.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

7 Mayıs 2015 Perşembe

STSL30 / Beşiktaş - Gaziantepspor


Tarih: 10 Mayıs 2015 Pazar, 19:00

Stadyum: Yenikent Asaş Stadı

Hakem Hakkında Bilgi: Tolga Özkalfa

Sakatlığı Bulunan Oyuncular:   Tolga Zengin ,  Veli Kavlak , Tomas Sivok ( Belirsiz) / El Yasa Süme , Zydrunas Karcemarskas , 

Cezalı Oyuncular :  -

44 Yorum:

sherlockholmes dedi ki...

kağıt üzerinde rahat bir maça benziyor.
antep çok vasat bir takım. gol yollarında çok etkisizler. deplasmanda ki son beş maçta sadece 1 golleri var.
El Yasa Süme , Zydrunas Karcemarskas gibi iki as futbolcudan da yoksun çıkacaklarmış sahaya.

yenemezsek dükkanı kapatıp gitmemiz gereken maçlardan biri kısaca.

kansersiz keyifli bir maç olur umarım bizim için.

Coolio dedi ki...

kansersiz, keyifli bir maç mı? çok güzel umutlar bunlar. 90. dakkada kalemizde direkten dönen topla 3 puan almamız dışında bir alternatif aklıma gelmiyor.

Not: takımı eleştirdiğim düşünülmesin! Hep destek tam desteğimdir her zaman. ama bir de gerçek varki o da ne kadar formda olursak olalım rahat maç kazanma gibi bir deneyimimiz yok yıllardır.

Gaziantep gerçekten çok kötü takım. Ligin bence açık ara en kötü takımı.

Okan Buruk'un Elazığ'dan sonra Hakan Kutlu replikası olacağını düşünüyordum ama burada iyi iş çıkarttı gerçekten.

Bize en ters gelen yapılardan biriyle oynuyorlar ama hızlı hücuma çıkma konusunda çok vasat olduklarından dolayı rahat risk alabileceğimizi bu bağlamda sakin bir maç geçireceğimizi düşünüyorum.

Umit dedi ki...

tartışmasız olarak halen kadro kalitesi bakımından ligin en vasat takımı. defanslarındaki kemik tabirli ve deneyimli savunma oyuncusu elyasa sakat. aynı şekilde bazen gayet iş çıkarabilen ama istikrarsız karcemarkas da olmayacak. yerine oynayan kaleciler o bazeni bile başaramayacak büyük ihtimalle. kısacası antep takımını ankara gibi bu sezon her maçta müthiş destek veren bir seyirci karşısında rahatça yenemeyeceksek zaten şampiyon filan olmayalım. beklenen ilk dakikadan itibaren kapanmaları ve sertliğe başvurmaları. ilki için yapılacak olansa hem kaleci hem de stoper eksiklikleri nedeniyle hızlı paslaşma ve şut da şut. bu demektir ki zaten takımı 2-3 haftadır iten sosa ve tolgay'ın performansları iyice ön plana çıkacak. ankara seyircimize de naçizane bir öneride bulunayım. rakip çok büyük ihtimalle aşırı sertliğe kaçacak. ilk dakikadan itibaren her sert hareketlerinde müthiş bir uğultu yapılmalı. şampiyonluğa oynayan 3 takımdan biriyle oynadıklarını ve bu maçın dingonun suiti olmadığını anlamaları gerekir. en önemlisi de hakemin bunu anlamasını sağlamak.

sherlockholmes dedi ki...

maçla ilgili dikkat etmemiz gereken bir istatistik :

Beşiktaş, oransal olarak duran toplardan en fazla gol yiyen ekip (%46). Gaziantepspor ise Trabzonspor ve Kayseri Erciyesspor'un ardından gollerinin en büyük kısmını duran top organizasyonlarından bulan üçüncü takım (%44).

cochise dedi ki...

@şerlok
bi duran golü garanti yedik diyorsun yani. Ofansif olarak çok vasat takım başka türlü gol yemeyiz zaten ama biraz baskılı oynarsak gol ve goller bulmak kolay olur. Bizimkiler iyi bir konsantrasyona sahip olursa bu virajı rahat döneriz..

Unknown dedi ki...

Antep in hücum gücü çok da tehditkar olmadığı için, ileriyi Ba-Pektemek-Töre başlatıp ilk yarıdan işi bitirmek lazım. Oyunu karşı alana yıkarsak Sosa-Tolgay ikilisinden ekstra işler gelecektir. Ben bu ikiliden bir gol bekliyorum açıkçası.

