.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

25 Ocak 2015 Pazar

STSL17 / Gençlerbirliği - Beşiktaş


Tarih: 26 Ocak 2015 Pazartesi, 20:00

Stadyum: Ankara 19 Mayıs

Hakem Hakkında Bilgi: Mustafa Kamil Abitoğlu

Sakatlığı Bulunan Oyuncular: Cenk Gönen, Tomas Sivok, Veli Kavlak, Jose Sosa, Mustafa Pektemek, Cenk Tosun, Gökhan Töre (Şüpheli)

25 Yorum:

alper dedi ki...

Töre'nin 1.4m, Olcay Şahan'ın 1.3 aldığı yerde Tolgay'a 2 veremezsin.
Hayırlı olsun Ts'ye.Biliç ayağına gitmedi en azından ve parayı kaptırmadık boş yere.

alper dedi ki...

Bu TS kayyuma devredilir yakında.UEFA dan ceza da alırlar finansal durumdan dolayı.Tolgay-Ersun-Erkan vs elde patlar.

Duygun Yarsuvat 2023 e dek gelirimiz yok diyor.

FB nin borcu açıklandı aşağıda arkadaşın biri değinmiş.

Yeni stat ile birlikte bundan sonra sadece mayıslar değil her sene bizim.

alper dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
turkkant dedi ki...

Tolgay transferinin olmaması önümüzdeki 6 ay için bir kayıp, sonrasında zaten daha iyisi bulunur.

Oyuncu da bence mantıklı hareket etmiş. Sonuçta adam 10 sene daha para kazanacak ancak, Beşiktaş'tan aldığından 5-6 trilyon fazlasını kazanacak. Sonuçta Trabzon zaten senelerdir FB-GS-BJK'nin feeder club'ı gibi... Satın alma opsiyonu koymuşsa, iyi performans gösterirse 2 seneye GS'ye filan gidebilir. Ki adam da GS'liymiş zaten...

Devre arası transfer dönemi benim için hayal kırıklığı oldu. Bu sene şampiyonluk yolunda takımın en büyük sorununun deneyimsizlik olduğu apaçıktı, ama biz "deneyim satın alacağımıza" gençlere yatırım yaptık. İki oyuncu da forma irene kadar sezon biter. Bu sezon ciddi bir katkı vermezler. Tolgay da ne kadar verirdi? En azından Veli-Atiba'ya daha güvenilir bir alternatif olacaktı...

alper dedi ki...

TS Tolgay transferinden vazgeçmiş.Var bu işte bir iş ama ne?Piç gibi ortada bırakcan aslında o çocuğun babasını.

BesiktaskUlan dedi ki...

Bu saatten sonra Tolgay transferine karşıyım.

TS ile anlaşıp, hala para için Beşiktaş'ı arayacak kadar gözü dönmüş bir adam ve onun oğlundan kimseye fayda geleceğini sanmıyorum.

Üstelik babasına bile 1 milyon para vermeyi kabul eden bir kulübü sırtından bıçaklayanlar, Beşiktaş'a asla yakışmazlar.

Fazla imkanımız ve seçeneğimiz yok ama umarım bunu da atlatırız.


Tolgay transferindeki tavrımız umut vaad etti gerçekten. Gerçi Erdal Torunoğulları transfer için gitti deniyor ama hiç gerek yok.

Böyle adamları şu güzel ortama sokmanın anlamı yok. Karakter olarak zayıf bir insan olduğu belli.

Arada milyon € fark olduğu söyleniyordu iş bu biçimdeyken kesinlikle Trabzon'u tercih etmesinde anormal bir durum yok. Tekrar Beşiktaş'ı devreye alıp 3-5 daha koparmanın peşine düşünce yakayı ele verdi.

Bırak abi , seneye 500 bin €'ya Kasımpaşa'ya gelir bir güzel.

