.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

12 Kasım 2013 Salı

Faul

Geçen gün attığım bir twit hakkında yorum yapan 3 kişi oldu dün. Açıklama gereği hissettim.

Satır içi resim 1

Ben hakem makem diyor değilim, onu söyleyeyim.

Bir pozisyonu örnek alıp onun üzerinden yürüyorum.

Pozisyonu bilmeyenler için anlatayım.

Caner sol çizgiden akmış ama topu Eboue'ye kaptırmış. Eboue Caner'i ekarte etmiş, topu sürüyor. Eboue'nin etrafında 1-2 tane daha Fenerbahçe'li var. 

Top oradan çıkabilse, sahanın geri kalanında Fenerbahçe 9'a 7 falan kalacak. Kaldı ki, Caner rakip taç çizgisinde, sahanın rakip kaleye en uzak oyuncu olmasından mütevellit, kapatması gereken sol kenarın bomboş olduğunu da söylemek mümkün. 

Caner, Eboue'ye arkadan müdahale edip atağı kesiyor. 

Dolayısıyla, Fenerbahçe savunma riskini ortadan kaldırıyor. 

Sahanın bir bölgesinde rakipten fazlaysanız, bir başka yerinde rakipten eksiksinizdir. Fazla olmayı bir taktik olarak kullanabilirsiniz ama doğal olarak rakibin de sizin fazla oluşunuzu, yani aldığınız riski, cezalandırma hakkı vardır. Futbol, bunun oyunudur.

Arsene Wenger, Manchester United deplasmanında 1 forvetten 2 forvete ancak 80. dakikada dönebiliyor. Çünkü bir risk var ve rakipler o riski anında cezalandırıyor. 

Taktik faul, oyunun gereği. Bunu eleştiriyor değilim. Bence kurallar dahilinde her hareket yapılabilir. Neticede her hamlenin bir getirisi, bir götürüsü vardır. Ama evet o pozisyonda sarı kart çıkmadığı takdirde, Fenerbahçe 0 riskle oynuyor ve o riskin getirisiyle de kendine avantaj sağlıyor. 

Ben Fenerbahçe'nin rakip teknik direktörü olsam, ciddi olarak bu taktik faul meselesini aşmayı kurgularım. Maçın 1. dakikasında hakeme itirazla olabilir bu. Yapılan taktik faullere abartılı tepkiler vermek de olabilir. Çünkü hakemin "oyunu" savunması lazım. Hakemi bu konuda baskı altına almak lazım. Başka türlü olmuyor çünkü. Her faulde takım yerleşsin, faulü at.. Bu anlamsız. Bu mu adalet, bu mu futbol oyun kuralları ve futbol?

Ben Beşiktaşlıyım. Keyifle, takımımın Kadıköy'de neler yapabileceğini hayal ediyorum. Bulabildiğim ilk çözüm, ışık hızında tempolu paslaşmalar. Fenerbahçe'nin topa - rakibe agresifliğinden kurtulmanın en temel yolu bu. İyi de, benim böyle bir kurgulama yapmam bile baştan yenilgi. Ben Fenerbahçe'nin agresifliğinden kaçmak için neden oyuncularıma başka maçlarda yapmadıkları bir şeyi önereyim? 

Her gün 1 maç izlesen, yılda 33000 dakika eder. Her yılın 1 ayını neredeyse maç izleyerek geçiriyoruz. Bunun %70'i üst düzey Avrupa maçları oluyor. Ben o kadar maç izledim, Drogba'yı Egemen gibi savunanı görmedim. Ne Thiago Silva'lar, ne Kompany'ler, ne Pique'ler, ne Samuel'ler... Bu böyleyse, Egemen dünya çapjnda oyuncu. Diyeceksiniz ki, açık alanda sorunlu, oradan kaybediyor. O kadar da değil. Futbol orada öyle oynanmıyor. 

Bunların hiçbiri Fenerbahçe'nin sorunu değil. Hakem devam diyor, devam ediliyor. Ne yapılsın yani. Bence bu spesifik olarak şu veya bu hakemin de hatası değil. Neyse ne.

Fenerbahçe anormal fiziksel mücadeleye giren takım. Hoş, 3 ay önce Arsenal karşısında fiziğin F'si yoktu. Sezon başındaysa, rakibe de sezon başıydı. Bugün mesela düşünüyorum, Fenerbahçe Borussia Dortmund'la falan oynasa, içeride dışarıda 5 olur maçlar. Anormal alan savunan ve fena şekilde 2 pasla rakip kaleye giden bir takım. Ama STSLde olur mu, belli değil. Fener yener muhtemelen. İşte bu farkın olmaması lazım.

Şunu söyleyeceğim, bu bir gelişim değil maalesef. Bu Türk futbolunun bir açığının kullanımı. Fatih Terim Galatasaray'ı da böyleydi. Şimdi Mancini onun sıkıntısını yaşıyor. Adam futbol oynatmaya çalışıyor. Bazen diyorum, Türk futbolunun düzeyi bu kadar mı kötü, Milli takıma bakıp sorumu geri alıyorum. 

Bazen tek bir karar vardır, oyunun tüm çehresini değiştirir. Oynanışını değiştirir. Basketbolda inişe geçen topa yapılan müdahalenin basket sayılmaması mesela. Tüm oyunu değiştirir. Ne var canım, sadece bir kural diyemezsin. O faul pozisyonu da bunun örneği.

Sen orada o faulü vermezsen, Caner de dünyada hiç bir sol bekin sahip olmadığı ofansif özgürlüğe sahip olabiliyor. Üst düzeyde -misal- bir bek, 10 kere çizgiye iniyorsa, Caner 40 kere iniyor. 30 kere de oradan orta yapıyor. Orada oluşan bolluktan da Fenerbahçe avantaj sağlıyor. 

Sen orada sadece faulü değil, kartı versen, Caner hem kart cebinde olduğu için o kadar alan boşaltamayacak, çünkü yapacağı 2. taktik faul oyun dışı kalmasına yol açacak. Beklerin o kadar alan boşaltamadığı, ileride o kadar kolay çoğalamayan Fenerbahçe ve rakibi o saatten sonra başka bir maçı oynayacaklar. 

Şimdi oynanan oyun rakiple hakem arasında. 1 düdüğe bakıyor. O düdük yoksa, tüm mal varlığımı da basabilirim, Fenerbahçe Beşiktaş'ı döver. Maçın oynanmasına bile gerek yok. iyi de ben mecbur muyum 7 tane Veli'yle oynamaya? Buna neden olan şey futbolun kendisi değil ki, hakem yorumu. Ben niye dayak yiyeyim arkadaş? Agresiflik, baskı, topa sertlik güzeldir. O zaman dünya devleri gelip bu futbolu örnek alsınlar, neye uğraşıyorlar?

Önder Özen, maçtan 3 gün önce Fenerbahçe'nin agresifliği irdelenmeli diye demeç verse, Beşiktaş'ın galibiyet veya puan alma şansı %20 artar. Bunu onaylıyor veya bekliyor değilim ama durum bu maalesef. 

İşte o pozisyon bu yüzden önemli. 

85 Yorum:

powerslide dedi ki...

o pozisyonun benzerlerini 2010-2011 sezonunda çokça yaşadık. helva kıvamında ki rakip, ama sorsan fenerbahçe sahada basmadık yer bırakmadı, her yerde çoğaldı ve her maçı hakkıyla kazandı yani şike sahaya yansımadı. yersen.

Walla süper tespit.

İmzamı atarım altına ...Aynen Fatih terim Galatasaray'ı

Döve döve kaç maç aldılar geçen sene , Ordu'yu kümeye gönderdiler.O dayaktan sonra toparlanamadı adamlar.

Tff başkanı Bjkfjsdrıhgslfsjdlzfgzd lı , Mhk başkanı bjksdfgdakfogısjgoıfalı , yine dayak bize yine dayak bize :)

Futbol mantalitesini kabul edemeyen kaç tane adam yedik aga.Del Bosqueler , Rijkaardlar , Hiddinkler , Schusterler , Aragonesler .

Bu ney la napıyor bunlar diye izleyip izleyip gidiyorlar.Bi Schuster dayı atarlanmıştı hatırlarsanız.Ona da demediğini bırakmamıştı bizim futbol uleması.


theotheo dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
WiLdHoney dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
cochise dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
theotheo dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Gürcan Ulusoy dedi ki...

