.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

30 Aralık 2014 Salı

Maç Raporları: Karabükspor, Trabzonspor, Tottenham Hotspur, Gaziantepspor, Akhisar Belediyespor, Konyaspor


Böyle en azından bir iki satır yorum yazmadan arka arkaya 6 tane yayınlamak anlamsız oluyor gibi ama, sizin yorumlarınızla değerlenir diye umuyorum:

KARABÜKSPOR: 1 - 2 :BEŞİKTAŞ

Goller: Demba Ba, Demba Ba
En iyi üç: Demba Ba, Jose Sosa, Gökhan Töre
En kötü üç: Mustafa Pektemek, Oğuzhan Özyakup, Ersan Gülüm

Karne:

Slaven Bilic5.8
Beşiktaş6.3
Karabükspor4.6
Mustafa Kamil Abitoğlu4.9


Cenk Gönen6.6
Ersan Gülüm4.4
Pedro Franco5.8
İsmail Köybaşı4.7
Serdar Kurtuluş5.4
Atiba Hutchinson6.2
Veli Kavlak5.9
Jose Sosa (77')8.6
Kerim Frei6.5
Gökhan Töre (87')6.8
Demba Ba (73')8.9


Mustafa Pektemek (73') (90')2.8
Oğuzhan Özyakup (77')3.6
Necip Uysal (87')4.7



BEŞİKTAŞ: 3 - 0 :TRABZONSPOR

Goller: Veli Kavlak, Demba Ba, Cenk Tosun
En iyi üç: Jose Sosa, Veli Kavlak, Olcay Şahan
En kötü üç: Kerim Frei, Gökhan Töre, Tolga Zengin

Karne:

Slaven Bilic8.8
Beşiktaş8.8
Trabzonspor3.8
Mete Kalkavan6.3


Tolga Zengin7.2
Ersan Gülüm8.1
Pedro Franco8.0
Ramon Motta8.5
Serdar Kurtuluş8.3
Atiba Hutchinson8.2
Veli Kavlak9.0
Jose Sosa9.1
Olcay Şahan8.8
Gökhan Töre (86')7.0
Demba Ba (46')8.6


Mustafa Pektemek (46') (71')7.6
Cenk Tosun (71')7.8
Kerim Frei (86')6.5



BEŞİKTAŞ: 1 - 0 :TOTTENHAM HOTSPUR

Goller: Cenk Tosun
En iyi üç: Cenk Tosun, Olcay Şahan, Atınç Nukan
En kötü üç: İsmail Köybaşı, Furkan Yaman, Jose Sosa

Karne:

Slaven Bilic8.5
Beşiktaş8.1
Tottenham Hotspur6.6
Stefan Johannesson7.1


Tolga Zengin7.8
Ersan Gülüm (46')7.7
Pedro Franco7.7
Ramon Motta7.4
Serdar Kurtuluş7.8
Necip Uysal7.8
Jose Sosa7.0
Kerim Frei (90')7.8
Olcay Şahan8.1
Gökhan Töre (84')8.0
Cenk Tosun8.7


Atınç Nukan (46')8.1
İsmail Köybaşı (84')6.7
Furkan Yaman (90')6.7



GAZİANTEPSPOR: 0 - 1 :BEŞİKTAŞ

Goller: Oğuzhan Özyakup
En iyi üç: Atınç Nukan, Pedro Franco, Atiba Hutchinson
En kötü üç: Gökhan Töre, Necip Uysal, İsmail Köybaşı

Karne:

Slaven Bilic7.3
Beşiktaş6.8
Gaziantepspor3.8
Çağatay Şahan3.5


Tolga Zengin6.8
Atınç Nukan8.3
Pedro Franco7.5
Ramon Motta (65')6.9
Serdar Kurtuluş7.0
Atiba Hutchinson7.3
Jose Sosa6.8
Oğuzhan Özyakup (65')6.2
Olcay Şahan (76')6.2
Gökhan Töre5.1
Cenk Tosun6.3


Kerim Frei (65')6.6
İsmail Köybaşı (65')6.0
Necip Uysal (76')5.9



BEŞİKTAŞ: 3 - 1 :AKHİSAR BELEDİYESPOR

Goller: Cenk Tosun, Jose Sosa, Gökhan Töre
En iyi üç: Olcay Şahan, Jose Sosa, Atiba Hutchinson
En kötü üç: Kerim Frei, İsmail Köybaşı, Demba Ba

Karne:

Slaven Bilic7.8
Beşiktaş7.1
Akhisar Bld.5.8
Süleyman Abay6.2


Tolga Zengin7.4
Ersan Gülüm6.6
Pedro Franco7.2
İsmail Köybaşı6.1
Serdar Kurtuluş7.4
Atiba Hutchinson7.4
Veli Kavlak (63')7.3
Jose Sosa7.6
Olcay Şahan8.4
Kerim Frei (61')6.0
Cenk Tosun (81')7.2


Oğuzhan Özyakup (63')6.4
Gökhan Töre (61')6.9
Demba Ba (81')6.4



KONYASPOR: 1 - 2 :BEŞİKTAŞ

Goller: Gökhan Töre, Jose Sosa
En iyi üç: Gökhan Töre, Tolga Zengin, Jose Sosa
En kötü üç: Atiba Hutchinson, İsmail Köybaşı, Kerim Frei

Karne:

Slaven Bilic6.5
Beşiktaş5.2
T. Konyaspor6.7
Halis Özkahya1.3


Tolga Zengin7.6
Ersan Gülüm5.5
Pedro Franco6.5
İsmail Köybaşı (62')4.6
Serdar Kurtuluş6.2
Atiba Hutchinson (83')3.3
Veli Kavlak6.2
Jose Sosa (76')7.2
Olcay Şahan7.0
Gökhan Töre7.7
Demba Ba (71')5.5


Ramon Motta (62')6.1
Cenk Tosun (71')5.7
Kerim Frei (76')5.3

28 Yorum:

Armagan dedi ki...