Unknown dedi ki...

romantik davranmaya gerek yok, tolgay gibi bir (hatta birden fazla) oyuncuya ihtiyacımız var, yarın veli'nin yerine kim oynar diye hepimiz kara kara düşünüyoruz. kadro derinliğini arttırabilmek adına önemli ve yeterli bir transfer olacak bu adam. trabzonspor en başından itibaren olayı sulandırma peşindeydi; gs'nin elinden uğur'u aldık, fb'nin elinden erkan'ı aldık, beşiktaş'ın elinden ise tolgay'ı aldık gibi taraftarlarının gözünde popüler olma çabalarının peşinden koştular (bkz demirören transferleri). biz en başından beri durduğumuz yerde durduk büyük ihtimalle, oyuncunun menajeri babası şusu busu illa ki kıvranacaktır, mühim olan bizim nasıl davrandığımız. ayrıca oyuncunun kendisi değil bu davranışları yapan. bu sanırım bu transfer dönemindeki son transferimiz olacak..

kısaca olayın ne olduğunu daha bizim yöneticilerimizden dinlemedik, peşin hükümlü olmayalım derim. medyanın gazlamalarına gelmeye gerek yok.

Unknown dedi ki...

bir çift sözü de ahmet kandemir için söylemek gerekiyor artık.

öncelikle berbat derecede dengesiz bir takım kurdunuz. dış oyuncular belirli ölçüde yetenekli oyuncular, bazı şeyleri iyi yapıyorlar ancak savunmada oldukça yumuşaklar, bunu tolere edebilmek için uzunlarının sert olması gerekli ama aksine bajramoviç ve jj johnson oldukça yumuşak oyuncular, armstrong ise dengesiz bir adam, bir oyun standardı yok. ben sahaya çıkan takımda genel olarak güvenilir bir uzun göremiyorum.

oyun setimiz lofton atsın diğerleri tutsun olsa gene kabulüm olacak ama ne lofton atabiliyor ne de diğerleri tutabiliyor. sorun sanki başka yerde artık? bilmem anlatabildim mi? takımdaki oyuncular koçu saymıyor, sevmiyor veya inanmıyor. litvanyalı ortalama herhangi bir koç ile şu takımla çok daha iyi sonuçlar elde edebiliriz.

Emre Toraman dedi ki...

Tolgay konusunda ben de kestirip atalımcı değilim. Bu biraz da "halihazırdaki alternatif hedef kim" sorusunun cevabından kaynaklı.

Bu şark(şark denir de futbolda brezilyalı denilmesi daha doğru sanırım) kurnazlığına prim verilmemesi, teklifte artışa gidilmemesi kesinlikle doğru bir davranıştı ama mevcut teklifi geri çekmek için de yeterince şart oluşmadı bence. Önerilen sözleşmede küçük de olsa bir indirime gidilmesi ise gayet yerinde bir davranış olabilir.

Ancak başta dediğim gibi, bu yorumlar alternatifimiz olmaması koşuluyla geçerli. Franco, Atınç, Ersan, Milosevic 4'lüsüne sahipken, şu durumdaki bir Sivok'tan sezon sonuna kadar faydalanma ihtiyacı duymamız epey düşük ihtimal gibi görünüyor. Transfer sezonu çok ilerlemeden gerçekleşecek bir fesihte sezon sonuna kadar alacaklarında da indirime gidecektir. Listemizde Tolgay'la benzer performans beklenebilecek ve maliyetiyle zorlamayacak bir yabancı varsa Tolgay'ın önüne geçmiş olması gerekiyor bu son olaylar neticesinde.

Tolgay'ın, yakın performanstaki alternatiflerinden avantajı, yerli olması dolayısıyla Atiba'nın yerine kullanılınca Opare'ye yer açması olacaktı. Ama Opare'nin ne vereceğini bu kadar bilmiyorken çok da büyük dert değil yani.

Mayor dedi ki...

Tolgay konusunda biraz fazla duyarli herkes. Buna benzer cok transfer hikayesi gorduk gecirdik, boyle seyler oluyor. Takimlari fiyat icin birbirine dusurmek menejerlerin esas isi zaten. Babasi da ya bunu yapmaya calisti ya da hicbir zaman kesin evet demediler ancak degerlendirmek istediler. Trabzonun teklifinin kabul edildigini Trabzonlular ilan etti bildigim kadari ile Tolgay veya babasi bu is bitti demedi.
Simdiden adami yaftalamak dogru olmaz.
Hayirlisi olsun.

YSY dedi ki...

