.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

18 Eylül 2014 Perşembe

Karne: Beşiktaş 1 - 1 Asteras Tripolis

Karne 83 kişinin katılımıyla sonuçlanmıştır, sonuçlar Bursaspor maçının sonuçları ile birlikte açıklanacaktır.

28 Yorum:

Barreto dedi ki...

Bu beraberlik malmö, auxere, stogul roşu, rosenborg ve valerenga dan müteşekkil şanlı tarihimize güzel bir ilave oldu. Hadi rize de hakem penaltımızı vermedi, ya bugün. Dolmabahçeye dönene kadar eziyete devam. En sıkıcı durum da biliç in zayıf kapanan takımları açabileceğine dair en ufak ışık göremiyorum 1 yıldır.

QuaresmA dedi ki...

Valla taraftar takıma gol attırmak yerine adından söz ettirmek için UEFA maçlarında artistik peşinde olup maçın bitimine 5-10 dakika kala 1-0 öndeyken işte biz kötü günde hep omuz omuzayız diye başlayıp pınarbaşıyla bitirmeye devam ederse Dolmabahçe'ye geçmek de yeterli olmaz.

Sinirim geçtiği için daha rahat yorum yapabilirim.

Maçı kazanmayı hak ettik her şeye rağmen. Sosa iyi bir görüntü verdi, Oğuzhan ve Gökhan Töre çok iyiydiler. Maçın kırılma anı belki de Mustafa'nın sakatlığı oldu. Cenk Tosun iyi bir görüntü vermedi, Mustafa sakatlanmasa yüksek ihtimalle 60. dakikada Demba ba oyuna girecek ve her şey farklı olacaktı.

Maçın en kötü isimleri ise Franco, Atiba ve Olcay'dı. Franco ilk yarıda golü yediriyordu, yediğimiz golde de payı var. İlk yarıda saydığım kadarıyla Atiba 5 pas hatası yaptı. Bana kalırsa zaten şampiyonluğa oynayan bir takımın orta sahası Atiba ve Veli gibi hücum özellikleri olmayan iki oyuncudan oluşmaz. Olcay da hücumdaki beceriksizliğinin yanında çok sayıda gereksiz faul yaparak rakibin organize atak yapmasına sebep oldu. Sağ bek bölgesindeki yokluk her maç yüzümüze tokat gibi çarpıyor, Necip'e hiç kızmıyorum o da nerede oynayacağını sapıttı.

Stat konusunu ise hala anlayamıyorum. RTE'nin yanından ayrılmayan Fikret Orman Başakşehir stadını neden çözemiyor? Çok zorlamaya gerek yok takım iyi bile olsa bu statta şampiyonluk zor gelir.

Genelin aksine benim bu sezonla ilgili hiç umudum yoktu zaten. Bir iki transfer daha yapmayarak kaderimizi belirledik. Bu sene şampiyon olmamız için 2009 senesindeki gibi fb ve gs'nin çok kötü olması gerekir. Seneye sağ bek, stoper ve Atiba'dan farklı özelliklere sahip bir orta saha alırsak şampiyon oluruz. Tabii bu seneki başarısızlığın üstüne Bilic'i kovmazlarsa.

Barreto dedi ki...

@QuaresmA

O da doğru. İnşallah dolmabahçe de seyirci profili gerçekten değişir. Histerik tezahüratlar/ayinler yapılmaz da gerektiği kadar gerektiği yerde saha içine yönelik bağırılır. Yıllardır taraftarın net katkısı negatif gibi geliyor bana.ahmet dursun seba gitsin ne olacak işte.

delgado dedi ki...

kapanan takımı daha nasıl açacağız abi, o golü yedik diye takımı yersiz eleştirmeyin. stoperlikle alakası olmayan sivok'un (bugün çok iyi oynamasına rağmen) aptallığı ve franco'nun hatası. gayet iyiydi takım.

Barreto dedi ki...

