.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

20 Ağustos 2014 Çarşamba

Arsenal'le oynadığını unutmak

Photo credit: EPA
Normalde bu başlığın altını dolduracak cümleler şu bağlamda olurdu: "Bir an rakibimizin Arsenal olduğunu unuttuk, 2 dakikada 2 gol attılar, haydi geçmiş olsun." Yalnız bu başlığın öznesi takım değil, taraftar. Herkes adına konuşmak istemem ama, ben rakibin Arsenal olduğunu, hele ikinci yarıda hiç ama hiç hatırlamadım.

Herhangi bir Türkiye takımı, Arsenal ile maç yapıyorsa, ve maçın sonunda topla oynama oranları %54-%46 Türkiye takımının lehine ise iki şey düşünülür: "Herhalde Arsenal erken goller bulup rölantiye aldı", "ilk maçtaki skor avantajını düşündüler". Halbuki daha ilk 10 dakikada maçı rölantiye aldıracak hücumlar bizden geldi. Ba'nın 6. saniyedeki şutu zaten "ayağınızı denk alın" mesajını gayet açıkça verdi rakibe. O hareketi çoğunluk düşünebilir, daha az bir yüzdesi de yapabilir ama Ba gibi şutu hani 90'a nişanlayamaz onu yaparken.

Evet, Arsenal de tehlikeler yarattı; evet bu maçın anlamını büyütmek handikap yaratır; ama yok arkadaş, Beşiktaş'ın bir Avrupa maçında bu denli büyük oynadığı sezon 2003-2004 idi. "Büyük" kelimesini özellikle tercih ediyorum, zira şansın yaver gider, "iyi" oynarsın ama bu takım bu akşam hem fiziği ile (belki son 10 dakika istisna olsun), hem de ekseriyetle aklı ile büyük oynadı.

Akıl demişken, Motta'nın "89 dakika iyi oynar, 1 dakikada seni çıldırtabilirim" çizgisi sürüyor. İsmail ise çoğunluğun beklediğinden iyi gidiyor. Varsın hücum aksiyonunda yaptığı hatalı tercih şut çekmek olsun, hiç yoktan iyidir.

Veli-Necip-Atiba'nın üçlü kombinasyonlarının varacağı potansiyel belli, fakat böyle ekstra ciğerle oynadıkları zaman o potansiyel bile, en azından mücadele edeceğimiz klasmanlarda, yeterli olacaktır. Oğuzhan'ı merkezde görmek konusunda Gürcan ve sozcelykk ile uzlaşı içindeyiz, fakat o zamanlamayı iyi ayarlamak lazım.

Kerim'in geçen sene neden tercih edilmediğini, bu sene kendisi fırsat buldukça daha iyi anlayacağız gibi duruyor. Bana Muhammed'i hatırlatıyor yaptığı işler ile, ki tamamen mental bir durum olsa gerek bu, zira 20 yaşında henüz. Birebir çalışılırsa, oradan da verim alınabilir.

Feyenoord maçı sonunda mübalağa etmiştim ama, Ba-Pektemek uyumundan bir İlhan-Nouma, olmadı bir Ahmet Dursun-Nouma ilişkisi çıkacak inancım daha da kuvvetlendi.

Şimdi biraz ayakları yere basalım: Bu takımın yaratıcı bir isme ve sağ beke net ihtiyacı var. Ha, olmazsa ne olur? Beşiktaş'ın bu seneki hedefi nedir sorusunun cevabını aramak lazım. Bu takımın belli ki ilk üçteki yeri garanti, ve Avrupa Ligi'nde Çeyrek Final görecek potansiyeli de var. Yapılacak transferlerin marjinal getirisini düşünmek, yorganın boyunu da unutmamak lazım.

Neyse, bu maç, Beşiktaş'ın özgüvenine hem kısa, hem uzun vadede önemli katkılar yaptı muhakkak. Elimizde çok genç ve potansiyelli bir takım var, beraber büyürlerse, tepesinde dolanan akbabalara imkan verilmezse, çok güzel şeyler olabilir.

Sırf bunun heyecanı için de bu sezon her maç takip edilir.

29 Yorum:

diope dedi ki...

güzel yazı olmuş, ismaili sağda beğendim aslında :D töre girdi ama sönük kaldı.ersan çok başarılıydı pedro da öyle. veliye 10üstünden 9. veririm. Ba ya daha çok top gelse daha iyi oynayacak. adam ortasahada top alıodu. diğer oyuncularda müthişti tabi. arsenale sahayı dar ettik.

mustafakamış dedi ki...

Beşiktaş'ın son 2 yılına hakim olan şey bir farkındalık o da takımın neler yapıp neler yapamayacağının yani çaplarının ne olduğunu bilme durumunun verdiği ortak akıl.Maçın son 10 dakikasına yayılan gol yeme endişesi bundan kaynaklanıyor.Futbolcular kimle oynadıklarının bilincinde eksik takımı çok adamla sıkıştırmak yerine 11-11 miş gibi oynamaya devam ettiler.Beşiktaş'ın oyun anlayışı yoğun pres ve kapılan topları hızlı ve dikine yönlendirmeye dayalı bunu Samet Hoca zamanında da gördük.Oyun felsefemiz çok değişmedi.Kısıt yetenekli kadrolarla bir yere kadar tutuyor bu sistem.Beşiktaş'ın kendi oyunuyla sahada varolması için bir ön libero bir bek ve bir oyun kurucu şefe ihtiyacı var.Arsenal'i yenseydik emirateste işimiz daha zor olabilirdi.Şimdi İstanbul'da kurulan dengeyi değiştireyim derken her an cezayı kesebilecek bir Beşiktaş'la oynayacağını bilen bir Arsenal olacak sahada.Bu durumun onların futbolunu etkilemesini temenni ediyorum. bari 1-0 alsaydık diye düşünenler nasıl olsa eleneceğiz düşüncesinde olanlardır.Takımım adına nasıl da yendik diye İngiltere'den dönmeyi temenni ediyorum.iyi geceler dosta düşmana duyurulur 90 dk daha var!

