.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

14 Eylül 2015 Pazartesi

Karne: Beşiktaş 2 - 0 M. Başakşehir


Goller: Mario Gomez (15', 62')
En iyi üç: Mario Gomez, Jose Sosa, Atiba Hutchinson
En kötü üç: Ricardo Quaresma, Dusko Tosic, Kerim Frei

Karne:

Şenol Güneş7.9
Beşiktaş7.7
M. Başakşehir4.8
Serkan Çınar6.8


Tolga Zengin7.8
Ersan Gülüm7.1
Luiz Rhodolfo7.5
Dusko Tosic6.2
Andreas Beck7.0
Atiba Hutchinson7.9
Oğuzhan Özyakup (46')6.9
Jose Sosa8.0
Olcay Şahan (63')6.9
Gökhan Töre (81')7.9
Mario Gomez8.8


Necip Uysal (46')6.6
Ricardo Quaresma (63')5.7
Kerim Frei (81')6.3


Takım Ortalaması7.2


Anket:



23 Yorum:

EC dedi ki...

Senol Hoca nin adamligi, anlayisi, oyunculara sahiplenisi, gerekirse cezalandirisi bence 4x4 luk. mac sonu aciklamasiyla yedeklerinin kalbine calisti..

Turk hoca avantaji bu olsa gerek. Bilic 2 yili gecirmesine ragmen taniyamiyor , psikolojik olarak anlayamiyordu rakipleri.

Senol Hoca ile derbileri daha iyi sonuclarla gececegimizi umuyorum.. su anda en iyi futbolu oynayan takim Besiktas.. digerleri etrafta yok.. hakemler itekleyecektir bu sittiminin sozde Super Lig inde Lig Tv para kazansin, heyecan olsun diye.. FB 3 yildir tek kulvarda kosuyordu, bakalim bu hafta basliyorlar 3 kulvara.. GS yi zaten dumduz edecekler CL de...

yine biz siyiririz sakin kalip hakemlere ragmen, hakemi ve rakibi de yenerek fark acariz..stadiz seyircisiz olmamiza ragmen..

umutluyum..

Tesekkurler Besiktas..

bir de Besiktas yonetimi su Kasimpasa nin defasini getiren menejeri bulsun, ikiside cok saglam durdular.. salak Veysel yakti takimi hem golde hemde kirmizi kartla!

oynatmayacaksin bu Eskisehir eskilerini, bizdekini de alip kumsalda oynatacaksin.. Turk Futbolu zararlilari!

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown dedi ki...

2011 yılının mart ayında kocaelide oynanan kasımpaşa maçında onur çok talihsiz bir şekilde sakatlanmış ve sezon sonuna kadar kaleyi tolgaya devretmişti. trabzon eşrafında herkes şampiyonluğun bu sakatlık ile birlikte kaçtığını düşünüyor, ancak bir gerçeği unutuyordu; tolga.

dün takip edebildiğim kadarıyla (şiddetli sağanak ile altyapı fakiri ülkemde her daim görülen elektrik kesintileri sebebiyle) güzel günlerini hatırladı tolga ve yine şenol hocanın marifetiyle o günlere dönüş sinyallerini verdi. sezonun kalanı için kaleciden yana sıkıntı çekmeyeceğimizi müjdelerim, bu dakikadan sonra tolga geriye gitmez. dün çıkardığı toplardan sonra güzel bir alkış alsaydı şayet, bu geri dönüş daha da hızlanabilirdi. gerçi o kadar tribünde yapamadık dün. gelenler kendilerini alkışlasalar yeriydi açıkçası! sahi bu takım şampiyonluğa oynuyor değil mi?

gomez ve almancılarımız, günümüz alman futbolunun en önemli özelliklerinden biri olan olabildiğince hızlı bir şekilde rakip kaleye gitme prensibini uyguluyor. ikinci yarının özetlerinden izlediğim kadarıyla tosiç dışında defans oyuncuları, geçen yıl çoğu maçta yapılan hatadan farklı olarak, mümkünse önündeki penetre edebilecek veya dikine oynayabilecek oyuncuya verdi. tosiç de ilk yarı topla çıkmayı çok tercih etmedi. bunda rakip hücumcularının taşıdığı potansiyelin de etkisi vardı. zira doka ve visça bu lig için fazlasıyla iyi kanat hücumcuları olarak göze çarpıyorlar. dün takım olarak kanatları ilk yarı çok iyi kapattık, b.şehir'in aşırı defansif orta alan oyuncuları ve statik forvetleri de iş yapmayınca ilk yarı kalemizde tek şut dahi görmedik.

