.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

20 Şubat 2017 Pazartesi

Karne: Beşiktaş 3 - 1 Akhisar Belediyespor


Goller: Cenk Tosun (13'), Anderson Talisca (27'), Atınç Nukan (69')
En iyi üç: Atiba Hutchinson, Ricardo Quaresma, Fabricio Agosto
En kötü üç: Andreas Beck, Vincent Aboubakar, Ryan Babel

Karne: 43 kişinin katılımıyla tamamlanmıştır. İlginiz için teşekkürler.

Anket:

Şenol Güneş8.0
Beşiktaş7.9
Akhisar Belediyespor4.6
Barış Şimşek5.9


Fabricio Agosto7.8
Atınç Nukan6.8
Marcelo Guedes7.7
Adriano Correia7.1
Gökhan Gönül (80')7.3
Atiba Hutchinson (72')8.6
Oğuzhan Özyakup7.4
Anderson Talisca (64')7.4
Ryan Babel6.8
Ricardo Quaresma8.5
Cenk Tosun7.8


Gökhan İnler (64')7.3
Vincent Aboubakar (72')6.3
Andreas Beck (80')6.3


Takım Ortalaması7.4


28 Yorum:

Hidayet dedi ki...

dün herşey çok güzel olsa da ,şampiyonluk yolunda beni endişelendiren , kafamda soru işareti yaratan bazı hususları paylaşmak istiyorum ;

- takımın hücum planının hemen hemen tamamının quaresma üzerinden işlemesi. belki de plan tamamen bu değil, diğer yollar da deneniyor fakat, işleyen plan bu. ve rakipler özellikle buna zorlayıcı önlemler almaya başladılar. karabük maçını hatırlayalım . quaresma'nın yaşı , çabuk kart görme potansiyeli olması da düşünüldüğünde. asistin, golün , çok iyi de olsa,kaleye bu kadar uzak ortalarla gelmesi.

- oğuzhan-cenk-babel arasında, geçen yıl oğuzhan-olcay- gomez arasındaki o pas alışverişinin bir türlü kurulamaması . bunlara geçen yıl için sosa'yı da ekleyebiliriz. burada ilk dikkatimi çeken ozzy'nin geçen yıl ki gibi bu ön tarafa fazla yaklaşmaması. bunu taktik icabı , yerini boşaltmamak için mi yapmıyor ? fiziksel olarak güçsüz de ondan mı ? yoksa, talisca 'nın , sosa'ya kıyasla ,defansif zafiyetleri fazla olduğu için mi? kendi sahamızda , nisbeten zayıf rakbe karşı bile bunları fazla yapmaması.

- yine cenk'in bu yıl çok iyi bir performans sergilese de , sadece skor üreten bir oyuncu olması . fakat "skor ürettiren oyunda " katkısı çok az geliyor bana . tabi burada akla hemen gomez geliyor.rakibi göbekten delemememizde cenk'in oyun stilinin rolü nedir ? babel- oğuzhan daha fazla yaklaşsalar , talisca yerine mesela sosa olsa, farklı bir cenk izler miydik ? yoksa cenk bu mu ?

-yani, ezcümle 0-0 giden maçta , ya da q7'nin olmadığı bir maçta, beşiktaş'ın hücum planı kimler üzerinden, nasıl işer ? beşiktaş neyi iyi yapar da gol atar ? talisca'nın bu oyundaki rolü ne olur ? q7'nin iyi kapatıldığı karabük maçını düşününce mesela. beşiktaş ,q7 yolunu, başka planı işlemediği için mi bu kadar çok kullanıyor ? geçen yıl sadece hücum planlarından bir plan olan "sağ taraf" bu yıl neden tek plan gibi duruyor ? bunun, cenk-talisca-babel-oğuzhan'ı ilgilendiren , onların performans ve oyun stilleriyle ilgili yönü var mı ?

planck dedi ki...

80.dkdan sonrasını göz önüne almasam bile ben de o kadar abartılacak bir performans görmedim açıkcası. Bir konya maçı değildi. İlk şut, hatta cezasahasına giden ilk top gol oldu. 2. gol de şapkadan çıktı. Çok fazla itemedik rakibi. Enlemesine biraz fazla geniş kaldık gibi geldi bana oyuncular arası mesafe biraz açık kaldı 30lu 40lı tek pas yaptığımız belli dönemler hariç fazla yardımlaşamadık.

