.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

10 Kasım 2014 Pazartesi

Karne: Başakşehir 1 - 2 Beşiktaş


Karne sonuçları gecikti, farkındayım, bu hafta içinde üç maçlık rapor yayınlanacak hayırlısıyla.



88 Yorum:

mit dedi ki...

Bir Pedro'yu yeme hareketi daha başladı sanki. Herkesin ağzında Pedro berbat oynadı lafları. İstikbal vaat ediyor ya, düşürmeleri lazım taraftarın gözünden.

Bir paragraf da Cüneyt Çakır'a. Bize verdiğin kartlarda haklısın, verilebilir. Ama neden karşı tarafın sarı kartlık hareketlerinde bu kadar pasif kaldın? Neden Demba Ba'ya yapılan faulleri çalmadın? Bu çifte standart olayı artık iyice midemi bulandırmaya başladı.

EC dedi ki...

Tehditse tehdit, saldiri ise saldiri.. bu TFF ve MHK da insanlardan olusuyor.. Trabzonspor bile Besiktas tan daha etkili lobi de..

taraftarla, yonetimle, kendi yazarlarimizla en azindan hakkimizi arayalim.. Emre nin suclari sabit iken, kendisi itiraf ediyorken, hakem raporuna yazilmiyor olusu onun ceza almamasini gerektirmez.!!!

Ulke olarak uykudayiz zaten..

Unknown dedi ki...

Bugunku Hincal Uluc yazisindan 11/11/2014
hakem hataları sıkça konuşuluyor. Başakşehir-"Beşiktaş maçını yöneten Cüneyt Çakır da pek formda değildi. Bir konsantrasyon kaybı mı var yoksa hakemler baskı altında kaldıkları için mi hatalar yapıyor? "
Geçen haftaki örnek çok açık: Bülent Yıldırım bir maçın kaderini resmen değiştirdi. Bir derbi maçın hem de... Maçı Beşiktaş'tan aldı, Fenerbahçe'ye verdi. Üç önemli karar var; üçü de yanlış. Üçünün de yanlış olduğunu bütün gazetelerin, hakem uzmanları yazdı. Bizde Erman Toroğlu, Ahmet Çakar, işte öbüründe Bülent Yavuz... Hepsi yazdı. Gözlemcinin verdiği not 8.2!..
O hakeme 8.2 veriyorsa gözlemci ve Türkiye Futbol Federasyonu'ndan ve Zekeriya Alp'ten -ki ikisi de Beşiktaşlı- çıt çıkmıyorsa, o zaman bu işin danışıklı dövüş olmadığını bana kimse anlatamaz.

ZEKERİYA ALP SUSUYOR
Hakem hata yapabilir, yaptığı zaman da 3.5'tan 4 alır, 6 ay hakemlik görmez, tamam.
Ama bir derbi maçın kaderini, Türkiye Ligi'nin liderini değiştiren hataları yapan hakeme gözlemci 8.2 not veriyor ve kimsenin gıkı çıkmıyor! O zaman o hakem oraya tembihli gitti; 'Sen merak etme; gözlemcin de sağlam' dendi. Aklıma başka bir şey gelmiyor.
Hadi söylesin bana Zekeriya Alp kardeşim, 'Hıncal abi şurada yanılıyorsun' desin. Hakem yanılır ben de yanılabilirim. Zekeriya Alp desin ki 'Sen yanılıyorsun. Biz o hakemi de ona 8.2 veren gözlemciyi de cezalandırdık. İkisi de şu kadar ceza aldı' ya da 'Siz bütün Türk medyası yanılıyorsunuz. O hakemin kararları doğruydu.' Birinden birini söylemesi lazım Zekeriya Alp'in... Sfenks gibi susuyor!.. Sustuğun zaman da dedikoduları davet ediyorsun.
Bak ne diyorum ben; hakem hatasında değil iş. 8.2 gelince o zaman tezgâh çıkıyor ortaya...
Ben Beşiktaş maçını seyretmedim. Sarah Brightman konseri vardı. Beşiktaş iki tane kırmızı kart görmüş. Bilmiyorum!.. Bu ülkede, 11 puan öndeyken Beşiktaş'tan şampiyonluğun nasıl alındığını gayet iyi bilenlerden biri olduğum için... Acaba 'Gelecek hafta bunlar oynamasın' mı dediler! Bilmiyorum artık.
Hiçbir şeye inancımız kalmadı.
Gazetelere inanmıyorum, televizyonlara inanmıyorum.

Barreto dedi ki...

Hıncal gayet güzel özetlemiş.

turgay dedi ki...

fb iki hafta daha kötü gitseydi ismail kartal kovulmak zorunda kalacaktı. herşey iyi uyduruldu gerek olmayan penaltılarla takım ayakta tutuldu puanlar kazandı beşiktaş maçında da lider olması sağlandı. ama emin olun ne galatasaray ne de fb tüm lig boyunca bu futbolları veya hakem yardımıyla sürekli puan kazanamayacaklar. biz sadece iyi yaptıklarımızı devam ettirip kötü yanlarımızı düzeltmeye başlarsak olay değişecektir. çünkü rakiplerimiz çok kötü durumdalar

Bu arada Southampton'da Schneiderlin'in gelecek yaz muhtemelen takımdan ayrılacağı , Jack Cork'a ise yeni sözleşme önerilmeyeceği ve yerlerine ismi geçen oyunculardan birinin Veli olduğu yazılıyor İngiltere'de .

Veli ve Mustafa'yı beleşe kaptıracağız gibi geliyor bana nedense .

Barreto dedi ki...

Yabancı sınırının gevşetilmesi bekleniyor. Takım şu anda kritik yerlilere 1,3 - 1,6 milyon avro aralığında maaş veriyor. Hem Veli hem Mustafa ile de ile 1,5'a anlaşılır tahminim. 2 milyona da GS/FB'ye falan gidebilirler. 2 milyon vereceğimize ayrılmaları daha iyi olur. 2,5 milyona ortasahaya yabancı bir canavar 2 milyona da daha iyi bir yabancı forveti tercih ederim.

Basar dedi ki...

@turgay

sana katılıyorum ve ilaveten eğer şansımız yaver gider de tam kadro oynama şansına erişebilirsek hemen hemen tüm maçları iyi kötü kazanacağımızı düşünüyorum. Atiba ile Demba arası bölgede oldukça bol alternatifimiz var.

Basar dedi ki...

@turkkant

geçen gün cevap yazamadım şimdi yazabiliyorum. Ben takımın 5 yıl iddialı olacağını yazmıştım, buna 25 yaş altı oynayan oyunculardan birkaçının milli takımda oynadığını ve kadronun benim düşündüğüm anlamda iyi olmadığını yazmıştın. Ben hem iç hem de dış faktörlere bağlı olarak bu iddiamı sürdürüyorum.

Ben çıtayı 25 değil 27 olarak görüyorum çünkü artık futbol 35 yaşına kadar oynanıyor ve 30 yaşa kadar pek performans düşmesi yaşanmıyor. Yaşı 30 olan oyuncuyu değiştireceksek bu kafada 3 yıl eder ve Olcay haricinde 3 yıl sonra 30 olacak bir oyuncumuz yok. 27 yaş altı oyuncular: İsmail, Olcay, Veli, Mustafa, Ersan, Motta, Kerim, Pedro, Gökhan Töre, Oğuzhan, Cenk Gönen, Necip, Cenk Tosun. Bu listenin 6 tanesi Türk milli takımlarına çağırıldı, Veli Avusturya Pedro ise Kolombiya milli takımlarına çağırıldı.

Bu bana takımda bir iskeletin ve sistemin oturduğunu gösteriyor. Ayrıca takımdaki gelişimi taraflı tarafsız herkes görüyor. Bundan sonra yapılacak olan kadroyu korumak (bu bonservise harcanan miktarı düşürürken maaşa harcanan miktarın artması demek) ve takımın gerekli bölgelerini süsleyerek kaliteyi yukarı çıkartmak (kısaca Demba Ba etkisi yapacak) Misal zaten iyi olan Atiba yeride daha da iyisini koymak veya Sivok'u emekli edince yerine defansa Zago-Gökhan Keskin etkisi yapacak çok sağlam bir adam almak gibi.

Son iç faktör olarak olarak; stadyumun da bitmesinin hem maddi hem de psikolojik anlamda olumluk etki yapacağına inanıyorum.

Dış faktörlere baktığımda fenerbahçenin takımı çok yaşlandı. Meşakatli bir gençleştirmeye ihtiyaçları var. En iyi yerli gençleri alsa ve daha genç yabancıları toparlasa bile kadronun oturması zaman alacaktır. Şu anda bunu yapabilecek bir teknik heyete de idari kafa yapısına da sahip değiller.

Gs'nin ise borçlar ile yüzleşeceğini ve bizin Demirören sonrası yaşadığımıza benzer sıkıntı yaşayacağını düşünüyorum. Onlarda da fenerdeki gibi bir gençleşme ihtiyacı var ama bunu kaldırabilecek maddi güçleri ve taraftar sabrı olacak mı emin değilim.

Bütün bunları topladığımda 5 sezon en başarılı takım olacağımıza inanıyorum.

Büyük not: Yönetimsel saçmalamalar olmaz ise!

Coolio dedi ki...

Yönetimsel saçmalamalardan kastın Gökhan Süzen, Enaramo, Sezer trasnferleri veya doğru düzgün stad bulamama konularını örnek verebiliriz. Transfer olayından Fikret Orman'ın önemli bir ders aldığını düşünüyorum. Demba ve Sosa en azından bu ders almanın kanıtı olabilir. Stad olayında da renklilerin yapmış olduğu satışı, dönekliği en yakından görerek ders aldı diye düşünüyorum.

Asıl korkammız gereken renklilerin lobi faaliyetleri sonucu yaşanacak hakem, fikstür faciaları veya medya yoluyla maksatlı haberlerle devirme faaliyetleri (örnek: Töre, Guti, Pascal ve daha niceleri).

Yaş ortalaması ve yerli kalitesi elimizi çok güçlendirdi gerçekten. Alper, Veysel, Tarık gibi trasnferleri milyonları saçmayacağız demektir. O parayı dediğin gibi sözleşmesi biten Sivok ve Atibanın yerine nokta trasnferler yaparak harcayacağız (Demba ve Sosa gibi). Doğru tercih ve takımla uyumları gerçekleşirse yeni stadla birlikte gerçekten güzel günler göreceğiz, güneşli günler..

kokocambo dedi ki...

işte tüm bu bahsedilen sebeplerden ve daha fazlasından dolayı, önder özen (derhal) geri dön!

YSY dedi ki...

Benim gördüğüm önder özen geri dönmez tarzı değil çünkü. Geri dönsün isterdim yaparsada beni şaşırtmış olur.

Veli konusunda ise bence talibi varsa satılsın. Zaten çarkı böyle çevirmeye başlayacağız yoksa değerini bulmuşken satmazsak bir daha o değeri bulamayız. En çokda para para diye ağaca çıktığımız günlerde.

kokocambo dedi ki...

Mevcut hiyerarşi anlatıyor zaten, mete vardarla çebi'nin neresinde önder özen? Mete tamam da, çebiye biçilen rol anlamsız. Sonuçta sp.direktorun hesap makamı tüm yönetim kurulu. Eski futbolcu muhabbeti de bana çok basit ve dümdüz geliyor. Özen gibi futbol bölümünün tamamını plan ve inşa edebilecek bilgi ve ufku olan birine ihtiyaç var. Şu anda zaten yapılmak istenen planın sahaya yansımalarını görüyoruz, ancak bu daha başlangıç. Süreklilik sağlanmasından bahsedilebilecek aşamanın henüz ilk adımları. Düzensizliğin düzen olduğu yerde şu kadar kısa sürede bir ışık verebiliyorsak, işler gereği gibi yapıldığında ozenin dediği o devrim ancak layığını bulacaktır diye düşünüyorum.

Adsız dedi ki...

