.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

22 Temmuz 2013 Pazartesi

Maç Raporu: Beşiktaş - Schalke 04



En iyi üç: Cenk Gönen, Pedro Franco, Manuel Fernandes ( Tomas Sivok da Fernandes'e yakın puan aldı. ) 

En kötü üç:  Hugo Almeida, Ersan Gülüm, Tanju Kayhan

Değerlendirme: Slaven Bilic geldiği ilk gün , takımın savunma sıkıntısına değinmişti. Bilic'in bu problemin çözümüne dair yaptığı çalışmalar yavaş yavaş meyvesine vermeye başladı. Diğer maçlarda olduğu gibi Schalke maçında da  ''sıkıcı'' bir görüntü sergilenmesinin çeşitli sebepleri olabilir. Teknik ekibe göre, takım savunması şu an için hücum etkinliğinden daha önemli. Bilic, geçen sezon yeterince gol atmış , gol bulma konusunda hemen hemen hiç sıkıntı yaşamamış takımın hücum potansiyelinin farkında gibi görünüyor. Hatlar arası metrelerce boşluk olmayan, birlikte geri dönüp birlikte ileri çıkan bir takım olma yolunda doğru sinyaller verildi. Tabi bu noktada, kenar beklerimizin hala takımın en zayıf yönü olduğunu görmezden gelmemek gerek. Ersan'dan bir Corluka yaratmak eğer Bilic'în İsmail dönene kadar kafasındaki kurguysa epey sıkıntılı günler bizi bekliyor.

Notlar:

Slaven Bilic: 6.8 - Hala deneme sürecinde olsa da, takımın ideale yakın 11'ini bu maçta pek fazla bozmadı. Yüksek puan almasının sebebi, takımın hep birlikte savunma yapmasını öğrenmeye başlaması olabilir. ''Birbirine yakın hatlar'' olarak tanımladığı  futbol felsefesini oturtabilmesi için epey uğraş vermesi gerekecek. İlk 3 sınavı, takım savunması anlamında sevindiriciydi. Hücum anlamında da potansiyelimizin açığa çıkmasıyla birlikte,  daha da yüksek not alacaktır.


Cenk Gönen: 7.4 - Villareal maçındaki performansını unutamamıştık. Ne tesadüf ki , yine bir hazırlık maçında  kusursuza yakın görüntü çizdi. 'Sambade etkisi'' diyerek iyimser olabiliriz. Fakat geçtiğimiz sezonlarda kalbimizi çok kırdığı için Cenk konusunda iyimser olmak biraz zor. Önyargıyı kırabilmesı için Schalke karşısındaki istekli ve konsantre oyununu tüm sezona yayması gerek.

Tanju Kayhan: 5.5 - İdeal 11 oyuncusu diyebilmek zor ancak yedek kulübesinde sağ ve sol bek için yerli bir alternatif olarak Tanju Kayhan'ın olması kimseyi rahatsız etmemeli. Dünkü performansı vasattı. En kötü 3 listesine girecek bir oyun oynaması kendisi açısından da hayalkırıklığı olmalı. Serdar Kurtuluş henüz kampa katılmamışken kendisini kanıtlayabilirdi. Şimdilik ışık yok.

Tomas Sivok: 6.7 - Toraman ve Fernandes ile birlikte yeni sezon kaptanımız. Yine takımın en iyilerindendi. Takım sahada alan değiştirirken savunma hattını ofansa yakın tutan isim. Arkadaşlarını öne çıkarması, geri çağırması defansif lider olduğunu gösterdi. Muhtemelen yine tüm sezonun bankosu olacak. 

Julien Escude: 5.7 - Sivok ve Franco sonrası rahatlıkla takımın 3 numaralı stoperi olabilecek kabiliyette. Hatasız oynadı. Riske girmedi. Stoperde onu izlediğimizde, her an bomba patlayabilir hissi yaşamayacağız gibi görünüyor.