Maçta erken öne geçersek maçın sonuna doğru olcay-oğuzhan vb. hamleler gelebilir. Maçın rahat kazanılması da ligin bu son kısmında takıma moral rakiğlere gözdağı olacaktır.

Eminim ki GS-FB bizim GS maçına gelemeden bi şekilde saçmasalak puan kaybı yapmamızı bekliyordu. Karabük ve TS maçları bu açıdan olumlu geçti bizim adımıza, umarım GS maçına kadar da bu şekilde gidebiliriz.

yilmaz dedi ki...

kalan 5 haftada 3-0'dan 3-2 dahil her türlü kanserojen galibiyete tavım. Kalan 5 maçı da yarım farkla da olsa biz kazanalım da ben(taraftarın büyük bir kısmını kastediyorum) acı çekmeye razıyım. (Size bir sır veriyim, böyle galibiyetlerden de artık keyif almaya başladım galiba :D )

Bu saatten sonra "vay efendim bjk çok zor kazandı, rakip 6-2 kazanabilirdi, efendime söylim son dakikada rakibin 3 tane direkten dönen topu var" şeklindeki yorumlar benim için yok hükmündedir.

Yoruq dedi ki...

Hayret Karcemarskas sakatmış. Ne hikmetse sene başından beri Antep-Karabük-Konya gibi takımlar fb-gs maçlarına yedek kalecilerle çıkarken bize hep as kalecilerle çıkmışlardı, o açıdan şaşırtıcı oldu bu sakatlık haberi.

ekozu1903 dedi ki...

Bu maç Ankaradaki en çok seyircinin geldiği maç olacak herhalde. Genelde çok satılmayan kuzey kale arkasının bile yarısı şimdiden satılmış. Güney kale arkası zaten dün bitti. Tribün baskısına en çok ihtiyaç duyulan döneme girildiğinde bu doluluk çok işe yarayacak.

Umit dedi ki...

sherlockholmes. tabii antepin 25 golle ligin en az gol atan takımı olduğunu da belirtmek lazım :) bu demektir ki 29 maçta duran toptan 11 gol atmışlar. daha sonra toplam 27 golle konya gelirken sonraki en yakın takım 34 gol atmış. diğer bir istatistik ise beşiktaş ve gs 4 defa berabere kalırken 5 beraberlikle bu alanda 3. sıradalar. ligdeki sıralamaları itibarıyle ya herru ya merru şeklindeler yani.

schwadorf dedi ki...

Normalde böyle şeylere dikkat etmem ama Konyalı oyuncular maç başından beri o kadar çok sayıda 2'ye 2, 3'e 3 pozisyonu harcadılar ki insan ister istemez birşeyler arıyor altında.

Umit dedi ki...

gs rekora koşuyor. ne rekoruna? 30. haftaları dolmak üzere ve halen kırmızı kartları yok! bari üstünü muşambayla filan örtseydiniz.

Walla gerçekten şu takımla yarıştığımıza 1 , kendi sahamızda bunlara yenildiğimize 2 kez inanamıyorum .

Yoruq dedi ki...

Bu aşağılık hakem yönetimleriyle bizim şampiyon olma şansımız maalesef yok. Adam en az 5tane ikili mücadeleye gs lehine faul çaldı. Gol pozisyonu üretmeden maç aldı adamlar. Konya'da Torje neden oyuna girmez anlamadım. Bu oyunun kopyası oynansın bizi yenersi Konya artık kısmet midir başka bir şey mi ben çözemedim.

Emre Toraman dedi ki...

UEFA'nın verdiği muhtıraya göre çok zorlu -minimum- 2 sezon geçireceğiz.

Atiba ve Sivok'la sözleşme uzatmak akılcı olabilir. İsmail Köybaşı ve Ömer Şişmanoğlu gibi planlarda görünmeyen oyuncular dönem dönem rotasyonda faydalı olabilir. "Beşiktaş'ın topçusu değil." vb. söylemleri ciddi biçimde rafa kaldırmak gerekiyor.

Doğaçlama yöntemlerle değil, eldeki kaynağı, senaryoları ve ihtiyaçları analiz ederek kadro mühendisliği yapacak bir akla en çok ihtiyaç duyduğumuz dönem olacak aslında.