Takımda deplasman takımı hüviyetinde, büyük takım görüntüsü hiç yok. Fark atacağı yada rahat kazanması gereken iki maçta berabere kaldı. Bu sezon şampiyon olmamız Burak Yılmaz ın gol kralı olması gibi saçma bir şey, ama saçma ötesi ligimizde şampiyon olursak şaşmamak lazım. Ne pektemek ne de Tosun tek santrafor oynayabilecek kalibrede değil. Veli ve Atiba dan yalnızca biri göbekte oynamalı diğeri sosa veya ozzi olmalı. Son olarak, bizahmet biliç B ve C planı geliştirmeli. Bu arada theo nerelerde acaba, bir şeyler yazsa da bizde azıcık deşarj olsak.

YSY dedi ki...

Abi bilic'in b ve c planı geliştirmesi gerekir eyvallah katılıyorum ama buyrun klubeye bakalım hep beraber geliştirelim. Senin daha güvendiğin ilk on birdeki adamların önüne gelen fırsatları değerlendiremiyor ondan sonra b ve c planı ara dur. Yok abi para bu kadar kadro bu kadar bununla mutlu olmaya bakın derim.

Basar dedi ki...

Ben çok kötü bir maç oynadığımızı düşünmüyorum. Rize maçından farklı olarak iyi mücadele ettik, organize olduk ve sürekli şut ile yokladık. Bazen olmayınca olmuyor. Dün gece öyle bir maçtı. Sanki biraz da rakibi küçümsüyorduk.

Gecenin kötüleri Atiba ve Sivoktu. İyileri ise Oğuzhan ve Gökhandı. Gökhan'ın 3 günde bu kadar değişmesi enteresan. Rize maçında da buna yakın oynasaydı keşke. Necip sağda İsmail'den daha iyi performans veriyor ama oraya transfer yapsaydık ikinci yarı orta sahaya hamle olarak Necip'i takviye yapabilirdik. Sağbek mevzusu Demokles'in kılıcı gibi bütün sezon yönetimin tepesinde duracak. Umarım sezon ortası buraya bir transfer gelir. Sağa Necip geçince İsmail nereye geçti ben anlayamadım. Solda İsmail'in Motta'dan çok daha fazla verim vereceğini düşünüyorum.

Atiba'nın kredisi var fakat Sivok'un gelişi ve Franco'nun sol tandeme geçişi defansın dengesini bozmuş. İlk yarıda Sivok'un adam adama savunma yapmaya çalışarak adamı kovalaması Franco'nun hamle şansını bitirdi. Neredeyse gol yiyorduk. Hoş keşke son dakikada yiyeceğimize orada golü yeseymişiz.

Ben bu tip maçları çift forvet oynamamız gerektiğini düşünüyorum. Bence Mustafa'nın olduğu her çift forvet varyasyonu bize faydalı olur çünkü Mustafa çok geziyor ve geriye doğru rakip kovalıyor. Çift forvetin yaratacağı defansif zaafı bertaraf edecek bir oyuncu. Sakatlar listesine yeni bir çentik atılması da manidar. Bunun yanı sıra illa tek forvet oynayacaksak bari bu gibi maçlarda 2 defansif orta saha ile oynamayalım. Ya Veli ya Atiba ya da Necip oynasın. Yanına Oğuzhan'ı, Sosa'yı veya Gökhan'ı koyalım.

Biliç'e bu maçlık diziliş için kızamayalım çünkü Sosa ve Demba ba sakatlıktan yeni çıktı. İlaveten Mustafa erken sakatlandı. Yukarıda benim yazdığım ve buradaki çoğu kişinin düşündüğü bu varyasyonları uygulamayı o da düşünüyordur.

Takım olacak ama biraz zamana, biraz daha az sakatlığa ve olmazsa olmaz bir sağbeke ihtiyacı var.

Barreto dedi ki...

Önce Güven Taner'den bir alıntı yapayım: "Beşiktaş kendinden iyi saydığı rakiplere karşı daha cesur ve girişken, ama kolay gördüğü rakiplere karşı tedirgin ve temposuz oynuyor. Yavaşlığı rakibe yarar sağlıyor."