Ersan Gülüm: 5.1 - İyi niyetli olması ve mücadelesiyle belli bir kredi topladı ancak sol bekteki performansı şimdilik hiç iç açıcı değil. Bölgesini kabullenememiş bir görüntü çizdi. Sahadaki karar mekanizması hala stoper mantığı üzerinden işliyor. Bu da ileri -geri çalışması gereken ideal bir sol bek için ciddi handikap. Kendisinin de bu pozisyondan memnun olmadığını düşünüyorum. Sol bekteki ham görüntüsü, orda düşünülmesi gereken yamanın Ersan olmadığını gösteriyor.

Veli Kavlak: 5.6 - Geçen sezon, tüm yükü omuzlarına verdiğimiz Veli'nin yeni sezonda daha rahat maçlar çıkaracağını düşünüyorum. Schalke maçındaki takım savunması, Veli'nin hücum opsiyonlarından da faydalanabileceğimizi gösterdi. Takımın her açığını kapatması gereken hizmetçi oyuncu değil, takım oyununun bir parçasıydı.

Oğuzhan Özyakup: 6.0 - Yediğimiz goldeki tüm pay kendisinde olsa da, günün iyilerindendi. Sadece altyapısıyla bile fark yarattı.

Manuel Fernandes: 6.7 - Günün en iyilerindendi. Almeida ile pek uyumlu bir görüntü çizmedi ancak top çıkarmada Oğuzhan ve Olcay gibi isimlerle çizdiği üçgenler takımı ileriye atmak adına çok önemliydi. Serbest oyuncu görünümündeydi ancak yine geriden top almakla çok uğraştı.

Gökhan Töre: 5.5  -  İlk iki maça nazaran çok daha iyi bir görüntü çizdi. Şut çeken, adam eksilten, arkadaşlarını pozisyona sokan özelliklerini yeni yeni görmeye başlıyoruz. Almeida müsait pozisyonda topu yine dışarı atmamış olsa, Gökhan'ın hanesine güzel bir asist asmış olacaktık. Onun ötesinde hala takıma alışabilmiş değil. Oğuzhan - Olcay- Fernandes oyunlarının çok dışında kaldı. İlerleyen dilimde bu üçlüye katılırsa oyun hakimiyeti anlamında da katkı verecektir.

Olcay Şahan: 6.0 - Net iki pozisyonu değerlendiremedi ancak yine takımın en diri gözükenlerindendi. Bu kadar çok pozisyona girebilmesi tesadüf değil. Yeni sezonda da 10 ve üzeri gol atacağına kesin gözüyle bakabiliriz.

Hugo Almeida: 4.4 - Kendisi oyundan alındıktan 5 saniye sonra golün gelmesi günün ironisiydi. Olcay'a attığı uzun top haricinde vasat kaldı. Asıl yapması gereken işi yapamamaya devam ediyor. Gökhan Töre'nin net ortasını kısa mesafeden dışarı vurarak yine hayalkırıklığı yaşattı. Günün en kötülerinden olması önyargının da ötesinde kendi başarısızlığı.

Pedro Franco: 7.3 - Millionarios görüntülerini izlediğimizde, rakibine çok yakın oynayan ve ayağı iyi bir stoper görünümündeydi. Günden güne takıma alışıyor. Arka direkte kendisini unutturup attığı gol kendisi ve güvenenleri için çok büyük moraldi. Yedekten girmesine rağmen aldığı yüksek puan, kendisine ne kadar güvenildiğini gösteriyor. 


Muhammed Demirci: 5.9 - Senelerdir konuşulmasına sebep olan yeteneği, hala modern futbola kanalize edilebilmiş değil. Çoğu futbolcunun yapamadığı işleri kolaylıkla yapabiliyor ancak ne zaman çalım atması gerektiğini, ne zaman şut çekmesi gerektiğini ne zaman pas vermesi gerektiğini bilmiyor. Benzer teknik konularda hala bir gelişme gösterebilmiş değil. Kendisini bir hücum silahı olarak görebilmemiz için önemli problemlerimizi hallettikten sonra üzerine düşmemiz gerekecek. Bilic'in bu konuda ne kadar vakti olacak bilemiyoruz.