Bir de FM oyunlarına yakın olanlar muhakkak biliyordur da, oynamayanlardan bilmeyenler vardır. Bahsedilen A listesinin dışındaki B listesine, 21 yaşının altındaki altyapı oyuncuları -bildiğim kadarıyla- herhangi bir sayı sınırlaması olmadan dahil edilebiliyor. Ümit Karaal, Furkan Yaman, Muhammed Demirci gibi isimleri değerlendirme yolları aramak her zamankinden daha elzem.

Şu listedeki isimleri de ayrı bir gözle izleyebilirsiniz artık:
http://www.transfermarkt.com/transfers/endendevertraege/statistik/2015/plus/

Umit dedi ki...

gs'nin 84. dakikadaki golünden hemen sonra sağ kanat oyuncusu djalma'nın oyundan alınıp yerine aynı bölgede oynayan kenardaki torje'nin yerine defansif özellikleriyle bilinen orta saha oyuncusu uğur inceman'ın alınması konusunu elbette değerlendirmeyeceğim. konya'nın teknik yönetimi bittabi en iyisini biliyordur çünkü. daha önce de söylediğim gibi, biz kendi göbek bağımızı kendimiz keseceğiz başka yolu yok. bu yüzden kendi maçlarımıza bakalım.

Yoruq dedi ki...

Ona ek olarak Töre-Tolgay gibi piyasası olan oyuncuları da elden çıkarmak zorunda kalacağız sanirim.Bu iş can sıkıcı oldu.

Bence UEFA karari harika oldu. Oncelikle mali disiplini muhakkak saglamak zorundayiz, kacis yok. Ote yandan "yildiz oyuncu" takintili taraftar ve bunu kullanip kulubun finansallarini yeniden baltalayacak butun potansiyel les kargalarindan kurtulduk. Transfer yasagi da uygulanabilirdi, boyle "satabiliyorsan daha ucuza alabilirsin" yoluna gittik. Yonetim ucuz bonservis, kiralama, ucuz sozlesme vs. kovalamak zorunda olacak. Yabanci siniri kalkmis olmasaydi hakikaten fena durumdaydik ama artik yerli bulmak gibi bir zorunluluk da yok.

Besiktas 2002 Turkiyesi'ydi, ayagina IMF geldi gibi aksak bir analoji kurulabilir. Ben gayet memnunum sahsen.

P.S.: cochise hocam, sana Twitter, eksisozluk, email vs. bir yerden ulasmak mumkun mudur?

Basar dedi ki...

Arkadaslar yurt dışında oldugum icin gündemi takip edemedim. UEFA kararı nedir? Bana link yollayabilir misiniz?

BJK4EVER dedi ki...

Daha once yazildigi gibi Antep gercekten kotu takim. Defansta Karcemarskas disinda sorun cikaracak vasat ustu bir eleman yok (ki o sakat), hucumda da en yetenekli oyunculari Muhammet Demir (onun da durumu ortada). Hucumda bize normal performans gosterirsek asla sorun cikartamayacak takim.
Buradaki en onemli nokta tipki Karabuk ve Erciyes maclarinda oldugu gibi kalabalik bir hucum hattiyla baslayip macin basindan beri rakibi zorlamak ve IBB macindaki gibi gereksiz bir kontrollu futbolu dusunmemek. Atacagimiz 1 gol zaten maci koparacagi icin o sekilde oynamamiz sart. Normal sartlar altinda puan kaybi bekledigim bir mac olmaz.

GS'nin maci almasi kotu oldu, Antep'ten sonra yine sicradi cekirge. Daha ne kadar sicrar bilmiyorum, ama haftalar da tukeniyor. Toki Arena'ya puan olarak onde gitsek fena olmazdi, kontrollu futbolu daha iyi oynuyoruz. FB'nin bir puan kaybi bizim icin moral olurdu, onlar kaybetse bari.

UEFA cezasi da buyuk etki gostermez bence. Stat masraflarini ve oyuncularin maasinin zor odendigini goz onune alirsak seneye zaten yuksek bedellerle oyuncu alamazdik bu seneki gibi, belki 1 tane o kadar. Son 2 senedir zaten dusuk maliyetle cok iyi oyuncular bulduk, yine kiralik veya bonservissiz iyi oyuncu buluruz, sorun degil. Tek sikinti su tranfer gelir-gider dengesi meselesi. Soyle bir 5 milyon euro'luk butcemiz olsa 3 tane 1-2 milyon euro'luk saglam adam bulurduk (misal Opare) yabanci kontenjaninin kalkmasi sayesinde, ama su an imkansiz. Kadroda kritik rol ustlenmeyen bir oyuncumuzu 4-5 milyon euro'ya satabilecegimizi zannetmiyorum.