Bize lazım olan bir transfer yaptık ama bu çocuk pek içime sinmedi. Ne bileyim baştan beri bir öyle bir böyle. Birde gs liymis buda şartlı bakmama neden oluyor. Aslında mantığım bu konuya takılmamam gerektiğini söylüyor çünkü biz de takımın içinde gerçekte kimin hangi takımı tuttuğunu bilemiyoruz ama duygusal yönüm de sartlandiriyor beni.

BesiktaskUlan dedi ki...

@YSY ile aynı fikirdeyim.

Bunun duygusallıkla, romantik taraftarlıkla ilgisi yok, transfere bakış açısıyla ilgisi var.

Adamın menajeri, "Tolgay'ı 2016'da satmak için" izin almış TS Başkanından. Bu kadar planlı bir adamın takım içinde yaratabileceği -yaratır demiyorum- sıkıntının ihtimali bile mide bulandırıcı.

2016 Ocak'ında, "Tolgay, Beşiktaş'tan ayrılıyor!" haberleri ile uğraşacağız demektir.

Kulüp ve yöneticilere her türlü ahlaki ve etik kuralları dayatırken, söz konusu futbolcu olunca, "böyle şeyler olur" demek de doğru değildir. Adam, TS'ye imza atmak için otele giderken Beşiktaş'la görüşüyor, anlaşamayıp, teklif az gelince imzaya gidiyor.

Niye futbolcu yapınca "olur böyle şeyler" diyoruz da aynısını TS - BJK yönetimi yapınca yerden yere vuruyoruz? Uluslararası kurallara göre "önce kulüple anlaşmak" gibi şartlar getirilirken, futbolcuların bunlardan mahrum olması ve her türlü ahlaksız eylemde bulunmaları ne kadar doğrudur acaba?

Mesele hangi takımlı olduğu değil, tek ayak üstünde elli yalan söylemesidir.

Yoksa Beşiktaşlı her futbolcunun ahlakına ve kişiliğine kefil olmak durumunda değiliz, umurumuzda da olmaz, fakat bu çocuğun yaptığı futbolu katletmektir, Beşiktaş'ı kullanmaktır.

Madrid bile 16 yaşındaki çocuk için dünya kadar takımla yarışıyor, ama onun bile bir yol yordamı var.

Bu kadar ahlaksızlık doğru gelmiyor bana, hiçbir zaman gelmeyecek de...

Daha şartları görmedim, umarım TS'nin rakamlarına yaklaşılmamıştır, aksi taksirde kendi çapımda büyük olay çıkartırım, 2 milyonluk adam değil.

"Alternatifi yok" fikrine de katılmıyorum, Beşiktaş'a her aman gereken kişi bulunabilir. Sırf bir adam en iyi seçenek diye, her türlü saçmalığa boyun eğmek bana göre değil.

Umarım güzel futbol oynar, ben de onu alkışlarım fakat bu transferde yaptıkları -tekrarlıyorum, kızıştırma değil, ikiyüzlü davranma- hiçbir zaman unutmayacağım şahsen.

2016 yılında bakalım kime gidecek...

schwadorf dedi ki...

@BesiktaskUlan

Menajerinin 2016'da satmak için opsiyon koydurduğu doğru ama opsiyondaki rakam 6-8 milyon Euro. 500 bin Euro'ya alıp bu paralara satacaksak uçak biletini ben cebimden karşılarım.

Açık söyleyeyim, oyuncuyu bir kere bile oturup izlemişliğim yok. Youtube videolarını açıp analiz yapacak da değilim. Tanımadığım her oyuncu gibi temkinli yaklaşıyorum. Sadece ihtiyacımız olan bir mevkiye alındığı ve iyi bir Bundesliga tecrübesi olduğu için olumlu bakıyorum Tolgay'a. Bunları yazdım ki mesajımın geri kalanında direk oyuncuyu savunuyormuşum gibi algılanmayayım.

Bence bu transfer sürecinde kullanılan biz değil Trabzon oldu. Bunu yapan da oyuncunun kendisi değil babası diye tahmin ediyorum.

Aşağı yukarı 2 haftadır bizimle imzaların an meselesi olduğu basında yazılıp çiziliyordu. Hamburg'un sportif direktörü bile "Beşiktaş bizimle ve oyuncuyla anlaştı, her an imzalar atılabilir" diye açıklaması vardı. Onu da geçtim, hafta başında Tolgay'ın bizzat kendisinin "Beşiktaş'ta oynayacağım için çok sevinçliyim" demeci var.