Özen'in gayet başarılı olabilecek ama zamanı yetmediği için yarım kalan planlarından birisi de takımın kondisyonu için oksijen odaları almaktı. Nette yaptığım araştırmada birinin ederi azami 200bin avro olan bu odalardan (oda derken silindirik bir yapı, tam İngilizcesi: "chamber") 5 tane alsak çok şey değişebilirdi (normalde böyle şeffaf değiller):

http://3.imimg.com/data3/FX/UN/MY-1132900/hyperbaric-oxygen-chambers-500x500.jpg

Çünkü Özen okuyup araştırıp bunları özellikle B.Leverkusen'in aktif ve başarılı şekilde kullandığını öğrenmiş. Ne işe mi yarıyor? En basit ifadesiyle, futbolculara, özellikle maçtan sonraki ilk antrenmanda 2 saat yüklenmek yerine yarım saat antrenman yaptırıp bu odalara 20 dakika koyuyorsunuz. Elbette olay sadece zaman meselesi değil, sonucunda normalde alacağınız bedensel verim 1 ise 3 oluyor. Üstüne, bu maç yükünden sonra 2 saatlik antrenmanın getirebileceği negatiflikleri ekarte etmek de cabası.

Bu sistem halen tıbbi amaçlı olarak yaygın şekilde kullanılmakta zaten.

Bence de Özen kesin geri gelmeli. Beşiktaş camiası, son 20 yılda hiç kimsenin bu kadar başarılı olduğunu ve üstüne 1 yıl içinde gönderildiğini görmedi şimdiye kadar. Lucescu diyenler çıkabilir; ben de derim ki o çalıştırdığı sezonların hocasıydı, Özen ise yarınların adamı. Yerli stoper isteğinde haklı ama Yalçın isminde haksızdı, demiştim, şimdi görüyorum ki onda da haklıymış. Kulübün geldiği şu durumda mesele maliyet+fayda işi çünkü.

Adsız dedi ki...

Özen gittikten sonra aklıma hep şu video gelir:

http://www.youtube.com/watch?v=vdXhWS7lLvs

Bu vesileyle güzel insan, bu dünyaya iyiler çok gelir dedirten rahmetliyi de analım.

Videodaki theo'yu fark edebilen var mı :)

kokocambo dedi ki...

Bildiğimiz;

* Oksijen odaları
* Musa Muhammed
* Türkiye, Avrupa ve Brezilya'da pilot takım

Bilmediğimiz;

* Chelsea (ve muhtemelen başka kıtalardaki büyük kulüplerle) ile imtiyazlı kulüp anlaşması

ve daha nicesi.

"Özen ve efsane ol" diye kampanya başlatmalı.

Unknown dedi ki...

#Projedevametmeli demistim.. Ozen i tekrar Besiktas a getirmek sart, cunku geldiginin ilk haftasi Sergen Kanalturk , Ali Gultiken de hangi kanaldayfi hatirlamiyorum ama iclerini bosaltmislardi.. Sergen de muthis bir yabanci dusmanligi var zaten, sebebini anlayamadigim.. Artik isler Abi, Kardes vb ile yurumuyor, eger Ozen i akil ederde Fenerbahce alirsa adamlar 1-3 yil icinde yasayacaklari yaslilik cokusunu cok daha cabuk atlatacaklardir... Ozen geri gelmeli cunku, Besiktas ve taraftarlari ( bir kac ergen disinda) bu degisimi en uygar bicimde kabullenecek yapiya sahip...

YSY dedi ki...

Valla yönetim o pozisyon için kimi düşünüyor belli değil. Şimdilik sanki rafa kalkmış gibi. İnşallah beşiktaşın çocuğu muhabettine eski futbolculardan biri gelmez.

YSY dedi ki...

Bu konuda aslında önder özen in twitter sayfası meydanda. Bir yüklenme yapılabilir oradan :) Adama da tvde bakıyorum sevmiş bizi ya..

kokocambo dedi ki...

Özen'le alakası yok, bıraktığı neden ya da nedenleri ortadan kaldır (ohal olmasak muazzam şeyler değildir) gelir bence. Tamamen yönetimin elinde, onlar da tamamen para, dolayısıyla stada odaklandıkları için isteğimiz biraz lüks kaçıyor gibi. Yine de sezon sonunu görür görmez (hatta görmeden), kendisinin geri dönmüş olmasını görmek şampiyonluk ayarında sevinç verir, net.

turkkant dedi ki...

@basar

Ben Beşiktaş'ın yerli kadrosunun kalitesiz olduğunu düşünmüyorum. Ama öyle inanılmaz bir potansiyel de yok ortada. Birinci sınıf olma ihtimali olan bence tek oyuncu Oğuzhan. Töre-Frei gibi oyuncular ola da bilir, İbrahim Akın, Serdar Özkan gibi 3 sene sonra Anadolu yolunu da tutabilir.

Evet, Fener-GS yaşlı takımlar. Ama ayağa kalkmaları çok da zor değil. Yeni, yetenekli genç havuzundan (Ozan'dır, Calhanoğlu'dur ya da başkasıdır) ya da deneyimlenmiş Nuri Şahin gibi oyunculardan birkaç takviye yaparlar. Ellerindeki kaliteli gençlerle (Alper-Semih-Caner gibi) harmanlayıp birkaç klas yabancıyla toparlanırlar.

Bence Beşiktaş'ın yaptığı en doğru şey ayağına çok güzel yorganına göre uzatması oldu. Zamanında Holosko'laea 2 m. e. filan veriyorduk yani. Gerçi Cenk Tosun işi de bir tuhaf oldu ama neyse...

Pahalı trasfer her zaman daha zor iştir.

Beşiktaş'ın seviye atlaması için olmazsa olmaz, 1-kaleci, 2-üst kalite stoper, 3-çift yönlü lider orta saha oyuncusu. Hadi kaleci bulursun da, diğer iki pozisyonda eldekilerden iyisini bulmak/almak kolay iş değil. Beşiktaş'ın tarihi vasat stoperlere harcanan milyon eurolarla, tek özellikli orta saha oyuncularıyla doludur. Karakteri çok sorunlu olsa da, Emre Belezoğlu kalitesi 5-10 m. eurolardan başlıyor.

Buna ilave bana göre sistemde de sorun var. Töre tarzı oyuncularla 4-3-3 tahtada kalıyor, aslında 4-5-1'e dönüyor iş. Bu da Ba-Olcay'a duacı bir sistem ortaya çıkarıyor. İkinci alternatif 4-1-4-1 ise zor sistem. Becerebilecek miyiz emin değilim. Bunlarla uğraşacağımıza, hazır elimizde kanat savunması gayet yeterli Olcay-Töre-Frei gibi oyuncular varken, neden Aguero-Rooney tarzı bir ikinci forvet bulup 4-4-2 denemiyoruz anlamıyorum. O zaman yok neden Töre gol atmıyormuş fişan bunları sorun etmeyiz, öndeki ikili işi görür.

Adsız dedi ki...

@turkkant

Gekas gibi bir adamımız olsa Demba Ba ile birlikte 4-4-2 muhteşem olurdu. Sadece ceza sahasında seken topları düşünün. 32 yaşındayken almadık. Rivayet ediliyor ki ki o zaman transfer için uğraşılmış, Bakkal sakat diye üfürünce vazgeçilmiş.

Kilit oyuncu Sosa. 4-1-4-1'de ikinci bölgedeki 4'e girip defansını da hücumunu da son maçındaki gibi sağlam tutarsa neden olmasın.

Ben yine de Sosa'yı Atiba'nın önünde, Olcay'ı da onun önünde Demba Ba'nın arkasında denememiz gerektiğini düşünüyorum. Kanatlarda da Töre ve Kerim. Zorunlu olmadıkça hiçbir kadroya Oğuzhan'ı ilk 11 yazmam. Şu anki haliyle tempoyu düşürüyor ve takım defansına katkısı yok gibi. Pas trafiğinde de ilginç bir hali var: 10 metreden az, 30 metreden fazla mesafede düzgün pas atamıyor.

Not: mesajı doğrulama sayısı: 1903.

turkkant dedi ki...

@Sneijder

Oğuzhan'ın bu seneki performansı çok iyi değil, haklısın. Ama böyle teknik oyuncular çevresini de rahatlatıyor. Ayrıca Beşiktaş büyük takım olacaksa, Veli-Atiba'ların fizik gücüyle değil, Oğuzhan-Sosa'nın kalitesiyle oynamaya doğru evrilmeli.

Gekas iyi oyuncu ama, şu an sanki bize fizik kalitesi de olan forvet lazım. Temaslı oyuna gelebilen bir adam. Pektemek'in oyun zekası olanına ihtiyacımız var. Olcay acaba olur mu? Belki bu hafta Biliç kanatları Frei-Töre yapar Olcay'ı ikinci forvet gibi dener.

Savunma becerisi yüksek defans hattımız olsa, göbekte Sosa-Oğuzhan bile olmayacak iş değil. Bu sene Real Madrid'in 4-4-2'yi, Isco-Kroos-Modric-James ile oynuyor. 4 "Oğuzhan"la yani. Türkiye liginde böyle orta saha yapan hocaya, kafayı yemiş derler.

Adsız dedi ki...

@turkkant

Öncelikle sondan başlayayım; bana Ramos, Varane, Pepe ve Marcelo'lu bir defans ver, ben de sana Isco-Kroos-Modric-James dötrlüsüyle nasıl orta alan-hücum yapılır söyleyeyim :) Şahsen bu yüzden Real'den Bayern'den pek örnek vermem. Barça örnekleri ise daha çok alt yapıyla ilgili.

Sosa'yı Oğuzhan'la birlikte 2 defa izlemiş biri olarak, meseleyi "Tümer ve Sergen birlikte oynar mı" şeklinde düşünmeden, oyun anlayışı bakımından değerlendirerek söylüyorum; maalesef Sosa'nın değil ama Oğuzhan'ın mevcut mental bakışıyla bu pek mümkün değil (zaten Sosa'nın gayet profesyonel şekilde gösterdiği bakış açısıyla bir mental ayrımcılığı yok çok şükür). Başakşehir maçında ilk yarı Oğuzhan'dan Sosa'ya neredeyse sıfır pas gitmişken, ikinci yarı göze batan tek ilişkisi de (o da muhtemelen devre arası Bilic'in kulak çekmesinden) yaptığı bir verkaç oldu. Oğuzhan, yine maalesef, pas atabilme özelliğini tek gerçek sanıyor. Oysa bundan 40 yıl önceki Cruyff'un takımında bile örneği olmuş şekilde, bazen tempolu oyunda "pas atan adam" özelliği üzerine atfedilmiş tek adam yerine stoperin bile fark yaratabildiği çok olmuştur. Özellikle Bilic'in yapmaya çalıştığı set hücumunda. Defansı konuşamıyoruz çünkü Oğuzhan zaten takım defansında diğer takım arkadaşlarına göre bayağı geride. Bu bakımdan totalde Oğuzhan'la Real'in hücum eden 4'lüsü arasında bana göre dağlar kadar fark var. Şu anki formsuzluğu ile de ilgili değil, hamuru açısından da.

Bu Oğuzhan tukaka demek değil. Tersine, sahip olduğu potansiyel bakımından oldukça özel bir oyuncu. Yeter ki "kendini geliştirmeyi" bir ayrıcalık değil, bir gereklilik görsün. Bu açıdan, ekşi beşiktaş'ta da metni yayınlanan Edin Terzic'in spox isimli Alman sitesine verdiği demeçte genç oyuncular hakkında söylediklerini dikkatle okumak lazım. Olmuş bir Oğuzhan bu takımın en değerli oyuncusu olur, kesinlikle. Şu anki haliyse apaçık bir kötüye gidiş.

Öte yandan bence yine de Gekas. Zira fizik kalitesinde problem yok adamın. Tek istediği, bazen Pektemek'in onca golcü sezgisine karşın gereksiz yere orta alanda boğuştuğu duruma düşmemek. Bu açıdan bakıldığında gayet başarılı ve iyi transfer olarak gördüğüm Demba Ba bile Gekas'tan daha fazla kale önü golcüsü. Çünkü Gekas'ın 2. bölgeden çıkarıp gol attığı çok pozisyonu var.

