9 Mart 2013 Cumartesi
Bugünden Yarına
Beşiktaş bu sezon 3 puan hesabı kadar, gelecek sezonların planlamasını da yapıyor. En azından, yapmak zorunda. Ligin bu noktasına geldiğimizde, elimizdeki futbol değerleri artık netleşmiş durumda. Kimden ne olur, ne olmaz artık belli.
Teker teker gidelim isterseniz.
Cenk Gönen: Güven vermiyor. Oynasın, oynamasın noktasında değilim. Beni bırak, savunma oyuncularına güven vermiyor. İyi bir kurtarışın üzerine saçma sapan bir gol yeme potansiyeline sahip. Seneye McGregor'u gönderelim de, yabancı kontenjanını açalım diye bir düşünce olursa, "Ben buradayım!" mesajı verebilmiş değil. Görünen o ki, rotasyondaki kaleci olarak kariyerine devam edecek. En azından, aksini ispatlamadı.
Allan McGregor: Sezon sonu gönderileceğini tahmin ediyorum. Yerine de Sinan Bolat alınacak. Kalecilik kalitesine göre dizmem gerekirse, McGregor> Sinan > Cenk diye gider. Lakin yabancı kontenjanı meselesi de var. Burada alınacak karar kolay değil. Lakin fikrim, bu kararın çoktan alındığı şeklinde.
Roberto Hilbert: Kapasitesi oranında son derece istikrarsız. Kadro kalitesi düşen Beşiktaş'ta sorumluluk alma adına bazen kendi kapasitesini aşan işlere giriyor ve bunların önemli bölümünde çuvallıyor. Devşirme bek olmasından dolayı, etkili kenar hücumcuları karşısında savunmada da sağlam duramıyor. Türkiye'de eli ayağı düzgün bir bek olsa, gözden çıkarılabilecek bir performansı var. Lakin eli ayağı düzgün bek yok!
Tomas Sivok: Onun üzerine konuşmak zaman kaybı olur. Beşiktaş'ın bugününde olduğu gibi, geleceğinde de temel alacağı oyunculardan biri.
Ersan Adem Gülüm: Sakatlıklardan sonra toparlanamadı. Vasat bir sezon geçiriyor. Sadece fiziksel değil, mental sorunlarla da boğuşuyor. Eski sakinliği ve atletikliği yok. Sivok'un yanındaki oyuncu için uzun vadeli yatırım olabilir mi şüpheli. Gelecek sene fizik olarak daha hazır durumda olma ihtimali var.
Gökhan Süzen: Beşiktaş'a adapte olamadı. Kendisini transfer ettiren performans düzeyi bu muydu, şaşkınım. Topla rahat değil, baskı altında oynayı öğrenmeli. Bu haliyle, İsmail'in yedeği olabilir.
Necip Uysal: Bu kadar şans verilen, bu kadar el üstünde tutulan bir genç oyuncusunun daha vaatkar olması gerekirdi. Oyun görüşü İbrahim Toraman seviyesinde olacak ise, o seviye Beşiktaş orta sahasında oynamaz. Bundan 3 sene sonra, 3 sene boyunca Necip'e yatırım yapmış olursak, 3 sene içinde çıkabilecek gerçek genç yetenekleri ıskalamış olmaktan korkarım. Bu haliyle iyi yedek olur.
Veli Kavlak: Rotasyonda kullanırsınız. Neresi eksikse, oraya yama yaparsınız. Oynadığı hiç bir bölgede sizi tatmin etmez. Maç kazandırmasını beklemezseniz, maç kaybettirmez. Faydalıdır, karakterlidir, rotasyon içinde doğru kullanılırsa uzun yıllar faydalı olabilir. İyi Beşiktaş'ta yedek olur.
İbrahim Toraman: Savaşçı kaptan. Ayağını topa sokmaktan çekinmeyen, önemli bir karakter. Lakin 10 metreyi geçmeyen pas menziliyle, geleceğin Beşiktaş'ında orta sahada oynamaması gereken bir oyuncu. İdeal Beşiktaş'ın 12. adamı olur, her bölgede yama olacak performanslar sergiler, maç kaybettirmez, kritik dönemeçlerde, taktik oyuncu olarak kullanılabilir.
Manuel Fernandes: Şu takımda kendisini eleştirmek hadsizlik olur. Takımın düzeyi buyken ve Fernandes'in üretim kapasitesi bu düzeydeyken, "canın ne zaman oynamak isterse, biz bekleriz" demekten başka çaremiz yok. Bu böyle mi olmalı, hayır. Lakin var olan durum bu. Manuel Fernandes Beşiktaş futbol takımının oynadığı boyuttan başka bir boyutta futbol oynuyor. Bu şartlarda, doğru pazarlama stratejisiyle bir satış planlaması düşünülebilir. Çünkü tek bir oyuncu, bir futbol takımının durumunu oradan alıp buraya koyamaz. Beşiktaş Fernandes'in satışıyla, takımın genel kalitesini arttırma yolunda bir hamle yapabilir.
Oğuzhan Özyakup: Beşiktaş'ın geleceğe attığı tek ciddi adım. Bugünden, Oğuzhan üzerine bir takım kurulmalı. Oğuzhan'ın varlığı Beşiktaş'ın oyun strateji ve formasyonuna en ufak bir zarar vermeyecek şekilde organize edilmeli. Samet Aybaba orta sahada oluşan boşlukları Oğuzhan'ın varlığına bağlayacağına, Oğuzhan'ı en iyi yere yerleştirip, etrafını doldurmalı.
Olcay Şahan: Sözü uzatmadan söyleyeyim; rotasyonda kullanılır. Karakterine, mücadelesine ve oyun görüşüne saygımız sonsuz. Lakin sadece ceza sahasında etkili. Fizik gücü yetersiz, koordinasyon problemi var, driplingi çok zayıf. Bir başka değişle, fiziksel zayıflığı, oyunun her bölümünü olumsuz etkiliyor. Dolayısıyla, ekonomik kullanılmak durumunda. En azından, gelecek sene. Belki rotasyonda kullanılması, fizik gücüne olumlu katkı yapar, çok büyük saygı duyduğum oyun zekasını sahaya koyma şansını arttırır.
Filip Holosko: Bu sezonun artı değerlerinden biri. Lakin tüm o artı değerlere rağmen, kapasitesi sınırlı. Beşiktaş'ı kontra ataklaştıran faktörlerden biri. Gelecek sene yürürlüğe girecek 6 yabancı kuralı sebebiyle, rotasyonda nasıl kullanılır, hoca bunun hesabını yapmalı. Holosko'nun as oyuncu olarak düşünüldüğü bir Beşiktaş, maalesef limitleri sınırlı hale gelir.
Hugo Almeida: Gelecek sezon başında gitmek isteyeceğini düşünüyorum. Yoksa fena oyuncu değil. Etkili olduğu alanlar var ve bunlar da Beşiktaş'ın oyununu kolaylaştırıyor. Kalırsa başımızın üstünde yeri var, giderse, bunu avantaja çevirmeye çalışmaktan başka çare yok.
Beşiktaş'ın geleceğe taşıdığı veya taşıyamadığı değerler bunlar. Savunmada Tomas Sivok, Orta sahada Oğuzhan Özyakup, ön tarafta Manuel Fernandes ve Hugo Almeida'dan oluşan bir omurga. İşin kötü tarafı, Fernandes ve Almeida'nın Beşiktaş'taki geleceği meçhul. Göründüğü üzere, Beşiktaş'ın omurganın kenarlarına serpiştirdiği oyuncular arasından geleceğe umutla bakacağı bir oyuncu da bulunmamakta.
Kimse kusura bakmasın, ben Oğuzhan dışında geleceğe taşınan bir değer göremiyorum. O Oğuzhan da, oynadığı maçlardan sonra, Aybaba'nın istenen oyunun oynamamasının nedenlerinden biri olarak ifade edilmesine fena bozuluyorum. Oğuzhan oynadı diye, Beşiktaş kimliğini kaybetmez. Oğuzhan'ı ortaya koyarsın, onun etrafını şekillendirirsin. Hocam kusura bakmasın, Beşiktaş Veli'ye göre şekil almaz.
Bu oyunculara İsmail Köybaşı ve Mustafa Pektemek de eklenecek. Eğri oturup doğru konuşalım, o iki oyuncunun da performansları Beşiktaş'ın ana omurgasına eklenecek kadar iyi değildi. Gelişim gösterme ihtimalleri, en azından yukarıdaki arkadaşlarından daha fazla. Bu oyuncuların 11'deki varlığına yatırım yapmak, kumardır. Şartlar onu gerektiriyorsa, yaparsın.
Oğuzhan'ın yumuşaklığı ve Veli Kavlak'ın yokluğu, Beşiktaş'ın bugünkü sorunu ise, gelecek adına sayın hocam Samet Aybaba ile ilgili de ciddi soru işaretlerim var demektir. Sezonun sonlarına yaklaştığımız şu günlerde, geniş tabloya baktığımızda, geleceğe hangi değerleri taşıyabildiğimizi tekrar gözden geçirelim istedim.
