.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

1 Ekim 2013 Salı

Gidişat


Futbol takımları, sezon öncesi hazırlık kamplarındaki takımla şekillenmiyor. İlk dört haftadaki oyun bize bu lafları yedirtti. Ama ilk dört hafta öyle diye de, ligin geri kalanı o şekilde şekillenmiyor, bunu da yaşayıp görmüş olduk.

Böyle zamanlarda hemen, o çıksın - bu girsin denir. Ben aynı kanaatte değilim. Bir kere, idmanları izlemiyoruz, oyuncuların kişilikleriyle ilgili son derece yetersiz bilgilere sahibiz. Ömer Şişmanoğlu veya Necip oynasın derken, bu oyuncuların oynayan oyunculardan iyi olabileceklerine dair bir kanaatimiz mi var, yoksa önümüzdeki yemeği beğenmediğimiz için mi başkasını istiyoruz? Oynamayan adam kapalı kutudur. Sadece şu söylenebilir, eğer oynayanlar bunlar ise ve bir çok oyuncu oynayamıyorsa, önce oynamayanları eleştirelim. Çünkü kötü oynayan oyuncuları bile kesemiyorlar. Buradan hareketle, eleştirim Ömer Şişmanoğlu, Eneramo, Franco, Necip veya diğerlerinedir... Performansınızı arttırın, formayı alın.

Kabul edelim, Galatasaray maçı özel bir maçtı. O maçı, iyi oynasan da kaybedebilirsin. Kaldı ki ben çok da kötü oynadığımız kanaatinde değilim. O maçtan hemen sonraki maç, hatayı bir kaç oyuncunun sırtına yıkar gibi rotasyona gitmek, takımın psikolojisini ve güvenini sarsabilirdi. Ben aynı kadronun devamının doğru olduğunu düşünüyorum.

Lakin Antalya maçı oynandı bitti ve artık yeni bir sayfa açmanın zamanı geldi. Zira Beşiktaş bu yıl ciddi yatırım yaptı. Kabul, belki tüm yatırım bir Bruma'nın bonservisine tekabul ediyor ama o, onların sorunu. Beşiktaş Türkiye ligi için çok ciddi bir yatırım yapmıştır. O noktada, Eskişehir deplasmanında Franco ile başlamak risk midir, Muhammed bu maçı kaldırır mı, şu oyuncuyu kessem fazla risk mi alırım diye düşünmek yersiz. Eneramo'sundan, Sezer'ine... Bu adamlar oynasın diye transfer edildiler. Az da para almıyorlar. Ezberlediğimiz 11'i değiştirmekten bu kadar imtina edeceksek, bu kadar çekineceksek, o zaman o oyuncuların neden transfer edildiğini sorgulamamız gerekir.

Genel çerçevede bakıyorum. Beşiktaş'ın derin ve iyi bir kadrosu var. Oynadığı takım da Uğur İnceman'la, Mehmet Sedef'in oynadığı takım. Kapasitesi belli, sınırları ortada. Rakibi küçümsemek anlamında değil ama rakip bu. İsterim ki Türkiye liginde çok kaliteli futbol oynansın. Beşiktaş'ın bu takımları vurup geçmesi gerekir. Yenildiğinde de - yenilebilir, futbol bu - özel şartların gelişmiş olması gerekir. Beşiktaş, bir Anadolu takımına çata çat oynayıp yenilemez, yenilmemeli. Yeniliyorsa orada hedeflerin tekrar gözden geçirilmesi zarureti doğar.

Fernandes'i kitlediklerinde Beşiktaş duruyormuş. Bu kadar basit olmamalı. Nedir yani, Serkan'ı Fernandes'in başına dikmek, bir futbol dehasına mı işaret eder? Eğer futbol düzlemimiz bu kadar düşükse, o zaman döner başka şeylere bakarsın. Katetmen gereken mesafe vardır.