BJK4EVER dedi ki...

Sinirlama kisaca su anlama geliyor;

Onumuzdeki sene Avrupa kupalarinda 25 yerine 22, sonraki sene 23 oyuncu kayit edebilecegiz. Bizim icin sikinti yok, zira zaten 25 kisiyi kullanmiyoruz efektik olarak.

Onun disinda sonraki sezon 10, ondan sonra max 20 milyon euro butce acigi verecegiz. Buradaki sikinti stat giderleri olur sanirim (kismen 2015'i kapsiyor maalesef). Buradaki merak ettigim nokta accounting period kullanimi. Ocak-Ocak kullaniliyorsa sikinti var, ancak aciklamada futbol sezonu uzerinden aciklaniyor izleme periyotlari, bu da muhtemelen Eylul-Eylul demek oluyor ki o zaman stat giderleri girmiyor ve sikinti olmuyor. Ki maas olarak baya iyi durumdayiz, stat gelirleri de gelince denk butce sikinti yasamayiz sanirim.

Onun disinda 5.5 milyon euro'luk UEFA gelirimiz temlik altinda. 4 milyon euro'yu sartlara uydugumuz takdirde geri odeyebilecegiz.

Benim ayriyeten merak ettigim nokta; aciklamada bir anlasmadan bahsediliyor. Bu anlasmadan cayip, 5.5 milyon euro'dan vazgecip sartlara uymama hakkimiz olur mu? Yoksa UEFA yeni bir arastirmayla ek ceza verebilir mi yeni olusacak duruma gore? Denetleme haklari ve sureleri tam olarak nedir bilmiyorum, ama bu da gozden kacirilmamasi gereken bir detay. Olasi ceza 5.5 milyon euro ile sinirliysa buyuk sikinti degil gibi gozukuyor.

Burada transfer ile ilgili demiyor veya geçmiş döneme dair bir ibare yok. Finansal yılda 20 m €'dan fazla zarar etmemeli diyor kısaca.

Bu 20 m €'nun içeriği nedir , hangi harcamalar giriyor , hangi harcamalar girmiyor , değerlendirme ne üzerinden yapılıyor onunla ilgili bilgi bulamadım ama finansal tablolarda Beşiktaş'ın 2014 ilk 3 ay tablosunda net 31 m tl zararı görünüyor. 11 m € civarında . Düzenli stad geliri olmadan yapıldığını düşünürsek az biraz düzenli gelirle işlerin rayında gidebileceğini düşünüyorum . Oğuzhan-Töre-Olcay üçlüsünden biri satılıp bedava yabancı ile yerlerini doldurmak da gayet mümkün.

kokocambo dedi ki...

Erkenden konuşuyoruz ama, herkes yetenekli oyuncular üzerinden gitmiş. Sağlıklı bir veli'nin, 2-3m.€ civarında çok rahat satılabileceğini düşünüyorum. İdeal olmasa da, şartlar içerisinde makul fiyatı bulan 2-3 türk oyuncuyu (ör.veli-ersan-şişman belki franco) satıp yerlerini bonservissiz ama f/p olarak bizi daha yukarıya adımlatacak yabancılarla doldurmak en güzeli. Bizim için iş, resmen FM'e döndü.

kokocambo dedi ki...

Bu arada, başkan'ın divan kurulu'nda gs'nin uefa'nın şartlarını karşılayamadığını ve hepimizin tahmin ettiği üzere avrupa'ya kabul edilmemesinin çok muhtemel olduğunu; fb'nin ise, son 2 sene avrupa'da olmadığı için denetime tabi olmadığını, ancak olursa onların da işlerinin çok zor olduğundan bahsetti.

diğer kulüplerimizin de aldığı cezalara bakarsak, uefa kulüp yönetim tarzımızda demokles'in kılıcı diyebiliriz. tff'nin bu minvalde tasarruflarını ilerleyen süreçte göreceğiz ama tabii ki soru şu; "yine nasıl kılıfına uyduracaklar?"

BJK4EVER dedi ki...