Unknown dedi ki...

hala şaşkınlığımı üzerimden atabilmiş değilim yazının başlığı gerçekten bu geceyi anlatmış rakip sanki arsenal değil de Stoke City-Mainzmiş gibi oynadı Feyenoord maçlarında rakip güçsüz onun için Beşiktaş iyi görünüyor gibiydi ama Arsenal karşısında bu oyun bana gelecek için çok umut verdi. Yazıda da belirtildiği gibi Beşiktaş'ın SAĞ BEK ve 10 numaraya ihtiyacı var ama Mustafa'nın bu oyunu devam ettiği sürece gelen 10 numara sağ ve sol kanatta kullanılabilir. Onu düşünerek de transfer yapılması gerektiğini düşünüyorum. Mustafa Pektemek için ayrı bir parantez açmak isterim 2 sene önce GS'de Elmander nasıl 4-4-2 de yardımcı forvet oynadıysa bu sene daha 3 maç olmasına rağmen Mustafa öyle oynuyor ileride takım savunmasını başlatıyor ve rakip savunmayı bozabiliyor. Allah sakatlık bela vermesin tek dileğim. Demba Ba bir strikerin takıma nasıl katkı yapabileceğini gösteriyor biz 4-5 senedir Almeyda ile uyutulmuşuz haberimiz yokmuş (Almeydayı da beğenirdim bu arada) Oğuzhan rakibin Arsenal olması sebebiyle işi biraz ciddiye almış gözüktü en sonunda… çıkıncaya kadar sahada elinden geleni yaptı ama hala bir 10 numara olamaz bence… Oğuzhan'ın oynayabileceği yer 8 numara olur bence… 8 numara oynayabileceği maçlar ise güç olarak üstün olduğun takımlara karşı Veliyi keserek Atiba ön libero oğuzhan 8 numara olarak çıkabilirsin orta saha düzenini... ama senle eşit veya güçlü takımlara karşı veli-atiba ikilisini bozmadan töre yada olcaydan birini feda ederek Oğuzhan’la başlayabilirsin.. Franco-Ersan birbirlerine gün geçtikçe alışıyorlar bu iyi birşey öndeki ikili ile de uyumları iyi olursa Beşiktaş’ın savunmasının zımba gibi olacağını düşünüyorum. Fakat Ersan’ın soğukkanlı hareketleri taraftarı tribünde gerer ve o hareketleri bu maçta yaptı onlardan biri gol olsa çokça küfür yiyeceğini düşünüyorum... Motta bu sene kötü başladı bence hücuma katkı sağlayamıyor ve defansta da kritik hatalar yapıyor sağ bek yabancı olduğu takdirde sol bekte İsmail'i görürüz diye düşünüyorum... Olcay ilk yarı kötüydü ikinci yarı kendine geldi ama Törenin oyuna girmesi gerektiğinden oyundan alındı diye düşünüyorum Töre henüz hazır değil bu kadar kötü oynayacağını bilse Bilic oyuna almazdı bence.... Bilic rakip analizini müthiş yapmış elindeki en iyi kadroyu sahaya sürmüş AMA oyuncu değişikliklerinde takıma yarardan çok zararı vardı. İyi giden takımın kimyasını bozdu.. Töre-Olcay değişikliği için bir şey diyemem ama Frei-Oğuzhan değişikliğini hem de 10 kişi kalmış bir rakibe karşı yapmak bence aptallıktır. Rakibin orta sahası bu kadar eksilmişken senin orta saha oyuncunu çıkarıp kanat adamı alarak orta saha üstünlüğünü rakibe verme gibi bir düşüncen olmamalı bence Oğuzhan çıkmasa son 10 dakika da Arsenal yarı sahamızda bu kadar görünemezdi... @semioticus da dediği gibi Avrupa'da bu kadar büyük oynayan Beşiktaş’ı ben en son 2003'te görmüştüm... Mantıklı konuşmak gerekirse İngiltere'de Arsenal'in burada ki oyunu sergileyeceğini düşünmüyorum hala şansımızın %30-35 arası olduğunu düşünüyorum.. İngiltere'de yapmamız gereken defansı çok akıllı yapıp alan kapatarak özellikle Alexis'e top göstermeyerek ve orta sahayı kalabalık tutarak 1 gol bulmamız… Bunları gerçekleştirebilirsek tur şansımızın artacağını düşünüyorum.

Özgür dedi ki...

Bilic'in, İsmail'i sağ bekte oynatması alenen yönetime küfür ettiği anlamını taşıyor benim gözümde. Adam zaten bas bas bağırıyor sağ bek lazım diye, şimdi artık olayı eyleme döktü, resmen direniş yapıyor. He yönetim muhtemelen algılayamayacak, İsmail sağ bekte iyi oynadı şimdilik oraya transfer yapmayalım diye yorumlayacaktır.

Şu takı Şampiyonlar liginde bile bir şeyler başarabilecek güçte ve istekte olduğunu kanıtlıyor, yapın lan işte takviyeyi, yapın artık. Alın 10 numarayı, 20 numarayı neyi alıyorsanız.

Önümüzdeki sezonun bütçesinden yiyeceğiz diyorsun, önümüzdeki sezonun gerekirse bütün bütçesini harca anasını satayım. Önümüzdeki sezonun takımını bu yıldan kuralım, seneye transfer yapmayalım, zaten yaş ortalaması mükemmel bir takımız. Her yıl 10 tane futbolcu alıp satmaya ihtiyacımız yok.