Hidayet, evet asıl sıkıntımız sosasızlık. Yerine gelen adam second striker. Ortadan delebiliyor olmamızda sosanın tek pasları, oyunu açmaları, zamanında yaptığı driblingleri ve defansif meziyetleri sayesinde ozzynin öne çıkması çok önemliydi. Cenk buna ayak uydurabiliyordu. Set oyununda olcay yaptığı herşeyi babel de yapar. Yani iş sosada kitleniyor. Ozzy bu sene ozzy gibi değil 2.atiba gibi oynuyor, atiba ne kadar çıkıyorsa o da o kadar çıkıyor. Zira talisca hem defansif olarak yeterli değil hem de sosaya göre çok daha kolay top kaybettiği için arkayı daha sağlam tutmak gerekiyor. Sosa olsa hem ozzyden hem de adriano ve gönülden daha fazla skor katkısı alabilirdik. Oyunumuz da daha güçlü olurdu. Ama talisca da bam bam atıyor işte, 5 kişinin katkı vererek atacağı bir golü çat diye atıyor :)

Demba forma girerse işler biraz daha değişebilir, talisca ile maç içinde yer değiştirebilirler. Demba çevre kontrolü çok daha iyi olan bir oyuncu, mesela gomez mükemmel zamanlamalarla alan boşaltıp adam taşıyarak çevresindekileri oynatıyordu, demba pas oyunu ile de oynatabilen bir adam. Taliscadan 50 kat falan da daha güçlü, sırtı dönük çok daha rahat oynar. Bu yüzden demba oynamaya başlarsa ortadan delmeyi daha çok deneyebiliriz. Üst direğe çarptırıp attığı golün sesi daha kulağımda :)

Yine bir derbiye oyun olarak açık favori giriyoruz. Şınayder oynamazsa galibiyet oynarsa beraberlik diyorum. Önde basacaklardır defansı da öne çıkartacaklardır bu yüzden aslında abuş daha mantıklı olabilirdi ama q7 cenk uyumu varken kesmez herhalde hoca. 1-1e fitim.

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown dedi ki...

@planck

Sosa olmadan oynamayı sanırım-artık-çok şükür ikinci yarı ile beraber öğrenmeye başladık. Alternatif olarak şimdilik Quaresma'nın saygı değer oyununu, rakibe oranla daha fazla topa sahip olmayı, kenar savunucularının daha fazla oyuna girmesini üretebildik. Duran toplardan da şimdilik fena değiliz. Ayrıca Demba, Ersan ve Caner gibi önemli isimlerin de sisteme dahil olacağı günler çok uzakta değil. Sistemin isimler üzerinden ilerliyor olması sorunu bugünün sorunu değil. Geçmişten beri gelen ve yakın gelecekte de çözebileceğimiz bir sorun olarak da gözükmüyor. Geçen yıl ki sistemin en önemli iki parçası gidince ligin ilk yarısı boyunca kesik başlı tavuk gibiydik. Devre arası ve sakatlık sendromunun ardından, rakiplerin de zorlaması ile yeniden bir şeyler üretmeye başladık ve eldeki imkanlar dahilinde, UEFA baskısı hala üzerimizdeyken, alabileceğimiz en iyi netice olan şampiyonluğa bizim gözümüzde kötü ama bu lig için fazlasıyla yeterli oyuna rağmen oldukça yakınız.

Beer Sheva maçında gelecek için umut vermeyen oyun, 3'lü defanslara karşı pratiğin artması ile sanki biraz daha iyileşmişti. Hatırladığım kadarıyla, bize karşı ilk defa üçlüyü deneyen Karabük takımına karşı zorlandık, yeterince pozisyon bulup atamadık. Mağlubiyetin sebeplerini; "oyunumuzun yavaş olması", "gol pozisyonlarını cömertçe harcamamız", "hali hazırda işleyen yegane oyun planımızın Quaresma üzerinden gerçekleşmesi" gibi değiştirebileceğimiz etkenler olması kadar, "hakemin kötü yönetimi", "rakibin sahaya becerebildiği bir planla çıkmış olması" gibi bizim dışımızdaki etkenler olduğunu da söylemek lazım.

Şartların bizim adımıza daha iyi olduğu AL maçında, benzer bir kurguyu düşünen Beer-Sheva'yı yetersiz oyuna rağmen tur için yetecek bir skorla geçmeyi bildik. Beer-Sheva'nın kadrosunun Karabük'ten aşağı kalır olduğunu söyleyemeyiz herhalde. Aradaki temel farklar, bu kez rakip gol bulmak zorundaydı ve hakem yönetimi ligimize göre çok daha adildi (yazar burada AL için sonraki turda fener'i istiyor). Daha iyi bir rakibe karşı sonucu alıp döndük.

Dün, 90 dakikalık oyunun en az 40 - 45 dakikasından izlerken, ma-aile zevk aldık. Bence bunun sebeplerinden biri 3'lü defansa karşı oynama pratiğinin artmasıydı. Tabi ki rakibin kadro kalitesi, oyuncularının sisteme uygunluğu da önemliydi. Ancak bu bizim oyunun bazı bölümlerinde ligimiz için yeterli olduğu gerçeğini değersiz kılmaz. Bundan sonraki tüm maçlarda rakibi geçecek kadar oynamamız yeterli olacaktır.

