.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

14 Eylül 2015 Pazartesi

UAL 01 Skenderbeu Korçe - Beşiktaş


Tarih: 17 Eylül 2015 Perşembe , 22.05

Stadyum: Elbasan Arena

Hakem Hakkında Bilgi: Tamas Bognar

Sakatlığı Bulunan Oyuncular:  - / Tolgay Arslan , Veli Kavlak , Oğuzhan Özyakup

Cezalı Oyuncular :  - / Olcay Şahan

Yayın : Tivibuspor 2

36 Yorum:

Mete dedi ki...

Avrupa liginde görece en zayıf rakibimiz bunlar.
Rotasyon olmalı. Muhtemelen sert, kapalı ve bozan bir rakiptir.Tr ligi için sakatlık vermemek lazım
Üstelik yedek dediğimiz arkadaşlar da bi zahmet çıkıp bu maçı da yapsınlar.

Unknown dedi ki...

Açıkçası bu sene Avrupa için pek istekli değilim. Gruptan çıkalım tabiki, ama ileriki turlarda -zayıf bir rakibe elenmedikçe- niye elendiniz demem. Ligde bu sene şampiyon olabileceğimize inanmayan biri olarak lige biraz daha öncelik vermemiz gerektiğini düşünüyorum. En kötü ikinci olup, yeni stadımızda Şampiyonlar Ligi müziğini dinlemeliyiz. Para ve oyuncu vitrini bu kulvarda.

beagle dedi ki...

Ben de Avrupa kupasına gereksiz fazla asılmanın boş yere lig performansını düşürdüğüne inanıyorum. Hele dar kadro ve maç seçen şımarıklarla bu maçlar başa bela oluyor.
Öte yandan bu sene Gomez'i alabildiysek, Arsenal, Liverpool hatta Tottenham maçlarının faydası vardır. Yani kulübün imajını Uefa Çeyrek final seviyelerinde tutmak isteyeceğimiz bir durumdur.

Burada asıl iş hocaya düşüyor. Takımını perişan ettirmeyecek ama gruptan çıkacak şekilde rotasyon denemek lazım. Milosevic, Serdar Kurtulus, Motta, Pektemek falan bu maçlarda oynayamayacaksa zaten milyon eurolu maaşlar niye veriyoruz?

Şu anki durumda Rodolfo, Beck, Atiba, Oğuzhan hatta Tolga tatmin edici yedekleri olmadığından zorunlu olmayan maçlarda riske edilmemeliler.

yilmaz dedi ki...

sonuçta grup maçı. Puan puandır. Tottenham galibiyetine de İskenderbey galibiyetine de aynı puanı veriyorlar. Toplayabildiğimiz kadar puan toplamamız lazım. Puanımız bir hayli düşük.

Coolio dedi ki...

bende @Yılmaz'a katılıyorum. maximum puanı toplamalıyız ama bu seviyedeki rakiplere karşı @beagle'in da dediği gibi o milyonları alanlar iş yapamıyorsa durum vahim olur.

Gomez'in 2 golünden sonra Cenk'i küstürmemek adına ona yer açmalıyız. Oğuzhan yok, belki Tosic'de olmaz çünkü tam iyileşmeden oynatılıyor hep. Ersan yerine Milo denenebilir ama daha yedekler arasına bile giremeyen oyuncuyu niye oynatsın hoca? Kerim daha fazla süre almalı ama umarım kendini kanıtlama derdine girmez. Hem Töre'yi de lige saklamış oluruz.

Unknown dedi ki...

Benve bu tarz düşük profil avrupa maçlarında ve kupa maçlarında frei-Q17 ikilisini kanatlara atıcaksın, forvete kim normalde yedek durumdaysa onu, bu maçta Cenk mesela. Pedro-Milo-Pektemek-necip-ismail-serdar-motta-eslem-muhammed enes vb. tayfayı da maçın ve kadronun durumuna göre takımın içine serpiştirip maçları boşlamadan ama kastırmadan da güzel bi rotasyon yapmak lazım. Bu konuda Bilic'in aksine Şenol Hocaya güvenim tam.

Ekrem35 dedi ki...

