.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

30 Mart 2013 Cumartesi

STSL27 / Mersin - Beşiktaş


45 Yorum:

Gökhan dedi ki...

maç 1 nisan'da diye mi antalya yazdınız?

pardon bu ne maçı ?

ömer ayna dedi ki...

aman allahim bu da nesi.beyler ben deplasmana gidiyorum denizliden gelen var mi kacmaz bu mac.hatta 5-3 aliriz gibime geliyo yoksa suphen mi var!?!!?

BJK4EVER dedi ki...

Su son 4-5 haftalik periyot bana bir yandan FB/GS ve bir yandan BJK arasindaki farki cok net olarak gosterdi;

Uc takimin arasindaki kazanma hirsi/psikolojisi ve basariya endekslenmesi cok cok farkli.

Bizi bence bu sezon derbinden yaralayan, sampiyonluk hedefinden kopmamizi saglayan 2 mac vardi bana gore;

Birincisi ic sahada berabere kaldigimiz IBB maci. Orada Doka elle alip gol atmis falan filan konusabiliriz. Ama o maci alsak TTA'ya lider gidecektik, herseyden evvel liderlik maciydi o mac. Doka elle gol atmis olabilir, ancak o golu yedikten sonra 25 dakikalik periyotta 1 pozisyona giremedik, baski bile kuramadik. TTA'ya lider gitsek yenerdik vs demiyorum, futbol bu sonucta. Ancak o macin psikolojisi, o mactaki ozguvenimiz, futbolumuz cok farkli olurdu. Ve olasi bir maglubiyet bizi o kadar da zedelemezdi.

Ikinci mac ise Trabzon maci. GS kendi evinde puan kaybetmis, sen haftalardir hicbirsey oynamayan, sana karsi ustelik o kadar 'motive' olamayacak bir Trabzon'la oynuyorsun ve resmen beraberlige yatiyorsun. Resmen beraberlige razi bir goruntu cizdik (bunu Samet'in asiladigi mac sonrasi demeclerden belliydi zaten), farki 2 puana indirebilecekken 4 puanlik farka razi olduk. Boylece hem FB galibiyetinin degerini bir kalemde sildik, hem ertesi hafta Kasimpasa macinin motive edici faktoru (liderlik sansi) yok oldu, hem de GS'yi Kayseri maci icin baski altina sokamadik. Ertesi hafta olanlar zaten malum.

Ki istedigin kadar elestirebilirsin adami, ama biz lider olsak ve evimizde puan kaybetsek Fatih Terim Trabzon deplasmaninda gerekirse yenilmeyi riske ederdi ve yenilirdi, ama kazanmak icin oynardi ve cumle aleme hedefini gosterirdi (bizim hedef ama 'gizli' hedef).

Dunku Akhisar maci da bence guzel bir ornek. Adim gibi eminim ki bizim ilk yaridaki o golumuz verilmese biz hem taraftar hem futbolcular olarak o golde takili kalirdik, ikinci yari silik bir oyunla 0-0 berabere kalirdik veya sacma bir gol yiyip 0-1 yenilirdik. Mactan sonra da Forza Besiktas'ta orada burada yine hakkimiz yendi hakemler onumuzu kesti derdik. Ama adamlar herseye ragmen kazanmak icin ne gerekiyorsa yapti, o pozisyonu geride birakti ve kazandi, bir yerde hakemi de yendi. Rakip Akhisar vs diyebilirsin de, biz bunun aynisini 10 kisilik Karabuk'e karsi kendi sahamizda yapamadik ya? IBB'ye karsi yapamadik?

Bunu antrenorun ezikligine baglayabilirsin, camia'nin psikolojisine baglayabilirsin, oyuncularin motivasyonuna baglayabilirsin, bilemem. Ancak bence net olarak kadro kalitesi farkindan ziyade bu fark bu yarisin bu hale gelmesini sagladi. Gercekten uzucu bir durum, cunku sampiyon olamamaktan ziyade Besiktas'in sampiyon olmayi kafasindan silmesi bence dusundurucu ve kucultucu.

Pheaglix dedi ki...

kondüsyonerlerimiz & sağlık ekibimiz tecrübe kazanıyor.

Mayor dedi ki...

Besiktasi bitirdikleri yetmedi Almeidanin kariyerinide bitirdi bu saglik ekibi ve kondisyonerler. Samet devam etsin klube kendi adamlarini toplamaya.

Mayor dedi ki...

Besiktasi bitirdikleri yetmedi Almeidanin kariyerinide bitirdi bu saglik ekibi ve kondisyonerler. Samet devam etsin klube kendi adamlarini toplamaya.

YSY dedi ki...

Sakatlık rekorunu pekiştiriyoruz ki kimse egale edemesin. Yok arkadaş bu kadarıda tesadüf değil yani. Tövbe tövbe ya !

Ekrem Ph.D. dedi ki...

Samet Besiktas'i seviyorsan istifa et, yok kendini seviyorsan devam et... Ne olacagini biliyoruz tabi ki...

beşiktaş , 3-1'lik Kayseri maçından beri bombok oynuyor.

ligin bu acayip durumu olmasa ve ferdi 2-3 maçı tek başına almasa şu anda antalya ile orta sıra mücadelesi yapardık.

ammavelakin bu işler o olsa bu olsa ile yürümüyor zaten ki biz buralardayız.

samet aybaba takım içerisinde bir pozitif uyum yakalamıştı , onu da bir türlü kapatamadığı çenesiyle sikti attı.

olcay olcay diyor , olcay 10 haftadır takımın en kötüsü.sol taraftan lig tv spikerleri bile görüyor boşluğu , bunun tek sebebi sol beklerimizin boktan oluşumu yani ? olcay'ın maç boyu bekine 1-2 'den fazla yardım etmemesi de sorunu katlıyor olabilir mi ?

ferdi'yi bitirmiş , hilbert'i bitirmiş , oğuzhan'ı zaten bitirdi ...

ulan arıza herif sen akşam 19.00'da maça çıkmış adamı ne diye ertesi gün tepecikspor hazırlık maçında oynatıyorsun yaw ? yaw bu nasıl bir manyaklık siz napıyonuz arkadaş ? niye kimse birader sen napıyon demiyor yaw ? bu adam nasıl bu kadar adeleden sakatlanıyor ?

sizin de yönetim gibi ta amınıza koyayım yani ... hödük gibi izleyin ...

EC dedi ki...