Mustafa Pektemek: 5.8- Etkili değildi. Yeteneklerini kullanabilmesi için Almeida konusunun tam olarak çözülmesi gerekiyor. Aynı zamanda Almeida'nın malum maaşı yüzünden yedek bırakılamayacak oyuncu görüntüsünde olması, Pektemek için ciddi bir handikap olabilir.

9 Yorum:

Beşiktaş kulübün bulunduğu konum ile alakalı olarak aslında hiç yaşamaması gereken bir karar anını 1 sene gecikmeli olarak yaşıyormuş gibi geliyor bana.

Bazı hamleler günü kurtarmak için bazı hamleler iskeleti sağlamlaştırmak için.

Önder Özen de belirtmişti bunu.

Beşiktaş'ı Türk oyuncu iskeletine bakıyorum (kiralıklar , yeteneksizler ve yaşlıları ayırıyorum ):

Olcay , Oğuzhan , Ersan , Veli , Ömer , Mustafa , Sezer , Cenk , Serdar , Necip , İsmail

Çoğunluğu milli takıma rotasyon parçası olabilecek çapta oyuncular.

Beşiktaş'ın mevcut durumda kaliteyi arttırabilmesi gerçekten çok ama çok zor zira bütün iyi yerliler rakiplerinde oynuyor.

Bu durumda Beşiktaş'ın kalite olarak eksik ama rakiplerine oranla rotasyon olarak daha geniş bir yerli kadrosu var.

Bu bağlamda yapılması gereken bu muydu merak ediyorum.

Gökhan Süzen'i , Mehmet Akgün'ü hala kadronun bir parçası olarak tutacak ve seviyeyi arttırmayacak isek neden rotasyonu kuvvetlendirmeye çalışıyoruz ?

KAlitemiz yetersizken rotasyonumuzun iyi olması uzun maratonda bir risk alma yöntemi mi ?

Daha öncede söylemiştim , Beşiktaş'ın bütün yerlerine 1-2 m € aralığında adamlar alması yerine 3 bölgesine olabilecek en iyi adamları alması elzemdi.

Alper Potuk mesela.16m € bonservis bütçen varsa bu adamı alacaksın abi.Ülke içerisinde bu adama yakın performansta kaç tane oyuncu var ki ? Sefa'yı da istedi BJK mesela ki romantik kardeşlerimizin bayıldığı bir adamdır ama Sefa'ya bu parayı vermek risktir , Alper ise değil.

3 sene önce Selçuk İnan'a değil , Guti'ye , Quaresma'ya verdiğimiz paralar elde patlamadı mı ?

Evet Beşiktaş'ın Gökhan Töre'ye de , Sezer Öztürk'e de hatta ve hatta Pedro Franco'ya da ihtiyacı var ama bunlar bu sene Beşiktaş'ı yarışa sokacak , itibarını kurtaracak adamlar değil abi.

Beşiktaş için şu an Rotasyon>Kalite gibi bir durum ortaya çıkıyor.

Bu beni rahatsız ediyor açıkçası.

Serdar Aziz gibi , Sefa Yılmaz gibi ,Veysel Sarı gibi şişirme adamları almamak bir yana Alper Potuk gibi bir adamı almamak bir yana. Bu kadar basit bu iş.

Bir yandan diyorum bu iş FM'ye benzemez , admaın yaşam tarzına bakmak lazım , yeni bir ülkeye uyumuna bakmak lazım , antrenman durumuna , disiplinine bakmak lazım diye sonra bakıyorsun ön libero Veli , sağ bek Holosko lige girmeye kalkıyoruz.

Transfer bir bitsin heleciler kısmı var ki ben de onlardan biriyim , zaten hem kadro hem sistem hem teknik olarak rakiplerinden geriyken ilk 11'e transfer yapmak için ağustos ayını bekleyemssin .