Bu maçta atibanın yanına eslem, ersanın yerine milo, tosic'in yerine de ismail belki bir de frei ilk onbire konulmalı. Rotasyon yapayım demek çapsız hıcalara göre gençleri koy hepsini birden şeklinde algılanıyor. Ama kadronun hepsini değiştirince as kadroda iş yapabilecek yedekler de saçmalıyor.
Böyle maçlarda 4-5 ıyuncu değişmeli en fazla bence.
Q17 idmanı terk etti gibi haber var, haber kaynağı itibari ile inanmak istemiyorum. Umarım yanılmam.
Rahat bir maç beklemiyorum ama bi şekilde kazanırız. Önceliğim sakatlık olmasın.

ekozu1903 dedi ki...

biraz önce baktım hoca, pedro ve milo'dan sadece milo'yu bir kere (mersin maçı) kadroya almış. diğer maçlarda birini bile almamış kadroya. sebebini bilen var mı? çok beğenmediğini okuyoruz ama ilk 11deki oyunculara birşey olsa oyuna girecek adam yok.buna rağmen almaması nedendir acep?

Basar dedi ki...

Gazetelerde boy boy guarejma haberleri yine...

ve hala "Ben mesela Q17'nin kaçırdığı pozisyon sebebiyle sevinçten havalara uçmuş, hakaret de içerikli (qımıl, hain vs) en az 3 yorum beklerdim çünkü ülkenin negatif havası futbol taraftarlarına da sirayet etmiş durumda. Başkalarının, hatta kendi adamının başarısızlığı insanlara mutluluk veriyor. GS ve FB taraftarı da aynı kendi adamlarını harcama hevesi konusunda. Bana kalırsa bu iş ruh hastalığından başka birey değil." şeklinde yazılarla muhattap olmak zorunda kalıyoruz.

artık bu kesimin o kadar gözü dönmüş ki "ruh hastası" demeyi kendine hak biliyor! Kem söz sahibine aittir, quaresma'nın da ne halt olduğu mütemadiyen her hafta belli oluyor. Kasten sorumsuzca kırmızı kart görmek, idmanda olay çıkarıp terk etmeye çalışmak henüz ligin ilk 1 ayında yaptığı hareketler.

Beşiktaş çok büyük kulüp, quaresma kim allahaşkına?! Beşiktaş'ın ona ihtiyacı yok. Hazır bizi beğenmiyorken, hocasının kararını beğenmiyorken, kendini takım arkadaşlarının üstünde görüyorken, hazır idmanı terk ediyorken bavulunu toplayıp buraları da terk edebilir. 3 gün sonra onu ne taraftar arar ne de şu anda sahada oynayan takım... Yolu açık olsun!

Son olarak, quaresma'yı Beşiktaş'ın üzerinde gören zihniyet Beşiktaşlı değildir!

Zaitsev dedi ki...

Q17 haberinin gerçek olduğunu düşünmüyorum. Oyle birşey olsa en önde ASpor'un sözde Beşiktaşlı yorumcuları ve Türk basını hemen kürekleri alıp gömme işlemine başlamışlardır. muhtemelen cuma/cmtesi olan böyle bir olayın bugüne kalması bence imkansız. Zaten haber HaberTürk çıkışlı Milliyet tekrarlı. inanmamam için en önemli sebep :) bu galibiyetten sonra mixer haberler bekliyordum.. takılmamak lazım..

Unknown dedi ki...

Yazık vallaha yaa hiçbir şeye olmasa bile ülke puanına yazık..

stopere city den kiraladığın genç oyuncuyu koyuyorsun yanılmıyorsam gs de ilk maçı
sol bekte fransa ikinci liginden aldığın adam var
asıl sol bek ve alternatif stoper ön liberoda oynuyor
hadi diyelim orta sahayı sağlam tutup sertliği artıracan o zaman emre Çolak ne arıyor orada
şınayder solda podolski sağda...
kadroyu ilk gördüğümde kafam döndü resmen...

QuaresmA dedi ki...

@ Basar

Ruh hastalığı tanımlamam doğru çünkü sadece burada veya futbol ortamlarında da değil, genel olarak Türkiye'de bir süredir var olan olgu şu: Başkalarının veya kendi adamının başarısızlığını kendi başarının önüne koymak. Başkalarının mutsuzluğundan veya başarısızlığından aldığın hazzın kendi başarından aldığından fazla olması...

Benim daha önceki yazdıklarımı geçmiş postlardan kontrol edebilirsiniz. Quaresma'nın ilk döneminde gönderilmesini de haklı buluyordum, daha sonra transfer olurken yapılabilecek en ideal transfer olmadığını da kabulleniyordum ama Quaresma geri geldikten sonra Beşiktaş'ın topçusudur artık. Bundan memnun olursunuz olmazsınız ama bunu artık kabullenmeniz gerekir ve sözleşmesinin sonuna kadar arkasında durmanız gerekir. Hele hele Beşiktaş'ın topçusuna yerli yersiz (genelde yersiz) hakaret etmek de nedir? Bu yüzden Başakşehir maçının altına bunu yazdım. Q17'nin kendi çapında topunu oynadığı, görevini yaptığı maç sonrası eleştiri görmediğime şaşırdım. Aynısı sırf Quaresma değil; Necip, Mustafa, İsmail, Tolga gibi topçular için de geçerli. FB veya GS taraftarı mısınız da her fırsatta topçumuzu yerin dibine sokayım diye pusuda bekliyorsunuz?