@theotheo bir yazı yazdım, bu yazıyı manasından çıkarap, kendi savlarını konuşturma lütfen. Bence de Beşiktaş Fenerbahçe'yi yenemez ama rakibin geri dörtlüsü avrupa çapında demekle olmuyor bu. saçma sapan şekilde insanlar seninle tartışmaya başlıyorlar, her yazının altında. biz blog olarak bunu istemiyoruz.

lütfen yazıyla ilgili görüş belirt. genel görüş belirteceksen maç postuna belirt. yok ben istediğim gibi yazayım diyorsan, kendine bir blog aç, sağ kenara blogunun reklamını koyalım, gelip her konuda ne düşünüyorsun diye okuyalım. bu kadarı, blogu sabote ediyor. kusura bakma.

theotheo dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Deniz dedi ki...

Anlamadığın şey, küfredilen Serdal Adalı'nın aldığı adamın parasını Serdal Adalı vermiyor arkadaşım. Olmayan kaynaklarla girilen taahhütün altında takım, şu an olmayan kaynakları harcamama prensibi olmadığı için senin gözünde değerli olan bu adamlar gibi adamlar almıyoruz.

Bi argümanın var, yanlış yerlerden ,yanlış zamanda yaklaşıp tepki çekiyorsun. Senin temcit pilavı gibi devamlı bunlardan bahsetmen de bir süre sonra milletin seni sallamamasına sebep oluyor. Haklılığını-haksızlığını tartışmıyorum (ki haklı olduğun ve olmadığın noktalar var ama o kadar inanmışsın ki haklı olduğuna, hiç başka bir laf duymuyor kulağın) bunun yeri şu an burası değil.

Neyse.

Gürcan, bahsettiğin şekilde baştan abartılı itirazlar, sertlik vesaire falanla çıkarsak ortaya, Kadıköy atmosferinin de etkisiyle erkenden kartları yemeye başlayan biz oluruz. Sonra ikinci yarı için gerekli hamleleri yapamayan, çünkü Caner'in yemesi gereken kartları yemiş olan da bizim oyuncular olur.

sedila dedi ki...

@gürcan; imzamı atıyorum.
@cochise; imzamı atıyorum, ayrıca mala anlatır gibi ifadesi super olmus:)
@theotheo; Bu sezon aldığı puanlardan bağımsız olarak takımı sonuna kadar destekleyeceğim. Sırf Toraman'dan kurtulmuş olmamız bile bunun için yeterli. FB'yi yenip yenmemizin de hiç bir önemi yoktu benim için, ta ki FB'yi yenersek bir daha yazmayacağını söyleyene kadar, şimdi FB maçı ölüm kalım maçı oldu.

theotheo dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Deniz dedi ki...

Farketmez, Tüpçü de istemedi ama 100 milyon lira da ona borcumuz olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Borç Beşiktaş'ın borcu. Serdal Adalı'ya veya başkasına.

SİYAH ULAN! dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
theotheo dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
alper dedi ki...

Güzel burda kan çıkar yakında..

Çekeyim sandalyemi de oturup şu köşede izleyim olanları.2 hafta dediğin gelir geçer yav bakalım ne olacak maç sonunda.

cochise dedi ki...

@ Gürcan
Dostum kusura bakma, yazılan postla alakasız yazdığı şey için Theo'ya birşeyler yazayım dedim, yazımın başlangıcı da oydu ama el klavyeye dadanınca yorumda da cevap vermeye başlamış bulundum. Kusura bakma.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

@cochise ben zaten genel olarak yorum yaptım. Her yazının altında bu ve buna benzer şeyler olmaya başladı. Theotheo'ya tavsiyem blog açması. isteyen gider okur kendisini.

Biz kalemimiz yettiğinde, doğru yanlış bir şeyler yazıp paylaşmaya çalışıyoruz. Yorum kısmı bu blog için çok önemli. Ama theotheo, kendine göre o an için ne önemliyse onu konuşmak istiyor. o zaman da bu blog theotheo'nun blogu oluyor. oysa değil. yazarları var, okurları var. her konuyu, her sohbeti theotheo belirlemek, onun geçmişte söyledikleri veya bugün söyledikleri arasında bir bağlantı, bir bilmemne kurmak zorunda değiliz.

düşündüğümüzü yazıyoruz, beğenen beğenir, beğenmeyen beğenmez. ama ne konuşalacağını theotheo belirleyemez.

bu bloga theotheo'yu okumak için giren biri varsa, kendisine ulaşsın, oradan okusun.

hep kendinden ve kendi fikrinden bahsedilmesini istemek hastalıklı bir durum. şurada 2-3 haftada bir yazı yazıyoruz. istiyoruz ki okuyucularla bir etkileşim olsun, doğru-yanlış tartışalım. ama theotheo kardeşim bunların hepsi saçmalık, benim dediğimi tartışın diyor. tamam babacım, aç bir blog, gelip tartışalım.

bu artık bıkkınlık verdi. bu kadar saygısızca bir davranış mı olur. biz kendisine yazma, konuşma mı dedik? şunu yaz mı dedik?

ne yapzmak istiyorsa herkes yazsın. blogda moderasyon bile yok. ama bir insan devamlı kendinden bahsederse o zaman diğerlerine tartışma fırsatı vermiyor ki. kısacası ayıp oluyor.

alper dedi ki...

Ayırdınız güzelim kavgayı yazıklar olsun..Ağız tadıyla bir yumruklaşma bile izleyemez olduk.
Walsh ortalar Wilson ağlardan şlap diye ses çıkarır gol olur.
Türk fitbol ilkeleri çok basittir.Puan durumuna ve kalan maçlara bakarsın kimin kazanacığını bilirsin.Milli maç arasından sonra BJK ve FB oynayacağı maçları kazanırsa Kadıköy'de gökten vahiy gelse yenilmeyiz bu kadar net.Ya berabere bitirtirler o maçı ya biz kazanır geliriz.Haa bu sene sonu şampiyon olacak takımı değiştirmez o ayrı mesele o zaten kesin FB. Bu gözler Ali Aydın'ın bedavadan verdiği iki penaltı ve Pancu golleriyle GS galibiyeti gördü Kadıköy'de hakem hatası olmaz BJK lehine demeyin.Sabredin bekleyin..

ideal 11 dedi ki...

Benim yazıma benzer bir yazı.

okudunuz mu?

http://diyagonelpaslar.blogspot.com/

Adsız dedi ki...

@alper

Süper yorumlar yazmışsın. Son yorumunda da tam benim diyeceğimi demişsin. Çünkü ligimizde 2 dinamik var ve bunlar dengede olmak durumunda:

1) O sezon şampiyon olması "beklenen" takım
2) Malum nedenlerden aranın erken açılmasının "geçici" engellenmesi gerektiği

Aynen bana göre de şu anda (2) no.lu dinamiğin devreye girmesi sürecindeyiz.

Bence de en kötü berabere biter.

powerslide dedi ki...

yazıda çok güzel bir soru var. ben neden 7 tane veliyle oynıyım ki? gerçekten şartlar bizi öyle bir kadro çıkarmaya itiyor. bu bir derbi başlığı değil ama kısa bir tahminde bulunacağım, maçın baskısını psikolojisini kaldıramayan başta veli olmak üzere orta saha ve kanatlar erken sarı kart görerek oyundan düşerler. eğer o gün bizden sihirli bir ayak çıkmazsa puan alamayız. fernandes oynamazsa umutlarım bir miktar artar.

theotheo dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
ideal 11 dedi ki...

Ben bu taktiğin sadece ersun yanal taktiği olduğunu sanmıyorum.derbileri yıllardır izlerim.benzer bir taktik vardır özellikle şükrü saracoğunda.hüseyin göcek in yönettiği ernst'in kırmızı kart gördüğü karşılaşma.pres adı altında rakibe bodoslama dalmalar..yada cristian'ın ardaya arkadan el ense karışık salladığı yumruk olan maçta benzerdir.keitada kırmızı kart görmüştü o maçta.maçın 5.dakikasında emre belezoğlunun baros u sakatlaması.hem anti futbol hem rakibi sinirlendirip kart görmeye sebebiyet veren bir taktik..video su şurada.
http://www.youtube.com/watch?v=Mhqim22baDc

Açıkca söylemek gerekirse bu taktiği şeytan rıdvan'nın verdiğini tahmin ediyorum.

Adsız dedi ki...

"fikret orman dönemi en başından itibaren fenerbahçe ve galatasaray ile açılan makasın genişlemeye başladığı beşiktaş spor takımlarının genel itibariyle kalitesizleşip güç kaybettiği bir dönemdir."

