.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

11 Nisan 2014 Cuma

Maç Raporu: Torku Konyaspor 1 - 1 Beşiktaş



En iyi üç: Tolga Zengin, Jermaine Jones, İsmail Köybaşı.
En kötü üç: Dany Nounkeu, Mustafa Pektemek, Necip Uysal.

DEĞERLENDİRME
Slaven Bilic 7.1
Beşiktaş (genel) 6.6
Çağatay Şahan (hakem) 2.5
Torku Konyaspor (genel) 5.5
TAKIM
Tolga Zengin 9.0
İsmail Köybaşı 6.9
Dany Nounkeu 4.8
Pedro Franco 6.5
Atiba Hutchinson 6.6
Veli Kavlak 6.6
Jermaine Jones 7.3
Oğuzhan Özyakup 6.7
Ramon Motta 6.4
Olcay Şahan 6.1
Hugo Almeida 5.6
Necip Uysal 5.2
Gökhan Töre 6.7
Mustafa Pektemek 5.1

NOTLAR:

*Yorumlarda ziyadesiyle konuştuk zaten ama buraya da ekleyelim. roadrunner manidar bir istatistik paylaşmış. Son on dakikada yenilen gollerin Beşiktaş'a puan olarak maliyeti 5 (kaybedilen toplam puanın %15'ine tekabül ediyor, Fenerbahçe böyle 3 puan (%14), Galatasaray ise 1 puan (%3) kaybetmiş), fakat daha endişe verici bir trend, son üç haftada üst üste bu zaman diliminde gol yememiz. Takımın üzerindeki baskı artışı bize puan kaybı olarak geri dönüyor gibi duruyor. Şu noktada direkt rakibimiz olan Galatasaray'la yapılan kıyas daha bir üzücü cidden.

*Uzun süredir ne Pedro, ne Veli'nin ilk üçe giremediği ilk maç bu oldu. Bunda son dakikalarda yediğimiz baskıda Pedro'nun adının pek duyulmamasının, maç boyunca da topla neredeyse hiç oynamamasının etkisi muhakkak var. Jones ise Veli'den daha diri gözüktü ortasahada bu maçta, kendisi takıma alıştıkça oyunu da iyiye gidecek gibi.

*İsmail yerine Motta'nın oyundan alınması tenkit eidlmişti maçtan sonra, lâkin İsmail'in notu Motta'nın epey üstünde çıktı. İstatistiklere baktığımızda da İsmail Beşiktaş'ın hem kaleye en çok şut çeken, hem de ceza sahasına en çok orta yapan oyuncusu olmuş.

*Olcay hem çok fazla pas hatası yaptı, hem de hücumda fazla varlık gösteremedi. Olcay'ın istikrarsızlığı, kendisinin ya yedekten gelen bir kuvvet olmasıyla, ya da onun karakterine daha uygun oyun fırsatının bulunmasıyla çözülecek, fakat kendisinin takımın ilk opsiyonu olmasının getiri oranı gittikçe azalıyor maalesef.

*Dany'nin maçın en kötüsü olması ise şaşırtıcı. Sanırım şimdiye kadarki performansının diyeti bu, zira bu maçta en çok rakipten gelen topu karşılayan oyuncuydu. Özellikle ilk yarıda göze batan pas hataları yaptı, kabul, ama vasatın altı bir oyun sergilediğini söylemek haksızlık olur bence.

*Tolga'nın en yakın takım arkadaşına 1.7 puan fark atması, ne kadar büyük bir oyun oynadığının göstergesi. Keşke o son dakika olmasaydı...

*Son dakika demişken: Sivasspor - Galatasaray maçının 85. dakikası civarında çok benzer bir pozisyon yaşandı ve hakem Galatasaraylı oyuncu lehine faul düdüğünü çaldı. Önde olan ve faule maruz kalan takım haricinde pozisyon tıpatıp aynıydı. Bu noktada Rıdvan Dilmen'in yorumlarına hak vermemek elde değil.

37 Yorum:

Biliç'e çok ısınamamıştım başından beri . Gerek kariyer olsun , gerek sezon başından beri tekrarlanan hatalar olsun.

Ama nice Beşiktaş'ın çocukları gördük bu kulübü bu kadar sahiplenmeyen , bu takımı yaşamayan , bu taraftarı umursamayan , aklımızdakileri Şansal'ın , Ömer'in yüzüne yüzüne vuramayan.

Dünya üzerinde Beşiktaş'a daha uygun bir teknik adam olabileceğinden emin değilim ben artık.

Alayına isyan , inadına Slaven !!

Mayor dedi ki...

Inadina Slaven iyi guzel de bu macta kaybedilen 2 puani Slave'n'n hanes'ne yazip toplam 3 puan veriyorum.

Besiktas kanseri dedigimiz vakaya bir kere daha yakalandik. Bu kafa yapisini Besiktasa getiren Bilic degil ama Besiktasta hala yasanmasina sebebiyet veren futbolcularin hala 90 dakika sans almasi. Bu adamlar 90 dakika psikolojilerini istikrarli tutabilen adamlar degil kanseri yaratan hucreler gibiler.

Simdi soruyorum 90. dakikada ileride kaleciye ve defansa basan Jermaine Jones degil de kimdi?
Olcay miydi? Necip miydi? Pektemek miydi? Ismail miydi?
JermainJones'un yaptigini gorupte anlamayan ve bilhassa tam tersini yapanlar bu kanserin hucerleri degilmiydi? Tam sevinirken Serdar Kurtulus'a Toraman'a alternatif bulundu diye simdi eski kanserler yeniden niye nuksetti?
Macin son 30 dakikasini neden savasci, defansif, sogukkanli, isabetli paslari akilli hamleleri olan Motta ile bitirmedi de her gelen topa bam gum vuran geriye cekildikce cekilen, tek bildigi sey cekilen sutlarin onune kendini ceset gibi atmak olan Ismail kaldi?
Jones pres yaparken nerelerde oldugu belli olmayan Olcay niye 90 dakika tutuldu da 21 yasindaki Kerim kenarda oturdu?
Kansere sebebiyet veren hucreler bunlardi bunlari Besiktasin bedeninde Bilic tutmadi da kim tuttu?
Biz 90 dakika savasan olmadan, basan olmadan, korkamadan oynayan, panikten eli ayagina karismayan pinokyolar olmadan kanser bitmez diyoruz.

Evet Bilic cok agladi ama kendi dusen aglamamali.

Mayor dedi ki...