Resmen mimlemişiniz başta Q17 olmak üzere bazı topçuları, hata yapsa da laf çarpsam, haklı çıkmanın gururunu yaşasam diyen bir kitle var. Birini veya birşeyi mimlemek, Beşiktaş'ın önüne koymak takıntılı olmaktır. Takıntılı olmak da ruh hastalığıdır, alınanlar kusuruma bakmasın. Zamanında Quaresmaspor'lu diye tanımlanan, Fikret Orman'ın hataları için pusuya yatan, Quaresma'nın farklı takımlarda yaptıklarını Beşiktaş'tan fazla takip eden, papağan gibi 2 sene Sezer Öztürk, Eneramo muhabbeti yapan kitleden bunun hiç farkı yok. Bu yeni kitle de Dzsudzsakspor'lu o zaman. Ve hiçbir fark yok.

Ayrıca bunun Quaresma'yı Beşiktaş'tan üstün görmekle hiç alakası yok. Siz topçuların arkasında durmadıkça, olumsuz algı yarattıkça federasyonu, hakemleri, PFDK'sı, GS-FB'si zaten Beşiktaş'ı saha dışında yemek için pusuda bekliyor. Hadi tamam burası sadece bir blog ama benim eleştirim de zaten Quaresma'yı hakaret boyutunda eleştiren genel Dzsudzsakspor'lu kitleye. Birinin burada ruh hastası yazması rahatsız ediyorsa Beşiktaş'ın topçularına edilen hakaretler, sakatlansın, ayağı kırılsın, defolsun gitsin gibi laflar da başkalarını rahatsız ediyor.

QuaresmA dedi ki...

Bu da benim maç için 50% rotasyonlu kadrom:

Tolga
Serdar - Rhodolfo - Miloseviç - İsmail
Quaresma - Sosa - Atiba - Kerim
Cenk - Gomez

- Kalede rotasyonun pek bir anlamı yok, kaleciler zaten yorulmuyor. Ayrıca bu tip abuk sabuk takımlardan kaleci hatasıyla goller yememekte fayda var.

- Serdar, İsmail, Milo, Cenk takıma küsmesinler diye kadroya girmeli 1, ikincisi yerlerine oynayan adamlarla aralarında zaten çok da dramatik farklar yok.

- Rodolfo ve Atiba şu maçta bile kesilemeyecekler kontenjanında bence. Keşke Atiba'yı dinlendirebilsek ama alternatifi yok.

- Cenk ve Kerim bu maçta 11 başlayarak performansları ödüllendirilmeli.

- Gomez'e aslında bu maçta çok ihtiyaç yok ama yapacağı bir hat-trick iyice formunu, moralini ve özgüvenini bulmasını sağlar. 2-3 fark varsa 60-65'te çıkarırsın.

- Quaresma da bu tip maçları gayet iyi oynar ve yine formunu, moralini bulmasını sağlar yapacağı 1-2 gol+asist.

- Oğuzhan sakatken Sosa'yı riske atmamak da iyi olur aslında ama o da hem oyunkurucu anlamında alternatifsiz gibi, hem de maç ritmi yakalaması gerekiyor biraz.

Adsız dedi ki...

@Nurettin İnce

Aslında maç başlamadan da favori belliydi, hatta Atletico beklediğimden daha kötü değil ama daha pasif oynadı diyebilirim. Malum La Liga filan. Gerçi Gabi'yi yedek soyundurarak sinyali çakmışlardı zaten.

Ancak bu GS teknik yönetiminin yanlışlarını örtmez elbette. Bir kere bu kadroda Yasin gibi bir adamın var; genelde savunduğum bir oyuncu olan Emre Çolak formsuzken onu kenarda tutmazsın. Üstelik bunu Sneijder'i kanat oynatarak yapıyorsun ki intiharla eşdeğer. Ayrıca kenarda orta saha için Rodriguez ve kanat için Olcan da varken. Yetmedi, tadında bir de Emre'yi çıkarırken bu formasyonu pek bozmadan önce golcüleri ikilemeyi deniyorsun, Atletico'nun bariz en iyi olduğu bölge orta sahayken. Durum o kadar vahim hale geldi ki, Atleticolu oyuncular enerjilerini çok güzel bir şekilde kullanabildiler ve bu özgüvenle 3. golü ciddi denemedikleri gibi, dakika 85 iken topu ileriye taşıyarak sürekli çevirip zaman öldürdüler. Eminim bu halde bir 90 dakika daha oynar haldeydiler. Bu olan biten kabak gibi ortada olmasa amenna. Çok oldu ama ayrıca: Jackson Martinez'den umduğunu pek bulamayan ve kariyerim bitse de eve gidip aynaya bakıp durayım formatındaki Torres'den pek bir şey beklemeyen Atletico'nun gol planlarını Griezmann gibi, yaşı ve yaptıkları itibariyle bir Bale kadar değerli olması gerektiğini düşündüğüm bir adama yığacaklarını nasıl hesap edemezler anlaşılır gibi değil. Daha bu sabah GS'li bir arkadaşıma Griezmann'a tikkat dediğim vakidir.