Oldu. Bundan önceki 8 yıllık YD dönemi mükemmeldi zaten.

"şurada tek bir mantıklı beşiktaşlı gidip orada beşiktaş takır takır top oynar demiyorsa. bunun sorumlusu ben miyim. yoksa sizin savunduğunuz yk mı?"

Kimse yk mk savunmuyor da, adamlar yönetime geleli 8 ay olmuş. Burada geçmişte YD'li 8 yılı savun, sonra 8 aya laf et. Hem de o 8 yılın borçları yeni yönetim görevi almadan hemen önce 250 milyon dolara çıkmışken (20 milyon dolardan hem de). Bahsettiğin Adalı kulübe borç vermiş ama "henüz" geri almamış diye kahraman olsun, fakat aynı zamanda borç yazarak yaptığı ve bir yararı görülmeyen transferler için de kahraman olsun.

Madem dikkate alınmak istiyorsun, önce tutarlı olmayı öğren. Elaleme açık öğretim terk diyerek çuvalladın (ki insanlar isterse ilkokul mezunu bile olmasın ama mantıklı yorum yazsın); bırak onu bunu terki, finans uzmanı değil istersen Mozambik devlet başkanı ol, yazdıklarının aynısını sadece ve sadece ergenler yazıyor.

Özel şirketim olsa stratejik hiçbir işte sana görev vermezdim. Ne imkan, ne zaman, ne şartlar ne de konjonktürden haberin var.

Deniz dedi ki...

Abi ben theo'nun yazması gerektiğini savunuyorum ama off topic olmaması kaydıyla. Konuyla ilgili istediği kadar yazsın, en radikal fikirleriyle gelsin.

Ama her yazının altında onların kadrosu şöyle süper bizim kadro böyle cacık, basket takımı 16 tane derbi kayıp vs falan diye otomatiğe bağlayınca ben artık okumadan geçmeye başlıyorum, kendisi de kusura bakmasın.

Velev ki dediğin herşey doğru, burada bu şartlar altında başarının nasıl yakalanabileceği ile ilgili kafa patlatan adamların yanında kafan çalışmıyormuş gibi "şöyle olmalıydı böyle olmalıydı" diye konuştukça sallanmamaya başlıcaksın. Gözümde CM'de yeni oyun açıp Real Madrid'i alan adamdan, PES'te ya da Fifa'da Barcelonayı seçen adamdan farkın yok.

Ya bu ligde Bursa şampiyon oldu, Sivas iki sene üstüste şampiyonluk mücadelesi verdi. Bu adamların kadroları çok mu muhteşemdi? Hayır.

Şu an elindeki imkanlar senin özendiğin renklilerle yarışmıyor, dolayısıyla sen de o renklilerle o anlamda yarışmıyosun. Diğer taraflardan saldırman lazım. Biz burada o tarafları konuşuyoruz. Birader, senin hesapla herkes yakalar başarıyı. Kaynak bulmak mesele.

Bu da bunla ilgili yazacağım son şey olsun: Özenmelerinde, öykünmelerinde daha çok meylettiğin galatasaray tökezlediğinde şu an başarılı olan Fener'e olan hayranlığını tartışıyor olmamız enteresan. İki hafta önce burada Mancini güzellemeleri yapıyodun. Aysal süper adamdı falan. Cinconun durumu boka sardı. 6 yediler vs, ne imparator kaldı ne mancini ne da aysal. Yeni krallar sarı lacivertliler di mi?

Komiksin.

theotheo dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
theotheo dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
theotheo dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

"beşiktaşta bugüne kadar kimin parası kalmış"

Hoca belki de anlamadığın şeylerden biri de bu. Fifa-Cas'ta toplam 117 dava nedir bunu bir açıklarsan o beylik "kimsenin parası kalmaz" lafını da belki biz anlayabiliriz. Daha nasıl kalsın. Mevcut yönetim ilk 6 ayda bunların 90'ını halle bağladı. Üstüne üstlük bu haldeyken Uefa'nın Beşiktaş'a dava sürecinde önyargılı olmasını kim eleştirebilir.

Birileri .ıçmış üstüne de sıvamış sen hala bu işte kaka bile olmaz diyorsun. Bu nasıl realistlik?

kimyager dedi ki...

her zaman beklentilerin düşük olduğu umutların tükenmek üzere olduğu derbileri daha bir heyecanla ve büyük beklentilerle beklemişimdir,yenmememiz için hiç bir neden yok yea tarzı başlıkların demeçlerin atıldığı derbilerde karnıma sınavların okunurken girdiği sancılar daha büyük bir acıyla saplanıyor. Nedenini sorguladığımda da en tatmin edici cevap rakibe yaşatılan hayalkırıklığının ve bizi küçümsemenin densizliğini yüzlerine vurmak bununda haklı gururunu yaşamak olmuştur belkide..Kendimi bildim bileli her derbi öncesinde olduğu gibi günler öncesinden kafamda kurmaya oynamaya başlıyorum maçı kuyt webo sow üçgeni ve fırsatçılıkları,caner -gökhan ve göbekten emrenin agresif bindirmeleri yaşanılan karamboller ve klasikleşen hata sonucu yaptığımız top kayıplarıyla yenen goller sonucunda alınan net skorlu mağlubiyet içimi daraltıyor..Aslında daha da fazla daraltan konu son yıllarda maçı kaybederken fernandesin sinir bozucu tavırları velinin gereksiz faulleri almeıda nın bitsede gitsek havası değil futboldan yaşamaktan alıkoyuyor..Bir taraftanda beşiktaşlıyız adettendir ya; mottanın umarsızca gösterdiği hırs oynadığı sert futbolun rakibi ve seyircilerini germesi yüzümü biraz güldürüyor.. akabinde enaramonun kayseri maçında ki son 15 dakika gösterdiği hayvani güç ve mücadele boş alanları koşarak takımı rahatlatması ve topun onu sevdiğini düşünmem tebessüm katsayımı gittikçe arttırıyor..Tolga geliyor bir anda aklıma haftalardır sağladığı güven maç içerisinde altı pastan egemen ve baroninin vurduğu topları çıkarmasıyla daha da çiçekler açıyor gönül bahçemde..Hayallerimiz bare mutlu sonla bitsin dedim;köşe vuruşunda ferdinin sıvoğun bademciğine topu bırakması ve kaptanın daveti boş çevirmemesi ile kadıköyde ki sessizliğin edın terzıc ve bilicin çığlıklarıyla son bulması..öyle işte..siyah beyaz roman gibi biraz..

alper dedi ki...

Evet BJK nın kadrosu kötü evet FB ve GS nin kadrosu iyi ama bunun sebebini kendi kafamıza göre “Neden budur” diye kestirip atmak ve böylece sağlıklı neticeye varmak mümkünde değil.Theotheo nun fitbol tartışmalarına baktığımızda genellikle şu formülü takip ediyor.
(1) Önümde B sonucu var.
(2) Bu sonucun nedeni A olabilir; hatta bence öyle.
Savlaırnı eleştirilerini çürüttüğünüz çürütmeye çalıştığınız zaman da konuyu ilgisiz bir şekilde düşünce özgürlüğü düzlemine “Siz katılmıyor olabilirsiniz, ama ben böyle düşünüyorum. Ne yani, düşünemez miyim?” zırvasına getiriyor. Buradaki sorun, farklı düşünmek ya da farklı düşünme hakkı değil. Sorun, hatalı düşünmek. hatalı düşünmek de bir hak. Ama bu hak mantığın ve aklın genel geçer kuralları olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Theotheo nun mantığı:
(1) A doğru ise, B de doğrudur.
(2) B doğru.
(3) O zaman, A da doğru.

Bu formülü basit bir örnekle somutlaştırmak gerekirse,

(1) Benzini biterse, araba durur.
(2) Araba duruyor.
(3) O zaman benzini bitmiş olmalı.

Kolay gelsin size.

Barreto dedi ki...

Bu söylediklerim theotheo dışında herkese yöneliktir. theotheo mütemadiyen "bozuk plak" gibi konu ne olursa olsun aynı şeyleri söyleyip duruyor veya lafı aynı yere getiriyor. Siz de hemen her başlıkta konunun sapmasına imkan veriyor theotheo ile polemiğe giriyorsunuz. Galiba bu durumdan hoşlanıyorsunuz. Konuya sadık kalın ve theotheo eger yeni ve farklı bir şey söylemiyorsa muhatap almayınız efendim. Blogun seviyesi ve kalitesi düşüyor. Blogu takip etmeyi bırakacam bu yüzden.. Ha takip etsem nolur etmesem nolur kimin umrunda... Beşiktaş için kaygılanan, kafa yoran, para harcayan, sinirlenen, sevinen, üzülen ve paylaşan herkese selamlar

Deniz dedi ki...