BJK; ilerde veya orta sahada topu kaptirdiginda Dordmund vari yaptigi sok presleri artik yapmiyor..
sozde oyunu tutma adina yavasliyoruz ama her mac yine de en az 1 gol var kalemizde..
kalecilerden 3cu kaleciyi denesek ne cikar? yurtdisinda cok kaleci daha 18 - 19 unda eldivenleri giydi..

pres yapmaya devam..
bir de sol bek sorunumuz yok.. sol kanat sorunumuz var 3 kisi oynadi o mevkide hepsinin oynadigi donemdeki tek ortak yon onlerindeki Olcay.. presli, kaleciye bile basmaya gidiyor , gollerde atti ama yedigimiz ve puanlara mal olan goller daha cok can acitti gibi.. cunku o cok ucuk yerlerde gezindiginden, kafasi calisan kaleci, libero vb hemen BJK nin sol tarafindan saldiriya gectiler hep..
Jordi Alba olsa tutamazdi gelenleri..

neyse, Samet Aybaba zor donemde gorev alabilecek kadar gozu kara bir BJK li.. tesekkurler ama ilerisi icin hala yaraticiliktan yoksun ve korkak bir hoca portresi ciziyor gozumde..

Bursa macindan da hic umitli degilim..

ECO - Vancouver, KANADA

theotheo dedi ki...

@övünç

bu takım ligde 3. fenerbahçeden 3 puan geride şu anda.

kadro kalitesi olarak bakıyosun, fenerbahçe bizden kat kat daha üstte.

samet aybaba ile beşiktaş gayet iyi bir sezon geçiriyor. kimse kendini kandırmasın, bu takım bu kadroyla başarılıdır.

aga o beşiktaş iyi diye değil fenerbahçe kötü diye olan bir olay.

beşiktaş , eskişehir , bursa , 2 gaziantep ,karabük , trabzon maçlarını kazanacak duruma geldi mi geldi. 13 puandan bahsediyorum ya ellerimizle verdiğimiz 13 puan.

Gs'nin kaybettiği Gençler ,Fb'nin kaybettiği Sivas maçları dışında bir tane kazanacak duruma getirdiği puan kaybı maçı yok.

haftada bir maç oynuyorsun yahu.haftada bir maçla fenerbahçe'nin galatasaray'ın 15 dakika yaptığı kadar bile tempo yapamıyorsun.

maçı koparamıyorsun 2-0 10 kişi rakibe puan veriyorsun.daha konuşacak bir şey yok.

beşiktaş'ın başında adnan aybaba olsa beşiktaş yine bu kadar puan alır.

sedila dedi ki...

@EC,
"neyse, Samet Aybaba zor donemde gorev alabilecek kadar gozu kara bir BJK li.." demişsin. Samet Beşiktaş'a bir takımı bırakıp gelmedi. Ayağına hayatının fırsatı geldi. 2.lig'de takım çalıştıramayacak adamı getirdik koskoca takımın başına, sittin sene gelemezdi yoksa.
Samet'in bir an önce yancılarını da alıp gitmesi lazım, seneye takımı daha kötü günler bekliyor yoksa..

theotheo dedi ki...

@övünç

bak bakalım bu takımın başına kaç tane antrenör geldi ve kaçı hakkında bu dediklerin söylendi. çok net bakalım.

delbosque, tigana, schuster, saglam, denizli vss bunların hepsi senin yazdığın nedenlerden gitti. hiç biri bişey bilmiyodu hepsi başarısızdı ve gerizekalıydı.

kendinizi kandırmayın. beşiktaş son 15 seneden fb ve gs nin altına düşmüştür. arada son 5 yılda ise siklet farkı dediğimiz durum oluşmuştur.

real madrid barca

valencia

gibi.

boş hayallere kapılmaya gerek yok, bizden daha iyi olan takımlar bizden daha başarılı oluyolar. bütün dünyada bu böyle. valencia madridden barcadan başarılı olabiliyo mu? hayır.

hedefimiz şampiyonluk mavalı traş. zaten yeni yönetimle birlikte o söylemde ortadan kalktı. artık hedefimiz gs ve fb nin altında bitirmek oldu.

gerçekler ortada. kimse kendini yormasın.

Adsız dedi ki...

Yine ve yeniden bir theotheo klasiği ve yine yorumlarının hepsi pes/fm mantığına dayanmakta. “bu takım ligde 3. fenerbahçeden 3 puan geride şu anda. kadro kalitesi olarak bakıyosun, fenerbahçe bizden kat kat daha üstte. samet aybaba ile beşiktaş gayet iyi bir sezon geçiriyor. kimse kendini kandırmasın, bu takım bu kadroyla başarılıdır.”

Yahu arkadaş sen hayatın boyunca herhangi bir şey için otomatik olmaktan kurtulamadın mı. Görünen o ki kurtulamadın. Yazık sana yav. İşine gelmediği için yazamıyorsun ama kabak gibi ortada: bu takımın geleceği adına tek kazancı Oğuzhan'dır ve bu çocuğu da topu topu 1 ay görevde kalan Altınsay getirdi. Bir kere: sonuna kadar hak yiyorsun. 1 ay görevde kalan adamın performansına görmeden sallarken -sana göre bunu 1 ayda gördün ama Samet'i bu kadar hafta göremedin her nasılsa- herşey gözünün önünde ayan beyan yaşanıyor. “Altınsay zaten istifa edecekti, bu adamın tek işi bu zaten” söylemi bir de. Alışmışsın kemiksiz antrikot adamlara. Oysa adı üstünde “futbol yönetiminin başına getirilen” ve 1 ay kalabilen adama sormadan TD getirirsen, senin arzuladığın gibi kemiksiz ve omurgasız davranıp kalsa mıydı o görevde. Senin sorunun: 3 defa dahi değil, topu topu 2 doğruyu bile mantık çerçevesinde bir cümle içinde bir araya getiremiyorsun.