ilk yarıdaki savunma ağırlıklı oyun sebebiyle hücumda kısır göründük, ancak akıllarda oğuzhan'ın kafası, sosa'nın, olcaya çıkarmayıp, arka arkaya iki şut tercihinin rakip defans tarafından engellenmesi ve gomez'in güzel golü kaldı. ilk yarı gayet iyi savunduk, baskın oynadık ve sonunda da bulduğumuz gol ile maçı bize getirecek skoru elde ettik. herkesin dediği gibi öne geçtikten sonra rakip kaleye çok hızlı gitmemiz sebebiyle çok büyük avantaj elde ediyoruz. dünde böyle oldu, daha büyük bir skor farkını elde edebilecekken saha için konsantrasyonun düşmesi sebebiyle gol yada golleri bulamadık.

bize ters gelen bir rakibi iyi futbol oynayarak, üstelik az pozisyon vererek yendik. haftaya ankarada mehmet özdilek'in takımı gençlerbirliği ile oynuyoruz ve muhtemelen ligin en kötü oynayan takımı ilan edilecektir. bu arada ligin en kötü oynayan takımları şu şekilde gelişiyor: mersin>gaziantep>b.şehir>g.birliği>f.bahçe?..... bu arada trabzon sadece defans yaparak bizi yendiği için ligin en iyi top oynayan takımıdır. düşünsenize adamlar hücum bile etmeye gerek bile duymadı!

Coolio dedi ki...

Demba Ba geçen sene gelip attığı gollerde yıllardır ondan önceki sözde golcülerde olmayan özellikler nedeni ile mest olmuştuk. Şimdi de Gomez'de aynı durumu yaşıyoruz. Başka başka özellikler görüp demek golcü demek böyle birşeymiş diyoruz. Her iki golde çok güzel ve bir o kadarda basit gözükmesine karşın ikiside ceza sahası dışındandı. Golleri basit gösteren Gomez'di yine.

Burda birinin dediği gibi Atiba kesinlikle incelenmeli. Adam astım benzeri bir hastalığa sahipti dimi? acaba 2 ciğeri normal, 3. mü astımlı?

İncelenmesi gereken bir diğer kişi de Olcay. Bu yeteneksizliğe karşın bu azim, oyun zekası çok ilginç.. He diyorum Deli İbo'nun sol açık versiyonu. Aynı azim, aynı mücadele ve aynı yeteneksizlik ve kaderleri de aynı yolda sanki: yıllar boyunca o bölgeye transfer yapılıp yinede onların ilk 11 oynaması.

Şenol Hoca da her hafta kalitesini göstermeye devam ediyor.

Bu arada Instagram'da görmüştüm. Beck Türkçe dersleri alıyor. İnanılmaz bir profesyonellik. Sonra bu adamlar neden başarılı oluyor diye soruyoruz.

Unknown dedi ki...

