dedi??
Takimin yan top, duran top organizasyonu yok. Kanat organizasyonu yok. Duran top savunmasi yok. Pres yerlesimi berbat. On taraf basıyor ama orta saha oralarda yok. Bu orta saha defanstan topla cikarken de piyasa yok.
Tek yaptigimiz bayılana kadar yan pas yapmak.
Sanki isler süper gibi 6 gun izin yapmak ne demek. Yonetimin böyle bir duruma izin vermemesi gerekiyordu. Tamamen dağıldık.
Ortada sergen lafları falan dönüyorda..musratiye ndoura ve hatta tüm kadroyu itin gtüne sokan adam şimdi gelip bunlara hocalık mı yapacak
Sergen’le kısır döngüye geri döneriz. Buradan bizi yabancı hoca da çıkaramaz. Ben olsam Serdar hocayı getirir sezonu bitiririm. Bizim planı baştan yapmamız lazım.
Sergen hoca gelirse ve skorlar iyi giderse ne ala. Ama ilk tökezlemede hoca "bu kadroyu ben kurmadım" diyecek biri. Hatta biraz fazla niyet okumak olacak ama oyuncuları @YSY'nin dediği gibi bu kadar boklamasının sebebinin de bu olduğunu düşünüyorum. Sergen'in ne kadar tehlikeli bir karakter olduğunu, bizi çalıştırdığı sezonda anlayamamış taraftarın içler acısı. Adam bir mağlubiyetten sonra "bu mağlubiyetin sorumlusu ben değilim" dedi. Yenilginin sorumluluğunu almayan adamı da "bizim takımı toplayacak lider" olarak görüyor olmamız kara komedi.
Bence de sezon sonuna kadar, hadi olmadı devre arasına kadar kesinlikle Serdar hoca ile devam etmeli. Yalnız hocaya da "hocam sen elinden geleni yap" demek yerine sezon hedefinin en az lig ikinciliği olduğu da belirtilmeli. Hocanın geçen sezon özellikle kupa finalinden sonra takımın vidalarını gevşetmesi çok kötüydü. Ligi dördüncü bitirmekle 6. bitirmek arasında neredeyse bir yerli oyuncunun maaşını ödeyecek kadar para ödülü varken, ciddiyetsiz kadrolarla ve oyuncu değişiklikleriyle bitirdi sezonu. Aynı durum tekrar etmemeli. Bu sezonun geçen sezondan bir farkı olması gerekiyor.
Geride 24 maç var ve bu maçlar s.ke s.ke oynanacak. Şampiyonluk zaten gitti ama ikinciliği bu kadar kolay kenara atmamak gerekiyor. Bu yoldaki rakibinle iki hafta sonra kendi evinde oynuyorsun. Ne yapıp edip bu yarışa tutunmak zorunda Beşiktaş. Şampiyon olmadık, o zaman 6. olalım kafasından çıkmak gerekiyor.
hahaha, iyi nokta ama bundan kötüsü ne olur ki
Bir sezonda 6 hocadan sonra müteakip sezonda iki kez istifa eden başkan da görmüş oldu Beşiktaş kulübü. Sıradaki puan kayıplarında da tesisin çaycısı veya istatistik uzmanı istifa edecek herhalde. GVB biraz daha dursun.
Saha içine ve analize dair yorumlar yapılıyor ancak; GVB’nin gönderilip Sergen’in getirilmesinin kulübe katacağı sinerjiyi düşünebiliyor musunuz? Beşiktaş’ın reytingleri artacaktır. Çünkü Beşiktaşlılar dahi maçları irrasyonel motivasyonlarla izliyorlar. Beşiktaş maçı olduğu için sadece. Biraz da sezon başındaki Rafa tadı. Ama Sergen ayrı bir fenomen.
Sergen olmuyorsa İbrahim Üzülmez gelsin. Takıma hırs aşılar en azından.
Zamanında yeterince beğenilmeyen ve gönderilmek istenen Omar Colley için uyarmıştım. Hem takımı benimsemiş hem de sezonda 7 gol atmış stoperi çok ararsınız böyle işte.
Paulista sağlam kontratına rağmen sık sakatlanan bir oyuncuydu. Şimdi 3 aya yakın yok deniyor. Talha mecbur oynayacak. İki solak stoper tandemi Felix-Emirhan yerine sağda Talha ısınsın takıma. Zaten Necip de sakat olduğu için stoper rotasyonuna yavaştan Bahtiyar veya Al Musrati falan girecektir.
Bir de yönetim değişikliği ile 6 ay önceki tüzük değişikliğinin uyumlu olması ve denk gelmesi biraz manidar olmuş. ANÇ sonrası taraftar öyle bir hale gelmişti ki kim gelse kahraman rolü biçecekti zaten.
Şimdi yeni (doğrudan seçilmemiş) başkan, devre arası transferde kiralık ve genç isimleri öncelikli hedef olarak belirlemiş çıkan haberlere göre.
Stoper, kanat, bek, santrafor gibi çeşitli mevkilerde nicel eksiklik aşırı biçimde göze çarpıyor.
Bence Arat’ın başlangıç planı çok kötü değil. Aybaba’nın açıklamalarından anlaşılan Friedel’e komisyon önermiş, mantıklı çünkü elden çıkaramadığımız yığınla oyuncu var. Ama hangi oyuncuların o listede olacağına bir üst seviyede ortak aklın karar vermesi lazım. Roller belirgin değil, iç içe geçmiş karmaşık karar verme mekanizmaları var. Bence en büyük problem başkanın futboldan hiç anlamaması ve birçok konuda en son kararı veren kişi olması. Kulüp olarak dipsiz bir kuyudayız. Bizi yönetimler kurtaramayacak gibi. Sahada böyle inanılmaz birşey olması lazım. Yoksa gelecek epey karanlık.
Veee Sergen bile yokuş yaptı mevcut yönetime… Sergen’in bir şampiyonluk daha kazanması durumunda egosu Terim’i geçerse şaşırmam. Mevcut başkana ismiyle hitap etmesinden kendini hiyerarşik olarak nerede gördüğü de belli oluyor. Sergen ya (Mayıs’ta) başka bir yönetimle çalışmak istiyor ya da kulübü anahtar teslim istiyor gibi anladık.
Bir süre Sergen defterini kapatıp. Serdar hoca ve takımına odaklanmak en mantıklısı. Ligde sondan ikinci Hatayspor karşısında da reaksiyon veremeyecek ise bir takımın oyuncuları, bu sezonu komple kapatabilirsiniz. Zaten bazı başkan adayları seçime kadar transfer bile yapılmasın derdinde olabilir.
Şimdi her transfer sezonunda takımın daha nitelikli hale gelmesi gerekirken hem nicel hem de nitel nasıl geriye gidebiliyor?
Oyuncu beğenmeyip, gönderip, nasıl daha geride bir kadro oluşturabiliyorsunuz?