-2 8lik maçtan sonra düşüş yaşandığı aşikar,şu maçı da atlatıp tatil moduna girebilecekler en azından.
-bilic'in puanları genelde takımın üstünde,takımı yönettiği ortada.
-yerli hakemelerin ortalaması 4.44, kötü gerçekten.bu sorunun geçici değil kronik olduğunu gösteriyor.
-ya demba ba,ya sosa ya da ikisi birden takımı sırtlıyor,transferler gerçekten başarılı.
-sonradan oyuna girenler genelde ilk 11den daha kötü.son dakika hastalığını bir kenara koyarsak,bu iyi bir 14 kişilik planlama olmadığını gösteriyor.(o nedenle 11 yazarken,oyuncu değişikliklerini ve değişim zamanlarını da yazmanızı rica edeceğim...)

BesiktaskUlan dedi ki...

GS maçı öncesi, şu görüntülere bakıp umutlanmamak imkansız;

http://www.ligtv.com.tr/haber/torku-konyaspor-besiktas-mac-oykusu

İşte bu takımın kötü oynamaya da hakkı vardır, çünkü hepsi tertemiz insanlar.

- Rakip tribünü dolduran taraftarlara ayıp olmasın diye üçlü çektirmeyen, maçtan sonra "Beşiktaşlılık'a yakışmaz" diyen Olcay'ı ile,

- Geride olduğu maçta, rakibin kırmızısına itiraz eden Veli'si ile,

- Aynı maçta Veli'nin yanına giden, "Beşiktaşlılık'a yakışmaz, söylemelisin" diyen Ersan'ı ile,

- Gol attığı zaman, oyuncularını yedek kulübesin gönderen, yeri gelince monitörden görüntüyü izleyip kendi oyuncusuna kızan, "Ersan kırmızı kart görmeliydi" diyen ama aynı zamanda LigTv'ye "atarını yapan" Bilic'i ile,

- Hatasını anlayıp özür dileyen Atiba'sı ile,

- Çocuklar üşüyor diye isyan eden Tolga'sı ile,

- "Beşiktaşlı oyuncu sorumsuz olamaz" diyen ve FB maçı öncesi dışında -ki hepimiz istemiştik bunu- nezaketten, duruştan ödün vermeyen Başkanı Fikret Orman ile,

- "Asteras maçında ceza verecektik, Bilic engel oldu, raporunu bekliyorum" diyerek takımından ödün vermeyen Ahmet Nur Çebi'si ile,

- Olcay ile sevinen Mete Vardar'ı ile,

- Küçücük çocuğu sevindirmeyi ihmal etmeyen Demba Ba'sı ile,

- Tünelde kendinden geçen, deli dolu çocuğumuz Gökhan Töre'si ile,

- Tüm gazetelere, "Fair Play" dersi başlığı attırmaktan yorulmayan, bir gün önce, "Lider yazılır Fener diye okunur" manşeti atan gazetenin sesini soluğunu kesen mazlum ve haksızlığa uğrayan ama hala savaşan hali ile,

- Temmuz'da ligi açan ama "İngiltere'de üç günde bir maç yapılıyor, bunlar bahane" diyen TV yorumcularına pabuç bırakmayan,

- Sakatlıktan beli doğrulmayan, her maçta tekme tokat dayak yiyen, gereksiz bir hırsa maruz kalan, haksız yere art arda kartlar alan ama yine de yılmayan,

- Tek bir kötü harekette, saygısızlıkta, hakem aldatmasında bulunmayan tüm topçuları ile,

Ve tüm bunlara rağmen, "Başarılı olmak için ahlaksız olmak gerekir" mottosunun hüküm sürdüğü bu ülkede, hala başarılı olan, galibiyetler alan bu takım ile gurur duyuyorum.

Helali hoş olsun.

Biz, bunları yaptığımız için şampiyon olacağız. Bu kadar ahlaklı ve sadece futbol oynamayı düşünen futbolcularımız sayesinde bunu başaracağız.

Bazılarının sandığı gibi "Böyle olduğumuz için şampiyon olamıyoruz" değildir mevzu. Beşiktaş sadece bunu başarınca şampiyon olabilen bir takım, çünkü başka bir kozu yok. İkisini birbirinden ayıramazsınız.

Belki yine şampiyon olamazlar, o zaman gelip, "bunlar para etmedi" diyecekler ama hem sonuç alan hem de insanların kalbini kazanan bu takımın hakkını yedirmeyeceğiz.