Kilifa uydurma soz konusu olamaz. Bu konu direkt UEFA'yi ilgilendiriyor ve yetki alanina giriyor, sike surecindeki gibi federasyonun ort-bas etme olasiligi yok. Biz nasil sikinti yasadiysak onlar da yasayacak.

Bu arada basket macinda taraftar yine olay cikartmis; harbiden ne cekiyoruz su taraftardan arkadas. Sen sene boyunda 1 tane maca gelme, anca derbiye kufur edip desarj olmak icin gel; sonra takima tepki goster bir de utanmadan. Keske yeni stadi komple loca yapsaydik, su tinerci tayfadan kurtulmus olurduk bari.

Umit dedi ki...

kulüpten resmi yalanlama gelmeden ben yazayım: bugün bazı haber kaynaklarında halen futbolcumuz olan bir isim üzerinden haber yapılarak "yönetimin uefa ile yaptığı anlaşma gereği" lafzıyla kendisiyle sözleşme yenilenmeyecek olması gerçeği yansıtmamaktadır. uefa ile varılan uzlaşma kapsamında bu haberde bahsedildiği gibi oyuncu transferine yönelik bir yaptırım bulunmamaktadır. varılan uzlaşma ise avrupa liglerinde oynayacak oyuncuların sayısının bildirimi ile ilgilidir. kamuoyuna saygılarımızla arz ederiz". netçe itibariyle daha kaç yalanlama gerekir, bi zahmet yazanlar düşünsün.

Umit dedi ki...

sınırlama yok dedik ama varmış. ama öyle bodoslama değil: "Şirketimiz, bu anlaşma süresince, UEFA A Listesine dahil edilebilecek yeni oyuncu transferlerinde belirli bir sınırlandırmayı kabul etmektedir. Bu sınırlama, sezon bazında net transfer gelirlerinin (transfer gelirleri-transfer harcamaları) pozitif olması şartını içermektedir. Bu sınırlama, önümüzdeki sezonlarda bu anlaşmada yer alan operasyonel ve mali kriterlere uyum gösterilmesi durumunda 2017/18 sezonunda kaldırılacaktır. Halihazırda UEFA 2014/15 A listesinde yer alan oyuncular ile, sözleşmesi bitmiş ve serbest oyuncular ile imzalanacak sözleşmeler bu sınırlama kapsamında değildir.". yani serbest oyuncuları alabiliyormuşuz.

haydi beşiktaş...haydi diyorum başka bir şey demiyorum bu saatten sonra....

Umit dedi ki...

sinirden elim ayağım esiyor resmen. bu nedir yahu. ekranda resmen zafere kaçış filmini izliyoruz. hakem anteplilerin vurdulu kırdılı elli kollu müdahalelerine oyna işaretiyle yol verirken uyduruk bir de gol attırdı. yetmedi beşiktaş defansına alakasız 2 sarı kart. bu kadar belli etmeyin artık. gerçi etmeseniz nasıl yapacaksınız. töre'ye de gıcık oldum. az biraz yanına sağına soluna bak arkadaşım. mahalle maçı yapılmıyor orada.

BJK4EVER dedi ki...

Beni asil kizdiran sari kartlardaki standartsizlik arkadas. Bir Serdar ve Sivok'un kartina bak, bir dun Gokhan Gonul ve Caner'in ve Melo'nun haftalarca gormedigi sari kartlara bak. Acikcasi ikinci yari ayni sertlikle karsilik vermek gerekir rakibe. Madem el-kol-itmek vs faul degil, aynisini yapacaksin, hakem faul verirse de onceki pozisyonlari hatirlatip tribunlerin onune atacaksin, gereceksin hakemi, sike sike etkileyeceksin. Bu tur piclikleri yapmakta saf kaliyoruz bazen. Mesela dun FB 2-3 pozisyonda sari kart gorme pahasina kontra atak kesti, biz sagbekimizin oyun disi kaldigi ortamda 1 faul yapamadik; gole davetiye cikardik.

Neyse, sonucta skor 1-1 ve karsimizda cok kotu bir takim var. Beklemeden Atiba veya Olcay'i cikartip Cenk Tosun'u alarak baskiyi arttirmak gerek. 2.yi atamadigimiz her dakika rakip ve hakem daha direncli hale gelecek.

BJK4EVER dedi ki...