Konuyla ilgili değil sordukların Theo, cevap vermiycem o yüzden. Cevabım yok diye değil. Öptüm kib.

d.amokachi dedi ki...

Mukemmel yazı tebrıkler. Ruzgar Sagnak var twıtterda bu mınvalde seyler yazıyor. Yasal hakem manıpulasyonu mutlaka okunmalı. Gurcan bey Kadıkoyde bu senaryoyu uzun zamandır goruyoruz. Ancak Ersunla dahada arttı. Ne kadar begenmesekte Cuneyt Cakır bu macta farkında olursak ısımıze gelecek bır hakem. Ama fıtbolcuların ve hocanın bunun farkında olması ve onların sarı kartları zorlada olsa gormelerını saglamak gerekıyor. Bılıc GS sınavında kaldı bence. Gorecegız FB sınavı ne olacak?

Unknown dedi ki...

Beşiktaş için ölürüm kardeşim. Canım feda yoluna . . , Beşiktaşlı olarak doğmadım ama beşiktaşlı olarak öleceğim kesin . That's alle.
. ... I love Bjk, I will love BJK forever.
:)) . . Thank you .

y dedi ki...

Aslında teotoenun söylediği ya da daha doğrusu söylemeye çalıştığı şey çok basit. Gürcan’ın dedikleri doğru olsa bile, ki bencede doğru, Beşiktaş FB maçı için geçerliliği yok. Tamam Gürcan’ın değdiği gibi FB, Dortmund’u, GS yi sert oynayarak ve hakeminde buna izin vermesi ile döve döve yenebilir, çünkü bu takımlar kadro kalitesi ve takım uyumu açısından FB den daha iyiler ya da en azından FB ayarındalar. Ama aynı şey Beşiktaş için geçerli değil, FB hem oyuncu kalitesi hem de takım uyumu bakımından maalesef Beşiktaş’tan üstün. Bu nedenle normal koşullar altında (bak normal koşullar diyorum buraya dikkat), maç bırak Saraçoğlu’nu, Beşiktaş’ın saha ve seyircisi önünde bile oynansa, FB’nin sertliğe başvurmasına ve hakeminde buna çanak tutmasına ihtiyacı yok. Normal koşullar atında normal futbolunu oynayarak hem kendi sahasında hem de deplasmanda Beşiktaş’ı yenebilecek gücü fazlasıyla var. Bu kadar basit..

Ali

@y

o zaman niye oynanıyor aga?

Fener'in diğer 17 takımı yenecek gücünün var olması neye delalettir ki ?

Yapılmasın lig o zaman verelim kupayı ?

Gören de sanacak ki Galatasaray'da , FEnerbahçe'de havadan para alan hiç adam yok.


İşler iyi gidince sorun yok , 2 amç sarsılsalar bir fenerli theo çıkar bu kadlec'e , kristian'a , holmen'e , selçuk'a , semih'e ,serdar kesimal'e , yobo'ya verilen paralarla bir falcao bir cavani alınırdı diye.Lan bu adamların toplamı Beşiktaş ilk 11'inden fazla para alıyor.

neyse ne .

sebebi bilinen %100 bir gerçek var o da beşiktaş'ın döndürülmesi pamuk ipliğine bağlı bir borcu var ve bunun üzerine bir de kendi finansmanı ile stad yapıyor.daha fazla başarı için risk alacak durumu yok geçmişte alınan risklerin nasıl götümüzde patladığı da ortada.o yüzden işi sistem kurup az para ile doğruları yaparak toparlama çabasında.13 haftada bunları tartışacak bir durum da yok.Daha çok sular akacak bu derenin altından.

yeter la şu kısır döngüden bir çıkın artık.

para yoksa fener'i yenemeyiz ... he ya 122 defa yendiğimiz zamanlarda hep daha çok paramız vardı ondan yendik amk ...

mehmetozy dedi ki...

başlıktaki fotoyu bi tek ben mi göremiyorum ?

ben de göremiyorum.

Coolio dedi ki...

Yazdıklarına birebir katılıyorum Gürcan kardeş. Bu ligin kalitesiz olmasının birinci sebebi hakemlerdir. İkincisi yöneticlerdir. Yıllardır federasyonun "marka değeri" diye kendi kendilerini pohpohlamarı sonucu yerlerde sürünen ligimizde tek çözüm aslında federasyonun MHK ile yapacağı basit bir toplantıdan geçiyor. Federasyon diyecekki acımayın bu oyunculara, hakmeler bassın kartı. Küçük takım büyük takım farketmez futbolu katleden adamı cezalandıracaksın ve bizde büyük takımların camialarından gelen tepkiye karşı dik duracağız dese en fazla 5 hafta süren curcuna sonrası herkes alışır bu duruma!! En nihayetinden kazanan Türk futbolu olucak. Bugün Caner kart görmeyeceğini bildiği için pozisyonunu açık bırakıyor ve faul yapıyor ve buna alışıyor. Sonra Avrupa maçınca aynı faulle oyun dışında kalıyor veya bunu bildiği için kendini kasmaktan oynayamıyor! Atakları bilinçli kesitiğinde oyun duruyor ve kimse top oynayamıyor, sonrada futbolumuz nasıl gelişsin diye düşünüyoruz?
Q7'yi son dönenmlerinde yaptıklarından dolayı sevmezdim ama hakemler maç başına adama yapılan 45 faule (normal faul değil, bildiğin tekme) izin vermeseydi takım başarısı da gelebilirdi. Aynı şeyi Ferdi'ye yapılıyor. Adama tekme tokat gir, adam oyundan düşsüni oyun dursun sürekli sonrada biz niye total futbol oynayamıyoruz?

İkinci sorun yöneticiler. Kulüplerimiz dernek yapısında olduğu sürece ve de aç gözlü şuursuz taraftar olduğu sürece yönetim anlayışı değişmez. Gönüllülük esasına dayanarak gelen yöneticilerin tek bir amacı var o da rant! İster maddi rant (sürekli ekranlarda görünerek kendi özel şirketinde işleri arttırması) ister manevi rant (sürekli ekranlarda görünerek ego tatmini)olsun. İngiltere'de bir kulübün sahibi olur ve onun dışındaki herkes maaşlı çalışır. dolayısıyla bu işi profösyoneller yapar. Eğer başarısız olursa da patron gönderir. Ama bizdeki gibi dernek yönetim kurulu seçimle başa gliyorsa kimse kulüplerdne başarı beklemesin. Orada olan insanların %99'u rant için yapıyor bunu ve o rantın kesilmemesi için o koltukta oturmak için herşeyi yapıyor. Yani aç gözlü şuursuz taraftar ve bundan faydalanan medyanın gazına gelip aslında uzun vadedede zarar verecek herşeyi yapıyor. Demirören'in bütün transferleri o koltukta devam edebilmek içindi. Sadece o iki yüzlü medyayı susturabilmek içindi. Çünkü o medya daha çok şatış yapabilmek için pahalı trasnfer istedi ve bunu da sadece basit iki cümleyle, başlıkla taraftarları gaza getirebildiği için tehdit unsuru olarak kullandı.

Türk futbolu istikrarlı bir şekilde başarılı olamaz. Bir sene olur, 10 sene dibe çöker. İstikrar için her unsur değişmeli! Bunu da başlatacak olan taraftardır. Çünkü diğer herkes onlara göre hareket ediyor.

theotheo dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Gürcan Ulusoy dedi ki...

Fenerbahçe, Beşiktaş'ı kendi evinde yener demekle Fenerbahçe herşeyi doğru, Beşiktaş herşeyi yanlış yapıyor demek arasında fark var.

1- Fenerbahçe formda
2- Beşiktaş formda değil.

Ama Milli takıma arası var, daha 20 günlük süre var, form durumunun o gün ne olacağını bilemeyiz.

Bugünkü şartlarda ben de Fenerbahçe'nin bizi yeneceğini düşünüyorum ama bugünkü şartlarda.

-----------

Fenerbahçe övgüsü;

aynı kadro geçen yıl hiç de özel olmayan bir futbol oynuyor ve Galatasaray'la rekabet edebilecek düzlemi bile bulamıyordu.