Mert / Dorukhan-Vida-Saiss-Rıdvan / Amir-Gedson-Rafa / Cenk-Semih-Ghezzal
Felix, OX, Masuaku, Pjanic, Aboubakar, Josef, Rashica, N’Koudou
Kadro planlaması şöyle yapılsa muhtemel milyonlarca euro kârda olunabilirdi.
Şimdi zamanında taraftarın ovvvv diye karşıladığı oyuncuları biraz yüz eskimesiyle “çöp” diye göndermeye kalkışabilirler. Bu sirkülasyon hep olumlu olmuyor işte!
Her parası olanın bizi parasıyla dövdüğü bu sistem değişmediği sürece amatör'e kadar yolumuz var. Yıldız getir başkan, onu gönder başkan, bunu çek başkan. Adam basıyor 25m€'yu kafasına göre adam "indiriyor". Noname takımlara bile üstünlük kurmaktan aciz, yarım bile olmayan takımlar kuruyoruz senelerdir.
Talisca, Sergen, Şenol diye diye koca kulübü üç kuruş etmeyecek insanlara peşkeş çekti taraftar. Onların da ABV. Adam hayatında Beşiktaş'tan başka hiç bir başarı görmemiş adamı layık görüyor Beşiktaş'a. Sonra adam geliyor "benim kariyerim var, kendimi düşünmem lazım" diyor. Senin kariyerinin sebebi de bizde aldığın şampiyonluk.
Biz büyük bir kulüp değiliz. Son bir kaç senedir yaşananlar bunu net gösteriyor. Büyük kulüp 3 tane s.k kırığının etrafında boka üşüşen sinek gibi dolanıp durmaz.
Altı üstü 2-3 sene acı çekip sonra yarışan, sonra da kazanan takım kültürünü bir türlü oturtamadık. 2-3 sene kendimize "küçülüyoruz" dememek için "aşağılanıyoruz" her sene. Bizi Sergen de aşağılıyor, paralı başkanlar da aşağılıyor, milli takıma gidicem diye şenol da aşağılıyor, transfer sezonları "beşiktaş taraftarı kalp kalp" storysi atan fasülye sırığı da aşağılıyor. Beşiktaş büyük kulüptür, altına kalırsınız lafı folloş olmuş zaten. TFF, MHK aşağılıyor. Avrupa takımları aşağılıyor.
Konu Beşiktaş olunca medya olayları abartıyor da abartıyor. Büyük kaosmuş, Aybaba’nın iddiaları inanılmazmış falan…
Aybaba anlattığına göre bütün (kendince) kötü transferlere olumsuz rapor vermiş. Rafa transferini de mesela hayal etmekten girdi bilmem kaç milyondan çıktı tuhaf şekilde geçiştirdi. Takım kötü gidince transferler kötü olur zaten. Kimse de hataların sorumluluğunu üstlenmez.
Elin Amerikalısı tabii ki komisyonla çalışacak. Senin de yabancı dilin, uluslararası networkün yoksa mahkum olacaksın böyle adamlara…
Sergen’in imalı Aybaba’nın açıktan eleştirdiği bankacı yönetici tüm problemlerin kaynağı gibi lanse ediliyor. Adam çok Beşiktaşlıysa kaosu bitirmek için gerekeni yapar zaten.
Ama anahtar kelimeler; başarı ve başarısızlık.
Yani alışılmadık ithamlar dolanmıyor ortada. Ne biliyim; kimse kimseyi karaborsa biletcilikle suçlamadı mesela. Ya da kaynağı belirsiz veya illegal bir sponsorluk mevzusu falan geçmiyor.
Neymiş, Beşiktaş’ta kaos varmış. Olay en basitinden şu; çok kişiden oluşan güç dengesinde rol paylaşımında problem çıkmış. Bunun en baş sorumlusu da başkan olduğuna göre sorun çözülmeyip kötü sonuçlar da gelince istifa etmiş.
Ama şu (ligde sondan ikinci) Hatayspor maçında dahi reaksiyon göremediğimize göre güçlü bir teknik direktör figürünün acele gelmesi şart. Eskiden güç dengesi ve rol paylaşımı sıkıntılıymış. Şimdi ise bir başıboşluk havası seziliyor.
En acilinden (Sergen olmuyorsa) ; Sinan Engin (genel menejer) - İbrahim Üzülmez (teknik direktör) modeli palyatif bir çözüm olacaktır. Mayısa kadar bu takım kendi haline bırakılırsa 40 puan fark yer.
Bak elin takımına, lehine kararlar olan maçtan sonra bile ortalığı yangın yerine çeviriyor. Çünkü onların puan kaybetmesi yasak. Senin takımın ise düştüğü yerden bir türlü kalkamıyor. Oyuncular isyan etmiyorsa isyan edecek ve ettirecek teknik direktör getireceksin.
Şu an en mantıklı aday İbrahim Üzülmez.
Beşiktaş 2 hafta sonra seçime giderken ligde yine komik bir kaos ortamı var. Sen bu ligde nasıl yarışabilirsin ki? İki takım var ikisi de her sene “kendisi karşısında bir güç” olduğu iddiasıyla ortalığı ayağa kaldırıyor.
Bunlardan bir tanesinin oyuncularının faul ve kart dokunulmazlığı var. İsmini vermek istemeyen sponsorları var. Lehlerine hatalı kararlara rağmen ilk puan kayıplarında yaygara çıkarıyorlar. Diğeri 10 senedir şampiyonluk yüzü görmedi (Birinin karşıt güç iddiasının ayakları biraz yere basıyor hiç değilse). Beşiktaş yıllardır Kasım’da havlu atınca şampiyonluk yarışı rolü o diğer takıma kalıyor.
Her sezon aynı numaraları yemeyelim bir zahmet. Şimdi derbi haftası soğuk bir deplasmana gidecek olan takım suni bir kavga oluşturarak gelecek haftalara yatırım yapıyor.
Eski başkanın en büyük yanlışlarından biri 5-0’lık maçtan sonra birilerine “edep” dersi verebileceğini sanmasıydı. (Haa sonra kongredeki müzikli tezahüratlarla çizdiği o profil yıkılmıştı tabii)
Şimdi bir taraftan federasyona saldırmaya çalışanlar diğer taraftan derbi öncesi FB’den puan koparsın diye Beşiktaş’ı motive etmeye çalışıyorlar! Tabii ters motivasyon yöntemiyle…
Beşiktaş sahaya kazanmak için çıkacak. Mourinho da Beşiktaş’ı överek başka bir taktik deniyor. Rehavet oluşsun istiyor ama karşısında 4 maçtır puan kaybeden bir takım var.
Neticede Beşiktaş’ı kimsenin şampiyonluk yarışı veya ucuz kavgaları ilgilendirmiyor. Taraftar, cumartesi günü 90 dakikalık keyifli bir futbol ya da hiç değilse yürekten mücadele bekliyor. Ödemeler de yapıldıysa bunun önünde pek bir engel kalmamış demektir.
