Kayseri maçından dolayı tribün cezam var ama yine de kardeşimin passoligiyle bilet aldım gidicem maça.. umarım girişte sıkıntı çıkmaz.. Önder hocamızı yalnız bırakmak istemiyorum.. şu ana kadar çok az bilet satılmış, haftaiçi olduğundan ilginin azalması normal ama derbi maçındaki mücadelenin karşılığı 4-5bin kişi olmamalı, umarım yarın akşama kadar satılan bilet sayısı artar.. kayseri maçındaki 35bine yakın kişi gelemese de maça gelebilecek Beşiktaşlılar sadece o gün gelenlerden ibaret değildir diye düşünüyorum.. herkes bilet fiyatlarından şikayet ediyordu yarı fiyata düştü, hal böyleyken de stadın en azından yarısını doldurmalıyız..

maçtan beklentim de Vida ve Can yerine Montero ile Oğuzhan'ın 11'de başladığı, iyi futbol ve artık lütfen gol yemeden alınacak bir galibiyet..

Geçen posttan devam, @pheaglix’in dediği hatalara bakayım dedim, gerçekten çılgınlık. (Yeniden eskiye)
fener -2(fırat a.),
trabzon -1(erkan ö.)(hatta abartırsak 2 penaltı bile denirse -3 olurdu),
hatay -1(cücü) ve
ads -2(ali p.)
olmak üzere -6 puanımız yenmiş düz hesaplarsak ve üstüne +2 de trabzon’a verilmiş yani makas 8 puan açılmış. İdeal durumda ts-43(18 maç) vs bjk-31(17 maç) olmalıydı şu an ve göztepe maçını alırsak 9 puan geriden takipte olmalıydık( bu da ts için 3 derbi mağlubiyetiyle kapanacak fark demekti).
Tamam acayip türbülanslı bir dönemden geçildi ama bu son 12 maçın 4ünde bariz hata yapılıyorsa(%33) ve doğru düzgün tepki olmuyorsa sinik bir yönetim anlayışı var demektir. (Ha, biz her zaman iyi oynamalıyız ve sonrasında hakkımızı kovalamalıyız derseniz başka.) Tv’deki şaklabanlara ayar verilmesi iyi ama bu bariz hak ihlallerine de bir çözüm bulunmalı yoksa maçların 1/3’ünde doğramayla nereye kadar(belki naif bir bakış açısı olacak ama e. kocadağ’ın isim isim vererek pozisyonları eleştirmesi olumlu bir adımdır.). Bu ne kadar sağlanırsa hoca ve oyuncuların kendini gösterebilecekleri alan da o kadar açılır ve gerçek potansiyeli, oturmaya başlayan sistemle daha net görme şansımız olur.

Dipnot: Eski maçları karıştırırken bir durum daha dikkatimi çekti, ilk 5 hafta 4g,1b ile 17 haftada topladığımız 25 puanın yarısından fazlasını o dönem almışız(13 puan). İlk haftalarda neredeyse istisnasız her ev sahibi olduğumuzda maç başına 1-2 sakat vermemiz de daha ekim ayında pilimizin bitmesinde ciddi rol oynamış gözüküyor.
Hakemlerden başlayıp yönetime girmeye başladığım bir post oldu😅
Maaş kısmına gelmedim bile, brüt 48 mil.€ yaklaşan maaşla bu sonuçlar tam fiyasko oldu kulüp adına sezonu ilk yarısında. Hadi %15 vergiyi futbolcu karşılıyor de düz hesap 40 mil.€ harcama demek maaşlara. Kaynak: https://www.capology.com/club/besiktas/salaries/ , (geçen yıl ligde şampiyonluk primi 200 mil. tl alabildiğimizi hatırlatırım. neyse zaten “tango”nun son yılı, keyfini çıkaralım.)

Tribun kapatmasi cok iyi oldu, keske komple seyircisiz oynasak. Ne kadar az cahil tinerci gelirse o kadar iyi olur. Onlar siktirsin gitsin Bodrum’a Kibris’a Sergen’in kumar masasinin arkasinda tezahurat yapsinlar. Besiktas’a bulasmasinlar. Belki sevdikleri hocalari kulupten cukkaladigi maasla bunlara 1-2 sakada verir de ac karinlarini doyururlar.