Aynı mantıkla, Ünal Aysal büyük başkandı. Bugün takımın haline bak, salak başkan. Örnekleri hep istediğimiz taraftan verirsek yanlış olur.

Gökhan - Alves - Egemen - Caner
Topal
Meireles Emre
Kuyt Webo Sow

İyi bir Beşiktaş, şu 11'de hangi oyuncudan çekinir? Gökhan'la Caner dünya yıldızıysa, bunun kriteri ne? Fenerbahçe'nin oynadığı oyun, aldığı sonuçlar mı, Milli takım mı?

İkisinde de özel bir şey yok.

Webo iyi oyuncu tamam. Geceleri rüyana mı girer rakip Webo? Kimden çekinirsin? 60'da baldırını tutan Emre'den mi? Mehmet Topal mı?

Bunlara inanmıyorum. Fenerbahçe iyi bir A planı olan, formda bir takım. A planının da işlerliği, sadece türkiye'de.

Bu şartlarda, Bilic'in şapkadan tavşan çıkartması lazım. Fener'in bugüne kadarki rakiplerinin yaptığından farklı bir şey yapması lazım. Yapabilir mi, yapabilir. Takımın kapasitesi var mı? Beşiktaş'ın formda olduğu dönemlerle mukayese edersek, kapasite var.

Fenerbahçe bu yıl bence şampiyon olacak. Lakin o kadar Fener övgüsü, Beşiktaş yergisi de goygoy.

Meireles iyi futbolcu, tamam. Yılda 3 m euro verir alır mısın? O fiyattan Alves'i alır mısın? 10. yabancın Kadlec'i alır mısın?

Beşiktaş'ın gelirleri hiç bir zaman Fenerbahçe kadar olmayacak. İsteriz ki, aklı fener'den gelişmiş olsun.

Öyle mi peki? Evet öyle. Beşiktaş ligin en akıllı takımı. Bunun meyvesini bugünden yarına alamazsın.

Fener 1
Beşiktaş 2 olsa, direkt şampiyonlar ligi'ne gidiyoruz. Demirören/Adalı'dan başka ceza almazsak. Bunun dışındaki fikirler bana biraz zorlama geliyor. 1 senede ne olmayı bekliyorduk, ne olamadık, ne kadar uzağız?

Ya birader çap çap konuşuyorsun .

Fikret Orman bugün İStanbul'un göbeğinde yüz milyonlar değerinde gayrimenkul yatırımı olan bir adam.

Keza Ahmet Nur Çebi milyar dolarlık adam.

Keza Ahmet Kavalcı İstanbul'un servis taşımacılığında tekeli olan bir adam.

Ünal Aysal kaç para vermiş cebinden , Aziz Yıldırım kaç para vermiş cebinden ? Aç bak bakalım mali genel kurullarını bir kuruş borcu var mı kulüplerin başkanlarına ?

Lan senin kulübün sadece 2 yöneticisine hiç ihtiyacı olmamasına rağmen 120 milyon tl'den fazla borçlu hala gelmiş vıdı vıdı aynı şeyleri tekrarlıyorsun.

Bugün Fenerbahçe'nin alelade bir kongre üyesi başkan adaylığı projesi olarak çıkıp cebimden ödeyip stad yapacam diyor , bizim koca camiada bir kişi çıkıp dünyanın en güzel yerindeki stada sponsor bile olmuyor.Sen neden bahsediyorsun aga ? 3 kupalı takıma sponsor bulamadık bu camiadan ...


Şu cepten para , çap saçmalığından da bir vazgeç.Gördüğün gibi tek makulk dayanağın bile yok.

Barreto dedi ki...

@ Gürcan Ulusoy

Kesinlikle katılıyorum. Bir kaç ilave yapmak istiyorum. Bizim belkide en büyük sıkıntımız camia olarak kenetlenemiyor ve bir bütün hareket edemiyor olmamız. Bjk medyası çok problemli maalesef. Bu durum endüstriyel futbolun FB/GS yi dayattığı bir ortamda bizi iyice zor duruma sokuyor. Seba dönemi sonrası camia da sürekli parçalanmışlık var. İstikrarlı yönetim ve hoca dönemleri göremiyoruz bir türlü. Beşiktaş en iyi olduğu dönemlerde bile FB/GS kadar para harcamıyordu. Şimdi de 10 sene sonra da onlar kadar harcayamayacagız. Ama akıllı davranırsak istikrar sağlayabilirsek en büyük bütçeye sahip olmaya gerek kalmadan damlaya damlaya göl olacak peş peşe bir kaç sezon yapılan isabetli transferler ve kadro politikasıyla bir bakacaksınız ki Beşiktaş Saracoğluna favori çıkıyor. Juventus'a bir bakıverin derim. Evet çok güçlü bir lobisi var ama... Calciopoli sonrası Serie B'ye düştüler. 2007-2008 de Serie A ya döndüklerinde kadro dağılmıştı Avrupa'da mücadele emiyorlardı. Stadyum inşaatına ertesi yıl başladılar. O yıllarda Inter peşpeşe şampiyon olurken 2011 de de Milan Şampiyon olmuştu. Juventus 2006-2007 de herşeye sıfırdan başlamıştı. Şimdi yıllık gelirlere göz atalım. (Kaynak: Deloitte Money League raporları €)

2006-07 Juve 145, Milan 227, İnter 195

2007-08 J 167 M 210 İ 172
2008-09 J 203 M 196 İ 196
2009-10 J 205 M 235 İ 225
2010-11 J 153 M 235 İ 211
2011-12 J 195 M 256 İ 186

Bu 6 yıllık dönemde Juve ile Milan arasında yıllık ortalama 45 milyon avro gelir farkı var. İnter ile bu kadar fark olmasa da İnter'inde gerisinde kalıyor. Juve'nin harcamalarına bakacak olursanız çoğu zaman astronomik bonservis ödemiyor. Bosman dan iyi yararlanıyor. (Bkz:Pogba, Llorente) Milan kadar geliri ve maça gelen seyircisi olmasa da Juve ligin ezerek tepesinde iki yıldır.İyi yönetilerek, 2006-07 de Serie B de Belediyenin stadında oynarken bugün kendi statlarında ezici bir oyun oynuyorlar. GS/FB karşısında, Juve yönetiminin gösterdiği basiretin yarısını gösterebilsek Türkiye'de çok rahat domine ederiz ligi. O kadar para harcamak şart değil... Biraz akıllı ve sabırlı olmalıyız...

y dedi ki...

@Övünç

Sorduğu sorunun yanıtı çok açık, çok bilindik değil mi? Top yuvarlak. Her türlü sonuç futbolda var. Futbolun güzelliği de burada zaten. vb. böyle gider. Bir takım, kadro kalitesi ve takım uyumu bakımından kendinden çok daha üst seviyede olan bir takımı yenebilir. Maça çok iyi hazırlanma, iyi konsantrasyon olağan performansının çok çok üzerine çıkmak, şans faktörü, rakibin seni hafife alması, kötü bir gününde olması, olmadık hatalar yapması vb. faktörlerle senden daha iyi bir takımı yenebilirsin. Bunlar futbolun içinde olan şeyler. Ayrıca hakem faktörü de var. Kasten ya da kasıtsız hakem senin lehine skoru etkileyecek hatalar yapar. Ya da FB nin yaptığı gibi, sertlikle rakibini yıldırır, hakemde ses çıkarmaz, döve döve yenersin.

Ama normal şartlar altında, ki bu yüzden normal şartları önceki yazımda vurguladım, senden daha iyi bir takımı devamlı yenemezsin. Veya iyi bir takım da sana karşı maç kaybedebilir, ama sürekli maç kaybetmez. Bu nedenle başarılı olmak için iyi bir takım olmasın. Velhasıl-ı kelam başarı için iyi bir takım gerek bir şart, belki yeter bir şart değil ama mutlaka gerekli bir şart.

Ali

y dedi ki...

İyi takım olmak içinde iyi oyunculara ihtiyacın var. Maalesef, 14-15 yaşında geç oyunculara bile büyük paraların ödendiği günümüzün endüstriyel futbol dünyasında, iyi takım, iyi oyuncu için para harcamak zorundasın (Misal 1981 yılında Feyyaz Uçar, 17 yaşında Avcılar Spordan Beşiktaş’a gelirken, bu transfer karşılığında Beşiktaş Avcılara ödemeyi spor formasıyla yapmıştır. Yani spor malzemesi karşılığında Feyyaz bize gelmiş. Ama aynı durum bugün olsa, neGS sana Feyyazı bırakır, ne de bıraksa bile en az yarım milyon TL yi ödemek zorunda kalırsın.)