Ben bu oyuncuları bu şekilde görüyorum, sizin fikirlerinizi de okumak isterim...
Teker teker gidelim isterseniz.
Cenk Gönen: Güven vermiyor. Oynasın, oynamasın noktasında değilim. Beni bırak, savunma oyuncularına güven vermiyor. İyi bir kurtarışın üzerine saçma sapan bir gol yeme potansiyeline sahip. Seneye McGregor'u gönderelim de, yabancı kontenjanını açalım diye bir düşünce olursa, "Ben buradayım!" mesajı verebilmiş değil. Görünen o ki, rotasyondaki kaleci olarak kariyerine devam edecek. En azından, aksini ispatlamadı.
Allan McGregor: Sezon sonu gönderileceğini tahmin ediyorum. Yerine de Sinan Bolat alınacak. Kalecilik kalitesine göre dizmem gerekirse, McGregor> Sinan > Cenk diye gider. Lakin yabancı kontenjanı meselesi de var. Burada alınacak karar kolay değil. Lakin fikrim, bu kararın çoktan alındığı şeklinde.
Roberto Hilbert: Kapasitesi oranında son derece istikrarsız. Kadro kalitesi düşen Beşiktaş'ta sorumluluk alma adına bazen kendi kapasitesini aşan işlere giriyor ve bunların önemli bölümünde çuvallıyor. Devşirme bek olmasından dolayı, etkili kenar hücumcuları karşısında savunmada da sağlam duramıyor. Türkiye'de eli ayağı düzgün bir bek olsa, gözden çıkarılabilecek bir performansı var. Lakin eli ayağı düzgün bek yok!
Tomas Sivok: Onun üzerine konuşmak zaman kaybı olur. Beşiktaş'ın bugününde olduğu gibi, geleceğinde de temel alacağı oyunculardan biri.
Ersan Adem Gülüm: Sakatlıklardan sonra toparlanamadı. Vasat bir sezon geçiriyor. Sadece fiziksel değil, mental sorunlarla da boğuşuyor. Eski sakinliği ve atletikliği yok. Sivok'un yanındaki oyuncu için uzun vadeli yatırım olabilir mi şüpheli. Gelecek sene fizik olarak daha hazır durumda olma ihtimali var.
Gökhan Süzen: Beşiktaş'a adapte olamadı. Kendisini transfer ettiren performans düzeyi bu muydu, şaşkınım. Topla rahat değil, baskı altında oynayı öğrenmeli. Bu haliyle, İsmail'in yedeği olabilir.
Necip Uysal: Bu kadar şans verilen, bu kadar el üstünde tutulan bir genç oyuncusunun daha vaatkar olması gerekirdi. Oyun görüşü İbrahim Toraman seviyesinde olacak ise, o seviye Beşiktaş orta sahasında oynamaz. Bundan 3 sene sonra, 3 sene boyunca Necip'e yatırım yapmış olursak, 3 sene içinde çıkabilecek gerçek genç yetenekleri ıskalamış olmaktan korkarım. Bu haliyle iyi yedek olur.
Veli Kavlak: Rotasyonda kullanırsınız. Neresi eksikse, oraya yama yaparsınız. Oynadığı hiç bir bölgede sizi tatmin etmez. Maç kazandırmasını beklemezseniz, maç kaybettirmez. Faydalıdır, karakterlidir, rotasyon içinde doğru kullanılırsa uzun yıllar faydalı olabilir. İyi Beşiktaş'ta yedek olur.
İbrahim Toraman: Savaşçı kaptan. Ayağını topa sokmaktan çekinmeyen, önemli bir karakter. Lakin 10 metreyi geçmeyen pas menziliyle, geleceğin Beşiktaş'ında orta sahada oynamaması gereken bir oyuncu. İdeal Beşiktaş'ın 12. adamı olur, her bölgede yama olacak performanslar sergiler, maç kaybettirmez, kritik dönemeçlerde, taktik oyuncu olarak kullanılabilir.
Manuel Fernandes: Şu takımda kendisini eleştirmek hadsizlik olur. Takımın düzeyi buyken ve Fernandes'in üretim kapasitesi bu düzeydeyken, "canın ne zaman oynamak isterse, biz bekleriz" demekten başka çaremiz yok. Bu böyle mi olmalı, hayır. Lakin var olan durum bu. Manuel Fernandes Beşiktaş futbol takımının oynadığı boyuttan başka bir boyutta futbol oynuyor. Bu şartlarda, doğru pazarlama stratejisiyle bir satış planlaması düşünülebilir. Çünkü tek bir oyuncu, bir futbol takımının durumunu oradan alıp buraya koyamaz. Beşiktaş Fernandes'in satışıyla, takımın genel kalitesini arttırma yolunda bir hamle yapabilir.
Oğuzhan Özyakup: Beşiktaş'ın geleceğe attığı tek ciddi adım. Bugünden, Oğuzhan üzerine bir takım kurulmalı. Oğuzhan'ın varlığı Beşiktaş'ın oyun strateji ve formasyonuna en ufak bir zarar vermeyecek şekilde organize edilmeli. Samet Aybaba orta sahada oluşan boşlukları Oğuzhan'ın varlığına bağlayacağına, Oğuzhan'ı en iyi yere yerleştirip, etrafını doldurmalı.
Olcay Şahan: Sözü uzatmadan söyleyeyim; rotasyonda kullanılır. Karakterine, mücadelesine ve oyun görüşüne saygımız sonsuz. Lakin sadece ceza sahasında etkili. Fizik gücü yetersiz, koordinasyon problemi var, driplingi çok zayıf. Bir başka değişle, fiziksel zayıflığı, oyunun her bölümünü olumsuz etkiliyor. Dolayısıyla, ekonomik kullanılmak durumunda. En azından, gelecek sene. Belki rotasyonda kullanılması, fizik gücüne olumlu katkı yapar, çok büyük saygı duyduğum oyun zekasını sahaya koyma şansını arttırır.
Filip Holosko: Bu sezonun artı değerlerinden biri. Lakin tüm o artı değerlere rağmen, kapasitesi sınırlı. Beşiktaş'ı kontra ataklaştıran faktörlerden biri. Gelecek sene yürürlüğe girecek 6 yabancı kuralı sebebiyle, rotasyonda nasıl kullanılır, hoca bunun hesabını yapmalı. Holosko'nun as oyuncu olarak düşünüldüğü bir Beşiktaş, maalesef limitleri sınırlı hale gelir.
Hugo Almeida: Gelecek sezon başında gitmek isteyeceğini düşünüyorum. Yoksa fena oyuncu değil. Etkili olduğu alanlar var ve bunlar da Beşiktaş'ın oyununu kolaylaştırıyor. Kalırsa başımızın üstünde yeri var, giderse, bunu avantaja çevirmeye çalışmaktan başka çare yok.
Beşiktaş'ın geleceğe taşıdığı veya taşıyamadığı değerler bunlar. Savunmada Tomas Sivok, Orta sahada Oğuzhan Özyakup, ön tarafta Manuel Fernandes ve Hugo Almeida'dan oluşan bir omurga. İşin kötü tarafı, Fernandes ve Almeida'nın Beşiktaş'taki geleceği meçhul. Göründüğü üzere, Beşiktaş'ın omurganın kenarlarına serpiştirdiği oyuncular arasından geleceğe umutla bakacağı bir oyuncu da bulunmamakta.
Kimse kusura bakmasın, ben Oğuzhan dışında geleceğe taşınan bir değer göremiyorum. O Oğuzhan da, oynadığı maçlardan sonra, Aybaba'nın istenen oyunun oynamamasının nedenlerinden biri olarak ifade edilmesine fena bozuluyorum. Oğuzhan oynadı diye, Beşiktaş kimliğini kaybetmez. Oğuzhan'ı ortaya koyarsın, onun etrafını şekillendirirsin. Hocam kusura bakmasın, Beşiktaş Veli'ye göre şekil almaz.
Bu oyunculara İsmail Köybaşı ve Mustafa Pektemek de eklenecek. Eğri oturup doğru konuşalım, o iki oyuncunun da performansları Beşiktaş'ın ana omurgasına eklenecek kadar iyi değildi. Gelişim gösterme ihtimalleri, en azından yukarıdaki arkadaşlarından daha fazla. Bu oyuncuların 11'deki varlığına yatırım yapmak, kumardır. Şartlar onu gerektiriyorsa, yaparsın.
Oğuzhan'ın yumuşaklığı ve Veli Kavlak'ın yokluğu, Beşiktaş'ın bugünkü sorunu ise, gelecek adına sayın hocam Samet Aybaba ile ilgili de ciddi soru işaretlerim var demektir. Sezonun sonlarına yaklaştığımız şu günlerde, geniş tabloya baktığımızda, geleceğe hangi değerleri taşıyabildiğimizi tekrar gözden geçirelim istedim.
Ben bu oyuncuları bu şekilde görüyorum, sizin fikirlerinizi de okumak isterim...