3'lü defans sistemi, rakibin elindeki kadro kalitesine bağlı olarak, bundan sonra bizim için daha az sorun çıkaracaktır. Bu sisteme karşı bir pratiğimiz şu an için var. Bundan sonra rakiplerin bizim oyunumuza karşı başka şeyler üretmesi gerekiyor. Vites düşürdüğümüz anlarda da daha az pozisyon vermeyi öğrenir, bireysel hataları en az düzeye indirebilirsek uzun zamandır göremediğimiz bir puan farkıyla şampiyon olabiliriz. Bunu söylerken, şampiyonluk yolundaki rakiplerimizin felaket oyunlarının da önemli bir etken olduğunu eklemek lazım.

Haftaya da kazandığımız takdirde, kalan maçlardan iç sahadakileri kazanır, deplasmana da paf takımı ile sahaya çıkarsak şampiyon olacak gibi gözüküyoruz. Tudor'un Karabük'te olduğu gibi, GS ile de üçlü defans oynayacağını sanmıyorum. Umarım bize karşı yine aynı üçlü kurguyu düzenler, Sabri-Linnes-Carole üçlüsünden ikisinin oluşturacağı kanatlarını harcarız. Şu maçı alalım da gerisini bir şekilde hallederiz.

Beer-Sheva (d) 3-1
21- akhisar 3-1

Gerisi:

Beer-Sheva
Cuma: AL Son16 Kura Çekimi
22- gs (d)
23- rize
AL Son16 ilk maç
24- kayseri
AL Son16 ikinci maç
25- antalya (d)
--------------------milli maç arası
26- gençler bir.
27- trabzon (d)
28- adana
29- başakşehir(d)
30- fener
31- bursa (d)
32- kasımpaşa
33- antep (d)
34- ottoman büyükşehir

BJK4EVER dedi ki...

Keske 2. yariya Quaresma'siz baslasaydik da onsuz ne olacagini gorseydik. Yasi malum ve kart cezasi da gorecek. Su an hicbir oyun planimiz yok gibi. En mantiklisi Bursa macinda oldugu gibi baklavali 4-4-2'ye gecmek ve surekli ortadan paslarla bekleri cikartarak oynamak. Bunu keske bir 45 dakika stressiz sekilde deneseydik.

Onun disinda oyun gecen seneden kotu degil bence. Gecen sene daha delici, dikine dusunen bir takimdik. Bu sene nispeten daha fazla pas yapiyoruz ve oyunu kanatlara yayiyoruz (ozellikle sag kanada). Illa ki oyunu daha kotu olarak gormemek gerekir.

Onun disinda; bence daha sampiyonluk falan gelmedi. Haftaya yenilirsek gitmez, yenersek de gelmez. Daha 12-13 hafta var ve baya puan kaybi yasanabilir. Ha, goruntuye bakilirsa agir favori olan takim belli zaten. Ama o favorilik devre sonunda da vardi, bu hafta olusan birsey degil. Ama her zaman hak eden sampiyon olmuyor. GS de 3 sene evvel simdikinden hallice top oynayip Muslera, Sneijder, Y.Oztekin sayesinde goturmustu sampiyonlugu. Ne olacagi belli olmaz. Anca son 5-6 haftaya 10-12 puan farkla gidersek sampi diyebilirsin, ki o an rakipler psikolojik olarak kopar zaten. Ama henuz o kopmaya gelmedik bence. Ben takimima guveniyorum, bunun da nedeni fiksturde cok kolay maclarimizin olmasi ve oynadigimiz futbol.
Asagida + olan maclar bence 3 puani abuk subuk islerin olmadigi surece mutlaka alacagimiz maclar olarak goruyorum. Bu da 6 galibiyet demek, ki geri kalan maclardan 3/7 galibiyet alsak bile 27 puanla tamamliyoruz ligi, ki bu 74 puan demek. Bu da en kotu senaryo. Rakiplerimizin bence 74 puana ulasmasi imkansiz. Bu senaryoda GS, FB maclari falan hepsi kayip veya bir kismi berabere. Rakiplerimizin de birbirleriyle oynayacagi ve mutlaka puan kaybedecegi dusunulurse bence isimiz oldukca kolay. Ama burada derbi maclari hedef maclar olarak gormemeliyiz. Sampiyonluk giderse Adana, Kayseri, Kasimpasa maclariyla gider, derbilerle degil. Akhisar ve Konya macindaki konsantrasyonu saglarsak, ozellikle ic saha maclarinda, bence beraberlik almamiz bile cok cok zor olur. Ki o yuzden dun Atiba, Quaresma, G.Gonul ile baslamamiza sevindim. GS macinda alinacak bir galibiyete de 3 puan verilecek, bu maca da. Ki Quaresma'yla, Atiba'yla yeneceginin garantisi yok, onlarsiz yenileceginin de. Derbi maclari gozumuzde fazla buyutmeden, rahat bir kafayla oynamaliyiz. Asil konsantrasyon herkesin kucumsedigi, ama resmen yuva yikan kucuk maclarda saglanmali.