Derdim ülke puanı. Neyse ki yarın Bayern bu konuda rakibimiz olan Yunanistan'ın takımı Olympiakos'u dağıtır gibi.

@QuaresmA

Maç kadrona Atiba ve Sosa dışında tamamen katılıyorum. Kazmanın biri çift dalıp Atiba'yı sakatlarsa ve 3 ay olmazsa yandı gülüm keten helva çünkü. Duruma göre Atiba sonradan girer diyeceğim ama bunun geçmişte çok örneği olmadığı için nasıl sonuç vereceğini kestiremiyorum. Zira Atiba oyun değiştiren değil, maçın en başından itibaren oyununu kabullendiren bir oyuncu. Sosa ise yapısı gereği değişik bir kişilik. Geçen maçtaki gibi maç konsantrasyonu sağlayıp çok iyi olduğunda sahanın her yerinde olabiliyor ve be şekilde çok efor sarf etmiş oluyor. Ayrıca tıpkı Atiba örneğinde olduğu gibi orta saha eksikliğinde riske edilebilecek bir oyuncu değil. Orta saha halen sayısal olarak eksik de, burada bir aç parantez yaparak Oğuzhan'daki mental değişimin fiziksel özelliklerinden ötede olduğunu da belirtmek isterim. Bu fiziksel eksiklik düzelene kadar, ki bir hayli zaman alabilir, Oğuzhan'ın bu tip sakatlıklarıyla çok sık karşılaşabiliriz. Bütün bu nedenlerle ben olsam o kadroda Atiba yerine Necip ya da Serdar'dan birini, Sosa yerine de Olcay'ı oynatırdım. Olcay için; hem kanatlarda alternatif var, hem de elemanın dert etmediği en önemli konu maç trafiği. Yapılması gereken tek olay Alman milli takımındaki Müller gibi oynatabiliriz elemanı. Bu şartlarda böyle bir rakip karşısında bu risk alınır. Çünkü zaten defansta oynatmama ve hücumda fizik hesabıyla oynayacaklar. Ve sürpriz: Q17 bu maçta, hatta her iki maçta bir hayli iş yapacaktır. Yeter ki sevmediğimiz bireysel oyununu sadece bu 2 maç özelinde gösterip sürekli rakip oyunculara oynasın.

nuri mu dedi ki...

@james sneijder
yanlış değilse olcay cezalı görünüyor

Tolga
Serdar Franco Miloseviç İsmail
Necip Sosa(Atiba)
Kerim
Q17 Mustafa
Cenk

franco geçen yıl UEFA da bundan kat kat daha büyük takımlara karşı oynadı Şenol hoca ne kadar beğenmese de bu maçta oynayamayacak kadar da kötü değil herhalde zaten öyleyse takımda yer kaplamasının anlamı ne.. ayrıca milosevic de bu maçta denenmeli artık
442 nin kanatlarında Q17 ve kerim ile oynamaktansa 4231 433 gibi oynayıp necibin yanına ritim tutması için sosa önüne de pektemeke yer açmak için kerimi koyardım
ileri üçlüde bu üçlü bu rakip karşısında o kadarda defansif anlamda sırıtmaz herhalde..
veya hiç kafa karıştırmayıp kanatlarda Q17 kerim ileride cenk Mustafa ile (hatta mustafa sahte 9 veya biraz 10 numara gibi falan mı neyse ondan da olabilir) 442 de oynanabilir :)

@Quaresma

Hocam Quaresma'nın mimlenmesinin sebepleri farklı bence .

Gökhan Töre'nin silah olayı var , vurulma olayı var , kulübü icraya verme olayı var niye bu adam mimlenmiyor ?

Quaresma'nın olayı kendini Beşiktaş'tan büyük görüyor olması . Bunu istemli yapmıyor olabilir , çok fazla motive veya fayda vermek istiyor olabilir keza Gökhan da böyle ama bunlar takıma zarar verdiği gerçeğini değiştirmiyor .