Etiketler:Gürcan Ulusoy
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...4 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...7 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.9 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189511 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
-
74 Yorum:
Söylediklerinin çoğuna katılıyorum. Sene başında Altınsay'ın planı aklıma geldi. Hatırlamayanlar için söyleyeyim. Sanırım Mr.Kavalcı demişti. Altınsay bu kadroda ki tüm oyuncuları yollayıp yeni bir takım kurmayı düşünüyordu. O kuracağı yeni takımın oyuncularından biri de Oğuzhan'dı. Bu tarz geleceğe dönük oyuncularla bir takım kurmak ve geleceği kurtarmak istemişti. Erken kaçtı. O yüzden kızdım ama tesbitleri doğruydu. Ayrıca kongre günü bir açıklaması var. Geleceği kurtarmak için bir fırsat geçmişti elimize ama başaramadık. Cidden doğru bir söz. Her zamanki gibi günü kurtarma çabalarını izledik. Günü kurtardık mı kısmına gelince 2.lik bu parasız durumda başarı mıdır diye düşününce başarıdır denilebilir ama yeterli mi? bu tartışılabilir. Seneye kalan oyuncular kısmına gelince seneye için yatırım yapılmadığı için seneye elde birşey kalmadı. Zaten seneye düşünülse sene ortasında böyle transfer yapılmazdı. Niang kötü transfer demiyorum ama seneye düşünülmeden yapılan transfer. Yazık ne diyelim. Ayrıca Necip'in bu seneki performansından ve oyun teknikinden ben onun sağ beke devşirilmesi taraftarıyım. bu konuda da düşüncelerinizi bekliyorum
Cok yerinde tespitler olmus.
Bahsettigin omurganin korunmasi lazim eger diger mevkiler icin uzun vadeli hamle yapilacaksa. Fernandesin satilmasinin yaratacagi kazanc ile Oguzhan'a dusecek agirliga destek olacak kapasitesi yuksek yerli/yabanci bir ortasaha/kanat oyncusu cok yerinde olur.
Ayrica Emre Ozkana yatirim yapilmali bence. Emre Ozkan sezon basinda takimda kalmak icin cesur bir insiyatif kullandi ve sansini iyi degerlendirdi ayni kafayla devam ederse kendini gelistirmeye acik bir oyuncu olarak gozukuyor.
Bunlarin disinda bahsettigin oyunculardan iyi yedek olacak seviyede(Gokhan, Toraman, Holosko)
rotasyon oyunculari ise (Olcay, Ersan, Necip, Veli) diye dusunursek yine en sancili pozisyon sag bek ve sag acik oluyor. Hilbert yerine uzun vadeli iki oyuncu ile anlasilmali.
Niang'in kiralik suresi uzatilabilse Niang kanatlarida verimli kullanabilecek bir oyuncu ve buyuk bir bas agrisini giderir.
Kenarda oturan genclerden Hasan Turk'ten artik hic haber alamiyoruz halbuki iyi baslamisti.
Kaleci icin McGregordan vazgecilmemeli Onur ayarinda bir kaleci alinmayacaksa.
Doğru demişsin de yazdığın 9 kişi yerine kimleri alabilirsin ki yerliler çok pahalı hatta iyi yerli yok ancak yabancılar değiştirilebilir, Fernandes Almeida hariç hangisini kim alır?
Adem Alkaşi bence alınabilecek bir sağbek. Bana kalsa Beşiktaş bizim Orhan Şam'ı alsa, biz Adem Alkaşi'yi Gökhan Gönül rotasyonu için alsak çok daha mutlu olurum tabii
gelecekten bahsederken futbolcu isimlerini baz almak hata. bugünlerde 10 yıl öncesinin geleceğiydi. 3-5 futbolcu ismiyle cm-fm de geleceğin takımı kurulur.
şu anda beşiktaş 25 maçta 43 puan topladı. rakiplerinin inanılmaz başarısızlığından ötürü ortada nispi bir başarı söz konusu, önümüzdeki yıl durum daha farklı olur.
bu sene dediğimiz iki yıldız transferi devre arasında gelseydi, takım muhtemelen şampiyon olurdu. buradaki vizyonsuzluk açık net ortada.
onun dışında. jessienin söyledikleri doğru, bir açıdan baktığın zaman. sivok 30 yaşında bir oyuncu çokta temel olarak alınıcak bir oyuncu değil timing hataları var hava toplarında iyi değil, kolay çalım yiyo falan. bu takımdan yabancılar gönderilebilir problem değil.
fernandes konusunu aslında duran top bağlamında incelemek lazım, beşiktaşa inanılmaz bir opsiyon sunuyor. genel oyununun dışında fernandesin bu özelliği onu çok önemli kılıyo.
Beşiktaş futbol takımındaki hemen hemen her oyuncu potansiyelinin limitleri nezdinde oynuyor. Hatta hemen hemen tamamı kariyerinin en iyi sezonunu geçiren, amatör ruhlu oyuncular. Bugün sahada yer alan futbolculardan Oğuzhan haricinde izlediğimizden daha fazlasını verebilecek bir oyuncu bana göre yok.
Oyuncu bazında gideceksek sezon sonu planlamasına dair sıralayalım.
Cenk: Yetenek anlamında McGregor'un çok önünde. Mental problemleri yüzünden asla birinci kaleci olabilecek ışığı verebilmiş değil. Muhtemelen gelecek olan Sinan Bolat ile değişmeli olarak oynayacaktır. Sinan'ın daha iyi bir kaleci olduğuna dair şüphelerim var. Bu kumarın tutmasını beklemekten başka yapacak bir şey yok.
McGregor: Daha önce hakkında düşündüklerimi uzun uzun yazdım. Ortalama bir kaleci. Yok artık bunu da çıkardı dedirtmez, Cenk gibi 40 metreden de topu içeri almaz. Efendi gibi kurtaracağını kurtarır, yiyeceğini de yer. Bunun Beşiktaş için yeterli bir seviye olduğunu düşünmüyorum. Yabancı kontenjanı da belli olduğu için Sinan Bolat kumarını bu noktada makul karşılıyorum. Keşke şampiyonlar ligi gelirimiz olsa da Onur Kıvrak'ı Galatasaray'a kaptırmasak.
Sivok: Bu takımın her zaman ama her zaman sahip olması gereken bir oyuncu. Gönderilmesi düşünülemez.
Ersan: Yaşadığı 2 çok ağır sakatlığın etkisini 3 ayda sıfırlaması imkansız. Önümüzdeki seneden itibaren sakatlık yaşamazsa yükseleceğine inanıyorum.
Toraman: Kaleden ne kadar uzak o kadar iyi ama iki metre yanındaki adama pas veremeyecek potansiyelde oluşu onu asla ideal bir ön savunma oyuncusu yapmıyor. Beşiktaş'ın ideal 11 oyuncusu olmamalı ama kulüpteki ağırlığı nedeniyle formasının garanti oluşu Toramansız bir Beşiktaş olmayacağını gösteriyor.
Gökhan Süzen: İzlemiş olduğum İBB maçlarında hücum anlamında parıldayan bir isimdi. Gerektiğinde sol açıkta da değerlendiririz mantığıyla alındığı için sol bek performansını bugün eleştirmek manasız. İsmail geri döndüğünde Emre Özkan ile beraber yedek oturacaktır.
Hilbert: Bir hücumdan devşirme bek daha. Serdar Kurtuluş, Mehmet Akgün gibi alternatiflerinin olduğu yerde Beşiktaş'ın her zaman banko oyuncusudur. Sözleşmesi hala uzatılmadığına göre düşünülmüyor. Yerine oynayacak olan oyuncu Mehmet Akgün ya da Serdar Kurtuluş'sa vay halimize.
Oğuzhan: Pozisyon bilgisi ve yeteneğiyle pamuklara sarmamız gereken oyuncu. Geleceği belirsiz olan Fernandes'ten bile daha önce değerlendirilmesi gerekiyor. Olası bir pozsiyon hatası bugün için kimsenin umrunda olmamalı. Çünkü Beşiktaş'ın gelecek 5 senesi Necip ya da Veli ya da Fernandes'in değil Oğuzhan'ın omuzlarında şekillenecek. Şekillenmeli.
Fernandes: Ligde kendisi kadar değerli ve potansiyelli tek oyuncu Sneijder. Fenerbahçe derbisindeki iştahı takımı nasıl öne attıysa, Gaziantepspor, Trabnspor maçlarındaki statik duruşu takımı bir o kadar geri attı. Daha fazlasını yapmak istemediği zaman hızlı çıkan takımı bile yavaşlatabiliyor. Fiziksel durumundan da endişe duyuyorum. Türkiye'ye ilk geldiğindeki futbola ait olan fiziğinin yerini kas yığınına bıraktı. Bu kalınlık sahadaki Fernandes'i de olabildiğince hareketsizleştiriyor. Aylar önce Fernandes ekstra yüzüyor, kondüsyon çalışıyor dendiğinde nasıl gurur duyduysam, sahadaki isteksiz ''kalın'' fernandes'ten o kadar endişe duyuyorum. Bu ayrıntının dışında yeteneği sebebiyle dünyanın hemen hemen her takımında oynayabilecek bir oyuncu.
Almeida: Sezon sonu göndermezsek takımın yine kilit oyuncusu olur. Yüksek top etkinliği, sıkışan oyunda kenar oyuncularına ve hücum partnerine soluk aldırır. Kesinlikle gönderilmemesi gerekiyor. Bu sezonki özverisi de takdire şayan.
