Madem maç yazımızı önceki posta yazdık, buraya da "skor" tahminimizi yapalım bari.

Trabzonspor: 1 - 2 :Beşiktaş.

3 gol geleneğini bozmayalım. 3-1 alırız. mac daha ilk yarı çözülürde rahat rahat mac izleriz işallah.

Galatasaray kaybettikten sonra kazanmak çok daha önemli hale geldi. Tüm olumsuzluklara dar kadroya karşın Beşiktaş'ın puan tablosunun bu görüntüsünde şampiyonluk için mücadele ettiğini açıkça belirtmesi ve çoşkulu maçlar oynamaya devam etmesi şart.

her sezon hasretle beklediğim maç, 2-0'dan maç verdiğimizde de oradaydım, quaresma'nın penaltısında da.. bu maçı da alırız, iyice enselerine girelim, 1-0 öne geçersek skor yine 5'e kadar gider, trabzonda yönetime inanılmaz bir tepki var şuan, taraftar kesinlikle maça odaklanmış durumda değil, herkes mağlubiyeti ve sadri Şener'in gitmesini bekliyor, atmosfer bizden yana....

9 mart 2003 de Samet Aybaba'nin teknik direktorlugunu yaptigi Trabzonla Trabzonda Pancunun son saniye golu ile 2-2 berabere kalip namaglup unvanini devam ettirmistik. Ardindan 100.yil sampiyonlugu gelmisti.

Helal olsun hocaya cok iyi kadroyla cikiyoruz. Emre formayi hak etmisti oguzhanin baslamasi da dogru karar...

cenk 11 başlıyor. eğer bu maçta da hatalı gol yerse bundan sonra hayatta adam olmaz.

aga bu ne ya ? trabzon'u krtarma görevi bize mi vcerilmiş ?

sanki perşembe maç yapan fener değil de bizmişiz gibiydi takım.

Yaziklar olsun diyorum baska birsey demiyorum.

Kotu oynayabilirsin, ki bu mac kadar kotu oynadigimiz maclar oldu sezon boyunca. Ama bu isteksizligin, ruhsuzlugun, vurdum duymazligin hicbir izahi yok. Resmen 1 puan icin cikmisiz. GS'nin puan kaybettigi haftada, karsimizda bu kadar daginik bir Trabzon varken ben bu zihniyeti kabul edemiyorum. Bu kadar ezik bir anlayisimiz olacaksa biz bu eziklikle sampiyon falan olmayalim. Boyle bir anlayis gercekten olamaz, oyunculara da antrenore de yaziklar olsun. Bu aksamki isteksizlikten, ruhsuzluktan resmen utandim!

Benim asla anlayamayacağım bir nokta var, o da şu; tüm camia, taraftar, yönetim kilitlenmiş, tek yürek olmuş ve sahadaki oyuncularına inanmış, güvenmiş vaziyetteyken, onlar nasıl oluyor da, bu kadar saçma sapan ve her şeyden önemlisi, isteksiz oynayabiliyorlar?

Antrenör hatası desen, değil. Kendileri koşmuyor.

Fernandes'in kötü oyunu desen, o da değil, çünkü arada böyle maçlar çıkartıyor.

İstedikleri an, iki-üç pozisyon yarattılar, ama devamını getirmediler.

Saha içinde bir şeye mi küstüler acaba, diyeceğim, o da olamaz, çünkü savunmada çok çabaladılar.

Ee, sorun neydi?

Biri bu sorunun cevabını bana versin lütfen.

Hayret bir şey gerçekten...

Ya bu isteksizlik hali konsantre olamamak mı desem ne desem bilemiyorum ama bu takımda neredeyse abartmıyorum son 10 senedir bulunan bir hal. Anlayamıyorum gerçekten. Takım olarak hocaya mı giderler psikoloğa mı giderler ne yapıyorlarsa yapaınlar bitsin şu saçmalık

Hakikaten sikici macti, niye bu kadar olu oynadik bilmiyorum. Belki Trabzonspor'un oyununu da isin icine katmaliyiz diyecegim zira iyi alan kapattilar, ama daha once gormedigimiz istisnai bir savunma degildi.

Bir de erken oyuncu degisiklikleri de kotu oldu, bence Holosko - Necip degisikligi idealdi ama o da islemedi.