Galatasaray (D)
Rize+
Kayseri+
Antalya (D)
Genclerbirligi+
Trabzon (D)
Adana+
IBB (D)
Fenerbahce
Bursaspor (D)
Kasimpasa+
Gaziantep (D)+
Osmanli

Basar dedi ki...

Eleştiriyi anlayamıyorum. Ilk yarı maçı izlerken yoruldum. Baya baya geçen yıldan izler vardı.

https://instagram.com/p/BQtMGLQAV5A/

planck dedi ki...

bu çekim müthis olmuş https://twitter.com/kartalanalizcom/status/833375760580763649

QuaresmA dedi ki...

Topla oynamak, bol pas iyidir tabi ama bunlar 6-7 sene öncesinin trendleri. O dönemler Barcelona'nın o tip futbolu Avrupa'yı domine etti ama artık çözüldüler ve ne zamandır eskisi kadar dominant değiller. O yüzden topla oynama yüzdesini ve pas isabet oranını bir amaç değil, araç gibi görmek lazım.

Günümüzün trendi:

- 2 adet ofansif bek
- Gegenpressing ve kapılan toplarla ileri rakip ne olduğunu anlamadan hızlı çıkışlar
- Bekler ofansif özellikli olduğundan 2 tane kanat forvet, böylece içeride hızlıca çoğalma
- Barcelona'nın 150 pasla yaptığını 3-5 pasla yapıp gole gitmek

Bizim bu sezonki takım bunların bir kısmına sahip, özellikle sezon başında Caner, Adriano, Gökhan Gönül ile devre arasında Babel'in gelişine sevindim çünkü nispeten bu sistemin oyuncuları. Ancak ne bol pres yapabilecek kadar genç, ne de kapılan toplarla hemen ileri yardıracak kadar hızlı bir takım değiliz. Ama hedef bu olmalı. Takım bu sezon yukarıda bahsettiğim futbol trendinin bir kısmını yapabiliyor, ligdeki diğerlerinin neredeyse hiçbiri ise yapamıyor. Bu sayede iyi gidiyoruz.

planck dedi ki...

abi gegenpressing ve direkt oyun başaltı takımlarının turvunalarda ve büyük maçlarda sürprizler yapmasını sağlar ama şampiyonluklar getirmez. savunma hattını 20 metrede kuran takıma gegenpressing yapsan ne olacak? biliçin avrupada görece başarılı olması atiba veli olcaylı gegenpressinge ve olcaylı gökhanlı sosalı direk oyuna bağlıydı, ama 1 puan için sahaya çıkan takımlara karşı çare üretemiyorduk. sezon başında yüklemelerin de etkisi ile fırtına gibi girersin, 2. yarı başlayıp tüm takımların düzeni oturunca ve bahsi geçen takıma karşı ortasahayı uzun topla geçmeye başladıklarında bekle ki önde top kapıp pozisyona giresin. klopp ve biliçin takımlarının sorunları bunlar. yenilmesi çok zor taş gibi takım olursun ama şampiyonluğa oynayacaksan top sende olacak topu rakip sahada oynayacak ve pas yapacaksın. bizim ligde geçer akçe budur.

QuaresmA dedi ki...

Borussia Dortmund ve Leicester şampiyonluk kazandı. Direkt futbol ile hücuma çıkan, set hücumunda da eveleyip gevelemeden kaleye giden Real Madrid de son dönemde Şampiyonlar Ligi'nde en başarılı takım. Ben set hücumlarına ve topa sahip olmaya tamamen karşı değilim ama o trend futbolun gerçek amacından, yani gol atmaktan çok saptırdı takımları. Guardiola'nın güzelim Bayern'e yaptıkları ortada, şimdi de City'i mahvetmekle meşgul. Pas yap yine ama pası ileri yap, yüksek tempoda yap ve aklında her zaman kaleye gitmek olsun. Bu da ileride hızlıca çoğalmakla oluyor ama ileride hızlıca çoğalmak demek illa kontra atak futbolu anlamına gelmiyor. 1 forvet, 2 kanat forvet + 1 de Talisca ile de hızlıca gol yapabilecek birkaç adamla kaleye giderek de olur.

sports guy dedi ki...

Borussia Dortmund sampiyonluk kazandi deyince, dedim bilmedigim bi sene mi var benim atladigim, yokmus. 2011/12 sezonunda almislardi son sampiyonluklarini. Guardiola da mahvola mahvola hic sampiyonluk kaybetmedi Almanya'da. CL'de de sanki Bayern her sezona favori cikiyordu da Guardiola ile alamadilar. Ana elestiriye katiliyorum da Guardiola'nin mahvolmasi tespitine katilamiyorum.