Birde bu Besiktasli romantikligine hayranim, goz yasi dok, taraftara opucuk yolla, agla yirtin parcalan, Besiktasta bir karakter olmanin sirri burada.

Bilic besiktas icin cok buyuk bir sansdir. Gerek insanlaigi gerek karakteri ile fakat teknik direktorluk kisminda aksamlar oluyorsa onu da kendini paraladi diye gormeyecek degiliz.
Comandante Bilic, kendini paralama rakipleri parala demek istiyorum.

Unknown dedi ki...

iyi hoş da mayor,

motta'yı koskoca ikinci yarı ne yaparken gördün? özellikle 30. dakikadan sonra ben sahada olduğunu unutmuştum motta'nın, kaldı ki olcay 30da sola geçtikten sonra adam akıllı hücum etmeye başlamadık mı? o dakikaya kadar pozisyonumuz var mıydı?o dakikadan sonra kaç tane hücum ettik? ayrıca son iki sezonda toplamda 20 gol barajına yaklaşmış olcay'ın mı sahada olması daha mantıklı yoksa motta'nın mı? ismail'i eleştirdik de karşısındaki adamlar gayet iyi adamlardı djalma felan, geçen yıl kasımpaşada oynarken de bu adam canımızı yakmıştı. yani kötü bir adam diyemeyiz ki zaten golü de ismail'in hatasından yemedik.. günün başarılı hakeminin! üstüste gelen iki hatası sonucu gol yedik. dün hakem hata yapmasaydı maçı kazanmaya da yaklaşmıştık. yalan mı?

diğer taraftan jermaine jones'un tek başına o dakikada pres yapması en fazla kalemize gol olarak geri döner, takım olarak pres yapılmasını hoca istemedikten sonra tek başına yapılan pres ancak takımı satmak olur.

son olarak 21 yaşındaki kerim'in sezon öncesi kamp geçirmeden bu takıma adapte olması mümkün değil. rize maçında oyuna girdiğinde hiç bir şey veremediği vakit o hakkı kaybetmiş oldu. tıpkı muhammed gibi.

Unknown dedi ki...

he bu arada sivas gs'yi fena hırpalıyor, maç şimdiye kadar 3-0 sivas lehine olabilirdi, gs'nin ise kayda değer bir pozisyonu yok. her deplasman maçında böyle oynamak da var..

Adsız dedi ki...

@Mayor

İmzamı atarım. Bence maçın en güzel yazısını Metin Tekin yazmış. Hiç inciğine cüncüğüne girmeden tamamen Beşiktaş'ı özetlemiş. MAF'lı dönemler böyleydi zaten.

http://www.sabah.com.tr/Spor/Yazarlar/tekin/2014/04/12/tam-tolga-derken

Unknown dedi ki...

alınan bir puan alınamayan 2 puandan daha değerli olabilir, çünkü 3 puan fark da açmış olsak, kayıp yaşadığımız bir haftada gs kazandığı takdirde zaten önümüze geçecekti. ben çok büyük bir kayıp görmüyorum ayrıca gs'nin daha 2 deplasmanı var ve bu sezon deplasmanda felaket bir performans sergiliyorlar.

sadrazam dedi ki...

Yorumları okuduktan sonra ,çaktım jermaine jones' a 9 puan rahatladım.

1 puanı da son 10 dk. pres zamanlaması ve son dk. hocasını dinleyip 2-2 hücumu bırakıp bayrak direğine koştuğu için kırdım.

Adsız dedi ki...

Antalya'ya yazık olur ama FB yarınki maçı kazanırsa önümüzdeki haftaki maç için şans % 20 artar. Zira FB-GS olayı öyle böyle değil bir hayli tozuttu, resmen kan davasına dönecek.

Bilic'in yerinde olsam beke Motta'yı monte ederim. İsmail mental olarak memleketimizde yetiştiği için uzun süreden sonra futbola dönüşünde bazen çok gereksiz yere kafasına göre ileriye çıkıp hücum yapmaya, hatta bencil davranmaya kalkıyor. Defansif olarak da Motta'dan iyi değil. Sağbek yine Atiba olur; gerektiğinde ortaya hatta gol bölgesine geçebiliyor zaten. Ersan oynarsa Dany'den de kurtulmuş olacağız ki, böyle bir maçta güvenilecek son adamdır kendisi.

Orta alandaysa Jones, Oğuzhan ve Veli banko. Hücumda solda Olcay mı olur İsmail mi ona da hoca karar versin. Ben olsam İsmail ile başlar Olcay'ı ikinci yarı oyuna alırdım. Çünkü ilk yarı haldır huldur geçecek ve İsmail'in tek artısı olan hızı bu ortamda G.Gönül'ü yıpratabilir. Sonrasında yıpratmaktan çok daha fazlası lazım ve Olcay 45 dk'lık iş için biçilmiş kaftan.

Golcü işi belli gibi. Stresli maçta Almeida kesin oynar bana göre.

İçimden bir ses Jones fark yaratacak diyor.

Unknown dedi ki...

gökhan töre'nin oynayacağını var sayarsak olcay'ın bitiriciliğinin iş yapması daha muhtemel değil mi? yani bence gökhan'ın oynaması durumu bile, caner'i geçtim, gönül'ün hücuma çıkışlarının sınırlanmasına sebep olabilir gibi geliyor.

Adsız dedi ki...

Aklıma gelmişken:

Önümüzdeki sezon 6+2 kesin gibi. "Holosko Beşiktaş'tır" diyenlere soruyorum:

Muhtemelen 2-3 yabancı transferi olacak ve bunlar ilk 11 için yapılacak. Şimdi bu Jones mu duruma göre +2'yi doldurur Holosko mu? Hazret hakkında 4-5 hafta önceki bir maç özelinde daha önce yazmıştım. Oyuna girdikten 3 dakika sonra rakip ceza alanı çizgisinin hemen önünde topla buluşup şut tercihi yaparak tribünleri nişanlamıştı. Ceza sahasında bekleyen 3 Beşiktaşlı serzenişte bulununca beyefendi atar yapıp "hadi lem" şeklini sergiledikten sonra koşusuna dönmüştü. Ben kendisini asla saf ve temiz bir "Forrest Gump" olarak görmedim, görmüyorum da. Gittiği gün de gayetten mutlu olacağım, açık ve net.

Madem derdiniz iç güzelliğiydi, neden Baki Mercimek gitsin dediniz ey Beşiktaşlılar. Baki bu kritere göre bu vatandaştan 10 gömlek üstündü çünkü.