Benim sportif beklentim bu sene icin gelecek sene’nin yapilanmasi ve 2.lik. Dengeli bir sekilde tutturmak lazim. Pjanic, Batshuayi’yi posasi cikana kadar kullanalim. Ama yollari ayiracagimiz ve performansi dusen Vida, Larin gibi oyunculari zorlamanin anlami yok. Yerli onemi acisindan Ridvan, Serdar, Oguzhan, Salih, Guven, Can’in dakikalari artmali. Hatta devre arasinda Can, Oguzhan ve Guven’in sozlesme isi halolursa iyi olur. Tabii bunun icin yabanci sinirlanamasini netlestirmek lazim. Kulubun bu konuda baski yapmasi lazim, ister Kulupler Birligi ister kendi kanali araciligiyla. Net bir sekilde kuralin akibeti belli olursa ona gore plan yapabiliriz. Avrupa’da kulupler 5 senelik plan yaparken bizim 6 ay sonrasini goremememiz kadar sacma sey yok. Hos, aslinda yonetimin boyle bir plani da yoktur, istegi de yoktur da, neyse. Ideal senaryo iste.

@Armagan,

Hakem konusunda dogru hareket eden bir BJK yonetimi gormedim bu yasima kadar. Hakem konusunda kimse samimi degil bizim yonetim dahil. Herkes adaletsizlikten pay bekliyor, emzik bekliyor, bu kadar basit. Turk hakeminin kalitesi yerlerde. Avrupa’da dogru durust mac alan 1 hakemimiz var baska yok. Hakemsizlikten emeklilikten dondurdugumuz adam kondisyon testini gecemeyip FIFA kokartini kaybediyor, seviye o derece. Yillardir fahis hatalari ‘gormemis olabilir art niyetli diyemezsin’ diye diye uyuttular, VAR gelince foyalari iyice medyana cikti. Art niyetli olmalari icin para karsiliginda mac satmalarina gerek yok. Sen ligdeki puan durumuna, hafta icin akillamalara, macin gidisatina gore karar veriyorsan zaten art niyetlisindir. Cikip bunu soyleyip yabanci hakem icin bastiracak 1 babayigit yok. Samimiysek hakem konusunda bunu isteyeceksin. Zor birsey degil, uygulanan kac lig var zaten. Yonetimin bu sekilde dirayet gostermemesi skandal. Sadece adaletsizlikten pay istiyoruz, onu da sesimizi cikartmayarak ezikce istedigimiz icin alamiyoruz da. Utanc verici.

Önder hoca için önemli maç. Kazanırsa bence lazrailin gelmesi biraz daha geç olur. Kaybederse yeni yıl lazraille başlar. Kazanmasını ve Önder hocanın dokunuşlarına devam etmesini diliyorum.

umarim fenerin basina gelen bizim de basimiza gelmez. onder hoca td lik yapabildigini gosterdi ama futbolcular salarsa hoca da birsey yapamaz.

Çok güzel maç oluyor. İlk 25 dk ikinci golü yememiş olmamız bizim için şans oldu. Göztepe çok sıkı pres yapıyor. İkinci yarı golü ilk atan istediğini alır gibi.

Eleştirsek oyunu hocanın devam edip etmeyeceği belli değil eleştirmesek gönül razı gelmez. Rakip analizi zayıf olmus fazla güven iyi değildir. Fazla duygusal bakmamak lazım. Önder hoca devam edecek mi bilmiyorum ama en azından kesin çıkacağı maçlara daha iyi rakip hazırlığı yapması lazım.

Bu belirsizliğinde ortadan kalkması kısa sürmeyecek gibi. Başkan halinden memnun mağlubiyet almıyoruz diye ama böyle idare etme şekli de doğru değil.