Bence iki oyun tarzina adapte olabilen takimlar basarili olur diyerek isvicre olayim simdilik ben.

EC dedi ki...

bence su an medyanin gazladigi kadar super oyun olmadi.. rakip cok cilizdi ve ona ragmen hem ilk yari hemde 80dk dan sonra sanslar buldular..

Quaresma nin ilk ortasi asist olmasaydi, bence sikintili olabilecek bir macti.
Quaresma siniri ve bazen gereksiz bencillikleriyle yaptigi 9 puanlik 10 puanlik isleri dusuruyor 5 e 6 ya.

Defans da Atinc ile olmaz.
Cok da hata yapti ki stressiz ve zayif rakibe karsi..

Tosic de titrekti ama bu kadar bariz yapmiyor hatalari..

bence Atinc ile GS derbisi zor olur..

Babel bence Olcay gibi dogru yerlere girmeye basladi.. girdigi pozisyonlar dogru ve vuruslarda cok iyiydi ve dogru vuruslardi ama sanssizdi..

Hakemlerin dograma konusunda yaptigim yorumlara bir arkadas onceki postta yorum yapmis..

Sosyal Medya ( Twitter uzerinden, hakemlerin yedigi ve yiyebilecegi naneleri FIFA, UEFA ve TFF kopyalarak yuzlerce kez paylasiyorum ve paylasiyoruz o haftanin hakemi icin.. Aydinus bile beklenti cok fazla oldugu icin Kpasa macinda fazla goze batamadi.. gerci FB ceza sahasina bile giremedi ama.. fazla iteklemeyemedi maci FB ye dogru.. ) isler Turkiye de hala cok politik ve eger Quaresma nin ilk ortasinin asist olmasaydi bu hakemle isimiz vardi..


UEFA Avrupa Liginde ben son 16 turuna;
Krasnodar
Lyon
Fiorentina
Rostov
Tottenham
Olympiacos ( Gokcek e kilim.. Besiktas a basarilar dilemedi Persembe gunu)
Shakhtar Donetsk
Kobenhavn
Genk
Schalke
Besiktas
Roma
Manchester U.
Zenit
Ajax
Athletic Bilbao

turu gecer gibime geliyor.. Dogru eslesmelerle ust turlar icin sansimiz da var..

Son soz; Ismail Er denen sozde Besiktas muhabiri, caktirmadan Ahmet Nur Cebi ye tuzak soruyu sordu, hakemler itekliyor vb diye Yoneticimiz de sazan gibi atladi hemen.. bence Medya ya ne kadar az demec verip ne kadar az konusursak o kadar iyi..

Dikkati ve Odaklanmamizi Medya/ Rakip ile degin, hedeflere dogru yapmaliyiz..

Bu medya bugunden beri super BJK , Muhtesem BJK vb diye dokturuyor.. Karabuk maci sonrasini hatirlayin.. yedigimiz golun ofsayt ve verilmemis 100% penaltimizi soyleyemediler bile..

Besiktas i on plana cikarma sebepleri biraz Aziz Yildirim ve Advokaat a cakmak aslinda bir cogunda.. Galatasaray a ise hala muthis destek var ozellikle Turkuvaz Medya tarafindan..

SALDIR BESIKTAS

QuaresmA dedi ki...

@ sports guy

Dortmund, Bayern'in liginde üst üste 2 kere şampiyon oldu. Bu oldukça önemli bir başarı.

Bayern ile lig şampiyonu olmak mesele değil. Mesele Şampiyonlar Ligi şampiyonu takımı alıp Şampiyonlar Ligi'nde ne yaptığı. Barcelona'ya 4 atan makine gibi takımı ne hale getirdi.

planck dedi ki...

quaresma, şenol güneşin takımları senin istediğin direk oynamayı zaten yapıyor. bu sene belki çok değil ama geçen sene özellikle töre ve olcayın iyi olduğu zamanlarda farkı açarken direk kaleye gidip fişi çekiyorduk. topa sahip olup çok pas yapıp birşey üretmeyen takım gs, devamlı yana ve geriye pas yapıyorlar. bizde atiba ve ozzy gayet ileriye oynuyorlar, blokları açmaya yönelik pas yapıyorlar. takımın ileri hattının şu andaki yaş ortalası gegenpressinge imkan vermiyor. direk oyunda da en sıkıntılı aktör q7 malesef. hep son pası veren olmak istiyor çizgi boyunca sürüyor, halbuki topu ayağında 5snden fazla tuttun mu gitti o atak. tutmayıp da içeri attığı zaman zaten gol veya pozisyon oluyor. töre de yaldır yaldır gidiyordu ama pas vereceği zamanı q7den daha iyi biliyordu üstelik çizgiden değil ceza sahasına doğru top sürdüğü için daha yararlı oluyordu. seneye dönünce az da akıllandıysa elimiz rahatlayacak fakat bu karanlık doktorların elinden kendini kurtarması lazım, gitmiş kafasına göre ameliyat olup sezonu kapatmış.

sports guy dedi ki...