@Basar eline sağlık aynen katılıyorum. Bir ilave yapmak istiyorum yalnızca: Biliç'in formsuz oyuncuyu dinlendirmek, yada bir maçlık gelen şansını iyi değerlendiren oyuncuya takip eden maçta da formayı vermek konusunda biraz ilerleme kaydetmesini bekliyorum.

CDiS dedi ki...

Ben bu maçta Beşiktaş 'ı beğendim. Kötü zemine karşı, en az 3-4 tane net pozisyon kaçırdı takım, 80 dakikaya yakın mutlak üstünlükle oynadı Ancak tecrübesiz takım olunca, son 10 dakika panik yaptılar.

Bazen beraberlikler, mağlubiyetler size birşeyler öğretir, doğruyu görmenizi sağlar. Bu da o maçlardan biriydi..

cochise dedi ki...

takımı bu maçta oyun olarak eleştirmenin çok anlamı yok ama işte lakaytlık var ya o çok eleştirilmeli. Yoksa 1-0 öndeyken dahi o rezil sahada/stadda baskı yapmaya gol atmaya çalıştık. Ama işte olmayınca mantığın devreye girmesi lazımdı sonlarda o girmedi devreye. şu maç 1-0 bitse çok farklı şeyler yazılırdı-düşünülürdü-hissedilirdi. 5 dakikada bütün hava mahvoldu. Kafasızca oynarsan böyle olur. Atiba gerçekten kötüydü ama o da üst üste çok maç ağır yük oldu. normaldir bu halde olması. Motta hatalar yapsa da diğer maçlardan iyiydi.Tosun berbattı. Töre çok iyiydi bu da gösterdi ki 4-4-2 ona uygun değil. gezinmeli ki bunu da 4-2-3-1 ya da 4-3-3 sağlar. Ama maçtaki iyi kısıda asıl faktör oğuzhan'dı. herkesin kalitesini artırıyor. gerçekten ne yapıp edip onu korumalı, gereksiz kart görmemesi sağlanmalı. Futbol aklı 10/10. hiç yanlış düşünmüyor. herkesi oyuna katıyor. sürekli arayışta.
Sivok o topu şişirseydi, kaptırdıktan sonra da atlamayıp geri kaçsaydı şu anda bu iyi tarafları konuşacaktık. Ancak uzun vadede kötü tarafların ortaya çıkmasını sağladığı için iyi de olabilir maç.

Saha da çok rezildi bu arada. Her maçı deplasman oynasak daha çok puan alırız sanki.


Not: Golde Franco'nun hatası var diyenlere de çok şaşırıyorum. Ne yapacaktı acaba? 2'ye bir kalmış; direk çıksa adama hemen pas verilir golü atan topu kontrol edecek zamanı da bulurdu (ha o zman büyük ihtimalle atamazdı o ayrı). aslında arkayı da kontrol edip geç çıkması arka tarafa zaman kazandırması çok mantıklıydı da Motta geç kaldı ve daha önemlisi yine de tek vuruş yapmak zorunda kalan atıp süper bir vuruş yaptı.

GeceGezgini dedi ki...

@CDis; Güven Taner süper söylemiş, hiç anlam veremiyorum niye bu kadar temposuz oynuyor bu takım galipken veya maç 0-0 iken. Takımın genel problemlerinden birisi bu bence.

Çok fazla hazırlık pası, yan pas yapıyoruz ve bu pasların hiçbirisi rakibin savunma dengesini bozacak ve bizi pozisyona sokacak paslar değil. 10 numara pozisyonunda oğuzhan'ı oynatıyoruz ama geriden gelip top alması gereken atiba ve veli görevlerini yapmıyor ve yine Oğuzhan' a kalıyor bu iş, gerçi hep diyoruz Oğuzhan 8 numarada çok daha etkili diye. Madem öyle, artık Veli kesilip Oğuzhan - atiba - sosa(kerim, gökhan) 3'lüsüne dönülebilir.