Hiç yorum yapılmamış, diyecek fazla bir şey olmadığı için herhalde. Kıran kırana mücadelenin ve gene feci bir hakem yönetiminin olduğu çok zorlu bir maçtı ve böyle bir maçı geriden gelerek kazanmak çok güzel. Ben izlerken çok keyif aldım. Hatta arada ben kafayı mı yedim, niye sanki şampiyonkuğa yürüyormuşuz gibi keyifleniyorum diye de sordum kendi kendime. Ama sonra baktım da sanki futbolcular da kafayı yemiş; onlar da sanki şampiyonluğa oynuyor gibiler. Sanırım o coşkuyu büyük oranda Önder Karaveli'nin yarattığı sinerjiye borçluyuz. Ama Karaveli de çok şanslı. Çünkü taktik anlamda büyük bir yenilik ortaya koymadan, sadece işlemediği net görünen saçmalıklardan vazgeçip, futbolcularla pozitif bir iletişim kurunca iyi sonuçlar geldi. Artık Sergen takım üzerinde nasıl kötü bir gölgeye dönüştüyse, onun gitmesi futbolcuların keyfini, iştahını, azmini arttırmış olmalı; takımın reel hedeflerini düşününce Ghezzal'ın, Pjaniç'in filan bu halleri değil Karaveli Klopp'la bile açıklanmaz. Adamlar hayata döndüler resmen. Asıl sınav Konya tabii. 8 puan farkı 5'e indirme fırsatı. Ama rakip sürünen Fener, ya da düşme potasındaki Göztepe, Kayseri değil bu sefer. Konya ve Palut çok formdalar. Bu günkü defansif sarsaklıklar ve hücum etkisizliğini tekrarlarsak, coşkumuz galibiyete değil maksimum beraberliğe yeter.

Beni asıl endişelendiren ortada rasyonel hiç bir değerlendirme olmadan Karaveli'nin kalması yönünde esen ve yönetimi etkisine alan kamuoyu rüzgarı. Otomatik olarak karşı da değilim kalmasına ama hangi kriterlerle ve kimin değerlendirmesiyle karar alındığı çok önemli. Taraftarın bugüne kadar adını duymadığı adama Mourinho adayıymış gibi yaklaşması çok tuhaf da söz konusu saçma Beşiktaş taraftarıysa alıştık böyle tuhaflıklara. Ama kimsenin de peki abi bu adam kalırsa teknik heyeti kim olacak, onları kim seçecek, bu adamın böyle bir hazırlığı var mı, yoksa bu boşluğu kim dolduracak filan sormaması nedir yahu?

Tam yukardakileri yazmisken bir arkadasim Karaveli'nin TRT'de yayinlanmis genc takim soyunma ve taktik odasi konusmalarini gondermis. Linklerini paylasiyorum:

https://www.youtube.com/watch?v=KcSYsKghAj0
https://www.youtube.com/watch?v=mpWw7wu5fHc

Ne romantik güzellemeler nede adama bundan cacık olmaz şeklinde yaklaşmak lazım. Hala saha içi organizasyonu kötü görüyorum, o kadar ayağa top yapan adama rağmen baskıdan çıkamadık ilk yarı. Belkide sergen döneminin kalıtsal bir problemidir. Bunun haricinde göztepede bu maçı çıkış maçı olarak görmüş, bizimkilerde rakibi böyle beklemiyorlardı bence.

Önder hoca fena iş çıkarmadı değil. Bu sene zaten kayıp, devre arası adam bulmak için bulacaklarına önder hoca yılı bitirsin derim. Ona göre sezon sonu bakılır.

Whoscored'dan macin istatistiklerine baktim uc sey cok dikkatimi cekti:

1- Oyuncularin mac icindeki saha dizilisi gecen haftalara gore biraz duzelmis ama hala iyi degil. Mesela Goztepe'ninki cok cok daha organize ve bloklar arasini siki tutan bir yerlesim.

2-Goztepe bizim iki katimiz sut atmis (10-19) ama bu sutlarin onemli bir kismini Josef ve Pjanic bloklamis, tipki olmasi gerektigi gibi. Gectigimiz donemde bizi en cok zorlayan sey rakiplerin ceza alani onunden rahatca sut cekmesiydi. Ersin'in uzaktan gelen toplardaki zaafi dusunuldugunde bugun parlamasinda bunun da payi var.

3-Takimin pas isabet orani hic gormedigim kadar dusuk. En yuksek oranlilar Pjanic ve Vida, onlar da %80. Bekler ise fecaat, Ridvan %50lerde, Rosier %60. Bu rakamlarin Sergen doneminde %80-90 civarinda oldugunu hesaba katarsak, ya topla cok hizli ciktigimiz, ya da kisa pastan direk pasa gectigimiz icin bu (ya da ikisi birden).

Yani daha taktik olarak gidilecek fersah fersah yol var, Onder hocada umarim o donanim vardir.