ilk yarı ve ikinci yarıyı ayrı ayrı değerlendirmek gerek diye düşünüyorum. ilk yarıda daha iyi savunma yapıp daha organize ataklarla hücuma çıkan bir takım izledim. ikinci yarıda ise necipin oyuna girmesi ile organize atakla ileri çıkamayacağımız belli olmuştu ama ilk yarıdaki defansif etkinliğin devam etmesini beklerdim fakat öyle olmadı ikinci yarı sanki beşiktaş orta sahası bir kişi eksilmiş gibiydi Doka orta sahada her topu aldığında rahatça kaleye gidebildi ve etkili şutlar çıkarttı.
Tolga konusunda @emir mfc ye katılıyorum. dün kalede güven verdi bir tane korner hariç inşallah bu şekilde devam eder.
Q17 olcayın yerine girdiğinde fark yaratır diye düşünüyordum açılan başakşehir defansı karşısında ama yine laubali oyunu sayesinde takımı farklı skordan etti.
Gomezin bu şekilde başlaması çok çok iyi oldu daha çok uzun top atabileceğimizi düşünüyorum uzun boyu sayesinde arkasında oynayan Sosaya çok güzel pozisyonlar hazırlayabilir.
orta saha sertliği açısından oğuzhan atiba bu tür maçlarda sırıtmasa da büyük maçlarda zayıf kalabilirler diye düşünüyorum. Bu arada Oğuzhan'ın yeni rolünde başarılı olduğunu ama o bölge için güçlenmesinin şart olduğunu düşünüyorum.
Sosa'ya milli ara yaramış kondisyonunu güçlendirmiş geçen sene ikinci yarıdaki oyununu devam ettirdi, fakat sosa ilgili en büyük handikap duran topları etkili kullanamaması 2 yıldır kornerden golümüz yok takımda rhodolfo, ersan, gomez gibi oyuncular var iken duran topların tehlike yaratması lazım bence Töre, Oğuzhan, Q17 gibi isimlerinde korner ve duran toplarda görünmesi gerekmekte.
Töre'yi de ilk yarı ve ikinci yarı olarak ayırırsak ilk yarı etliye sütlüye dokunmazken ikinci yarı oğuzhanın çıkmasıyla devreye girmek zorunda kaldı ve ikinci golün gerçek sahibi oldu. ikinci yarıdaki oyununu 90 dakikaya yayarsa çok çok faydalı olur.
geçen haftada yazdım beklerimiz çok sıkıntılı her ikisi de defansif olarak güven verse de ofansta hiç görünmüyorlar. Beckten bir hilber etkisi göremeyeceğiz belli oldu tosic-motta-ismailin üçünü toplasak bir sol bek etmiyor zaten.
bu arada katılmayan çok olacaktır bu görüşüme ama Rhodolfo dün çok iyi gözükmedi. Eğer rakip takımda hızlı hücumcular yer alırsa defansif olarak sıkıntı yaşayabiliriz. ayağı ve hamleleri Francodan bir tık üstte ama hız olarak Franco ile yarışır yavaşlıkta Ersan'da dengesiz bir defans olduğu için geçen sene Franconun gördüğü KK'ları bu sene Rhodolfo da görebilir.
Şenol Güneş'in bence yaptığı tek hata Franco yada Milosevici 18'e almaması allah korusun bir sakatlık yada KK sonrası tosic veya necipi oraya çekmeyi düşünüyor orjini tandem olan birinin 18'de kullanılması gerek diye düşünüyorum.

Bu maçtan bir 100. Yıl tadı almadım değil . Golün geleceği belli , duran top dışında gol yeme ihtimali düşük . Maçın kontolünü biraz kaybeder gibi olduğumuz anlarda bile rakibi ceza sahasına sokmadık .

Tabi geçen seneden ağzımız yanınca herkes biraz temkinli biraz da Bursa'nın geçen seneki son dönem performans düşüşü de bunda etkili . Umarım nefesimiz yeter bu kez .

Armagan dedi ki...

ismail>motta? https://twitter.com/BesiktasBrigade/status/643343674471018496

turkkant dedi ki...

Ligin devamı ile ilgili notlarım...

-Oyun mentalitesindeki değişiklik çok güzel. Biliç'in "gol at kapan"ından, Güneş'in "daha fazla, daha fazla"sına...

-Şu ana kadar pek ortalıkta gözükmeyen Töre, Sosa ve Gomez'in iyi oyunları çok önemli.

-Sakatlık olmasa böyle devam ederiz, ama dost acı konuşur, maalesef orta saha ve stoperdeki dar rotasyon kesin sıkıntı yaratacak, kaçarı yok. Oğuzhan müthiş yetenekli bir oyuncu, ama ondan tüm lig maçlarında sağlıklı olmasını beklemek hayalcilik. Aralarda maçlar kaçıracak, fizik kalitesi düşecek, onun yerine kimi koyacağımız ciddi soru işareti.