Şampiyonluk sadece saha içinde kazanılmıyor, bunu hepimiz biliyoruz ama bu çocuklar sonuna kadar hak ediyorlar. Şampiyon olamasalar da otuz yıl sonra bu oyuncuları anlatacağız çocuklarımıza.

Skor ve sonuç taraftarlığı bir yere kadar, bu takım şampiyon olmalı, çünkü bunları yaparak da, dürüst olarak da başarının kazanılabileceğini herkese kanıtlamalı.

Kısacası, "bu kadarı yeter" demiyoruz, "bunlar daha fazlasını hak ediyorlar" demek istiyoruz.

Umarım Türkiye'nin makus talihini değiştirecek olan takım olurlar. İşleri epey zor, başaracakları şey bütün ülkenin kaderini/futbolunu etkileyecektir.

Ha bu arada, yeni yetişen gençlerimiz de "Beşiktaşlı duruşuyla" büyütülüyorlar. Yasin Sülün Hoca, haksız olduğunu düşündüğü penaltıyı dışarı attırdı. Sonra da, "Bize yakışmazdı" dedi.

GS maçı öncesi moral olsun istedim.

Eminim ki o maçı da kazanacağız. Şimdi taktiksel yazılarınızı merakla bekliyorum.

cochise dedi ki...

o kdar çok maç yapıyoruz ki; hangisinde ne düşünmüştük hatırlayamaıyorum valla :)
Genel yorumum; herkes hakkaniyetli puan veriyor; duygusal bakmıyor. Tapındığımız Demba ve Sosa'ya bile grektiğinde düşük puanı çakmışız. Ya daherkesin hunharca eleştirdiği (biraz abartılı bulsam da özünde haklı olarak) Oğuzhan'a da kıpırdadığında orta puan verilmiş. Bir tek Atınç yaptığından fazla puan almış gibi. Bu kadarcık psikolojik etki anlaşılır.

Asteris maçı hariç Avrupa'da oynadığımız tüm maçlardaki hakemleri en iyi lig hakemlerine tercih ederim. Penaltımız falan da verilmedi yeri geldiğinde ama çakallık aramıyorsunz altında. Oyuncu da aramıyor ve daha rahat oynuyor. Buradaki hakemler hep düşünürek karar veriyor. "Düşünme, sadece eyle" kardeşim...

cochise dedi ki...

@BesiktasUlan
Gerçek hayattan alınan Moneyball filminde menajer Billy Beane önce bu yılki Beşiktaş gibi bir takım kuruyor (tabii oakland daha ziyade akhisar gibi bir takım ama mantalite bizim gibi). çok daha pahalı takımlardan daha başarılı oluyor. Ligin en ünlü takımı Red Sox'tan tarihin en büyük teklifini almasına rağmen kabul etmiyor. Gerekçe olarak; yozlaşmış, şişirilmiş, ücret dengesinin saçma sapan olduğu bir ortamda eğer Oakland'da başarırsa bir anlamı olacağı ve bir fark yaratacağğını söylüyor. Tek başarı olarak da son maçı kazanmayı kabul ediyor. (playoff mantalitesi)

İşte Beşiktaş da bu düzende başarılı olursak gerçekten büyük bir anlamı olacak. Hiç istemediğim kadar istiyorum bu yıl. Bizim başarımız sadece bize değil ülkenin futbol anlayışına tamamen katkı sağlayacak..

Hayfi rastgele

Fiziksel olarak çok büyük düşüş var gerçekten.

Biliç'i çok eleştiremeyeceğim zira stratejisinin tutmamasında , Konya'nın bugüne kadar hiç yapmadığı şeyleri yapmasının ve çok eforlu oynamasının etkisi var.

Normal şartlarda free rol alacak 1 adam olur takımlarda . Chelsea'den örnek vermek gerekirse , Chelsea taraftarlarının bile çok tartıştığı "Willian bir işe yarıyor mu" sorunsalından gitmek gerekirse , " hem de ne biçim " diye yanıtlayıp sonra sebebine bakmak lazım.

Willian ve Oscar bu derece koşmadıkları takdirde , Hazard bu kadar özgür ve enerjisini tamamiyle hücuma kanalize etmiş şekilde oynayamaz.

Burada verdiğim oyuncuların mevkileri kritik . Bizde Olcay-Sosa'ya tekabül ediyorlar. Diğerleri zaten koşmak zorunda .

Şimdi biz Hazard olma işini kime yaptıracağız buna iyice bir karar vermek şart. Bu isim Gökhan olacaksa merkezlerden biri her daim o tarafa yakın oynamalı. Yok bu isim Sosa olacaksa Gökhan'ın öncelikli işi takımı rigid pozsiyonda tutmak ve deli gibi prese katılmak olmalı . Bu iki oyuncunun defansif olarak durağanlaşması ve olanları ilerden izliyor olmaları , orta sahayı kırılganlaştırıyor.

İşin ilginç yanı bunu büyük maçlarda yapmadılar hiç , yani defansif görevlerini aksatmıyorlar .

Veli-Gökhan arasındaki atışmanın temelinde de bu yatıyor. iki oyuncu birden görevini yapmassa rakip orta sahada sürekli 1 kişi fazla oluyor.O zaman Veli'nin presinin verimi düşüyor.