Adsız dedi ki...

Benim tahminim FB her zaman olduğu gibi bekleri ileri çıkaracak (ki bu bakımdan potansiyelleri de yok değil). Bu ortamda savunma için sık sık yanlara açılma durumunda olacak stoperler için Bilic orta alanı biraz daha geriye çekecektir (Konya maçının son 10 dakikası bile yaptıysa). Almeida golcü pozisyonunda olduğu için kategori dışı olur; Töre ise tek başına bile tehlike yaratabilecek durumda. Ancak Olcay öyle değil. Defansa gelmesi arızalı olan Oğuzhan'la birlikte duruma göre ikili olarak pek iş yapabileceklerini sanmam. Çünkü FB duran toplar dışında stoperleri hep çakılı tutuyor.

Öte yandan G.Gönül'ü özellikle yıllardır izleyen biri olarak en büyük zaafının hamle zamanlaması yapmasına fırsat vermeyecek şekilde hızla kat edenler olduğunu düşünüyorum. Anadolu takımlarında dünkü Djalma gibi oynayabilen oyuncular karşısında hem tökezliyor. Ben olsam G.Gönül, daha da önemlisi arkasını kollayan stoperler yorulana kadar İsmail'le başlar, ikinci yarı Olcay'ı alırdım.

Unknown dedi ki...

holosko vurdum duymazlığı, düşük oyun zekası ve kısıtlı yetenekleri ile artık gelecek planlarımız içerisinde olmaması gereken ve elden çıkarılması elzem olan bir oyuncudur. rakiplerin yabancılarının takıma bu denli katkı yaptığı ortamda yeni bir holosko macerasına hiç gerek yok. ona verilen şans muhammed'e veya kerim'e verilmelidir, özellikle yabancı kısıtlarından dolayı daha fazla toleransı haketmiyor. zaten sözleşmesinde yazan meblağ da eskisine göre daha düşük, bu yüzden de oynayabileceği bir takıma gitmesi durumunda sorun çıkarmayacaktır herhalde. yer bulursa yukarıda sıkça sözü edilen romantizm yüzünden kadroda kalacaktır, bunun mantıklı bir izahı olamaz.

fener'in her iki kanat beki de allah ne verdiyse ileri çıkıyor, ama caner'in geri dönüşleri gönül'e oranla daha az oluyor. o yüzden orası işlenebilecek tek nokta. ayrıca egemen'in son durumu nedir bilmiyorum ama şayet oynamayacaksa oradan da bir artı yazabiliriz kendimize. ortasahalarının merkezinde oynayacak oyuncularından çok fazla çekinmemize gerek yok, ilk maçta görüldüğü üzere orta sahalarının bizden çok ekstra oyunları söz konusu değil. esas farkı fiziğiyle emenike yaratabilir, çünkü defans göbeğimiz hala çok yumuşak. diğer taraftan webo oynasa da onun da fark yaratması olası. diğer taraftan kuyt ve sow'da açık tehlike unsurları, o nedenle motta acilen faydalı olduğu sol beke geri dönmeli. atiba'nın sağ bek pozisyonunda oynaması ise yine intihar olabilir. üst düzey maçlarda daha önce orada sırıttığını gördük, ayrıca göbekte oynadığında daha yararlı olduğu da aşikar ama o da yeterince sert bir oyuncu olmadığı için emre meirelles gibi adamların sertliği karşısında yılma ihtimali yüksek, veli ile jones'un daha kora kor oynayacağını düşünüyorum. tabi buna hakem ne kadar müsaade eder orası tartışılır.

Adsız dedi ki...

Keşke Veysel'i hem de gayet uygun rakamlarlayken biz alsaydık. Atiba sağbekte mecburiyeti oynuyor; ama hepsinden önemlisi, Beşiktaş gibi bir takımda görevinin adamı bir sağbek olmaması büyük sıkıntı. Gerçi 2. yabancı için lüks bir yer oluyor; öte yandan eldeki öne çıkan yerlilerin ikisi FB'de, biri bizde. Ama 3.sü bizde.

Caner'in bölgesinin savunmasının -nispeten- boşalacağı konusu yüzde 100. Bu yüzden Bilic muhtemelen hücum anlamındaki herşeyi Töre üzerine kuracak. Sorun: Takım olarak Töre başarılı olduğunda dahi hücumda etkisiz kalabiliyoruz. Bu yüzden eğer herşey Töre ise ve golcün Almeida ise üstüne Oğuzhan'ı da eklemek lazım. Bu nedenle Töre yine az çok performansını oynar da, hücumda Oğuzhan ne yapar meçhul. Bu bakımdan Jones daha bir önemli hale geliyor. Eğer Oğuzhan'ı mümkün olduğunca ceza sahasına yaklaştırabilecek katkı yaparsa sadece bu maç özelinde bile transferini kanıtlamış olur. Bugüne kadar Bilic orta alandakilere hep serbest alan tanıdı. Fakat bu maçta bu bölge için ayar yapması gerekecek. Veli biraz daha defansif oynamalı ve Jones'a yer açmalı.

Hem çok basit hem de çok zor. Tipik Beşiktaş maçı yani.

Unknown dedi ki...

yeni sezon için aydın karabulut sol kanada düşünülemez mi acaba? sözleşmesi sezon sonunda sona eriyormuş. son iki sezondur sahada daha olgun bir aydın var sanki. bence kulübenin zengin tutulabilmesi için önemli bir alternatif olabilir. ayrıca yerli statüsünde oynayabileceklerse hunt ve van der vaart'ta alınarak problem çözme sorunumuzun üstesinden gelinebileceğine inanıyorum. bu şekilde ortasahada minimum yabancı ile oynayarak daha güvenilir bir defans hattıyla oynayabilmenin yolunu açmış oluruz.

Adsız dedi ki...

Medyada ikisinin ismi de geçiyor. Hunt yerli statüsüne geçirilebilirse kanatta da oynayabileceği için ikisi bir arada olabilir tabii. Ancak içimdeki ses kulübün sadece Hunt'u alacağını söylüyor.

Aydın çok güzel iş olur. Gönderildiği zamanlar hata diyenlerden biriyim. Bizdeyken biraz savruktu ama temel olarak yine görev adamıydı. Aydın'ın da dışında, kadroda şişkinlik olacaksa bek ve kanat oyuncularından olsun zaten.