Gecmis olsun. Tam olarak neden Bilic'in asla buyuk bir antrenor olamayacagini belgeyelecen mac oldu. Cift forvetle haftalarca mac kopartiken eski klasik sisteme dondu. Yetmedi yine oyuncu degisikliklerini gec ve yanlis yaparak takimin anasini sikti.
Kimse kadro eksikligi falan demesin arkadas. Elinde Frei gibi adam eksiltecek bir oyuncu var, sen kalkiyorsun Mustafa'yi aliyorsun, ustelik forvet yerine sol kanada koyuyorsun (uzatmalarda cizgide kaptirdigi top tam anlamiyla ozet gibi). Kilit atacak Oguzhan varken tam tamina 5 dakika forma sansi veriyorsun. Elinde Cenk Tosun gibi tek vurus ustasi varken minimal duzeyde forma vermek icin elinden geleni yapiyorsun.
Dunku Hamza Hamzaoglu ve Ismail Kartal bile degisikliklerle takimlarina mac kazandirirken bizim 2.5 milyon euro'luk antrenorumuz hala amator duzeyde mac yonetir. Yazik arkadas, su emege yazik. Bu macla da 3.lugumuz tescillendi maalesef. FB macinda firsati teptik, bu macla da pekinlestirdik. Gecmis olsun hepimize. Yine ucuncu bitirdik ligi.

Basar dedi ki...

Söylenecek eleştirilecek birsey yok! Sadece Mustafa girmese daha iyiydi sanki.

ozkankaya35 dedi ki...

Rakip ve hakem psk.oynayamiyoruz...bence biraz zeka geriligi var...sosa dembâ...ben istemiyorum sahsen...paraya cevrilsinler... 10 kisiye baski kuramadik...adamlar 1 puan aldik kumede kaldik diyorlar...gollerine biraz cok sewindiler...bence tesvik almis olabilirler...baskan olsam bilicle calismam...verimsiz bir takimiz....ba...sosa...tore satilabiliyorsa satilsin...,diego ribas mac kazandirdiki...sewmem kendisini...

Umit dedi ki...

skandallarla dolu bir maç oldu. önce beşiktaş adına olanlar: 1) istisnasız olarak futbolcuların tamamının içine batuhan kaçmış. nedir bu topu alanın bencilliğe girme çılgınlığı. evet şut lazım dedik ama böyle kontrolsüz ve salakça denemelerden bahsetmedik. 2) biliç değişiklikleri geç yaptı. ama öyle böyle geç değil neredeyse maç biterken yapacaktı. 46. dakikada cenk’i soksan bir tarafına mı yapışacak. olcay veya tolgay’ın çıkması da başka bir yanlıştı. sosa çıkmalıydı. tıpkı böyle kalabalık defansta oğuzhan’ı geç alması ve kerim’i denememesi gibi. kapanan rakibe karşı mustafa’ya hiç gerek yoktu. 3) demba ba’yı golcü diye aldık kanser yapıcı asbest tozu çıktı. o pozisyonları harcayan adam isterse her maç kendi kalesinden şut atıp gol yapsın. hiçbir değeri yok. maç boyunca da gezinip durdu. medyanın yazdığı gibi öyle araplar 15-20 veriyorsa hiç durmadan satılmalı. 4) mustafa pektemek tam bir el freni. bu maçta tüm fren özelliklerini gösterdi. topu kaybetme, taşıyamama, adam geçememe gibi (bir pozisyonda 3 kişiyi geçti ve önü boş, ama göremediğinden olsa gerek geriye döndü adam) otomatik viteste yokuşta kaydırma tavırlarına bir de yine artık gelenekselleşen şekilde kendi kendini sakatlayıp baskılı oyunun durmasına yol açtı. gitse de kurtulsak diyeceğim ama vatandaşın rest çekmesiyle bir de ücretini yükseltip yeni sözleşme imzaladık. hakem müessesesi adına olanlar: 1) ilk yarıda antepli oyuncuların el, dirsek ve bacak gibi bilimum aparatla yaptıkları hareketlerin çoğuna faul çalınmadığı gibi beşiktaşlılara alakasız 2 kart gösterildi. bu faul verilmeyen pozisyonlardan biri de beşiktaş kalesinde gol oldu. böylece ikinci yarı verilmesi gereken pozisyonlara kart gösterilmesi total eyyamdan ibaret kaldı. 2) ikinci yarı çizgi hakeminin gözü dibinde bariz çıkan ama taç verilmeyen topla az daha gol yiyorduk. seyirci gördü ama nedense yan hakem görmedi. 3) yine ikinci yarı 2 antepli oyuncu birbiriyle çarpıştı ve top kornere gitti ama aut kararı verildi. haydi yanlış gördün, kendi arkadaşıyla çarpışan antepli nasıl sakatlandı onuda mı görmedin. 4) beşiktaş’ın her kullandığı serbest vuruş ortalama 1-1,5 dakikada atıldı. nedeniyse hakemin sosa’nun önünde durup ona ve/veya rakibe ağır, garip ve gereksiz uyarılar yapması. sosa bayağı tepki verdi zaten. 5) antep kalecisi futbol tarihinin en ağır autlarını kullandı ve bunu 20 defa yaptı. nedense uyarı almadığı gibi ancak 90+2’de kart gördü. rakip takım adına olanlar: elbette topunu oynayacaksın ama düşme tehliken yok. rakibi sakatlayacak kadar sert oynamaya ve oyunu yavaşlatıp durdurmaya ne gerek vardı. hele kırmızı gören oyuncunun sahayı dikine değil de enine terk edip bir de tekrar içeri girmesi vardı ki, işte o tam bir skandal oldu. netçe itibariyle şampiyonluk gitmiş oldu. sağlık olsun. ben de önümüzdeki sezon ligtv’ye bir daha abone olmayıp la liga’yı seçenler kervanına katılacağım.