Çift forvet işine Demba ba gelene kadar girilmemeli bence. Cenk ve Mustafa' yı Rize maçında gördük, pozisyon almayı bilmiyor ikisi de.

Yine Asteras maçına dönersek, bence Gökhan Töre iyi oynamadı gol dışında. Sağ kanadı hiç kullanamadık, hiç sağ kanatta durmadı. Gökhan' ın ve takımın bence en büyük sorunu; Anderlecht' in GS karşısında oynadığı oyunu yapamamak, yani "move into channels" oyununu oynayamamak. Bu da bizi temposuz ve durağan oyuna sevkediyor. Gökhan sağ kanatta hiç boşluklara girmiyor, hep orta sahaya girip top alıyor . Oyunu önce sıkıştırıp sonra çalımlarla oyun açma yoluna gidiyor. Gökhan yerine Mustafa sağ kanatta oynasa, gökhan 10 numara yada sol kanat oynasa daha verimli olur bence. Yanlış hatırlamıyorsam en başarılı Hamburg performansında sol kanatta oynamıştı. Mustafa da biraz daha Tomas Müller tipinde, move into channels işini yapıp içeri katedebilecek bir oyuncu.

Son sözüm de Sivok, Tolga ve Veli'ye. Sivok o pas hatası ile maçı bitirdi. Maçın genelinde de Pedro ile uyumsuzdu. Tolga' nın golde yapacağı birley yok gibiydi ama refleks göster be abi en azından, bir de niye kaptan olduğunu anlamıyorum. Veli ise yukarıda bahsettiğim gibi oyun kurma işini de yapamayacak kalibrede ise, hücumda ayağına gelen topu kaptırıp sonra koşturup rakibi bozması.. kusura bakmayın ama iş değil bu.

Coolio dedi ki...

Sağ bekten önce kesinlikle iyi zemin bulmalıyız. Sen iyi zemin olmadıkça messiyi getirsen ne yazar. Bu da yönetimin görevi zaten. Kasımpaşa stadı şehrin içinde olması ile bir avantajdı ama bu saatten sonra dönemezler oraya. Geriye bir tek Başakşehir kalıyor.

Sağ beke gelince Necip İsmail'den daha iyiydi doğal olarak. Ama bence Serdar da ısrar edilmeli.

Sosa'nın hareketli olması iyiydi. Duran topları da şu an takımdaki herkesden iyi kullanıyor gördüğüm kadarıyşa. Ama yine dönüp dolaşıp konu zemine geliyor. Bu sene deplasmanlarda daha güzel oynarsak şaşırmam.

Ayrıca o pınarbaşıyı duyunca o kadar irite oldumki golün gelmemesi şaşırtıcı olurdu. İnenöyü geçince seyirci profili değişiecek, bundan şüphem yok. Dolayısıyla bu sezonuda Avrupa bileti alarak kapamak en önemli başarı olacak.

BesiktaskUlan dedi ki...

Dünkü maçta kötü bir oyun oynamadık ama maç boyunca kendime şu soruyu sordum durdum, "Niye tempo yapıp işi bitirmiyoruz?" Neredeyse herkes aynı şeyden bahsetmiş, bu konuda bir sorunumuz var. Yavaş oynuyoruz, rakip ne kadar güçsüz olursa, biz de ona uyum sağlıyoruz.

Bunun da temel nedeninin, Veli'nin orta sahadaki işlevinden kaynaklandığını düşünüyorum. Güçlü takımların baskısına karşı, Veli'nin yırtıcı hali epey iş görüyor, "Veli'nin askerleriyiz" kısmı orada başlıyor. Fakat iş, fazla gelmeyen, gelse de ortadan yüklenmeye cesaret etmeyen, nispeten daha zayıf takımlar söz konusu olunca, Veli'nin varlığı anlamsızlaşıyor. Çünkü herhangi bir topu kontrol edip, yanındaki adama pas atması için yarım dakika gerekiyor. Bu durum rakip güçlü olunca oyunu soğutup, baskıyı kırmakta fayda sağlarken, zayıf olunca hücum seçeneğini azaltıyor, çekilmez hale geliyor. Kısacası, sistemden ziyade, birkaç oyuncu değişikliği lazım bence; deplasman-iç, güçlü-zayıf denkleminde. Keza bu yüzden Tot. maçında "şahane" oynarsa şaşırmam.