Vardi bir sorun ama adini koyamiyorum bir turlu.

sorun kazanma arzusunun eksikliğiydi, inanç yok takımda, bu sene şampiyonluğa oynadığımıza dair bir inanç yok.. kabullenmişlik ve doymuşluk haki, hedefi bu denli düşük tutarsanız, oyuncular o kazanımları elde ettikleri vakit geldikleri pozisyonu koruma isteği duyarlar. daha fazlasını ancak size o hedefi istediğini gösteren biri yada birşeyler olursa kovalarsınız. mesela bizim antrenörümüz böyle değil, takımın motivasyonunu terim gibi bir adım öteye taşıyamıyor. ikincisi camia olarak bu sezon başı hedefleri çok düşük tuttuk. hatta bu yüzden hocamız gizli hedefler edinme zahmetine katlandı. üçüncüsü elimizdeki oyuncu grubunun da başarabileceklerine ve kapasitelerine dair en ufak bir inançları yoktu..

bugün Oğuzhan çok kötü oynadı, tercihleri genel itibariyle yanlıştı, emre tercihi baştan sonra yanlıştı, holoskonun çıkması için o kadar beklemeye gerek yoktu.. fırat Aydınus'ta bence iyi bir yönetim göstermedi, mesela zokora'bıb ilk yarıda gördüğü bir sarı kart vardı ki kırmızı da olabilirdi..

neyse, takım hedefe daha iyi motive edilirse (yönetim mi yapar, hoca mı yapar, yoksa tribün mü bilemem ama birilerinin bir kıvılcımı başlatması şart) sezon sonuna kadar şampiyonluk kovalanabilir. zira gs ligin ilk yarısında da bu fikstürde çok puan kaybetmişti, yine kaybedecek..

Bu Samet Aybaba'nın her hafta 35. dakikada sol bek değiştirme hastalığı ne olacak ? Tamam Emre Özkan kötü oynuyordu ama defansta çok da aksamıyordu. En azından 10 dakika daha bekleyemedi mi Samet ? Giren Gökhan da kötü oynadı zaten. Sanki İsmail Köybaşı'nı sokuyor..

Onun dışında takım 60. dakikadan sonra Olcay hariç bitti. Bu takımın kondisyonerlerinin..

samet aybaba maç sonu açıklamasıyla zaten olmayan kredisini gözümde bitirmiştir.

tebrikler hocam böyle devam et.

Ayrıca defanslar o kadar yorulmadığı için zorunlu bi durum oluşmadığı zaman veya aşırı sıçmadıkları sürece değiştirilmez. Hücumcular ve orta sahalar daha çok yorulduğundan onlar değiştirilir. O değişiklik yüzünden 60. dakikadan itibaren biten Niang'ı değiştiremedik. Gerçi her haliyle takımın en iyisiydi bugün o da.

Kısacası nasıl bi zihniyetle yönetiliyor bu kadro ya ? Takımın başında Mustafa Denizli olsa en az 3-5 puan farkla liderdik. Ki Mustafa Denizli'nin hayranı da değilim, aklıma ilk gelen yerli hoca.

emre özkan tam benim önümde oynadı, çıkıncaya kadar orası otobandan farksız olmuştu, adamlar bağıra bağıra on defa geldiler, on defa bindirdiler.. yerini kaybetti arkasına çok adam kaçırdı, çıkması gerekiyordu ve çıktı.. asıl sorun emrenin onbirde başlamasıydı, emre orayı yedekler ama as oyuncusu değil şuan için..

niang 90 dakika boyunca en iyi oyuncumuzdu, fizik olarak da maç sonuna kadar gayet diriydi, ben beğendim açıkçası.. holosko casper modundaydı, sahada ruh gibi dolandı durdu, kanadındaki hilbertte dağa taşa top atarak içindeki sabri'yi ele güne gösterdi :)

bugünkü maçı niang dışında isteyen adamımız yoktu, o yüzden kazanamadık..

gs haftaya kayseride, sonrasında içeride artık yumurta kapıda olan ibb ile oynuyor, biz ise kasımpaşa ve mersinle oynayacağız.. muhtemelen önümüzdeki iki maçı kazanmamızla birlikte ilk sıra için olan iddiamızı arttırırız tabi tavşancı samet takıma çomak sokmazsa..

Bu maç için tek bir şey söyleyeceğim, zira diğer yorumların hiçbiri seyrettiğim maç için bana yeterli gelmiyor (üstelik her bir hücumu, her bir pası ve oyuncuların hallerini 10. dakikadan maç bitene kadar dikkatle izledim):

Neyin diyetini ödedik bunu gerçekten çok merak ediyorum.

