.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

5 Ağustos 2014 Salı

ŞL-ÖE3 / Beşiktaş - Feyenoord


Çarşamba / 20:30 / Felix Zwayer (ALM)

İlk maç skoru: Feyenoord 1 - 2 Beşiktaş (Goller: Mustafa Pektemek, Kerim Frei)

Hakem hakkında bilgi: Felix Zwayer, yönettiği uluslararası maçlarda ortalama 4.38 sarı kart, 0.38 kırmızı kart göstermiş; 0.48 defa penaltı kararı vermiş. Gerek kartlar, gerekse penaltı konusunda çekinmeyen, gösterdiği kartlarda evsahibine imtiyaz tanımayan bir hakem. İlk maçta son dakika penaltısı ağzımızı yakmıştır umarım da yoğurdu üfleriz.

Durumu şüpheli oyuncular: Tomas Sivok, Serdar Kurtuluş, Oğuzhan Özyakup.

21 Yorum:

yilmaz dedi ki...

nedense, içerideki braga maçı gibi bir maç bekliyorum. belki bi milyonuncu defa söylenmiştir ama bizim için 1-2 hatta 3 farklı galibiyetler avantajlı skor kategorisine girmiyor :)

İlk maçtaki gibi konsantre olursak turu geçecek skoru yakalarız. Yani umarım :)

Barreto dedi ki...

Beşiktaşlılar için 3-2 lik bir mağlubiyet yada son dakikalarda yenilen iki şok golle elenmek sürpriz olmaz, alışkınız. Fakat bana sanki 1 yada 2 farkla kazanacakmışız gibi geliyor. Elenirsek şaşırmam, 5-0 yenersek te şaşırmam.

Basar dedi ki...

Elenmekten korkuyorum. Biz çok gördük abuk subuk elenmeler. Auxerreler Rosenborglar...İyi bir avantajımız olsa da son dakika penaltısı kötü oldu. Sanırım bu yüzden korkuyorum.

Bence bu yıl UEFA ligi bizim için uygun bir lig olur.

yilmaz dedi ki...

UEFA ligi iyidir de, orada da iz bırakmak için çok enerji gerekli.

en az bi çeyrek final yapmalı ki avrupa senden söz etmeye başlasın. CL'de ise grup maçlarında, 5-6 puan bile senden söz ettiriyor. Çok özledim be ikisini de :)

JAMES WHITE dedi ki...

İlk maçta hakem bariz taraflı davrandı. Maç 5 dakika uzatılacak kadar durmadı. Baktı o da olmuyor +4'de bastı uyduruk penaltıyı. Demek Beşiktaş'ım sadece yurt içinde değil, yurt dışında da kabul görmüyor. Başarımız istenmiyor.

QuaresmA dedi ki...

Hakemlerin Avrupa maçlarında Türk takımlarını harcamasının sebebi için olaya çok daha geniş bir sosyolojik pencereden bakmak lazım ama genel olarak bunun için kısaca Avrupa'da yaşayan Türkler'e teşekkür edebiliriz.

@ yilmaz

UEFA'da geçen sene çeyrek final oynayan takımları hatırlıyor musun ? Bana kalırsa iz bırakabilmek için finalden aşağısı kurtarmaz UEFA'da, o da çok güçlü olsan bile zor bir olay. Kaldı ki UEFA Kupası'nda para yok. Hani şimdi bakmadım ama Şampiyonlar Ligi'nde gruplara kalıp, gruplarda 2 maç kazanıp elensen tahminimce UEFA finalistinden daha çok para kazanıyorsundur. Üstelik gelecek seneki Şampiyonlar Ligi'ne kalma şansını arttırıyorsun takımı yormayarak. O yüzden bence ya Şampiyonlar Ligi'ne kalmalıyız, ya da kalırsak da UEFA'yı fazla sallamamak lazım.

Hani son 16'ya kalana kadar gençler ve yedeklerle çıkar, ligde iddianı sürdürürsün, bu tamam. Eğer son 16'ya kalabilirsen, o zaman aslarla oynamaya başlarsın. Sürdürülebilir ekonomik gücün en önemli kalemlerinden biri Şampiyonlar Ligi katılımı, UEFA hiç önemli değil final göremedikçe.

yilmaz dedi ki...