Atiba konusunda katılmıyorum. Adamın olup olabileceği bu zaten, pek hata yapmadı, Veli'den daha cesur şekilde ileriye top oynadı. Atiba'nın hiçbir zaman son vuruşunu ya da uzaktan şutunu görmedik, dün bence çok da kötü değildi, onun standartlarında.

Oğuzhan da kaliteli, zeki bir futbolcu, Gökhan'la da uyumları belirgin şekilde ortada. Fakat dün Gökhan, çizgiden kaçıp içlere doğru oynamaya çalışsa da, defansta epey kaçak oynadı. İkisinden birini mutlaka aksatıyor. O çocuk konusunda bir türlü emin olamıyorum, güven telkin etmiyor.

Bizim, rakibe göre, Veli'siz ya da Veli ile oynama alternatifini düşünmemiz şart. Sosa bence bu lige gayet fazla bir oyuncu, defansa geliyor, ara pası atıyor, duran topa vuruyor. Yeri/mevkisi değil biliyorum ama Olcay'ı artık kesmesi gerekiyor. Olcay bu takımın sırtındaki bir yüktür artık.

Defans tandemi eski haline dönüp, Sosa ile Ba takıma katılınca yine güzel işler yapacağız. Çünkü o zaman sahada takımı yöneten "abiler" olacak. Son günlerdeki "mücadele" eksiliğinin sebeplerinden biri olarak da Feyenoord, Arsenal maçlarında "Gelin, gelin" diye takımı çağıran Ba gibi bir adamın eksikliğine bağlıyorum. Sonuçta bu takımdaki oyuncuların çoğu hala çocuk denecek yaşta. Ba'nın en büyük artısı da bu oldu aslında. Ba olmayınca, geçen seneki "umursamaz" ve "toy" halimiz anında geri dönüyor.

Velhasıl, sakatlık sorunumuz olmazsa çok yol alırız da, o durum Beşiktaş'ta mümkün değil.

Yine de her şeye rağmen, bu beraberliği ve Cenk'in altı pasta top kontrol etme saçmalığını hazmedemiyorum...

Bizim takım ile ilgili algı problemleri var diye düşünüyorum.

Takım çok koşuyor mu ? Evet koşuyor.

Peki çok koşmak Tempolu oynamak mı demek ? İşte bu koca bir hayır.

Beşiktaş , tempolu filan oynamıyor , sadece çok koşuyor , çok mücadele ediyor . Geçen seneki Fenerbahçe çok tempolu oynuyordu . Tempolu futbolun içinde hız vardır , dayanıklılık vardır , sertlik vardır . Bunlardan biri eksikken tempolu olamazsınız. Hızlı olmadığımız yeterince açık bence . Koşu mesafeleri de yanıltıyor çünkü çok boş koşan adamlarımız mevcut. Enerjilerini kontrollü kullanamıyorlar.

Bununla birlikte Beşiktaş direkt futbol oynuyor ama bunu alana değil oyuncuya top atarak yapıyor bu da çok kolay marke edilebilir hala getiriyor takımı.Olcay veya Gökhan'ın önüne atılan topla kaç defa hareketlendiğini hatırlıyorsunuz ? Genel itibariyle ayaklarına istiyorlar topu.

Bazı tavizler vermeden bu gidişatı değiştiremeyiz diye düşünüyorum.

Veli ve Atiba'dan biri çıkacak. İkisi de çok iyi niyetli ve çalışkan olmalarına rağmen topla çok vasat oyuncular , topu alıp kontrol edip oyun yönünü değiştirmeleri saniyeler sürüyor bazen . Eğri oturun doğru konuşun abi Gs'de , Fb'de oynayabilirler mi ? Rotasyon seçeneğinden fazlası değiller bu bir gerçek . Bu da sahaya yansıyor zaten.