Fikret Orman'ın eli sıkı tavrımı takdir ediyorum aslında, ki transfer konusunda da çok başarılı buluyorum bu yıl. Ama abicim artık bu iki oyuncuyu almak Sünnet değil Farz oldu. Bu yıl elensek bile seneye Şampiyonlar ligine kalmak için, Şampiyon olmak için bu transferlere ihtiyacımız var zaten. En olmadı daha sonraki yıllar için, takıma uyum sorununu çözmüş olursun.

Sahada herkes her şeyi yapıyor, oyuncuların hiç birisini ayırmıyorum. Yenseler de yenilseler de böyle oynasınlar yeter.

Son söz, Bilic'i çok fazla eleştiren insanlar var. Tamam belki bir Mourinho falan değildir. Yooo bence Mourinho'dan daha iyidir.
Adamın eline kalas veriyorsun, işliyor o kalası masa, sandalye yapıyor. Satranç oynar gibi taktik üretiyor. Her maça ayrı ayrı önem veriyor, takım ayırt etmeden Doktora öğrencisi gibi çalışıyor, tez yazıyor.
Benim gözümde takımın başına son zamanlarda gelmiş en iyi şeydir. İnşallah bizim takımın Alex Ferguson'u, Arsene Wenger'i olur.

Takımın başına son zamanlarda gelmiş en iyi ikinci şey için ise bkz: Demba Ba...

İyi Geceler. :D

Basar dedi ki...

Almeida Fiat Linea ise Demba Ba BMW 5 serisi, Mercedes E serisi, Audi 6 serisidir. Adam resmen kelebek etkisi yaptı takıma! İddia ediyorum dün Almeida olsaydı hiç pozisyona giremezdik ve bu yüzden muhtemelen maçı verirdik.

Düm Ersan, Pedro, Veli, Necip, Mustafa, Ba inanılmaz oynadı. Oğuzhan'dan 10 olmaz diyen arkadaşım, Ba'nın yarım volesinin, Olcay'ın pozisyonunun ve hatta Ba'nın 1. Saniye şutunun paslarını Oğuzhan verdi. Onun sorunu devamlılık ve kondüsyon. Bunları hallederse olur.

Takımı kim çalıştırdıysa iyi iş çıkartmış. İngiltere'de lig başladı ve Avrupa'nın en kondüsyonlu takımlarından birine karşı oynadık ama fizik kalitemiz üst seviyedeydi. Oyuncular baya kalıplı ve güçlüydü. Bunun tanı sıra taktik disiplinden hiç ödün verilmedi.

Ba etkisi Atiba etkisi yaratacak Sağbek ve orta saha alırsak takım bildiğin 3. Torba CL takımına dönüşür. Taraftar çok iyiydi ya gibi bir yazı yazmıyorsak bilin ki seneler sonra ilk defa takım gerçekten iyidir. Kaldı ki hayatımda ilk defa gerçek anlamda taraftarı beğendim. Futbol değil basket maçı gibi yönettiler, ıslık-tezahürat... Faul aldılar, kart aldılar, gerçek baskı kurdular.

Kısacası Arsenal maçı herkese iyi geldi. Herkes neyi yapması gerektiğini, kapasitesini görmüş oldu. Bu özgüven 2 transfer ile süslenirse iyi yerlere geleceğiz.

alper dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
d.amokachi dedi ki...

Önce bir iki lakırdı Zulumpiyata edeyim. Oraya o stadı yapanın!!! Bence bu senede en büyük rakip stad olur. Maalesef Başkan ve tebaası Vodafone Arenayı yeni sezona yetiştirmek gibi bir beceriye sahip olmadığı için kombinelerde 2 yıllık satılıyor zaten. Maça gelince Arsenal gibi takıma daha ne kadar oynanır daha ne kadar pozisyona girilir bilemiyorum. Londra'da işimiz zor. Son kelamda Bilic'e Serdar Kurtuluş'u lütfen satsın! Takımın ikinci sol beki sağ beki oluyor, ön libero sağ bek oluyor hatta üçüncü sol bek geçen sene kiralık Ümit Karaal Chelsea maçında sağ bek oluyor ama Serdar olamıyor. Sat o zaman adamı para kazan!!!

JAMES WHITE dedi ki...

Kardeşim sana kesinlikle katılıyorum. Beşiktaş bize rakibin Arsenal olduğunu unutturdu ve bizi gururlandırdı. Güzel bir yazı. Benim düşüncelerim de aşağıdaki blogumdan okuyabilirsiniz. Tüm Beşiktaşlılara selam olsun :)
http://besiktasmacyorumlari.blogspot.com.tr/2014/08/besiktas-0-0-arsenal-19agustos2014.html

Basar dedi ki...

Londra deplasmanı takımın gelişimi açısından daha da fazla ipucu verecek.

Bakalım gol yediğimizde dağılıyor muyuz yoksa yenilgiyi kabullenmeyip reaksiyon mu gösteriyoruz, sanıyorum bunu net olarak göreceğiz.

Kurayı ilk çektiğimizde keltoşa çok küfretmiştim fakat şu anda takımın gelişimi açısından son derece iyi bir kura çektiğimizi düşünüyorum.

CDiS dedi ki...

Şu satırları, 2011 yılında bir postun altına yorum olarak yazmışım, maalesef necip yasin sülün olma yolunda hızla ilerliyor;

necip 'in ısrarla, düşünüldüğü ve söylendiği kadar iyi bir futbolcu olmadığını düşünüyorum. 20 yaşında bir futbolcu, günümüz futbolunda artık maça ve takıma hükmedebiliyor. necip 'e bakınca maalesef bunları göremiyorum.
arda 21 yaşında, milli takıma hükmediyordu, nihat 19 yaşında beşiktaş'ın en önemli silahıydı. sergen 18 yaşında beşiktaş'ın frikiklerini kullanıyordu. necip 'ten sadece bir tayfur olur, o kadar, daha fazlası olmaz. dileyelim de tayfur olsun, yasin sülün olmasın..

