.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

16 Temmuz 2013 Salı

Tarihin Neresindeyiz -2

Yıldırım Demirören son kez başkanlığa seçildiğinde yukarıda bulunan Ekşi Beşiktaş logosunu ters çevirme kararı almıştık. Görevi bırakana kadar da o şekilde kaldı. Görevden ayrılınca logo eski haline çevirmiştik, zor günler geri kaldı diye...


Demirören ayrıldı ayrılmasına ama bıraktığı enkazı kaldırabilen olmadı. Hatta her gün derinleşti. Önce onun yönetim tarzının ürünü olan yönetici ve teknik direktör profili, gittiler bir kupa maçından önce -ister transfer usulsüzlüğüne, ister şikeye sokabileceğiniz- gayri nizami işler içine girdiler. Sonra, giderayak yalan beyandan Avrupa kupalarına katılmamıza mani oldu. Daha kulübü içine soktuğu borç batağına da gelemedik...

Kulübün itibarı neredeyse iki paralık oldu. Siz ne derseniz diyin, tarihte şike olarak anılacak bir olayın öznesi olduk. Ne acı, bugünkü halin başrol oyuncularından biri, daha geçen ay neredeyse kulüp başkanlığına seçiliyordu. Delegelerin vizyonu yetmedi de, seçemediler.

İşin kötüsü, hadi olan oldu, artık önümüze bakalım denecek durumda da değiliz. Uefa'dan gelen cezaların içeride de karşılıkları olacak. En basiti, IBB'nin tazminat hakkı doğuyor. Kupa iadesi, oradan kaynaklanan tazminatlar, o yıl hak edilmeden gidilmiş Avrupa kupası, oradan kaynaklanan tazminatlar...

Şimdi hepsini geri döner, sorarlar hesabını. Kaldı ki, ceza veriyor iseler, sormak zorundalar...

Diğer yandan, stadyum yok. 2 senede ancak biter deniyor. Istanbul United hareketiyle başlayan süreç, goygoyla sona erdi; Fanatizm yine herkesi esir aldı. Fenerbahçe - Galatasaray olmaz dediler, döndük Kasımpaşa'ya, şimdi de onlar olmaz diyorlar. Zeytinburnu stadı falan konuşuluyor, orada da kesin Beşiktaş'a hayır diyecek bir takım oynuyordur. Olimpiyat stadı da İstanbul'a olimpiyatlar kadar uzak olunca...

Beşiktaş tarihin en kötü dönemlerini mi geçiriyor, bilmiyorum. Lakin şunu biliyorum, bana da çok kızmayın ama biraz hak edildi bu. Yıldırım Demirören'in ilk seçildiği seçimleri hatırlayın. Bana göre en büyük hata o gün yapıldı. Delege yapısı falan demeyin, o gün tribünden de Demirören çıkıyordu. Bjk Tv, Okan Buruk gibi vaatleriyle...  Demirören'den o gün de, bugünkü gibi nefret edenler, o seçim sürecini, hangi adayın ne vaad ettiğini dün gibi hatırlarlar, kendimden biliyorum.

Mesele, ders almaktır esasında. 1 ay önceki seçimleri gözünüzün önüne getirin. 8-10 senenin sonunda alınan dersleri görebiliyor musunuz? Ben göremiyorum, göremedim. Görsem, diyeceğim ki Beşiktaş doğru yolda. Belki tünelin sonundaki ışığı göremiyoruz ama en azından ters yönde gitmiyoruz... Lakin ondan bile emin değilim artık.

Büyük vebali var bu işin. Bugün doğmuş Beşiktaş'lı bebekler var. Biz o bebeklere, hangi Beşiktaş'ı bırakabileceğimizi tahmin edemiyoruz. Benim çocuğum Beşiktaş'lı mı olacak, ben emin değilim.

Dilerim herkesin kendi özeleştirisini samimiyetle yapabileceği bir ortama doğru ilerleriz. Dilerim, kulüp dinamikleri daha çağdaş, daha ilerici zihniyetler tarafından yönlendirilir. Dilerim hemen yarından itibaren kulüpten ihraçlarla başlayan, bir dizi hesap sorma süreci izlenir. Fikret Orman'dan, Yıldırım Demirören'e hesap sormadığı için hesap soracak, "şike" suçlularıyla falan değil... Topyekün, isim-cisim ayırt etmeksizin...

Bence;

Bu daha başlangıç,
mücadeleye devam...