Oraya Oğuzhan veya Sosa'dan biri girecek forvete Demba yerleşecek.Takımın oyun zekası yükselecek en az 2 tık yükselecek. bunu mücadele gücünü kaybetmeden yapabilmemiz lazım. Beşiktaş hem ileride hem geride hızlı top çevirebildiğinde , Gökhan'dan da daha fazla faydalanacak.

Şimdiye kadar süreçte oyuncuların beraber oynamasını engelleyecek çeşitli durumlar oldu ama bundan sonraki süreçte bu değişiklikler elzem bence .

YSY dedi ki...

Bence tempo yapamayışımızın nedeni motivasyon ve psikoloji. Yani ilk yarılardaki gol bulamayaşımızın nedeni ve oynadığımız maçlar arasındaki uçurum farkı bundan kaynaklanıyor. Arsenalle oynayan takım bu mu diyorsun.

ideal 11 dedi ki...

sosa yı çok beğendim.çok klas bir oyuncu gerçekten.

takım iyi yolda bence.daha iyi bir zeminde oynansaydı daha kolay skor elde edilebilirdi.

ideal 11 dedi ki...

sağbekte veliyi sağbeke çekip sosayı atibanın yanına koyarak daha iyi set hücumu yapabilirsin.

takım şekillenmeye başladı .

tolga

veli-pedro-sivok-ismail
atiba-sosa
gökhan-ozi-olcay
dembaba

turgay dedi ki...

alt seviyedeki takımlara karşı veli ve atiba'nın ikisininde sahada olması yarardan çok zarar getiriyor. rize gibi yunan takımı gibi takımlara karşı bu oyunculardan biri kenarda olur oğuzhan ortada olur ise rotasyon açısından da takım oyunu açısından da avantajımız olacaktır.

sürekli yan pas yapan bir takımız. çünkü veli de atiba da pek dikine pası yapan oyuncular değil. ancak oğuzhan biraz daha geriye gelirse ilk pası yapan oyuncu olarak dikine pasları daha fazla yapan takım oluruz. böylede motta gibi sağda ismail gibi hızlı beklerin oyuna katılımıyla hucümda daha fazla oyuncuyla bulunabiliriz diye düşünüyorum. atiba tek dikine pasında mottanın ortası ceza sahasını karıştırmıştı. butun maç kenardan gelen tek tehlikeli orta buydu. bu bence önemli bir durum.

ben olcay-sosa-gökhan 3lüsünün maç sürekli yer değiştirerek oynaması taraftarıyım. bu oyuncular sürekli yer değiştirirse rakip savunmalarında bize karşı dirençleri azalır. oğuzhanın organizatörlüğünde araya atılacak paslarla pozisyonlar bulabilirz. bir de biz çok az şut atan bir takımız. daha fazla ceza sahası çevresinden şut atmak lazım. dün akşam ciddi olarak şut attık ve etkili de oldu. sezonun başında sakatlıkların da verdiği dezavantaj ile sezon ilerledikçe daha iyi olmak için daha çok çalışmak gerek.

Armagan dedi ki...

-kimse yazmamış nedense.beraberliğin ana sebebi zeminden öte bitiricilik sorunudur.kalite farkıyla ceza sahasına ortalamamıza göre fazla geldik ama orda oyun tıkandı,organizasyonlar zayıf veya kontrolsüz şutlarla sonuçlandı,yoksa şu an 3-1,4-1 hatta 5-1lik bir maçı yorumlardık.öndeki 4lü geçen seneye göre daha parlak ama isabetli-etkili şut olmadan olmuyor görüldüğü gibi.bunun için 4-4-2 şart bence, ayrıca denildiği gibi zayıf rakiplere oğuzhan-atiba veya sosa-atiba ikilisiyle çıkılmalı.