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
cochise dedi ki...

vakit bulup uzun yazamadım maçın da üzerinden geçti ama şu pğuzhan konusuna atlamadan duramadım. Oğuzhan'ı ilk 11'e yazmamlar falan; bence oğuzhan'ın değerini anlama konusundan çok çok uzağız. asist öncesi pasların çoğu ondan geldiği; o olmadığı zaman takım başı kesik tavuğa döndüğü halde sadece beklediğimiz büyüklüğü (her ne ise o seviye) göstermedi diye bu kadar küçük görmek çok ilginç. misal Arsenal maçlarında iki takımı hiç tanımayan biri 50 milyon euroluk mesut ile arasında tercih yapmakta zorlanırdı. Temel sorun evet oğuzhan 10 olamıyor olamaz; çok iyi şut atamıyor gol koşusu yapamıyor. Ama takımın beyni rolünü yapıyor ve de yapacak. Onu biraz Selçuk pozisyonunda düşünmek lazım AMAAAA son maçta Sosa'ya pas vermeme meselesi benim de canımı çok çok sıktı. Galatsaray'da benzerini çok gördüğümüz takım olgusunu dinamitleyen bu modlara giren her oyuncu benim gözümde beş para etmez. Eğer bu bir iki maçlık bir abukluk değil de kalıcı olursa değil oğuzhan, demba ba bile olsa gözünün yaşına bakılmamalı.

theotheo dedi ki...

ya gene yanlış saçma şeyler söylüyosunuz. sosaymış. sosa naptı ak ya. bi söyleyin ya. derbimi kazandırdı frikikten golmü attı. ne yaptı ak. sosa kilit oyuncuymş, bi göstersin de görelim birader nası bi kilitmiş. bi zamanlarda ugur inceman pirloydu. iş ona dönmesin.

cenk tosuna yılda 1.7 milyon euro para veriosun. beşiktaş yedek forvete bu kadar çok para veriyosa valla demba ba 2.5 az alıo birader. sen cenke 1.7 para verirsen olcayın da maaşını yükseltirsin böyle oğuzhan da ister veli de ister. bu arada southampton schnderleini göndericek yerine veliyi alıcak :D gülerim işte buna.

oyuncuya dayalı düzeni bırakın arkadaş. yok gs alırmış pektemeği lütfen alsın ak. almazsa hatrım kalır hangi maçı kazandırmış ya. hangi büyük maçta bi tane olumlu hareket yapmış.

beşiktaşta oyuncuya dayalı düzen kalkacak arkadaş ne yapıp ne edip bu düzen kalkacak. ben buraya muhammedle sözleşme yenilenince yazdım. millette yok gs alır fb alır die mızmızlandı e noldu birader? beşiktaşta şu anda demba ba gökhan töre de dahil olmak üzere gitmek isteyen varsa gider. bu kadar basit. necip 900 bin euro alıyo. bu takım inşaat yapıcak para bulamıyo ama bu adilere bu paraları veriyo. necip ayda 3 bin tl ye oynarken metrobüsle gidip gelirken daha iyiydi.

daha çok para isteyene direk kapıyı göster arkadaş burası beşiktaş ya. sen kimsin. oğuzhanmış kim lan bu. hangi maçı kazandırdın. hangi büyük maçta bu takıma birşey verdin.

ulan senelerdir birinizde çıkın sergen gibi tek başına son dakikada bi frikik atın bi derbi kazandırın ya. nerde sikiko rakip var bulup onlara atarsınız. yok genç takımmışta falan da filan başlarım gence. çocuk yuvası mı burası. fb yaşlymış. yaşlı ama senin o genç oyuncularını donunda salladı pozisyon bulamadın. ona ne diceksin.

sneijder kanka sen al bi oksijen odası eve. iyi gelir nefesin açılır ak.

Emre Toraman dedi ki...

genel olarak takimda su ana kadar dikkatimi ceken noktalar:

stoperlerle bu kadar oynamak hic dogru gelmiyor. oynanacaksa bile sivok-franco ikilisi ersan sakatlanmadigi surece olmamali. ikisi de temasli oyunu seven ya da yapabilen oyuncular degiller. beraber oynadiklarinda sivok lider olup franco ozelliklerinin izin verdiginden daha fazla boyle oynamak durumunda kaliyor. dususte gorunmesinin sebebi bu bence.

sosa geldiginde oguzhani geriye cekebiliriz diye dusunmustum ama sanirim bunun yerine atibayi klonlayalim dilegim gerceklesti. atiba-sosa iyi bir 4-2-3-1 ikilisi olurlar. sonuc olarak bu sistemin ideali icin hala ceza yayi ile penalti noktasi arasindaki bolgeyi oguzhandan daha cok seven biri lazim. batalla ve yunus malli cuk oturabilir diyecegim adamlar mesela.

kanat forvet olarak gokhan-kerim ikilisine soguk bakiyorum. bu oyuncular birbirlerinin alternatifi olmalilar. olcay-mustafa da diger tarafta birbirlerinin.

her ne kadar 4-3-3 ve 4-2-3-1 fetisimi kabul etsem de gokhan-atiba-sosa-kerim'li 4un onunde ba-mustafa 2lisi cok guzel isler yapabilir. atiba ilk geldiginde hazirlik maclarinda dikine golluk paslar atabilen, oyunu yonlendirebilen bir oyuncu profili cizmisti. onunde bir 10 numara olmazsa bu yonunu tekrar gosterebilir.

Adsız dedi ki...

Geyiği geçeyim madem. Efenim theo’nun “oyuncuya dayalı düzen kalkacak” demesi çok anlamlı; bunu bir yere yazalım, zira ilerde kesin lazım olacak :)

“Sosa kim” diyen adamın buralarda Wesley Sneijder için yazdığı yazının yaktığı ağıtın haddi hesabı yok. Şimdi bir de oyuncu maliyetinden bahsetmiş. Sosa 30 maç oynasa maç başı maliyetle birlikte yıllık 1,8 milyon avro alıyor. Sneijder’in toplam maliyeti ise 5 milyon avro. Takım dengesi bakımından aldığı tartışılan Sneijder theo’ya göre çok önemli, takımı sırtlayan en önemli adam GS’de. Oysa bu sezon full oynadığı 4 CL maçında gol atamayıp 1 asist yapabilmiş, ligde ise 9 maçta 3 golü var, ki bunun 2’si FB maçında sallayıp tutturma vakası. Veli’nin Southampton haberine burun kıvıranlar, Sneijder’e 5 milyonu verecek keriz bir kulüp olmadığı için önüne uzatılan her mikrofona “burada mutluyum biryere gitmiyorum” dediğini de görmezler. “Olcay kim amk”. Senin Sneijder’dan daha fazla gol atan ama yıllık ücret olarak üçte birinden daha az alan Beşiktaşlı oyuncu.
Gerçi her zamanki gibi sonuca göre yazmaya çalışan, ama onu da beceremeyen birine niye yazıyoz ki. “FB Diego’yu alıyo amk”. Ne dedik, Sosa Diego’dan daha fazla süre aldı Atletico’da. Al sana Diego amk. 7 lig maçı. tıss. Boru mu? Birine kesin boru.

Oğuzhan 10 numara bölgesinde bence de oynamasın zaten. Ama işte orada oynamadığında geriye kalan CM bölgesi için hem defansı yok, hem de maçı tamamlayacak kondisyonu (kondisyon derken bunu geliştirmek istesin hepi topu 1 ay çalışsa halleder, yaş henüz 22).

Bir de şöyle bakalım: 10 numara oynamasın. Orta alanda Veli-Atiba da olsun (e Ozzi’nin defansı böyle yımışken bu ikisi de olacak). Bu durumda asıl oyun bölgesi tahminen 20-30 metre aralığında ve bu şekilde bana göre büyük lükse sahip. Koşacak, pres yapacak ve takım defansına yardım edecek. Başka türlü kadro sürekliliği gösteremez.

Coolio dedi ki...

Ben Kasım ayı itibarıyla Oğuzhan'dan vazgeçmiş bulunmaktayım. 2.5 sene oldu geleli ve kendini geliştirmiyor çünkü çok ama çok tembel. çalışmayı sevmiyor dolayısıyla kendini güçlendirmiyor, ekstra antreman yapmıyor. Eminim çok fazla telkinde bulunuyorlardır ama tembelliğini kıramıyor dolayısıyla ben de ona olan inancımı, umudumu an itibarıyla kesiyorum. Yeni bir Serdar Özkan vakasına hoşgeldin diyerek sene sonunda para ediyorken satılmasını şiddetle tavsiye ediyorum. Zar zor bulmuşuz hemen sildin demeyin, geldiği ilk günden itibaren hayranlıkla izledim ama 3 sene umutları ayakta tutmak için uzun bir süre. Beklersek eğer para kazanamadan göndericez.

Töre konusunda umudum yoktu ama beni haksız çıkarıyor şu an ve kendini geliştirip parlatmaya devam ediyor.

Bize Sosa, Atiba, Ba gibi iş disiplini olan adamlar gerekiyor. genç yeteneklere max 3 sene süre tanıyacak lüksümüz var. Bu hesaba göre İsmail, Necip ve Mustafa'ya güle güle demek gerekiyorki gerçekleşirse çok da sevinirim.

Mevcut konuya dönersek, ortada Atiba-Sosa ikilisi, forvet arkasında katıyen Töre (tek şut deneyen adam olduğu ve ceza sahasına dalma yeteneği olduğu için) solda Kerim sağda ise maalesef hiç bir öneride bulanamayarak bir kurgu yapılması faydalı olabilir. Oğuzhanda kenarda biraz ders alsın.

Basar dedi ki...

Oğuzhan bi halt yapmıyor gibi gözüküyor. Arkadaşımla son maçı izlerken kim çıksın diye konuştuk. Oğuzhan'ın ismi aklımıza gelmedi. O kadar sahada yok gözüküyordu.

Ama Oğuzhan'ın olmadığı oyunda çoğu zaman akıl sıkıntısı yaşıyoruz. Gözler onu arıyor. Yanındakileri oynatma ve yukarıda da yazıldığı gibi asist öncesi pas olayında çok başarılı.

Değiştirilmez mi? elbet satılabilir , değiştirilebilir ama yerine oyuncu almadan çok sıkıntı yaşarız.

Son sözüm theo kankaya. Kardeşim biz senelerdir Figolarla, Zidanelerle, İniestalarla mı oynuyoruz da Sosa'yı beğenmiyorsun? Hoş Atiba'yı beğenmeyen bir adama ne anlatmaya çalışıyorsun derler adama! Ulan sanki gürül gürül paramız var da Atiba'yı, Sosa'yı beğenmiyorsun? Bu takımı derleyip toparlayan 3 yabancı var: Ba, Atiba ve Sosa. Paran yetiyorsa daha iyisini alırsın, yetmiyorsa aldıkları parayı sonuna kadar hak ettiklerini idrak eder, takıma yaptıkları katkıyı görüp susup oturursun. Necip için Cenk Tosun için yaptığın fayda maliyet analizini bir zahmet bu arkadaşlar için de yapıver, ne dediğimi anlarsın.

konusu değil ama,kasımpaşa maçına kombineli seyirciye bilet satmak hangi aklın ürünüdür.bunu kabullenemiyorum abi hiççç gitmediğim maçlara sadece beşiktaşıma katkı olsun diye kombine alıyorum.hadi bu maça gideyim diyorum garip garip saçmalıklarla dolu bir liste çıkıyor önüme lanet olsun böyle yönetime.yok parayı veriyosun maçtan sonra paranı geri veriyoruz,yani millet maça gelsin diye afedersin götünü yırtıyorsun sonra yaptıklarına bak.yok abi ya adam olmayacak bu takım.kombineli adama bilet satmaya çalışıyorlar abi ne diyeyeim daha

planck dedi ki...

Ozzy'yi (ve yeterli görülmeyen diğer türk oyuncuları) gözden çıkartmak için mevcut türk oyuncu havuzu göz önüne alındığında ya her sene altyapıdan oyuncu çıkartacak ve Avrupada çeyrek finaller görecek seviyeye gelmemiz lazım veya yabancı sınırlamasının serbest bırakılması gerek. bilal kısanın kaç yaşından sonra pirloya bağladığı yerde ozzyden umut kesilmez. yazın cenk ve sanırım motta ile frikik çalışması yaptığı bir videoyu hatırlıyorum. adamlar ciddi çalışıyolarken ozzy geyik peşindeydi. kısacası halen ergenliği üstünden atabilmiş değil, haliyle iş ahlakı, çalışma ciddiyeti edinebilmiş de değil. şampiyonluk stresi yaşamak bile fark yaratabilir onun üstünde. birkaç seneye kendisi hiç birşey yapmasa bile mental olarak da fiziksel olarak da yaşı itibariyle daha iyi olacaktır. ama potansiyel değerine teklif alan her oyuncuyu satmamız gerektiği, gsnin burak'ta yaptığı hataya düşmememiz gerektiği de açık.

cochise dedi ki...