Futbol, kendi doğrusunu her zaman ortaya koymuştur. Ben Escude mi, Franco mu tartışmasında fikir belirtemem. Çünkü Franco'yu daha göremedik. Eğer Franco oynar da, Escude'den iyi olduğunu ortaya koyarsa, o artık Bilic'in değil, futbolun kararı olur. Oyuncular, sezonun içinde bir yerlerde bir şans ele geçirirler ve o şansı değerlendirmeleriyle takımlarını şekillendirirler. Yarın Ömer Şişmanoğlu bir maça girer de iyi oynarsa, Mustafa Pektemek'e geçmiş olsun. Doğanın kanunu bu. Ondan sonra Ömer'e bir şey olsun da, şans bana gelsin diye bekler Mustafa...

Sabahtan akşama kadar Veli mi, Oğuzhan mı diye tartışır dururuz. O oynar, oyuna bakarsın. Sonra bu oynar, sonuca bakarsın. Oradaki kararı vermek için teknik direktör olmaya bile gerek olmaz. Teknik direktörün mahareti, hangisinin daha iyi olacağına, maç oynanmadan önce karar vermektir zira.

Beşiktaş genç takım, düşe kalka ilerleyecek. Beşiktaş genç de, Bilic Lucescu mu? Hayır. Bilic de genç hoca. Onun da tecrübeye ihtiyacı var. Geçen haftaki gibi bir buhranı teknik direktör olarak kaç defa yaşamıştır Bilic?

Türkiye Hırvatistan maçının son saniyesinde gol yiyen takımını, penaltılara kafaca hazırlayamamıştı mesela. Çok net hatırlıyoruz. O da tecrübedir. Bu Antalya maçı da tecrübedir Bilic için. Aynı şekilde Önder Özen. Daha önce, böyle buhranlar çıkma konusunda yeterli tecrübesi olduğunu söyleyebilir miyiz? Kariyerinde bu kadar büyük sorumluluğu hiç olmuş muydu?

Bunlar yaşanacaktır, büyütmemek lazım. Beşiktaş ilelebet devire devire gidemeyecekti herhalde. Önemli olan burada ne reaksiyon verildiği. Galatasaray'dan sonra Antalya'da reaksiyon verilemediği çok açık. Bu bakımdan Bilic'ten, Özen'e ve oyunculara eksi not kesin.

Devamında takımı toparlamak da onların işi. Elbette, kırılma noktasında taraftarın da etkisi gözardı edilmemeli ama yapacak bir şey yok. Eskişehir maçı şimdi haddinden fazla önemli hale geldi. Daha önce oynadılar, yine oynayacaklar, başka çıkış yolu yok.

7 Yorum:

EC dedi ki...

dogru soze ne denir.. BJK Takiminin, Kulubunun ve Taraftarinin saglikli ve mantikli analiz etmesi gerekiyor..

Gun tam Havaalani taraftarlari icin.. onlar girer GS kadrosundan, FB ninkine.. oradan bizim oyunculara.. karsilastirmalar vs..
Gercekci olalim; her iki kulup de yillardir milyonlar harcadi, bu yil CL de basarisizlik ihtimalinde GS buyuk olcude bataga dogru kayacak.. BJK de ayni ruyayi YD ile gordu.. denemedik mi denedik.. ne basarisi kaldi elimizde, iflas etmis bir kulup, UEFA da belge de sahtecilige bulasmis ve Sike nin de kenarindan gecmis bir kulupten baska..

Sistem curuk.. curuklugu kendi takimini ( ben BJK li olduguna hic inanmadim, ) iflas ettiren, raporlarda sahtecilik yaptirtan ve altinda calisanlarinin sike dedikodularina karistigi bir adam su an TFF nin tepesinde ve en son olarak da Fatih Terim in Avukatligini yapmaktaydi.. Ankara istedi boyle oldu..

herseye ragmen, herkese ragmen, (TFF, MHK, Hakemler,Cemaat,Iktidar ve rakip futbol takimlari) BJK bir butun olarak kalip, sogukkanli ve mantikli davranarak Bursa macinda da oldugu gibi Hakemi de yenerek bu isin ustesinden gelir..

Potansiyeli var.

Selamlar

ECO - Lux

Godspeed dedi ki...

Belkide o kadar cok sol bek problemine odaklandik ki diger kisimlari unuttuk. Nitekim sol bek bulundu, gayet de yeterli birisi ancak simdi diger eksikler siritmaya basladi. Bu yazdiklarim sadece son mac icin gecerli degil kazandigimiz maclar dahil ortada olan ancak cok goze batmayan sorunlar.