@quaresma haklısın, bir çırpıda isimleri aklıma gelmedi valla. Tabii bu benim eksikliğim de olabilir. Yarı finale 3 ispanyol bi de Benfica geldi galiba.

Ama 2 yıldır Avrupa piyasasında olmadığımızdan dolayı -götürebilirsek- avrupa ligi bize iyi gelebilir. Bir de sanırım gelirlerde bazı revizyonlar yaptılar. Yine de Avrupa ligi gelirleri çok az ama bahsettiğin kadar değil sanırım makas.

Ote yandan Galatasaray Yasin Oztekin'i 2.75 milyon Euro bonservis bedeli ile almis. Euro.

Iste boyle durumlarda Turkiye futboluna dair ne kadar hevesim varsa kursagimda kaliyor.

Barreto dedi ki...

Eğer ŞL ye direk katılıyor olsaydık, bizimkiler Töre'ye 7,5, demba ba ya 10 lanzini ye 8 milyonu coktan basmıs olurdu. Şimdi başkan taksitti indirimdi kuruşun hesabını yapıyor. Fena da olmuyor. Türk pasaportu bonservis ve yıllık ücretin en az 2 ile çarpılması anlamına geliyor. Sonra da Yasin 2.75 ediyor. Yazık! Konuyu dağıtayım iyice: yabancı sınırlaması kaldırılmalı ilk 11 de en az 4 adet Türk Milli takımında yasal olarak oynama hakkı bulunan 23 yaş altı Türk oynatma zorunlulugu getirilmeli, okadar. Yani Veli veya özil bu kapsamda olmayacak. Bugün bonservis ve bordro yekünü 300 milyon avroluk bir lig ekonomisi varsa bunun 80-100 milyonu Türk pasaportu köpüğü malesef. Bu konuyla ilgili yazacak çok şey var, enerjim yok şu anda.

Özgür dedi ki...

İlk maçta kaleyi bulan iki şutumuz da gol olmuştu. Yine aynısı olsun, vurduğun gol olsun Kartal'ım...

ideal 11 dedi ki...

evet yerli oyuncular fazla para alıyorlarda neden kimse yabancı oyuncuların aldığı rakkamlardan bahsetmiyor.

avrupada 500 bine oynayan türkiyede kapıyı 2 milyondan açıyor.almeida kulüp bulamıyor.fernandes rusyaya gidebiliyor.

olay şudur aga.katar olarak kendini görüyor yöneticiler.onlarda seni haliyle katar olarak görüyor.ama katar da petrol parası varda sende ne var??? devlet desteği.ve kredi anlaşmaları.bunun sonucu arsaların satılması ve alavere dalavereler.

reel ekonomik yapıda bu paraların verilmesi imkansız bence.asıl sorun denetimin olmaması.türkiye futbol ekonomisi sponsporların ve direk taraftarların katkılarıyla ayakta duran bir ekonomi değil.şişirilmiş bir ekonomi.

fiyatların düşmesi için önce olmayan parayı harcamayı önleyeceksin.rangers ekonomiden dolayı küme düşürüldü.

çok basit şekilde yabancı kısıtlaması var fiyatlar yükseliyor demek doğru değil.

sen olmayan para ile transfer yapmayı engellersen fiyatlarda olan para ile olacağından doğal olarak düşecektir.

bu olmayan para rant .devlet desteği vs.

Barreto dedi ki...

Kesinlikle doğru, işin yapısal boyutunda böyle bir sorun var. Türkiye'de futbol klubu yönetim biçimi 90ların banka hortumlamalarına çok benziyor. Futbolun popularitesi herkes tarafından istismar ediliyor. Devlet kendine olan borcları takip etmiyor. Oyunculardan %15 vergi alınca ülke Katar ile Rusya arasında bir yerde konumlanıyor. Sponsorlar (SporToto, PTT, Ziraat Bankası) devletten. TOKİ 25 stat yapıyor. Yöneticilerin çoğu klup parasını çar çur ediyor. Futbol kulüplerinin tam şirketleşmesi olamayacağına göre Türk futbolu uzun bir süre kendi pisliğinde debelenecek. Büyük şehirlerin su ve kanalizasyon idarelerinden birinin ana sponsorlugu super olmayan ligimize daha cok yakışır.