Ozie'nin bu gelişmemiş, tembel hali ve sizlere göre berbat oynadığı şu hali bile en iyi Türk orta sahalarından biridir. Potansiyelniin çok altında mıdır? evet ama o potansiyelini hiç kullanamasa bile şu haliyle futbolu bırakana kadar -Yabancı sınırı tamamen ve koşulsuz kalkmadığı sürece- bu takımın demirbaşıdır. Ancak tabii ki yüksek bi bedel gelirse her oyuncuda yapılması gerektiği gibi hemen satılmalıdır. Türkiye'de oyuncu satıp da ah vah eden pek görmedim ama satmayıp pişman olan gırla.

Sezon başında Sivok'un Beşiktaş'ın en iyi stoperi olduğunu söylemiştim. Pedro Franco Beşiktaş'ta en fazla yedek olur demiştim. Yönetimin kesinlikle sağ bek almasını söylemiştim. Burada Beşiktaşlı bir arkadaş sağ bek transferinin gereksiz olduğunu, Franco'nun Sivok'tan çok daha iyi olduğunu falan iddia etmişti. Uzun uzun tartışmıştık:) Haftalar önce Tolga'nın abartıldığı kadar iyi bir kaleci olmadığını Cenk'in Tolga'dan daha yetenekli olduğunu söylemiştim. Bu sefer de başka bir arkadaşla uzun uzun tartışmak zorunda kalmıştım :) Selam gençler :D

Not:Cenk topu eliyle kaleye sokup beni yamultabilir :) Cenk'e kefil olamam ama Cech'e olurum. ehehe

theotheo dedi ki...

@sneijder

kanka sneijder dediğin adam fenere iki tane kol gibi soktumu bitti. bundan sonra susucaksın. o gol 2 milyon euroluk gol zaten. adam yıllık parasının yarısını çıkarıyo. o kadar basit.

senin sosan girdi maça. alsaydı maçı. ben sosa kötü adam demiyorum. ama 2 dakkada yıldız yapıyosunuz ak. sonra ondan kötüsü olmuyo bırakın ak. bi oynasın adam.

benim kriterim ne arkadaş biliomusun. eğer ben büyük oyuncuyum diyosan ben 10 numarayım diyosan. bana derbi kazandırıcaksın. maç çok kötü gidicek bi tane çakıp işi bitirceksin. başka yolu yok hacı. oğuzhanın 3.senesi bitti artık. 1 mi 2 mi ne veriyolarsa gönder gitsin. oyuncuya dayalı düzeni siktir edin artık bıkmadınız mı.

beşiktaş hepsinden büyük bunların. mesut özil de gelse beşiktaş büyük arkadaş. bu takımdan sergen gibi bi oyuncu geldi geçti. izleyin bakalım kaç tane frikik golü atmış. bi tane varmı atan ak? bi tane gösterin de kafamı kırim ya.

bırakın lan beşiktaşın 10 numarası oğuzhan falan tarihe geçer bu işler. oğuzhan gençlerbirliğine bile damga vuramaz. çok net söylüyorum.

demba ba yı beğeniyorum töreyi de bence bu takımdaki en değerli iki oyuncu bunlar. ama derbilerde kayboldukları sürece aldıkları parayı haketmiyolar kardeşim. derbide oynucaksın. öbür maçlarda zten kazanırım ak bırak. bana yılda 4 derbi maçından 2 sini kazandır. geri kalan da oynama ya. ciddiyim. gökhan töre bana 2 derbi maçını kazandırsın. 2 milyon euro vereyim. bi daha da oynamasın. bu kadar basit.

büyük oyuncu öyle kolay olunmaz. bunu o boş kafanıza yazın ak.

Adsız dedi ki...

Bak theo’cum sana gayet basit bir şekilde anlatayım. Bu platformdaki herkes ne dedi ve hala demekte: “renklilerle olan maçlarda bize kazandırmazlar”. O kadar ki, burada birisi sarı kart cezalısı var mı, dediğinde, “sarı kart sınırında oyuncu yok, ama kırmızı bekleyebiliriz” dedim maçtan 8 saat önce. Şu anda Demirkol, G.Onay, hatta ve hatta Çakar ne diyor? Beşiktaş’a kartlar farklı çıkıyor, diyor. Hatta Çakar resmen özür bile diledi; “bu geceki” derken bahsettiği maçsa FB maçı.

http://www.youtube.com/watch?v=6Dltge4V1IY

Peki bu böyle mi nasıl anlarız? Gayet basit, Avrupa maçları var gidip bakabilirsin. Ada basını Arsenal ve Tottenham maçlarından sonra yazdı, bu Beşiktaş farklı diye. Hepimiz hatta tüm ülke gördü ve helal olsun dedi ama sen görmemiş olabilirsin diye. Biri gider 4 yer, biz kök söktürürüz, öyle bir şey. Bu abukluğu anlaman için Milli Takımın şu anki hali bile sana yeterli değilse, başka ne olur onu bilemem; hani Real’den 6 yerken bile sonuna kadar savunduğun FT’li milli takım.

Diğer taraftan, sadece Beşiktaş için değil, Türk futbol tarihinde rekor borçla devranılan bir dönemde Beşiktaş yönetimi sadece kısa sürede bu takımı kurmakla kalmadı (bu süreçte Özen faktörü ayan beyanken senin için: gözleri gözrmez kulakları duymazlarla aynı) aynı zamanda “kendi” bulduğu kaynakla, hem de şu anda tartışmasız İstanbul’un en değerli arazisinde stad inşaatına başladı ve tam gaz gidiyor. Bizzat stadın mimarı kabası 2 aya biter diyor. Üstüne de ekliyor: inşaat bölgesi çok kısıtlı, açık alanda yapsaydık şimdiye son rötuşları yapılırdı, diye. Bu açıklamayla 37 ayda biten TT Arena inşaatıyla gayet güzel kıyaslayabilirsin; zira biz temel kazmasını vuralı henüz 1 yıl geçmedi. Zaten mimarına da gerek yok, gelinen durumda fotolara bakınca kabası 2 ayda biter gerçekten. Stadın bitmesinin hangi faktörlere etki edeceğini söylemeye gerek yok herhalde.

https://twitter.com/yeniinonustadi

Gelelim Sosa mevzuuna.

Sosa’nın kapasitesi ve yaptıklarının da ötesinde, ülkemizde bir hayli süredir bulunan bir oyuncu olarak, sakatlıktan yeni dönmüş bir halde sadece “özel” bir maçlığına “MVP” olmayı düşünme çakallığına gitmeden, hem ofans hem de defans bakımından gönülden katkı yapması takdire şayan. Futbolu senin gibi algılayanlar için Sneijder salladığı ve tutan 2 şutla sezonu başarılı kapatabilir. Benim gibilerse Sosa gibi adamların takımla ilk defa 90 dk oynayabildiği maçta yaptığı 2 asistin üstüne çizgiden gol çevirmesine, rakibin attığı şutu ciddi sakatlık pahasına omurgasıyla karşılamasına ve 90 dakika presi sürdürmesine bakar. Kısacası sen işyerindeki adamlarla sidik atışman yüzünden “bi derbi amk” dedin diye sürreal işlere bakmaz. Kısacası bu.

Öte yandan, Muhsin Ertuğral da bunu görmüş ve şunu söylemiş:

http://www.futbolarena.com/haber/157864/ne-diego-ne-demba-ba-.html

https://twitter.com/FutbolArenaTR/status/531547561862000640

Gerçi, futbol camiasından her renge ait yorumcuların bile Beşiktaş’ın yediği kartlar hakkında böyle yorum yaptığı bir ortamda bile derbi sadece 3 puandır; Torku Konyaspor ile yapılan maçtan farksız yani. Yeter ki, futbolu ve Beşiktaşı sadece çevrendekilere karşı duyduğun eziklikle düşünme.

Çakar haksız işlerle kazanılan FB-BJK maçıyla FB şampiyon diyor. Aksini böyle düşünenlerin aklına o maçlardaki oyunla sokarız.

cochise dedi ki...

@bağımsız kişi
pardon ne ara insanlar franco'nun sivok'tan daha kötü olduğunu kabul etmiş ben hatırlayamadım. Franco'un olmadığı fener maçındaki 'akıl'sız oyun da mı bir şey göstermiyor? Savunmacıların sadece topa vurduğu ana bakarak kimin iyi olduğuna karar veriyorsak işimiz var. Sivok çok sık olmasa da kademe ve oyun kurma hataları yapıyor ama bunun karşılığında savaşçılığı yok (bknz. asteras maçı; hem kaptırma hem kademe hatası. gerçi o golü bile franco'ya yazan olmuştu; 2 boş adamın olduğu yerde strateji yapıp ortalarında kaldığı ve rakibi zor bir şuta ittiği halde. o zor şut girdi o ayrı.)
Sivok hala benim gözümde aynı yerde: kötünün iyisi- hiç yoktan iyidir vb. her şeyi idare edecek kadar yapıp hiç bir şeyi çok iyi yapmayarak. (Hava topu demeyin; hava topundaki başarısı hücumda; savunmada o konuda her şeyde olduğu gibi ortalama)

Sivok'u çok çok severim karakterinden dolayı, futbolu bizde bıraksın isterim (yedek kategorisinde)ama benim gözümde futboldan anlama paratoneridir. Zira eyvallah Seni çok fazla kısaltmaz ama uzatmaz da. Extensor'dan çalayım; Tipik bir generalist oyuncu; tüm takım generalist'lerden oluşursa evet bir sınıf yukarı çıkabilir -çek cumhuriyeti gibi- ama bizim gibi specialistlerin çok olduğu takımda generalist sırıtıyor. ne Ersan'la ne de Franco'yla tam uyum sağlayamayıp ikisini de aşağı çekiyor. oysa diğer ikisi birbirini tamamlıyor. (evet ersan bir sınıf aşağıda ama neyi iyi yaptığı ve neyi kötü yaptığı çok belli).

Sivok Belki yanında kendi gibi generalist bir savunma olsa bambaşka bir çehreye bürünebilir. Ama şu haliyle ana planda olmaması gereken bir oyuncu. Bu da işte takım mühendisliği denen şeyin devreye girdiği bir husus. generalist takım mı olacan specialist mi? motta, veli, töre, serdar gibi oyuncuların varsa mecbur specialist olacan. sosa atiba gibi oyuncular sayıca fazla olsa generalist olmak daha iyi olabilir. o zaman franconun değeri azalır sivok'un artar.

BesiktaskUlan dedi ki...

Basın ara ara bizim adamlarımıza kafayı takıyor, iki hafta geçmeden bizim taraftarımız da bu taraflı yayınlara kapılıp "evet, kötü oyuncu" fikrine kapılıyor.

Son örneği de Franco. Bu adamı geçen senenin ikinci yarısından beri izliyoruz, yükselişini görüp hayret ediyoruz, burada ve her ortamda takdir ediyoruz ama bir maç geçince koca seneyi unutuyoruz. Olacak iş değil.

Franco'ya kötü oyuncu diyen çarpılır, onu demeyip Sivok ile kıyaslayan ise ayıplanır. Sivaok ortalamadır ama Franco potansiyeldir ve Beşiktaş'ta yeri vardır. Hemen yedik, bitirdik.

Nisandaki olayın -Gökhan'ın vurulma- görüntüleri daha geçen gün tv'de yayınlandı. Tesadüf mü sanıyorsunuz? Devlet ne durumdaysa, futbol da aynı. İnsanlara karşı bir propaganda yürütülüyor. Sıra Gökhan'ı yemekte, onu yerken de aradan Franco'yu çıkarmak.

Franco 'nun Bekir'den, Semih'ten, Şedju'dan ne eksiği var da Beşiktaş'ta oynayamaz deniyor acaba?