Medyaya ne kadar güvenilir bilinmez; Alfred Finnbogason ile ilgilendiğimiz de yazıyor. Golcüleri Kovacevic-Klose-İnzaghi diye kabaca sınıflandırırsak kendisi Klose formatında bir golcü (tam kıvamında yani). Henüz kemik bir ligde oynamadığı için kariyeri net bir bilgi vermiyor. Haber doğruysa klasik bir Beşiktaş transfer durumu olarak görebiliriz. Heerenveen'de habire yazarken geçen sezon sonu transfermarkt değeri 6,5 milyon avro, şimdi bu sezon yine yazarken 9 milyona çıkmış. Söylenene göre kulübü de 14 milyon istiyormuş. Bundesliga, Serie A ve Premier Lig'den teklifler olduğu söyleniyor. Geçmiş olsun.

Beşiktaş İ.Mansız'dan sonra, ki bu 10 yıla tekabül ediyor, kadrosunda herşeyden 7/10 olan bir golcüye sahip olamadı. Portekiz milli takımı golcüsüne sahip olarak bu takımla aynı çizgiye sahibiz resmen.

Aslanım Portekiz, aynı Beşiktaş!

Unknown dedi ki...

Finbogasson işi biraz zor gözüküyor, yükselişe başlayan bir oyuncuyu henüz transfer edebilecek bütçelere sahip değiliz. ayrıca bence bizim daha tecrübeli bir iki isme daha ihtiyacımız var, olursa yine bonservissiz Gomis ve bu sezon benficada hayal kırıklığı olan piyasası düşen Cardozo isimleri bizim için bence daha uygun, adamların ne verebileceği hakkında bir fikrimiz var en azından. ayrıca defans için PSG'li Alex'in de sözleşmesi bitiyor, maddi olarak çok tatmin edemeyebiliriz lakin defans sorunsalımızı ebedi billah çözmüş oluruz.

Adsız dedi ki...

Cardozo çok kötü olduğundan değil fakat hocasıyla uzun süredir papaz olduğundan oynatılmıyor. Bir de kadrolarında sağlam 2 golcü daha olunca hoca da tribini atıyor bu şekilde (bu Jorge Jesus’un genel iletişimi hakkında hiç iyi demiyorlar zaten). Biz istesek yine en az 10 milyondan açarlar fiyatı. Alex konusu biraz daha başka. Onu da ciddi ciddi Milan istiyormuş. Bir de Franco başarısı ve Lescott hesabından sonra alınma ihtimalinin olunacağını pek sanmam. Hoş Lescott gelirse iyi olur tabii ama yine de bana Lescott mu Alex mi deseler düşünmeden Alex derdim.

Fakat Toraman’ın, Dany’nin (yallah tazyik) ve Escude’nin gitmesinin kesin olduğu, Sivok’la da sözleşme yenilenmeyeceğinin konuşulduğu ortamda Lescott gelse dahi yetmeyecek. Bu bakımdan “en az” bir stoper daha lazım geliyor. Lescott (veya Alex ve türevleri) yedekte beklemeye gelmez, yoksa takımında kalırdı. Bu durumda istim üstündeki Franco’yu kesmek de zor olacağı ve Ersan gerçeği de olduğu için stopere yerli veya yabancı mutemelen genç birini getirecekler. Zaten iyi bir takımda max. 25 kişilik kadro olur. Bunun da 4 oyuncusu oynadığında sırıtmayacak stoper olur, fazlası değil.

Sağbek konusu can yakıyor. Aldığımız Nijerya U17 milli Muhammed’in oyunu sağlamsa ve oynatılırsa bu sefer solbeke yerli bulacaklar, ki de İsmail diyip çıkacaklar ortaya (her ne kadar taraftar istese de her durumda Motta’yı göndereceklerini sanıyorum; yazık ama öyle). Öyle veya böyle, Musa oynasa da oynamasa da her halukarda beklerin biri yabancı olacak. Yani geriye kalan 3 yabancının biri orta alanda, biri golcü pozisyonunda; biri hala boş. Üstüne Hunt gelir, bir de golcü ve kanat alarak olayı tamamlarlar. Yani 4, bilemedin 5 oyuncu transfer edeceklerini sanıyorum. Karmaşık hesaplar; Hunt yerli statüsünde olursa orta alana Atiba’nın yanına Van der Vaart cuk oturuyor. Diğer taraftan aslında CL işi bu yüzden önemli. Mevcut durumda ancak 1 oyuncuya , onda da en fazla 7-8 sözleşme parası verecek durumdayken CL’ye doğrudan katırlırsak 3 oyuncu için kasmadan rahatlıkla verilebilir.

Böyle bir ihtimalde ben olsam biri tecrübeli ve sözleşmesi elinde diğeri genç iki stoperi, Aydın’ı (iyi hatırlattın hem de çok iyi), Hunt’u, Van der Vaart’ı ve iyi bir golcüyü alırdım. Bunlardan Van der Vart, golcü ve tabii bir de Töre’nin sözleşme bedeli olur.

Bir de; bazıları buna “bakkal hesabı” diyor, ama futbolda bir realite, çünkü bu işler futbolda gerçekten bakkal hesabı: takımdan uzaklaştıracağın Toraman, Escude, Dany, Holosko, Sivok, G.Süzen, S.Öztürk ve -maalesef- Motta’nın yıllık aldıklarını üst üste koy, işte sana alacağın sözleşme parası elinde iyi bir stoper ve 2 hatta 3 oyuncunun daha yıllık parası (bana bıraksalar biri kesin Jones).

Transfermarkt kadroda 29 oyuncu diyor. Bu zaten normal değil ve oynayan-oynamayanla kabak gibi görünüyor da. Böyle bir “temizlik” ve nokta transferler önümüzdeki transfer sezonu da yapılmazsa yazık olacak.

Unknown dedi ki...

şuan gündemde olduğu yazılıp çizilen olcan'a çuvalla para dökmektense, bonservisi olmayan, geçtiğimiz son iki yılda kendi oyun tarzını artık keşfetmiş, daha olgun aydın faydalı olacaktır. kaldı ki takımda almancı oyuncuların çoğunlukta olduğunu düşünürsek istediği takım arkadaşlığı ortamını da yakalaması zor olmayacaktır.

aslında küme düşmenin en büyük adayı kayserisporda iyi incelenmeli, bazı oyuncularını ellerinde tutamayacaklar artık, iç transfer piyasası için çöreklenmek gerekiyor. hatta bazı yabancılarına bile çöreklenilebilir; mouche, biseswar ve hatta bobo..