Armagan dedi ki...

genç takım stres kaldırabilecek düzeyde değil, maalesef bilic de öyle.olay, geçen haftalarla psikolojik savaşa döndü ve liderlik sıfatı üzerimizde yük oldu artık bu hafta.belki de geriden takip etmek oyuncuları daha çok motive edecektir.

hata yapıldı mı,yapıldı.ama şu an üstünde düşünecek yer değil.3. olsak da 73+ yakışır bu takıma,oyununu sahaya yansıtabilen takıma.sonuna kadar gidilmeli,1 puan alındı denilip geçilmeli.

yıl sonunda burada yapılan hatalar tartışılır ama şu an destek zamanı,hem de hiç olmadığı kadar.

GeceGezgini dedi ki...

Yine boşa geçen, çöpe atıan bir ilk yarı oynadık. Rakibi 2.gölgede hiç prese boğmuyoruz, ikinci yarı aklımıza geldi bu.

Ve Tolgay 'ın çıkmasıyla maç bitmiş oldu.

BJK4EVER dedi ki...

Takim nersi gencse artik. Gunay ve Tolgay disinda genc diyebilecegimiz 1 tane oyuncu yoktu bugun, ki Gunay'a hic is dusmesi, Tolgay da sahanin en iyilerinden biriydi. Oyuncularin neredeyse tamami 26-27 yasindan buyuk vea cogu Besiktas'ta veya buyuk bir kulupte asgari 2-3 senelik tecrubeye sahip. Bikmadik su genc takim, tecrubesiz takim safsatalarindan.

Yoruq dedi ki...

Şaka mı yapıyosunuz arkadaşlar son haftaların açık ara en iyi oyununu oynadık. Zaten bunları falan konuşmaya gerek yok bu hakemlerden sonra. Puan kaybında illa hata bulacaksınız diye bir kaide yok, olmayınca olmuyor işte.

turkkant dedi ki...

Kazanacak kadar oynadık, aşırı eleştirilecek bir şey yok. Hakem hataları da dezavantaj yarattı.

Yine de ben olsam, çift santrafor başlardım, artık bu haftalarda Töre tarzı "yüksek ego-düşük tecrübe" riskine girmezdim.

Aynı şekilde, Olcay-Tolgay değişiklikleri de doğru gelmedi bana. İlla santrafor alacaksan, o dakikada Olcay'ı sağ beke çekebilirdin, rakibi açmak için ofansif bek katkısı önemliydi...

Benim kafamdaki yegane şampiyonluk formülü şuydu: GS ile berabere kal, diğer maçlarını kazan. İlla ki diğer ikisi kalan maçlardan birinde puan kaybeder şampiyon olursun.

Şimdi deplasman GS galibiyeti olmadan şampiyonluk şansı neredeyse kalmadı. Biliç'in ve bu kadronun geçmiş derbi karnesi göz önne alındığında bu ihtimal bana pek olası gelmiyor...