Kemiksiz derken cuk oturacak bak şimdi: Daha düne kadar “bu iş böyle olur” diyerek zaman zaman arka yaptığın vatandaşın 8 yıllık rezaletleri bir bir ortaya çıkıyor. Peki sen bu ortaya çıkan saçmalık döneminde, ki beğenmediğin Ali Ece bu süreye “fetret devri” diyerek çok güzel bir isim yapıştırmıştır, olan bitenlerle kovulan onca TD'yi vs şu an yaşanan eksiklikleriyle bir nasıl tutmaya kalkıyorsun. Tamamen ortaçağ kasabalarındaki rahiplerin öcü baskıcılığı. Anaa oyuncak kırıldı, bi daa kimse oyuncaaama dokunmasın, yoksa yine kırılır haaa. İyi-kötü, doğru-yanlış, akıl-akılsızlık hepsi boş. Theo dedi ya “anaa bak aynısı oluyo” işte bütün mesele bu. Sonuna bak karar ver. Zaten gerisi hikaye. Ne demiş adam: “ignorance is bliss”.

Gerçi her zaman olduğu gibi yine alakasızca yarın oynanacak CL maçından dem vuracaksın. Çünkü yine ve yeniden, iki cümle bir araya mantıklıca gelemiyor.

Takıl sen.

theotheo dedi ki...

@sneijder

sen ne diyosun ya :D

ali ece, altınsay, sırrı süreyya 3 lüsü gelse siz bayılırsınız. her neyse.

ben sebanın son dönemi bilgili ve demirören dönemine sıçış devri diyorum. fetret falan değil.

boş konuşma sizde var. bende değil arkadaş. gs schalkeye paspas olur dediniz, fb de iş yok plzen napoliyi eledi fb yi fena yapar dediniz adamların ikiside çeyrek finalde takır takır gidiyo. sebep?

dar çerçevende olayları yorumlamaya çalışma. beşiktaş son 15 yılda fenerbahçe ve galatasarayın 1 gömlek aşağısına inmiştir. bu net ortadadır. istatistikler mevcut.

bu ara gitgide açılmaktadır, net olarak bazı şeyleri görüyoruz. fenerbahçeyi inönüde yeniyoruz, taraftarlar otobüsü tesise sokmuyo sevinçten. rizespor yapmaz bunu. aradaki farkı düşünün.

oğuzhan beşiktaşa gelmeden önce hangi takımın ana kadrosunda ilk 11 çıkmış arkadaş. 10 maç oynadı adam, bu 10 maçın içerisinde oyuna direk etki yaptığı 3.4 maçı geçmez. adamı dünya yıldızı yaptınız. ben bişey göremedim oğuzhan da. 21 yaşında adamın kemik olması lazım taş gibi. 70 yaşındaki adam gibi.

boş işler müdürü açıköğretim terk sneijdere yazmaya devam ederiz.

Adsız dedi ki...

kavram kargaşası sorunsallı theo

- burada kimsenin schalke hakkında öyle bir yazı yazdığını hatırlamıyorum. plzen konusundaysa tur maçlarından önce fb taraftar forumlarına bir baksaydın keşke. hani en büyük derdin renklilerin tur atlaması o bakımdan.

- burada haftalarca 8 yıllık dönem için “paran varsa konuşursun arkadaş, parası olan yönetime gelir” formatında yazı yazan bizzat sendin. şimdi sıçış demen ilerleme olmuş. biz ilerlemeleri severiz.

- taraftarın derdi fb'yi yenmek değil ki. tonla borcun ve imkansızlıkların arasında böyle bir maç kazanmak. yoksa biz bu vatandaşları 5'lerken de aynen böyle seviniyorduk.

- özellikle futbolcular konusundaki kriterlerin tam bir facia. bir sürü örneği var bunun, en barizlerinden birisi de hulk'tur. ismini rıdvan'ın bile duymadım dediği japon takımından porto'ya 22 yaşında geldi. keşke theo'ya sorsalardı da muhteşem oyuncu kriterlerini öğrenip almasalardı.

- komik olan, fb maçı sonrası yazmışsın: “hocaya laf edenler nooldu” diye, biri yanıt yazmış: “skor taraftarı değiliz çok şükür”. bir sezonda 14 sakatlık yaşansın, bunların hepsi de adale sakatlığı olsun, hoca da getirdiği kondisyonerler için “her gün daha iyiye gidiyorlar” desin; geçtim tekniğini taktiğini transfer yanlışlarını. “3 maç ilk yarı bitmeden bek değiştiren adam” rekoruyla ismimizi dünyaya duyurdu ama hakkını yememek lazım.

Unknown dedi ki...

Geçtiğimiz tur futboldan az buçuk anlayan herkes her iki renkli takımında şanslı birer kura çektiğini düşünmüştü (Ahmet Çakar ve theo hariç! (bu durumda theo ile Ahmet Çakar’ın aynı kişi olma olasılığı var) :)) . Viktorya Plzen denen takım söz kupanın “en kek” takımlarından biriydi, kupa serüveni boyunca tek artısı hızlı ataklarını neticelendirme becerisiydi ve elendiği tura kadar önemli maçlarda asla maçı riske etmek zorunda kalmamıştı. Geçtiğimiz turda ilk defa kendi sahalarında kazanmak zorunda kalmışlardı, o meziyeti gösteremediler ve sahalarında kaybettikleri turu İstanbulda geri getiremediler. Buna rağmen maç son dakikada kalecinin altıpas içinde kaçırdığı topa ortada geçti. Plzen bu kupanın favorisi değildi, turu geçse sonuç sürpriz olarak addedilirdi. Yapamadılar ve elendiler.
Ha keza Schalke 04. Şampiyonlar Ligi sezonu başladığında bulunduğu ikinci torba takımları (Valencia, Benfica, Shaktar, Zenith, Schalke, Man City, Braga ve Dinamo Kiev) arasında dahi her takımın kendi grubunda olması için dua ettiği bir kuraydı. Arsenal, Olympiakos ve Montpellier’i geride bırakarak üst tura çıkması mucizeydi ve onlar zaten kendilerine vazife olan olayı fazlasıyla yapmışlardı. Almanyadaki maç Umut Bulut’un son dakikada attığı gole kadar ortadaydı, Schalke’li oyuncular aldıkları her topla ceza sahası içerisine kadar giriyorlar ve olmayacak tehlikeler yaratıyorlardı. İkinci yarı imite madrid’in oynadığı “şey” e futbol diyorsak, theo, sen ben biraraya gelip takım kurup, haftada iki üç idman yapsak alasını oynarız, merak etme. Sözüm ona o “şey” i oynamak için bir takımın drogba, sneijder, Selçuk gibi adamlara ihtiyacı yok. Bilmem anlatabildim mi?
Şimdi haklı olduğun konu Beşiktaş’ın kaybettiği itibarıdır. Beşiktaş uzunca yıllardır ki bu süreç senin de bahsettiğin gibi Seba’nın son dönemde yaptığı hatalarla başlar, yanlış yönetilmektedir. Bu kulüp tarihi boyunca yetiştirip-parlatıp piyasaya sunduğu oyuncularla ön plana çıkmıştır. İlk zamanlar Fikret Orman yönetimi attığı adımlarla bu sinyalleri verse de zaman içerisinde popüleritenin getirdiği ağırlığı kaldıramamış, önce bocalamış (levent erdoğan hamlesi, hesap sorma vakaları), sonrasında da kelimenin tam manasıyla sıçmıştır (vasıfsız samet aybaba hamlesi, futbolun iş bilmezlere teslimi, mali anlamda buhranın devam etmesi, tüzük vs düzenlemelerin yapılamayışı, yanlış ve gereksiz oyuncu transferleri vs vs). Kendilerinin bu itibarı geri getirme olasılığı bundan sonra atacakları olumlu adımlara bağlıdır, lakin bu konuda çok umutlu olmadığımı defalarca dile getirdim. Neyse şurada renklileri tartışacağımıza şayet yapmayı düşündükleri tüzük değişiklikleri üzerinde az buçuk kafa yorsaydık sanki daha iyi olurdu.