Neyse basın yesin bakalım futbolcularımızı tek tek, nasıl olsa biz unuturuz iki gün sonra. Franco'nun bir yıllık şahane emeğini unuttuğumuz gibi...

sergen in beşiktaş lı topçulara karşı önyargıları, taraftarı ve medyayı etkiliyor.o yemek için uğraşanların başında gelir kendisi.ama gerçekten futboldan anlayan taraftarların, franco gibi ayağına mükemmel hakim bir stoperin beşiktaş ta oynuyor olmasının keyfini sürüyor olması lazım.en çok dikkatimi çeken husus rakip takımların hiçbirisi franco oynarken beşiktaşa karşı hücum pres seçeneğini kullanamıyor. franco nun hücum pres etkisini sıfıra indiren bir stili var. ve o oynarken top takımda daha fazla kalıyor,ne yaptığını daha çok bilen bir takım haline bürünüyoruz bence.

theotheo dedi ki...

@sneijder

lan ne güzel ya at hakeme suçu oh. o zaman çıkma kardeşim derbi maçlarına nasılsa yenmenin imkanı yok. nasılsa hakemler bilerek hatalı kart gösteriyo. ak fener maçı maç 11 11 ezildin kardeşim ya 2 pas yapamadın ak. dakka 2 de gol yedin.

bu kafayla gidersen daha çok gol yer beşiktaş haberin yok.

Metin Albayrak denen herifin bu kulüpte yönetici olması Beşiktaşlılar için utançtır. Siyasi fikirlerini falan geçiyorum ama böyle iğrenç bir açıklama yapılabilir mi lan! Suç mu gezi parkı eylemlerine katılmak da inceliyorsunuz. Nasıl bir gevşekliktir bu?

Bu arada Franco'yu hala Sivok'tan iyi olarak gören adamların olması bir şey ifade etmez. Geçen sene konuştuğum çoğu kişi Franco'yu öve öve bitiremiyordu, bu sene Sivok oynasın demeye başladılar. Sağ bek almaya gerek yok diyen kişi burada hala cevap vermeye çalışmasın :) 1-2 ay sonra dediğime gelirsiniz. Azıcık futbol oynamış adam Franco'nun şu haliyle Beşiktaş'ta oynayamayacağını anlar. Hız yok, kafaya çıkamıyor, sert değil. Ee ne var? Ayağı düzgün. Ne yapıyor Zago gibi 50 metre pas mı atıyor? Ronaldo gibi çıkıp gol mü atıyor? Kendisini geliştirebilirse Beşiktaş'ta oynar ama 23-24 yaşındaki adama da hala büyük potansiyel demek fazla iyimser.

Sivok süper stoper demiyorum yanlış anlaşılmasın ama bizim taraftarın yıllardır gözlemlediğim şöyle komik bir huyu var.Bir futbolcu genç ise kesinlikle gelecekte dünyanın en iyi oyuncularından birisi olacaktır. Yedek kaldığı dönem herkes "neden bu adam oynamıyor?" diye ortalığı yıkar. İlk çıktığı maçta topa vurabiliyorsa harika oynadı falan denir. Sonra bu genç adamımızı teknik direktör ya baskıdan ya da yokluktan oynatmaya başlar. Eğer futbolcu ortalama bir oyun oynuyorsa, tribünlerin sevgilisi olur ve yaptığı hatalar görülmez. Aradan 1-2 yıl geçince bu arkadaşımız taraftarın gözünde eskir ve homurtular başlar. Kritik maçta bir hata yapar ve daha düne kadar kendisini göklere çıkaran adamlar bu çocuğa küfreder, ıslıklar. Bundan sonra artık o adamın yaptığı en ufak hatayı bile abartırlar, defolsun gitsin falan derler. Niye? Çünkü zamanında kendisini yeteneğinden on kat fazla gördükleri için. Adam Beşiktaş'ta uzun yıllar iyi kötü oynayabilecekken, psikolojisi bozulur ve gönderilir.

Pedro Franco yetersiz diyorum çünkü bugün kendisini övenler yarın ona topçu değil diyecekler. Yüksek ihtimalle seneye burada Pedro Franco söylediğiniz kadar kötü değil diye birileriyle tartışacağım :) Hayatı hep siyah beyaz görmeyin, gri diye de bir renk var.

BesiktaskUlan dedi ki...

Farazi eleştiri ya da yorum yapmayalım.

Sadece Franco değil, şu anda gönlümdeki Beşiktaş'ta, Necip de, Veli de, İsmail de, Motta da, Cenk de, Tolga da, Sivok da, Ersan da oynayamaz. Bunlar sadece aklıma gelenler.

Fakat iki seçenekten birisi seçilecekse, "futbol oynayan" bizim gibi adamlar bilirler ki, Franco daha faydalıdır. Sivok yıllardır Beşiktaş'ta ve yaptığı hataların haddi hesabı yoktur. Oysa Franco, 7-8 aydır düzenli oynuyor ve oldukça ortalama üstü bir performans gösteriyor.

Beğenilmeyen Franco ve Ersan tandemi ile geçen senenin ikinci yarısında doğru düzgün gol yemedik. Hatta Sivok'a karşı elimiz güçlendi, gitmesine izin verdik ama kendisi vazgeçti.

Sivok'un toplara nasıl atladığını, takımın dengesini nasıl bozduğunu görmezsen, futbol oynamış olman da pek bir şeyi değiştirmiyor doğrusu.

Franco da her şeyi iyi yapamıyor ama ondaki ayak ve teknik kalite, orta sahada bile oynasa sırıtmaz vaziyette. Ayrıca "potansiyel" demek illa ki "gelişim" demek değildir, mevcut yeteneğini kullanabilmektir.

Franco da genç ve gün geçtikçe gelişiyor, bunun önünde de bir engel bulunmuyor. Eğer geçen yılın ikinci yarısında kötü oynasaydı, kimse bir şey diyemezdi fakat herhangi bir Beşiktaş taraftarına soralım, Sivok'un yıllardır oynadığı, ilk 11'de çıktığı herhangi bir maçta, için rahat oldu mu, gönlün ferah mıydı? diye, eğer bir kişi "evet" derse susarım.

Mevcutların içinde en iyi alternatif Franco'dur, yoksa mesele kimin Beşiktaş'ta oynayıp oynayamayacağı değil.

Yanlış hatırlamıyorsam, "Cenk kötü kaleci" dediğimizde itiraz edenler, şimdi "futbol oynamış" insanlar olarak Franco için "seneye görüşürüz" göndermesinde bulunuyorlar.

Herkes yanılabilir tabii ama mesele afaki konuşmak/eleştirmek olmamalı.

Şu anda, bugün itibariyle, yıllarca Beşiktaş savunmasına kan kusturan Sivok ile 8 aydır 11 oynayan, en fazla 5 hata yapan, en iyi ihtimal tek maç kaybettiren, burada kötü yorum almayan ama iki haftadır basının yüklendiği Franco'yu bir tutmak hiç akıllıca değil.

Benden bu kadar.

BesiktaskUlan dedi ki...

Aslında @talipyeşiltepe doğru bir noktaya parmak basmış. Ne zamandır aklımda, onu da söyleyeyim bari.

Basındaki bazı "Beşiktaşlı görünümünde Beşiktaş düşmanı" insanlar var, kasten, kasıtlı şekilde Beşiktaş aleyhine yorumlar yapıyorlar.

Bir post da onlara açılsa, biz de hepsini ele alsak nasıl olur acaba?

Bir türlü içime sinmese de, bunlardan biri Metin Tekin bana göre. Sergen zaten açıkta, Tümer desen hakeza, Mustafa Denizli zaten gavura vurur gibi vuruyor bize...

Beşiktaş basını zaten yok ama kimler kuzu görünümlü kurt, onları da incelemek lazım aslında.

Basar dedi ki...

Franco'ya laf eden carpilir!

Erman Guracar ile Umit Bozkurt kovalasin sizi, gece gece de ruyaniza saclari mecli Ali Eren girsin emi...

Metin Albayrak'ın söylemleri bütün yönetimi bağlıyorsa orada çok büyük bir sorun var.

İnsan nasıl kendini böyle bir duruma düşürebilir ya ?

Şimdi çıkıp açıklama yapsan o inşaatı 1 sene bağlarlar çivi çakamassın , yapmassan bir daha o stada giremez , ilk seçimde de defolup gidersin .

Böyle aptal adamların yönetici olmasını gerçekten sindiremiyorum .

Harika basket maçı oldu , neşelendim , eve geliyorum bu gerizekalıyı okuyorum , Beşiktaş'a dair hevesim kursağımda kalıyor.


planck dedi ki...

sivok ve franco kıyası nedense sivokun hava hakimiyeti vs franconun düzgün ayağı seçenekleri arasında sıkışmış. söylendiği gibi franconun oynadığı maçlarda çok daha az gol yememiz belki sadece istatistik olarak görülüyor fakat bence defansif anlamda da franco sivoktan daha yararlı. ben sivokun ne son anda müdahelesini hatırlıyorum ne birine sert gidip top aldığı. sivok tek fake ile oyundan düşürülebilen, hızlı isen yanından geçip gidebileceğin bir adam. franconun sadece kayarak kestiği atakları göz öüne alsak çoğunda sivok ya geçilir yada rakibe eşlik ederdi ve kalemizde tehlikeli pozisyon görürdük. sivok rakiple mücade ederken franco topu almaya yönelik oynuyor bu yüzden de "futbol oynamış" arkadaşlara yumuşak ve vasıfsız geliyor anladığım kadarıyla. "teknik analiz yapabilen" herkes bilir ki savunma yapmak kafa topuna çıkmaktan ve rakibi rahatsız etmekten çok daha fazlasıdır.

M.Albayrak isimli varlığa sevgilerini göstermek isteyen arkadaşlar başakşehir stadı sizleri bekler.

Çok eğlenceli. :) Sağ bek gereksiz diyen futbol üstadları hala akıl vermeye devam ediyor. Futbol o kadar zor bir oyun değil arkadaşlar fazla kasmayın yani.

Savunma yapmanın ne olduğunu bilmek için "teknik analiz yapabilmek" gerekli değildir. 2+2'nin kaç yaptığını bilmek için ne kadar matematik bilgisi gerekiyorsa, savunmanın ne olduğunu bilmek için de o kadar "teknik analiz yapabilme" gerekir.Van Gaal Pique'yi ittirir ve Pique yere düşer. Pique ne olduğunu anlamadan Van Gaal şöyle der:"Stoper oynamak istiyorsan, çok daha güçlü durmalısın." Evet gördüğünüz gibi "teknik analiz" manyağı bir adamın olayı açıklama şekli... Savunma yapmanın ilk şartı güçlü olmaktır, savunmacı güçsüz ise geri kalan özellikleri hiçbir anlam ifade etmez. Bir santrafor var. Çok süratli, süper pas atıyor, defansa yardım ediyor, kafa toplarında çok iyi ama gol atamıyor desem kalsın dersiniz değil mi? Savunmacı için de kuvvetsiz, kafaya çıkamıyor, yavaş ama diğer özellikleri çok iyi demek aynı anlama geliyor.

Geçen sene az gol yememizin nedenini Franco ve Ersan'a bağlayan üstadlarımıza açıklama yapmak istedim. Geçen sene Bilic stoperlere güvenemediği için Atiba ve Veliyi ön liberoda çakılı oynatıyordu. Bu yıl gol atamıyoruz diye eleştiriler başlayınca farklı hücum taktikleri denemeye başladı. Hücuma çıkarken bekler ileriye çıkıyor, stoperler açılıyor Atiba iki stoperin arasına giriyor ve oyun kuruyor. Veli merkez orta saha oyuncusu gibi oynuyor. Oyunu kanatlara açtığımızda ise Veli de Atiba da rakip ceza sahasına geçen seneye oranla çok fazla girip çıkıyorlar. Bunun eksi dönüşü ise az kişiyle yakalandığımızda stoperlerin bütün açıklarının ortaya çıkması oldu.

Not:Metin Tekin Beşiktaş düşmanıdır çünkü benimle aynı fikirde değil!!! Pedro Franco'yu beğenmemesinin Beşiktaş düşmanı olmasından başka hiçbir sebebi yok!!! Mustafa Denizli, Sergen Yalçın, Metin Tekin hepsi Beşiktaş düşmanılar. Öyle olmasalardı Pedro Franco süper futbolcu derlerdi:)

BesiktaskUlan dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
turkkant dedi ki...

Bagımsızkişi'nin Franco tespiti gayet yerinde bence de.