Holosko: Yedekten geldiğinde de çok fazla katkı veren bir oyuncu. Direk olarak ilk 11 oynamasındansa kadroda her zaman bulunması gereken bir oyuncu. Özellikle Almeida'nın varlığında onun boşalttığı alanlardaki etkinliği çok dikkat çekiyordu.
Olcay: Pozisyon bilgisi yüksek ama fazla soft bir oyuncu. Devamlı içeri katediyor. Topa sahip olabilen bir Beşiktaş takımında her zaman süre almalı.
Veli: Ne bir savunma önü oyuncusu ne bir kenar oyuncusu ne de bir ofansif orta saha oyuncusu. Veli'de tüm bu mevkilerin oyuncusu olmak için gerekenlerden biraz biraz var. En büyük avantajı her zaman için özverili olması. Trabzon maçında yürüyen oyuncuları gördüğümde eksikliğini hissettim.
ya bırak abi neyin analizini yapıon ?
sezonun en kritik maçında rakip kaleye gitmeye niyeti olan tek adam 33 yaşında 1 ay önce takıma gelmiş Niang ...
ulan hoca dese beraberliğe yatın diye , çıkıp insiyatif alır dana gibi ön alan presi yaparım taki birinin vicdanı el vermeyip bana katılana kadar.
ben böyle saçmalık görmedim.
Oyuncu oyuncu değerlendirmelerine katılmıyor değilim, ama geleceğe yatırım yapılabilecek hiçbir oyuncu yok burada, hatta şöyle söyleyeyim, Fernandes'e Oğuzhan'dan daha çok yatırım yaparsın.
Oğuzhan'ın sezon başından beri verdiği röportajları izleyin, oynamak için burada olduğunu, her maçtan sonra Robin'le konuştuğunu, avrupada oynama hayali olduğunu bol bol duyacaksınız. Bu da şu demek, Ozzy iyi bir performans gösterdiği sezonun sonunda ya Avrupa'ya gider, ya da gitmesine izin verilmezse balon bir sezon geçirir. Bu da gözü dışarda olan oyunculara sahip olmanın dezavantajıdır işte.
Fernandes'i Beşiktaş'a Oğuzhan'dan daha kolay bağlarsınız takıma ve daha kolay verim alırsınız.
Beşiktaş'ı ya da Türkiye liglerinde oynamayı basamak olarak görecek oyuncular her zaman olacak, bu Muhammed de olacak, Oğuzhan da, Gökhan Süzen de, Hasan Türk de. Önemli olan sürdürülebilirlik, yatırım yapacağımız kişi Oğuzhan olmamalı, yatırım yapacağımız sistemimiz olmalı ve o sistem Oğuzhan da gitse, Fernandes de gitse işlemeye devam edebilmeli.
Oyuncular bazında konuşmak yoksa gayet saçma yoksa, temeline koyalım takımın dediğiniz adam sezon başı İspanya sınırından döndü.
@deniz
ya kardeşim sen dalga geçiyosun heralde. oğuzhanın gözü avrupadaymış avrupaya gidermiş. yahu benim de gözüm avustralyada hahaha, gözle oluyo mu bu işler acaba.
oğuzhan dediğin adam arsenalin rezerv takımından gelmiş şu ana kadar a takımla bir maça bile çıkmamış bir oyuncu. amma abarttınız adamı, adam zaten avrupadan sen buraya yetersizsin diyerek türkiyeye gönderildi. bırak önce bir türkiyede yeterliliğini göstersin sonra avrupaya gider.
amma boşsunuz valla.
bir çok noktada kesinlikle katılmıyorum. maç sonu karamsarlığına verdiğim bir yazı bence.
veli'nin ve toraman'ın maç kaybettirmeyeceği yazılan bir yazıya katılmam mümkün değil. veli'nin ciğersizliğine hayran olsam da, bugün eksikliğini hissetsem de ilk 11 oyuncusu değil, yedekten girdiğinde de fark yaratabileceğini düşünmüyorum.
beşiktaş bu sistemle oynamaya devam edecekse 1-2 transferle yine kafaya oynar. elimizdeki oyuncuların oynayabileceği en üst seviyeye en uygun sistem bu. fernandes özelinde oyunu kurmasını bekle, hücuma çıkarken bol bol pas yapmak yerine rakibin açığını kovala. bu sistem fernandes'e bağlı. bir de duran toplar var, takımın en önemli gol silahı. tabi ön alanda faul almamız şart duran toplar için.
oyun karakterimiz böyle olacaksa, iyi bir kaleci, holosko'yla rotasyona girecek bir isim, toraman'la ön libero'da rotasyona girecek bir isim bir de niang kalitesinde ama genç ve basan bir isimle yine şampiyonluğa oynayabileceğimizi düşünüyorum. sakatlanmadan önceki ismail bu sene kadroda olsa, ofansif anlamda 1-2 kademe daha etkili olurduk bence. zira kendisinin hücuma katılımını çok arıyoruz bu sene. sadece hilbert'le olmuyor, hilbert orta açmayı bilmiyor çünkü.
çalışmamız gereken bir kaç şey var,
1) defansif yerleşim. orta alanımız boş kalıyor, fernandes'in savunma yapmadığı bir sistemde santrafor ortayı kapatmalı. holosko ve olcay'la birebir kanat savunması çalışılmalı. diğer orta saha oyuncumuz ve ön liberonun da hangi durumlarda basması hangi durumlarda alan kapatması gerektiği zorla öğretilmeli. veli gibi sürekli koşmamalı bir orta saha.
2) orta sahada top dağıtımı ve duvar pasları. fernandes her zaman ön liberodan forvete kadar duvar paslarıyla çıkabilmeli, yorulduğunda o işi yapacak ikinci isim belli olmalı. oğuzhan yapar bu işi ama gözü dışarda, bence de ilk eli yüzü düzgün teklifte kaçacak. necip'in de bunu yapabileceğini düşünüyorum ama öğrenmesi gereken çok şey var, öğrenmeye çalıştığından emin değilim.
3) kondüsyonun etkili kullanılması. oyunun ne zaman soğutulacağı, ne zaman hızlandırılacağına takım halinde karar verebiliyor olmak lazım. her maç rakipten %10 fazla koşamazsınız, 3-4 hafta koştuğunuzda sonraki haftada bugünkü maç gibi çuvallarsınız.
4) beklerin hücüma katılımı. oyunun yönüne bağlı olarak hangi bekin içeri drive edeceği hangi bekin kanattan açılacağının öğretilmesi. mesela sağ bekimiz dani alves gibi hep kanatta takılacaksa, sol bekimiz marcelo gibi içeride pas opsiyonu oluşturabilmeli.
yetenek değil çalışma isteyen şeyler bunlar, ama akıl edip çalıştıran var mıdır, hiç sanmıyorum.
yine de ideal beşiktaş'ın kolej havasında, hatasıyla sevabıyla şu anki beşiktaş gibi olması gerektiğini düşünüyorum. yüreğiyle oynayan ve profesyonel bir takım olmalı.
Geleceğe dönük bir takım omurgasının bu sene kurulduğunu söyleyen kendisini kandırıyordur. Bu sene aslında gerçekten planlı bir şeyler yapılıyor mu ona bile emin değilim. Ben şahsen Samet Aybaba'nın kafasında bir kurgu, bir plan, geleceğe dair bir takım yapılanması olduğunu düşünmüyorum. Her şey anlık gelişiyor, ligin enteresan hali de hocamızın ekmeğine yağ sürüyor.
Tek tek bütün futbolcuları derinlemesine analiz etmeyeceğim, yalnız Beşiktaş gibi bir takımda asla forma giymemesi gereken adamları söylemem gerekiyor. Bunlara Kategori-I diyorum, sırayla Kaleciler, Hilbert, Ersan, Veli, Hasan, Emre Özkan, Mehmet Ak-gün/yüz. Kategori-II adam yokluğunda idare edecek futbolcular, normalde TR’de büyük takımda yedek kalmaları beklenir, sırayla Necip, Toraman, Olcay, Holosko, Gökhan Süzen, Köybaşı. Kategori-III TR'de büyük takımda oynar adamları, Oğuzhan, Pektemek (Kat.II'de olabilir), Almeida, Sivok, bu adamlar Avrupa'da ciddi, önemli takımlarda oynar mı emin değilim (oynayamazlar demek bu!). Kategori-IV, Avrupa'da önemli takımlarda oynayacak potansiyel, ligde her büyük takımda oynayacak potansiyel, Fernandes ve Niang.