theotheo dedi ki...

@emireri


dün galatasaray real madride karşı bölüm bölüm çok iyi pas yaptı. 2 tane net gol pozisyonu buldu. real madrid ise neredeyse 4 defa net geldi, 3 ünü gol yaptı olay bundan ibaret. uefanın match momentum grafiğindede olay açık açık görülüyor.

sonuçta galatasaray real madridin dengi bir takım değil. özellikle defans bölgesinde arasında uçurum olduğu açık ortada. yine de 2 tane iyi defans transferiyle galatasarayın önümüzdeki yılda bu noktalara rahatlıkla çıkabileceğini düşünüyorum. bu kolay kura palavrası da bir bize olmaz zaten avrupa deplasmanlarında 8 6 5 4 yemeye alışkın bir takımı kura da sevmiyo sanırım.

onun dışında beşiktaşın önümüzdeki yıl fernandes ve almeida yı tutup bu iki oyuncunun yanına 3 tane çok kaliteli yabancı oyuncu almak zorunda. tabi adam gibi bir stadda oynarsak.

Unknown dedi ki...

Dün geceki maçta "bu da kaçar mı??" şeklinde bir gs pozisyonu hatırlamıyorum ve ikinci viteste bile oynamayan Madrid “4” pozisyonda 3 tane çaktı ve turu geçti. On sekiz civarından vurulan şutlar dışında gs neredeyse pozisyon bulamadan maçı bitirdi. Bu oyun sana göre iyi olabilir ama bir başkası çıkıp hatice değil neticeye bakalım der. 3-0’lık skorda kimse de hak edilmeyen bir skor izlenimi yaratmadı, normal karşılandı. Yani gelecek yıl aynı kadroya yapılacak 2-3 transfer ile bu adamlara kafa tutma fikri pek rasyonel değil.
Gelelim bize, Fernandes ve Almeida etrafında takım kurma olayı tamamıyla yanlış olur. Almeida bu sezonun ikinci yarısını o veya bu sebepten dolayı off modunda geçirmiştir. Fernandes’in ise bize kazandırdığı tek bir büyük maç hatırlamıyorum. Yani tansiyonun yükseldiği maçlarda bu oyuncularımızdan genelde faydalanamıyoruz. Yerli veya yabancı taliplilerini bulursak bence satılabilirler.
Kadro mühendisliğine değinmişsin, onlar 2 tane adam alsa biz 5 tane alsak gibi. Bu birinci yol olabilir. galatasaray'ın izlediği yolu izleyebilir ve daha önce yaptığımız yanlışları tekrar ederek cafcaflı bol yaldızlı isimlerle kadromuza bir dolu oyuncu katabilirdik, sonuçta bankaların işi para satmak, iste yeter ki (hala ticari prestijin varsa).. O zaman bu sezon iki balondan biri patlardı. gs'nin stratejisi sadece başarı üstüne kurulu, başarılı olunduğu müddetçe bu sistemde sorun oluşmaz, çünkü sistem içerisinde yaratılan nakit akışları ile sistem sürdürülebilir, ancak başarı gelmediği zaman (bizim geçtiğimiz yıllarda sıkça yaşadığımız bir süreç) mali sorunlar baş gösterir. Yani bu tarz sağlam zemine oturmayan büyümelerin sağlıklı gelişmesini beklemek hayalcilikten başka bir şey değildir. Daha sağlam bir zemin oluşturduktan sonra büyümenin planlarını yapmamız lazım. Bence gs örneği yanlış bir örnek, çünkü biz bunların aynısını başarılı olamadığımız için yaşadık. Her şeyden önce sürdürülebilir bir büyüme, sağlıklı bir yapı istiyorum (kendi adıma).

Adsız dedi ki...

Öncelikle: GS Real maçında kendi ayağına sıktı. Bernabeu'ya çıkarken sıkıntıda olan defansın üstüne çift forvet ve Hamit'li kadroyla başlarsan sorunsalı en baştan yakalaman da gayet doğal. FT Emre Çolak ve Aydın gibi isimleri sadece bu maç için değil, genel olarak çizdiği, Umut'u da bir yedek olarak düşündüğü için büyük hata yaptı. Hamit'i dün gördük. Genç oyuncular en azından mücadele anlamında sahada ellerinden geleni yapardı.

Sneijder'in sorunu maç eksiği filan değil. Sakat da olmadığına göre bu kadar zaman geçtikten sonra bir fark gösterebilmeliydi. Sorunu köken olarak nispeten daha kolay ama doğru yol izlenmezse en zor hale gelebileceklerden: futbol mentalitesinin ayarı bozulmuş. Geçenlerde kendisi hakkında yapılan bir Van Gaal röportajı vardı ve bizim medya adamın dediklerini yine fiziksel maç eksiği şeklinde sundu, fakat "henüz hazır değil" olarak söylediğinin tam anlamı mentaldi. Oyun anlamında sayısal maç eksiği var demedi ki adam. Ben FT olsam Sneijder yerine o paranın yarısına Ernst'in ilk geldiği zamanki gibi birini, üstüne de Fernandes tarzı bir CM'yi alırdım. Melo başı kesik tavuk gibi çünkü. Bir zamanlar FB'nin transfer etmeye çalıştığı Poulsen vardı. Melo aynı onun gibi, insiyatif alması sıfıra yakın.