Bu akşam 19:00’da Beşiktaş - Fenerbahçe derbisi var!
Muhtemel 11 haberlerine göre Serdar hocadan;
Mert/Svensson-Talha-Emirhan-Masuaku/Musrati-Salih-Gedson/Semih-Ciro-Rafa kadrosu bekleniyor.
Rafayı sağa atıp Gedson’u forvet arkası yapmak? Bilemedim…
Bir de stoper hattı bu tür maçlar için çok zayıf duruyor. Elde başka stoper yok belki ama ne bileyim Musrati falan stopere çekilip en azından topu oyuna sokmada avantaj sağlanabilir hem boyu da uzun.
Madem yorum yazıyoruz, çıkmayacağını tahmin ettiğim bir 11 de ben yazayım;
Mert/Svensson-Musrati-Emirhan-Masuaku/Ndour-Gedson-Rafa/Semih-Immobile-Rashica
Veee Serdar hoca da Semih’i kesenler kervanına katılıyor. Bu sezon zaten kayıp! Bu sezon yapılması gerekenler 1. sıra “Semih’i sürekli oynatıp maç tecrübesi kazandırmak ve geliştirmek” iken mevcut durum hayal kırıklığı açıkçası.
Rafa solda oynayacaksa hiç 11 başlamasaydı, yedek otursaydı. Böyle derbilerde oyuncuların yerini değiştiren hocalar genelde hüsrana uğrarlar.
Mourinho ise arkayı sağlam tutup iki hızlı kanat forvetle işi çözme peşinde görünüyor.
Svensson’un performansını gördükçe Beşiktaş’ın yeni Atibası olacak gibi hissediyorum. Bu noktada Aybaba’ya bir tebrik, takıma düşük maliyetli ama yüksek verimli bir bek kazandırdı.
Tabii Talha’nın sakatlığıyla da Şakul’un anlattığı kadarıyla bir tenkit getirebiliriz yine Aybaba’ya…
ANÇ transferi golüyle kazanılan derbiden sonra elde kalan Bahtiyar-Emirhan tandemi için kimi tebrik edeceğiz peki?
Sezon başı sükseli transferler göz boyarken, kadro planlamasının nicel ve alternatif yönlerden eksik kalışını daha çok vurgulaması gerekiyormuş Beşiktaş paydaşlarının…
Şimdi derbi prestij işiydi ama ciddi bir Avrupa deplasmanı var. Bu kadar eforlu maçın ardından bu kadar eksikle Beşiktaş ne yapacak?
Bodo deplasmanı kafamdaki 11;
Ersin / Svensson-Musrati-Bahtiyar-Masuaku/Ndour-Salih-Gedson/Rashica-Semih-Rafa
Not:Emirhan’ın sakatlığı olabilir. İleri çıkmayan Masuaku yeni taktik gibi görünüyor. OX ve Immobile yedekten girebilecek önemli isimler.
Kontrol ettiğimde Masuaku’nun Avrupa’da cezası varmış. Demek ki Terzi’ye forma göründü. Tabii Svensson-Musrati-Bahtiyar-Emirhan yapılmazsa.
Eveeeet. Bodo maçına az kaldı. Son bilgiler; stoperde Paulista, Felix ve Talha yok. Masuaku cezalı. OX listede yok. Ciro sakat.
Serdar hoca için yeni bir meydan okuma. Eldekilerden ne olabilir;
Mert/Svensson-Bahtiyar-Emirhan-Terzi/Musrati-Ndour-Mario/Rashica-Semih-Rafa olabilir.
Avrupa serüveni için çok kritik bir maç.
Evet Bodo maçı 11’i belli oldu.
Serdar hoca da Şenol hocanın kısıtlı kadroda yaptığı gibi Onur’u sağ açık oynatacak galiba.
Ersin / Svensson-Talha-Topcu-Bahtiyar/ Musrati-Ndour-Gedson/ Rafa-Semih-Onur
Geri dörtlü hiç çıkmayacak, orta üçlü fizik mücadelesi verecek gibi. Rafa ve Semih bir başlarına gol için yeter mi? Göreceğiz.
Az atakla 1-0 yapıp üstüne yatma işi Ersin’in yavaş kalıp hızlı oyun kurmaya çalışmasıyla yattı. Çok ince bir ofsayt var. Ardından duran top golü. Şaşırdık mı?
Serdar hocadan olur mu yu yapıp yapamayacağı oyuncu değişiklikleriyle göreceğiz. Bu 11 maçı çeviremez.
İlk etapta Al Musrati çıkmalı. Yalnız şu maçta şu kadar eksik de varken Mario 11 başlayamayacak seviyedeyse GVB takımı, isimli futbolcu sevdasına sabote etmiş. Son transfer dediğin böyle olmaz.
Zaten 2-1. Maçın dönmesi çok zor. Ajax’ta oynattığınız genç santraforu oyuna alın 4-4-2’ye dönün. Cesur bir hamle en azından.
Al Musrati dışarı Mustafa içeri.
kosu mesafesi selam, bir tek sen yaziyorsun gordugum kadariyla. o yuzden ben de sana yazayim istedim. serdal adali kimdir ya? biz bu adamdan nefret edeli yillar gecmedi mi? kel adam zaten kendi kendini bitirdi, ona yorum dahi yapmiyorum.
bu kadar yillik camianin bir tane duzgun adami yok mu yonetici olacak yahu?
sezon zaten bitti - umarim bu gercegi kabul edip yeni t.d. getirmezler
seneye sergen, o da devre arasi kovulur.
yonetim sezon sonuna dek yine serdar'la devam eder. yil sonu yonetim birakir. yerine kel adam huseyin gelir.
o da cagdas atan'i getirir. o da devre arasi kovulur. kel adam yil sonu birakir. bu nedir yahu?
umutsuz olmak istemiyorum elbette ancak 2 yonetici adayina baktigimda onumuzdeki en az 2-3 senelik surecte herhangi bir gelisim goremiyorum. sen ne dersin?
@dominic molise selam
Yorumların azalmasına ben de şaşırıyorum. Üç günde bir maçlar oluyor, seçim gündemi var, seçim demek yeni teknik direktör demek yeni yapılanma demek. Valerien kadar ilgiyi haketmiyor mu şu gündem?
Seçime odaklanırsak; adaylardan biri son yönetimin görünürde ikinci adamı. Pozitiflikler benden negatiflikler diğerlerinden diyerek seçimde destek bekleyecektir. Tavlalar, uçak pozları, finansal güç vs.
Diğer aday üç kere seçim kaybetmiş ama pes etmeyen biri. Mayısı beklememesi seçimin tek adaylı geçmemesi adına olumlu.