Şimdi Kategori-IV'e FB'den kaç oyuncu koyarsınız, GS'den kaç oyuncu koyarsınız ona bakın bir de. FB'yi sayayım sadece Volkan, Gökhan, Meireles, Emre, Sow, Webo, Kuyt, 7 futbolcu, hadi itiraz ettiniz 5 oldu. FB'nin ilk 11'inde Kategori-I kaç tane oyuncu var sizce? En fazla 1, bizde ise en az 3. Bütün sorunun başladığı yer burası, futbol önce akılla sonra da yetenekle oynanır, diğer parametreler fizik güç, koşu kalitesi, tempo vs hep sonradan gelir. Beşiktaş seyircisi akıllı ve yetenekli futbolcu izlemeyi unuttu, Fernandes gibi bir adam çıktı mı da tapınırcasına saçma hareketlere giriyorlar. Bu da benim gibi 80-90 takımlarının neredeyse tamamını izlemiş yaşı 30-35’i geçgin taraftarı acayip derecede rahatsız ediyor. Aynı fetişizm geçen sene Quaresma üzerinden gerçekleşti.
Fırsat buldukça TRT3’deki arşiv görüntülerini izlemekte yarar var, o zaman birçoklarının düz adam dediği Rıza’nın sağ taraftan yaptığı ortalara bir bakın, sonra da Hilbert’i, Emre’yi, Holosko’yu, Olcay’ı izleyin orta yaparlarken. Veya 88-93 arası efsane takımın orta sahasındaki o zamanın düz adamları Zeki, Sakallı Şenol ve Ayı Turan’ı bir izleyin, sonra da çok koşan düz adam kontenjanından takımda yer bulan Veli’nin, Necip’in, Toraman’ın nasıl pas yaptığına bir bakın. Arada uçurum var eskiden yana, sıkıntı da burada. Sergen-Tümer bu takımdan ayrıldığından beri, yani yaklaşık 6 yıldır bu takıma “büyük takım topçusu” Kategori-IV bir Türk futbolcu gelmedi, bulamadık, çıkartamadık, yaratamadık.
Bunu yapamadığımız sürece her derbide ezilmeye mahkumuz, görmek lazım bu realiteyi. Ben şahsen gelecekte bu kategori için Oğuzhan’dan ümitliyim, o çocukta bir cevher var, ayrıca izlediğim çok kısa süreye rağmen (bir çok Beşiktaş’lı şu an umudunu yitirmiş veya yitirmek üzere de olsa) Muhammed’den ümitliyim, o da cevher taşıyanlardan. Yalnız cevher işlenmedikten sonra anlamı yoktur, işleyecek olan da teknik ekiptir. Teknik ekipte cevher var mı? Buna eminim, yok!
Geleceğin takımını kurmak gibi bir felsefenin asla olmadığı bir noktada, sarı haramzadelerin sunduğu ikram geri çevrilmemeli. Takım yeteneksiz olsa da bu ligde fark yaratabilecek kadar topçuya sahip, bundan sonrası azim ve hırsla mücadele. Zaten teknik kalibresi düşük olan takım bir de bu geceki TS maçında olduğu gibi uyuşuk ve istemeden oynarsa hiç çekilmiyor. Beşiktaş’ın bu seneki “başarı” sırrı hız, tempo ve mücadeledir, bundan noksan duran Beşiktaş bu ligin en berbat maçlarını oynar, tıpkı bu geceki gibi, bana da sinirden kendimi bilmem ne yapmak düşer...
yazının da saatine bakarsak yine öfkeyle yazılmış adelet duygusundan uzak bir yazı olduğunu görebiliriz. allah aşkına siz beşiktaş'ı ne zannediyorsunuz? 12. adam olabilirmiş, rotasyonmuş, yedekmiş vs. ya okurken gülsem mi ağlasam mı anlamadım. yine takım potaya girince birileri heyecanlanmış, beklenti içine girmiş sonra takım kötü oynayınca gelmiş sinirini tek tek oyunculardan çıkartmış.
beşiktaş'ta oynayan hiçbir oyuncu mükemmel değildir. en iyi diyebileceğimiz fernandes almeida bile o kdar iyi olsalardı zaten burada olmazlardı bu net. allah'ını seven bana hilbert gibi yenildiği maçtan sonra ağlayan 90. dakikada bile depara kalkan bir adam bulsun. veya 93. dakikada 92 metre koşan 24 maçta 8 tane gol atmış kapasitesini bilerek oynayan 800bin euro'ya alınmış bir hucum oyuncusu bulsun. necip deniyor necip'teki bu seneki gelişimi görmemek için ya maçları izlememiş olmak lazım ya da futbol yoksunu olmak laızm. yeterli mi? (neye göre kime göre) bana göre daha da iyi olabilir. ama şu haliyle bile özellikle hücumda ilk yarıdaki maçlarda gösterdiği deliciliğiyle yeterince iyidir.
aslında olay hep aynı. senin bi takımın var beklentilerin var. herkes bu takımın başarısını istiyor. burada herkes hemfikir. sene başında o kadar teknil direktör sayıldı hangisi gelmeyi kabul etti? kimle konuşsak bize paradan bahsedildi denmiyor mu? en kilit adamlar almeida fernandes sene başında gitmek istemedi mi? tamam artık biraz gerçekçi olalım ya. tüm bunlara rağmen şu takım şu maça kadar son dakikaya kadar mücadele etmiş. insaf ya, gerçekten yazık ya ve gerçekten ayıp ya. şu çocukalrın şu haftaya kadar olan emeğini görmemek ruhsuz bir maçtan sonra çıkıp şöyle bir yazı( haklı dahi olsa) şu zamanda yazmak nedir ya. madem bu takımın plansız olduğundan bu kadar eminiz gelecek takımı olmadığından eminiz e o zaman neden havaya giriyoruz arkadaş? bir yanlışlık var da tam olarak nerde bilemiyorum.
ben bu takımla gurur duyuyorum, duymaya da devam edeceğim. ve bu tarz takım tutan insanları da hayatımın sonuna kadar AN-LA-MA-YA-CA-ĞIM
cenk:bu çocuk kültürlü,aydın,kafası çalışan,gelişime inanan türkiye futbolu için çok farklı bir çocuk.adamın yaşam koçu var yahu.mesela fb li volkanla kıyaslanamaz bile bu açıdan.volkanı hatırlıyorum cenk yaşlarında şampiyonlar liginde ayağının altından kaçırmalar,yapma volkanlar..bunlara dayandılar volkana şans verdiler biz cenk'e bu yoklukta inanmadık yabancı kontejanını kullandık.özgüven en çok kalecilikte önemlidir ve volkan cenk'ten daha yetenekli değildir.
ersan:bu çocuk 2 kere çaprazlarını yırttı ve geri dönmeyi başardı.bu başarı başlı başına daha iyi olacağı konusunda umutlu olmam için yeterli.
sivok:5 golü var.çek milli.bir stoper ligde 20 haftada 5 gol atıyorsa o stoper farklıdır arkadaşım,fark yaratmıştır.kendisine çok büyük saygım var.
g.süzen:geldiği 2.gün ferdiyle kavga ettiler ya işte tamam dedim bu çocuk olur.türk topçusunun zayıf karnıdır abicilik.abiye ve takımın yıldızına ters bir hareket düşünülemez bile.hele ki takımın hocası aybaba zamanın en ünlü abilerindendi.öyle böyle abi değildi...(bu konuda roman yazılır aslında ya neyse)ama bi baktım ona da gider.fark yarattı.ısrar edilmeli bu arkadaşta.
oğuzhan:hastasıyım o premier lig kayışlarının.aybaba ve kıran'ın bu çocuktan hiç haz etmediğine eminim.tek sebep bunu altınsay getirdi.ve fark yarattı.sametin en büyük mottosu neydi genç oyuncu çıkarır,bulur,oynatır.çıkaramadı,bulamadı,olanıda altınsay getirdi.çok yazık olacak diye korkuyorum.çalışabileceği en ters antrenörle çalışmak zorunda.aybaba toprakçılık,hemşericilik,abicilik ekolündendir.sevmez öyle türk topçusunun ingiliz kayışlarını..
fernandes:bence bjk ya daha faydalı bir yabancı oyuncu gelmedi daha önce.15 milyona satılıyor bu çocuk şu an istenirse.bjk de daha önce hiç bir yabancı futbolcu bu paraya satılamadı arkadaşım.dolayısıyla tartışmasız en faydalısı o dur.fark yaratmak budur.
olcay:vallahi ben et mi balık mı anlayamadım.
necip:en ufak bir ilerleme yok.olacağını zannetmiyorum.ileride toraman abisi gibi olmak en büyük hedefidir diye tahmin ediyorum.
toraman:bu kadro için iyi bir ön libero.ilerde samet aybaba olmak en büyük hedefidir diye tahmin ediyorum.
holosko:bu adam oynayan değil oynatılan adam hocam.oynatabilmek lazım.bence son derece iyi oyuncu.çok faydalı.
almeida:çok gol kaçırıyor.bence girdiği pozisyonları atan ama çok koşmayan arkadaşlarına alan yaratmayan forvet>bi çok şeyi yapan ama çoğunu atamayan forvet.ya da bobo>almeida.ayrıca bjk nin santraforu siyahi olmalı bence.
niang:işte tam bir beşiktaş santraforu.biçilmiş kaftan.yaşa falan bakmadan kadroda tutulmalı.efsane olması olası.
samet aybaba:olmaz.sebeplerin bir bölümünü oğuzhan kısmında anlattım.elimde olsa asla onunla çalışmazdım.bizi ileri götürebilmesi bence söz konusu dahi olamaz.
yönetim:fikret orman,mesut urgancılar,nur çebi,dalgakıran çok özverililer.kendilerine teşekkür ediyorum.