Hayırlı pazarlar.

Elbette gönül isterdi ki bu maçta 3 puan alalım ancak kötü de olduğunu düşünüp enseyi karartmaya gerek yok.
Burada sezon başından bu yana yazdıklarımı bilen bilir. Real-Barca muhabbetlerini her zaman komik buldum, Tr liginin kendi dinamiklerinden her zaman bahsettim. Ayrıca her zaman fikstür konuşur.
Enseyi karartmaya gerek yok dedim, çünkü ilk yarının ilk 8 hafta sonrasında (derbi maçlarının bittiği haftadır) 9 puan toplamıştık ve o gün lider olan GS ile puan farkı 6 idi. Şu anda ilk 8 haftada 13 puan topladık. Öncelikle burada artımız olduğu ortada. Üstelik psikolojik olarak da cebimizde önemli bir derbi galibiyetimiz de var. Psikolojik olarak diyorum, çünkü son dönemece girerken bu tecrübesiz oyuncu grubunu motive etmekte işe yarayacağını düşündüğüm bir galibiyet. Gs ise ilk yarı ve ikinci yarının ilk 8 haftası karşılaştırmasında şu anda -1 puan ile kayıpta. Yeni bomba transferler, hakem kararları vs sonuç bu.
Şimdi herkes ilk yarının 8.haftasındaki içeride Ts ile 1-1 beraber kaldığımız maçtan sonra yükselen bir performans grafiğiyle oynamaya başaladığımızı hatırlayacaktır. Esasında yükselen sadece performansmıydı ben orada şüpheliyim. Dedim ya '' fikstür konuşur '' . Bence o performans yükselişinde fikstürün etkisi daha büyüktü.
Ve şimdi o bölüme başlıyoruz.

Fikstur bize hicbirsey katmaz. Ilk yaridaki fiksturde Bursa, Eskisehir, Kayseri gibi maclari iceride oynamistik, kolay bir fiksturumuz vardi. Simdi o maclarin tamami deplasmanda ve Samet Aybaba mentaliyesiyle bu maclardan alacagimiz maksimum puan 4 puan. Kaldi ki ilk yaridaki zayif rakipler ile simdiki zayif rakiplerin durumu cok farkli, Mersin, Akhisar vs olumune oynayacak.

Biz bu zihniyetle 2. bile olamayiz. GS ile puan farki 5 idi (2 mac), berabere kaldik hala 2 mac. Yani GS bizden 2 hafta (en az) daha fazla puan kaybetmek zorunda. Ben boyle birseyin olacagina pek inanamiyorum. Elimize boyle bir firsat gecmisken tepmemeliydik. Bu maci alsak haftaya bile lider olma sansimiz vardi, en azindan GS'ye o korkuyu verirdik.

Soylemeye dilim varmiyor, ancak haftaya GS Kayseri'de rahat bir oyunla kazanir, biz de kendi sahamizda stres yapip kaybederiz, tekrar 3.luge duseriz ve sampiyonluktan kopariz, goruntu bu. FB macinin havasi, sonucu bize muthis bir doping etkisi yapabilirdi, ama Samet'in vizyonu sagolsun Trabzon maci o dopingi tamamen aldi goturdu. Ki bugun alacagimiz galibiyet yarin Feneri de strese sokacakti, o da olmadi....

james sneijder

Evet net penaltımız verilmedi, onu bırak ceza sahası çevresinde de ne kadar faul yapıldıysa hiçbiri verilmedi. Aynı faullerin çok daha hafifleri ortasahada yapıldığında çalındı. Sözde Beşiktaşlı Fırat Aydınus kadar Beşiktaş'ı yakan bi hakem yok herhalde. Başkanın yerinde olsam bi daha bizim maça verilmemesi için elimden geleni yaparım.

Öncelikle deplasman performansımız, iç saha performansından daha iyi. Bugün ölümüne oynayacak dediğin takımlar belki o gün geldiğinde tam tersi bütün iddiasını kaybetmiş durumda da olabilir. Zaten fikstür konuşur derken tüm bu dinamiklerden bahsetmek istemiştim. Ben fikstür avantajımızın olduğunu düşünüyorum ancak Samet Aybaba'nın şampiyonluk psikolojisini yönetebilecek mi ya da bir Mustafa Denizli olabilecek mi ondan şüpheliyim. Esasında bir Mustafa Denizli olmayacağı şimdiden belli. Çünkü hala şampiyonluk konusunda herhangi bir söylemini duymadık.