Aslında komik şekilde; son şampiyonluğu averajla ve rakiplerinin ikramlarıyla kazanan ve de müteakip sezonda Avrupa’da tarihi! istatistikler yaşatan yarı zamanlı tv yorumcusu bir teknik direktörün belirleyeceği bir süreç var.
İlk başkan adayı teklifte bulunmuş, onu seçime götüren süreç camianın fenomeni tarafından reddedilmesiyle başlamış görünüyor. Söz konusu fenomen teknik direktör mevcut (vekil) başkana tv programında ismiyle hitap ederek bazı işaretler verdi. Başkan adayının da biraz ayarı bozulmuş olabilir ki; seçilirse sportif direktörü teknik direktör isterse getirecekmiş. Yani geçen yönetimin çokbaşlı tuhaf yapısının üzerine GS’deki Terim veya BJK’deki Güneş benzeri bir model bizi bekliyor. Dünya futbolunu yakından takip etmediğini kendi anlatan bu fenomen teknik direktör, enerjisi ve sosyal medya desteği nedeniyle mevcut futbol iklimimiz için en mantıklı aday görünüyor bir bakıma da.
Muhtemelen yarış atlarından iyi anlayan diğer başkan adayı da fenomen teknik adam adayıyla çalışmayı düşünüyordur birinci sırada.
Özetle gözlemlediğim; bir başkanlık seçimine değil bir (süper yetkili) teknik direktör seçimine sürükleniyor kulüp. Futbol dışındaki spor şubeleri malumunuz çok umursanmıyor.
Aralık’ta seçilen başkan, başka bir td getirirse çok şaşırırım.
Sonuçlar; 29’unda belli olacak gibi görünüyor.
Benim en çok kabullenemediğim şey de "ligin bittiğini" kabul etmemiz. Tabii ki bu takımın şampiyon olacağını filan düşünecek kadar saf değilim, ama lig bitti demekle de lig bitmiyor. Bu lig öyle ya da böyle oynanmaya devam edecek. 24-25 maç daha var. Her maç da 0-0 başlıyor. Bir şekilde takımın maçlara çıkıyor olması lazım. Eğer fb, gs ile olan 6 puan farkını kapatıp şampiyon olmayı hayal edebiliyorsa, bizim de fb ile 7 puan farkını kapatmayı hayal etmemiz absürt olmamalı.
Takımın hedefi çıktığı her maçı kazanmak olmalı. Ama daha ilk pas hatasında, yediğimiz ilk golde takım öyle bir çöküyor ki, sanki sahadan çekilmek kolay bir karar olsa hemen çekilecek gibi oluyoruz. Bunu kabul edemiyorum.
Bir de bu teknik direktör değişimleri konusu var. Bu bizde kötü bir alışkanlık olmaya başladı. "Biz büyük takımız, böyle oynayamayız" diye diye her kötü skorda hoca değişikliği yapmayı düşünüyoruz. Aslında böyle yapa yapa büyük takım kimliğini kaybetmeye başlıyoruz. Her gelen teknik adam öncelikle kendini sağlama almaya çalışıyor, hemen sonuç verecek hamlelere yöneliyor, bu da bizi hep pragmatik, günü kurtaran takım yapıyor. Günü kurtaramayınca da paketliyoruz. Ayrıca bir sonraki döneme de miras bırakamıyoruz.
Biraz sakinliğe ihtiyacımız var. Serdar Adalı bile "1,5 sene bişey beklemeyin" diyorsa artık durumun vehametini bi anlamak lazım. Beşiktaş'a ilk gereken huzur ve mümkün olduğu kadar işlerini kendi kendine yoluna sokmasına izin verilmesi. Twitter trolleri ve bir kaç medya mensubu taraftarın beklentilerinde, yönetimin transfer ve td stratejisinde inanılmaz fazla rol alıyor. Adam sezon başı "Beşiktaş'ın baba santrfor alması lazım" derken, "baba santrfor" s.çınca bize Göztepe'nin Romulo'sunu övüyor. Adamın bir sorumluluğu yok çünkü. Beşiktaş sezon başı Romulo'yu transfer etse "Gomez'leri, Ba'ları gören taraftarı Romulo'ya ikna edemezsiniz" diye tweet bombardımanı yapacağına eminim.
Beşiktaş'ın futbol takım yapılanmasını tek bir kişi üzerinden yürütmesi lazım. Hasan Arat bunu Friedel üzerinden çözmeye çalıştı, daha önceki Samet hamlesi yüzünden eline yüzüne bulaştırdı. ANÇ Ceyhun Kazancı ile denedi, Şenolistler Ceyhun'u ham yaptı. İşine kimseyi karıştırmayan, gerekirse medyaya, "siz kimsiniz de bana işimi öğretmeye çalışıyorsunuz" diyebilecek bir sportif direktör -ya da futbol direktörü her neyse- gerekiyor. Serdar Adalı'nın 1,5 sene başarı yok demesi benim için bir şey ifade etmiyor, çünkü onun kriterleri bir gelişim üzerine değil, kasanın doluluğuna göre. Ama gerçek bir profesyonel bize takımın hangi planla oynayacağını, alacağı oyuncuları, yıl yıl sezon hedeflerini, 3 sene sonraki takımın yaş ortalamasını, alt yapıdan çıkacak oyuncuları vs vs planlayabilir. Ha mevcut adayların hangisi bunu yapar, tabii ki hiç biri. Ama işte insan bekliyor, ne yapalım.
Bu takımın sorunu önde basmaması! 1-0 geridesin ve top rakip kalecinin ayağında, ama kimse basmıyor pozisyon alıp bekliyor. Ah Valerien’in ilk zamanları neydi öyle ah?!? Bence Beşiktaş karakterinde takımlar önde baskı yapar. Yaptıramıyorsa bye bye Serdar hoca olur. GVB’den ne farkı var?
Bence de takımın sorunları var ama hocanın bir kenarda Rafa ve Masuaku’yu aynı anda kullanması bence çok berbat bir karar. Savunması çok sıkıntılı bir bek, geri dönüşleri sorunlu ve sık top kaybı yapan bir sol forvet. Kaldı ki hücumda da organizasyon kurabilen bir ikili değil.
Adanademirspor maçından sonra bir üst yorumda bahsettiğim her şey taca çıktı. Biz takım ikincilik için bile olsa motive olmalı diyoruz, adamlar tek futbolcusu olan takıma karşı eziliyor. Yorum yazan ellerimi ve bu rezil takıma harcadığım zaman için beynimi skiyim. Topunun canı cehenneme.
Kadro mühendisliği şöyle olmuş, takım bir birini tamamlayamıyormuş hepsi altı dolu, ama şu maçla ilgili hiç bir şey açıklamayan ifadeler. Bugün Beşiktaş'ta oynayan hiç bir oyuncunun profesyonel olarak futbol oynadığına inanamıyorum.