Peki sizce Beşiktaş tarihinin neresindeyiz?


22 Yorum:

gökhan dedi ki...

kongreye bakıp ders alınmış-alınmamış çıkarımı yapmak bence doğru değil. oradaki ortam acayip yozlaşmış durumda. camiaya hakim olan hemen herkes yd seçime girseydi rahat kazanır diyordu. zaten 3 sene önce gördük gücünü. bu 1 günde değişmez. eğer bir çıkarım yapılacaksa 3 sene sonraki seçimde yapılmalı. yeni gelen üyelerle de bir zihniyet değişimi olmazsa gerçekten umudu kesebiliriz.

Alper dedi ki...

bence tarihin tam dibindeyiz. şimdi ayakları yere basıp zıplamamız lazım. başarırız inşallah. o değil de ne çektik şu belediyeden arkadaş.

Deniz dedi ki...

Aynen, şimdilik yeni 4000 üye (son seçimde oy kullanan 6000 üyeyi göz önüne alırsak önemli rakam) de bir fark yaratamaz ise o zaman sıkıntı çıkar.

Bu arada yeri değil belki ama, İbrahim Altınsay'ın son mali genel kurulda yapmış olduğu konuşma ile de benim kendisine olan inancım baya sarsıldı. Popülizm onun da başvurduğu bir silahmış onu gördüm. Yani hep bu yeni gelen üyelerle daha demokratik bir seçim olacak ve altınsay gelebilecek diyodum ama şu an o kadar iyimser değilim altınsay geldiğinde olabileceklerden.

Mete dedi ki...

@Deniz
Ben son mali genel kurulda I.Altinsay'in yaptigi konusmada populizm izlerini hatirlayamadim. Orada tek hatirladigim konusma; Baskan'in en basindan beri uyelik aidatlarinin yukseltilmesi konusundaki tavrinin ne oldugunu acikca soylemesi gerektigini kaba tabirle ifade ediyorum kivirtmadan neyi savunuyorsa onun arkasinda mertce durmasi konusunda elestirel bence de hakli bir konusma yapmisti. Hakli diyorum cunku dikkatle takip edenler baskanin aidatlarin artirilmasi tarafinda oldugunu bilirler.
Samimi olarak soruyorum ve populist ne gibi konusma yaptigini bilmek ve ogrenmek isterim. Ben hatirlayamadim cunku.




Deniz dedi ki...

Giriş aidatı kaldırılsın, yıllık aidat 500 TL olsun, kulübe 100bin üye gelsin, al sana yılda 50 milyon tl, finansman yaratıcam diye kimsenin de peşinde koşmazsın böylece dediğinde popülizm yapmış oluyor. Çünkü rasyonel değil, çünkü gerçekçi değil, çünkü içinde bakkal hesabı var. Bu kulübe üyelik 1200 lirayken ve yıllık aidat 120 lira iken 4bin kişi üye olunca 500 tl her sene vereceksin dediğinde 100bin üye gelmesini bekliyosan sadece orada "kimsenin parasına muhtaç değiliz kendimiz bu işi çözeriz" popülizmini yapmış oluyosun. Yarın herkes 100 lira verse borçları bitiririz de diyebilir bu kafayla.

Fikret ORman , eski yeni bütün üyelerin oy kullandığı sandıklardan ezici üstünlükle çıkmasaydı ben de bir acaba derdim sanırım.

Şu an ortadayım.Hala YD'nin ne kadar etkili olduğundan emin değilim ama %50'yi zor tutuyor olabilir.

Bu arada stadın 1 sene olayı nereden çıktı anlamıyorum.Tam kapasiteyle yıkıma başlandığında 15 haziran civarıydı.Bu da en hafif tabirle 14 ay yapıyor zaten.

Yapım şeklinden anladığımız kadarıyla çok sayıda taşeron çalışacak.Şöyle diyeyim , betoncu gelecek 1.katı dökecek , duvarcı gelecek 1. katın duvarlarını yapmaya başlayacak , sonra bunlar 2. kata çıkınca tesistaçısı ıvırı kıvırı 1. kata girecek şeklinde.

Bu tarz inşaatı ,yurtdışında veya uzak şantiyelerde çok sayıda veya büyük bina yapan büyük firmalar para ve zaman kaybı olmaması için yaparlar.İyi bir yöntem değildir çok fazla yap-boz olur süreçten ötürü.