Real filan gibi süpermen stoperler alacak takım değilseniz, genelde 1 savunma lideri stoper (sezgisi iyi, tecrübeli), 1 de hamle stoperi (güçlü, daha çabuk vs.) ile oynamak yaygın. Semih-Ulfaluji o açıdan iyi bir ikiliydi. Franco'nun yanına çok daha kaliteli bir hamle stoperi alınsa verimi artabilir, ama o zaman da şu sorunsal ortaya çıkıyor. 5 yabancılı sistemde 2 hak stopere harcanır mı?

İkinci sorun adamın hava hakimiyetinin zayıf olması. Bu durumda bence beklerden biri 1.85 civarı, yüksek topa çıkan tarzda olacak. Mesela 3-4 sene önceki formuyla İbrahim Toraman sağ bek oynasa, Franco'nun hava zaafiyeti bu derece sorun yaratmayabilirdi.

Bir de, tabi bence üst kalite stoper gol atar -senede en az 4-5 duran top golü olmalı. Hele ki, bizim gibi tek santraforlu takımlar için bu çok önemli.

Sonuçta mesele şuna geliyor. Franco bu kadar vazgeçilmez bir kumaş mı?

arkadaşlar yanlış yerlerde arıyor.bizim francoyu övmemiz rakiplerimizin kadlec-bekir ve chedju-semih tandemlerinin kıyası ile ortaya çıkan bir sonuçtur.yoksa la liga ve premıer lıg izleyip sonra beşiktaşın stoperi olamaz yaa demekle olmaz bence.bu beşiktaş a nasıl futbolcu almak lazım anlamadım.zaten bahsedilen kalibrede adamlar a plus takımlarda e sende a plus takım olmadığına göre problem yoktur bence gözünüzde fazla büyütüyorsunuz renkliler gibi takımlarınızı.bence kıyaslama alanları doğru seçilmeli.bahsedilen bjk stoperi ronaldo geldiğinde de adam depar atamıyor deniliyordu ama şimdi 15 yıl geçmiş adamdan örnek gösteriliyor.:)

he eklemeden edemeyeceğim;dünya kupasında kolombiya milli takımının oynadığı futbolu dilimiz dışarda izliyorduk 4 ay önce,şimdi beşiktaş ta oynarlılığı tartışılan franco o milli takımda 11 oynayıp 90 dk sahada kalıyor.arkadaş sizin takımınızı bilmem ama benim takımımda kolombiya milli takımında devamlı oynayabilen franco denen topçu banko oynar.ayrıca ben onu sivok la kıyaslamadım

Basar dedi ki...

Franco'nun son 2 maçı haricinde kötü maçını hatırlamıyorum! Bence Franco-Ersan ikilisi şu kadro içinde en ideal defans hattıdır.

cochise dedi ki...

vay be futbolcudan anlama referansı Mustafa denizli ,sergen yalçın adam varmış; ben de bunları kim dinleyip de ciddiye alıyor derdim.

Metin Tekin: koşu mesafesinin ne önemi var yaa; istatistik saçma vb. (çok severim, efsanemdir, hastasıyım ama iş yoruma gelince bomboş konuşma üstadı)
Mustafa Denizli: Cisse topçu değil, bu takımda ne işi var. Başa geldikten iki ay sonra "n'olur gitme cisse" pozisyonları.
Sergen Yalçın: Türkiye tarihinin en yetenekli topçusu olsa da tv karşısındaki haline hakkında kelam edip klavyemi yormama değmez. Sergen'in yorumcu olması Erman Güraçar'ın AMC oynamasına eş değer. Misal Gekas topçu olsa büyük liglerde oynardı, oralarda gol atabilir mi vb. diyecek kadar işine saygısız olması da cabası. (adamın bundesliga gol krallığı var)

Bu insanlar harika yorum yaptıkları; futbolu dikkatle takip ettikleri bu işe şu anda emek verdikleri için oralarda değiller. Orada olma sebepleri geçmişte harika işler başarmış olmaları; kendilerine genelde bu nedenle hayran olan çok insan olması ve bağlantıları. Misal Hasan Şaş'a kalsak İzlanda eliyle üç kere gelemiyordu kalemize. Hasan Şaş da efsane topçudur ama aklı başında bi GS'li sanmıyorum ki ciddiye alsın...

Unknown dedi ki...

Franco'nun, kendini daha iyi geliştirebilmesi için yanına tecrübeli bir isim konulması gerektiğini düşünenlerdenim. Hem saha içinde hem saha dışında bir şeyler kapabileceği biri.

Mesela sözleşmesi bitmek üzere olan Chiellini bu isim olabilir mi? Sadece bir örnek. Yönetim bu tür fırsatları kovalamalı. İmzalatırsa çok büyük iş olur.

Başıma bir şey gelmeyecekse, son üç-dört senedir takımda en beğendiğim yabancı Sivok. Bu beğeni sadece sahadaki oyunuyla değil, karakteri ve çalışkanlığı ile de alakalı. "Beşiktaş'ın ligde en fazla forma giyen yabancı futbolcusu" ünvanı da bir şeyleri kanıtlar nitelikte.

Son yaşadığı sakatlık onu biraz geriye götürdü ve beklentileri karşılayamıyor. Eski hızı ve çevikliğini kaybetmiş durumda. Bu sezonu tamamlayıp, kendisine teşekkür edilmeli.

Olm ben bu adamı çok seviyorum ya, hakkında kötü konuşmayın. :(

EC dedi ki...

Su an ulke genelindeki algi: " Insanlarin hicbiri hakettikleri goreve gelmiyorlar, KKore de, Irak da oldugu gibi, ulke lideri onlar icin ne gorevi uygun goruyorsa, o kisi o pozisyona yerlestiriliyor ve o Lider de hata yaptigini Kabul etmemek icin uzun sureli olarak yanlisin arkasinda duruyor."
Yildirim Demiroren, Fatih Terim, Goksel Gumusdag, Ridvan Dilmen vb kisiler hep bu proje bazinda bulunduklari yerlere gelip, orada kalmis kisiler. inaniyorum, ayrilmak isteseler bile ayrilamazlar. simdi bir cok eski Besiktasli futbolcu da Besiktasi kotuleyerek ( Ankara'ya yanasma ) bu pastadan kendilerine pay kapma ve portakal renkli formayla sahaya cikma gayretindeler..
Futbol a gelirsek, nufusunun %60 35 yas ve alti seviyesinde olan bir Ulke de futbol alkolden, uyusturucudan daha etkili bir faktordur, kitlesel hareketleri yapmak ve yonlendirmek icin birebirdir. tarihde de gayet basarili kullanilmistir..
Bu nedenle bazi onemli kulupleri ele gecirmek icin 3 Temmuzlar planlandi, bunun icin kuluplerin kendi icsel baskanlik yarismalarina devlet mudahil oldu, bunun icin ligin en eski takimina ( Besiktas a) her firsatta bel alti vurulmakta. Onun basarisi sisteme karsi gerceklestiginden, mutlaka basarisiz kilinmali, gerekirse stadlarina parali askerler sokturtarak onleri kesilmeli..
Milli takim a gelirsek; bu takimdan (ilk 11 dekilerden)sadece 2 yada 3 oyuncu 2018 i gorecek. sen daha Salih Ucan I Oguzhan i genc kategorisine koyup milli takim iskeleti olusturmak icin calismiyorsan, sadece gunu kurtarmak icin hala 30 luk adamlari alarak milli takim yapip, liderini ve kendini rahatlatmak icin ucuz galibiyetler pesinde kosuyorsan maalesef sen Turkiye Futbol Direktoru degil, parali asker = uzaktan kumandali bir kuklasin..
Volkan Sen, Serdar Aziz bugun denize dusuldugu icin, sarilindiysa eger ve hepimiz de biliyorsak Emre B. sakatligi gecer gecmez bu takima alinacak, her turlu cirkefi yapsa da Volkan D. de her zaman orada olacak, o zaman geride su an 16 - 17 yas seviyesinde futbol hayalleri kuran genc cocuklara iyi ornek vermiyorsun demektir, gelecegi planlamiyorsun demektir.. O cocuklari simdi desteklemek bizi 2018 icin, 2020 icin turnuva takimi yapmanin yoludur..
Medya sahibinin borazani, kendi tarafindan olani elestirmeyen bir eski futbolcu tayfasi ve amerika yi yeniden kesfetmeye calisan bir kaptan ile su anki durumumuz basari bile.. bunlar daha iyi gunlerimiz..

Bu arada herkesin haberi vardır sanırım ama @temizellerbjk twitter hesabı feci biçimde yardırıyor.

Bilinen pis işleri belgeleriyle ortaya koyuyorlar. Özellikle Çarşı Liderler bu marka olayına feci bozulmuşlar.

@cochise
Bundan sonra seni referans alırım kardeşim. Delgado ile Cisse'yi karıştırmışsın ve olayı çarpıtmışsın ama olsun. Senle bol bol kola içip koşu mesafeleri üzerinden futbol yorumlamak isterim.

Mercedes'e binip gecekonduda oturmak=Pedro Franco

Not:Futbolu bilen birisi böyle temel mevzular üzerinden istatistik, koşu mesafesi zart zurt görmeye gerek duymaz. Birisini referans alma ihtiyacı da duymaz.

Adsız dedi ki...

Yazanların çoğunun "niyetli" olduğu kesin de, olmayanlar için yazayım.

Biri yazmış: “Adalı'yı kıskandığınız için adamlarını hunharca gönderdiniz”. Hani o adamlarla ilk sezon 4. sonrakinde 5. olduğumuz “adamlar” öyle değil mi. Gerçek rakamlar bunlar lem. Boru mu. Cidden boru.

Küyediniz Atletico maçının ilk devresini 1700 metre koşmakla kalmadı. Devre arasında bu performansı yüzünden hocasına da çemkirdi. Bu çemkirme çok önemli , zira sadece otorite yoksunluğunu değil, o dönemki BJK Futbol Kulübünde nelerin nasıl olduğunu da gösterdi (şimdi TFF, yani Türk futbolu düşünsün).

Ne demişti vatandaş? “sen beni oyundan alamazsın, seni ben getirdim”. Kısacası, donuna kadar Mendes bataklığına batmış bir takım oyuncusu ne der, aynısını söylemiş. Aslında kariyeri boyunca yaşadığı yıllardan daha fazla takım çalıştırmış bir adamın Beşiktaş’a gelmesini kabullenenler için sürpriz olmasa gerek. Hem de ne takımlar, diyen wiki’ye baksın bi zahmet.

Sizde öyle kocaman bir mide var ki, bunu söyleyen Küyedi diye hazmedip hiçbir şey olmamış diyerek önünüzdeki maçlara bakacaksınız. Bunlar yalan mı? O halde bu niye var:

http://www.ntvspor.net/haber/futbol/60915/quaresma-ozur-diledi

2-3 tane olayı bile arka arkaya getirip değerlendiremeyecek olanlar hala (inanılmaz ama hala öyle sayın seyirciler) Küyedi diye heslendiği sürece, Beşiktaş taraftarı olmanın en azından harbi Beşiktaşlılar ve kendini Beşiktaşlı sananlar arasında, çok daha değerli bir fark olacağı bir gerçek. Kısacası: Küyediniz ve siz sıktınız artık. Bence kısasından çektirip gidin.

Adsız dedi ki...

Bu arada Küyedi 10. Haftası biten Portekiz Liginde 7 maç forma giyip 436 dakika oynamış, bu maçlarda da golü yok sadece 1 asisti var. Bir forvet oyuncusu için şaka gibi, tıpkı sizin gibi. Hem de Portekiz Ligi diyorum, tıpkı sizin gibi şakasınız diyorum. Üstüne stad diyorum. Avrupa Ligi diyorum.

Basar dedi ki...

Boşluk forum ahalisine iyi gelmese de takıma iyi geldiğini düşünüyorum.

Bu hafta sonu tekrardan lider olacağımıza inanıyorum.

cochise dedi ki...

@bağımsız kişi

kardeş ben sana beni referans al demiyorum ama bir önceki yazında "Mustafa Denizli, Sergen Yalçın, Metin Tekin hepsi Beşiktaş düşmanılar. Öyle olmasalardı Pedro Franco süper futbolcu derlerdi" dediğin için bu isimler BJK düşmanı olduğu için değil ama bu işe yeterince emek vermeyen gelişine sallayan, bir şeye takınca bırakmayan ve geçmiş başarıları sayesinde şu anda koltuklarında oturan insanlar olduğunu belirtmeye çalışmış idim. Bunun için de birer örnek verdim. O örnekler hatalı olsa bile (ki değil aşağıda açıklıyorum). binlercesi var. Haa diyorsan yoo bunların fikirleri çok değerli; süper yorum yapıyorlar sana bu laf salatalarını iyi dinlemeler derim. Bu isimlerin gerçekten kaliteli yorumcu olduğunu iddia eden de görmedim henüz.