Drogba ise ortlaama olarak eski Drogba değil. Fakat dün, anlaşılabilir nedenlerden dolayı, ortalamasının üzerine çıkıp eski zamanlardan sinyaller verdi. Orta alan desteği sınırlı olunca da katkısı tek başına yetmedi.

Real cidden ciddi şekilde yüklenmedi. Ama bunu rakibi ciddiye almadı veya ligi düşünüyordu gibi nedenlere bağlamak yanlış olur. Özellikle ikincisi açısından böyle bir gerekçe yok. Maçı GS'li bir arkadaşın evinde takip ettim, son zamanlarda moda olduğu şekilde, bir spor sitesinin görüntülü anlatımına da ara ara baktım. Can Çobanoğlu yaklaşık 65. dakikada aynen şunu söyledi: "Real henüz kanatlardan bile ciddi şekilde gelmedi". Real'in bu şekilde oynamasının sebebi ise bu sezonda yaşadığı sorunların tepesinde duruyor: bireysel oyuncu yeteneklerine rağmen, henüz takım olarak oyunun nereye gideceği ve nerede ne yapılması gerektiği ile ilgili refleksleri yeterli değil. Lig performansı birçok örnek sunuyor, ama en bariz örneği, bence saçma bir kararla, 10 kişi kalan ManU maçında görüldü. O dakikaya kadar ManU gayet baskın durumdayken, 10 kişi kaldıktan sonra Real'in gole kadar ortaya koyduğu baskılı bir oyunu vardı ki, herhangi bir futbol oyuncusu o dakikalarda ManU'da olmak istemezdi. İlginç olan, bu oyunun nedeni rakibin 1 kişi eksik kalması değildi, Real'li oyuncuların psikolojik olarak bu avantajı düşünerek davranmalarıydı. Normalde "takım" olan bir ekibin bunu her zaman yapabilmesi gerekir.

Tabii bunda tek neden Mourinho'nun teknik-taktik bilgisi değil. Uzunca bir dönemdir Real'de kazanlar kaynıyor. Temel nedense tanıdık bir isim: Mendes. Mendes'li oyuncular ve diğerleri (ki bir kısmı doğrudan Real altyapısından gelme) arasındaki husumet birçok defa medyaya yansıdı.

GS yazısı da yazmış oldum böylece.

Adsız dedi ki...

Go go. SS Lazio'ya ko.

Catanaccio yapıyor adamlar. Sahtekarlık işinin en büyük yüklenicisi olan iki Milano takımında bile kalmayan şekilde, en ufak fırsatta kendini yere atmayı da uyguluyorlar.

Bu arada SS Lazio'da siyahi oyuncunun oynaması olayı cidden trajikomik. Daha 8 sezon önce Canio'nun hareketi dururken. "Ben faşistim, ırkçı değil" demiş bir de dangoz. Duce'nizi yerim sizin.

Forza De Rossi.

theotheo dedi ki...

görüldüğü gibi lazio gibi köklü bir italyan takımını da fenerbahçe elemeyi büyük ölçüde garantiledi. kupaya bir adım daha yaklaşıyor böylelikle. chelsea gelmezse muhtemelen finalde oynarlar.

bişeyleri görmek lazım artık, devir değişti, avrupa inişte ve türk futbolu yükselişte. bu görülüyor. türkiyeyi de çeken 2 tane takım var, biri fener bir diğeri galatasaray. burada beşiktaş yok, bu zihniyetle de olamaz olamayacak.

tek yapmak gereken şey fenerbahçeyi tebrik etmek. sow gibi büyük bir yıldız, meireles gibi bir yıldız bugünler için alınıyor. sen de escudeyle antalyaya elenirsin. fark.

Unknown dedi ki...

ya theo bazen hakikatten zıvanadan çıkartıyorsun adamı, geçtiğimiz iki yıl neredeymiş Avrupa fatihi bu iki güzide takımımız??? türk futbolu yükselişte de milli takım nerede??

theotheo dedi ki...

ya milli takımı sallayan mı var kardeş. dünyada futbol dediğin kulüp takımlarıdan ibaret 2 senede bir 5 maç yaptığın kupada milli takım olsa nolur olmasa nolur onu geç evvela.

yukarıda sallıyodun yok plzen kötü yok bate bilmemne al şimdi de lazio ya kulp takarsınız. yok cluj kötüydü, yok braga bilmemneydi, schalke zaten paspas takımdı falan. elenene kadar gidersiniz.

kardeşim adamlar maçın başından sonuna kadar tek kale gibi top oynadılar. lazio kaleye gelemedi. lazio ya bu. en kötü hali olsa ne olur.

bu kaliteyle olur, ortaya kalite koyarsan meyvelerini böyle mis gibi alırsın. adamlar yarı finale çıktı işte uefada. krallar gibi.

meireles, sow. meireles 10 milyon euroymuş çokta tın. escude bedava 1 milyon euro yıllık para alıyo. bizim bakkal recebin oğlu da bedava onu 1000 tl ye oynatırsın veya hasan türk falan oynar. genç ya. veli falan.

adam sana yarı final getiriyo kardeşim pahalıdır ucuzdur sen sabaha kadar tartış. orada yarı final yazar. bizdede feda yazar heralde.

theotheo dedi ki...

feda mı yapıyosun kardeşim. ben sana fedayı anlatim.

cenk-ismail-pektemek-veli bu 4 tane ne işe yaradığı belli olmayan yarısı sakat adamların maaşları 2 katına çıkartılır.

escude, dentinho, niang, mehmet akgün, gökhan süzen, ugur boral, mc gregor, mehmet akyüz, oğuzhan transferleri yapılır.

al sana feda. 10 tane adam yazdım sana kaçı ne katkı vermiş, ne kadar ödenmiş.

kasımpaşa ile aynı puanda olan beşiktaş.

şapkayı önümüze koyalım beyler.

Adsız dedi ki...

theo tutarli olup o saydigin adamlardan kacinin Samet doneminde alindigini da yazar misin. Ya da Samet'in kimleri aldirip halen oynatmadigini da. Sonra belki yeniden Ali Ece'nin yazisinda ne dedigini de dusunursun.