Unknown dedi ki...

mesela Abdullah Durak, Cüneyt Köz, Sefa Yılmaz, Okay Yokuşlu gibi bunlar aklıma gelen talip olunabilecek ve takımı yedekleyebilecek adamlar.

cochise dedi ki...

bu hafta maçı izleyemediğim için yorum yazmadım ama abdullah durak'ın adını görünce duramadım. normalde orta saha olan (dmc bile değil) bu arkadaş bizim maçta mecburen sağ bek oynamıştı ve hiç de sırıtmadı. orta sahanın her pozisyonunu da oynayan olgun bir oyuncu. karakterli de duruyor. üstelik gençken parlama vs. yaşamadığı ve göz alıcı bir tarzı olmadığı için çok piyasası olan bir oyuncu değil. Ama ben kesinlikle kadro derinliği sağlayacak harmoni bozmayacak bir oyuncu olduğunu düşünüyorum.

yine kayseri yabancılarından biseswar 3 büyükte de çok rahat oynayacak bence müthiş bir oyuncu. Hani mouche çok yetenekli belli ama çok maçta kayboluveriyor. ama biseswarın kötü maçını görmedim. Bobo da uygun maliyetle yedekte kalmayı kabul edecekse neden olmasın.

Finnbogason bence de imkansız. Hunt Türk olarak gelirse süper transfer değilse fifty fifty. Van de vaart Türk sevgilisyle evlense bile Türk statüsünde oynaması için 3 yıla ihtiyacı var. Eskiden hayran olduğum bir oyuncuydu ama son yıllarda neler yapıyor çok fikrim yok.

Franco'nun oynaması gerekliliği herkesin malumu olduğuna göre onun yanına alınacak adamın lescott olmaması gerektiğini düşünüyorum. Elbette şu andaki halden kötü olmayacak. Ama kaya gibi ve savaşçı bir stoper daha iyi olur. Ersan'ın modelinin iyi futbolcu versiyonu...

Bırakın şu Veysel hikayesini yahu.Serdar'dan 1 adım iyi bir oyuncu değil Veysel.

Tek artısı çok sağlam bir Beşiktaş'lı oluşudur tahminimce.

Ali Ece gayet net işaret etti Gomis işinin bittiğini.Geri kalan forvet transferleri de muhtemelen hikayedir.

İyi bir sezon hazırlığı ile Jones kafadan 11'e yazılır , Atiba'da muhtemelen +1 oyuncusu olur seneye.

Biraz daha idare edip Nijerya'lı elemanı sağ beke yazmak istiyorlar gibi bir izlenim edindim ben.Sezonun kalanında Biliç'in sol beke kimi yazacağı ile direkt alakalı tabi ama İsmail orayı alacak gibi görünüyor ki çok ihtiyaç var bence.

Hunt bedavaya gelip , Türk kontenjanında kimi kesecek , Gökhan'ı zaten kafadan yazmak lazım , hocanın Olcay'ı çok beğendiği de ortada.İşler seneye baya kızışacak.Takım için rekabet bizi nasıl etkiler merak ediyorum.

cochise dedi ki...

@ övünç
Veysel meselesine aynen katılıyorum; hatta bir artırarak Tarık Çamdal'ın şu haliyle bu ikisinden de kötü bir bek olduğunu belirtmek istiyorum. Başka takımın bekleri arada olumlu iş yapan türden ise o olumlu işler üzerinden değerlendiriliyor ve değerinden çok görülüyor. Örneğin İshak Doğan'ın duran toplarını görerek herkes -ben dahil- ne kadar iyi bir bek geliyor yorumu yapmıştı. Ancak bloglardan birinde "İshak Doğan Balonu" başlıklı yazıyı okuduktan sonra elemanı daha dikkatli izledim ve hakkatten berbat bir bek olduğunu gördüm.

Ne yazık Türkiye'de görünenler içinde Gökhan Gönül harici tek bir bek dahi yok. Dalga geçilen Sabri dahi çok çok üstünde ortalamanın. Oraya yerli düşünülüyorsa ya bir sağ kanattan devşirme yapılacak ya da Almanya-2. lig gibi bir yerden bir cevher işlenecek. Başka bir seçenek göremiyorum. (Serdar-Necip gibi seçenekleri ancak dikkate almıyorum; en azından ana planda; üstüste sakatlıkalr olursa anca)

Hemen araya girip cekilecegim, cochise iyi demis, ben de iki kelam edeyim dedim: Sabri bu ulkenin en cok haksizliga ugrayan futbolcusu olabilir. Holosko'ya yaptigi hareketi hatirlayan hatirlar, o yuzden kendisini sevmeyecegim; gelgelelim oynatildigi her mevkii icin calisan cabalayan ve hakkini vermeyi bir sekilde ogrenen bir adama kac sene gecmis hala daha "Sabri eki eki" muamelesi cekilmesini garipsiyorum. Adami bu sene hangi macta izlesem mis gibi orta kesiyordu, ac bak sozluge hala "Sabri orta yapamiyor :((" Acayip ya.

Adsız dedi ki...

Medyada güzel isimler dolanıyor; Schöne, Aydın Karabulut, Deniz Türüç, Tadic, Şener, Promes, Sigthorsson, hatta -bence imkansıza yakın ama- Olcan Adın. Bütün bunlardan anladığım futbol izleme ekibi gayet sağlam çalışıyor.

Ellerinden geldiği kadar Eto'o ve benzeri türevlerinin isimlerini ön planda tutsunlar, sonra da doğru isimleri bir bir alsınlar derim.

Stoper ismi pek geçmediğine göre Lescott'la anlaşmışlar gibi. Lescott o "kaya gibi ve savaşçı" stoper tanımına gayetten uyuyor aslında. Benim derdim, henüz yeterince hızlı olmayan Franco'nun yanında nasıl gideceği ve geriden top çıkarmada sorun yaşanıp yaşanmayacağı, ki Ersan'ın meziyetleri de bu konuda sınırlı. Herşeye ve her transfere rağmen ortada yine Atiba oynayacaksa bu açıdan sorun olmaz; aksi halde bu sıkıntının potansiyeli yüksek.

"Pique'miz vardı da biz mi içtik" derseniz ona da katılırım o ayrı.

Adsız dedi ki...

@shelbyl

Sabri konusunda hemfikirim. Sabri bunca laga lugaya karşın sadece işini yapmaya hem de full konsantrasyonla devam ediyor (bakınız hem de yerli futbolcu olduğu halde bunu yapabiliyor). Şut atıp yazınca veya asisti yapınca Sabri reyiz, her futbolcu gibi topu istediği yere gönderemeyince "Sarbi".