Çünkü Kendisine verilecek rolü kabul edebilecek zihinsel olgunluğu yok , bu da en başa kendisini kulübün önüne koymasına dönüyor . Taraftar bu gazı ona verdikçe takım içindeki huzursuzluk artıyor. Birader Gökhan senden daha faydalı , Olcay faydalı , hatta Kerim bile daha faydalı değil mi , takım içindeki oyuncular bunu görmüyorlar mı ? Ne düşünecekler faydalı adamların yerine Quaresma oynayınca ?

Gelmesi de hatadır , takımda kaldığı her saniye de hatadır . Çünkü bu takım Porto değil , mental olarak Quaresma'nın artistliklerini kaldırabilecek bir takım değiliz . Elbet katkı verir bir şekilde ama hiç bir zaman götürdüklerini amorti edemez.

Basar dedi ki...

Bu maçtan oldukça çekiniyorum. Rakip, ismi de dahil tamamen hafife alınacak tipte bir rakip. Bu sebepten zor bir maç olma ihtimali yüksektir. Benim kadro düşüncem orta sahayı mücadeleci ve sert tutup (Necip-Atiba-Mustafa) Quaresma'nın şahsi oyunu ve Kerim'in penetrasyonu ile sonucu aramak şeklinde. Hatta Serdar Atiba yerine konulabilir.

Tolga
Serdar - Rhodolfo - Miloseviç veya Franco - İsmail (Sanırım Motta uefa listesinde değil)
Quaresma - Necip - Atiba - Kerim
Cenk - Mustafa

Basar dedi ki...

@QuaresmA

Ben bu arkadaşı ne ilk geldiği dönemde, ne giderken, ne tekrar gelirken ne de şu güne kadar istemedim. Yazılarım net bu konuda.

Beni kimsenin başarısızlığı sevindirmiyor, Quaresma'nın başarısız olmasını filan da istemiyorum, bu takımdan gitmesini istiyorum. Bu iki bakış açısı arasında fark var. Kimse için de pusuya yatmıyorum (Mustafa'nın aldığı parayı hak etmediğine ve Beşiktaş'a borçlu olduğuna inanıyorum, bilemiyorum bunu düşünmemin mahsuru var mı?)

Gelelim senin çok sevdiğin adamın neden gönderilmesini istediğime. Beşiktaş son birkaç yıldır çok uyumlu bir kadro oluşturdu. Maçlar genelde keyifli geçiyor. Evet geçen yıl kaçırdığımız şampiyonluk çok üzdü ama keyifli maçlar izlediğimiz gerçeğini değiştirmedi.

Bu uyum içindeki ve keyifli kadroda bu arkadaş potansiyel uyumsuzluk örneği. Trabzon maçında profesyonellik dışı gördüğü kart muhtemelen bizi puandan etti. Bizi bırak sahadaki arkadaşlarına terbiyesizlik yaptı. İdmanı terk etmesi arkadaşlarına yaptığı ikinci büyük ayıp. Bu takımda Almanya'da gol kralı olmuş, yılın futbolcusu olmuş, dünya kupası, CL kupası kaldırmış adam var. Gomez bile yedekliği sorun etmedi, sen kimsin arkadaş?

El frenliği, takımın akışkan oyununa ket vurma ihtimali, şahsiliği ise işin teknik yönü.

Basit top oynayıp katkı verecekse amenna ama şu ana kadar sergilediği görüntü gibi takımı gereksiz eksik bırakacaksa, takımda huzursuzluk yapacaksa, kendini takımın üstünde görecekse "pusuda bekleyen" biz taraftar üzerinde hep aynı algıyı yaratacak.

Yoksa beni yapacağı birkaç artistik çalım, trivela filan hiç ilgilendirmiyor. Benim için Beşiktaş'ın başarılı olması ve keyifli top oynaması önemli.

cochise dedi ki...

@basar
içerik olarak katılsam da Quaresma konusunun en azından bu blogda bu kadar yer edinmesi beni üzüyor. Bu tarnsfere çok kızanlar olarak meramımızı yeterince anlattık sanırım bundan sonra maç maç baksak daha iyi olacak. Özellikle gazete haberlerine göre yorum yapmayalım. Yalan çıkma ihtimali de çok yüksek.

Maça gelirsek Rotasyon şart tabi ama en çok yorulan adam Atiba'yı dinlendirebilsek daha da iyi olacak. Full değil ama kısmi bir rotasyon ile oyunu alıp-tutup 3 tane de oyuncu değişikliği ile dinlendrme yaparsak iyi olacak. Quaresma bu tip maçları sever. Bizde yaptığı istatistiklerin önemli bir kısmı bu tip zayıf rakipleredir. Ki bunu da küçümsemiyorum zira bu tip kapanan takımları çözmek takım oyunu ile her zaman mümkün olmuyor.