-Kanatlarda alternatif bol, beklerde var, santrafor keza Gomez olmasa Cenk götürecekmiş gibi duruyor, ama stoperde "idare eder tandem"imizin yedekleri soru işareti, ortada Atiba-Oğuzhan alternatifsiz.

-Kaleci fena oynamadı, ama lig kızıştığında bana gene en zayıf halka kale olacaktır.

cochise dedi ki...

1) Şaşırtıcı derecede rahat bir maç oldu. Bu maçların değerini anlamayanlar olacaktır. Ama tekrar tekrar yazacağım. Geçen iki senede de birçok rahat gibi giden maçta skor bularak ya da oyun tutarak rakibin direncini bitiremediğimiz için abuk sabuk gollerle puan kaybettiğimizi unutmayalım. Bu yıl hiçbir fark olmayacaksa bile en azından önde olduğumuz maçlarda benzer krizleri daha az yaşayacağız gibi görünüyor.

2) Ancak farkı biraz daha açsak çok iyi olacaktı. Zira futbolda her şey biraz da psikolojik. Rakiplere ‘gol bulmak için üzerimize gelirseniz farkı yersiniz’ mesajı vermek uzun vadede çok fayda sağlar. Geçen senenin sonlarında bize karşı önde basmayı keşfetmeleri çok baş ağrıtmıştı. Bu yıl böyle ceza kesersek bunu hiç yapamazlar.

3) Yine önemli bir fark da şu oldu; Dakika 88 top kapıyoruz ve hemen gol atmaya koşuyoruz. Olmuyor, 93; kapıyoruz ve yine koşturuyoruz. son düdüğün çalmasından memnun olan topçu az olmuştur. Bu çok olumlu bir psikoloji. Umarım sürdürürüz. En nihayetinde futbol bir keyif oyunu. Sonuçta istediğimizi alamasak bile hiç değilse bile oyundan keyif alalım

4) Şaşırtıcı ve sorunsuz bir hakem performansı geldi. Bu maça özgü mü bilmem ama içimde bu yıl geçen yıllar gibi olmayacak hissi var.

5) Oyunculardan notlar;

Gomez: Klas futbolcu. Yaptığı her hareket bilinçli. Eğer biz iyi oynarsak ve Gomez de sakatlanmazsa çok gol atar.

Sosa: Bir maç hazır olmayınca hemen Sosa’yı gönderseydikler başlamıştı. Bu maç da gösterdi ki bir liderimiz olacaksa o Sosa’dır. Onun koyduğu karakteri koyacak çok az topçu var. Attığımız ikinci gol bile onun sol beke gelip mücadele etmesi kaynaklı.

Gökhan Töre: Her şeye rağmen takımı ileri taşımada hala en etkili oyuncumuz. Yakınına yöresine giden topları çok rahatlıkla hâkimiyeti altına alıyor. Genelde topla oynamayı çok abartıyor. Ama bunu yapmadığı anlarda çok etkili oluveriyor. Dün de bu profile uygun oynadı.

Olcay: Asistini yaptı yine. Bir arkadaşın dediği gibi Deli İbo’nun farklı versiyonu.

Oğuzhan: Yorgunluk ve sakatlık etkiledi. Daha az etkiliydi. Ama oyundan çıktıktan sonra 15 dakikada önemini anlamış olduk. 45-60 baya bir durakladık ama gol gelince oyun tekrar değişti.

Necip: Oyuna girdikten sonra klasik gol yedirtecek hatalarını yaptı. Sonra toparlandı. Yine de el bombası. Amma velakin o ısırgan baskıları da rakibi rahatsız ediyor. Çift yönlü bıçak.

Quaresma: En verimli kullanılabilecek şekil bu olsa gerek. Daha gole yönelik bir oyuncu olsa bir gol daha atardık. Gomez’e güzel bir orta yaptı. Necip gibi top kaptırıp pozisyon yedirdi. Takımın onsuz önde olması çok önemliydi. Takımdan üstün olmadığını anlayıp hiç değilse Porto’daymış gibi oynarsa daha etkili olacaktır. %5 diyordum; Şu anda %10’a çıkardım bu olasılığı.