Şöyle bir şey de olabilir :

4-1-2-2-1'e dönülür Sosa sola koyulur. Orta sahaya bir tane daha ciğerisiz style merkez eklemesi yapılır , bir nevi Ancelotti Milan'ının kanat oyunculu versiyonu denebilir.

Yani Biliç'in 4-4-1-1/ 4-2-3-1 arası gidip gelen sistemine biraz esneklik katması şart bence .

Emre Toraman dedi ki...

Daha maça çok var ama ben de dün ilk yarının 35 dakikasını izleyebildiğim Liverpool-Swansea maçındaki bir kaç temel gözlemimi aktarayım. Uyuyakalmak için sanırım yanlış devre arasını seçtim. İlk yarı skoru 1-0'ken maç 4-1 bitmiş.

Liverpool 4 maçtır 3'lü defansla maça çıkıyor ve en uçta Sterling'in oynadığı 3-6-1, hatta 3-7-0 denebilecek bir dizilişle oynuyor. Bu düzen ile Manchester United'a 3-0 yenildikten sonra 1 beraberlik(Arsenal: 2-2), 2 galibiyet almışlar(Burnley: 1-0, Swansea: 4-1).

Ortasahadaki 6 oyuncu 2 box to box defansif ortasaha, 2 tempolu kanat ve 2 box to box ofansif ortasahadan oluştu dün. Gerrard da oynamayınca bu 6'lının en yaşlısı 27 yaşındaki Lucas'tı ve yüksek tempolarıyla Bony ve Sigurdsson'lu Swansea'ye tehlikeli olma şansı tanımadılar.

Ortasahada bu kadar domine ettikleri oyunun izlediğim bölümünde çok fazla tehlikeli pozisyon bulamadıklarını da söylemek gerekir ancak Sturridge iyileşip santrafora geçerse bu durum değişebilir. Eğer bunu sağlamayı başarırlarsa ilk 4'le aralarındaki 5 puanlık farkı kapatmaları çok da zor görünmüyor.

Bizim açımızdan ise bu kadar kalabalık ve tempolu bir ortasahayla oynayan bir takıma karşı oyun üstünlüğünü ele geçirmek çok zor olacaktır. Bu turu geçeceksek bu akıllı ve yüzdeli işler yaparak olacak gibi görünüyor. Bir de Premier Lig'in en etkili duran top silahlarından Martin Skrtel'e karşı hayatımızın duran top savunmasını yaparak.

schwadorf dedi ki...

Karneleri görünce ne kadar çok maç oynadığımızı farkettim. Oysa Trabzon maçı sanki daha dün oynanmış gibi. cochise'ın yazdığı gibi hangisinde ne düşünmüştük hiç hatırlamıyorum. Zaten söyleyecek çok birşey de yok aslında. Şu görüntüye bakınca tek hissettiğim emeği geçenlere karşı tarifsiz bir saygı ve hayranlık. Bir de iyi ki Beşiktaşlıyım be.

Adsız dedi ki...

@Emre Toraman

Maçı izlemedim ama garip tarafı, iki beklerini orta sahaya ve kanatlara yakın oynatıp (o kadar ki, netten gördüğüm ciddi haber siteleri maçtan önce dizilişi 5-3-2 olarak vermiş) gerideki 3'lü defanstan biri olarak sağ bekte bu maça kadar sadece 316 dakika süre alabilmiş Emre Can'ı oynatmaları. Ki Skrtel de sol bek oynamış bu arada. Bu arada aç parantez: Toure berbat ve bir diğer defans Lovren sakat ama dönüşü çok bir şey değiştirmez; Bana göre Liverpool seviyesinde bir oyuncu değil.

Brendan Rodgers belli ki çıkış arıyor. Bir sonraki maçları ne olduğunu anlamak için hayati öneme sahip diyeceğim ama önümüzdeki dönem fikstürleri nispeten yumuşak, bu anlamda yaptıkları maçların bir süreliğine bir ölçü olması zor.

Bahsettiğin gibi asıl konu bizim maça kadar Sturridge'in eski hali gibi dönüp dönmeyeceği. Dönerse Sterling asıl yeri olan sağ kanada, Lallana da yine asıl bölgesi orta alana geçecek. Böylece çok iyi bir hücum silahı olan Sturridge'in dönüşü ile yaşanacak bu domino etkisi Liverpool için 2 tık ileri demek.

Bir de, Gerrard oynamamış (İngiliz basını dinlendirildi demiş). Umarım bizle olan 2 maçlarında da full oynar. Ofansif olarak hala Gerrard izleri taşıyor ama defansif özelliği bitiğe yakın. İddia ediyorum Gerrard oynasın, Veli-Atiba orta alanı siler süpürür.

Adsız dedi ki...

Şunu da ekleyeyim; Rodgers bizim maçlara 3’lü defansla çıkmayacaktır orası kesin. Beşiktaş hücum hattı olarak İngilizleri bir hayli korkutmuş durumda. Bu durumda golcü ve kanatları çıkarırsak geriye orta alana 3 isim kalıyor. Bence ilk aday Lucas. Bir çok Premier Lig kulübü DM yerine box-to-box’ları tercih ediyor, fakat Liverpool çok gol yediği için son hallerinde Lucas vazgeçilmezleri gibi. Oysa bireysel hata yapmaya çok yatkın bir adam.