Kısaca bu stadı 14 ayda yapmak mümkündür yeter ki sen paradan haber ver.

Bu arada unutmayalım dava mava derken bu İsmail Cevahir denen adam hakkında da herhangi bir yaptırım gelmiş değil ...

YSY dedi ki...

Stad bizim için çok önemli. Biran önce bitmesi lazım. Bizi ayağa kaldıracak en önemli proje şuan. Bu sene uefa'dan ceza almayıp avrupaya gidebilsek dahi çok fazla birşey yapabileceğimizi sanmıyordum. Bu arada galiba tekrar olimpiyat stadına karar verilmiş.

Tuğrul Yenidoğan terfi etmiş.

Walla tam oluyor diyorum , birşeyler düzeliyor diyorum yine aynı tas aynı hamam.

Bu adamın olayı nedir biri bana anlatsın lütfen.

Leş ötesi bir yayın anlayışına sahip BJK Tv'deki Real Madrid sevimsizliğini unutmuş değiliz.

Fikret Orman'ın seçimden sonra çok fazla rahatladığını düşünüyorum ben.

Basketbol takımını umursamazlık , Cevahir mevzusunu umursamazlık , pek çok farklı kaynaktan gelen UEFA'da kötü savunma , Tuğrul Yenidoğan'ın terfisi , gelecek sezon için hergün başka stada karar verilmesi , Önder Özen'e verdiği yetkilerin bazı yöneticiler tarafından suistimaline ses çıkarmaması vsvs ...

Futbol takımı da kötü giderse 3. seneyi görmesi imkansız ki kötü gitmesi için elinden geleni yapıyor.

kapgan dedi ki...

cahilliğimi bağışlayın cevahir olayı nedir?

İsmail Cevahir , Gezi Olayları sırasında İnönü'ye kimseye sormadan Tayyip pankartı asmıştı.

Densiz bir arkadaş.

Sen napıyon birader diyen olmadığı gibi pankartın toplanması dışında bir yaptırım olmadı.

Unknown dedi ki...

aynen devam, daha önce bonservisini bedava verdiğimiz serdar Kurtuluş'u 1,5 milyon bonservis + Hasan Türk karşılığında almışız. gelecek 5 yıl içinde iki transferimiz belli oldu gibi: Orhan Gülle + Hasan Türk.. yazık, gerçekten yazık.. Verecek başka adam mı yoktu Hasan Türk'ü veriyoruz..??

Darkpain dedi ki...

Arkadaş bu ne hiddet ? Transfer açıklandı mı ? Hayır. Şartları netleşti mi ? Hayır. Benim sağdan soldan okuduğuma göre Hasan Türk kiralık olarak verilmiş. Ömer Arslan'ın kiralık olarak Antalyaspor'a verilmesinden sonra bence Hasan Türk'ün de Gaziantep'e kiralık verilmesi oldukça mantıklı bir harekettir. Kendisinin oynadığı mevkide Necip, Veli oynamakta ve üstüne bir yabancı transferi beklenmektedir. Kadroya bile girmesinin beklenmediği bir sezonda kiralık olarak kalburüstü bir takıma gönderilmesi, tüm sezon oynayacağı garanti olmasa bile +15 maç gibi bir oynama oranına ulaşırsa gayet iyidir.

dominic molise dedi ki...

selam.

mehmet topal (gosterissiz ama cok etkili) veya ozellikle zokora'nin (karakteri problemli sanirim ama olsun) besiktasín tam da ihtiyaci oldugu futbolcular olduklarini dusunuyorum.
ikisini de kulupleri elden cikarmak istiyor.
ne dersiniz? mesela bir veli veya holosko-zokora takasi bence fena olmaz.
ya da 2 milyon euroya mehmet topal.

hi?

ayrica serdar kurtulus sag bek icin bence yeterli degil, yedek olarak is gorur ama ilk 11 oyuncusu olamaz.

sag beke de holosko arti 1 milyon civari sener'i alsak? ya da yabanci bir sag bek, srna gibi.

hi hi?
takimda yabanci futbolcu yok yahu zaten; yabanci sinirini 2 mi saniyor bu yonetim?
escude, holosko, almeida, dentinho arti4 bile olmasinlar mumkunse. bence o kontenjan tamamen genc yabancilara harcansin.

ne dersiniz? yorum yapin .o((((((



Unknown dedi ki...