Theo,
Laf sokucam diye asil soyledgimi kacirdin. Diyorum ki, besiktas yapisi itibariyle merdiven yapilmaya musait bir kulup. Bu yuzden ozellikle gozunun disardanoldugunu belli eden adam uzerine sistem kurucam, 5 yilimi insa edicem derseniz, o adama stoke cityden teklif geldiginde insaatiniz yikilir. Burada konu oguzhanin avrupada oynayailecek duzeyde olup olmamasi degil.
O yuzden sein uzerine insa edecegin sey sistem olmali, o da her sene bir oguzhan bulabilecek duzeyde iyi bir arama tarama sistemi mi olur, yoksa oyunculara cok bagimli olmayan bir futbol sistemi-felsefesi mi oturtmaktan gecer, orasini onlar dusunsun. Biz istedigimiz kadar kafa patlatalim nasilsa farketmeyecek.
bazı arkadaşlar demiş ki daha ne bekliyorsunuz bu takım bu kadar olur. bu beşiktaş falan demiş. Ve kadro yapılanmasını da sadece lig düşünerek yapmışlar. Arkadaşlar gitsin şampiyonlar liginde kupa alsın demiyoruz ama Beşiktaş her zaman gruptan çıkabilecek kalitede olmalı. Siz iyice düşük profil bir takım yapmışınız. Yönetimin her zaman dediği başarı söze 5 yıl içinde şampiyonlar liginde kupa alacaz diye geldi. bu sene o kupa için hiçbir şey yapmadılar. bizi o başarıya götüremeyecek olan bir teknik direktör ve oyuncular. Yaa Fm oynarken ilk işim bu takımda yabancıların hepsini yollamak oluyor. Türk oyuncuları nereden bulacam diye de düşünmek oluyor. Bakalım sezon sonu neler olacak. merakla bekliyorum
Tezek'e katiliyorum. Mac siniriyle yazilmis gereksiz derecede sertlikte bir yazi.
Ben bizim kadroda Mehmet Akyuz ve Mehmet Akgun disinda bu seviyenin oyuncusu kesinlikle degil, bizim formamizi giymemesi lazim diyebilecegim bir oyuncu goremiyorum. Cok elestirilen Veli vs bile en kotu ihtimalle yedek kulubesi oyuncusu olur.
Ancak oyle bir yazilar goruyorum ki, Veli/Olcay bile yetersiz bulunuyor. Veli'yi aldigimiz/aldigi paraya Veli'den iyi kimi bulacagiz, onu da yazin. 5 milyon euro'luk Alper Potuk mu mesela?
Genel olarak bir kadro degerlendirmesi yapmayacagim, gereksiz. Ancak gelecek sene sadece bonservissiz oyuncularla bile tekrar sampiyonluga oynayacak bir kadro yaratabiliriz, bu cok da zor degil. Erman Kilic, Eneramo, Sinan Bolat, Serdar Kurtulus, Holmen, Hugo Viana gibi bircok opsiyon var onumuzde, hepsi faydali olacak oyuncular. Sec begen al.
Birde su theotheo'nun tekrar ortaya attigi 'devre arasinda 2 yildiz' lafini es gecemeyecegim. Senin bahsettigin 2 yildizin aga babasini GS aldi. Sonuc? Ordu'yu, Akhisar'i zor yenen, Schalke'ye karsi kendi sahasinda mahkum ezik bir top oynayan bir takim var hala. Ve o muhtesem yildizlar da hicbirsey katmadi takima, katacagina bircok sey goturdu. Buna cevabin nedir? GS devreden once neyse devreden sonra da o, ne degisti? Onemli olan 'yildiz' almak degil, takima faydali oyuncu almaktir.
Bu Trabzon maci bence psikolojik acidan kotu bir mac oldu. Fenerbahce maci ne kadar umutlandirici, heveslendirici bir mac ise, Trabzon maci da bir o kadar umut kirici bir mac oldu bizim icin. Oyuncularin mac sonu, hocanin mac onu konusmalarindan anladim ki resmen 1 puan icin gelmisiz. Bu zihniyetle birakin sampiyon olmayi, 2. bile olamayiz, ki boyle ezik korkak bir zihniyetle olmayalim da zaten.
Sampiyon olacaksan, once o hedefi koyacaksin, o hedefe ulasabilecegine inanacaksin. Hocamiz daha sampiyonluk lafini agzina almaya korkuyor, hedefi koymaya korkuyor (gizli hedef ne demek amk), ve biz bu adamdan takimi 5 sene boyunca ileri tasimasini, gelistirmesini mi bekleyecegiz?
Oyunculara, takima saygim var. Gosterdikleri istaha, mucadeleye (bugun haric ancak hocanin asiladigi 1 puan yeter dusuncesi belli) saygim var, ancak Samet Aybaba ile bu takimin gelisemeyecegi bence ozellikle dun cok belli oldu. Ve bence bugun gorduk ki FB maci da tamamen tesadufen kazanilmis, hicbir anlam ifade etmeyen, etmeyecek bir macmis maalesef. Yazik, gercekten cok yazik.
fernandes iki-üç hafta yokmuş, adalesinde zorlanma varmış.. geçmiş olsun...
Ben de zamansız ve takımın Trabzon'da beklentilerin çok altında mücadele etmesinin yarattığı kızgınlıkla ayarın kaçtığı bir yazı olduğunu düşünüyorum.
Takımı parçaların toplamından ibaret görme indirgemeciliğine kaçtığını, bir yandan gelecek planı olmadığından söz ederken diğer taraftan bu yıl ortaya konan pozitif değerleri bir çırpıda silip sil baştan takım yaratma dışında bir şey öneremediğini düşünüyorum.
Ersan mental açıdan zayıf olabilir, İ.Toraman 5 metreye top atmaktan aciz olabilir, Holosko düz topçudur tamam ama bu parçalar birleştiğinde ortaya birbirlerinin eksiklerini kapatan, zayıf taraflarını örten, güçlü yanlarını sunmasına imkan tanıyan bir yapı oluşturabilmktir esas olan. Ve bu takımın bunu büyük oranda yapabildiğini düşünüyorum.
Oyuncuların bir çoğunu maksimum kapasitesiyle oynatan bir yapı gelecek için önemli bir adımdır.
Fikret Orman'ı beğenmiyorum, Samet Aybaba'yı da. Hele maç sonu oyuncularla ilgili açıklamaları çoğu zaman moralimi bozuyor. Ama iyilerin de hakkını vermek lazım. Takımdaki arkqdaşlığı detaylarda görmek mümkün. Sakat oyuncular için yapılan jestlerde, deplasman uçağında, yedek kulübesinde... Bunu yaratmak, yıllardır hepimizin arzuladığı amatör ruhu sahaya koyabilmek bu ekibin bir başarısıdır ve geleceğ atılmış bir diğer önemli adımdır.
Gelelim bireysel performanslara.
Hilbert istikrarsızsa süper ligde istikrarlı oyuncu bulmak kolay olmasa gerek. Ligin genelde en iyi 2., bu yılki verimine göre 1.si sağ bekidir Hilbert.
Necip üstüne koymadı denmiş. Defansif yanında pek bir ilerleme olmasa da hücum aksiyonlarına katılım, özgüven, oynadığı mevki yelpazesini genişletme gibi alanlarda belirgin aşama kaydetti.
Olcay'ın fiziksel yetersizliğini hangi kriterle açıklarsınız bilmiyorum ama oyun zekası yanında en güçlü yanıdır fizik kapasitesi bana göre. 3.5 milyon euro alan milli takımın sağ kanadı direkten dönen 8 topuyla insanları kandırırken 24 maçta 8 gol atmış bir kenar forvet eleştiriliyorsa zaten fazla birşey söylemeye gerek yok. Son 5 yılda orada oynayan oyuncuların performanslarını da masaya koyup bakmak lazım tabi.
Fernandes konusu ayrı bir mevzu zaten. Neredeyse Türkiye'deki herkes aynı fikirde. Fernandes yokken Beşiktaş birşey oynayamaz. Yahu Fernandes büyük oyuncu tamam ama oynamadığı maçlarda duran top katkısı dışında inanılmaz farklar olduğunu göremedim ben. 14-19. haftalar arasında oynamadı. Bu sürede çok temiz bir Ordu deplasman galibiyeti, belki senenin en iyi futbolunu oynadığımız Eskişehir maçı, Almeida'nın kale ağzından atamayıp galibiyeti kaçırttığı Gençler deplasmanı, Kayseri galibiyeti, Doka'nın eliyle düzeltip 2-2 yaptığı İBB maçı.Fernandessiz takım çok küçümseniyor bence ve seneye gitse dahi açığı kapatılmaz değil.
Seneye bu takımın ihtiyacı olan şey 2-3 tane nokta atışıdır. Bu atışları doğru yapabilecek kişi kimdir bence tartışılması gereken şey o . Çünkü Samet hocanın yabancı transfer tercihlerinde isabet sağlayacağını düşünmüyorum.