TS başkanı fiyat arttırmak için kullanıldıklarını anlayınca rezillikleri ortaya çıkmasın diye kültür uyuşmazlığı gibilerinden bahaneler uydurup vazgeçtiklerini açıkladı bence. Yoksa Tolgay'ın Beşiktaş'ı istediği uzun zamandır belliydi. İHO'nun söylediği gibi Trabzon'u istese ilk günden beri yarı parasını teklif eden ve bir kuruş arttırmayan Beşiktaş ile hala görüşmeye devam eder mi?

TS başkanı, yöneticisi filan televizyona çıkıp car car konuşuyorlar da süreci bir de bizimkilerden dinleyelim bakalım. Ondan sonra anlarız işin doğrusunu. Adamlar sıcağı sıcağına ilk günden bütün televizyon kanallarına çıkarak kamuoyu algısı oluşturmaya çalışıyorlar net bir şekilde.

Emre Toraman dedi ki...

ahmet nur cebi'nin "quaresma personelin ustune isiyormus dogru mu baskanim"li roportajindan sonra bana ilk kez, hem de toplamda bir saate yakin beyaz tv izlettin ya tolgay; cok dikine gidip baskidan cikman, beklerin kosuyoluna oyun kurman gerekecek cok.

BesiktaskUlan dedi ki...

Ben de baştan belirteyim, Beşiktaş'a gelen her oyuncunun başarılı olmasını isterim. Hiçbir zaman, "kötü duruma düşsün, bir tekme de biz vuralım" diye beklemem, kin tutmam, haklı çıkmak uğruna pusuya yatmam.

Keza başarılı olduğu zaman zoruma gitmez, çünkü futboluyla ilgili tek bir söz etmedim, kişiliğinden bahsettim. İkisinin aynı yönlü olması gerekmez, futbol tarihi tam tersini işaret eden onlarca futbolcu ile dolu... Ayrıca ben de doğru düzgün izlemedim kendisini.

TS'nin kamuoyu yaratma çabasına katılıyorum fakat bu kadar detaya inilen bir görüşmenin sadece "varsayımdan" ibaret olduğunu düşünmüyorum. Yoksa İHO'nun, ANÇ için söyledikleri tamamen saçmalık, onun ayrımına varmak gerekiyor.

1- Bahsi geçen açıklamalarda bir samimiyet göremiyorum, eğer öyle olsa, TS ile sabahın 4'üne kadar sözleşme görüşmesi yapmazdı. Elbette herkesle görüşmek hakkıdır, ona bir itirazım yok, fakat bu durum, söylediği tüm sözleri boşa çıkarır. "Ben Beşiktaş'ta oynamak istiyorum ama TS beni yoldan çıkardı, tü onlara" gibi bir bahane sunulamaz herhalde. Hafta boyunca "Beşiktaş'ta oynayacağım" diye mesajlar yollayıp sözleşme imzalamaması da -ki rakam sabitti- TS ile görüşme halinde olduğunun, Beşiktaş'ı cepte gördüğünün kanıtıdır.

2- Buradaki sorun çift taraflı oynama çabası değil, bunu bir saat içinde yapacak, iki tarafı da durumdan haberdar etmeyecek ama ikisini de birbirine karşı kullanacak şekilde yapmaktır. Burada kullanılan TS olsaydı, 2.5 milyon euroya imza atmak için yanıp tutuşmazdı. Tamamen şansımız yaver gidiyor, yönetim akıllıca davranıyor, fiyat yükseltmiyor ve TS bunu duyup vazgeçince ihale bize kalıyor. Yoksa otel odasına TS'ye imza atmaya giriyor. Nerede kaldı, "Beşiktaş için oynamak istiyorum" sözleri?

Bizi ilgilendiren kısım tuttuğu ya da oynamak istediği takım değildir, sadece bir otel odasında katakulli çevirecek kadar şark kurnazı olmasıdır. Yoksa istemese dahi alabiliriz, buna itirazım yok.