Maç hatay maçının dejavusu oldu, ama bu sefer önde sağlam baskıya rağmen iyi dayandık ve 2. yarı nefesleri tükenince de kaliteli ayaklarla işi bitirdik. Teknik detay konuşmalık çok bir olay (o baskı etkili uzun top veya ilk golde olduğu gibi driplingle kırılabilir) çünkü hoca daha 2 haftadır burada ama oyuncuların saha içi mücadelesi takdire şayan. Yanlış görmediysem 67 ikili mücadele kazanmayla sezonun en yüksek sayısını egale ettik (diğeri yine evdeki sivas maçı). Bizi gelecek sene avrupaya götürecek olan işte bu hırs ve motivasyon olacak.
Tek gözüme batan Montero oldu, tandemi çok oynatmadan Serdar-Vida gidilmeli sezon boyunca. Formsuzları(welinton, montero vs.) ve kayıpları(salih, atiba, alex vs.) rotasyona ekleme işini kupa maçlarına bırakmalı.

Önder hoca geldiğinden beri takımda artan bir oynama isteği var. Bu da Sergen hoca ile oyuncuların net bir sorunu olduğunu kanıtlıyor.

Pjanic'e saha içi lider sensin denilmiş. Onda da artan bir istek var.

Sıkıntılı mevkilere de düzgün müdahaleler var. Wellington ve Atiba'nın kesik yemesi bunu gösteriyor. İlk 11'e Can, Ozzy gibi eklentiler yapılması güzel. Bence Salih'te bu rotasyona girecektir.

Takım daha direk bir oyun oynamaya çalışıyor. Attığımız 2 golde de bu görülüyor. 2 golde Rıdvan'ın attığı derinlemesine uzun pas ile başladı. Rıdvan bunları Sergen zamanı attığında ertesi maç kesik yiyordu genelde.

Sıkıntılar var mı? Var. Göztepe ön alanda pres yaparak bizi uzun oynamaya zorladı. Muhtemelen pas oranımızın bu kadar düşük olmasının sebebi de budur. Ayrıca Sergen hocanın kadro ile aşırı oynamasının etkisi olarak yerleşim ve organizasyon sıkıntısı bir süre daha devam edecektir.

Önder hoca ile tamam devam kararı zor bir kadar olacak. Şimdilik oyuncu grubu üzerindeki etkisi iyi. Saçma değişiklikler ve tercihler yapmıyor. Çıkan oyuncu en azından ben niye çıktım gibi bir tepki vermedi :) Muhtemelen devam ederse Serdar'ı ve iyileşirse Hasiç'i rotasyonda bol bol göreceğiz. Bu kadar kopuk bir sezonu hocayla bitirmek mantıklı olabilir.

@ Armağan

Vida'nun sol stoper performansını düşük buluyorlar sanırım. Hataların çoğunu da o tarafta yapıyor gibi bir yazı okumuştum. Montero tercihi bu sebeple olabilir. Sanırım bu süreçte Serdar'ı kodlayıp Vida'nın yanına koyacaklar.

Ayrıca maalesef stoper rotasyonumuz dar. Wellington'ı da kenara koyunca Vida-Serdar-Montero ve her mevkiinin adamı Necip kalıyor. Hoca, Serdar'ı hemen taraftarın önüne atmak istemiyor gördüğüm kadarıyla. Fener maçında sürekli hoca ve takım arkadaşları tarafından uyarılması da bunu gösteriyor. Adama sahada resmen uygulama dersi verdiler. Erdoğan kalsaydı kadroda muhtemelen o da rotasyona girerdi.

Stattaki atmosfer iyiydi, umduğumdan fazla taraftar vardı yine. 5-6bin kişiye oynayacağımızdan endişe etmiştim, öyle olmadı. Maç sonu da başta Ersin olmak üzere takıma ve Önder hocaya büyük bir sevgi ve destek vardı, yaklaşık 15 dk daha stattan çıkmadık, mutluluk verici bir ortamdı..