Misal; Almanlar-İngilizler falan bu işi bilmediği için koşu mesafesine takık ama bizim Metin Tekin'e göre fasa fiso; Ama Metin Tekin trilyonlar kazanıp kamusal bir alanı kullandığına göre bu "fasa fiso"luğu açıklamak zorunda (sen de böyle düşünüyor olabilirsin ama senin öyle bir zorunluluğun yok) ama yok beyefendi sadece "banane banane" mızıkçılığında.

Gelelim Cisse-Delgado meselesine; kardeş sen sonrayı önceyle karıştırmışsın bence zira Mustafa Denizli yorumcu iken Cisse'yi çokça beğenmediğini belirtmiş ve ilk geldiğinde de sorunlar yaşamıştır. Hatta “ben ona karşı önyargılı değilim gibi açıklamalar” yapmak zorunda dahi kalmıştır oysa söylediğinin tersine yorumcu iken delgado'nun hastasıdır. İlk geldiğinde baba-oğul ilişkisi kurmaya çalışmıştır. Ondan çok şey beklemiştir. Alamadığı için sonrasında delgado’ya tepkilenmiştir. Tabi MC oynatarak alma ihtimali yoktu ama sihirbazımız bunu anlayamadı bir türlü. Yine hiç anlayamadığı bir şey de şu oldu: 2. Senesinde belki 5-10 kez maç kötü giderken bir orta saha çıkarıp bobo ya da nobre hangisi oyunda değilse onu alıp maçları aleyhimize bitirirdi. Sihirbazımız müthiş bir liderdir, karizmadır; şampiyonlukta payı bu kısmıyla çok yüksektir ama 2. Yılda yaptıkları da unutulmamalıdır. Zaten sonraki kariyeri de Rize’yi birinci lige çıkarmak haricinde bomboş…
@Burkay JK
Kardeş Zaten Beşiktaşlıyım deyip de Sivok’u sevmeyen çarpılır ama iş başka aşk başka :) .Ben bırakın gönderilmesini futbolu Beşiktaş’ta bırakmasını isterim; ana planda olmamak ve uygun sözleşme şartıyla

Adsız dedi ki...

Başkan stadla ilgili konuşmuş:

http://www.bjk.com.tr/tr/haber/60260/baskanimiz_fikret_orman_vodafone_arena_da_tamamlanan_ilk_locadan_onemli_aciklamalar_yapti.html

Stadın gidişatına gelince; bazı insanların söylediğinin aksine bence gayet hızlı ilerliyor, hem de bu yoklukta. Aşağıdaki sitede hem güncel halini, hem de 1 yıllık kıyaslamasını görebilirsiniz:

https://twitter.com/yeniinonustadi

Kaldı ki, Vodafone Arena’nın son yapılan stadlardan mesela TT Arena inşaatına göre bir çok handikapı var. Şöyle:

- Stadın mimarının da söylediği gibi şehrin tam göbeğinde olmasından mütevellit, araç, malzeme ve diğer bilimum taşıma işleri çok daha sıkıntılı yapılıyor.
- Stadın zemini denize çok yakın. Nitekim ilk hafriyat zamanlarında zeminde su çıktı. Bu inşaatta ne yaptılar bilmiyorum ama inşaat müh. arkadaşlarımın o zaman söylediği, bu gibi durumda risk alamaz ve foreleri zemine çakarsınız. Başkan da söylemiş hafriyat zaman aldı diye; zira temel atma işin kolay kısmı, önceki hazırlık daha zor.
- Malum nedenlerden cukka sıkıntılı. Beton parası, demir parası lafları ediliyor o derece.

Söylendiği gibi Aralık sonuna kabası biterse, ki resimlerdeki gidişattan bunu Ocak sonu gibi düşünüyorum, Temmuz-Ağustos gibi yepisyeni stadımıza kavuşmuş oluruz. Medyada bir çatı efsanesi çıkarıldı, inşaatı geciktirecekmiş gibisinden. Tersine, bu gergili ve PTFE malzemeli (bildiğimiz teflonun bir türevi) sistem ana yapıya embedded çelik konstrüksiyondan daha hızlı yapılabiliyor.

Mimarının açıklamaları:

http://haber1903.com/n-491-vodafone-arenada-son-durum-mimari-haber1903e-acikladi.html

Kabası biter bitmez montaja başlanabiliyor. Buyrun bu da çatının nasıl monte edileceği:

http://www.youtube.com/watch?v=ZJtEUp4kMUI

Sanırsam Hollanda’da yapımına başlanmış zaten.

A.Nur Çebi bu sezonki maçlarımızdan en az birini yeni stadımızda yapmak istiyoruz demiş, ancak acele etmeden herşeyi ile tam olarak bitsin daha iyi. Bir de CL’ye gidersek bu stadla muhteşem olur.

Nazar değmesin'le bitireyim.

Adsız dedi ki...

Yönetimin bu stad işindeki tek eksiği bana göre şöyle:

Malum, UEFA kriterleri gereği gönülden olsa da öyle kafadan kulübe para veremiyorsunuz. Beşiktaş yönetimi sadece şunu yapacaktı: bu stad işine bir sosyal sorumluluk işi eklemek. Bu şekilde dileyen inşaat için dilediği katkıyı yapabilir.

Devir mambo-jambo devri. Üstelik bunda hiçbir ahlaksızlık yok.

planck dedi ki...

stadın yüzde %60ı deniz seviyesi altında. bir de bazı locaların içi de bitmiş, en azından göstermek amaçlı birini bitirmişler. başkan yeni yıldan önce kabasını bitirip stadda yılbaşı partisi vermeyi planlıyor sanırım.

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown dedi ki...

Çoğu kişi, kaba inşaat yılbaşına kadar bitmez diyor ama bana biter gibi geliyor. İnşaat işinden çok anlamam, para akışı olursa biter diye düşünüyorum. Maddi sıkıntı olursa yılbaşından sonraya sarkar. Demekki mali konuda bir sıkıntı yok ki Fikret Orman birkaç yerde 29 Aralık'ta bitecek dedi. Her neyse kazasız belasız bitsin de...

Çatının yapımı 3-4 ay gibi bir zaman alıyormuş. Keşke projedeki gibi şeffaf olsaydı, görsel olarak müthiş olurdu.

Neyse artık bunlar önemsiz pürüzler veya değişiklikler. Benim için çatıdan daha mühimi zemin. Hibrit çim kullanılacağı söyleniyor. Bu konuda hiçbir masraftan kaçınılmasın. İki senedir neler çektiğimizi görüyorlar. Amatörlük yapacaklarını sanmıyorum. Bir de drenaj sisteminin çok iyi olması gerekiyor tabi. Her şey düşünülmüştür ama söylemeden edemiyor insan.

Stat hakkında konuşulabilecek bir başlık falan mı olsa ne? Bitim yaklaştıkça heyecan artıyor.

Coolio dedi ki...

Kötü zemin nedeniyle bunca zamandır yaşanan futbol sıkıntımız ve puan kayıplarından ders almayıp yeni stadın zemini, drenaj sistemi ve bakımı için kafa yormamışlarsa pılını pırtını toplayıp gitsinler dicem. Nedense kendimi yok o kadarda yapmazlar artık diye teselli edemiyorum, herşey beklenir bizim insanımızdan. Hele hele iki gram daha fazla tribün geliri kazanalım derdine düşüp stadı vaktinden önce açmaya kalkarlarsa vay o zeminin haline.

Söylemeden edemeyeceğim, zemin, hizmet, atmosfer, giriş-çıkış, ulaşım (bu zaten lokasyon olarak süperdi) olarak gerçekten güzel bir stad ortaya çıkarsa milli takım dahi kimse kullanmasın isterim. Her ne kadar bizim yönetim beceriksizliğimizinde olmasına karşın bize stad bulma konusunda yardımcı olmayan federasyona, bununlada yetinmeyip olimpiyat gibi bir stadda pazartesi gece yarısı maç koyan bir federasyona stad mıtad verilmez. Hele hele bu sahaların gördüğü en sempatik oyunculardan biri olan Demba'ya dahi küfür eden Volkanın, Emrenin filan gelip orda oynaması bana koyar arkadaş. O tüpçü ve yaveri Gümüşdağ filanda o stada da gelmesinler, gerekirse istihbarat aldık taraftar ana avrat düz gidecekmiş filan deyip adamı yoldan çevirsinler..

Neyse artık, stad özlemi başka bişeymiş yaw..

Not: hiçbir bağış, destek ve benzeri kampanyaların hiçbir zaman işe yaramayacağaını görün artık lütfen ve önermeyin artık. Çok basit!! Klube destek olmak isteyen adam gider Kartal Yuvasına ve bir ürün alır. Her bütçeye göre ürün varmı? var. İster 10TL ister 1000TL harcar. ve de karşılığında bir mal/ürün alır. Yani parayı harcadığına değecek bir karşılık alır. Daha insanlar bunu yapmıyorken gidip de karşılıksız bir şekilde bağış yapın önerisi getirmeyin lütfen!! Bağış yapacak adam zaten gidip ürün alıyor. İlla kampanya yapmak istiyorsanız yine kartal yuvası üzerinden yapın çünkü ahanda bu insanoğlu paranın karşılığında elinde birşey olsun istiyor..

Adsız dedi ki...

Çatı için mimarı max. 2 ay diyor. Zaten imalatına da yurt dışında başlandı.

Malzemenin tamamen şeffaf olması, mercek etkisi yaratacağından çimlere zarar veriyor imiş. Bu PTFE denilen malzeme de % 65 saydamlık gösterebiliyor deniyor. Yarı saydam kısacası. Netteki bilgilere göre yüksek sıcaklıklara ve çok düşük sıcaklıklara kadar dayanan, kimyasal tepkimelere girmeyen dolayısıyla metallerde görülen paslanma gibi bir sorun yaşamayan ve ultraviole ışınların geçişine izin vermeyen bir nane. Kompozit malzemeler heyecan verirken, doğada çözünmeye karşı da dirençli olmaları genelde mide bulandırır. Fakat neticede toprağa gömmeyecez çatı yapacaz :) En meraklandığım konu gerilirken görebilirsek bayağı heyecanlı olabilir. Öyle videodaki gibi höt diye 3 dakikada bitmez tabii, hızlandırılmış videosu olursa seyrederiz.

Drenaj konusunda sorun yaşanacağını sanmam. Bırakın zemin drenajını, projeye göre yağmur sularını stadın sulanması için kullanacaklarmış. Gerçi denildiği gibi bir şeyler söylenir, sonra bir bakarsın yapılmamış. Ben de aynen umarım aceleye getirmeden projeye uygun bitirirler.

Store alışverişleri maç bileti dışında kulüplerin taraftardan elde ettiği en önemli gelir kalemi. Ancak hem Beşiktaşlı bu konuda renklilere göre sınıfta kalıyor, hem de satış fiyatının bayağı kısıtlı bir miktarı kulübe aktarılmış oluyor.

http://www.milliyet.com.tr/fenerbahce-de-forma-satisi-galatasaray-fenerbahce-1954180-skorerhaber/

Ben dahil çevremdeki her Beşiktaşlı stadı dünya gözüyle bir an önce görelim diyerek bağış yapmaya hazır. 50-100 veririm koymaz da. Mesela bir 5 milyon TL stadın bitimini rahat 1 ay geriye çeker-di. Başkan geçen sene noktayı koymuş zira:

http://www.fotospor.com/haber_fikret-ormandan-gsaraya-cok-agir-gonderme_136896

Milli maç konusunda ise kulübün seçeneği yok. Neredeyse tüm stad arazileri halen kamu malı olduğu ve kulüplere kiralandığı için (bizimkisi ikinci 49 yıllık kiralığı yaşıyor mesela) milli maç isteği TFF'den geldiği zaman kulüplerin red hakkı bulunmuyor. Oynansın bence daha iyi. Alem stad görsün :)

cochise dedi ki...

stadla alakasız olacak ama bugün basketbol takımı çok güzel bir galibiyet aldı. takım bu yıl farklı duruyor. hayırlısı..