@quaresma

Su an bayern'in ligi benzetmesi oturuyor evet ama o iki yillik dortmund sampiyonlugu onesi munich sampiyonluklara ambargo koymus bir takim da degildi. 06/07 stuttgart aldi ligi. 08/09'da da wolfsburg sampiyondu mesela, 09/10da bayern sampiyon olduktan sonra 10/11 ve 11/12 sampiyonluklari geldi dortmund'un.

Diyecegim su ki, dortmund buyuk is basardi tabii ki ama bunu bi "tiranlik bozma" gibi lanse etmek dogru degil. Oyle olsa 10/11 sezonunda leverkusen'le cekismemesi gerekirdi. Munich 3. Bitirdi o sezon.

planck dedi ki...

dortmund cidden batıyorken toparlanıp şampiyon olmasıydı asıl olay. hatta munich faizsiz borç vermiş falan sanırım.

QuaresmA dedi ki...

@ planck

Nispeten direk oynuyoruz, bu zaten hoşuma gidiyor ama daha fazlasına ihtiyacımız var ve planlamaları ilerisi için buna göre yapmak lazım bence. Cenk bahsettiğim sisteme uygun sayılmaz ama en azından golleri atıyor. Ayrıca genç ve enerjik ama hava hakimiyetine ve güce de ihtiyacımız var. Yani Gomez ile Cenk'in ortalamasının 1-2 gömlek üstüne. Tabi o da çok pahalı.

Q7 de bahsettiğim sistemin bazı belli başlı alanlarına uymuyor ama üst düzey bir oyuncu olduğundan sistem kaldırıyor. Ayrıca sık sık çalım denemesi ve ortalar açması eveleyip gevelemeden gole yönelik direkt hamleler olarak algılanabilir. İçeride Cenk, Babel, Talisca varken yapılan ortalar olumlu. Yine de solda oynarsa daha verimli olur.

Her neyse yukarıda pas rakamlarıyla ilgili istatistik üzerinden yorum yaptığımdan konu dağıldı ama demek istediğim konu; günümüzde rekabetçi bir takımın hedeflemesi gereken istatistik başarılı pas sayısı, yüzdesi ve topla oynama yüzdesi değil. Net gol pozisyonu (FM tabiriyle clear cut chance), rakibinle arandaki net gol pozisyonu farkı ve key pass diye tabir edilen gollük pozisyona sokan pasların sayısı ve isabet oranı hedeflenen istatistikler olmalı. Bunlar daha sonuç odaklı.

turkkant dedi ki...

Planck Oğuzhan meselesini çok güzel özetlemiş. Talisca'lı (Sosa'sız) Oğuzhan daha az riskli oyun demek. İlk yarıda bir türlü olmayan uyumu da Babel ve ikisinin sürekli oynamaları ile sağladık işin gerçeği. Takımın en değerli en önemli oyuncusu. Ne yapup edip Oğuzhan-Tolgay ile seneye bırakmadan sözleşmeleri uzatmalıyız. Yıllarca topu hücum bölgesine akıcı şekilde geçiremeyen, ön alanda pres yiyince saçmalayan Beşiktaş'lardan sonra şu anki oyun büyük oyun.

GS maçında yenilmezsek büyük oranda lig biter bence. Başakşehir sonuna kadar götüremeyeceğinin sinyallerini veriyor. Ama yenilme ihtimalimiz gayet var. Oyunla değil belki ama Fener maçındaki gibi eksta bir hata kovalamakla -o hatayı yapabilecek oyuncu da var takımda Atınç.

Ben şahsen o maça üçlü orta saha ile çıkarım -maçın gidaşatına göre Talisca ve Abu hamlelerini oynarım.

turkkant dedi ki...

Bence bundan daha sıkıntılı olan. 2 sene üstüste şampiyon olan GS benzeri 30+ bir dünya oyuncuya, uzun süreli yüklü kontratlar bağlamamız. Seneye Gökhan Gönül, Adriano, Quaresma, Atiba, Tosiç İnler'in tempoları bir tık daha düşecek. Haydi seneye de idare ettin ondan sonra bu oyuncular kontak kapatır. Buna önlem alınmalı. Hele Talisca_abu gibi gençler gider, onların yerine de 30+ adamlar bulunursa veteran takıma döneriz.

beagle dedi ki...