Ben yine rahat yeneriz havasındayım. Hayırlısı

Coolio dedi ki...

Oğuzhan yokken Sosa ile Atiba'yı aynı anda dinlendiremeyiz maalesef. Bu arada bu maça hepimizin birilerini dinlendirme fırsatı olarak görüyor olmamız çabuk gaza gelip kendimizi olduğundan daha büyük görmeye başladığımızın göstergesi ise hüsran kaçınılmaz olur çünkü oyuncularda da aynısını yaşanıyor demektir. Neyse orta sahadaki adamları korumak adına maça ortada Atiba-Necip, yanlarda Q7-Olcay, en uçta Cenk-Gomez ile başlayıp ikinci yarı Atiba yerine Sosa, Gomez yerine Pektemek, Olcay veya Q7 yerine de Kerim değişikliği as oyuuncuların dinlenmesi, yedekleri hazır tutma dengesini sağlar gibime geliyor.

Hakemin iyi olacağı konusunda pek şüphem yok ama zemin umarım iyi olur. Bir de ne kadar çok taraftar o kadar iyi bir BJK izleriz. Garibanlar taraftara hasret kaldılar. Geçen sene de İngiltere'deki 3 deplasmanda da seyirciden etkilenmeden oynamalarının nedeni bence buydu.

Basar dedi ki...

@cochise

bende senin yazdıklarına katılmakla birlikte bana ve benim gibi düşünenlere "ruh hastası" diyen arkadaşımıza cevap verme hakkımı kullandım. İlaveten, yazıyı yazmadan emin olmak için 4 ayrı gazeteye baktım, malesef hepsinde aynı haber vardı.

Zaitsev dedi ki...

@ Başar

O haberlere bakarsan hepsi Habertürk'ü referans almışlar. bende Hürriyet, Milliyet, Haber1903'te aynı haberi gördüm. hepsi Habertürk referanslı. cümleler kelimeler bile aynı. ayrıca Q17 idmanda aksiyon yapacak 3-4 gün sonra haber olmaz o. daha saha kenarına gelmeden canlı yayına bile bağlanırlar kanallar o yüzden itibar etmemek lazım.

Bu takım oynayıp kazansın Q17 diye tribünde bağıranlar ağızlarını açamazlar. kazanamazsa zaten Q17 diye bağıranlara kalmaz ve herkes yönetim istifa moduna gelir. ne Q17 eskisi gibi ne de Beşiktaş onun ilk geldiği zamanki gibi. son Portoya gittiğinde de öyleydi. bu kadar Q17 üzerinden konuşmak gereksiz. adam alındı o zaman iyi şeyler yapmasını umacağız. ben söylemiştim "hahaha" modunu artık kapatmamız lazım(destekleyenler ve desteklemeyenler içinde söylüyorum bunu). Q17'nin değil Töre'nin Oğuzhan'ın Tolgay'ın Veli'nin Gomez'in Sosa'nın yaptıkları bu takımın ne olacağını gösterecek.

Maça gelirsek ben kadronun çok değişeceğini düşünmüyorum maç öncesi. Başakşehir maçındaki yedeklerden Cenk ve Q17 kesin oynarlar. Gomez kesin dinlendirilir. kalan değişiklikler maç içinde yapılabilir. Takımın birbirine alışması adına esas kadro ağırlıklı çıkarız diye düşünüyorum. Özellikle defans hattının sakatlık harici bozulacağını düşünmüyorum.

Tolga
Beck - Rhodolfo - Ersan - İsmail(Tosiç sakatsa eğer)
Atiba - Sosa
Töre Quaresma Kerim/Mustafa
Cenk

Maçın skoruna göre Necip, Kerim ve Milosevic filan değişebilir.

beagle dedi ki...

Habertürkü falan bırakın da haber ekşi'ye de mi inanmayacağız? Şanslı arkadaşımız sezon başı hazırlık kampında gençlere ve takıma yaptığı saygısızlığı birinci elden anlattı. Beşiktaş pisliklerin performans gösterebildiği bir takım değildir. Bizden ayrılınca renklilerde bir taraflarını yırtmalarının da sebebi budur aslında. Quaresma da pisliktir, ne kadar çabuk kurtulursak o kadar iyi.