Allah kahretsin ki 45 yaşıma geldim ve bu lanet alışkanlığı bırakamıyorum. Kaç kez denedim olmuyor. Bu maçın ilk yarısında da evde terör estirip, tıpış tıpış izledim ikinci yarıyı. Beşiktaş benim kötü alışkanlığım oldu artık.
Geçen sene de aynı duyguları yaşıyorduk. Eşiktekinden beşiktekine, taş taş üstünde bırakmadan hepsi gitmeli dedim. Sonra bir şekilde kupa ile oyaladılar bizi. Sonra yarım yamalak bi transfer sezonu, yeni hocanın rüzgarıyla gelen süper kupa derken, çark bir tur döndü ver yine bok çukurunun içine düştük. Her kimin katkısı olduysa, bir daha Beşiktaş Kulübü'nün yanından geçmez umarım.
-1 puanlı takıma dahi yenilen ve sezona şampiyonluk parolasıyla başlayan takımın problemi nedir?
Bu takımın sezon başı kadro planlamasındaki “ikinci santraforu”,havlu atılmış bir sezonda ligin sonuncusuna karşı 2-0 gerideyken hala anca son dakikalarda oyuna giriyorsa ya kadro planlaması sabote edilmiş ya da çocuğun kıdemi yetmiyor.
Bu takım baskı yapamıyorsa ya yanlış antreman yaptırıldı ya da beyin-ayak koordinasyonu sağlanamıyor.
İki sportif direktör, bir teknik direktör, iki kere olmak üzere bir başkan gitti ama hala bu takım düzelmedi.
-1 puanlı Adana’ya karşı bu oyunun izahı yok. 2-0’dan maçı az kaldı çeviriyordu gerçi yiğitler. Ah o toplar girse… 2-2 olsa… Büyük destan yazmış olacaklardı…
Bir şeylerin değişmesi için bir şeyleri mi değiştirmek gerekiyor acaba? Aynı defans dörtlüsü. Talha-Emirhan ikilisini hangi Anadolu takımı ister mesela? Değişik bir şey yap çek Al Musrati’yi stopere. Gedson cezalı değilken bir kere bek olarak dene. Açık olarak dene.
Rafa ve Muci’yi atma kanada. Çift forvet arkası yap. Çam ağacı yap. Diamond yap.
90 dakika çift santrafor oynat Semih ile Mustafa’yı.
Geçen sene zar zor Semih çıktı. Terzi çıktı ama unutuldu. Çıkan Semih’i de bitirmek için neler neler yapıldı.
Bu sezon bari at 3 genci 11’e. Ama onlara da 2. bölgede pozisyon aldırma. Zaman geçiren kaleciye, top çeviren rakip defansa gençlik enerjisiyle Beşiktaşlılık hırsıyla özgürce bassınlar. Çok yorulurlarsa 45 dk - 45 dk dönüşümlü oynat.
Geçen sezonki kadro dışı bırak(a)ma(ma) faciasından sonra yeni bir şeyler yapmak lazım.
Bu gidişat can sıkıcı. Yıl sonundaki seçime kadar böyle gider ve seçimden sonra işler değişir mi acaba? Sosyal medya fenomenleri ile kongrenin eğilimi aynı mı yoksa farklı mı olacak bakalım? Başkan adayları Serdar hocayla sezon sonu dedi gibi ama bu şekilde 2025 zor.
Takıma yeni bir sinerji şart.
Sadece takima degil bu bloga da yeni bir sinerji sart. Cok net soyluyorum blog yoneticilerinin yaptigi takimdaslarina, blogdaslarina karsi saygisizliktan baska bir sey degil. Bir mac postu acilamaz mi aylarca ya! Isiniz vardir, yogunsunuzdur, takimdan sogumussunuzdur, yapamazsiniz, soylerseniz anlariz. Ama tabii a zaman keske ya kapatsaniz, ya da baskasina devretseniz de denebilir. Burada onca yildir birikmis bir cemaat, bir altkultur, bir arsiv var. Kazandigimiz, kaybettigimiz arkadaslarimiz, sahane muhabbetlerimiz, girdigimiz kavgalarimiz, theotheo basta olmak uzere trollerimiz vs. vs. Vallahi cok ayip ediyorsunuz, yakismiyor.
Yalnız ben 80’lerden bu yana bu kadar karanlığa düştüğümüz başka bir zaman aralığı hatırlamıyorum. Demirören yılları bile bundan iyiydi.
Yönetim ve kenar ne kadar karışık olursa olsun bu takımın sahada varlığı olur abi. Yaşadığımız şey kadrolarla filan açıklanabilir birşey deği. Takımın bir kimliği yok, bu oyuncular rastgele bir araya gelseler daha pozitif birşey çıkar ortaya.
@can, valla haklisin ama sana katilmiyorum. ben de blogun eski mudavimlerinden biri olarak ne mac izlemek istiyorum, ne de bloga girmek istiyorum uzun bir suredir. o yuzden blog yoneticilerinin bu konudaki isteksizliklerine oldukca saygi duyuyorum. ben olsam ben de aynisini yapardim.
sabaha kadar baskalarina devretseler de en cok olacak olan son iki senedeki besiktas gibi olur. yeni yonetim gelir, troller ve devamli yazarlar degisir. tutmaz, bir daha degisir.
sevinmek icin sevmedik romantikligi de bir yere kadar. kagit ustunde harika gorunen transfer gibi bu motto. misal joao mario. "abi her yerde oynuyor adam. inter, benfica falan inanilmaz cvsi var" al buyur.
yoksa adali secilir, sergen gelir. sergen gider yabanci biri gelir. adali birakir, huseyin gelir. sergen'i getirir, sonra bir yabanci. sonra yeni yonetici gelir ve "enkaz devraldik" der. bu karanliktan cikmanin bence tek bir yolu var: bir yonetici gelip farkli seyler soyleyecek - mumkunse hemen simdi!. bizleri kaybetmenin de kazanc olduguna ikna edecek. ornegin;
-5 sene boyunca "x" teknik direktorluk yapacak. futbol sube sorumlusu da "y" olacak. (oz evlat kontenjani konu disidir. mumkunse alman, avusturya, isvicre ekolu)
-5 sene boyunca kombineler bitecek.
-5 sene boyunca teknik direktorden fazla kazanan oyuncu olmayacak.
-5 sene boyunca 25+ yabanci futbolcu transferi yapilmayacak.
-5 sene boyunca 1+ bonservisli yerli oyuncu alinmayacak.
-5 sene boyunca 5+ bonservisli yabanci oyuncu alinmayacak.
-5 sene boyunca yillik 2+ yabanci maasli oyuncu alinmayacak
-5 sene boyunca yillik 0.5+ yerli oyuncu maasi verilmeyecek
-5 sene boyunca yillik 0.5+ yerli oyuncuya imza parasi verilmeyecek
-5 sene boyunca yillik 1+ yabanci oyuncuya imza parasi verilmeyecek
-yukaridaki maddelerde hata payi %10 uzerine cikmayacak.
