.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

17 Nisan 2013 Çarşamba

Boza-Şıra eğrisi

"Sezon başında bir çok zorluğa rağmen taşın altına elini koyarak göreve gelen ve halen takımımızın başarısı için yoğun çaba gösteren Teknik Direktörümüz Samet Aybaba hakkında, son dönemde acımasız eleştiriler yapılmaktadır.
Kamuoyunda, özellikle maksatlı kişiler tarafından organize edildiğini düşündüğüm ve amacını aşan bu karalama kampanyasına Beşiktaş taraftarının da dahil edilmek istendiğini üzülerek izliyorum."

Daha beş paragraf gidiyor bu, çok merak eden okusun."Maksatlı", "organize", "karalama" falan gibi alışıldık yönlendirme tırıvırılarına başburmak suretiyle Levent Erdoğan, Samet Aybaba'ya destek olmuş.

Şimdi sorulara gelelim:

1. Neden böyle bir açıklamayı Hukuk İşleri ve Eğitim Kurumları Komitesi Üyesi yapar? Onun mesuliyeti midir bu?
2. Bu kulübün bir basın sözcüsü yok mudur? Neden her önüne gelen kulüp adına konuşmaktadır?
3. Yok eğer bu açıklama kulüp adına yapılmadıysa, Levent Erdoğan'ın kişisel görüşleri ise, neden kulübün resmi sitesinden yayınlanmaktadır?
4. Sene başında yaşanan iki teknik direktörlük krizini ele alırsak, Samet Aybaba'nın göreve gelmesi konusunda lobi yapmış olduğu bilinen bir ismin bu açıklamayı yapması yakışık almakta mıdır?

Beşiktaş yönetimi, bu sene çok ciddi bir sorun olan dengesiz borçlanma ve gelir-gider hesabını, oyuncu maaşlarını az çok iyileştirdi, bu yolda da ilerlemeli, devre arasındaki harcamalar bir yol kazası olarak kalmalı. İkinci büyük sorunumuz olan nepotizm mevzusunu da halledebilirler umarım.

En azından böyle bir niyetleri vardır umarım.

2 Yorum:

Adsız dedi ki...

Beşiktaş taraftarıyım ve mevcut futbol takımı yönetimini eleştiriyorum. Bir futbol takımı yönetimi hakkında "acımasız" nasıl eleştiri yapılır bunu da anlayabilmiş değilim. Halı saha maçlarında kaleye kimse geçmek istemezken en az koşacağı belli olan ve muhtemelen en dombili/kondisyonsuz adamı zorla kaleci yaparsınız ve gol yediğinde acımasızca sallayanlar vardır ya, sanki onun gibi. Ama herkesin dabak gibi gördüğü bir performans bazlı işte acımasız eleştiri nedir yahu.

Bu acımasız işleri yapan mihrakların beni de buna dahil etmek istemeleri(!) nedeniyle üzülmekse beni ancak futbol ahmağı durumuna sokar. Yani bende göz yok nizam yok, birileri beni dürtüyor (ah o Lucifer yok mu) ve kırmızı başlıklı kız kıvamındayken kurt olarak kandırıyor. Oysa ben ne masum, ne iyi niyetli bir adamım. Safım da ha. Önüne gelen beni kandırıyor. Ne de olsa Todor Jivkov zamanının kapalı devre sisteminde gösterilmeyen maçları anca yanlı radyodan dinliyorum. Hani Zafere Kaçış filminde radyo yayını yapan Nazinin uyduruk alkış seslerini açması gibi.

Görünen o ki Beşiktaş'ın başarısını istemeyen "dış mihraklar" yine görev başında. Taraftara uyarı: tanımadığın biri sana lolipop veya elma şekeri uzatırsa düşünmeden yeme!

Gerçi dış mihrak olacağına "iç mihrak" olsun daha iyi değil mi. Beşiktaş'la kafasına göre PES/FM oynasın, yaptıklarını da kulübe borç yazsın. Ne bileyim, Sayın Erdoğan o dönemde de kulüp yönetimindeydi belki daha iyi bilebilir.

Adsız dedi ki...

Öte yandan, LE'nin yorumuyla alakasız, bir de şöyle bir olay var:

http://www.haber1903.com/Besiktas-11543-samet_aybabanin_kizina_sise_firlattilar.html

Başkan ve olayın potansiyel failleri olarak gösterilenler böyle bir şey yok diyor, potansiyel mağdurlarsa var diyor. Dolayısıyla bu olayda vardır veya yoktur bilemem.

Ama genel anlamda: Beşiktaş taraftarının bu yöndeki karnesinin gittikçe kötüye gittiği bir gerçek. Kendi futbolcusuna dahi maç içinde küfür edip madde atan bir grup var. Performansını beğenirsin veya beğenmezsin, bu nedir yahu. 17. yüzyıldan kalma sirk mi burası.

Beşiktaş yönetimi bu işleri yapıp mastürbasyon yaşayan ve üstüne yaşananları da bırakın, stadın kapanmasına kadar kulübün ceza almasına neden olan tipleri bizzat kendisi bulup ifşa etmeli. Yoksa TFF'nin bir şey yapamadığını şimdiye kadar gayet açık ve seçik gördük.

Yorum Gönder

Ara