Şimdiden olacakları görür gibiyim. Biliç her zamanki derbilere özel dahiyane "kontrollü oyun" taktiğiyle oynayacak, düşük tempo Melo-Selçuk başta olmak üzere GS'nin işine gelecek, seyirciyle bastırıp defansif hatadan 1-2 gol atacaklar. Ondan sonra kavga dövüş maçı alacaklar.

Umit dedi ki...

bu maçta iyi oyun oynadık sözü gayet göreceli olaylara bakar. çünkü futbol gibi bir oyunda iyi oyun rakibe göre oynayıp sonuç almaktır. bu maçla ilgisi olmamak kaydıyla, gerekirse bazen 70'lerin ingiliz doldur boşaltıyla da olabilir. cenk'i 81. dakikada niye oyuna alıyorsun. işte karabük maçında olduğu gibi bir top gelir de çakar diye. o maçta 90+6'da attığın goldeki şansa güvenmek midir takım yönetimi. diyeceksiniz ki her takım böyle şanslara güvenir, hele ki maçın sonlarına gelmişsen. peki diğer alternatif. yani cenk'in ileriyi çok daha erken çiftlemesiyle ortaya çıkabilecek şanslar. bakınız şunu kaçırıyoruz. inanılmaz goller kaçtı evet. ama bu kaçan gollerin neredeyse tamamının arka planında orta alandaki tolgay-sosa ikilisinin eforları var. sen bu adamlara herşeyi böyle yüklersen hücum anlamındaki katkılarını da engellersin. bu yüzden takımın shift etmesi gerekiyordu, oynadıkları oyun olarak her ikisi de kötü olmasalar da tolgay'ın yerine sosa çıkmalıydı. çünkü adamın kafa yapısına uyacak bir oyun yoktu ortada. oluşan durumda atiba daha gerideyken tolgay'ın dikine gitmesiyle hızlı bir şekilde top ceza alanına gönderilecekti. çünkü beklerin hücum performansı vasatın da altındaydı. bir ara baktım dakika 88 gibiyken atiba'ya ceza alanı çizgisi önünde şut attırmaya çalışıyorlar. hakem filan tamam da, hakemin yaptığı bariz işlere rağmen galip gelinemeyecek bir maç değildi. dediğim gibi sağlık olsun. ama beşiktaş ders çıkarmakta çok yavaş davranan bir takım halinde. sorun bu.

turgay dedi ki...

oyuncu değişikliklerinde bence eleştirilecek tek nokta tolgay'ın oyundan çıkışı. bence de orada 3 puanı kaybettik. bunun dışında şampiyonluğa oynayan bir takımda bencillik olmamalı. hele puan farkları bu kadar azken asla olmamalı. ilk yarıda gökhan olcay'a vermedi boş kaleye girecekti olcay, sonra da demba ba motta'ya vermedi o da kaleciyle karşı karşıya kalacaktı. 2-0 olsa çok farklı bir maça giderdik ama bencillik bizi maalesef şampiyonluktan etti. ayrıca çok fazla gol kaçırdık. bu kadar gol kaçırma lüksümüz yok bizim. tolgay çıkacağına demba ba bile oyundan çıkabilirdi. maalesef demba ba son haftalarda çok formsuz. 2 metreden dahi gol vuruşunu yapamadı. bu anlar için orada oluyor ve eline geçen fırsatı tepti maalesef. neyse olan oldu artık 4 maçı da kazanabilir miyiz ? bence çok zor.

Ekrem Ph.D. dedi ki...

Yakaladıklarımızdan (rahat 10 tane falan saydım ben) 2 tanesini gole çevirsek, maç 3-1 bitse burda takıma saydıranların %90'ı ses çıkarmayacaktı. Skora göre yorum hastalığından kurtulamadı bizim taraftar bir türlü. Şu ana kadar yaptığımız en iyi şeyi, yani gol pozisyonlarını yüksek oranda gole çevirme işini bu maçta yapamadık (artık telaştan mıdır, aceleden midir, baskıdan mıdır ne derseniz diyin), olayın özeti budur.

Ekrem Ph.D. dedi ki...

Hala şurada oyuncu değişikliği diziliş vs konuşanlara da hayret ediyorum. Arkadaş sen zaten 10+ pozisyonu kale ağzından atamamışsın, kıçına çarpmış başına çarpmış olmamış. İstediğin dizilişle oyna, 5 pozisyona daha gir, sakin kalıp topu kaleye sokamadıktan sonra ne farkeder...

Yorum Gönder

Ara