Ama şu da kesinki, illa transfere çok para harcaman iyi bir takım kuracağın anlamına gelmez. Akıllıca para harcayarak, iyi bir planlamayla, sabır ederek, az ama öz transferlerle iyi bir takım kurabilirsin.

Şimdi şu Beşiktaş’ın mali yapısı, borcun çevrilmesi vb. temcit pilavı haline gelen söylemleri kenara bırakalım. Geçen sezon yani FEDA sezonunda devre arası transferlerde dahil kaç tane transfer yapılmış. 13 yazıyla ONÜÇ. Bu yıl sene başında yapılan transfer sayısı: 11 yazıyla ONBİR (devre arası dahil değil). Toplamda ne eder 24 yazıyla YİRMİDÖRT. Bu Yirmi dört transferin içinde kaç tanesi önümüzdeki yıllarda takımda başarıyla hizmet eder şeklinde duruyor. Benim cevabım bir tek Oğuzhan Özyakup. Belki Olcay, Kerim Frei ve Pedro Franco. Bu üçünden emin değiliz, ama diyelim ki bunlarda tuttu. 24 transferde 4 isabet. Buna karşın satmaya kalksan müşterisi çıkmayan ya da aldığımız ve/veya ödediğimiz maaştan çok daha az para verilen/önerilen adamlar kimler ? Yanıt : Almeida, Fernandes, Holosko, Eneramo, Sezer, Ersan, Pektemek, Uğur Boral, Serdar Kurtuluş, Gökhan Süzen, Escude…Tamam belki bunların çoğuna yüksek bonservis ödemedik, bazılarına hiç bonservis ödemedik ama en azından oyunculara normal piyasa rayicinden transfer ve maaş ödemesi yapıyorsun.


Buradan çıkan iki önemli sonuç var: Bir, Beşiktaş’ın transfer politikası son derece sorunlu ve akılcılıktan uzak. İki, Beşiktaş’ın parası olmadığı için kadrosu zayıf değil. Kadro zayıflığı parasızlıktan değil, paranın akıllıca kullanılmamasından
kaynaklanıyor.

Ali

y dedi ki...

@Övünç ve Gürcan

FB bu yıl tüm takımlardan daha iyi olduğu için, normal koşullar altında ligi ilk sırada bitirecektir ve normal koşullar altında da bizi ligin her iki maçında da yenecektir.

Tabi bunları, mutlaka yüzde yüz kesinlikte olacak şeyler anlamında ifade etmiyorum. Büyük bir ihtimalle böyle olacak anlamında yazıyorum. Misal GS da iyi bir takım, ama içinde yaşadığı bazı sorunlar, TD değişikliği vb, sebeplerden ötürü ligi ilk sırada bitirmesi mümkün değil. Gene misal, diğer faktörlerin devreye girmesi ile fb’yi her iki maçtada yenebiliriz. Misal 30 Kasımdaki maçta, fb futbol oynamaya çalışır, biz bozmaya kasarız, sert oynayan biz oluruz, hakemde buna izn verir ve kazanırız. Bu olasılıkta var, o zaman ne diyeceğiz?

Ali

y dedi ki...

@Övünç

Son olarak 46 yaşında bir Beşiktaşlı olarak deneyimlerinden diyebilirimki, futbol şansı pek Beşiktaşın yanında değildir. Hakemler malumunuz bırak yanında olmayı Beşiktaşın karşısındadır genelde. O nedenle benim düşüncüme göre FB’yi 122 maçta, onlardan daha iyi bir takım olduğumuz için yendik.

Ali

Normal şartlarda bana bir istatistik verebilir misin ? 100 maçın kaçını Fenerbahçe kazanır ? 100'ünü de kazanır mı ?90 'mı kazanır ? kaç kazanır ?

Yani oynadığı takımda Beşiktaş ne olursa olsun.

Bu maç 5. hafta oynansaydı başka konuşurdunuz bunu bir netliğe kavuşturalım önce.

Beşiktaş'ın mevcut form grafiğidir bu cümleleri kurduran.

4. hafta sonunda iki takımın performanslarına baksaydık Beşiktaş " normal şartların galibi" olurdu.

Günlük skor bazlı yorumlar bunlar.

Kalite tabanlı tartışmalar , bu tarz büyük camialar arasındaki çekişme için ilk 3'e girecek çapta kriterler değil.Real Madrid ile Atletico Madrid arasında bariz bir kalite farkı var peki ortaya çıkan ?

Adil bir maç olduğu sürece gayet ortada bir karşılaşma bence.

y dedi ki...

@Övünç

Hemen cevaplayayım:

%70 FB
%10 BJK
%20 Beraberlik

Ali

sherlockholmes dedi ki...

herkese merhaba buraya ilk kez yazıyorum. bu sene fener şampiyon olur. seneye 4. yıldızı kim takacak diye çarpıştırırlar galatasarayla. bizim takım ikinci olsun şampiyonlar ligine gidelim istiyorum. arkadaş o şampiyonlar ligi gecelerini nasıl özledim anlatamam.
yazıda yer alan tespitlere imzamı atıyorum bende. fenerbahçe çok sert ve bol faullü oynayıp rakibi yıldırıyor. eğer bilic veliyi göbeğe koyar kontra kovalarsa elimiz boş döneriz. abi çıkıp sert oynaman lazım. holosko ve enaramo ilk 11 de olsun. oğuzhan olcay fernandes atiba çabuk yılmazsınlar hakemde saçmalamasın maç gayet ortada. bu arada fenerbahçe tekrar arsenalle falan oynasa yine fark yer. rezalet bir futbol oynuyorlar. karambole atılan saçma sapan goller. tek bir organizasyonları yok. içeriyi karıştır sert oyna rakibi çıkartma ya da çıktığı anda bas tekmeyi. bu takımdan da avrupaya gitse bi cacık olmaz. eyyorlamam bu kadar saygılarımla

ideal 11 dedi ki...

holmes

'' fenerbahçe çok sert ve bol faullü oynayıp rakibi yıldırıyor. eğer bilic veliyi göbeğe koyar kontra kovalarsa elimiz boş döneriz. abi çıkıp sert oynaman lazım. ''

zaten çıkmaz olan durum budur.sen sert oynarsan hakemler sarı kartı yapıştırır.ama fenerbahçe sert oynarsa(ki taktiği bu ) sadece faul çalar hakem.

normal şartlarda oynanan bir maçta bence favori beşiktaştır.nedeni basit.fenerbahçe 3 forvet + iki bekini çıkarıyor.sert oynamayamadığında salzburgun nasıl çok rahat pozisyonlar bulduğunu görmüştük.
hakem faktörü maçın oyununu ve skorunu direk etki ediyor süper ligde.bu birçok takım için geçerli.kısırlık burdan kaynaklanıyor.
daha önce blogumda yazmıştım.süper ligin mottosu şudur.bir anadolu takımı kadar antifutbol oyna yıldızlarla skoru elde et.sende bir anadolu takımı kadar antifutbol oynasan bile (ki beşiktaşa izin vermezler ) yıldızlarla skoru elde et kısmı bu oyunda beşiktaşın geride kalmasına sebebiyet veriyor.senin akan oyuna durmayan oyuna ihtiyacın var.fenerin buna ihtiyacı yok.trabzonspor lazio maçında akan oyun sayesinde neler yaptı.geldi istanbula fb 28 faul yapıp ts yi etkisizleştirdi(hakemleri yanına alarak).
emre-okan -suat denilir.nedir hacı bu işin sırrı.kaos futbolu.bol faullü pres ve yıldızlarla skoru elde et.

Adsız dedi ki...

Herkes bu hormonlu FB'yi nasıl yenmekten bahsediyor. Elbette bunda iflah olmaz ergenvari troll'erin de etkisi yadsınamaz. Fakat aslında durum futbolun temel ilkeleriyle ilgili.

Kiminiz benim gibi Cruyff'un bir zamanlar tv'de yayınlanan futbol okulunu izlemiştir. Rakip hakemin de yardımıyla sert ve faullü müdahale yapıyorsa yapacağın tek şey var: orta alan ve hücumda sürekli hızlı tek pas yaparak ilerlemek. Bu açıdan bence de Fernandes doğrudan yedek soyunmalı ve hücumda her top Oğuzhan'la buluşmamalı. Zira vatandaş serbest kaldığı sürece çok daha önemli işler yapabiliyor.