Planck ve Turkkantin belirttiği Oguzhan konusu önemli. GS'nin Selçuk Inan durumu gibi, formsuzken bile değerli adam.
Fernandeze Tabataya bel bagladigimiz yillari düşünün. Tello solbek gelip oyun kurucuya geçti bu takimda. Topu ileri, is yapilabilecek yere doğru ve hedefin gecikmeden yararlanabileceği pas kalitesinde aktarmak, bir takimin bütün çehresini, kaderini değiştiriyor. Carvalhal gibi çaresiz top oynadigimiz dönemlerden bizi Oguzhan(+Atiba) çıkardı. Koşu mesafelerinin 11Km olmasi da cabaladigi yatmadigi anlamina geliyor. Aklini tamamen 8 numara işine verecek şekilde biraz özel koçluk ve idmanla gereken son gelismeyi de yapabilir.

Kolunda pazubandin ile siyah beyazda jubile yapasin Ozzy...

sports guy dedi ki...

Ben senol hocanin ozzy'e kaptanlik vermesinin altinda zaten uzun vadeli bi dusuncenin yattigina inaniyorum. Ama gecen seneki sampiyonluk sonrasi adamin stadyum programindaki demeci de cikmiyor aklimdan. Net sekilde avrupa da avrupa demisti o programda.

Yani zaten adamin kafasinda oralar var. Olsun da zaten. Ben de isterim 10+ sene besiktas kariyeri yapsin, ama olaya sadece kulup acisindan bakmamak lazim.

Yasli oyuncular konusunda da ben mi cok optimistik bakiyorum bilmiyorum ama, FFP rahatladiginda takima genc oyuncularin da girecegini dusunuyorum ben. Bildigim kadariyla en zor FFP senemiz bu. Hazir rakipler de o girdabin icine dusmusken tecrubeyle fark koymak istedi bence yonetim. Basarili oldular gibi gozukuyor. Eger bu yil da sampiyonluk gelirse yazin neler yapilacak ben de merakla bekliyorum tabii.

planck dedi ki...

Q7 yazın 10M civarına çine gidebilir, hatta yanında bonus inler de gidebilir talipleri vardı ama ocakta bırakmadık. Abu büyük ihtimal döner, talisca için 1+1 yıllık kiralık diyor yöneticiler ama medyada bu yaz marsilyaya 25M a gideceği yazılıyor. Bence umarım ikisi de döner ve kiralıklara dayanmayan bir kadro kurabiliriz sonunda. Hocaya da yazık sonuçta her sene yeni oyun kurmasın adam :)

Zaitsev dedi ki...

@ planck

Çinde kontenjan işleri iyicene sıkıntılı bir hale geldi. Hem Q7 çine gidecek olsa niye 3 yıllık imza atalım. +1 yıl hakkımızı devreye alırdık. Talisca'nın lisansı 2 yıllık çıkartıldı. TFF sitesinde 2018e kadar gözüküyor. Marsilya işinin olması için bizim izin vermemiz gerekli şu durumda. Abu geri döner gibi gözüküyor. İnler işi belli olmaz. Bu kariyerle bu kadar yedek kalmasına rağmen Akhisar maçındaki isteği gidecek bir adamla uyuşmuyor ama para konuşur tabi bu işlerde.

Genel olarak ise sistem oturmaya başladı. Babel'in varlığı ile rakipler artık 2 kanada da önlem almak zorunda kalıyorlar. Babel-Adriano tarafı da sağ taraf kadar olmasa da işliyor. Topu da biraz hızlı gezdirdik mi bu ligde bizi kimse yenemez. Gezdirmezsek Karabük maçı olur yine.

@ EC
Q7'nin genel saçmalamaları genelde uzun süre top alamadığı zamanlarda oluyor. 20 dakika o kanada dönmediğimiz maçlarımız var. Topun daha homojen dağıldığı son dönemlerde daha efektif, sakin ve paylaşımcı gözüküyor. Saçmalama oranı azalıyor :) Çok çizgide bekliyor. Soldan gelen ataklarda içeri daha fazla girmesi gerekli ama top sağa hızlı indiği zamanda rakip defans akerdiyon gibi açılmak zorunda kalıyor. Bu da Cenk ve Talisca için gol imkanını arttırıyor.

Yaşlı oyuncu meselesi şimdilik bir sorun değil. 30+ transfere devam edersek bir sorun haline gelecektir. Bu adamların varlığı oyun tecrübesi açısından önemli bizim için.
Adriano, Tosic, İnler'in bu seneden sonra 2 sene daha kontratları var ki bu oyuncular 2 sene daha sorunsuz giderler. Zaten mevkilerinde daha genç alternatifleri de var. GG de Beck ile dönüşümlü devam eder 2 sene daha umuyorum. Bence kontratının son senesi imza parası yerine yapıldı(2019-2020).