darkpain benimde istediğim bu (Hasan'ın kiralık olarak gelişebielceği devamı oynayabileceği bir takımda olması, mesela Rize, Antalya gibi) ama lüzumsuz b.uygun çıkıp açıklama yaptı, ayrıntıyı altta gönderiyorum, Serdar'a karşılık Beşiktaştan 1,5 milyon Euro ve Hasan Türk'ü aldık diye. aldık kelimesini özellikle kullandığını düşünüyorum, öbür türlü olsa kiraladık derdi.. yönetime güvenim iyiden iyiye sarsılmış durumda, fenerle aynı kefeye konduk, adamların ayan beyan yaptıkları ortadayken, ortada doğru düzgün bir kanıtı olmayan olaydan dolayı aynı kefeye konduk yahu.. basketbol şubesinde geçen seneden beri yaşanan tutarsızlıklar, keza futbol takımındaki gözle görülür su götürmez yanlışlar (bu yönetimde kulübün milyonlarca eurosunu sokağa atmıştır, lafı hiç gevelemeyelim), stat konusundaki belirsizlikler.. neresinden bakarsak bakalım başarısız bir tablo var karşımızda.

Unknown dedi ki...

http://tr.eurosport.com/futbol/super-lig/2012-2013/super-lig-bulent-uygun-serdar-kurtulus-besiktas-ta_sto3846836/story.shtml

Darkpain dedi ki...

KAP'a bildirilsin, ayrıntılar ortaya çıksın o zaman anlarız olay nedir ne değildir.Bülent Uygun Allah 1 dese inanmam öyle diyim sana. Ki dediğin gibi Hasan Türk bonservisi ile verilmiş olsaydı SerdalAdalı1903 sitesi çoktan karalama kampanyası başlatmıştı. O yüzden bekleyelim ve görelim ama sağdan soldan duyulanla fevri davranmaya gerek yok.

EC dedi ki...

Nedir bu BJK nin Haber1903 sitesinden cektigi..! Herkes orada Fikret Ormani kotulemek ile mesgul! Adali secilseydi, Ankara hukumeti gibi sikeyle adi karismis Yildirim Demiroren in TFF ye atanmasi gibi, BJK de Adali yi atayacakti ve daha da kotu imaj olacakti!

Olan biten tum pislikler BJK ye Yildirim Demiroren ve emir kullari zamaninda yapilmis iken onlar hala Fikret Orman sikeyi yapmis gibi disariya algilatma cabasindalar! Yazik.. Akil var mantik var.. Ne bicim BJK lisiniz siz?

ECO Skopje Macedonia

Unknown dedi ki...

kulübü satış operasyonlarımız da başlamıştır..

http://www.cnbce.com/yasam-ve-teknoloji/spor/besiktas-hisse-satiyor

satacak bir şey bulamayınca ne satacağız acaba??

dominic molise dedi ki...

aklima bisey takildi;

simdi fener ve bjk gidiyor ya uefa'ya, diyelim ki fener'e ceza geldi, besiktas'a gelmedi. uefa avrupa liginde yoluna devam ediyor, ya da on elemede elendi.
benim anlamadigim su; besiktas 3. olduguna gore, fener ceza alirsa neden bursa devam ediyor ki onlarin yerine?

@dominic

o durumda uefa değişik işler yapabiliyor.

fener'in elediği takımı da alabilir , affedilirse bjk'yı affedilmesse bursa'yı da alabilir.

elenen takımı alması daha mantıklı geliyor.

zira birincil durumda hak edip mağdur olan onlar oluyor.

Unknown dedi ki...

Tolga'nın annesine olan bağlılığı malumunuz (ki normal olan da bu), annesinin tedavisi istanbulda devam ettiği için yanında olmak istiyor ki burada da sorun yok ancak böyle bir psikolojik travma yada depresyon yaşamaya meyilli (yanlış anlaşılmasın az buçuk karakterini takip ettiğimizden anlayabiliyoruz artık, 11 senedir trabzonda yaşıyorum) yaşayan bir futbolcunun bu kadar peşinde koşmak ne derece doğrudur? yani adam gelip İstanbul'da yaşamaya başladı ve ailevi rahatsızlık durumu stabil devam etti diyelim, böyle bir psikoloji içinde ben kendimi futbola veremezdim, Tolga'nın nasıl vermesini bekleyeceğiz? ciddi kaygılarım var bu konuda..

Yorum Gönder

Ara