-yeni bir scouting agi olusturulacak ve transferler buna gore yapilacak. her transferin kimin tarafindan onerildigi belirtilecek.
-scoutlar arasinda senelik transferlere gore puanlama yapilacak ve belirli bir puanin altinda kalanlar kovulup yerlerine yenileri alinacak.
-ustteki maddelere uymayan tum oyuncular satilacak ya da gonderilecek. satilana kadar da oynama onceligi kalitelerinden bagimsiz onlara verilecek.
yani ilk 11:
mert
svensson, paulista, felix, masuaku
chamberlain/onana, musrati/gedson
joao mario/muci, rafa silva, rashica/zaynutdinov,
mobile/semih(piyasasi olan tek yerli)
ndour hemen yarin eve gitsin.
ersin, emrecan, emirhan, tayyip, mustafa, can sartlarimiz bunlar. hemen kiralik ya da yedegin yedegi. salih, onur. sartlarimiz bunlar. hemen satilik ya da yedegin yedegi. (kalacaksaniz sartlara uygunlugunuza gore kontratta degisiklik onayi)
bak iste o zaman bence hala bloga yeni post acilmiyorsa el degistirmeli.
Beşiktaş’ta sorunun nerede olduğunu doğru tespit etmek lazım. Yönetime gelen iyi-kötü insanlar Türkiye’deki futbol kulübü yöneticisi profilinde ortalama veya belki üstü. Büyükler ve hatta Anadolu kulüplerinde aynı yapısal sorunlar var. Ama kim gelse aynı kısır döngünün içine düşüyor. Bu sadece yolsuzlukla vizyonsuzlukla filan açıklanabilecek birşey değil. Türkiye’de para harcayan kulüpler ŞL gelirine muhtaç. Bu da sportif başarıyı hemen ilk senede kazanma imkansızlığına itiyor yönetimleri. Sonra Musrati Muçi gibi plansız işler yapıyorlar.
Bir yandan çok berbat durumdayız, diğer yandan 2-3 senede içinden çıkılabilecek bir ortam da var. Herşeyden önce gelen yönetimin sakin kalması lazım. Biz transferi scout yada Aybaba gibi profillerle çözemeyeceğimize göre, kendi 2-3 senelik planıyla kendi futbolcusunu getirecek hoca bulmayı deneyebiliriz. Bunun da kötü örnekleri var ama Biliç-Atiba gibi örnekleri de var. Bence Adalı haklı. Sportif direktör çalışmıyor Türkiye’de. Ama Sergen olmamalı adres. Sistem ekolü olan bir ülkeden , 25 yaş altı oyuncularıyla gelecek hoca lazım. Yabancı hoca getirip bu sene şampiyonluk beklemiyoruz diyebilmeli yönetim. Beklentileri düşürüp hocanın istediği oyuncuları getirmeli. Zaten o yabancı hoca zorlasa de hakemleri medyayı çözemeyeceği için şampiyon olamaz. Arkasından hazır kadroya Sergen ŞG profilinde hoca bulup şampiyon olunur. Zaten Sergen kendisi de buna benzer bir şey söylemiş.
Ben de senelerdir yazmıyorum ama haftada bir kaç kez bakıyorum. @Huzeyfe ye katılıyorum. Benim de izlediğim en kötü dönem. En büyük sorun çürüme, futbol futbol olmaktan çıkalı çok olmuş. Sadece tepedekilerin bir rant ve güç savaşı haline gelmiş, bizler de filler tepişirken çimende ezilenleriz sadece. Misal, teori ve söylem olarak en son gelen Başkan lafta en doğrusuydu, en büyük matruşka kendi çıktı!
Ben artık komplo teorist kafada düşünmeye başladım, ki eskiden de yazdıklarımı hatırlayanlar zaten buna yatkın olduğumu bilirler:) Gelen son Başkanın en büyük numarası bağlantıları-arabuluculuğu. Öncekiler sistemsizlik ve beceriksizlikle kulübü batırırken bunlar bilinçli içini boşaltıp, Araplara satılabilecek ilk büyük Türk Kulübü olmamızın altyapısını hazırlamak için gelmişler. Sarılardan biri zaten tam boyun eğmediğinden senelerdir şampiyon yapılmıyor, diğerini de ülkenin Bayern Munichi yapmak için sistem her türlü desteği veriyor. Yapı arkadaşlar:)) Bizi de batırıp sattıracaklar anladığım kadarıyla.
Ne, niçin, neden bilmiyorum ama son senelerde yapılan her şey tek kelimeyle aptallık-mantıksızlık! E bu kadar şirket yöneten kalantor adamlar kendi şirketlerini böyle yönetemeyeceklerine göre arkada çok başka işler dönüyor olmalı. Yani, bu kadar yaşlı bitik ya da son demlerinde oyuncu toplayıp modern futbola uygun bir şeyler yapmak zaten imkansız, bizi kurtaracak model Göztepe-Samsun modeli ülke içinden bakarsak. Ama bunu da açık açık anlatıp taraftarı da ikna edip arkasında duracak Yönetim-yöneticiler lazım. E o da olacak gibi görünmüyor.
Kabaca şafak karanlık, hayırlısı..
Bu arada, yapıldığında kağıt üstünde mantıklı görünen Muçi-Musrati transferleri direk iç boşaltıp borç arttırma ve aracıları zengin ettirme operasyonuymuş. İspatlayamam ama hissiyatım bu. 4 milyonluk oyuncuya 10 milyon, 6 milyonluk kronik sakat oyuncuya 12-bonuslarla 15 bayılmak artı maaşları- tuz kokmuş yahu..
@Ahmet
♡
Adamlar isteyince Man City PSG alabiliyor, batık Beşiktaş’a ihtiyaçları yok bence. Ama Arat bir tur döndü oralarda, niye bilmiyorum.
@Huzeyfe Ya zaten spekülasyon yapıyorum, çünkü işler uzun süredir absürdlüğün dibi saçmalıklarla götürülüyor kulübü yönetenlerce. Ne bileyim, Avrupada oynayıp başarılı olabilecek bir müslüman takımın ekonomik cazibesi neyse belki o, belki başka al gülüm ver gülümler, tepişen filler!!