Lem bu sene GS'ye kazık atıp cukkaları götürenleri yan yana sıralasam aya yol olur. Bir taktınız adama başka da bir şey gördüğünüz yok.

Garip işler vesselam.

Adsız dedi ki...

Elbette bütün olay kafandaki kadroyu oluşturabilmekle ilgilidir ancak, Almeida özelinde ciddi sıkıntıların olduğunu düşünüyorum. Burada bazı maçlarda ben de çoğunluk gibi Almeida hazırken neden oynatılmadığını yazdım; zira eldeki golcülere göre lig maçlarında çok daha fazla etki yapabilme potansiyeline sahip. Ancak bir de madalyonun öteki yüzü var.

Almeida bu fizik haline karşın asla bir Luca Toni veya Mario Gomez değil. Günümüz futbolunda takımların çoğunun uyguladığı tek golcülü sistemde mevcut Beşiktaş olarak Almeida ile oynadığınızda herşey onun maça konsantrasyonuna bakıyor. Bir bakıyorsunuz Drogba’ın Chelsea’deki en formda zamanındaki gibi bir gol atıveriyor, bir de bakıyorsunuz çoğunlukla topları ezen ve sürekli ofsayta düşen bir hal sergiliyor. Mesela Konya maçında baktım, artık hık deseniz emekli olacak Gekas ilk yarıdaki bir pozisyon dışında ofsayta düşmedi; üstelik bunu hızlı ataklarda bile sağladı.

Diyeceğim odur ki, takım Almeida ile oynadığında kadrodaki mevcut golcülere göre bir avantaja sahip ama aynı zamanda takımda “Almeida için oynamak”veya “Almeida’ya oynamak” gibi bir kavramın yerleşmesi de o derece tehlikeli ve yanlış bana göre. Golcüler bir takımın önemli unsurlarından biridir, fakat hücum anlamında sınırlı bir karakteristik sergilediklerinde tüm hücumu onlara göre yönlendirmeye çalışmak da büyük bir risktir.

Akla hemen Kovacevic-Nihat ikilisi gelir mesela. O dönem La Liga’da şampiyonluğa oynayan Real Sociedad’ı sadece bu iki ismin uyumuyla kazanılan gollerle yorumlamak zaten yanlış bir argüman olsa da (Lopez Rekarte ve Xabi Alonso gibi gayet başarılı oyuncular da aynı kadrodaydı), takımın şampiyonluk için yeterince başarı gösterememesi de yine bu ikilinin tıkandığı maçlardaki puan kayıpları nedeniyle olmuştu.

Umarım gitmesi neredeyse kesinleşen Almeida gider ve yerine, über ötesi olmasa da, modern futbolun gerektirdiği çok yönlü bir prime golcü alınabilir. Zira Almeida’nın gol sayısı birçok şeyi gösterse de, atamadığı, yanlış yer tuttuğu veya tercihler yaptığı ve ofsayta takıldığı pozisyonlar da aynı şekilde nelerin heba edildiğini gösteriyor. 30 yıl öncesinin jargonunu kullanan maç yorumcularının “varlığıyla defansı rahatsız edip hücuma yer açıyor” lafı ise zaten modern bir golcünün yapması gereken “must” lardan. Bakınız postlardan birinde Biseswar denmiş. Almeida’yı izlemeye gelen Portekiz milli takımı 2. antrenörü de en çok onu beğendiğini söylemişti. Hemen “adam golcü değil ki” demeden okuyunuz. Nedeni çok karmaşık değil (aslında Biseswar’ın bizim ligimizde niye göze çarpmadığını da anlatıyor), vatandaş görev bölgesi itibariyla gayet basit ama aynı zamanda takım hücumuna doğrudan etki yapacak şekilde oynuyor, ki aslında çok abartılı koştuğunu da kimse söyleyemez. Fakat en öemli fark olarak şunu yapıyor: atak sırasında topu kendi takımının hücum hali ve rakibin defansif yerleşimi bağlamında süzerek, ya taşıyarak ya da pas atarak doğru yerlere yönlendiriyor.

Yoksa siz hala uçtaki golcünüzün sadece varlığıyla ve ceza alanındaki basit hareketlenmeleriyle diğer takıma alan açabilecek bir role bürünebileceğine inananlardan mısınız.

Armagan dedi ki...

Maç hakkında yorum yapıp transfer konusuna geleceğim.

Öncelikle her ne kadar kötü bir puan kaybı -ki şike olduğuna inanıyorum- olsa da pozitif yönlerinin de olduğunu söylemek lazım.Artık kimin ne olduğu ortada.Bilic'in 3 yıllık anlaşması var gördüğüm kadarıyla ve ne kadar hatalı hamleler yapsa da takımı çok iyi motive eden,iyi bir hoca.Ki hata yaptığı maçlar gibi direk oyuna etki ettiği maçları da hatırlıyorum.Takım inanılmaz mücadele ediyor,kapasitelerinin &80inin de oyunuyorlar.Bu gerçekten yüksek bir oran.Takım gerçekten hırslı ve 2. olmak bu saatten sonra artık şart.

Jones çok çok iyiydi,Motta keza sol açıkta da oynayabileceğini kanıtladı.İsmail her ne kadar 2. yarıda çok kötü oynasa da ilk yarı çok iyiydi ve takımı uyumu ümit verdi.Dany-Pedro ikilisi genelde iyiydi kanımca.Sonradan oyuna giren Töre ilerde etkili olmaya çalıştı.Kötü oynayan belki Almedia ve kesinlikle Olcay sayılabilir. - http://tr.matchstudy.com/TSL2013-14/TSLgame.aspx?id=1402&page=06 en çok kaptıran oyuncu olmuş ve gol pasında bile çok iyi kestiği söylenemez kanımca.Bu kadar hata yapan bir oyuncu,özellikle formsuz olunca çok çekilmez olabiliyor-.Gelelim maçta yapılan hatalara,Ramon-Töre değişikliği,topu son 10 dk. geride karşılama/oyun kurmayıp ileri şişirme ve Veli-Jones ikilisinin son dakikalarda eksikliği söz konusu oldu.Zaten İsmail 55ten itibaren savunmada gayet kötüydü. - şöyle bir grafik var http://i.imgur.com/GfNS4au.png bu da gösteriyor ki oyuncular psikolojik olarak son dakikalara hazır değiller,Bilic'in şu son maç buna dikkat etmesi ve gelecek sezon takıma bunu öğretmesi gerek.Son olarak Fener maçından beraberlik/galibiyet çıkartırsak 2.lik gelir diye tahmin ediyorum,Gs çok formsuz ve isteksiz oynuyor.Son haftaya kadar savaşılmalı.