-arkadan top taşıma konusunda, kompakt oyun ve topun karşısında kalma tercihlerimiz nedeniyle çok gömüldüğümüz için, bazı anlarda zorlandık.-ki golde böyle geldi- hala 3. bölgeye top taşımakta zorlanıyoruz, ya ileride tek başına kalınıyor ya da rakip çoktan yerleşmiş oluyor.yani rakip sahaya ağır gidiyoruz.kilidi açacak şey bence de merkez ikilinin oyuna katkısı.(çift forvetin de işleri bir o kadar etkileyeceğini düşünüyorum)

-son olarak uzun süre sonra çok iyi bir gökhan izledim.necip hücumda hiç yardıma gelmedi,töre kanatta yalnız kalması nedeniyle istenileni çok yapamadı.darısı olcay'ın başına,sosa'nın töre-olcay ikilisinden hangisi yetersizse yerine 11de olması gerekir.

not : sivok bile hatalar yapabiliyorsa bence atınç denenmeli.bari deneyim kazanmış olur, ben kumaşının kaliteli olduğuna inanıyorum.

YSY dedi ki...

Gs kaybettiyse yazın kenara beraberlik yada mağlubiyet.

cochise dedi ki...

rize maçı için eleştirdiği herşeyi geri alıyorum. bizim maçta olsa penaltı mı acaba diyeceklerimiz arasında yer alamayacak ve rize maçında bundan daha belirgin belki 5 tane pozisyon olan bir pozisyonda aldığı penaltı ile (tek pozisyonu, baskısı dahi olmadan) FB aldı 3 puanı. maçın tek pozisyonu Antep'indi. böyle böyle topluyorlar puanları; biz böyle böyle takılıyoruz sonra bir taraf kendine güvenle takımlaşıyor; diğer taraf da güvenini kaybettikçe dağılıyor. geçen sene geldi aklıma ligin 2. yarısı ben dahil olumlu taraflarına övgü yağdırdığımız FB ilk yarıda böyle kör topal ilerliyorlardı sonra kör topal puanlar geldikçe takım oturdu. eğer bu işler böyle devam ederse bu yıl da senaryo farklı olmaz.

BJK4EVER dedi ki...

Rize macindan sonra yazdiklarim:

"3 Yeterince lobi gucumuz yok, ki Alper bu konudan hep hakli olarak bahseder. Sen bu maci pazartesiden pazara aldiramiyorsan, hakemin 2 net, yuksek olasikla 3 penaltimizi vermedigi mactan sonra bunun hesabini sormuyorsan seni tum sene boyunca bayiltirlar. Motta ve Olcay'in pozisyonlari net penalti. Bu adamlarin anladigi dileden konusacaksin arkadas. Gayet basit; cikarsin mactan sonra dersin ki:
"TFF, MHK ve televizyonda yorum yapan hakemlere soruyorum; kosu halinde olan bir oyuncuyu arkadan elle ittirmek faul mu degil mi? Acik elle topu kesmek serbest vurus gerektirir mi gerektirmez mi? Eger bunlar gerektirmiyorsa ve bizim 2 penaltimiz hakli olarak verilmemisse biz stoperlerimize talimat verecegiz, her topu elleriyle kessinler, rakibi surekli arkadan itsinler. Eger o zaman faul veya penalti verilirse bu cifte standartin ispati olur ve biz bunun hesabini sorariz. Eger o pozisyonlar penaltiysa bu takimin 2 penaltisini vermeyenlerin ve hakkini gasp eden hirsizlarin cezasi ne olacak ve bizim maduriyetimiz nasil giderilecek, bunun cevabini istiyorum"

Bu kadar basit aga. "