Fakat Avrupa'da dahi böyle bir transfer hikayesi duymadım, o zaman demek ki yanlış bir nokta var, büyük bir hata yapılmış. Bu işin bu kadar ahlaksızca yapılması gelecek için kuşku uyandırıcı. TS'ye 10 milyona anlaşmışlar, bizde serbest kalma maddesi 5 diyelim, buna sevinirim, gelsin satsın. Fakat o süreçte bu adamın bize ne kadar faydalı olacağı tartışmalıdır, kiminle ne görüşecek, sahaya futbol oynamak için mi çıkacak, yoksa 1 sene aylak aylak gemzeyim, hem para gömeyim, hem de başkalarına ihale olayım, diye mi bakacak? Biraz acımasız gelecek ama bu menajer oyunundan sonra benim fikrim buna kaymış vaziyette. -Umarım yanılırım-

Ayrıca babası, menajeri, kardeşi, akrabası bizi ilgilendirmez. Burada hepimiz 50'lik delikanlılar değiliz, 24-25 yaşında eşek kadar adam sorumluluk alacak kıvamdadır. Koca koca yaşıtımız -benim değil ama dayısı da sayılmam- sayılacak adamlara çocuk muamelesi yapmayı kabul etmiyorum. Bunların masum-günahsız yavrular olduğunu düşünmüyorum. @schwadorf senin bunları kast etmediğini biliyorum, genelleme yapıyorum.

Beşiktaş'ı, TS rakamı yükseltsin diye kullandı, TS'yi de BJK artırsın diye kullanmaya çalışıp yolda kaldı.

Menajeri kim ise tebrik ediyorum, Türkiye'yi gerçekten çözmüş.

Umarım faydalı olur, goller atar, şampiyonluk şarkıları söyletir.

Fakat ahlaklı ya da -babası etkilemişse- akıllı bir adam olduğunu düşünmüyorum.

Bu tarz transfer hikayeleri nedense sadece bizim ülkemizde oluyor, ya Avrupa etiklik konusunda kırılıyor ya da bu işin raconuna kimse uygun davranmıyor.

Yine yap görüşmeni ama, "Başkanım, beni de uçakla alsana keh keh keh" gevşekliğiyle, adamları evine alıp çocuğunu sevdirmekle, sabahın 4'üne kadar sözleşme detayı konuşup, öğlen Beşiktaş'a randevu vererek yapma abi.

Bunu yapma.

Tek derdim budur.

Hayırlı olsun bize.

blackeyes82 dedi ki...

Konu ile alakasız bir sorum olacak. Fenerbahçe havuzdan çıkarız tehditlerinde bulunuyor. Havuzdan ayrıldığını ve maç yayınlarını başka bir kuruluşa verdiğini var sayarsak, fenerin maçlarındaki rakiplerinin durumu ne oluyor? Sadece iç saha maçlarını kapsıyor diyenlerde var. O zamanda sadece 17 maçının yayınlarını pazarlayabilecek. Taraftarları dış saha maçları için başka bir kuruluşa abone olmak zorunda. Buda saçma. Bir arkadaş kulüpler ortak hareket etmek zorunda dedi ama koskoca kulübün başkanı bunu bilmez gibi ayrılırız açıklaması yapar mı ki?

Bu Aziz Yıldırım'ın standart hareketidir ya. Her sene bir posta ayrılıyor bunlar havuzdan. Haberleri arat , 2011'Den bu yana düzenli bu açıklamaları yaptığını görürsün.

Bu konuda ciddi olan bir adam , şimdiye kadar dediğini yapardı.

Gerçi burada federayon isimli abuk yandaş kurumun tavrı önemli olur. Normalde Lisans tescil iptaline kadar yolu var .

Hukuksal olarak FB'nin " en çok benim maçlarım izleniyor , benim daha fazla para almam lazım " deme hakkı var. İşi rekabet kuruluna götürür , kanun değişikliği yaptırır ( mevcut kanunda kulüpleri yayın haklarını pazarlama hakkı yok ) . Sonrasında da lige lisans alabilecek 5 tane takım bulamassınız lige. O kadar yayın gelirlerine bağımlı durumda şu an. Yani Fenerbahçe annesinin liginde oynamak durumunda kalır.

Basar dedi ki...

Adamı aldık mı almadık mı? Kafam karıştı. Eğer aldıysak telafuz edilen paralar bizim takım için yüksek. Takım içi denge bozulmaya adaydır. Bu bölgeyi yedeklemek adama da şiddetle ihtiyacımız var.

kokocambo dedi ki...