Transfer konusunda sağ bek ve 4-2-3-1 in öndeki 4lüsü için transferler gerek.Özellikle Motta alınmalı,Töre kadro derinliği için elde tutulmalı.-Dany den bahsetmeme gerek yok sanırsam- Özellikle sağ bek çözümü sonrası Veli-Atiba ikilisi sayesinde Jones ortada oynama şansı bulabilir.Sağ bekin yerli olması 4-1-4-1 in önünü açar(Veli yedek,Atiba ön libero) ki ideal olan da bu benim gözümde ama Bilic'in kurgusundan çok zor vazgeçtini biliyoruz.Sırasıyla kaliteli sağ bek-sol açık-forvet-sağ açık ve ofansif orta ihtiyacı var.Sivok,Toraman,Dany,Süzen,Serdar,Fernandes,Sezer,Holosko ve gerekirse Almedia gönderilmeli.

Gelecek yıl http://tr.wikipedia.org/wiki/2013-14_UEFA_%C5%9Eampiyonlar_Ligi olacağımızı bilmek güzel ama direkt gruplara gitmek bu transferleri çoğunu/hepsini yapmanın önünü açar.

Son söz olarak sevinmek için sevmedik.

yilmaz dedi ki...

@cochise, @övünç

Aynen katılıyorum, türk pasaportlu bir sağ bek bulmak imkansız. serdar'dan iyisi bile 2-3 tane. onların da kendilerince kusurları var.

yabancı kuralı tahminen seneye değişir. o zamana kadar idare edecek bir yerli bek bulmak, ya da devşirmek lazım. Maalesef biliç ve özen'in geçici çözüm üretmek için yaptıkları hamleler çok başarılı olmadı (eneramo, dany)

sizce sağ açıktan devşirme bek, töre olabilir mi? Ben olsam denerim. Zaten olcay gibi direkt skor üreten bir oyuncu değil. Takımı geriden ileriye taşıyabilir. adam eksiltebiliyor. kolay kolay enerjisi bitmiyor. oyunun yönünü değiştirebilen uzun paslar atabiliyor. -bizim taraftarın çok istediği aslında benim için çok da önemli olmayan bir özellik- tehlikeli ve isabetli orta yapabiliyor. Aslında modern bir bekten istenen her şey var adamda. onu geri çekince ilerisi için güzel bir alternatif bulabilir miyiz? bence sağ bek'e göre daha geniş bir seçenek imkanı var o pozisyon için.

cochise dedi ki...

@yilmaz
valla şaka gibi hocam ama tam da ben bunu düşünüyordum. Yukarıda Promes ismini görünce; onu alsak gökhan'ı naparız dedim; en iyi çözümü de sağbeke koymak olarak gördüm. Çünkü Gökhan diğer açıkların aksine top rakipdeyken nerede durması gerektiğini çok iyi bilen bir oyuncu. Defansif aklı var; zaten güçlü; inanılmaz bir ofansif katkı verebilir sağ bekte. Tek sorun bindirme yapıp sağ ayağıyla orta yapmaması eksiklik olabilir; yine kendisi gibi oyunun her iki yanını da oynayabilen bir sağ açıkla muhteşem bir kenar gücü olabilirler. ÜStelik en büyük sorunu olan bencilliğini bekte çok sergileyemez. Tabi bunlar hep fantezi.
Uzun süre Necip bek oynasın dedik hani yavaş yavaş alışıyor ve korkunç da değil ammavelakin hayal ettiğimiz katkıyı verme potansiyelini gösteremedi.

kokocambo dedi ki...

selam, ben theotheo. Lig üçüncüsü olur olmaz bu sezon ve her sezon yepyeni yorumlarımla yine sizlerleyim. Sezon sonuna Biliç - Aybaba karşılaştırmasıyla başlayalım...

şaka şaka asdasfh

Öncelikle herkese merhaba. Blogdaki ilk yorumumu paylaşayım hemen:

@yilmaz

Hocam töre sol ayaklı ve neredeyse sağ ayağını zorunlu haller dışında kullanmayan bir adam. Ama gördüğümüz kadarıyla fena değil geliştirilebilir. Bence sağ bek için intihar olur şu şartlarda. Bununla beraber, serdar'ın mevcut şartlarda muhakkak takımda kalmasından yanayım. Serdar'ın gelişim evresinde Beşiktaş'ta olmamasının etkileri belki bilemiyorum ama bence iki eksiği var: 1) günümüz beklerinden beklenildiği kadar çabuk değil, 2) Yine aynı minvalde adam eksiltmesi kısıtlı ya da yok. Buna ek olarak ortaları ve sol ayağı görece başarılı bence. Daha iyisini tabii ki hepimiz isteriz ama yok işte. Nijeryalı mami'nin şartlara göre (yapılacak/yapılamayacak transferler, stadın durumu ve kombineler, bütçe ve güncel gelişmeler vb) rotasyona sokulacağını veya en gerçekçi haliyle ligdeki veya alt ligdeki bir takıma (buca?) kiralanacağını düşünüyorum.

@roadrunner

Verdiğin yollanacaklar listesine makul bir ölçüde bakacak olursam; Serdar'ın kalacağını (ve kalması gerektiğini), Sivok ve Holosko'nun yukarıdaki şartlar (yapılacak/yapılamayacak transferler, stadın durumu ve kombineler, bütçe ve güncel gelişmeler vb) dolayısıyla kalma ihtimallerinin olduğunu, Almeida'nın ise yüzde 15-20 arasında kalma ihtimali olduğunu düşünüyorum.

bizim Muhammed'in ise, öncelikle oluşturulacak kadro içerisinde muhakkak rotasyonda yer alması gerektiğini düşünsem de (sezon başında fena gitmiyordu, neredeyse gol veya goller atacaktı), alternatif olarak muhakkak bu ligde ve takımında istikrarlı bir hocanın yanına kiralanması gerektiği kanaatindeyim (Hem performansının gelişimi hem de istikrar açısından bu ismin e.sağlam olduğunu görebiliriz kolaylıkla, plase rıza çalımbay). Geri kalan antrenörlerin ligde aynı puzzle (siz türkler çark diyurlar) içindeki dönüşümünü biliyoruz.