Yasin Öztekin fena oyuncu değil ama GS çapında bir adam hiç değil. Tipik bir kontra oyuncusu ki bizim maçlarda da iyi sivrilmişti.

Gs'ye buradan adam alacaksınız seçin beğenin denmiş olabilir . Bu adama 2.75 verip Gökhan Töre için teklifte bulunmamanın anlaşılır bir yanı yok bana göre .

Sorun Türk futbolunun sorunu değil aslında , genel olarak Global futbol piyasasında akıllara ziyan bir rant var. Garay 20 m € , Jack Rodwell 15 m € , Adam Lallana 30 m € , Fernando Reges 20 m € vs vs . Böylesine ortalama adamların fiyatları bunlar . Böylesine çılgın miktarlar dönüyorken Türkiye'nin bundan nasiplenmemesini beklemek komik olur.

Barreto dedi ki...

Küresel bakarsak futbol kulüplerinin çok büyük bölümü zarar ediyor sürekli. Pek azı yıl sonunda kar açıklıyor. Ekonomik imkanlarına ve popularitesine göre limitlerini zorlamaya çalışıyor hemen bütün kulüpler. Fakat Türk kulüplerinin avrupalı rakiplerine göre daha sorumsuz yönetildiğini düşünüyorum. Yoksa avrupa da da bu adam bu kadar eder mi dediginiz transferler her sezon oluyor elbette. Özellikle rus ve körfez petro dolarları bonservis ve maaşlarda artışı tetikliyor. Küresel futbolda birde şöyle bir sorun var: asimetrik bilgi ve aksak menejerlik sistemi. Kulüplerin yönetimleri, tarama ekipleri ve müzakereciler kusursuz degil. Futbolcu hakkında bir menejerlik oyununda görebileceginiz tam bilgiler gerçek hayatta yok. Oyuncu temsilcisi menejerler piyasadaki bilgi eksikligini kendi lehlerine acımasızca kullanıyorlar. Ticari mal borsaları gibi yada otomotiv endüstrisi gib degil ki. Aluminyumun fiyatını küresel borsalarda günlük görürsün, yada markasına göre c segmenti bir arabanın fiyatı donanımına göre tahmin edilebilirdir. Fakat futbolcu piyasası bu bakımdan çok zordur. Bireysel ilişkiler, menejer oyunları, yetersiz tarama ekipleri, amatör dernek yöneticileri, sponsorlar vs vs. Ama tüm bunlar Türk takımlarının avrupalı rakiplerine göre daha sorumsuz ve basiretsiz yönetilmesi için mazeret degil. Portekiz ve Fransız takımları yapabildigine göre bizde yapabiliriz. İngilizler ve Almanlardan bahsetmiyorum bile.

ideal 11 dedi ki...

bu ekonomide bankalar önemli yer tutuyorlar.kulüplerin bankalara borçlu olması her yıl milyonlarca tl bankaların kar hanesine yazılır faiz yoluyla.

onunçün borçsuz kulüp istemezler.borçlanmak içinde fazla fazla transferler yapılır.bu işten kar edenler bu düzenin devam etmesini istiyorlar ve ediyorda.

kim bunlar.bu işten kar edenler kim?bankalar,yöneticiler,managerler,oyuncular.

oyuncuların fiyatlarının yükselmesi ise kapitalizmle ilişkilidir.büyük miktarda paraların az kişide toplanması kapitalizmin istediği birşey.

birde bu işin sömüren sömürülen ilişkisi vardır.yani büyük paraların yurt dışına gitmesi.oyuncu transferi ile bunu yapıyorlar.araplardan ruslardan türkiyeden ve son olarak son dönemde çinden.buralar besliyor 5 büyük ligi.özellikle naklen yayınlar vasıtasıyla 5 büyük lig ihya ediliyor.cl de dahil.

avrupalı kulüplerin zarar ettiğine katılmıyorum.hemen hemen hepsi kar yapıyorlar.daha yeni manu 1 milyar euro karşılığında adidas ile sözleşme imzaladı.emirates sponspor oluyor.emirates ne?arap petro dolar.barcaya qatar airways sponsor oluyor.5 büyük lig 100-150 ülkede naklen yayınlanıyor.beleşe değil tabi.