Neden Lucas? Bizim gibi liglerde çoğu takım orta alanla ilgilenmeyip topu hızla hücuma kaçan oyunculara atmasıyla da gol yapabildiği için ortanın ortası çok da göze batmıyor. Oysa üst düzey liglerde rakiplerin baktıkları ilk bölge burası. Onların bakış açısıyla Veli-Atiba ikilisi çok önemli adamlar kısacası (Wenger boşuna demiyor). Bu bakımdan herşeye karşın Lucas’ı oynatacaklarını düşünüyorum. Peki böyle orta sahamız var da neden bu arkaya atılan toplar bize karşı da gol olabiliyor? Stoperlerimiz ve beklerimiz nedeniyle. Orta alanımızın bu gücünü Avrupa Ligi maçlarında bizzat gördük zaten (bu bakımdan BeşiktaşkUlan’ın yazdığı gibi Atiba’nın özür dilemesi çok önemli; kendisini kaybetmediğimizi gösterir).

Bütün post içindeanlatılan tercihler nedeniyle Lucas olmazsa ne olur? Gerrard oynamasa bile, oynarsa orta alanı domine ederiz, dediğimin başka bir haldeki benzeri olur açıkçası. Çünkü Lallana’nın da defansif özelliği yok. Fakat tahminimce Rodgers, en azından ilk maç oynatacaktır bu vatandaşı.

Sturridge’in döndüğünü varsayarsak, diğer 2 isim olarak (adamsızlıktan sol açık/kanat bölgesinde Coutinho da mecburiyetten olacağı için) Lallana, Henderson (bomba bir arkadaş, her takımın kadrosunda görmek isteyeceği cinsten mücadeleci ve sonuca katkılı), Gerrard, halen sakat ama çok bir numarası olmayan Allen ve Emre Can, kalıyor. Henderson da kesin olur. Emre Can ise henüz o seviyede değil, zaten düşünülmez sanıyorum.

Bu bakımdan Liverpool’un hadikapı iki konudan geçiyor: Sturridge dönerse bir hücum silahı olarak Lallana’nın oynaması gerekiyor. O zaman Gerrard’ı kesecekler. Dönemezse bir önceki postta bulunan formasyonla Gerrard kesin oynar.

Kısacası Gerrard konusunda da yine ve yeniden, her yol yine Sturridge’e çıkıyor. Tabii bütün bunları yapacakları transferleri düşünmeden yazdım. Gerçi gelen adam 1-1,5 ayda ilk 11’de formayı kaparsa kendilerine şapka çıkarmalı.

Bu arada Liverpool taraftarı da Gerrard konusunda takıntılı. 34’üne geldiği için muhtemelen bu sezon sonu olmasa bile en geç bir sonraki sezon sonunda bırakacak. Taraftar için ilah konumunda bulunması kendisine bir yer bulması anlamına gelebilir ki, yine ve yeniden inşallah diyorum. Üst düzey ligler arasında taraftarın takım kadrosuna etki etmeye aday olanları arasında ilke sıradadır Premier Lig.

Bu ortamda Töre-Olcay her zamanki gibi performanslarıyla maçın seyrini değiştireceklerken, bence kilit nokta yine ve yeniden Sosa’da. Veli-Atiba zaten belli. Sosa’nın defansa-ofansa katkısı Tottenham maçındaki gibi olursa bi bu adamları çizeriz. Kötü günündeki bir Sosa durumundaysa orta alanın yarısı çok boş kalacaktır tahmin ediyorum.

Liverpool'u bugünden tartışmanın bir anlamı yok bence.

İşi "Sturridge bi dönerse"ye bırakmayacakları kesin .

Shaqiri , Petr Cech , Lavezzi , Bony , Lacazette , Ron Vlaar , Fabian Delph , Saido Berahino ( çoh tutuyorum bu çocuğu ) ve bu sene Villareal ile çılgın atan Vietto ismi geçen adamlardan bazıları. İşin bizim adımıza kötü olan tarafı Vietto dışındakilerin hepsi oynayabilir durumda olacak .

Şu listeden 3 adam alsalar zaten direkt 60-70 m ödemeleri lazım . Liverpool'un son 10 senede Ocak ayında harcadığı ortalama para 11 m civarında , tabi tek başına birşey ifade etmez sonuçta ihtiyaçları olduğu açık .

Valla şahsen Liverpool ne kadar güçlü olursa benim o kadar hoşuma gider orası ayrı.

Gerçekten hangi seviyenin takımı olduğumuzu daha net görürüz.

Aboooov Alexandar Milosvic ile anlaşmışız diyorlar.

Vallahi çok sevindim. Kendisi stoperdir bu arada. 1.90 boyunda , ayağı düzgün , Atınç 'ın İsveç versiyonu aynı zamanda onun 3-4 gömlek üstü bir adam.

FM'den merak edip takibe aldığım bir eleman . Bayadır Premier League'e gitmesi bekleniyordu.

Transfer netleşirse kendisi ile ilgili birşeyler yazarım detaylı olarak.