Unknown dedi ki...

ben sorumun cevabını alamadım hala theo, geçtiğimiz yıllarda da bu kulüplerimiz bu kadar yatırım yaparken niçin başarılı olamadılar? İtalyan takımları bizim ligimizde de oynasa ancak bu kadar başarılı olmaz mıydı? Kalkıp bana İtalyan takımlarını anlatma şimdi. Fener'in grupta oynadığı takımlar Plzen'den daha güçlü ekiplerdi benim anlatmaya çalıştığım oydu orada. Önceki yıllarda bizim kötü şansımız ile hangi takımları çektiğimize şahit olduk, hepimiz daha sonradan o takımların neler elde ettiğini de biliyoruz. Ek olarak Lazio'nun senin deyiminle İtalya'da en son hangi başarıyı elde ettiğin hatırlayan var mı?? Lazio'nun kadrosundan kimi alır direkt koyarsın fener yada gs'nin kadrosuna Allah aşkına??

Kupayı almalarını umarım, başarılı olmaları en azından gs'nin gazını biraz da olsa alır ve nihayetinde bizim yöneticilerimizin de ufkunun genişlemesine sebep olur.

Mete dedi ki...

Renkliler hakkinda yorum yapmak hic adetim degildir. Ancak bu renklilerin sisirilmis balon basarilarinin uzerinden Besiktas'a gondermeler yapilmasi hasabiyle birkac cumle yazmak ihtiyaci hissettim.
Sevgili Theo'cum oncelikle Turk futbolunun yukseldigi falan yok ve olmayan bu yukselisi iki takimin cektigi falan da yok. Aslina bakarsan son dort yilda Avrupada toplanan puanin yuzde kacinin Besiktas tarafindan toplandigina acip bakarsan senin dahi dudaklarin ucuklar. Ancak sunu da belirtelim o donemde de Turk futbolunda herhangi bir yukselis yoktu aksine harcanilan rakamlari isin icine kattiginda dibe dogru gidis var demek daha mantiga uygun olur.
Simdi gelelim Turk futbolunu ileriye tasidigini iddia ettigin iki renkli takima...
Cluj,Braga ve Paf M.Utd. takimlarinin bulundugu gruptan zorla cikacaksin. Pukki (futbolu takip eden birisiyim ama ilk kez adini duydum) adinda bir forvetin ayagina bakan Schalke'yi elerken bile adamlar seninle o kadrolariyla kedi-fare oynar gibi oynasin ve sen burada goreceli olarak basaridan bahsedersen komik olur. Real Madrid macindan bahsetmiyorum bile. Sampiyonlar Ligi ceyrek finalinde bir takimin kart temizledigi bir maca son donemlerde gercekten rastalamadim.
Gelelim diger renkliye... Sen bizim bildigimiz Lazio takimindan bahsediyorsan sayet, ben sana hatirlatayim. Benim bildigim Lazio Lucesculu Besiktas ile Ceyrek Finalde karsilastiginda Claudio Lopez, Couto, Mihailovic, Chiesa, Stamp, Stankovic, Inzaghi gibi bir kadroyla oynuyordu. Dikkatini cekerim yukarida saydigim kadro Sampiyonlar Ligi degil, Uefa Kupasi oynayan bir takimin kadrosuydu. Hocalari da gecen sene Samsunu kume dusuren Petkovic degil, bugun M.City'nin basinda olan Mancini idi. Kusura bakma ama dun Lazio'nun forma reklaminin dahi olmamasi klubun son yillardaki iddiasinin ne durumda oldugunun bile acik gostergesidir.
Neyse demem o ki tum medyada zaten bu balon algi yaratiliyor, yaratilmaya calisiliyor. Ancak bu balon algiya burada kanmayacak akli basinda bircok insan oldugunu ben sahsen tahmin ediyorum ve senin bu tarz yorumlarin o sebeple burada komik kaliyor.
Besiktas'in sorunlarini elbetteki var. Ancak bu sorunlari diger iki renkli uzerinden aciklamak ya da cozum yolunda bunlarin rehber gosterilmesi oldukca traji-komik.

kkkam dedi ki...

Toraman ne zaman gönderilecek birisi bana söylesin .

theotheo dedi ki...

@mete

geçelim ya bu grup safsatası işini ya cidden diyorum, çünkü batıyosunuz. ulan bunu diyen adam da görende avrupa kupaları falan var sanıcak. her gittiği şampiyonlar liginde sırasıyla 8 6 5 4 yiyen bir takımın taraftarı söylüyo. ayıp biraz insaf olur.

ben ortadaki net gerçekliği söylüyorum. sen kendin olaydan çıkarım yapıp aslında dibe doğru gidiyo falan kem küm ediyosun. hepiniz inceliyosunuz ya fenerin galatasarayın finansallarını, hepiniz audit uzmanısınız ya analizlerinizi tamamladınız yorumluyosunuz geçiniz.

olay ortadadır. galatasaray gruplardan çıkmış schalkeyi elemiş, madride de manchester united gibi çok çok doğal bir şekilde elenmiş bir takımdır. başarının zirvesine ulaşmıştır. çünkü doğru işler yapmıştır. doğru iş yaparsan meyvesini alırsın.

fenerbahçe ise ligde şampiyonluğu son güne kadar kovalar, türkiye kupasını almaya en yakın aday ve uefada yarı finale çıktı. neden? çünkü sow, kuyt, meireles, gökhan gönül, volkan gibi çok üst düzey bütün avrupa kulüplerinde oynayabilecek oyuncuları kadrolarında bulunduruyolar bu kadar net.

ha tabi fedayı da unutmamak lazım, dentinho, escude ikilisiyle başarıdan başarıya koşan bir beşiktaş. bu da dip not.

Mete dedi ki...

theo
Simdi oncelikle yukarida ne yazdigim gayet acik ve net. Ben oncelikle renklilerin finansal analizi hakkinda herhangi bir arastirma da, yorum da yapmadim, Sadece senin "Turk futbolu yukseliste ve bunu iki renkli yapiyor" efsane lafina itafen oyle birsey olmadigini soyledim. Ulke futbolunda herhangi bir yukselis yok hatta harcanan paralarla kazanilan basarilari karsilastiracak olursan dibe dogru gidis var diyorum. Anladin mi?
Son 4 yilda Avrupada toplanan ulke puanlarinin %72'sini Besiktas toplamis diyor istatistikler. E guzel kardesim hani nerde yukselen Turk futbolundaki renkliler?
Dogru soyluyorsun bu yil bu takimlar buralara gelmistir, ancak yanlis oldugun yer bunlar buralara gelirken dogru isler yaptigi icin degil.
Birisi Uefada eledigimiz Bragayi yendiginde, digeri 2 yil once, degil grup on elemede eledigimiz takimi elediginde burada dogru isler yaptilar o sebeple boyle oldu gibi hikayeler anlatma...