Geçen sene basketbol takımının bütçesi muallaktı , Abdullah çıkıyor 5 m dolar diyor , başkan çıkıyor 5 milyon tl diyor , Erman Kunter başka söylüyordu.Bu sene aynı durum futbolda var.Şu 16m € bonservis gerçek mi değil mi ?

Gerçekse niye 1-2m €'ya 8 tane adam alarak kullanmayı tercih ediyoruz ...


cakmaktas dedi ki...

postla pek alakasi yok ama bilmem fikret orman in son aciklamalarini okudunuz mu, yuregime serpilen soguk su etkisi yapti."ronaldinho gundemimizde yok. olsa yildirim demiroren zihniyeti olurdu" mealinde bir aciklama.son siralar haber1903 basta olmak uzere fotomacin internet tezahuru butun internet siteleri ronaldinho bitti fln diyorlardi, ben de baya bir tirsmistim.su durumda butce goz ardi edilmesi kosulu ile bir tane cok iyi on libero lazim, bu konuda 5-6 milyon verseler uzulmem.tabi bir dane de sol bek o da mumkunse yabanci olsa. bu bu durumda def.3 yabanci orta saha 2 yabanci(ferdi+yeni kaliteli onlibero) bir de yabanci forvet.bu ister saban almeida ister o satilir yerine yeni transfer olur hic farketmez.

Unknown dedi ki...

Gökhan Töre ilk yarıda kendi alanımızda gereksiz işler yapıp sıkıştığında Tanju'ya falan atıp iyice karıştırdı oraları. Biraz daha ciddi temiz hızlı oynamayı hocanın hatırlatması gerek, bizim sahada istediğin artisliği yap, karşı ceza sahada gözükmediğin sürece bi cacık olmaz senden.

alper dedi ki...

Beşiktaş'tan bir cacık olmaz.Çünkü taraftarı gevşek.Sert,fanatik değil.Daha önce yazmış idim.Şu blogta bile sağ tarafta extensor denen aymazın sitesinin reklamı var.O ve onun bloğunun adını gördüğüm her an sövmekten dilim damağım şişiyor..Birde bunlara an itibariyle Tolga Zengin transferi konusunda atıp tutan Scugnizzi eklenmiştir.Abicim atın şunları bloğunuzdan vermeyin onlara link büyük takım olmaya büyük taraftar olmaya giden yolda adım atın.

Batistuta35 dedi ki...

http://s14.directupload.net/images/130722/d3mnk8gw.swf


Önder ÖzeniBiliç arasında sorun var diyenlere 3 gün konuşşsa bu kadar net bi cevap görüntü vermezdi sanırım Önder hoca.

Adsız dedi ki...

Anlamadığım konulardan biri de, sağlık ekibi İsmail'i geçen sene ameliyat ettiğinde 5-6 ay sonra döner demişti. Şimdi yeni tarih olarak en erken Kasım ayı deniyor. Sağlam dönsün de sorun değil; tabii bir de o bölgeye adam alabilirsek.

Kafamdaki 11'ler:

Tolga
Serdar-Sivok-Ersan-(Sol bek)
Muhammed-Fernandes-Franco-Oğuzhan-Olcay
(Sağlam golcü)

İyi bir defansif orta saha alırsak Franco stopere Ersan'ın yerine geçebilir. Bu durumda da diğer transferler yabancı dahi olsa (ki mevcut durumda büyük oranda ancak öyle olabilir) sayıları sınırda, yani 6 oluyor.

Tolga
Serdar-Sivok-Franco-(Sol bek)
Muhammed-Fernandes-(Defansif orta saha)-Oğuzhan-Olcay
(Sağlam golcü)

Bu son kadro hiç fena değil. Defans kaya gibi, orta saha güzel. Bir tek Muhammed yerine Töre olabilir. Fakat bence Muhammed orayı alır gibime geliyor.

Böylece İsmail'in dönüşü ve Tanju ile birlikte uzun yıllardır ilk defa her iki bekimizin yedekleri de olabilecek, stoperlerin de. Orta sahada da alternatif çok. Golcü bölgesindeyse bolluk var zaten.