Adsız dedi ki...

stad konusu da alakasız başladı :) bence güzel post. burada basket takımı hakkında daha fazla yoruma ihtiyaç var. hele ki bahsettiğin gibi takım hakkında taraftarlar gayet umutluyken.

Coolio dedi ki...

Önümüzdeki haftasonundan itibaren 42 günde 13 maçımız varmış.. Bu gibi dönemlerde kısa vadede daha az maçı olanlar avantajlı çıkar (FB ve GS) ama uzun vadede çok maçı olanlar avantajlı çıkar (BJK-TS). Ama kısa vadede yaşanan liderlik yarışından uzaklaşmış olmanın psikolojik etkisi uzun vadede gelmesi planlanan avantajı siler süpürür. Beklentileri düşürelim, ona göre destek olalım..

Medya zaten tam gaz çelme takma yarışında. Milli takım kampında olan Atiba hakkında neden sözleşmemin uzatılması için benimle görüşülmüyor diye bozulduğu haberini yapıyorlar. Bir de öyle bir anlatmışlarki sanki Atiba telefon açıp dert yanmış.. Bu gibi rezil, iğrenç maksatlı haberleri yapanları Başkan olarak klübe çağıracaksın ve iyi bir kayacaksın.. Yalan haber yapma, ayağını denk al diyeceksin. Nedense bunlar FB'de olmuyor?

Selim dedi ki...

Sezon başında Yalçın hamlesinin gerekliliği bu hafta ortaya çıktı bence. Sivok sakatlanmış, Ersan ve Atınç dışında bir opsiyonumuz kalmadı. Ya da Necip e kaldık yine :/

Coolio dedi ki...

Aman diyim Necip demeyin.. bir gol bir kırmızı kartla bitirir maçı.. kırmızı ikinci yarı gelirse siz ona 2 gol yazın..

Düşük ihtimal ama Atibayı orda oynatabilir. Sosayı da onun yerinde oynatarak kötünün iyisi olaiblir. Normalde böyle durumlarda gençler oynasın derdim (Atinç) ama takım 3 maç üst üste kazanamadan çok kırılgan bir yapıda şu an ve risk alınmaz demiyorum ama alınmalımı bilemiyorum.
Not: Necip'in oynatılması risk değildir, risk bilinmezlikten gelir. Necip'in hata yapacağı bilinmez değildir.

Bu yorum yazar tarafından silindi.

Basketbol kombinesi sahibi olarak takım hakkında 1-2 kelam edeyim.

Öncelikle bireysel anlamda geçen seneden iyi olduğumuz kesin.Bu sahaya ne kadar yansıyor ? burada bazı soru işaretleri var. Patrick Miller'ın sakatlanması çok büyük problemken onun yerine gidip Holland'ı almak da ayrıca bir problem.

Şöyle izah edeyim ; Beşiktaş'ın drive edebilen guard'ı yok. Guardların ikisi de oldukça yavaşlar.Bu bağlamda hücum sık sık tıkanıyor . Lofton'ın akıllara ziyan performansına çok fazla bağımlı takım ki o da veriyor bu performansı.

Patrick Miller bu bağlamda çok önemliydi zira kendisi oldukça hızlı ve iyi bir penetreci . Beklenti iki farklı tip guard ile oynamakken faydası yadsınamayacak olan ama Patrick Miller'a stil olarak hiç benzemeyen Holland'ın alınması çok enteresan geliyor bana.Neyse ki adam canavar çıktı.Bu söylediğim guard rotasyonundaki sıkıntıyı değiştirmiyor tabi.

Bunun dışında Broekhoff son derece iyi durumda yine . Müthiş özverili ve istekli. Şut istikrarsızlığı maalesef devam ediyor. Bunun dışında Euroleague ekiplerinin yoğun ilgisi varmış kendisine büyük ihtimalle seneye tutamayacağız.

JJ Johnson'ın hücumda , Colton Iverson'a oranla çok daha efektif olduğu ortada. Bununla birlikte defansif olarak da bir silah olması şart.

Bajramoviç'i niye aldık hiç bilmiyorum.Yerli oyuncularımız guard ikilisi dışında feci ...

Bu bağlamda Fenerbahçe'de hiç süre alamayan Serhat Çetin , Can Altıntığ , Melih Mahmutoğlu gibi adamlar işimize yarayabilirler ama bizde rotasyon parçası olmayı kabul edeceklerini pek sanmıyorum .

Takım fena değil ama biraz daha bench katkısı almamız şart . Patrick Miller'ın dönüşüyle daha da etkili bir ekip olmamız son derece olası.

BesiktaskUlan dedi ki...

Atiba konusuna girmeyeceğim, zaten biliyoruz niyetlerini, elli kere yazdık hepimiz, artık gına geldi bize de.

Ama uzun zamandır basket takımını takip edemeyen biri olarak, iki tane yazı okudum, zihnim açıldı.

Özellikle teşekkür etmek istedim, şahanesiniz.

Bunun dışında ara ara basketbol takımının genel gidişatı ile ilgili de post açmak gerekiyor demek ki.
Böyle araya sıkıştırmak olmuyor, basketten epey anlayan arkadaşlar var çünkü...

cochise dedi ki...

Broekhoff'un hastasıyım, hayranıyım; kolu kırılsa diğer kolla oynayacak kadar yürekli, inatçı; 8 şut kaçırıp 9'uncuyu sokacak kadar soğukkanlı. görünenin çok ötesinde katkı veriyor. Şu haliyle bile tutamayız ama hücum istikrarı kazanırsa 1 milyonluk oyunculardan olur.

Adsız dedi ki...

Renkli kimliğini saklayamayan, hatta dolup taşanların son icraatı:

http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/27620586.asp

Bu arada haber başlığıyla Adriyatik'teki ada arasındaki bağı çözen ilk 3 kişiye molfiks torbası hediye. Bir de içine Berlusconi'den arta kalan melekleri doldurdular mı gerisi boş gerisi hikaye.

Şaşıran mı var? Alttakini yeni gördüm ve şaşırdım; sonra olup bitene bakıp şaşırdığıma utandım (not: Tottenham-Beşiktaş maç tarihi 2 Ekim 2014).

https://twitter.com/ligtv/status/515955175329394688

Buda mı gol değil theo.

Adsız dedi ki...

Bu arada İstanbul'da oynanacak Beşiktaş-Tottenham maçı 11 Aralık 2014 tarihinde. Söz, bu maçta her dileyene Tottenham forması giydirecez. Ama lütfen ısrar etmeyin, maçtan sonra.

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YSY dedi ki...

Ya bu basın ne kadar adi. Özellikle fanatik gazetesi başladı bizimle uğraşmaya. Hergün yalan haber.

BesiktaskUlan dedi ki...

Bir Beşiktaşlı olarak ticari bir şirketi öveceğim aklıma gelmezdi ama yiğidi öldürelim, hakkını verelim.

Vodafone neler yapıyor öyle?

#yükselbeşiktaş reklamına bayıldım. Çekimine, şarkısına, Kartal olan hoca ve oyuncularımıza değil, kampanyanın adam gibi yapılmasına, kulübü rencide etmeden "yardım" imkanı sunmasına hayran kaldım.

Ek paket kısmından Vodafone masraf ve vergiler haricinde gelir sağlamıyor, üstelik bunu "bağış" adı altında da yapmıyor, aksine hediyeler veriyor, ekstra şeyler kazandırıyor.

Beni taşlayın, gerçekten yazdıklarıma inanamıyorum ama Vodafone sadece sponsor firma değil, Beşiktaş ortağı gibi hareket ediyor ve bu benim çok hoşuma gidiyor.

Unknown dedi ki...

Vodafone müthiş hareket ediyor. Göğüse stada ismini yazdırıp gerisini boşvermedi, sponsorluk olayına adeta ruh kattı.

Son kampanyanın detaylarına bakma fırsatım olmadı, sanırım abone olduğun pakete göre 1, 3 veya 5 lira her ay kulübün kasasına girecek. İzleyemedim ama tanıtımda 20 Milyon gibi bir gelir beklendiği söylenmiş. İlk duyduğumda uzak bakıyordum fakat bugünkü tanıtımdan sonra paketlerden birine abone olacağım sanırım.

Vodafone'un , bu anlaşmadan beklediğinin üzerinde geri dönüş aldığını söylemişti orada çalışan bir arkadaşım.

Ulaşılabilir destekleme yöntemleri olduğunda Beşiktaş taraftarı gerekeni yapma konusunda en az rakiplerinin taraftarları kadar cömert aslında .

Yeter ki enayi yerine , sağılacak inek yerine koyulmayalım.

Ben çok olumlu bakmıyordum başlarda ama muhtemelen bugün hattımı değiştireceğim bu kampanyadan sonra .

Adsız dedi ki...

@YSY hedefte yine Töre var. Kesin çocuk duygusal vs diye yükleniyorlar. Bu Töre'nin performansı olarak ters teperse o zaman görürler diyorum. İçimden bir ses öyle de olacak diyor. Sosyal medya ile pek işim olmaz. Olanların Töre'ye bu konuda destek vermeleri iyi olur.

Vodafone gerçekten güzel iş yapmış. Düzenli olarak kulübe katkı sağlamak için çok ideal bir çözüm.

Taahhüdüm olduğu için mevcut hattımı saklayarak Vodafone'dan da bir tarife almayı düşünüyorum. "Tüm tarifeler" dedikleri için de kallavi olmayan bir tane seçerim artık. Taahhüt bitince de tekrar değerlendiririm. Zaten her Türk vatandaşı gibi benim de çekmecede yedek telefonum var :) Sanırsam 1,3 ve 5 destek paketleri de tarifeye göre değil, taraftarın seçimine göre. En azından reklamdan bunu anladım.

Ticari iş veya değil; nakdinden stad kiralamaya kadar sorun yaşadığımız bir ortamda Vodafone desteğiyle takdiri hak ediyor.

Hele şu stad hayırlısıyla bir bitsin de.

BesiktaskUlan dedi ki...

Bir Vodafonelu olarak 5 liralık kampanyaya katılım sağladım.

Tarife dayatması olmayan, sadece Vodafonelu olmayı gerektiren, üstelik de şirketin "kar" sağlamadığı bir "destek" kampanyasına katılmamak ayıp olur artık.

Hadi hepsini geçtim, 1 liralık paket koymuş adamlar. Yani kimseye Vodafone'a geç denilemez ama hem Beşiktaşlı hem de Vodafone'lu birisi, bu desteği vermezse gerçekten yazıklar olsun.

1 lira nedir arkadaş? Elbette şirkete bir fayda sağlayacak, her şeyi en ince detayına kadar düşünüp, elimizin tersiyle itmenin de manası yok. Şu 1 lira opsiyonu bile, bence Beşiktaş taraftarını tanıdıklarını gösteriyor. Böylece her Beşiktaşlı, "makul" seçenekler sunulunca nasıl destek verdiğini kanıtlayacaktır.

Artık bunun lamı cimi yok, yılda 12 liradan kaçamayız. Lisanslı ürün diye, nispeten fakir insanlarımıza dayatılan saçmalıktan da kurtulmuş oluruz. Ne kartalYuvası derdi var ne de fahiş fiyat baskısı...

"KartalCell'den" farklı olarak ne tarifemizi değiştiriyoruz -sırf bu yüzden o kampanyaya ilgi göstermedim- ne de kazanılmış hakkımızdan feragat ediyoruz. Altı üstü bir mesaj atıp, Beşiktaş'a yılda 12-36-60 liralık katkı sağlıyoruz.

Bu kadar gaza gelmemin sebebi, gerçekten de 1 liralık seçeneğin olmasıdır. Bu kadar ince düşünen Vodafone'u tebrik ediyorum.

Beşiktaşlılığa yakışan bir duruş olmuş.

planck dedi ki...

oha reklam on numara olmuş, ernstli ilhanlı reklamla boy ölçüşür valla. en sonda karede stadın şimdiki halinden ba'nın geçişi ile son haline dönüşmesi detayı beni benden aldı. tr'ye dönünce ilk işlerimden biri vodafona geçmek olacak.

Yorum Gönder

Ara