Unknown dedi ki...

fenerin Gökhan Gönül'ü Hacettepe'den, Volkan'ı Kartal'dan aldığını hatırlatır selam ederim. Oğuzhan'ı (özellikle kariyerini) beğenmiyorsun ya o bakımdan.. Diğer taraftan senin adını bile anmadığın İstanbul B.B.'den alınan Webo'nun mu katkısı daha büyüktür yoksa kuyt'ın mı, yada kariyerinde Juventus ve CSKA moskova bulunan Krasiç'in mi??

stoch, dia, krasiç gibi adamları hatırlar mısın? ya da 8 küsür milyona alınan amrabat, cris (jo, baros, cana, kewell vs'i saymıyorum) nerede olduğunu bilir misin?? rakiplerimizden Fener'in hali hazırda borcu yok, bizim kadar borcu olan gs'de sermaye artırımı ile bir kısmını kapattı, finansal olarak rahatladıktan sonra yatırım yapmaya başladı. aysal takımı devraldığında gs orta sıralarının alt grubunda yer alıyordu, yaptığı doğrular kadar savurganlığı da var ancak futbol takımının bugüne kadar aldığı başarılı sonuçlar bunların göz ardı edilmesine neden oldu. bu sezon sonu iki testiden biri kırılacak, birinin yatırımları boşa gidecek ama hangisinin??

bizim geçmiş yıllarda yaptığımız transfer yanlışlarına değinmiyorum, gerek yok, hepimiz biliyoruz bunları. Geçtiğimiz yıl eğer gerçekten de futbolu İbrahim Altınsay'a teslim etseydik; Oğuzhan ile birlikte, Salih Uçan, Soner Sakarya, Emre Güral, Bursa'da oynayan Hakan Çaloğlu, Swensea'de oynayan Michu gibi isimleri sahada görebilirdik. Bu isimlerin altyapıdan gelen-gelmesi olası oyuncularla birlikte oluşturacağı takım en az bu seneki kadar başarılı olurdu ama senin gibi sabırsız diğer yöneticilerimizin soktuğu çomaklar sayesinde elimizde sadece Oğuzhan kaldı. Onu da sen beğenmiyorsun ya neyse.. Bir iki sene içinde Oğuzhan etrafında takım kurulmalı dersin, bak buraya yazıyorum...

Kadir dedi ki...

@theotheo
İşine geldiğinde sürekli değişkenleri katan adam "theotheo".
Konuşmaların arasında birazcık tutarlı olsan inan yazmam, çünkü tarzını biliyorum. Tarzını sevmem, sevmek zorunda değilim, kimse değil. Ama bu senin en doğal hakkın, buna da kimse karışamaz, karışmamalı..
Lakin bir iki noktaya değinelim;
-Fenerbahçe UEFA'da somut başarı elde etti, kabul.
Futbolda şans faktörü çok belirliyicidir. Cidden belirleyicidir. Fenerbahçe'nin çeyrek final yolundaki rakipleri; Bate,Plzen,Lazio iken Beşiktaş; Braga ve A.Madrid ile oynadı. ( Biri son iki UEFA kupasını kazandı, diğeri UEFA finalini oynadı)
Beşiktaş ve Fener grubu lider bitirmelerine rağmen bu kuraları çektiler. Yani şunu söylemeye çalışıyorum, bazen kurarsın bütçeni, iyi oyuncular alırsın yine de olmaz. 2+2 futbolda her zaman 4 etmez..
Kaldı ki, Lazio neredeyse as kadrodan oyuncu getirmemiş. Savunması komple değişmiş, orta saha keza yedek ağırlıklı. Klose bile 70den sonra giriyor. Bunları, bu kupaya ne kadar önem verdiklerini anla diye söylüyorum.
Bak bu kura şansı işte. Kaldı ki oyun için skore etki eden belirleyici faktöerlerde sürekli yanlarındaydı bu yolda.
*Bate maçında erken kırmızı kart ile skoru ve oyunu eline aldı.
*Lazio maçında ikinci yarı rakip bir kişi eksikti ve penaltı skora yön verdi.
Ben sahaya baktığım zaman finale yürüyen bir takım ağırlığı görmüyorum şuan.
Senin yazdıklarından gördüğüm şu ki; skorlar seni konuşturuyor. Yani bende oturup Fenerbahçe ve Galatasaray'ın Avrupa maçları hakknda kitap yazarım. Maç bittikten sonra skora göre konuşmak bence ukalalık gibi birşey.
Madem değişkenleri hesaba katmıyorsun o zaman soralım. Fenerbahçe kupayı kazanır mı?

Ayrıca bu yatırımları bu takımlar bu sene ilk kez yapmadı ki, yıllardır bu paralar harcanıyor. Ve ne yazık ki 5 senede 1 kez kimya tutuyor, başarı geliyor.
Düşün ki o efsane Sevilla maçlarının ardından kaç sene geçmiş? O iki mesafe arası kaç td ler değişmiş, kaç oyuncu gelmiş geçmiş.
Bilmiyorum gerçekten Beşiktaşlımısın ama şu da bir gerçek ki; Beşiktaş ağzı ile kuş tutsa da hiçbir zaman diğerleri kadar ne maddi ne manevi imkanı olur. Bunu etkileyen bir çok unsur var istersen onlara da girmeyelim.
Sözün özü ne Fenerbahçe'de ne Galatasaray'da saygı duyulacak bir sistem göremiyorum. Ne de bir uluslararası makro yükseliş. Türk futbolundaki birçok şey gibi, gelip geçici bazda senelik başarılardan başka birşey değil bunlar. Öyle sistem fln diyerek yüceltecek birşey yok emin ol.



Deniz dedi ki...

Onu bunu bırakın da dün akşam bedelli sermaye artırışının rüçhan hakkı sahipleri tarafından kullanım hakkı doldu, %99luk katılım varmış, yüzler gülüyor. 200 milyon lira falan sıcak para girecek diyebilir miyiz an itibarıyle?

Adsız dedi ki...