BesiktaskUlan dedi ki...

Önceki post'ta yazdığım yazıyı, utanmadan sıkılmadan, buraya da not düşmek istiyorum.

Ben "toplama" bakma taraftarıyım, o yüzden de "yazık" olmadı aslında.

Beşiktaş uzun soluklu bir proje halini aldı. Geçen seneki "umut veren" takımdan bir adım daha ileri taşındı, üstelik bunu bünyesinde -Mustafa gibi- oyunculara "değer" katarak yaptı. Bir iki transfer ile devamı da gelebilir, gelecek sene bambaşka bir kimliğe bürünebilir, sistemi kusursuz olabilir.

Beşiktaş tarihinde, sadece iki kadro "Avrupai" oyuna yaklaşmıştı. Biri MAF diğeri ise İlhanlı-Pascallı 100. Kadrosu. Bu sene de onları andırıyoruz.

Elbette gönül yenmek isterdi ama bence kaybedilmiş bir şey yok. Hazırlık ve Şampiyonlar Ligi maçlarına bakarsak, ki belirteyim Şampiyonlar Ligi maçlarından bahsediyoruz, sonuna kadar bir sistem içinde oynayan bambaşka bir takım görüyoruz. Hayır, tek maçlık heves değil, bu yılı da bir sürü saçmalıktan verebiliriz ama sonraki sene için umut taşıyoruz yine.

Arsenal'i yenmek bir mucizedir, her zaman olmaz, bazen böyle muhteşem oynarsın ama yine de başaramazsın. Fakat esas olan, "yenebilecek" oyunu oynamaktır. İşte bunu yaptığımız sürece kazanan biz olacağız. Defansa çekilmeyen, ileride basan, kendine güvenen, fiziği oturan bir takımla çok büyük başarılara erişebiliriz, hele ki UEFA gibi kupalarda.

Bu turnuvada elenmek koymaz bana, neticede kadronun gücü de bu kadar, tamam, şahane oynadık, gol atabilirdik, ama toplama baktığınızda şu topçularla daha iyisi olamazdı, maçtan önce herkes 0-0'a razı gelirdi.

Üstelik tarihinde ilk kez eleme maçında gol atamayan ve berabere kalan bir Arsenal'den bahsediyoruz. Acele etmeyelim, her şey olacak.

Geriye tek bir şey kaldı, "deplasmanda" oynamak. Eğer onu da halledebilirsek, İngiltere gibi bir yerde, bence bu takım tamamdır. Ama esas gelişimi orada süzebiliriz.

Bir de, son dakikalarda bir gol yiyecektik, direğe falan çarptı. Bence o pozisyon, "Beşiktaş kanserinin" kırılma anıdır, belki bir daha yaşamayacağımızı gösteriyordur.

Son olarak Demba Ba gibi yıldıza, Mustafa gibi ilk (!) kez gördüğüm adama, Veli gibi duvara, Ersan ve Pedro gibi muhteşem iki insan ile stopere teşekkür etmek farzdır.

Bu takımın yaş ortalaması da 24'tür. Daha ne olsun?

alper dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YSY dedi ki...

Ya o değilde biz hep sezon başı ortalığa çıkıyoruz sonra anadolu takımları bizi deli gibi ezberleyip kitliyolar ona deli oluyorum :)

QuaresmA dedi ki...

Takım inanılmaz şok pres yapıyor artık. Arsenal gibi bir takıma karşı topla oynama yüzdemizin bu kadar yüksek olmasının sebebi çok iyi pas yapmamız değil, habire top kapmamızdı. Biliç takıma resmen çağ atlattı bu konuda. Rakip "Arsenalliğini" yapamadan biz hemen topu kapıp kontraya çıkıyorduk.

Kontraya çıkmaktan bahsetmişken üçüncü bölgede de bir o kadar beceriksizdik. Kaçan golleri saymıyorum, onlar olağan ama rakip ceza alanı önünde o kadar çok yanlış tercih ve beceriksizlik kurbanı olduk ki, efsane Beşiktaş galibiyetlerinden birini kaçırdık.

Mustafa'nın performansından bir ben memnun değilim herhalde. İstisnasız her defasında yaptığı bir olumlu hareketi, bir olumsuz hareketle taçlandırdı. Mustafa oynayacaksa kaleden uzakta oynamamalı. Ayağında topu gevelemeden direk tek vuruş yapacağı bir mevki olan forvet hariç diğer yerlere uygun değil. Pas tercihleri ve saha görüşü kötü.

Dün pek çok kere denediğimiz uzaktan şutlar mantıklıydı, sonuçta Arsenal'e karşı ileride çoğalmak zor. Ama şut çekilecekse ilk fırsatta çekilmeli. Durup 2-3 saniye bekleyip çektiğimizde gördük, direk en öndeki adama çarpıp şut harcandı. O uzaktan şutların sanırım biri bile kaleyi bulmadı. Hatta çoğu autu bile bulmadı.

Veli sözleşmeyi uzatsın, formasını alayım. Hem onlarca top kaptı, hem de geliştirdiğimiz atakların yarısında rolü vardı. O son pas hatasının görüntüleri izlenirse pası daha uzun atacakken o bölgede zemin kalkmış. Kaldı ki 80. dakikadan itibaren oyundan düşmesi çok doğal. Yedeğinin olmaması ise doğal değil. Sahi Hasan Türk'e ne oldu ?