çok net bir gerçek var.
bu takım şampiyonlar liginde deplasmanda 1 ve 2.torba takımlarının hepsinden en az 5 yer. bu net. buna itirazı olan var mıdır bilmiyorum.
hamit altıntop tarzında oyuncular 150 tane gol atsın diye alınmazlar veya olcay ondan daha çok gol attı diye olcay hamitten daha iyi bir oyuncu olmaz. bu tarz oyuncular büyük maçlarda oyuna ağırlığını koyarlar, büyük maç oyuncusudur, takımlarını büyük yerlere taşırlar, bu aradaki farkı görün. galatasaray neden şampiyonlar liginde 2.tura çıktı bunu iyi düşünün. burada bombok oynadığın bir maçta fenerbahçe son dakka golüyle bala göte yenip, ardından 3.4 oyuncusu kadro dışı bırakılmış trabzonsporla bombok bir oyunla aldığın 1 puana sevinip, millete bok atmayın komik oluyor.
ondan sonra şu hilberte 1.sağ bek denmiş :)) gökhan gönül, eboue, hatta orhan şam bile hilbertten iyi bir bektir. kendinizi kandırmayın.
ersan ve necip hakkındaki görüşlerimide bilen bilir.
bu boş kafaları bırakmak lazım açıkcası, bu takım bu sene isterse şampiyon olsun ki muhtemelen ligi 3.bitirecektir. tamamaen değişmesi gerekir. net.
Gsnin neden ikinci tura ciktigi belli uefa grubundan hallice bu gruba dustu ondan ki o gruptan da son dakikalarda ite kaka iddiasiz united ve braganin denk gelmesiyle cikti. Asil sen turkiyenin real madridi almanyanin orta sira takimlarindan schalke karsisinda nasil kendi sahasinda rezil oluyor onu dusun.
Ve sene basinda bizde 10-15 puan fark atar dedigin gs ve fb ile nasil aramizda 0 ve 4 puan fark var onu dusun.
Arkadaşlar 3 büyüklerin 2012-2013 için sadece ödediği bonservislere bakalım:(Ödenen yıllık ücretleri saymıyorum; ayrıca Beşiktaşın 1 milyon Euro su direk Dentinho ya gitti.)
GS : Toplam: 30.050.000 €
FB : Toplam: 33.900.000 €
BJK: Toplam: 4.000.000 €
Sadece bu tabloyu görmek bile yeterli.
Açıkçası bu yazı, oyuncularımızın durumu ve potansiyeli ele alındığında başarılı olmuş, ama konu bu mudur?
Bu açıdan bakarsak, yani yazıya göre ele alırsak, 9-10 oyuncunun değiştirilmesi gerekiyor. Beşiktaş'ta böyle bir maddi imkan var mı? Yok. Bunu oynatabilecek, hatta dürüst olalım, o 9-10 futbolcuyu, doğru ve etkili şekilde alabilecek teknik ekip/yönetim var mı? Bence o da yok. Tüm bu riske değer mi? İşte sorun burada.
Çünkü bahsi geçen oyuncular, yıllardır Beşiktaş'talar ve tüm taraftarlar, zaten hepsinin değiştirilmesinden yana. Zaten herkes biliyor mevcut kadronun kapasitesini. Bu yüzden doğru bir yazı ama kesinlikle gerçekçi değil.
Ayrıca "omurga" kısmına da katılmıyorum. İki oyuncuyla omurga kurulmaz. Omurga denilen sistem, Fener'deki gibi olur. Kimsenin beğenmediği Baroni dahi, yıllardır orada ve takımın sistemine doğrudan etki eder vaziyette. Kale - Defans Lideri - Orta Saha Lideri - Forvet ve Takım Lideri, sıfatlarını dolduracak futbolcular olunca, bence omurgadan bahsedilebilir. Bu haliyle, neredeyse Trabzon bile bir omurgaya sahip ve bu yüzden Burak gidene kadar geçen sene dahi, bizden iyi bir performans gösterdiler. Şenol Güneş bunu yapabildi, ama bence Samet yapamaz.
Bu kadar çok sayıda oyuncu değiştirelecekse, sene başında yapılması gereken ama es geçilen, "gençler ağırlıklı" kadro çalışması tekrar hayata geçirilmeli. İşte feda yılı o zaman olabilir ancak. Baştan aşağı gençleri doldurursun ve Oğuzhan gibi iki tane çıksa dahi sana yeter. Ayrıca şu andaki puanımızdan, daha düşük alacaklarını da zannetmiyorum.
Tek tek oyuncu asmak yerine, yeni bir sistem belirlemek, bence şu anda vermemiz gereken en kritik karar konumunda.
Gerisi teferruat.
ligin 9-14. haftaları dışında çok iyi futbol oynadığımızı söylemek zor, bu futbol şampiyon olmayı veya şampiyonlar ligine gitmeyi hak ediyor mu orası tartışılır. oynadığımız oyun ilerisi için umut vermiyor.. sert bir takım değiliz, o yüzden de hep kırılma anlarında geri adım atıyoruz, ihtiyaç duyulan anlarda en iyi oyuncuları hep kaybediyoruz.. çoğu kişinin aksine fikstür için bir avanatajımız olduğunu düşünmeme rağmen, gelecek yıla alınacak bir UEFA bileti bu yıl için en olası sonuç olarak gözüküyor... sezon başında hedefi yanlış seçtik, gerçekçi olalım, doğru yapılanmadık, özellikle td konusunda..
bu genç futbolcu fantazisinden vazgeçin arkadaşlar. bundan kurtulun kafanızı biraz yenileyin. bu olayı arsenal ve barcelona sizin kafanıza aşıladı ama hepsi her sene 50 milyonluk transferler yapıyo.
arsenal de wilshere dışındaki hangi oyuncu var söyleyin. genç diye aldıkları hepsi patlak çıkmadı mı ramsey diaby vs. en çok katkı veren oyuncu 28 yaşında alınan cazorla.
oğuzhan oğuzhan herkes tutturmuş oğuzhan napmış arkadaş bu sene. aklınızı kaybettiniz heralde. iyi oyuncu olabilmek gelecek vaadedebilmek bu kadar kolay mı. zamanında necipe diyenler şimdi de oğuzhana aynı muameleyi yapıyo. necip noldu ortada. veli noldu ortada. tanjular, buraklar vardı. emre özkan 25 yaşına geldi, hala 30.dakkada oyundan çıkıyo. sergen atıyodu orhan gülle, cumali şundan bundan 10 kat iyi oyuncu hani nerdeler?
herkes salak bi tek siz akıllısınız. şu anki seviyede futbol oynayabilmenin zorluğu en yüksek derecede. fiziki mental yetenek olarak en üstte sürekli olmanız gerekiyor. geçelim yani. almanya diye tutturuyosunuz. bir tek doğru dürüst top yapan yetenekli nitelendirceğimiz bir türk çocuğu var o da mesut. geri kalanı kalas bildiğin klasik alman.
bu iş bu kadar kolay değil.
beşiktaş fernandes tarzı transfer kovalamak durumundadır. burada yanıldıkları da olacaktır. ama bir tane daha fernandes bulursan sen şampiyon olursun belki, mevkiden bağımsız söylüyorum.
hayal aleminden çıkın. gerçek dünyaya dönün.
Adam Orhan Şam Hilbert'ten iyidir demiş. Şaka mısın abicim sen yaa:)
Geldiği günden itibaren hiç bir zaman Samet Aybaba'nın ortaya mantıklı bir proje koyacak veya ortaya koyulmuş bir projeyi gerçekleştirebilecek insan olduğunu düşünmedim ama merak ediyorum gerçekten bir haftada ne oldu? Gerçekten Fenerbahçe maçında çok iyi mi oynamıştık? Veya sene içerisinde mücadele dışında futbol adına çok farklı bir şey ortaya koyan bir takım mı izledik de bu hafta herkes bir karamsarlık içerisinde hiddetleniyor? Siz gerçekten geçen hafta maçı kazanınca şampiyonluğun geleceğini mi düşündünüz? Bu hafta mücadele etmedik (veya edemedik)ve Trabzon deplasmanından bir puanla döndük Eee? Yukarıda bir arkadaş Denizli takımın başında olsaydı gibi bir şeyler söylemiş bu hafta tipik bir Denizli maçı izledik bence ilginç olarak belki de ilk kez Samet Aybaba'nın net bir planı vardı o da Trabzon deplasmanından 1 puan almak iyidir. Planını uyguladı 1 puanını aldı ama sorun şu ki Samet Aybaba lig sonunu- veya önümüzdeki seneyi düşünerek(en azından Beşiktaş açısından—kendi açısından ise plan yaptığını ve tek planının ilk 3 içerisinde kalarak önümüzdeki sene yerini garantilemek olduğunu düşünüyorum) plan yapmıyor . Ama bu yeni bir şey değil o yüzden boş yere yeşeren umudunuzun acısını Cenk, Necip, Oğuzhan, Ersan, Hilbert gibi futbolculardan çıkarmaktan vazgeçin ve bu sene yapabildikleri en iyi şeyi yapan mücadele eden bu futbolcuları iyi günde- kötü günde (örnek Trabzonspor maçı gibi pek bir şey ortaya koyamadığı zamanlarda) desteklemeye çalışın.
son 10 haftaya girerken takımlar ilk yarıda sergiledikleri performansı sergilelerrse ilginç bir puan durumu ortaya çıkıyor:
18 15 11
gs 62
bjk 61
fb 54
gs, fb yi kendi sahasında yenmişti ama kadıköy deplasmanını düşünürsek
son 10 maça ilk yarı performansımız yeterli olabilr.