Atiba ve Beck yakın karakterde, sınırlı yeteneklerine rağmen çalışkanlıkları ve futbol bilgileri ile çok faydalı oynamaya devam ediyor. Rodolfo ve Ersan sorun çıkarmadı. Ersan’ın bi iki gereksizliği oldu. Ama onlara not verecek maç olmadı. Tosiç ise bir hayli kötü maç çıkardı; bence takımın en kötüsüydü. Ama yine de Motta ya da İsmail’le kıyas kabul etmez. Hiç değilse o bölgede iyi kötü bir oyuncu görmüş oluyoruz. İyi bir sol bekimiz olsa ve Tosiç de rotasyon transferi olsa çok lezzetli olurmuş.

NOT: Önceki postta bu maçla ilgili az yazılmasına takanlar vardı; blog ölü falan gibisinden. Bu yıl blog hiç de ölü değil. Ama şu dönemde insanların elinin klavyeye gitmemesini de anlamak gerek.

cochise dedi ki...

Tolga'yı atlamışım. İlk maçlardan beri bu yıl ilk yılki gibi oynacağını hissettiğimi yazıyorum. o seviye de yine rakiplerin bir level altı olsa bile en azından maç kaybettirmez. arada kurtarışları da olur.

Bir de Kerim, az oynadı, verimsiz oynadı ama hep aksiyonun içindeydi. Bu yıl en azından geçen yıl beklediğimiz 60. dakika sonrası ortalık karıştırma görevini yapacağını hissettiriyor.

ekozu1903 dedi ki...

Oyundan sadece ikinci yarıda topu rakibe fazla vermemiz haricinde çok memnunum. Bu konuyla ilgili de gomezin maçın sonunda daha acımasız olmalıyız şeklindeki görüşü daha da mutlu olmamı sağladı. İnşallah bu sene maç sonu kabızlığını yaşamayacağız gibi gözüküyor.
Tolgaya da ayrı bir parantez açmak lazım. Yükselen bir grafiği var. Umarım aynı şekil devam eder.
Veli dönene kadar orta sahadakilerin başına bir şey gelmesin diye dua edelim yazacaktım ki, Oğuzhan bir hafta yokmuş. çekersek bu işten çekicez gibi.

yilmaz dedi ki...

Benim Tolga'ya karşı ne bir antipatim ne de bir ön yargım var. Ama bence kaptanlık bandının yavaştan ait olduğu kola, Sosa'nın koluna takılması gerekiyor. Sosa gibi bir liderin olduğu takımda kaptanlığı Sosa yapar fazla uzatmamak lazım.

Blog yazarlarından Gürcan'ın trabzon maçından sonra açtığı "golü kim atacak, anlat hocam" temalı postta da söylemeye çalıştım. Şenol Güneş'in -benim hatırladığım- son iki takımında da hem ligin en çok gol atan takımı olması, hem de gol kralını çıkartmış olması tesadüf olamaz. Bundan dolayı, gol ile ilgili sorun yaşayacağımızı sanmıyorum. Bu maçta onu gösterdi. Ayrıca kişisel olarak kontradan atılan gollere bayılırım. Töre'nin ok gibi fırlayıp Gomez'in önüne milim hassasiyetinde bıraktığı top ve Gomez'in usta işi tek vuruşta attığı golü, 10 tane frikik golüne değişmem. Evet hepsi aynı puanı getiriyor ama benimkisi de böyle bir göz zevki.

Bu sene gol repertuarımız çok geniş

cepheden verkaçlarla attık,
frikik'ten attık,
penaltıdan attık,
bala attık :D (Q17),
Hücum bölgesinde şok presle kazanıp attık,
Defanstan kapıp kontrayla attık,
set hücumundan attık,

Slot'u tamamlamak için kanattan içeriye kesip atacağımız goller ve kornerlerden gelen goller kaldı. Beck, Tosic, Q17'ye biraz iş düşüyor (Töre ve Olcay'ı saymadım, onlar şimdiden 3'er asiste ulaştılar öyle ya da böyle)

Bu hücum çeşitliliği çok güzel. Samet Aybaba ile birlikte başayıp, Bilic ile olgunlaşıp inşallah Şenol Güneş hocamızla da zirvesini yaşayacağımız bir hücum planımız oldu. Şahsen ben bunu çok önemsiyorum.