Hakem bizim Anadolu takımlarını her maç harcayan emek hırsızı hakemlerden farksızdı. Bu defa Anadolu takımı bizdik elbette, kendi çapında lobisi güçlü takıma tolerans gösterip durdu ama koçum Oğuzhan eyyam yaptırıp yalandan kırmızıyı yedirdi Ramsey'e. Tabi maç sonunda yine yapacağını yaptı ve haklı itirazda bulunan Biliç'e patladı. Biliç haklıydı ama bu tip bir şerefsiz hakemi gördükten sonra sinirlerine hakim olması gerekiyordu. Bu kaçıncı tribüne gönderilişi... Bunları yapacaksan da bari maçın ortasında yap ki maçın geri kalanında hakem eyyam yapsın dursun. Fatih Terim taktiği yani.

Wenger denen dallamanın savunulacak bir yanı yok. "Şişe ve benzeri birşey" atıldı diyorsa şişe kendisine bile gelmemiş demektir. Bugüne kadar Avrupa deplasmanında sahaya birşey atılmamış mı takımına ? Aklı sıra bize ceza aldırıp avantaj sağlama derdinde işte. Aynısı Mourinho'ya yapılsa UEFA'ya şikayet etmez, gider tribüne hareket çeker. Wenger denen beceriksiz de böyle ufak avantajların peşinden koşar. İşte bu yüzden Mourinho'nun takımlarıyla, Wenger'in takımının yeri hep farklı.

Olcay, Veli, Oğuzhan, Mustafa, İsmail, Ersan, Biliç, Necip gibileri çok iyi karaktere sahip, tam Beşiktaş'a yakışan oyuncular. Hiç şampiyon olamasalar bile umarım bu çekirdek yıllarca bozulmaz. Birkaç şampiyonluk kazanırlarsa eğer zaten bu çekirdek Metin Ali Feyyaz, Şifo, Rıza, Sergen, Takoz seviyesinde yazılır Beşiktaş tarihine.

planck dedi ki...

Arsenal ile cl ön eleme maçı oynuyoruz, tribünün %60ı anca dolu hem de yağmur çamur yokken. Harika bir stad yapılıyor, kombine rakamları yerlerde. Formalar gayet kaliteli ama alan kaç kişi? Sonra transfer şart diyoruz 10 numara almadan sağ bek almadan olmaz diyoruz. Maça gitmeden, kombine ve forma almadan da bu işler olmaz arkadaş. Maça gidenlere de helal olsun, uzun zaman sonra makara yapmaktan ziyade maça etki eden bir tribün vardı. Hep böyle olsa keşke.

bi de, bu ba efsane olur (bkz. 3:01-3:07 http://www.ntvspor.net/video-galeri/besiktasarsenal-00-uzun-ozet)

cochise dedi ki...

şaka maka arsenal'i ezdik ya lan. en son 1. terim döneminde o da çok az sayıda maçta bir türk takımı bu tarz üst düzey takımı sürklase edebiliyordu. Hatta o dönemde daha misal UEFA finalinde GS çok pozisyon bulmuştu ama Arsenal dünyaları kaçırmıştı. Resmen neredeyse hiç pozisyon vermeden 2'si net olmak üzere bir çok pozisyonumsu yakaladık. Ayrıca son 10 dakika haricinde top oynatmadık. Ama şu maçta skor yapamamak çok yazık oldu. rövanş için de çok umudum yok ama hayırlısı.

Oğuzhan istediğinde Avrupa'nın sayılı orta sahalarından biri olabileceğini dün gösterdi ama bu gamsızlıkla ve tembellikle hiç bir zaman kalitesini gösteremeyeceğini ve arada sırada ağzımıza bir parmak balı çalacağını düşünüyorum. Oğuzhan'ın etkisinin ne olduğunu sadece asist/ key pass falanla anlayamayız. Onlu ve onsuz beşiktaşı izleyelim yeter. en kötü oynadığı maçta bile takım daha mantıklı oynuyor o varken.

Mesut'un da arsenale böyle bir etki yapacağını düşünüyorum. O nedenle rövanş maçı bu açıdan da çok zor geçecek...

Mayor dedi ki...

Turk takimlari ya kapali oynar boyle takimlar karsisinda ve kontra atak goluyle yener ya da ezilir iyice ve yenilir. Bunun disinda bir de iyi oynar ama o kadar basit bir hata yapar ki, herkes 'cok iyiydiler yazik oldu' der.
Biz ersan ve veli sayesinde neredeyse ikincisi oluyorduk dun.

Hadi Veli ayagini bariz cime vurdu, sahayi bildigimiz icin bisey demiyelim ona ama ersan'in kendini david luiz zannedip 2 defa pres yapan adama calim atmaya calismasini ben hoca olsam cok kotu cezalandirirdim. Yani bu kadar canini disine takip oynuyorsa butun takim ayip degil mi arkadaslarinin emegine?

Ben iyi oynayipta aptalca bir hatadan elenen takim olmasini istemiyorum Besiktasin. Esas kahreden o olur.

Basar dedi ki...

2. Feyenord ve dün geceki maçtan sonra acaba 4-4-2 bizim için daha doğru sistem mi diye düşünüyorum. Bu yüzden alacağımız adamın 10 numara değil de çift yönlü orta saha oyuncusu olması daha faydalı olur mu diye sorguluyorum.

Veya defansa iyi bir stoper alıp Franco'yu ortaya devşirmek mantıklı olabilir.

Ne dersiniz?

Not: Bütün olasılıklar sağbek ile düşünülmüştür :) Bu kadar zaman geçti hala daha Hilbert'i neden gönderdiğimizi anlamış değilim! Arsenal karşısında bile 3 yabancı ile oynadık yahu...

Coolio dedi ki...

Mustafa Pektemek inanılmaz derecede top eziyor. Sürekli çok şey yapma isteği buna neden oluyor. Teknik kadrodan birinin basit oynayarakda çok faydalı olabileceğini öğretmeli. Onun istekli haliyle Ba'nın klası buluşunca iyi bir ikili olacaklar sinayli verdi.