Bu tek pasta Almeida olur mu? Ancak çift golcü olursa olur. Bilic'in bunu yapmayacağını görerek ben olsam Eneramo ile başlardım. En azından gol için çok daha istek var.

theotheo dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
sherlockholmes dedi ki...

ender ahmet

haklısın ama benim sert oynamakla ilgili düşüncemi tam açıklamadım.
benim düşüncem agresif ve önde sıkı presle oynamamız. Bursa maçında kaptığımız topları çok etkili kullanmıştık yine galatasaray maçının ilk yarısında da öyle. ancak ikinci yarı geride bekleyerek oynadık ve yenilgi kaçınılmaz oldu. veli tam saatli bomba her an takıma gol yedirebilir. serdar kurtuluş çok ağır ama bence serdar ilk 11 de atiba göbekte olmalı. ben takıma güveniyorum çok korkup geriye yaslanmazsak seyir zevki yüksek bi maç olur. keşke şöyle bir 11 olsa göbek fernandes atiba oğuzhan kanatlar olcay kerim ilerde enaramo

box2boxMC dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
theotheo dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

Kısa ama çok şey anlatmış, herkese tavsiye ederim. Diğer videolarında da aynı şekilde.

http://www.youtube.com/watch?v=gW65Isv58A4

Adsız dedi ki...

Orada burada Toraman-Giray takasından bahsediliyor. Durum itibariyle iki taraf için de gayet olumlu olur. Her ne kadar Giray'ın topu oyuna sokma özelliği zayıf da olsa (neredeyse tüm yerli stoperlerin ortak sorunu) "kemik" diye tabir ettiğimiz oyun yapısıyla bize faydalı olabilir.

Beşiktaşlıların çoğunluğu tepki verecektir fakat ben TS'nin serbest bırakma kararı aldığı/alma noktasına geldiği Volkan Şen için de girişimde bulunulması taraftarıyım. Üstelik elde takas için yığınla adamımız var. Volkan bizde yeni bir nefes bulabilir. Ayrıca bizden TS'ye takasla gidecekler de orada faydalı olabilir.

Adsız dedi ki...

Yukarıdaki linkteki Cruyff'un oyun anlayışından Atiba'nın neden orta alanda başarılı olduğunu bariz şekilde görebiliyoruz. Yanlış anlaşılmasın, herbi şeyi eksiksiz yapıyor diye değil, takımda “en iyi” yapıyor olması hasebiyle.

- Defansif olarak ilk müdahale başarısı yüksek, bunu yaptıktan sonra da yanında diğer bir defansif orta saha varsa bile insiyatif alıp topu kendi yönlendirmeye çalışıyor.
- Topu ilk defa oyuna sokarken çoğunlukla yine orta alanı kullanıyor.
- Topu oyuna soktuktan hemen sonra hücum bölgesine koşular yapıyor
Hücumda çoğalırken hiçbir Beşiktaşlı'nın gitmediği yerelere gidiyor; bu bir şey olmasa bile rakibin defansını bozuyor.
- Ve beklere pası rakip yarı alanda, hem de mümkün olduğunca ileri bölgede veriyor

Ve maalesef zaman zaman kendisini sağ bek olarak kullanma durumunda kalıyoruz.

Dert Cruyff'un dedikleri de değil; hep söylediğim: bizim ligde olan bitenler hem devam eden sezonun başarısı için takibi, hem de geleceği oluşturmayı bir arada yürütmeyi imkansız kılıyor. Diyeceksiniz ki 31 yaşındaki Atiba'yı şimdi bu sezon için oynatmayacaksak ne zaman oynatacağız. Ben de derim ki yine sadece geleceğe odaklanın; Atiba da kendi bölgesi için rol model olsun.

Wallahi şu oynadığımız şeye bem akıl sır erdiremedim.Bir şeyler yapmaya çabalayan bir tek Kerim var onu da zaten her pozisyonda indiriyorlar direkt.Başka da bir şey görmedim ...

Ulan şu adam kadroya alınmaz mı ya denecek bir tane performans yok.

Hani bizim genişleyen rotasyonumuz ?

Tek maçla yargılamayalım , karşımızdaki takım son derece oturmuş bir sistem takımı , oyuncuların çoğu ilk defa oynuyor , bazıları pozisyon dışı oynuyor filan diyeyim ama gerçekten akıllara ziyan bir şey var sahada , bildiğin halı saha maçı kıvamında geçiyor.

Kusura bakmasınlar da bu adamların forma istemeye yüzleri yok bence.

Walla Biliç kulaklarımız çınlatıyor resmen :

alın niye oynatmıyon diye çemkirdiğiniz adamlar bunlar diye.

yalnız çemkirilecek adamlardan biri de maalesef Önder Hoca.Umarım devre arasına daha hazırlıklı gelir.

Adsız dedi ki...

Daha önce söylediğim şeyi tekrar edeyim:

Mevcut kadroda çoğunlukla ilk 11 oynayanların bazıları "iyi" yedek olacak kadar takım oturana kadar sancı çekeceğiz.

Ama bu sancıyı gayet de bekliyordum ve bir süre boyunca bekliyorum da. Bu zamanda hazırlık maçı yapan neredeyse tek takım biziz ve bunların hepsi Ocak ayı için. Frei'ye hücumda ayak uydurabilecek tek isim Ömer, o da kopuk kopuk. Öte yandan Portekizlileri bir an önce kovma nedenleri ise böyle bir hazırlık maçında bile bari ortaya çıkıyorsa denecek bir şey yok.

Bu hazırlık maçının skoru ise hiç önemli değil.

theotheo dedi ki...

@övünç

yok birader. önder özen doğru transferler yaptı. francodan lugano yapın diye emir vermiş. yapıcaklarmış. merak etme.

Kötü gidişleri durdurmak için takımların ağabeylere ihtiyacı yoktur. Ne yapacağız? Futbolcuya harçlık verip, saçını mı okşayacağız? Performansa 4 faktör etki eder: Teknik, taktik, fiziksel ve psikolojik. Bunları da takımın hocası çözer, ağabeyi değil. Bu dört faktörden 1-2'sinde sıkıntı varsa, bu bir kriz değil, problemdir. Beşiktaş'ta da kriz değil, problem oluşmuştur. Ve Bilic bu problemleri çözebilecek kişidir. Bilic çözemeyecek de spor programlarında sallayan birkaç gros tonluk adam çözecek öyle mi?


ahahahh Sinan Engin'in kafası yarılmış.

Önder Hoca Sinan'ı taşlasa sadece yeter :)

Adsız dedi ki...

Bu blog herşeyden önce theo'ya yarıyor.

En azından dünya çapında CEO olanların ancak 3. dünya vatandaşlarının yapabileceği şekilde açık öğretim terk diye aşağıladıklarından olduğunu öğrendi.

Bir de hep rol model diye gösterdiği GS'nin hem bizzat iddia ettiği şekilde çok "iddialı" olduğu transfer işlerinde hem de tek kriter saydığı "başarı" işinde badem olduğunu da söktü.

Ha gayret, bir sonraki adımda renk değiştirmemeyi de öğrenir belki. Ama bi zahmet siyahla beyaza hiç uğramasın yeter.

theotheo dedi ki...

abi diye küçümsenilen adamın abilik yaptığı sezonda beşiktaş futbol tarihinin en iyi sezonlarından biriydi.

abi diye küçümsenen adam mafya babalarına pasaport çıkarıp yurt dışına kaçırmıştır ,, toplasan 2 m € etmeyecek Zapo ve Sivok'u 9.5m €'ya aldırmıştır.Drpiç'i izlemeye gidip Şildenfeld'i aldırmış sonra da "kör la bu " diyerek takımdan kovdurmuş , tarihimizin en unutulmaz günlerinden birinde " adamlar acımadı" diyebilmiştir.

theo lan zaten sinan'da biraz troll olduğu için aranızda bir ilişki olduğunu çok rahat tahmin edebiliyorum.

Adsız dedi ki...

Ben şahsen "karşılaştırmalı" iyi sezon istemiyorum. İlk 1-2 sezon kötü olsun sonrası iyi olsun benim için daha sağlıklı gidişat demektir. Yoksa züpper ligin ne idüğü belirsiz dinamikleri içinde zidik yarışı yapar dururuz.

Adsız dedi ki...