Unknown dedi ki...

Alexander Milosevic ile anlaştığımız söyleniyor. Sanırım serbest kalma maddesinden yararlanmışız. Bu yüzden 900 bin Euro gibi bir para ödenecek.

Tecrübeli birini bekliyordum ama gelecek vaadeden bir isim aldılar. (KAP'a bildirilmeden konuşmamak lazım tabi)

Aradığımız sert ve caydırıcı stoper olur mu emin değilim. Youtube'dan izlediğim kadarıyla top tekniği ve hava/kafa hakimiyeti iyi, bir de uzun oynamayı seviyor gibi.

Neyse, tanıyan bilen varsa yorumlarını bekliyoruz.

İlgili video; http://www.youtube.com/watch?v=1x7rPlni0F8

BesiktaskUlan dedi ki...

Milosevic transferi "bitti" diyorlar. Adamın babasını bile Facebook'tan bulmuşlar, Türkiye'ye geldiğini kanıtlamışlar.

Futbolcuyu tanımıyorum, bilgili arkadaşların cevaplarını merak ediyorum.

Ama başka bir konuda yönetimi takdir ettim. Herhalde Türkiye'ye yapılan bir transferde, ilk kez "basının ruhu" bile duymadı.

En ufak bir haber ya da spekülasyon ortaya çıkmadı. Bir anda imzaya geldiğini öğrendik. Sonuçta transfer işi belirsizdir, imza atmayabilir ama sağlık kontrolüne getirilen bir topçudan, hiç kimsenin haberi olmuyorsa orada büyük bir yönetim iradesi vardır.

Gerçekten de değişik bir yönetime dönüştük. Dünyadaki hiçbir takımın böyle bir şey yaptığını görmemiştim, başarı mı değil mi tartışılır tabii.

Keza yönetimin transferde gösterdiği bu ketumluk, takım planlamasında da devam ediyor. Biz taraftarlar olarak, nasıl bir gelecek arzu edildiğini hangi hamlelerin neden yapıldığını çözemiyoruz. Hele böyle adı-sanı duyulmamış oyuncuları aldıkları zaman kafamız karışıyor.

Ben daha yırtıcı ve yaşı büyük bir adam arzu ederdim mesela ama bugüne kadar ortaya konan performansa bakarsak, bir bildikleri vardır herhalde.

Oyuncu tam bir kapalı kutu, transfer son ana kadar belli olmaz burası kesin ama dışarıya çıt çıkarmayan bir yönetimi de ilk kez görüyorum.

Tebrik ederim.

Coolio dedi ki...

bu sene avrupa ligine ve önümüzdeki senede şampiyonlar ligine hem takım tecrübesine hem de defans hattına katkısı olacak birini bekliyordum. Oyuncuyu tanımıyorum ama bu yaşı ile o sınıfa girmeyen biri.
veya yabancı sınırının kalkacağı düşüncesiyle gelecek vaadeden ucuz bir oyuncu olarka alınmş olabilir. Asıl beklenen oyuncuyu sene sonuna saklıyor olabilirler.

Neyse daha kesinleşmeden konuşmak doğru olmaz.

Bu arada Necip derbiye yetişmez diyorlardı sabah haberlerde. Tek seçenek Oğuzhan kalıyor.

WiLdHoney dedi ki...

Açıkçası oyuncunun ismini hiç duymamış olsam bile çok mutlu oluyorum böyle hamlelerden, daha geçen sene ve yazın isimler ortaya çok çıkıyor diye yönetime kızıyorduk, şimdi ise ancak scouting işi ile doğru düzgün ilgilenenlerin ismini bildiği bir oyuncuyu hemde 22 yaşında ve milli takımında oynuyor olmasına rağmen neredeyse bedava denecek bir paraya ve kimsenin ruhu duymadan bitirmiş olmaları, ne denirse denilsin çok büyük başarıdır,oyuncu başarılı olur olmaz bu apayrı bir konu, ama izlenen yol benim hoşuma gitti. Belli bir strateji koymuşlar ve ona uygun gitmeye çalışıyorlar anlaşılan. Tebrik etmek gerek.
Bu arada;
Pedro : 23 Yaşında
Atınç : 21 Yaşında
Ersan : 27 Yaşında
Milosevic :22 Yaşında

Karşılaştırmak gerekirse;
FB'nin en genç defans oyuncusu;
Serdar : 26 Yaşında
Kadlec ve Bekir : 30 Yaşında

Gs'nin en genç defans oyuncusu;
Semih : 24 Yaşında

Listeye düzenli olarak oynayan stoperleri yazdım kafa karışıklığı olmasın.

Bu arada Pedro, Atınç ve Miloseviç'in dikkatimi çeken ortak özellikleri ters ve uzun toplar atabiliyor olmaları sanırım, tabi 5 dklık youtube videoları ne kadar fikir verirse o kadar bir fikir bu.

Birde Alper'in deyimi ile adam yiyecek heybette, çok koşan, genç bir zenci b2b bulursak on numara 5 yıldız olur, sonra gelsin sağ bek, ardından bir sol bek vb...
Tabi hepsi biranda olmayacağı için, devre arası en az 2sini halletsek, sezon sonu geri kalanları daha uygun halledebiliriz.
Bu arada transfer postu için GS maçı sonrası bekleniyor sanırım ama şimdiden ihtiyaç hasıl olacak gibi.
Bence her iki postta hemen açılabilirse daha iyi olur.
Herkese şimdiden mutlu yıllar.