Veli: Cok kosan, cok calisan bir oyuncu oldugunu kabul ediyoruz ancak Veli ikili mucadele adami degil bu bariz. Ne havada ne yerde bedenini topla rakip arasinda koyabilme becerisi veya potansiyeli olan bir oyuncu degil. Galatasaray macinda fikisel olarak cok ezik kaldi, Antalya macinda yenilen ikinci gol kaybettigi bir hava topu mucadelesinden cikti. Ve bu adam merkezde oynuyor. Her yere kosmasi, alan kapamasi bu alan icin onu ideal yapiyor ancak top saklamayan bir adam merkezde oynarsa ne hava da ne yerde mucadeleyi kazanamadigi gibi bunun getirdigi guvensizlikten dolayi GS macinda yaptigi gibi aceleci kararlar verip hata yapiyor. Bu net Veli kucuk bir adam ve bunu biliyor. Kendisini bu konuda sucladigimi dusunmeyin adamin bundan once oynadigi mevki de bu degil zaten.
Cozum: Cok kosma ve yer tutma ozelliklerine ek olarak fiziken daha cusseli ve top saklamayi bilen bir merkez oyuncusu. Eldekilerden, Necip veya Atiba'nin oaraya kaydirilmasi.

Tore: Tore'nin kariyerindeki ilk iki golu Besiktasta atmasi onun gol makinasi oldugu anlamina gelmez hatta tam tersi. Bu adam neden sagda oynuyor? Kendisi sagda oynamayi sevdigi icin mi? Yoksa iceriye yaptigi ters kosular hep tehlike yarattigi icinmi? Ikincisi ise, Tore gibi adam gecebilen birinin Besiktasin hava toplarindaki hakimiyeti bilinen bir santrafora karsilik solda oynamasi lazim. Burada da adam gecer, ceza sahasina dikine girmez ama paralel girer. Tore'nin ben bu yuzden alindigini saniyordum acikcasi, her mac sifirdan 3-5 arasi orta yapacak Almeida bunlardan birini gole cevirecek. Ama hala boyle bisey yapilmiyor. Ilginc. Galatasaray, Drogba ve Burak'i kanatlardan beslerken bizim Almeidayi ara toplara muhtac birakmamiz abes.

Olcay: Ayni sey olcay icinde gecerli, ozellikle bu sezon duzeni icerisinde yer bulamiyor kendine. Toreyle alan degistirip ayagina aldigi toplari daha az oynamasina neden olacak bir cozum hem kendisi hem de atak zenginligi icin faydali olacaktir diye dusunuyorum.

Bence en buyuk sorun buralarda. Defansimiz yasli ve yavas, Serdar cok verimli degil vs bunlar gol yememize sebep olacak seyler kacari yok, fakat gol atamama ve hatta Antalya macinda oldugu gibi atak dahi yaratamama sikintisidir bizi esas bitirecek olan.


Deniz dedi ki...

Benim gözümde bir futbol takımını ofansif anlamda verimli kılan şey opsiyonlarının olmasıdır. Bu yaratıcı oyuncu opsiyonu olur, ofansif strateji opsiyonu olur, gol bulma opsiyonu olur neyse ne.

Beşiktaş'ın bu sene şimdiye kadar iki opsiyonu vardı ki aslında geçen seneki opsiyonları da aynı. Hızlı pas, hızlı çıkış ekstra işler ve sonuca gitmek bir, duran toplar iki. Bu sene ilk dört maçı kazanmamız geçen senekine göre daha sabırlı atak yapmamız ve savunmaya daha çok konsantre olmamızla alakalıydı. Geçen senekine göre ekstra organizasyonlar görmedik, ben görmedim en azından.

Bir diğer olay, yaratıcı oyuncu opsiyonu, Fernandes'in ayağına bakarsan Fernandes'i kitledikleri anda oyunun da kitleniyor. Geçen sene çıkışa geçtiğimiz maç olan içerdeki Trabzon maçının ikinci yarısında Ozzy'nin kendini kabul ettirmesi ile Oğuzhan ve Fernandes'in beraber oyununda rakip kime dikkat etse diğeri boşta kaldı ve takımı oynattı. Oğuzhan'ın sakatlanması bizim için GS maçı öncesi büyük handikap oldu, Samet de Fernandes'i marke ettirip takımı kitledi.