Schildenfeld derken ekşi sözlük'te hakkındaki bir entry'ye halen gülerim:

"dino drpic'in gotu sayesinde be$ikta$'tadir. artik nasil ode$irler bilemem..."

theotheo dedi ki...

@övünç

sezerle francoyu toplasan kaç eder birader?

bir zapo etmiyor la theo. buna da cevap ver ateyiz theo ?

Adsız dedi ki...

@Övünç

:))) Beni bile terz yüz ettin Övünç reyiz.

heheh

Abi böyle ağız ishali anlar geliyor bazen dayanamıyorum :)

blogunda içine ediyoruz ama kusura bakmayın artık.

Adsız dedi ki...

Yok lem olur mu öyle deme. Benimkisi ironiydi. Ayrıyeten Beşiktaşlı'nın bir farkı var. Son raddede bile olsa herbi şeyi görür ve anlar.

Gerçi kafam karıştı. bi Tolga kaç Eboye ediyodu önceliklen. Gerçi GS'yi de bıraktık madem yiyosa FB körenzi ile konuşun lem. 1 dolar kaç Sezer ediyo. Bak ciddiyim. Hem hepsi borsaya kote bi de bana laf ediyonuz.

theotheo dedi ki...

@övünç

zapo oynadı be birader. ben oynamayanlardan gittim amma bok adamlarsınız.

sinan engine yaptığın suçlama ak. adam beraat etti mi? sen savcı mısın? hakim misin? kimsin lan şerefsiz.

neyse. senin gibi tarih bilmezlerin ağzının payını vericeksin. yoksa susturamazsın.

Adsız dedi ki...

@theo

Güzel bir argümanın varken bunu gerekli donelerle sunmak yerine hep aynı şeyleri tekrarlıyorsun, hem de zırtlar vadisi benzeri tehditler savunuyorsun.

Ne mi o? “Beşiktaş kötü oynuyor”. Öyle böyle de değil bildiğin kötü oynuyor.

Misal ben diyorum ki ben beklerim, benim için 1 yıl gerekli. Sen hala aynı şeyleri tekrarlayıp duruyorsun, yok GS böyle yok FB böyle diye. Bu bir yıl için futbol yönetimindekileri suçlaman da yetersiz. Tek donen, biri daha düne kadar başarısızdı, öteki tv’de futbol yorumu yapıyordu vs. Hoca, hiç aklına oyun düzeni, plan program veya sistem gibi şeyler gelmiyor mu?

Bunlar gelmediği sürece buradaki kimseyi suçlayamazsın bu kadar basit. Niye mi? Çünkü bizzat bu futbol yönetimi senin savunduğun argümanlar yerine gelecekle ilgili sözler ederek göreve geldi de ondan. Bizler onun bunun isim manyağı değiliz. Hala öyle yorumlar yapman bile bu yönde yazılanları anlayamadığın anlamına gelir hiç kusura bakma.

Olay şu: bunca borç ve temditle yeni yönetime gelenler için 3-4 aydır sallamaya başlaman şu demek: zaten henüz 8 ayı dolduracaklar için önyargılı olduğun. Çünkü buradaki herkes şu matematiği biliyor: 8-4= 4. Yani sen zaten bu yönetim 4 aylıkken sallamaya başlamışsın. Ben demiyorum ki kimsenin sonsuz kredisi var; fakat en az 1 yıl beklemek gerekli (bunu geçen aydan başlattım). Şimdi onu bunu bırak, sadece bu konuda bile ben mi mantıklıyım sen mi.

Kimse maç sonu yorumlarına bir şey demiyor zaten, diyemez de. Sorun: Burada bir blog çerçevesinde yapılan yorumların aslında aynı zamanda diğerleri için öğrenme modunda olduğu. Senin yazdıkların içinse ilk yorumuna bakmak yeterli, gerisi aynı.

Kendini tekrar ederek sadece söylediklerine zarar veriyorsun. Belki de doğru onlardır, ama bu şekilde kimse göremiyor. Ben dahil.

Mayor dedi ki...

Almeidasiz bu takim ciddi eksik bugun bi daha gorduk. Fernandes ise artik fazlalik, ne duran top ne baska bisey.
Mehmet Akgun, Serdardan kotu degil.
Ismail yine kabus, satilsa bari para ediyoken.
Dentinho'ya daha cok sans verilmeli bence Tore'nin kullanamdigi kanati isletti.

du, levande dedi ki...

ahahaha adam sinan engin'i savunuyo :) adamın hayalindeki beşiktaş, başkan serdar adalı, genel menacer (böyle bi şey vardı) sinan engin. komedi.

theotheo dedi ki...

@du levande

ben kimseyi savunmuyorum birader. sadece birinin itin götüne sokarken diğerini tepelere çıkarmayın diyorum. sinan engin ne yaptı arkadaş. adamı hitlerden kötü yaptınız. adam senelerce beşiktaşta futbol oynamış sonra menajerlik yapmış yani beşiktaşa hizmetlerde bulunmuş bi adam. adamı el kaideden kötü yaptınız lan bu nasıl iş diye sormuyo musun?

zapo sivok gprdon fln diyo. işte bende escude franco diyorum egemeni gönderdin diyorum. sezer frei atiba eneramo vs vs diyorum. hani onda hata varsa bunda 2 katı var birader. 2 sene de 30 küsür transfer yapılmış parası olmayan kulüp mü yapıyo bunları.

koordinatör getirdim diyosun. hani nerde birader. koordinasyon nerde. yaptığın transferler ortada. takım ortada. hazırlık maçında 4 yiyen bi takım halinde beşiktaş.

beşiktaş bi markadır. bu marka değerini kullanmasını bilmeyenler gidecektir. bu kadar basit bu kadar net.

sadrazam dedi ki...

Sinan Engin'in savunulduğu günleri de gördük ya la.

Dün akşamki Beşiktaş'ı takım olarak eleştirmek haksızlık olur bence. Muhtemelen dün akşamki kadrodan 4 oyuncu bundan sonra yan yana aynı takımda oynamayacaklar.Bireysel performanslara bakmak lazım.

İSMAİL: şahsen benim tahminimin çok altında. Fizik kondisyon eksiği bekliyordum ama mental olarak felaket kötüydü.

PEDRO FRANCO: Maalesef Önder hocanın bahsettiği gelişim şöyle dursun sanki ilk geldiğinde daha fit durumdaydı. Yanında ve önünde oynayan oyuncular elbette çok önemli ama antremanda hiç mi yan yana oynamıyor bu adamlar.

ÖMER: Saman alevi gibi. Bir var bir yok. Ancak dün akşam attığı gölü mevcut kadroda bir Holosko atabilirdi bir de belki Olcay. Usta işi bir gol attı sonrasında ise son derece kötü tercihler.

Frei: Dünkü kadroda ve rakibe karşı iyi görünmesi neredeyse imkansızdı. Düzen oyunu oynanan bir ligde takımdaki sistemin bir parçası iken gelip de, halı saha maçında yıldızlaşmak pek kolay değil. Dripling yapmadan pas verdiğini hiç görmedim.(Belki kaçırmışımdır) Rakip de hiçbir pozisyon döndürmedi.




Deniz dedi ki...

SAğ bek holosko, stoperde franco ve escude, sol bek ismail.

Abi bu dörtlü defansla çıktığımız maçla ilgili çok da acımasız olmayın ya. Bu dörtlüden bir tanesini normal 11e oturtsan sırıtmaz belki ama (sırıtır gerçi filiple ismail şu an) ama dördünü birden onbire koyunca böyle oluyor işte.

Fernandes sıktı bi de.

planck dedi ki...

SE: 2003-04 sezonunda büyük olaylar döndü, birazını anlatsam yer yerinden oynar ama zamanı değil. Zaten Aziz başganım bir tanedir kıhkıhkıh.

Unknown dedi ki...

Fernandes 2 hafta yok imiş. Umarım derbiye yetişemez ya da yedek başlamak zorunda kalır.

Oğuzhan kart görmemesi konusunda uyarılmalı.

kimyager dedi ki...

oğuzhanın kart görmemesi durumunda bende ferdinin sakatlığına sevinenlerdenim,veli atiba oğuzhan orta sahası her türlü daha çok iş yapar fernandesli orta sahadan...Kaldı ki derbilerde silik performansıyla ümidim yoktu zaten ferdiden..böylece veli atiba kanatlara hafif yakın şekilde pozisyon alarak rakibin en tehlikeli kanat beklerini durdurmuş olucak diye ümit ediyorum...

Yorum Gönder

Ara