Benim takımda en zayıf halka olarak gördüğüm oyuncu Tosic. Hatta blog'un genelinin aksine, Motta'nın da gerisinde görüyorum Tosic'i. Özellikle hücumdayken bir panik hali var ve Motta gibi "Tahmin edilemez" olamıyor. Hoş Motta savunmada da "Tahmin edilemez" oluyor, orası ayrı :D

Unknown dedi ki...

Cenk Tosun Perşembe günü ilk 11 olacağı için Gomez bu maç 90 dakika oynadı bence.

Bir de, Olcay'ın pası asist sayılmaz. Ben saymam yani.

Not: Quaresmasporlu değilim.

sadrazam dedi ki...

Tosic in hücum aksiyonlarındaki yetersizliğinden bahsedilmiş. Bende katılıyorum, ancak unutmamak gerekir ki artık bir SOLBEK imiz var. Varsın Motta gibi senede 3 gol, 3 asist yapmasın. Savunma hatalarından, kademe yanlışlarından, DANGALAKÇA penaltılarından görmeyelim yeter.

planck dedi ki...

UEFA listesi ceza sınırlamasından dolayı 21 kişi tutulmuş, görüyoruz ki ismail mottanın yerine tercih edilmiş.

planck dedi ki...

umarım bu senenin özeti bu kare olur: https://pbs.twimg.com/media/CK7nNlhVAAAqBX3.jpg:large

Barreto dedi ki...

Blogda genelde yanlış giden işler uzunca tartışılıyor. İşler yolunda gittikçe daha az kafa yorulacaktir.Problem yoksa yorum da yok.

turkkant dedi ki...

@Yılmaz

Sadrazam'a katılıyorum. Motta oynadı, bir tık hücum gücü arttı diyelim, ama zaten gol atma sorunu yaşamıyoruz. Önde beş hücumcuyla oynarken beklerin savunma özellikleri daha öncelikli bence. Motta'nın en büyük sorunu savunmada rakibe yakın oynamaması, Trabzon maçını anımsa, ileri bir top şişirildi, kafa topunda dağıldı, o geriye koşana kadar eşleştiği adam gelip golü atmıştı. Tosiç olsa o top aynen geri giderdi.

Tosiç süper değil, ama bizim gibi minyon bir takımda uzun olması önemli. Keza çabuk değil, ama hızını aldı mı sürati fena değil. Tekniği de aman aman değil, ama kazma da diyemezsin. Gerektiğinde sol stopere de alternatif. Maliyetine göre 1-2 sene işlevsel oyuncu.

Adsız dedi ki...

Valla transfermarkt Olcay'a asisti yazmış bile:

http://www.transfermarkt.com.tr/olcay-sahan/leistungsdatendetails/spieler/36200/saison/2015/wettbewerb/TR1/verein/114

Duran toplar konusunda deniz etiler'e katılıyorum. Zaten hoca da öyle düşünüyor olmalı ki maçta Töre de bir miktar korner kullandı. Yine de bu konuda yeterli değiliz.

Bu akşam Beşiktaş'ın da gündemine gelen ama alınmayan, TS'nin ise 1,5 milyona transfer ettiği Douglas Franco ilk maçına çıkacak. Bakalım Mbia olayındaki gibi ahlar vahlar edecek miyiz. Zira rotasyonu da düşününce mevcut şartlarda halen kadroda öncelikli olarak 2 eksik var: orta saha ve stoper. Devre arasına inşallah.

Adsız dedi ki...

45 dakikada oyuncu mu anlaşılır demeyin; yüzde 20'lik marj bırakalım, ama bunun dışındaki alanda stoperse anlaşılır kardeşim. Douglas Franco Beşiktaş için yeterli olabilecek bir oyuncu değil-miş bunu gayet net gördük. Ağır ama ağır stoperlerin de oyun görüşleri ve zekalarıyla yaptıkları güzel işler vardır, bu vatandaşta bunlar yok. Bildiğin dümdüz. Kısacası direkten dönme olmuş iyi de olmuş.