İsmail'in sürekli topu soluna çekmesi, hatta atılan uzun topları bile soluyla yumuşatmaya çalışması hoş değil tabiki. 10 yaşından beri kulüplerde sabah akşam antreman yapan bu seviye futbolcuların çift ayak kullanamamalarına kıl oluyorum. Bakınız Veliye, adam gerçekte hangi ayağını kullandığını unutturuyor. Hepsinin öyle olması gerek.

Geldiği ilk günden beri düşündüğüm şey aynı. Oğuzhan müthiş bir yetenek. 360 derece bir görüş ile boşa kaçan hiçbir takım arkadaşını atlamıyor ve pası tam olması gerektiği şiddette ayağına veya koşu yoluna bırakıyor. Herkesin bildiği gibi tek eksiği güçsüz olması. Ama bu basit bir eksik değil onun için çünkü asıl eksikliği tembel olması. Çalışmayı hiç ama hiç sevmiyor. Kapalı salona girip güçlendirme çalışmaları yapmadıkça bu sorun devam edecek ve maalesef tembel olduğu içinde bunu hiç yapmayacak (aynı sorun Salih Uçan'da da var).
10 numara transfer nerde kim kesilerek hangi formasyonda oynatılır bilemiyorum ve muhtemelen kimse bilemiyor. Dolayısıyla bir sağ bek transferi benim için daha değerlidir.

Ayrıca Olcay'ın kız gibi veridği ve yarı yolda rakibe takılan paslardan sadece benmi şikayetçiyim? Soldan giriyor ceza sahasına ve yakında arkadaşı olmamasına rağmen ve de bunu görüyor olamsına rağmen tıngır mıngır bir top yuvarlıyor. Tabiki de rakibin ayağına.

Neyse, 3 maçtır süren bu etkili oyun maalesef ligde süremeyecek. Tek nedeni ise HAKEMLER!! Futbol kurallarını uygulamayan, kasti faullere kart vermeyen hatta faul bile vermeyen bu rezil hakemler Anadolu takımlarının bizim oyuncuları biçmesine izin vericekler ve biz yine futbol oynayamayacağız. Ayrıca zaten sınırlı yaratıcı oyuncumuz olduğu için rakipler iyi önlem aldığında çilingirimiz olmayacak.

Coolio dedi ki...

Mustafa Pektemek inanılmaz derecede top eziyor. Sürekli çok şey yapma isteği buna neden oluyor. Teknik kadrodan birinin basit oynayarakda çok faydalı olabileceğini öğretmeli. Onun istekli haliyle Ba'nın klası buluşunca iyi bir ikili olacaklar sinayli verdi.

İsmail'in sürekli topu soluna çekmesi, hatta atılan uzun topları bile soluyla yumuşatmaya çalışması hoş değil tabiki. 10 yaşından beri kulüplerde sabah akşam antreman yapan bu seviye futbolcuların çift ayak kullanamamalarına kıl oluyorum. Bakınız Veliye, adam gerçekte hangi ayağını kullandığını unutturuyor. Hepsinin öyle olması gerek.

Geldiği ilk günden beri düşündüğüm şey aynı. Oğuzhan müthiş bir yetenek. 360 derece bir görüş ile boşa kaçan hiçbir takım arkadaşını atlamıyor ve pası tam olması gerektiği şiddette ayağına veya koşu yoluna bırakıyor. Herkesin bildiği gibi tek eksiği güçsüz olması. Ama bu basit bir eksik değil onun için çünkü asıl eksikliği tembel olması. Çalışmayı hiç ama hiç sevmiyor. Kapalı salona girip güçlendirme çalışmaları yapmadıkça bu sorun devam edecek ve maalesef tembel olduğu içinde bunu hiç yapmayacak (aynı sorun Salih Uçan'da da var).
10 numara transfer nerde kim kesilerek hangi formasyonda oynatılır bilemiyorum ve muhtemelen kimse bilemiyor. Dolayısıyla bir sağ bek transferi benim için daha değerlidir.

Ayrıca Olcay'ın kız gibi veridği ve yarı yolda rakibe takılan paslardan sadece benmi şikayetçiyim? Soldan giriyor ceza sahasına ve yakında arkadaşı olmamasına rağmen ve de bunu görüyor olamsına rağmen tıngır mıngır bir top yuvarlıyor. Tabiki de rakibin ayağına.

Neyse, 3 maçtır süren bu etkili oyun maalesef ligde süremeyecek. Tek nedeni ise HAKEMLER!! Futbol kurallarını uygulamayan, kasti faullere kart vermeyen hatta faul bile vermeyen bu rezil hakemler Anadolu takımlarının bizim oyuncuları biçmesine izin vericekler ve biz yine futbol oynayamayacağız. Ayrıca zaten sınırlı yaratıcı oyuncumuz olduğu için rakipler iyi önlem aldığında çilingirimiz olmayacak.

YSY dedi ki...

Bence arsenal bizi bu kadar beklemiyordu. Oynadığımız oyunda biraz bunun etkisi var. Rövanşta daha ciddi olacaklardır. Olcay büyük maç oyuncusu olmadığını tescilledi bana kalırsa. Kendisini çok fazla eleştirmekte istemiyorum çünkü elinden gelen gayreti gösteriyor ama işte "elinden" de bu geliyor. Kendini nasıl geliştirir bilemiyorum. Oğuzhan ile ikisi geçen sene her kritik maçta ortada yokları oynuyorlardı ama en azından bu ikiliden oğuzhan biraz daha kabuğunu yırttı arsenal maçında.

Bu maça bakıp ligi sırtımıza alırız gibi düşünmeyin. Bu maçta herkes %100 ünü sahaya verdi. Veli dk 80 kramp geçirdi adam. Biz nasıl arsenale hazırlandıysak anadolu takımları da bize bu motivasyonla hazırlanacaklar. Yarın öbür gün sakatlıktı cezaydı eksik kadro ile çıktığımız böyle kilitlenmiş anadolu maçlarını çözmede sıkıntı yaşıyoruz yıllardır.