Yöetim büyük ihtimalle , yabancı sınırının ne olacağını biliyordur.

Denildiği gibi aslen ihtiyacımız olan oyuncu tipi değil yaş itibariyle .

Şu kadarını söyleyebilirim , Sivok'tan aldığımız katkıyı alabileceğimiz bir oyuncu.

2011'den bu yana adı hep Premier League ile anılıyor. En son Agger ayrıldıktan sonra Liverpool ile adı ciddi şekilde geçmişti. Transfer niye yattı bilemiyorum . Sonrasında Eintracht Frankfurt ciddi bir zorladı ama onlarda parasız çözmek istediler sanıyorum.

Bu sene sözleşme sonu kesin gider diye düşünülüyordu zaten.

Yani bilinmeyen , büyük risk bir adam olarak bakmayın.

Oyuncunun bir potansiyeli var , muhtemelen bizim seviyede saçmalamassa Premier League yolu açık.

Transferindeki risk her yabancı transferinde olan risk kadar. Ben kefilim kendisine :D

bc dedi ki...

Burada ufak bir analiz yazısı var henüz bu ay içinde yazılmış: http://kuzeyligleri.blogspot.com.tr/2014/12/alexander-milosevic.html

Transferin gazetelerde duyulmamış olması ve ilgilenen takımlar açısından umut verici bir transfer, hayırlı olsun.

sadrazam dedi ki...

http://kuzeyligleri.blogspot.com.tr/2014/12/alexander-milosevic.html

Çok yakın tarihte yapılmış bir analiz. Forvet'den devşirme olduğu yazıyor. Ersan'nın senelik 2M istediği varsayılırsa, ve Sivok'un devre arası veya sene sonu ayrılması kesin iken sessiz sedasız yapılmış bir transfer.
Takıma nasıl uyum sağlayacağını kestirmek zor, ancak transfer yöntemi efsane olmuş.

kokocambo dedi ki...

Ketum transfer olayını ilk defa Motta ile yaptığımızı hatırlıyorum ben. Bununla beraber Atiba'nın süreci tam hatırlamasam da, en azından geldiğinde "burada bu ne ayak?" diye post bile açılmıştı özel olarak. Ali Ece, Biliç'in şu anda formsuz, tecrübeli ve klas bir oyuncuda ısrar ettiğini ancak oyuncu kızılyıldız altyapısından olduğu için (ne alakaysa?) tereddüt ettiğini yazmış (vidiç'ten bahsediliyor yüksek ihtimal). başa'nın menajeri yüzünden olmamış ama oyuncu gelmek istemiş, turnuva öncesi adı geçen omeruo ile zouma'yı da mourinho engellemiş. Miloşeviç hayırlı olsun. Videoda tam bize göre şık bir oyuncu görüntüsü veriyor fakat ölçü değil tabii ki.

YSY dedi ki...

Milosevic bir scout başarısıdır. Bizde kendini geliştirebilir mi orada endişem var. Eğer zaten onuda becerebilen bir klüp olursak diğerlerinden baya ayrılırız. Yeterki şu momentum bozulmasın. Bence yönetim genel olarak başından beri transferlerde ketum bir politika izliyor ama maalesef bazen basına sızmalar olabiliyor. Mesela jose sosa olayında da sosa basında hep en son opsiyon olarak lanse edildi ama meğer bilic baştan beri onu istiyormuş.

Benim kafamda oturmayan tek şey hala futbol direktörlüğünün boş olması ve oraya oturtacağım diye luzumsuz bir adamın oturtulması. Önder hoca dön be !

BesiktaskUlan dedi ki...

Aslında haklısınız, ketumluk baştan beri yapmaya çalıştığımız bir şey, Motta örneği doğru sayılabilir ama oraya transfer için adam yollandığını biliyorduk. Atiba zaten epey dillenmişti.

Ama bu kadarını ne gördüm, ne duydum.

Oyuncunun adı sızmaz, anlarım. Oyuncu, İstanbul'a gelir, onu da anlarım.

Ama bir futbolcu sağlık kontrolünden geçene kadar kimsenin haberi olmuyorsa -onu da dış basından duyduk- orada bambaşka bir irade ve ketumluk söz konusudur.

Neredeyse adam maça çıkınca öğrenecektik.

Hadi bunu ülkende yaptın, o adama nasıl tembihledin ki kimseye söylemedi? Biz bayağı profesyonel davranıyoruz galiba, hiç beklemezdim yönetimden bu kadarını.

Ben de sizinle aynı fikirdeyim, yönetim büyük başarı gösterdi.

Ama transferin kendisi nasıl bir başarı olacak, onu da zaman gösterecek.

Milosevic'in, "Anderlecht'te kendimi geliştirebilirim" sözü dikkatimi çekti. Herhalde bazı vaatlerde bulunduk, teminatlar verdik ki ikna edebildik.