BesiktaskUlan'la schwadorf'un yorumlarıyla görünen karmaşayı kendi içimde yaşadım şahsen ancak kısa ve orta vadedeki transfer politikamız çerçevesinde bir iş yaptığımız çok net ortadadır, bu da tek başına sevindirici ve ümit vericidir.

Belki gözünüzden kaçmıştır diye veriyorum bunu da; http://devrimderki.blogspot.com.tr/2015/01/tolgay-zu-arsenal-besiktas-trabzonspor.html

Unknown dedi ki...

bu arada muhammet=yeni batuhan

harcanan her kuruşa yazık..

schwadorf dedi ki...

İlk yarıda Oğuzhan'ı sahada gören var mı? En çok bu çocuğun başarılı olmasını istiyorum ama en büyük hayal kırıklığı o oluyor. Ah be kardeşim biraz çaba göster ya.

Bu arada Kamil Abitoğlu sene sonunda emekli olmuyor mu? Şampiyonluk yarışındaki bir takımın maçına nasıl atanır, skandal resmen. Yanına da Deniz Çoban'ı vermişler. Meymenetsiz adam utanmasa kenardan taktik verecek Gençler'li oyunculara.

Yapilacak is belli : necip veya atiba cikacak kerim veya ugur girecek , oguzhan orta ikiliye gelip , olcay veya gokhan forveti ikileyecek. Bu maclarda 2 on libero ve oyuna hic giremeyen 2 bek asiri luks ...

Unknown dedi ki...

kamil abitoğlu sene sonu emekli olur mu bilmem ama mevcut kilosuna dikkat etsin, bir yiyorsa iki yesin bundan sonra maşallah formu pek bir yerinde..! adam maçı koşmadan 40 metrede idare etmeye çalıştı, çaldığı düdüklerin tamamında orta sahadaydı..

atiba ve necip ortayı gayet güzel kapadı ve oldukça güçlüydüler, ortayı gençlere bırakmadık, veliyi ne enerji ne de top çalma anlamında çok aramadık. ancak önlerinde oynayan vitaminsiz oğuzhan, bu form durumuyla bir süre kupa maçlarında, sonrasında ise kulübede takılır, tıpkı samet aybaba döneminde olduğu gibi.. sosa'nın olmadığı dönemde cenk-ba ikilisine dönmek şart gibi duruyor veya o bölgede olcay-töre değerlendirlebilir, kerim 11'e dahil olur. serdar sağ bek söylentileri iyice ayyuka çıktığından beri en azından vasat oynuyordu, bugün biraz daha iyi oynadı, hatta oynadığı futbol motta'nın çok üzerinde. ayrıca artık saçma sapan risklere de girmiyor. opare'nin işi bu serdar performansı ile zor.

kokocambo dedi ki...

İlk yarı gökhan dışında öne itici sorumluluk alan yoktu, ozi yine topun olmadığı yer neredeyse oradaydı. Kerim mükemmeldi, zaten gökhanla birlikte en hızlı ve rahat oyuncu eksilten türk oyuncular. Necip keşke mental olarak olgun bir oyuncu olabilseydi, yine de bugün hamleleri çok yerindeydi. atiba standarttı hatta bugün hücumsal anlamda yapmadıklarını yapmaya yeltendi. Olcay standarttı vasattı ancak birden kimse anlamadan çıktı bir yerden ve attı. Ersan'ı bir an baki mercimek'le karıştırdım, en son beşiktaş adına boşlukta bu kadar gereksiz yer kaplayan bir oyuncu baki'yi izlemiştim defansta. Mervan çıkmasaydı gol bile yiyebilirdik.

Hakem rezildi, Allah'tan tansiyonu yüksek bir maç değildi. Ozi'nin pozisyonda gosso'nun müdahalesi ve atiba'nın golünü kalecinin çıkarması gözünün önünde olmasına rağmen çalmadı. Pedro'nun pozsiyonda ağır çekimde müdahale yapmadı gibi gözüküyor, ancak boş yere yenen bir kırmızı daha. Miloseviç'i erken izleyeceğiz galiba :)

Yorum Gönder

Ara