Oyuna gelirsek, kaleciden başlayarak mecbur kalmadıkça uzun oynamadan pasla çıkma prensibine uymaya çalıştık.. ama bunda pek başarılı olduğumuz söylenemez.. bunda rakibin dersine çalışmış olması ve sürekli ön alan baskısı uygulamasının payı olduğu kadar, stoperlerimizin top kullanma becerilerinin çok sınırlı olmasının da payı var.. Montero, Vida, Serdar, Welinton, Necip bunların hepsini toplasan bir Marcelo kadar geriden oyun kurma yeteneğine sahip olmayan oyuncular.. her birinin farklı meziyetleri var, ama pasla çıkma stratejisine sahip bir takımsanız bu yeteneklere de ihtiyacınız oluyor.. Montero hem solak olduğundan sol stopere uygun olması nedeniyle, hem de top tekniğinin diğerlerine göre daha iyi olmasından dolayı dün tercih sebebi oldu.. ama onun da çok başarılı olduğunu söylenemezdi.. Topu 6 numarada oynayan Pjanic'le buluşturma çabaları çoğu zaman rakibin önde basmasıyla top kaybı ile sonuçlandı ve kalemizde tehlike yarattı.. Bunların daha ilkinde golü yedik zaten! henüz 2.dakikada yediğimiz için maça yenik başlamak oyun planımızı da biraz sekteye uğratmış olabilir..

bu pasla çıkma stratejisinin iyi tarafı ise, o ön alan presini birkaç pasla kırmayı başarırsan bir anda rakip oyuncuların yarısını oyundan düşürüp hızlı ve isabetli paslarla çabucak rakip kaleye inip tehlikeli olabilme şansı sağlaması.. bunu sadece bir kez kusursuz yapabildik, onda da beraberlik golünü bulduk.. Ghezzal kendi ceza sahasına kadar dönüp ters taraftaki Rıdvan'a aktardığı -biraz da riskli- pasla bunun başlangıcını yaptı.. Rıdvan'ın bir rakibini çalımla ekarte edip hemen hızlanması ve rakip savunmadan bir oyuncuyu oyundan düşüren pasını Josef'e ulaştırmayı başarmasıyla bir anda 5 saniye içinde üçüncü alanda 4'e 2 kalmamızı sağladı..
Önder hocanın bence amacı bu tip pozisyonları çok daha fazla yakalamaktı, ama çok az yapabildik.. Sergen Yalçın'ın geçen seneki oyun tarzı ise rakibi geriye yaslayıp bol ve uzun paslaşmalarla atak olgulaştırmak üzerine kuruluydu daha çok, böyle ani çıkışlarla gol bulduğumuz çok az olurdu.. elbette oyuncuların belli bir zamandır süregelen oyun alışkanlıkları ve ezberleri var, yeni bir şeyler oturtmak zaman istiyor.. Pjanic ve Josef'in olması gereken yere geçtikten sonraki 2.maçları henüz daha.. Oğuzhan'ın bu 2'li ile beraber oynadığı yanılmıyorsam ilk maç! (bana göre ideal orta üçlümüz bu)
Misal Oğuzhan ile Ghezzal'in oyun zekaları bakımından müthiş uyum sağlayacaklarını ve iyi de anlaştıklarını düşünüyorum, ama bu ikili beraber 2. sezonlarını oynadıkları halde toplasan 10 maça çıkmamıştır birlikte!
Esasen tüm bunları oturtabilmek için şampiyonluk hedefinin olmadığı bir yarım devrelik lig sürecinin önümüzde olması da bir şans.. Önder Karaveli maç öncesi ve sonrası yaptığı açıklamalarda da görüldüğü üzere, olması gerektiği gibi teknik konulara odaklı bir antrenör.. bununla beraber iletişim becerilerinin de iyi olması, camianın kalbinden çıkan, Şeref Bey stadının tozunu yutmuş bir adam olması, oyuncularla da açıkça görüldüğü şekilde sıcak bir ilişkiyi şimdiden kurmuş olması ayrı bir şans.. bu yapılanma süreci için ideal isim olduğunu düşünüyorum..
Elbette 19 maçlık bir ikinci yarı periyodunda devamlı başarılı skorlar alınamaz, sıkıntılı sonuçlar da alınacaktır.. bunlarda çok dağılmadan bu taktiksel gelişim ve yeni sezon kadro planlamasının oluşum sürecinde Önder hocaya tam destek verilmeli fikrindeyim.. işler onun adına yolunda gitmeyip kendisini yeni sezona taşıyamasa bile kendisinden sonra gelecek olana çok iyi bir miras bırakacağına adım gibi eminim...