Büyük ihtimalle, "oyuncu geliştirme" yolunda da yeni adımlar atılacak. Sizin de dediğiniz gibi, rakiplerimizden epey ayrılmanın eşiğindeyiz. Belki biz abartıyoruzdur ama benim gördüklerim, inanılmaz şeyler, büyük bir mantık devrimi.

Bunu başlatan Önder Özen'e ne kadar teşekkür etsek azdır.

turkkant dedi ki...

Elimizde gelişime açık 2 genç stoper var zaten (Franco ve Atınç), bence oraya tecrübeli lider stoper lazımdı. Hayırlısı, umarım iyi çıkar, ama bu sene şampiyonluk yolunda riskli transfer oldu. Umarım tasarruf ettikleri parayı sağlam bir orta saha alarak kapatırlar. Bu sezon aman aman katkı beklememek lazım...

Emre Toraman dedi ki...

Oyuncu hakkında şurada da ufak bir rapor var:

http://www.transfermerkez.com/2014/11/allsvenskanda-sezonun-dikkat-cekenleri-1.html

Transfer Merkezi bu oyuncu incelemeleri ile epey dikkat çeken bir kaynak oldu benim için yakın zamanda. Bu da raporu hazırlayan arkadaşın twitterı, incelemekte ve şu aralar takip etmekte fayda olabilir:

https://twitter.com/Jumanjiyo

Okuduğum izlediğim kadarıyla tarz olarak aradığımız stoper değil gibi. Eldeki stoperler Franco-Sivok pozisyon alan, sakin; Atınç-Ersan ise hamleli diyebileceğimiz adamlar. Her 2 tarzdan birer oyuncuyla oluşturulacak bir ikilinin optimum olacağı kanaatindeyim. Bu 4'lüden ayrılacak tek isim Sivok ise bu transfer kadro mühendisliği açısından çok doğru olmaz gibi. Ancak Ersan sözleşme yenilemeyecekse hiç sözüm yok.

Zouma konusunda kiralık olacağı için farklı düşünüyordum. Sezon sonuna kadar bakılır, olmadı doğrusu sezon sonunda alınır diyordum ama hem bonservis hem de 4-5 yıllık bir sözleşme bağlamak çok mantıklı gelmiyor bu tarz bir transfere.

cochise dedi ki...

değerli arkadaşlar; herkese iyi yıllar dilerim.
2015'te daha da gelişkin bir blog (ve hatta daha ötesi) olması dileğiyle..

2014'te son kez haykıyıyorum:
BEN ROBOT DEĞİLİM :)

Emre Toraman dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Emre Toraman dedi ki...

Gözlemleyebildiğim kadarıyla aynı anda birden fazla aktif başlık olayı biraz enteresan oluyor bu tarz yorumlarlarla ilerleyen bloglarda. Postlar forum başlığı gibi sadece başlık değil de içerik olduğu için aşağıdaki postlara inmek zor oluyor millet için ve son posttan konu dışı da olsa yürümek daha kolay oluyor gibi. O yüzden şahsi kanaatim transfer postunu Galatasaray maçı sonrasına kadar açmamak yönünde.

Arkadaşlar robot olayı için tekrar hatırlatıyorum, umursamayın, yokmuş gibi davranın, hiç tıklamakla falan uğraşmayın. Mesajınızı yine gönderebilirsiniz. Login olmamış kullanıcıların spamlemesini engellemek için blogger'da zorunlu olan bir güvenlik önlemi o. Login olmuş ya da login olmayı seçmiş kullanıcılarda görünmemesi gerekiyor mantıken ama blogger(google) da hata yapabiliyor.

Barreto dedi ki...

Potansiyel/Maliyet yönünden çok iyi bir transfere benziyor. Umarım hırslı ve serttir. Galiba Sivok sezon sonuna kadar kalacak, 5 stoperimiz olacak böylece. Sezonun kalanında lig rotasyonu için yeterli bir sayı. Liverpool ve ileriki turlar için deneyimli "ağır abi" bir stoper bulabilsek iyi olurdu. Böyle işler yolunda giderken, yada gidiyor gibi gözükürken bir de derbi galibiyeti alırsak, keyifli bir ara transfer dönemi geçiririz. Ne güzel olur.

BJK4EVER dedi ki...

Oyuncu tipi olarak bekledigimiz tip olmadigi kesin. Daha tecrubeli, sogukkanli, UEFA kupasinda ve sampiyonluk maclarinda kafayi sakin tutacak lider ozellikli bir stoper bekleniyordu, tam tersi oldu.
Elde Atinc ve Franco varken potansiyelli stoper pek gerekli degil. Tabii ki bunu yabanci kontenjaninin degismeyecegini var sayarak soyluyorum.
Su ana kadar ismi cismi belli olmayan Motta, Franco transferleri tuttu, bu da tutar umarim.
Bu arada Ersan ne olursa olsun bence makul bir ucretle kalmali. Bize yakisan ve takimi benimsemis bir oyuncu, bu kadar kolay kenara atilmamali son macta birkac top kaybi yapti diye. Senelik 2 milyon euro istedigine de inanmiyorum. Sosa'nin bile 1.5 civari aldigi yerde, Tore'nin 1.5 civari aldigi yerde 2 istemis olamaz bence.

Yorum Gönder

Ara