Şu şey ikilemi bizim sıkıntımız: Eğer iki oyuncuyu birden oynatırsan (Fernandes+Ozzy) göbeğin yumuşuyor, rakip senin kalene daha rahat gidiyor. Ama sen de karşı kaleye daha rahat gidiyorsun. Yani Veli ve Hutchinson'dan birini Ozzy ile değiştirebilsen ve Fernandes ile aynı anda oynasalar çok daha etkin bir Beşiktaş izleyeceğiz ama buna karşılık da çok daha kırılgan bir Beşiktaş izleyeceğiz.

Bence teknik ekibin takımın yaratıcılığını düşürmeden sağlamlığını koruma ya da sağlamlığını düşürmeden yaratıcılığını arttırma olayına eğilmesi lazım. Bu Escude yerine daha cevval, daha atak bi stoperle mi olur, Fernandes Veli'nin yerine geçip mücadele seviyesini mi arttırır, Almeida yerine topun her an arkasına geçen bir forvet monte etmekle mi olur bilmem. Problem hücum edememekte olmayacak bu sene de, hücum edelim derken bu maçta olduğu gibi serseri toplarla gol yemekte olacak gibi duruyor.

theotheo dedi ki...

@deniz

gs maçında veli ile atiba oynadığı 2 gol yedik 3.4 tane de yüzde yüz gol pozisyonu verdik. hiç kırılgan değildik dimi?

yani siz futbolu bir tahta ve üzerindekiler olarak düşündüğünüz için sanki daha çok savunma ağırlıklı oyuncu oynatmakla takımın sertliğini arttıracağınızı sanıyorsunuz.

bu da futbolla uzaktan yakından alakanız yok demek. futbolda günümüzde bu seviyede ortasaha oyuncusu olabilmek için. en önemli şart. topu 5 metre yanındaki arkadaşına doğru hızda, ağırlıkta ve zamanda vermek zorundasın. eğer bunları yapamıyosan. sen beşiktaşın ortasahasında oynayamazsın bu kadar net bu kadar açık. istersen 100 km koş maçta. işe yaramaz. bu sebeple veli ve atiba gibi doğru pası atamayan oyuncuların hiçbiri ne suretle olursa olsun beşiktaşın ortasahasının göbeğinde oynayamazlar bu kadar açık.

bak rakibinin ortasahasında melo 30 metre kesme topla burağı karşı karşıya bırakıyo. neden o kadar para ödüyolar. işte bu yüzden. atiba 1 alır melo 3.5 alır. sebebinin ne olduğunu iyi anlayın.

beşiktaş kadro planlaması konusunda baltayı yine taşa vurmuştur. bu sene beşiktaşın transferlere taahhüt ettiği toplam para 100 milyon tlnin üzerindedir. hiç öyle bruma kadar falan değildir.

elinde bu kadar kaynak olan bir beşiktaşın bu denli sıradan oyuncuya para dökmesinin akıl mantık ile bağdaşır bi tarafı yoktur. bu nettir.

iskelet çok önemli futbolda. sen defansın göbeği ile ortasahanın göbeğini öyle 2 adama bırakıyosun ki. burada başarılı olmanın imkanı yok.

bu sene beşiktaşı bekleyen en büyük tehlike ilk 3 e girememektir. bunu başaramadığı taktirde bu yönetimin artık vadesi dolmuştur. beşiktaşın bu marka ve potansiyeline yakışır tarzda transferler yapması gerekmektedir.

yoksa beşiktaş zaten uzaklaştığı büyük titrinden gitgide, ortasınıf titrine doğru yaklaşmaktadır.

Deniz dedi ki...

@theo,

gs maçında senin uğruna ölüp bittiğin melosu, selçuk'u, hepsi kadrodaydı, 1 tane attık, 3 ya da 4 tane yüzdeyüz gol pozisyonuna girdik. Senin sakat mantığınla Galatasaray'ın harcadığı para da yetmez, 3 katı kadar para harcamak lazım.