TS'ye gelince; Şota'ya sempatim olsa da gördüğüm, takımda bariz bir teknik anlayış sıkıntısı var. Mbia var, gayretli Constant var, Mehmet Ekici var, bana göre kesinlikle milli takımda yer alması gereken Yusuf var, Cavanda var, düz adam olsa da oyunun sürekli içindeki Yumlu var, vs de vs. Ama bana göre oyun sistemi bakımından bir gram bir şey yok. Hücumda takım olarak çoğalamamak nedir bunun dersini veriyor TS resmen.

Adsız dedi ki...

TS maçı hakkında bu postta çok yazdım ama bu sonuncusu önemli. Hakemler nerelerinden uydurdularsa Kayserili Simic'in gayet nizami geri pasına hem serbest atış, hem de üstüne sarı kart verdiler. Buna mental olarak itiraz eden TS'li oyuncularsa topu kullanırken resmen bilinçli şekilde yavaşça rakibe teslim ettiler. İşte bu diyorum ve kendilerini gayetten tebrik ediyorum. Hadi Simic'in pozisyonu hızlı cereyan eder anlarım, adam gayet yavaş ve jeneriklik şekilde topu kontrol edip kalecisine verdi. Ey hakemler nerenizle maç izliyonuz anlamıyorum ki.

Aç parantez: Biseswar iyi oyuncu.

Coolio dedi ki...

@james

pozisyonun neden geri pas ihlali olmadığını düşünüyorsun anlayamadım? Kafa ile geri pas verebilmek için kendine avantaj sağlayacaklar hareketler (bilinçli olarak) yapamasssın. hakem de zaten sahada bu izah etti oyunculara. Haa bu Hüseyin Göçek'in en kötü hakem olduğu gerçeğini değiştirmez. Kayseri'nin 2, Trabzon'un 1 penaltısını vermedi bana göre..

Biseswar geldiği günden beri hep dikkat çekiyor. İyi bir oyuncu ama sanki küçük takımın büyük oyuncusu modelinde.

Adsız dedi ki...

@Coolio

Pozisyon:

http://www.ligtv.com.tr/lig/spor-toto-super-lig/pozisyonlar/2015-2016/4/kayserispor-trabzonspor/erkan-zenginden-fiar-play-hareket-16515

Kural ne diyor:

https://en.wikipedia.org/wiki/Back-pass_rule

"The offence rests on three events occurring in the following sequence:

- The ball is kicked (played with the foot, not the knee, thigh, or shin) by a team-mate of the goalkeeper,
- This action is deemed by the referee to be deliberate, rather than a deflection or a miss-kick which is not intended for the goalkeeper,
- The goalkeeper handles the ball directly (no intervening touch of play of the ball by anyone else). Handling the ball involves retrieving the ball or making a save with one or both hands.

An infraction would not occur if a team mate uses his head, chest, knee etc. (everything but foot) to make the pass (no matter where the point of impact with the ball is). It would, however, be an infraction if a player were to use a trick to pass the ball to his goalkeeper, such as kicking the ball up and then using his head. If a player uses such a trick, he must be issued a caution."

Kısacası, geri pas olayı sadece ayakla değerlendiriliyor. Kafa, göğüs ve diz gibi bölgelerle verilen paslar kapsam dışında.

Son cümle önemli, yani eğer oyuncu hile yapıp topu kafasına vurarak gönderiyor ve böylelikle kafasıyla kalecisine iletiyorsa kartlık, diyor. Ancak burada söz konusu olan ilk kısımda da belirtilen ayak olayı. Diz aynı kafa gibi kapsam dışında. Oyuncu doğrudan kafasına gelen bir topu yine kafasında sektirerek kaleciye verse nasıl kartlık olmuyorsa diz de olmuyor.

Soru-Cevap şeklinde başka bir site:

http://www.askasoccerreferee.com/?category_name=pass-back-rule

Bununla ilgili yorum:

http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/30073871.asp

Yorum Gönder

Ara