@Deniz

O kadar olur mu bilmem ama en az 100 kesin gibi. 200 olursa dert mert kalmaz zaten. Bu arada SPK'nın Beşiktaş'ın sermaye artırımını kabul ettiğini, GS'ninkini ise reddettiğini hatırlatırım.

Ayrıca theo son post'uma yanıt vermemiş ama ben tekrar yazayım. Samet Beşiktaş'la 16 Haziran 2012 tarihinde anlaşmış. O tarihten bu yana alınan oyuncular şunlar:

- Niang
- Dentinho
- Gökhan Süzen
- Batuhan
- McGregor
- Escude
- Uğur Boral
- Olcay
- Oğuzhan
- Berat Çetinkaya
- Mehmet Akgün
- Sinan Kurumuş

Bu listede İ.Altınsay'ın kaldığı kısa dönemde önerdiği sadece Olcay ve Oğuzhan var. Olcay 27 maçta 9 gol 4 asistlik performansıyla piyasa değerini 2'ye, Oğuzhan 21 maçta 2 gol 5 asistle 15'e katlamış.

Ama hepsinden önemlisi şu: theo'nun sürekli salladığı oyuncuların hepsi "Samet'in döneminde" alınmış. Hiçbiri de ortalama olarak Altınsay'ın önerdiklerini yakalayamamış. Bu döneminde aldırılan Berat kayıplara karışmış, Sinan ortalıkta yok, M.Akgün müzmin yedek, G.Süzen 3 maçta kesiği yedi, Batuhan alakası olmadığı futbolu bırakma noktasında, Dentinho sakatlıktan kurtuldu ama şans verilmiyor, Escude de aynı şekilde ve theo'nun saydırma radarında zaten, hatta bunun şampiyonu; oynadığı maçlarda hiç sırıtmamasına ve theo'nun "çok önem verdiği" geçmiş kulüp kariyerleri açısından bu sezon alınanlar arasında en okkalı oyuncu olmasına rağmen.

Şimdi;

- Samet'in hiçbir kusuru yoktu ve hatta gayet iyi hocaydı (!) Fakat sallanan oyuncuların hepsi onun döneminde alınmış.
- Futbolcu için en temel kriterlerden biri "daha önce nerede oynamış ki" olayı idi, ancak bakınca Escude bu transferler arasında bu kriter açısından açık ara önde. Kariyerinde Fransa milli takımı ve Avrupa kupası da var.
- Altınsay şuydu buydu lümpendi zaten istifaya meyilliydi vs. Ancak 1 ay kalabildiği görevinde önerdiği 2 oyuncu performans olarak yeni transferler arasında en başarılılar (ki adamın derdi sadece transfer de değil sistemdi).

Elma armut mu oldu theo, hangi dediğini tutarlı sayacaz? Buyur.

"kasımpaşa ile aynı puanda olan beşiktaş."

Fenerbahçe 49, Beşiktaş 46, Kasımpaşa 43 puanda.

Eğer Beşiktaş Kasımpaşa ile aynı puandaysa, Fenerbahçe de Beşiktaş ile aynı puandadır.

Çarpıtmanın da bir adabı vardır arkadaş.

Adsız dedi ki...

@shelbyl

Modern dünya kimseden çekmedi sosyopatlardan çektiği kadar.

1 2 3 4 freddy kapıyı ört. 8 6 5 4 salladığın kadar öt.

Hayırlısı olsun.

theotheo dedi ki...

@shelbyl

lafı bi tarafından anlamaktan ne kadar çok meraklısınız. ben aynı puandayı o manada mı dedim. yoksa ortaya konan kalite açısından mı? azıcık düşünün. yoksa gs ile 7 puan fark var aramızda 2 maç ne olacak. boş işte üstünüze yok.

"lafı bi tarafından anlamaktan ne kadar çok meraklısınız."

Heyecandan cumle kuramamissin ya dur bir soluklan.

Sana ciddi cevap yazmak fayda etmiyor, yorumlarini siliyorum sosyal zekan olmadigi icin onu da anlamiyorsun, bir de boyle "atese karsi atesle savas" taktigi deneyelim bakalim belki o zaman anlarsin. Israf fazlasi vallahi billahi.

Haydi kardes.

Adsız dedi ki...

Samet kurduğu, pardon elinde bulduğu kadroyla muhteşem işler yapmaya devam ediyor değil mi theo. Biz boş işteyiz ama sen hep dolu iştesin, ama ne yazık ki rakkamlar hatta istatistikler bile sana karşı. Adalet yok bu düniyada.

Kalite farkı nedir theo, bir anlat da bilgilenelim, cidden. Fiyat/performans olayını "futbolda finans mı olur" diye reddettin, ama işin gücün yaldızlı oyuncuların transferi. Kadro kötü olayına bağladığın için, senin de bahsettiğin üzere takımın sürpriz başarısını bir yere atmak zorundaydın, tutup Samet'i seçtin. Oysa salladığın tüm oyuncular onun gözetiminde alındı. Tutup "Beşiktaş'la Kasımpaşa aynı puanda" dedin, shelbyl aynı fark üstteki takım olan FB ile aynı ne alaka, dediğinde kaliteden bahsettin. Madem öyleydi, ilk yarı liderden 3 puan altta, FB'den 3 puan üstteydik, bu kriterin o zaman ava mı çıkmıştı theo?

Neresinden tutsan elde kalır. Komik olmaya da başladı aslında. Bu yüzden devam etmeli.

can dedi ki...

Mete, Emir Eri, Deniz, Kadir, Shelbyl, James Snejder...Hepiniz guzel arkadaslarsiniz ama agiz tadiyla muhabbet edemiyoruz, cunku butun enerji bir adet sosyal becerileri ve duygusal zekasi dusuk, guce tapan, cahil bir sosyopatin provokasyondan aldigi hazla yazdigi sacma sapan, tutarsiz yorumlara cevap yetistirmeye gidiyor. Size hak veriyorum, bir yerde insan zivanadan cikiyor, mantik cercevesinde bu sacmaliklari curutursem sorunu cozer zannediyor. Ama olmuyor! Ne olacak bu forumun hali? Neyse herkese selamlar.

Beşiktaş futboldan emekliliğini istemiş yaw.

Bir aralar top oynuyordu bu takım Artık Samet Aybaba'nın düşen çenesi mi , parasızlık mı bilmiyorum ama Beşiktaş çok bozdu :)

Yorum Gönder

Ara