Sonra turlayan eski Başkanın tüm transferleri, ya Benficanın ikinci takımı gibi artıklarını topladık: Joa Mario Benfica tribünlerince uyuşuk oyunu nedeniyle yuhalanınca kontratından çıkmakta bizi kullandılar, bize pır pır adam geçen hızlı kanat lazımdı, bunu çaktılar. Ndour transferi bi absürdlük, ya senin aynı kontenjanda Demir Egen vardı, belki zenci atletizmi yok ama daha bile yetenekli, onu başka bir bağlantıyla Rio Aveye satın alma opsiyonlu gönderdin. Simone nin posasını çıkardığı Paulista ile Saviçi Türkiye ye çaktılar, e adamlar habire sakatlanıyor, oynayamıyorlar! Hani en muteber görünen Rafa Silva-Immobile transferleri bile sorunlu, Immobile bitik ve baba kontrat verilmiş, Silva nın da kontratı çok baba ki Benfica çıktı oradan, biz daha da babasını vermişizdir-ki o bölgeye 10 milyonluk Muçi yatırımı yapmışsın! E Can Keleşi alacağına kontratakçı Yusuf Sarıyı alaymışın, en azından hızlı, ayağına hakim ve adam geçiyor!
Ne biçim futbol aklı varsa alttan çıkardığımız gençleri de senelerdir mundar ediyorlar. Çocuklar kulübe resmen düşman gibi kaçıyorlar. Emirhan İlkan, Serdar Saatçi, yav en azından ilk 16 da derinliğin kendi yetiştirdiğin, taraftarın benimseyebileceği makul maliyetli adamlardan olurdu, üç kuruşu görünce hemen sallayıp yerlerine 10 misli maliyetli yaşlı pandaları koyuyorlar.
E senin kiralık gönderip maaşını ödediğin adamlar aldıklarından kaliteli, Ghezzal, Abou falan. Tamam onlar da bitik, ama bu adamları ne bu kadar kayıtsız hale getiriyor, nasıl insan yönetimi, ne bileyim.
Semihi doğru yönetemiyorlar, Mustafa Hekimoğlunu da. Ulan takımda kafa vurabilen santrafor yok. E o zaman Cenk Tosunu göndermeyeydin.
Giden Başkanın alameti farikası müthiş Beşiktaş edebiyatıydı. Tarih bize en büyük ajitasyoncuların en büyük yalancılar olduğunu öğretti. Adam ne dediyse tam tersiymiş! O kadar planlı organize bir şekilde geldi ki böyle olacağını hayal bile edemedik(Kendi adıma konuşuyorum)! Misal ülkede başarılı olmuş Hollandalı Hoca yok, hepsi teneke bağlanıp gönderildi! Bunu bile bile adam ısrarla Hollandalı getirdi. Fernando Santos mantalitesi bilinen-kulüp takımlarında dişe dokunur bir başarısı olmayan Hocayken aynı şekilde, e ona da dünyanın tazminatını ödemişlerdir.
Bi de eski sabık Başkan elalemin bişeyiyle gerdeğe girme hikayesi gibi, parayı ikinci Başkandan alıp onu devreden çıkartıp yönetmeye çalışınca film kopmuş, şimdiki Başkan maaşları vermeyince parayla oynayan yabancılar antremanı kesip maçları boşlamışlar, takım da patlamış. Bunu bile planlamıştır diye düşünüyorum. Kabaca kulübü skip atıp gitti, enkazını toplayamayacaklarını da tahmin ederek herhal.
Bu kadar saçmalığı ben de ancak böyle bir saçmalıkla açıklayabiliyorum. Tabii ki spekülasyon. Ama adamın sporla ve iktidarla bağlantıları bana gerçek bir Truva Atı olduğu hissiyatını verdi, günahı boynuma..
Fenerbahçe’nin başlattığı geleneği Beşiktaş başkan adayları da devam ettiriyor ve şu an canlı yayında kozlarını paylaşıyorlar. Bakalım kongre üyelerini ekseriyetle hangisi ikna edecek?
Yayınlandığı kanala bakılırsa muhtemelen FB’ninki kadar reyting almayacak bir program.
Bloga tekrar çok seslilik ve hareket gelmesi çok hoş.
Hangi başkan adayının seçilmesinin Beşiktaş adına daha isabetli olacağına dair yorumu olan var mı?
@koşu mesafesi E @Zaitsev, @BJK4EVER, @beagle gelmeden falan tadı yok. Yine de @can ın ve @yilmaz ın gelmesi güzel, @Huzeyfe ve @dominic molise de zaten gerekenleri demiş, ben de dedim. Buradan bakınca şemsiye açılmaz:( İki başkan adayının da tek çözümü cahil Sergen Hocamız, o da o kadar olaydan kopuk ki giden Hocaya ekranlarda kendinden az kariyerliymiş gibi bir yorum bile yapabildiydi. Halbuki adamın kendi ülkesinde iki, İskoçya da bir şampiyonluğu ve Avrupa da final oynatmışlığı var. Kısaca öyle başa böyle tarak..
Isler, saglik sorunlari derken takiminda kotu gitmesi ve Orman sonrasi Beşiktaşı bitirme amacinda baskan profillerinin gelmesi tat filan birakmadi.
Bence bizim fisimizi stad insaati ve Şenol hocanin milli takima gitmesine izin vermedigimiz surecler sonrasinda cektiler. Once Orman'i uçurdular. Sonrada kötü baskan tercihleri ve adsylarla fisi cektiler.
Benim 2 adaydan da umudum yok. Bu surecin sonunda bu kulubun arap bir sahibi olacak gibi duruyor.
Isler nasil duzelir derseniz ki zor. Bu is Serdar hoca ile olmaz. Denenmemis bir profil lazim. Ozdilek olabilir. Deli ibo olabilir. Yilmaz Vural bile olabilir. Ama bizi korkmadan oynatacak biri olmali. Sag acikta Onur Bulutu dusunen kimse bu takımda antrenor olmamali.
Bunun disinda Masuaku, Musrati yollanmali. Mario'nun kontrati bize girdigine gore Ndourda yollanabilir. Digerleri de zamanla degerlendirilmeli. Cesur olmak lazım ama delirmeden cesaret gosterilmeli
@Zaİtsev
Öncelikle çok geçmiş olsun, acil şifalar..
Bir de şuraya nostaljik bir "+1" kondurayım :)
Üstüne Orman'ın tüm baskılara rağmen Fener maçına takımı çıkartmamasını da ekleyeyim! Sonra 'Paralar Nerede!' diye başlayan süreç ve çorap söküğü..
Kısa vadeli çözüm olarak "korkmadan oynatacak deli hoca" da mantıklı, aklıma yattı!
Saha dışında hiçbir problem olmasa bile Beşiktaş’ın kadro planlaması acayip sıkıntılı. Musrati 6’dan çok 8, Salih Musrati’den hallice, Gedson 8’de pas yapamıyor. Rafa, Muçi kenar oyuncusu değil, Semih hedef forvet değil. Haliyle ortaya bir ürün çıkmıyor.
Bence şu kadroyu pragmatik, yaratıcı bir hoca daha farklı kullanabilirdi. Bence mesela bugün Muçi hiç sahada olmasa ilk yarı daha iyi bir oyun çıkardı. Acaba sahte 9 oynasak Rafayla nasıl olurdu diye düşündüm maçı izlerken. En azından farklı birşey. Sürekli aynı şeyi deniyoruz, aynı kısır oyun.