Basar dedi ki...

Eğer göbekte Veli-Atiba ve onları yedekleyen Necip ile oynayacaksak, o zaman kanatların yeteneklerinin artması gerekiyor. Gökhan sağda bu konuda yeterli, Olcay'ın yerine yaratıcığığı yüksek bir kanat oyuncusu ile 4-4-2 oynayabiliriz. Kadromuz da genişlemiş olur.

Her yorumda olduğu gibi yine sağbek aldığımızı umuyorum. Hiç olmuyorsa Hilbert'i geri çağıralım...

Not: Kerim Frei'yi hala neden aldığımızı anlamış değilim.

Arsenal'in bizi böyle beklemiyor olması ile alakası yok . Gayet de bekliyorlardı ki tam kadro çıktılar maça hafta sonu çok kırıcı bir maça çıkacak olmalarına rağmen hem de.

Biliç geçen sene de aynı şeyi yapmıştı sezon başında . Kademeli bir savunma anlayışı , tempoyu istediği şekilde ayarlama , rakiba alan bırakmama . Galatasaray maçında malum topun taca atılmadığı pozisyona kadar aynı şekilde oynamış bir Beşiktaş .

Kadro kalitemiz ortadayken , Arsenal'den 18 fazla isabetli pas yapmışız. Hani Arsenal birilerini küçümsüyor olsa bile tarihte pek görülmemiş bir istatistik bu.

Hem de çok kolay çözülebilecek bir takımız. Maç öncesinde söylemişlerdi , kaleci Tolga'nın yan top zaafı ve Necip - Veli ikilisinin baskı altında top kullanmakta zorlandığı şeklinde kabak gibi gerçekleri .

Bu maç çok büyük bir teknik direktörlük başarısıdır . Sistemim kilit adamları (Töre-Atiba) yokken yapılan işin kıymeti gerçekten büyük.

3-3'lük Fener maçından sonra umutlarımı tazeleyen maç , bu maç oldu . Bu iş olabilir dedim bir kez daha .

Hocanın hakkını vermek lazım gerçekten.

Armagan dedi ki...

Maçı salı iyi izleyemediğim için nette aratıp tekrar izledim.

1.Bilic'i tebrik etmek gerek.2 forvet oynatıp kapanmama gerekliliğini yerine getirmesi,oyuncu değişim zamanları ve takım motivasyonunu hep yukarıda tutması çok önemli.atılması bile bence hata değildi,takımın başı olarak "ezilmeyeceğiz." mesajını bilinçaltına yerleştirdi.

2.oyunun kötüleri=
veli: ilk 15 dakika konsantrasyon eksikliği ve son 10 dakika yorgunluk nedeniyle etkisiz kaldı.hücumda beklenen pasları yapamadı,geride oyun sıkıştığında ara sıra hata yapması dengenin bozulmasına neden oldu.yanında atiba'nın olmaması onu zorladı.yine de üst düzey mücadele nedeniyle 6/10 alır.

ersan: konsantrasyonu ve oyun okuması maç içinde dalgalıydı.gereksiz ve riskli çalımlar sonraki maçta baş yakabilir.

motta: savunmada çok göze batmasa da,hücum kenardan istenen topları atamadı.bence sağ bek olarak denenebilir,şut yeteneği iyi olacağı için ceza sahası önündeki vuruşları ismail'den etkili kullanacaktır.

oyunun iyileri
pedro: neredeyse mükemmele yakın oyunla geriye sarkan oyunculara ya izin vermedi ya da alanı daralttı ve engelledi.takımın iskeleti olarak çok önemli rolde.

tolga: önemli kurtarışlar yaptı ve neredeyse hatasız oynadı.şans da yanındaydı ama işini layığıyla yerine getirdi,takıma kaptan olarak olumlu etki etti.8/10

ba: topla buluşma süresi çok kısa olmasına rağmen verimlilik olarak çok başarılı.ilk yarı orta sahaya yakın oynatılması etkili oyununu zorladı,2. yarıda ileri uçta oynamasıyla savunmayı daha çok yordu.

Armagan dedi ki...

arsenal'i nasıl yeneriz
-konsantrasyon.rakip sahada olmak en büyük dezavantajlardan biri olarak gözüküyor.maçın daha ilk dakikasından seyirci önemsenmeden yüksek konsantrasyonla oynanması gerekiyor.yoksa ilk 20 dakikalık dikkat sorunu bir çuval inciri mahvedebilir.

-etkili hücum.arsenal daha az hücum yapsa da,genelde etkili geldi.bizim bunu yapabilmemiz için sırasıyla arkadan hızlı top çıkarılması(veli yapamadı,oğuzhan ara sıra yaptı),çok kişiyle ceza sahasına girme(ba ve olcay ikilisi zorlamış ama,pektemek'in de ekstra performasla gerilerden gelmesi gerek) ve bitiricilik gerekiyor(ileri uçtakiler başarılı olsa da,ismail-motta-veli iyi kullanamadılar) gerekiyor.(2.yarıdaki gibi ba ileride pektemek gerilerde serbest oynatılmalı,2. feyenoord maçı en iyi örnek)

-teke tek iyi savunma.savunma konusunda teke tek ancak kompakt oyun gerekli.(bunu 60. dakikaya kadar gayet iyi yaptık,80.dk yeni oyuncular girene kadar düşüş yaşandı ancak son dakikalar gene iyiydi).pres önde iyi ancak geride kötü yapıyoruz,çok kişi basıldığında o top kapılmalı ki hızlı hücuma şans verilmesin.kademe anlayışı her gün mükemmele yaklaşıyor onu da belirteyim.