Gökhan Töre ne peki diyorsanız o da sinirsel özürlü, zaten kendisinin abartıldığı kadar iyi olmadığını düşünüyorum. Son pas ve ortaları genelde başarısız. Daha dandik bir takımken ileride top tuttuğu için yararlıydı ama şu anda ortalaması daha iyi adamları tercih ederim. Çocukluktan Beşiktaşlı olmasından gözümde az bir kredisi var ama iyi fiyata satılsa hayır demem. Yalnız bir merakım var. Vasat bir forvet ama Emre Belözoğlu benzeri bir pozisyonda kondüsyonu ve gücü ile yararlı olabilir belki. Yani satmadan orta saha merkezde biraz denerdim.

sadrazam dedi ki...

Olcay cezalı.
Evet ben bu maça rotasyon maçı ve yedekleri oynatarak formda tutma maçı olarak bakıyorum.bizlerin olaya bu açıdan bakmamız, aradaki kalite farkına bakınca gayet normal.anormal olan teknik ekibin ve profesyonel sporcuların bu gözle bakmaları.evet konsantrasyonu düşük bir maç olacak gibi gözüküyor,ancak kenarda bu süreci idare edebilecek bir ekip görüyorum ben. Derbi arifesi bir haftaya girilirken rolantide bir oyun,sakatsız bir maç,0-1 skor beni memlun eder.

nuri mu dedi ki...

http://www.milliyet.com.tr/ugur-meleke-super-lig-cop-bidonu-mu--2118764-skorer-yazar-yazisi/

ülkedeki tüm kulüp yöneticilerine okutmak lazım bu yazıyı, tabi transferden yolunu bulmayan namuslu yöneticelere..

Pheaglix dedi ki...

içimden bir ses türkiye letonya maçının karbon kopyası olur, 1-1 ile eve döneriz diyor, diğer ses de quaresma müthiş oynayıp ilk 11 seçiminin daha da zorlaşmasını sağlar diyor.

bence savunma dörtlüsü aynı, ileride necip (serdar) - sosa (necip) - quaresma - kerim - mustafa (sosa) cenk ile başlamalıyız. savunmada ersan ve rhodolfo öyle ya da böyle alternatifsiz olduğuna göre hızla uyum sağlamaları önemli, orayı bozmamak lazım bence. ortada atiba'nın mutlaka dinlenmesi lazım, bu yoklukta ona mahkum olduğumuzdan necip'in hazır tutulması lazım.

umarım rahat, kansersiz, hepsinden önemlisi sakatlıksız bir galibiyet alır döneriz.

dominic molise dedi ki...

franco, pektemek ve motta'nin rotasyonda 3. alternatif olarak kalmalarini dogru buluyor olsam da bi taraftan da sorguluyorum. bu 3 oyuncu da gecen sene cok mac oynadilar, bir piyasalari vardi. misal franco en kotu 2 milyona, motta belki 1 milyon, pektemek 2-3 milyona satilabilirlerdi. maaslarini da cikarttigimiz zaman 10 milyon euro para yapiyor. bu paraya 1 orta saha alamaz miydik yahu? hadi diyelim alamazdik, e satsaydik en azindan be abi. bu sene belli ki oynayacaklari mac sayisi 3-5i gecmeyecek. e adamlarin piyasasini olduruyoruz. pek anlamadim ama hadi hayirlisi...kaldi ki bence franco cok guzel DMC oynayabilir. inanilmaz top caliyor, hem de teknik. hiz eksigini atiba zaten tamamliyor. motta ve pektemek hakkinda pek birsey diyemeyecegim aslinda ama tosic maalesef yetersiz kaliyor ve ismail bence crickete falan yonelmeli.

QuaresmA dedi ki...

Ben olsam zaten Motta'yi ucuncu tercih olarak gormem. Bana gore en iyi sol bekimiz su an ve yaptirdigi sacma penaltilar ve pozisyon hatalari disinda dramatik bir sorunu yok. Ama kariyerinde daha kac tane hatali penalti yapacak ki?

Coolio dedi ki...

@Quaresma
"yaptirdigi sacma penaltilar ve pozisyon hatalari disinda dramatik bir sorunu yok."

anlayamadım dediğini. yanlışmı yazdın? saçma penaltı ve pozisyon hatası dışında daha ne kadar bir dramatik sorun kalıyor geriye? saçma penaltı rakibe net bir gol hediye etmektir. Defansta yer aldığı içinde pozisyon hatası yarım gol hediye etmektir. Sen saymamışsın ama saçma top kayıpları da yapıyor. Defanstayken yaptığı bu top kayıpları da yarım gol eder. Yani bir maçta sana toplamda 2 gol yedirtebilme ihtimali olan (bu ihtimalleride çok kere gerçeğe dönüştürmüş biri olduğu için oynadığı her maç ortalama 1 gol diyebilirsin) birinden dramatik bir sorunu yok diye bahsetmeni anlayamadım. Kontrolsüz faulleri ve peanltıları nedeniyle gördüğü/göreceği sarı ve kırmızı kartlar nedeniyle takımı yalnız bırakmasını daha hesaba katmadım.
Benmi yanlış anladım yorumunu?

yilmaz dedi ki...