1 hafta sonra ortaya cikti iste. Bizim Rize macimizda Gokhan'in pozisyonundan daha net penalti olan 3 tane pozisyon var. Bu penaltilar calinmiyor, sonra gidiyor FB 3 puani aliyor, millet 1-2 kelam ediyor aynen devam ediyor.
FB bizim Rize macimizdakinden net daha kotu oynadi, bizim kadar bile oynamadi. Ama onlara 1 tane komik penalti calindi, bize 3 tane penalti olabilecek (2'si bence net) pozisyon calinmadi.
Biz daha konusalim yeterince iyi degiliz, rakibi de ezmemiz lazim, hakem mazeret vs degil diye. Hakem bal gibi mazeret arkadas. Yemin ediyorum Demba Ba'ya senelik 3 milyon euro verecegimize hakemleri satin almaya baksak veya her hafta kameralar onunde aglayacak zirlayacak bir adam tutsak bize kaliteli bir forvetten daha fazla mac kazandirir. Herif resmen penalti kazandirdi, daha ne olsun.
Aslinda suc bizde, yeterince radikal davranamiyoruz. Yarinki maca tamamen PAF/yedek kadroyla cikip mactan sonra 'dunku penaltidan sonra camia ve takim olarak moralimiz bozuldu, bu maci kazanamayacagimiza inandigimiz icin Avrupa'da mac yapacak oyuncularimizi yormak istemedik, hakkimizin yenmeyecegi ve esit mucadelenin olduguna inandigimiz Avrupa ligine saklamak istedik gucumuzu' diyeceksin arkadas. Bu kadar basit.

can dedi ki...

@ cochise & bjk4ever
Agziniza saglik. Sinirle aynen bunlari yazmak icin girmistim bloga.

Zuper lig: Her sene ayni filmlerin gosterildigi ve buna ragmen bikilmadan usanilmadan izlenildigi tek sahne:
Gezi’nin Intikami (slasher korku)
1453 Besiktas (aksiyon)
Hakemin Donusu (epik komedi)
Filler ve Cimen (drama)
Federasyonun Saldirisi (bilimkurgu)
Sansar TV (belgesel)
Iki Kafadarlar (kara komedi)

BesiktaskUlan dedi ki...

Biz, hakkımız olan penaltıları alamayıp "hakemler önemli" diye yazınca, "Hakemi de yeneceksin" diye kızan, poliannacı Beşiktaşlı kardeşlerime, FB-Antep maçını izlemelerini öneririm.

Bu ülkede futbolun tek bir gerçeği var; "Hakemi de" değil, "Hakemle" yeneceksin.

Hadi şimdi gidip Antep'e de anlatın, "Senin kadron güçlü, büyük takımsın, hakemi de yeneceksin, bulduğunu atacaksın, tempolu oynayacaksın" diye, bakalım ne diyecekler?

Her şey sahada bitmiyor, görmemiz ve uyanmamız lazım, onlara uymaktan bahsetmiyoruz.

Başka sözüm yoktur hakim bey...

Basar dedi ki...

@BesiktaskUlan

Polyannacılık değil bizimkisi. Rıdvan Akar'ın yazdığı Beşiktaş'ın Dervişi kitabını okumanı tavsiye ederim.

O zaman neden hakemle değil hakemi de yenmek istediğimizi anlarsın. Malesef bizim gibiler Süleyman Seba zamanında Beşiktaşlı oldu, hakemle birlikte kazanmayı sindiremeyiz. O ayıp bırakalım fenerbahçelilerin olsun!

Basar dedi ki...

Bu arada, bu demek değil ki yönetim ortalığı ayağa kaldırmayacak. Hem geçen haftadan hem de dün geceki maçtan sonra yönetimin ortalığı ayağa kaldırması lazım.

Barreto dedi ki...

Efendim kendinizi kaptırmayın, kaliteli Premier lig varken defolu bir ligi neden izliyorsunuz. Beşiktaş maçlarını hobi olarak izleyin, sanki hazırlık maçı oynuyormuş gibi, diğer Türk takımlarına yapılanları neden takip ediyorsunuz, kafayı yersiniz sonra. Üstelik pazar payı olmayan Beşiktaşlıların kafayı yemesi piyasanın umurunda da olmaz. Piyasada çok daha kalitelisi varken berbat olanını tüketmezsiniz değil mi?

Yorum Gönder

Ara