Serdar hoca, genelde Türkiye'de işleyen, ama işlemesi için çok sıkı oyunculara ihtiyacın olan bir sisteme döndü ikinci yarı. Takımda -nispeten- ayağı iyi denebilecek muci, musrati, bahtiyar, salih çıktı. özellikle son dakikalarda topu karşıya taşıyamadık bile. zaten yeteneksiz bir takımız, bir de ortasahayı boşaltınca yeteneksizlik çok fazlasıyla gösterdi kendini.
Adanademirspor'u yenemeyen takımın Sami Hoca'nın takımını yenmesini bekleyecek kadar futboldan uzak değiliz çok şükür. Zaten artık Beşiktaş maçlara öylesine çıkıyor. Çok yaşayacağız böyle maçları.
Takıma gol lazımken Bahtiyar da hiç de kötü değilken, ne takımla ne taraftarla arası iyi olan Masuaku'yu niye aldık biz maça? Üstelik de baya zaman vardı. Serdar Hoca bu tip şeylere pek dikkat etmiyor, geçen sene de var böyle bir kaç hatası.
Futbol takımı içinden çıkılmaz bir döngüye girdi. Artık taraftarda maç heyecanı da kalmayacak. Beşiktaş, bu maçı da kazanabilir mi takımı değil acaba hangi maçta puan kaybedebilir takımıdır. Ama görünen o ki aktüel hedefsiz takım kimliğinden çıkabilme durumu şüpheli.
Bu takıma şok lazım. Yönetiminden futbol aklına, taraftarından futbolcusuna…
-Yönetim haftaya değişiyor. Bir tarafın ağır bastığı yönünde algı var.
-Futbol aklı; daha önce, benzer bir kötü gidişi çözemiyorum diye bırakan teknik direktöre emanet edilecek gibi duruyor. Çoğu kişi enerjisi, imajı yeter kafasında.
-Masuaku’yu ıslıklamak ve yuhalamak hangi aklın ürünü? Bunu yapanlar ne yaşıyorlardı acaba maçta? Benzer bir süreci Ersin de yaşadı yanlış hatırlamıyorsam. Bu kafayla başarılı takım izlemeleri zor.
-Futbolcuların bireysel değişiminden ziyade ortaya koydukları futbol anlayışının değişmesi lazım. Yani mesele Beşiktaş gibi oynamak. Sürekli kazanmaya oynamak, hücum etmek, galip gelemese bile mücadele etmek. Bunlarda eksiklik gözlemleniyor.
Kongreye kadar başka maç yok. Artık takımın tek gündemi kongre. Kongre neticelenince nereye kaç transfer yapılacağına bakılır…
Daha once de yazmistim. Devsirme mevki kullanimi ile iyi oyun ve galibiyet zor. Dun 11e bakinca Rafa sol acik degil, Gedson 10 numara degil, Muçi sag açık degil, Bahtiyar sol bek degil. Musrati ve Salihte neredeyse ayni tip oyuncular. Bu takimin 5 yanlış taş ile is görecek bir oyun oynamasi imkansiz.
Zaten ilk yariya bakarsak(2nci yariyi izlemedim, kapattim) devsirme oyunculardan Bahtiyar haricinde kimsenin düzgün olarak tanimlanabilecek bir iş yaptigini soyleyemeyiz. Bir de Rafanin golu var.
Ayrica Musrati ve Salih o kadar top almadilar ki Emirhan surekli topla dripling yapmak zorunda kaldi ilk yari.
Ben eldeki kadroyu oyuncularin yeterliligine gore degil tecrubesine gore kullanilmasina karsiyim. Sol acik yoksa elinde cikar U19dan koy. En azindan dikine kosu atar, orta yapmayi dener. Kendini gostermeyi dener.
Masuaku'nun defteri kapanmali. Bu kadae pespese hata yapan bir oyuncu hala cozum olsun diye sahaya aliniyorsa Serdar hoca da gitmeli. Zaten maalesef Serdar hoca Senol hocanin kotu bir replikasi. Fazla israr etmemek gerekli
Olağanüstü kongre bu pazar. Beşiktaş Kulübünün yeni yönetimi belli olacak. Gelsin ardından yeni hoca ve yeni transferler.
Program ve demeçlerden anladığım; Yücel bek ve 2 kanattan oluşan 3 transfer, Adalı bek, kanat ve santrafordan oluşan 3 transfer planlıyor.
Beki anladık Masuaku’nun önüne adam alma isteğinde ittifak var.
Ama iki adayın da diğer iki transferi 11 oyuncusu profiliyle yapılacağı düşünülürse Rashica, Semih ve belki Immobile’nin yedeğe düşeceği bir planlama var gibi görünüyor. Adalı belli ki Ciro-Mustafa planlamasından rahatsız. Yücel ise orijinal kanat oyuncularıyla sıkıntıları çözeceğini düşünüyor olabilir.
Tabii işin tuhaf yanı ikisi de kesin şu hocayla çalışacağız demedi. Yani başkanlar futboldan anladıklarına güveniyor olmalılar.
Sergen hoca son çıktığı programlarda şöyle bir hava verdi; ayağıma kırmızı halılar serilmezse Ocak’ta gelmem; zaten Mayıs’ta yeni yönetim paşa paşa bana gelecek.
Sergen hocanın ikinci gelişini görürsek ya başarılı bir Beşiktaş göreceğiz ya da bu futbol figürünün tek sezonluk başarısını tesadüfe bağlayanlar artacak gibi duruyor.
Masuaku gitmeli, ama Beşiktaş medyası, taraftarı, yönetimi hatta teknik heyeti, sportif direktörü artık futbolculara bu kadar atıp tutmayı da bi sonlandırmalı. Geçen seneden beri iş o kadar çığrından çıktı ki, başkan TV programına çıkıp oyuncular hakkında isim vererek takımı sabote ediyor diyebiliyor. Ve bu adam kadroda, maça filan giriyor. Geçen sene de Abou için yapıldı aynı şeyler.
Mesela geçen sezon devre arasında yapılan transferler bu seçimin ana malzemesi oldu. Daha Serdal Adalı geçen gün uyandı. Sonuçta bu oyuncularla çalışacağım diye. Lütfen biraz sakin. Dünyada hiç bir futbol kulübünde, yönetici oyuncusunu bu kadar medyanın önüne atmaz. "Bu oyuncular bize iki kupa getirdi, daha iyi olacaklarına da inanıyorum" de geç. Bırak biz twitter'da yiyelim birbirimizi.
Yeni yönetimden ilk başta istediğim sükunet. Mümkün olabildiğince uzun hem de. Eski yönetimlere, hocalara, eski yönetimlerin oyuncularına filan çatmadan, adam akıllı bir kaç takviyeyle şu geminin burnunu tekrar denize çevirin. Sonra yüzerse yüzer, yüzmezse de artık o zaman bakarız.