Atiba ve Q7 bizim için daha önemli oyuncular. Onlar için en geç 2018e genç alternatifler üretilmeli. Ben Atiba-İnler değişimlerini daha çok göreceğimizi düşünüyorum maç içlerinde artık.

GS maçına gelirsek; Q7'nin sakatlık durumu önemli. Bu haftaki kadrodan farklı olarak forvette Abu ile başlayacağımızı düşünüyorum. Önce o stoperleri iyicine yormak lazım. Bu iş Cenk'in işi değil. Ayrıca Talisca'da 2ci yarı oyuna girecekler muhtemelen. 60-65 dakika dengeli gider maç. Daha sonra maç kondisyonu ile üstünlük kurarız diye düşünüyorum. Kafadan gol yersek iş farklılaşır tabi.

sports guy dedi ki...

GS macinda tudor'un cok onemli olacagini dusunuyorum. Rize macinda GS kosma rekorunu kirdi sanirim bu sezonki, ama son 20 dakkada artik bitikti takim. Bize karsi da ilk 45 dakika ayni tempoyu yapmayi denerlerse 65 sonrasi yine oyunu aliriz. Ha o zamana kadarki skor falan ne olur onu bilemem. Ama pragmatik antrenor tudor, mutlaka kanatlari kademeli savunacaktir. Mac icerisinde alternatif hucum planlari uretebilmemiz gerekecek.

Orta kafa gol kilit acicimiz kac zamandir, ben Tudor'un Karabuk ile oynadigimiz mactaki gibi ne olursa olsun kanattan gol yedirtmemeye takimini cikaracagini dusunuyorum. Gol gobekten gelmeli. O yuzden abou ile baslardim ben maca sahsen.

Bu sene ligdeki 3 macta 3 beraberligimiz var onemli maclarda. Ama skordan cok oyuna cikisimizi incelersek, icerdeki basaksehir macinda oyun plani tam anlamiyla tirtti. Hocanin en kotu performansiydi bence bu seneki. GS maci baslangici da kotuydu, ama ilk gol o kadar komik sekilde yenildi ki cok kabahat bulamiyorum orada. Zaten o golden beri duran toplardan adamakilli gol yemiyoruz.

Bu sene hocanin performansini en cok fenerbahce'ye karsi begendim ben sahsen kadikoy'deki macta. Kollarini acip "hadi gel ustume de seni lens kontralarinda mat edeyim" diyen Advocaat'a "yemezler" dedi hoca resmen, ve istedigini aldi.

GS bir savunma takimi degil, bu oyuncu grubuyla olamaz da zaten. O yuzden ben skordan cok oyun plani ile ilgilenecegim yine. Merakla bekliyorum :)

EC dedi ki...

Hakemlerin oyunu nasil sekillendirecegi onemli.
Besiktas li oyuncularin da FB kupa macindan sonra daha akilli ve uyanik olacagini dusunuyorum..

Cok rahat kazanacagiz diyorum ben.. 3-1 yada 2-0 gibi skorla da aliriz..

YSY dedi ki...

Geçen seneki oyunun herkesçe daha beğenildiği bir gerçek ama o oyunun da kusursuz olmadığını bilmemiz lazım. Geçen senede bizi göbekte kilitlediklerinde burada az alternatif planlar tartışılmadı :) Kasımpaşa maçları, ilk yarıdaki osmanlı maçı, kayseri maçı, başakşehir maçı, akhisar maçı bunlara örnek. O maçlardan kurtarabildiklerimizde hep sosa nın ekstra işleri serbest vuruşları son dakika gayretleri ile oldu ama oyunun akışındaki sıkıntı herkesin de dediği gibi sosasızlık. Zaten bence klüpte mevcudun üzerine caner ve gönül hamleleriyle bizi kilitleyen maçlara çözüm getirmeye çalıştı ama sosa ve gomezde gidince kantarın topuzu bu seferde başka tarafa kaydı. Fakat yinede sorsanız sosa mı talisca mı ben yine sosa derdim.

Basar dedi ki...

@quaresma

ABi skor 2-0'ken bile Akhisar deli gibi kapanıyordu. Pasla manyak etmeden kazanamazdık çünkü oynamaya niyetleri yoktu. Oynama niyetindeki takıma söylediğini yaparsın. Avrupa maçlarında bile pas ortalamamız gayet yüksek. Ben şikayetçi değilim. Şenol Hoca gelmeden set hücumda çok başarısızdık. Zaten bu yüzden Biliç ile şampiyonluk göremedik.

Bir ilave, defansımız geçen yıla göre seviye atladı. Bu da kolay kolay gol yememizin önüne geçiyor. Buna beklerin kademe bilgisi ve alandan Allah razı olsun Marcelo sebep oldu. Bence büyük takım olmaya baya bir yakınız. En büyük sıkıntımız yaş ortalaması.

Yorum Gönder

Ara