Çok uzun oldu, kusura bakmayın ama son olarak;

Stadın en iyimser haliyle Ağustos'ta biteceği söyleniyor ama bizim taraftar (hatta kulübün zenginleri bile) FB veya GS gibi maketi görünce musluğu açan profilde ve karakterde değiller. Dolayısıyla, bu durumda kampa kadar oluşturulacak yine kısıtlı bir bütçeye bakacak iş. Bu durumda, oluşacak listenin en iyimser haliyle yüzde 60-70 gibi bir performansla takıma kazandırılabilmesi için işte bu ŞL mevzusu tutunacak tek dal oluyor. Biliç de tüm yönleriyle her şeyi bildiği için belki de ve haksızlıkların artık kotasını doldurduğu için, bu yüzden ağladı diyerek yazıma nokta koyuyorum.

sadrazam dedi ki...

https://pbs.twimg.com/media/BlQlHTMCcAA4g-X.jpg

Unknown dedi ki...

ukraynada da durumlar iyice karıştı, shaktar'ın durumu ne olacak acaba? srna gibi bir sağ bek fena olmazdı aslında..

Unknown dedi ki...

yuhh adamlara verilen penaltıya, adamlara çalınan düdüklere bak, birde bize çalınan ve çalınmayanlara! ondan sonra biz isyan edince niye isyan ediyorsunuz diyorlar...

Adsız dedi ki...

@Emir Eri

Bence Bilic'in son göz yaşartıcı durumu sadece Beşiktaş romantizmiyle değerlendirenlerin dediği gibi, sonuca etki bakımından olumlu bir olay değil tam tersine olumsuz bir durum.

Rakiplerin hakem olayını vs geçerek, soru şu:

"Doğru işler yapsaydık, sadece son 3 maçta bile +5 puan alır mıydık, alamaz mıydık".

Zira ne rakiplere çalınan ve bize çalınmayanlar değişecek, ne de birden ülke futbolumuz hamle yapacak.

Bilic'in son hali futbolcular üzerinde de baskı unsuru. Elbette duruma yapmalıydı/yapmamalıydı ekseninde bakmıyorum, sonuçta o da bir insan ve yapar; hatta yapması takımı ne kadar sahiplendiğini ve benimsediğini de gösterir, pozitif bir olay. Ancak gayet uzuuun bir süredir olduğu gibi, futbolcular da bu psikolojiye girer ve "nasıl olsa bu maçı bize vermezler" olayına girerse, asıl tehlike o zaman başlar.

Beşiktaşlı hep romantik, amma velakin biraz da vakur olmak ve ne olursa olsun işini sonuna kadar yapmak durumunda. Büyük Başkan Seba zamanlarında olduğu gibi. Adını efsane zamanlara yazdırdığı dönemlerdeki gibi. Biz bu ikincisini biraz unuttuk, bence sorun burada.

Son 10 dakikalarda geriye yaslanmak beni hep yaralamıştır mesela. bahsettiğim 2 olayı birbirinden hiç bağımsız düşünemediğim ve her zaman birlikte değerlendirdiğim için. Varsın bu son anlarda hücum edelim ve gerekirse puan kaybedelim. Fakat hem yaslanıyoruz hem de puan kaybedip haklı veya haksız serzenişte bulunuyoruz.

Hani maç/Beşiktaş yorumlarında bu sanki bir tercih olarak "elbette Beşiktaş'ın son 10 dakika geriye yaslanması da etken oldu" sözleri var ya, asıl bu beni deli ediyor. Neticede Real'e Barça'ya Chelsea'ya karşı oynarken yapmıyoruz ki bunu. Üstelik yapmadığımız zaman kabak gibi bariz hata yapmış oluyorken.

Biz işimizi "takımdan mucize beklemeden" tam yapalım, ondan sonra bariz fark olursa hep beraber serzeniş ederiz.

Unknown dedi ki...

@james sneijder

bugüne kadar (bugünde dahil) yazdıklarının pek çoğunda benim de görüşümü yansıtıyorsun, kalemin de bana göre oldukça kuvvetli, anlatımın çok daha akıcı, bazen söyleyemediklerimi dile getiriyorsun, bazen aynı şeyleri söylüyoruz. bazen de çatıştığımız durumlarda oluyor.

yukarıda bahsettiğin olguların pek çoğu duruş mevzusu vardı ya, demirören başganın her fırsatta dile getirerek hepimizi tiksindirdiği "Beşiktaşlı duruşu", onunla ilgili esasında. yani kısaca bizim takım kültürümüzün en önemli olguları saydıkların; son ana kadar mücadele etme, vakur olabilme, rakibi hor görmeme gibi bir takım kilit düşünceler.. diğer taraftan 'hep denedin hep yenildin, yine dene yine yenil, daha iyi yenil' gibi söylemler zaten taraftarımızın oluşturduğu romantik imajı en güzel açıklayan örnek olsa gerek. aslında bunun içerisinde bile mücadele geçiyor ya neyse...

Sahadaki adamlarımız genelde mücadele yönü kuvvetli ama onun dışındaki diğer ekstra işleri pek de beceremeyen "hilbert ayısı" kıvamında adamlar. Doğal olarak ciğerin bittiği noktada yada artık beyne giden kanın iyice azaldığı durumlarda saçmalıyoruz. Diğer taraftan Hilber ayısı kadroda olsaydı dahi bu sezon eminim ki +5 puan cebimizde olurdu. Ligin bence kısa özeti budur.

Son olarak hakemlerin her takıma eşit davranmadığı ortada, bu oyuncular için bir kaçış noktası oluşturabilir, bu her zaman söz konusu olan bir unsur. Burada yapmaya çalıştığımız sadece adaletsizliğe isyan, yoksa zaten Seba döneminde dahi bu tarz hakem hataları gelip bizi bulmuştu ve haklısın ki o zaman hakeme rağmen kazanmayı başarabilen amatör ruhla oynayan oyuncularımız vardı.

Adsız dedi ki...

@Emir Eri

Herşeyi çok güzel özetlemişsin: +1

Bizim düşme lüksümüz yok. Zaten aslına bakarsanız Beşiktaş hep böyle var oldu. Naçizane son dakika olaylarındaki isyanım da bu yüzden. Saldır Kara Kartal lem. olmazsa olmasın. Yeter ki puan için saklanmayalım.

Yorum Gönder

Ara