Bi kere yazdıklarımı ters okumuşsun. Ben Veli ile Atiba aynı anda oynamak zorunda demiyorum. Oğuzhan ile Fernandes'in aynı anda oynayıp, buna karşılık orta sahanın kırılganlaşmadığı bir taktik geliştirmemiz gerek diyorum.

İşi dönüp dolaştırıp paraya vurmaya devam ettiğin sürece anlaşamıcaz seninle. Bir de dönüp dolaşıp temcit pilavı gibi 100 milyon lira taahhüt altına girdik, Bruma kadar maliyeti yok deyip durma. Bruma'nın bonservisi 10 milyon euro. Bizim aldığımız adamların bonservisinin toplamı 10.6 milyon euro. Ödemediğin para daha senin giderin değil. Burada o paraya tüm transferleri yaptık derken neyin kastedildiğini çok iyi biliyorsun.

mehmetozy dedi ki...

sezon başında yedek kulubesinin zenginliğinden bahsettik, bakıyoruz yine giren necip,pektemek ben ne anladım bu işten arkadaş. olcay/kerim veli/muhammed ve hatta tolga/cenk düşünülemez mi ? sezer ömer bi şekilde süre alamaz mı.
bence önümüzdeki maç biliç hakkında fikir edinmemiz açısından çok önemli olacak.

Beşiktaş'ı ilk 4 haftada etki kılan off the ball daki oyun istatistiği idi.

Oyuncular hiç bir şekilde statik oynamıyorlardı sürekli hareket halindelerdi.

Topla oynama olsun , Almeida ile savunma arasındaki mesafe olsun , oyunun sürekli Motta üzerinden başlaması olsun , toplam pas sayısı olsun hemen hemen bütün istatistiklerin Bursaspor maçı ile aynı olduğunu matchstudy'den rahatlıkla görebilirsiniz.

Farklı olan şey koşuydu.116 ile rekr kıran beşiktaş , bu maçta 103 km koştu.sadece 2 oyuncusu 10 km'yi geçebildi.

Yine özgüven kırılması var motivasyonsuzluk var.Takımda bizi şampiyon yapmazlar havası mı geldi nedir anlamıyorum.

Bir de şu Fernandes-Amc saçmalığından neden vazgeçemiyoruz bir türlü anlamıyorum.Bu adam 20 metre geride oynayınca daha az mı asist yapacak duran toptan . Ceza sahası ve çevresinde etkisi işte.Geriden istikrarlı biçimde top taşımıyor.Topu ileri götüremiyoruz adam da kullanamıyor.Halbu ki topu götürüp servis eden adam olması lazım.

İlla Amc lazımsa koy Sezer'i hatta henüz sahayı dolduramıyor olsa da koy Muhammed'i.

senelerin mc-dmc oyuncusundan Alex yaratmaya çalışıyoruz iki senedir.

Adamlar Dembele'den dmc yaratıyor biz eldekinin içine ediyoruz.

Fernandes ortalama bir amc'den fazlasını yapmıyor o bölgede resmen ziyan ediliyor.

4-3-3'e dönelin Veli ball winnig olsun geride Atiba olsun box to box Ferdi olsun.Hem veli'nin pas hatalarına kademe yardımı gelir hem geçen sene sık sık yaptığı ön alan şok baskısı ile kazandığı toplardan asist çıkarma işini yapar.atiba zaten çok etkili olmadığı hücuma sürekli koşup 60 metrede oynamak zorunnda kalmaz , hem de Fernandes'in oyuna giremeyip rakip dmc'den sopa yemesini engellersin.

Yani Biliç neysede Önder Özen'in bu konuda uyarı yapmaması anormal geliyor bana.Oyuncu gözü dediği şeye bakacaksak bu adamdan amc olmayacağını görmek için daha kaç maçı sefil edeceğiz bilmiyorum.

Ferdi orta çizgiye ne kadar yakın oynarsa o kadar rahat ediyor takım.

Takım ümit vaad ediyor ama seneye en az 3 tane kaliteli yabancı almak lazım.

Hatta bence Ramon'un tutulması ciddi şekilde düşünülmeli.

Yorum Gönder

Ara