@QuaresmA ben de severim Motta'yı hatta bence bu tip "kağıt üstünde" çerez görünen maçlar için biçilmiş kaftan. Ama adam futbol literatürüne "Motta Penaltısı" diye bir kavram kazandırdı. Auta giden adama yapış, salla biraz, düşmedi çift dal.

QuaresmA dedi ki...

@ Coolio

Yo dogru anlamissin ama Motta'nin genellikle yaptigi hatalar oyuncunun futbol genetiklerine islemis hatalar degil. Aptallik, dikkatsizlik veya dalginlik tipi seyler. Motta bu konularda dibi gormusse bile benim futbol istatistigi algima gore herhangi bir anlamda dibi goren oyuncu daha kotu olamaz. Bu yuzden kariyerinde daha kac penalti yaptiracak yazdim. Bugune kadar cok penalti yaptirmissa ileride ya hic ya da daha az yaptirir, hucum artilari da yanimiza kar kalir.

Ramon iyi topcu olmasa bile onu, Tosic'i ve Ismail'i teraziye koydugumuzda bence agir basan Ramon.

Gaza gelmeyelim diyoruz da , yani şu rakiplerin hali nedir ? Ne oynadıkları belli değil , sahada ne yaptıkları belli değil böyle abuk sabuk 2 takımın bir katekulleyle arkasında kalıyoruz , şu boktan takımlara gol atamıyoruz , puan alamıyoruz , insan gerçekten hayret ediyor ...

Basar dedi ki...

Keske Linnes'i alsaymisiz. Iyi adam

Huzeyfe dedi ki...

Ya burda Quaresma cok konusuldu tamam da, bir insanin meslegine hic mi saygisi olmaz Allah askina.
Abartisiz, net bir ifadeyle safi zarar bir adam. Yazik.

planck dedi ki...

valla q17 takımı ciddi anlamda yavaşlatıp bireyselliğe itiyor halen. bilmiyorum belki 2-3 ay sonra alışır. geriye iyi koşuyor artık ama en azından. ileride de prese giriyor bazen.

gomez bu yetenekle oynayabileceği en kötü oyunu oynadı.

atiba

ismailde çok sırıtmadı. hatta çok uzun süre sonra 90 dk oynadı ama fiziksel olarak gayet fit göründü. iyi ciğer varmış.

Adsız dedi ki...

Maçı iş nedeniyle izleyemedim, eve de yeni geldim. Yazılan çizilenler ve Beşiktaşlı arkadaşlarımın bu haldeyim diye tacize varan telden yorumlarına göre "3 puanı aldık iyi de oldu" formatında geçmiş. Maçtan önce bu maçlar Q17'nin maçları bırakın takılsın, demiştim ama izlemesem de (patatesle çekilmiş kısa maç özetini izledim gerçi ama sayılmaz) bu yorumlardan anlaşılan arkadaş artık bireysel oyunuyla 3. klasman takımlarına karşı bile etkili olamıyor. Beklemediğim konuysa Q17'ci tayfanın bile nette orada burada kendisine veryansın etmeye başlaması.

Okul yıllarım gibi. Hayatım boyunca, üniversite dahil derslere olsa olsa 2 gram çalışmışlığım vardır. Ama tüm eğitim basamaklarını hep vasatın biraz üstü şeklinde kayıpsız bitirdim. Bu şekilde aileden gık çıkmadı, ta ki ortaokulda komşunun inek oğlu gelene kadar. Lisenin ilk senesi dahil sonraki 2 yıl benim için tam bir kabus oldu. Bak Ejder ne yapmış, sen niye yapamıyosun filan :) Derdim kıskançlık değildi, huzurum bozulmuştu.

Diyeceğim bu Q17 konusu da tam buna benzer. Eğer takım iyi işler yapmaya başlar, en azından sinyallerini gösterir ve devam ettirirse yaptığı ve yapacakları da kabak gibi ortaya çıkar. Sanırım halen bu sürecin başlangıcını yaşıyoruz. Son maçta gördüğüm bazı kırıntı şeklindeki sinyalleri güçlendiremezse tabii.

Hayırlara vesile olması dileğiyle. İnşallah.

Not: Yanlış anlaşılmasın. Q17'ci değilim.

Yorum Gönder

Ara