-atiba.necip teke tek de deli gibi mücadele etse de,veli savunmada her topa atlasa da,hücum konusunda bu ikili top geveliyor.atiba gelirse bu sorun büyük ölçüde çözülür,öne daha kısa zamanda etkili olabilecek toplar gönderilir.(veli'nin yine tutuk oynadığını varsayarsak)(şunu diyebilirim ki atiba olsaydı biz maçı 1-0,atiba+sağ bek olsaydı 2-0 kazanırdık gibime geldi.)

-belki ismail/motta yer değişikliği.motta önde isteneni veremedi,ismail sağ bekte olsa da savunmayı halletti ancak hücumda ayak sorunu yaşadı ve şutları iyi kullanamadı.daha iyi hücum için bu değişiklik riske edilebilir.

-şans.ilk maçta yanımızdaydı,bu maçta da neden olmasın...

-inanç.kim bu skoru mucize veya büyük başarı diye görüyorsa bence hata yapıyor.bu takım arsenal'i yenebilecek kapasiteye sahip,sadece hücumda daha organize takım oyununa ihtiyaç var.(bunun silahı da arkadan hızlı çıkmakta,yine de orta saha eksiği! ve geriden oyunu hızlı başlatacak adam ihtiyacı görülüyor)

son olarak bu rakibin zaaflarını daha fazla zorlamak lazım.mesela chambers'a bireysel olarak yüklenilmemiş,kaleciyi zorlayacak uzun toplar yeterince etkili kullanılmamış(hızlı hücum,etkili atak sorunu).bu yaraları kaşırsak illa ki kanatacağız arsenal'i.-ramsey'in atılması da harika oldu-.

yılın belki de en kritik maçını sezon başında oynayacağız,vurduğun gol olsun kara kartal!!!

sherlockholmes dedi ki...

rövanş öncesi arsenal'e bir göz atalım. 2013-2014 sezonunda premier ligde 68 gol atmışlar. bu 68 golün on tanesini atıp dokuz da asist yapan aaron ramsey cezalı. 5 gol 10 asisti olan mesut özil bu sezon henüz maça bile çıkmadı takımıyla. yine 8 gol 4 asisti olan lukas podolski maça çıkmadı ve satılacak söylentisi var. 5 gol 5 asisti olan walcott aylardır sakat. 2 golü olan mikel arteta sakat.
yani 2013-2014 sezonunda premier ligde 68 gol atan arsenal'in 58 golde katkısı olan futbolcuları ya sakat ya da formsuz.
tabi arsenal büyük favori ama bizim de şansımız var. saydığım eksiklikleri arsenalle daha yakından ilgili olan bir arkadaş değerlendirse güzel olurdu.

planck dedi ki...

abi giroud'da sakatlanmış sanırım ama böyle istatistik tutacaksak adamın geçen sene pl'de 16 gol 9 asisti var yani 68 gol atan arsenalin 83 golünde katkısı olan adamlar sakat veya formsuz oldu :D

mustafakamış dedi ki...

Beşiktaş üzerine yorum yazan tüm arkadaşların yazdıklarını dikkatlice okudum.Futbolda sistem ve oyun kurgusu üzerine herkesin ciddi birikimleri olduğunu anlıyorum.Ve birçok arkadaş kadroyu ve futbolcuların kabiliyetlerini de hayli iyi analiz ediyor.Beşiktaş bu yetersiz kadrosuyla oyun anlamında bir şeyler gösterebiliyorsa bunu biraz da takım olma gayretlerine borçlular.Düşünün Veli,Necip,Olcay,Motta,Ersan hiçbiri mevkilerinin star oyuncuları değiller ve kariyerlerinde Beşiktaş'tan daha büyük bir forma olamayacak Pedro Franco,Kerim Freı,Oğuzhan,Gökhan Töre,M.Demirci ancak gelecek vaat edebilecekler listesine yazılır henüz Beşiktaş'ta bir şey yapmadılar.Demba Ba-Atiba-Tolga yetenek ve tecrübeleriyle saygı duyulan isimler.Bu üç isim haricinde her futbolcu Beşiktaş'ta başarıya ve istikrara aç oyuncular.Henüz pişmediler.Zaman zaman sahada anlamsız işler peşinde koşturur halimiz bundan kaynaklanıyor.Beşiktaş'ın heyecan verici futbolunu besleyen katkı hamlık eğer tam tekmil bir kadro kurarsak belkide bu tutkulu hali çok özleyeceğiz.Evet bazı bölgeler bariz sırıtıyor.Bir de tamamladığımız da gözlemlemek lazım.Bu sefer de saha içi pozisyon değişimi tartışılacaktır.Her şey natamamken ne kadar da korkutan bir takım Beşiktaş yüzüme belli belirsiz bir tebessüm konuyor.Belki turu kaybederiz Wenger'in çekindiğini düşünüyorum.Koy da gel Beşiktaş'ım.

yilmaz dedi ki...

Gerçekçi olmak gerekirse, bir İngiliz takımını İngiltere'de eleyip gelebileceğimize ihtimal vermiyorum. Bu bana çok ütopik geliyor. Ama ilk maçta oynadığımız oyun bence bu eşleşmeden alnımızın akıyla çıktık demek için fazlasıyla yeterli. Bunu da aldığımız beraberlik için söylemiyorum. Chamberlain'in şutu gol olabilirdi ve Arsenal kazanabilirdi. Ama bu oynanan oyunu değiştirmez. Hemen her istatistikte önde olduğumuz bir oyun var.

Bu maçta, ilk yarıyı gol yemeden kapatırsak, İkinci yarıyı izlemeye kalbim dayanmayabilir. Arsenal'i eleyeceğimizi düşündüğümde bile nabız 110'lara fırlıyor :)


Yorum Gönder

Ara