Almeida ben gitmek istiyorum diye bağırıyor ve hazır taliplileri de varken iyi bir hoşçakal partisi düzenlenmeli. Escude her zaman forma giyebilir. M.Akgün, U.Boral, G.Süzen, Dentinho ve Holosko ise yetişmelerini sağlamak için sürekli kiralanabilirler :) Böylece Eneramo ile oldu 6+0+2.

Aslında geçen sezon Ordu formasıyla kiralık oynayan Fransız menşeli sol bek gurbetçi Atila Turan vardı. Gayet sağlam bir çocuk. Scarpelli'nin de çıktığı Grenoble genç takımından yetişme. Sporting B takımında gözüküyor. Alırsın ya da kiralarsın; izlediğim kadarıyla İsmail dönene kadar eldekilerden, hatta H.Balta'dan H.A.Kaldırım'dan vs daha çok iş yapacağı kesin.

Adsız dedi ki...

Kesin çözümü açıklıyorum:

Dentinho, Holosko ve Almeida'nın en güzel halleriyle hazırlanan 3'er-5'er dakikalık videolarla Lille takımına gidilecek. Lille yöneticilerinin gözleri videoları seyrettikten sonra kamaşacağı için vakit kaybetmeden önlerine bu 3 isimle Souare, Mavuba ve Kalou'nun takas edilmesini sağlayan sözleşmeler konulacak. Yannız tüm bu transfer operasyonunun 5 dakikada bitmesi lazım yoksa saksı düşebilir.

turkkant dedi ki...

Herkes pek bir seviniyor Tolga geldi diye. Muhtemelen iki, maksimum üç sezon sonra kaleci arayışına yeniden başlarız. Güçlü hedefleri olan bir Beşiktaş için bence tek seçenek vardı, Onur Kıvrak... 10 sene kale muhabbeti yapmazdık...

Bir de şunu tam anlamadım. Bu adam, Onur'un sakatlandığı o şampiyonluğa giden dönemdeki ekstra performansı dışında ne oynadığı maç sayısı bakımından ne de kaleciliği bakımında öyle müthiş işler yapmadı. Son 5 sezon süper lig istatistikleri.

08/09 7 maç
09/10 1 maç
10/11 9 maç
11/12 34 maç
12/13 5 maç

Yani Onur'un sakatlığının olduğu 11/12 sezonunu saymazsak Trabzon'da ortalama 5-6 maç oynayan 30 yaşındaki bir kaleciye 3 milyon euro bonservis verdik. Ha idare eder mi eder, ona lafım yok. Ama kaleci pozisyonunda diğer üç takımın bir gömlek altındayız. Bu da kesin.

Adsız dedi ki...

Herşey eldeki şartlara göre. GS Muslera'yı 7 milyona avroya aldı, Onur'un sözleşme fesih bedeliyse 7,5 milyon. 15 milyon ayrılan transfer bütçesinde bunu yapmak pek mümkün değil. Yönetim şu ana kadar geçen sezon sıkıntı çektiğimiz yerli yedeklere çalışarak 6 milyon harcadı. Şimdi asıl bölgeler için 9 milyon var ve az çok içimize sinecek isimlere yeterse kılı kılına yetecek. Tolga milli olmuş bir isim ve elimizdekilere göre daha iyi bir kaleci. Hepsinden önemlisi yerli. Yabancı kararından sonra GS'nin etekleri tutuşmuş vaziyette. Mevcut kadrolarına göre sakatlık vs olmazsa ligde Amrabat, Elmander ve Dany'nin oynaması neredeyse imkansız. Aynı bizim gibi sol kanattaki bek sorununu da hala çözebilmiş değiller. Fakat biz oraya yabancı bulursak oynatabiliyoruz. Şimdi bir GS'li çıkıp da aynı şeyi bek bölgesi için dese aynı hesaba çıkar ve diyorlar da. Bu şu demek: bundan sonra önüne geleni oynatma dönemi bitti. Altyapı tek çözüm.

Yorum Gönder

Ara