anlayacaan düzeni kurmuşlar aga.senin rolün bu düzende premier ligi izlemek.süper ligi rezalet hale getiriyorlar.qatar gibi emekli ikramiyesi olarak görülüyor.

yukarda yazdım.araplarda petrol var.ya bizde?devlet rantı.bu arada bankalar kar yapıyor demişken bankaların çoğu yabancıların.

kulüplerin o kadar borcu var.hiçbişey olmuyor aga.bu nası iş aga?devlet finanse ediyor.
passolig çıkardılar şimdide.her sene kişi başı 25 tl toplayacaklar.ne için?guizaları beslemek için.

ideal 11 dedi ki...

manu ya bakalım kar mı zarar mı ediyor.

en büyük gider oyunculara verilen ücretler ve bonservis.ortalama 5 milyon avro olsa 20 oyuncu 100 milyon avro.50 milyonda bonservis(girdi-çıktı) desek senelik.toplamda 150 milyon avro gider kabaca.

gelirlere bakalım.

60 milyon pound premier lig naklen yayın geliri yıllık

128 milyon dolar yıllık adidastan forma geliri

60 milyon dolar chevrolet forma göğüs reklamı yıllık

50 milyon avro şampiyonlar ligi geliri.yaklaşık

100 milyon avro stad gişe vs geliri.(tahmini)

amerikalı gelip babasının hayrına kulüp yönetecek öylemi?vahşi kapitalizm zamanında.yok öyle bişey tabi.

Barreto dedi ki...

İdeal 11 dostum, dediklerinde haklılık payın var fakat sadece Man Utd örnegiyle tüm küresel futbol endüstrisi ile ilgili ahkam kesemeyiz. Sadece gelirlere bakarak olmuyor. Giderleri de senin dedigin gibi 150 milyon € falan degil. Unitedın 140 milyon paund dolayında vergi, borç faizi ve amortisman giderleri öncesi faaliyet geliri kalıyor ve 550 milyon dolar borçları var. Üstelik United son 20 yılda sportif ve mali açıdan en iyi yönetilen kulüplerden olmasına ragmen böyle. Liglere bir butun bakacak olursan ingiltere ispanya ve italya da kulüplerin ağır borçları çevirmeye çalıştıklarını rahatlıkla görebilirsin. Abramoviçler ve maktumların kulüplere nakit enjeksiyonlarını saymıyorum bile. Özetle endüstri kendi kendine kar edemiyor. Yine de kar eden kulupler elbette var ama azınlıktalar ve orta uzun vadeli tahlil yapacak olursan endüstrinin toplam borç stogu artış gösteriyor.

ideal 11 dedi ki...

dostum vahşi kapitalizm çağında kar olmadan nasıl iş yapılır?anında batarsın.para akıyor hocam 5 büyük lige.

abd de nba ne ise basketbolda.futbolda 5 büyük lig o dur.

küçük takımlar fazla kar yapmıyorlar ama zararda etmiyorlar.giderleride düşük zaten.futbolcu giderleri.

bu işin en büyük gideri futbolculardır.onlarında 1 yıllık maliyetleri ortalama bellidir.
giderleri çıktıktan sonra gelirlerde paylaşılıyor tabi.

rusları arapları daha fazla para aksın diye getiriyorlar.yabancı sermayenin ülkeye girişi olarak görebilirsin.

bu devirde zarar eden şirket yaşayıp gidemez.herşey kar üzerine kuruludur.

bizim gibi sömürülen ülkelerde ise devlet rantı devletin zarar etmesi ile yaşamaya devam ederler.bakın rangers 3 lig birden düştü.neden?her maç 50 bin kişiye oynayan kulüp.maddi sınırları aştı.haksız rekabeti doğurdu.ve işini bitirdiler.

bu devirde zarar eden hiçbir şirket varlığını devam ettiremez.devlet kurumu değilse.

ideal 11 dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Ugur dedi ki...

İlk 15-20 dk bocaladıktan sonra toparladık. Pektemek çılgın atıyor sezon başında. Umarım bozulmaz.

Son yıllardaki santrafor sıkıntısından sonra Demba Ba ilaç gibi geldi gerçekten. Olcay'ın topu sağa doğru çektikten sonra altı pasın içine doğru hareketlenmesi falan çok çok iyiydi.

Yorum Gönder

Ara