şaka bir yana moral düzelten bir hesap.
Gs'yi bi kenara birakirsak ligi Fenerin uzerinde bitirmemiz de imkansiza yakin. Gercekci olmak lazim, adamlar cok formda, GS boyle devam ederse Fener sampiyonluga kosabilir. Biz ancak 3.cu oluruz gibi gozukuyor.
Fenere dinamizm getiren adam emre idi. Eğer sağda solda yazdıkları gibi en az 4 hafta olmayacaksa fenerin ortasahasının yaratıcılıktan iyice uzaklaşacağını düşünüyorum ki bu 4 haftalık süreçte kesinlikle beklenmedik puan kaybı yaşarlar(özellikle de deplasmanda). Ayrıca fenerbahçenin önceden şükrü saraçoğlunda bariz bir üstünlüğü vardı. Maça hızlı başlayıp ilk 15 dakikada maçı koparacak skoru alıp üzerine yatarlardı. Artık o baskılı oyunla başlamıyorlar ve genelde de gol yiyene kadar başıboş geziniyorlar. Golü yiyince set oyununu dönüyorlar ve genelde de hakem yardımı olmadan da bu oyunda da pek başarılı değiller(Kasımpaşa,bursa,elazığ,sivas maçları örnek olabilir).
Avrupa maçları dönüşü türk oyunculardaki mental düşüşü de göze alırsak hem fenerbahçe hem de galatasarayın ekstra puan kayıpları olmaya devam edecektir. Asıl önemli olan bu noktada bizim ne yaptığımız. Eğer ilk yarıdaki performansın bir tık yukarısını gösterebilirsek en kötü ihtimalle 2. olarak bitiririz diyorum.
Ben bu oyuncular övgüyü hak etmiyorlar demedim. Lakin bazı gerçekler var, biz bu sezon 3.lüğü başarı sayıyoruz.
Gelecek sezon da 3.lüğü başarı sayacak mıyız? Hiç bir beklenti olmayan sezonda bu başarı güzel.
Gelecek sezon da hiç bir beklenti içinde olmayacak mıyız?
Olacak isek, mevcut oyuncu grubuyla bu iş nasıl olacak, ben onu soruyorum.
Elinde 4 tane genç oyuncu vardır. Dersin ki, bunlar seneye tecrübe kazanacak, fizikleri oturacak ve daha iyi birer oyuncu haline gelecekler.
Ben bunu Oğuzhan dışında görmüyorum. Görmediğim gibi, takımın hocası da Oğuzhan'ın zaaflarını kamufle etmek yerine, altını çizme eğilimi gösteriyor.
Ligin bilmem kaçıncı haftası gelmiş, Veli Kavlak'ın yokluğunu konuşuyor. Seneye de Veli Kavlak'ın yokluğunu konuşuyor olursak, bu seneyi ne yaparak geçirmiş olacağız?
Beşiktaş bu sezon ilk 10 haftada 10 puan alsaydı sorun olmazdı. Oysa gelecek sezon sorun olur.
Ben Beşiktaş'ın asıl yapılanmasının sezon sonu olacağını düşünüyorum. Ferdi ve Almeida geçen sezon sonu olduğu gibi gitmek isterlerse ve bunu bu sefer başarırlarsa, ister istemez yapılanma olacak. Çünkü bu yılki oyun planı zaten bu 2 oyuncunun üstüne kuruluydu. Almeida'ya şişir, duran toptan Fernandes attırsın, onun dışında hızlı çık.
Bu 3 kozdan ikisini kaybettiğimiz noktada, elde kalan tek değerin Oğuzhan olduğunu görüyorum.
Salih gibi, Emre Güral gibi gelecek vaad eden oyuncumuzun olmaması beni endişeye sevk ediyor.
@darkpain
Fenerbahçe tespitine kesinlikle katılmıyorum.
Şuan itibariyle Kayseri ile birlikte ne yaptığını bilen 2 takımdan biri Fenerbahçe ve bildiğin eziyorlar tempoyla iç sahada.Bizi de sağlam ezdiler de nedense 30'dan sonra mala bağladılar.
Bizim sorunumuz bir plan olmaması.Altınsay'ın bir planı vardı , geleceğin takımı için ama onun dışında bir plan yok.Geri kalan anı yaşıyor.Şampiyonluk potasına girdik ee kovalayalım bari olduk.
Bir karar ver abi bizi de arada bırakıyorsun.Diyorsun gençlere önem verecem bakıyoruz Beşiktaş'ın yaş ortalaması Galatasaray ile aynı.
Şampiyonluğa oynayacaz diyorsun , sezonun en kritik maçında sıfır risk alıp rakibinle aradaki farkı indirme şansını tepiyorsun.
EE ikisini de yapmıyorsun söylediklerinin.Beşiktaş mevcut kadroyla zaten 3. olur .Bir hedefe yürümüyorsak neden Samet Aybaba orada ?
Biz seneye de Veli gitti tempomuz gitti diye ağlayacaksak Gaziantepspor 2 olur çıkarız ?
Beşiktaş'ın artık bir silkelenmesi lazım.
Yönetim çok iyi gelecek planlaması yapıyor, 2 ay sonra Muhammed'in sözleşmesi bitiyor, başka bir takıma imza attığında, açıklamaları hazır; "kimse beşiktaş'tan büyük değildir" :)
Fernandes'e iyi topçu diyen ve onun üzerine gelecek kuralım yatırım yapalım diyen daha fitbol izlemesin abicim.Zamanına vaktine yazık.Her maç 10 korner 10 duran top ben kullansam demeyeceğim ama G.Süzen kullansa o da o kadar asist yapardı.Akan oyun içinde kaç tane ara pası vermiş akan oyun içinde kaç tane asist yapmış şu Fernandes denen arkadaş bilen biri yazsın öğrenelim.
Olcay çok palaz ve güçsüz.8 gol attı 3-5 gol kaçırdı.24 maçta başka herhangi bir pozisyonda vs adını duyan hatırlayan var mı?
Oğuzhan ikinci bir Burak Yılmaz olur.Sahtekarlığa kolay düşüp hakem kandırmaya çalışmaya meyili var ama yetenekli.Üzerine düşmek lazım.
Sene başında ilgilenen oyuncular emre güral, salih uçan, şener'di. Sonradan profil tamamen değişti zamanla. bunlar gelse seneye daha ümitli olabilirdik ama yönetim seneye ümitle olmamız yerine seneyi kurtarıp sesleri susturmak istedi. Ama asıl mantıklı olan taraftarı unuttu. 5 sene içinde şampiyonlar ligi alacaz diyolar birde. Biz burda sene başında ilk 10'a girsek yeter bu sene ama seneye için iyi bir kadro kurulsun diyorduk. ama onun yerine boyle bir düzen düşündüler. Ama seneye tekrar feda dedik 2.lik 3.luk yeter deseler şimdi arkasında olan taraftarlar bu sefer küfretmeye baslayacak. Sene sonunda transferleri gorecez. 7 tane scout var, her yere araştırıyoz dediler. bakalım araştırmalardan ne çıkacak. yine lucescu'nun ya da bazı menajerlerin onerdigi oyuncular yerine izledikleri oyuncular mı alınacak. çünkü kendileri ile çelişiyolar devamlı. Devre arasında menajer onerisiyle oyuncu almayacaz dediler. sonra niang dentinho geldi. Niang kotu transfer degil belki ama plansız olan bir transfer. bir anda ortaya cıktı. sol kanatta oynayabilecek olcay, niang, dentinho var. sag kanat sadece holosko. o gidince hilbert'e kalıyoz. Niang forveti yedeklemek icin alındı demesinler. Almeida ve Niang forvet tarzı olarak tam ters oyuncular. Mecburiyetten yedekliyor belki ama plan değil yani.
Bunların suçlusu olarakta tamamen Tamer Kıran'ı görüyorum. Sene başında Altınsay'ı yollayan da o. Bu tarz transferleri yapan da o.
necip dışında ki bütün analizlere katılıyorum.necip ilk yarıda ki fenerbahçe maçından sonra nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde 1-2 seviye atlattı futboluna.daha fazla sorumluluk almaya başladı,dribblinglerini çok geliştirdi ve aynı şekilde daha isabetli ve türkiye'de pek görmeye alışık olmadığımız riskli pasları deneyen bi oyuncu konumuna geldi.
bence gelecek senelerin beşiktaş'ın da omurgayı oluşturacak oyuncuların başında geliyor.
Olay aslında net. Övünç'ün son yazdığı yorum herşeyi açıklıyor. Bir bütünün parçaları yerine sadece birini veya birkaçını öne sürdüğünüzde başarı sağlayamadığınız gibi, hem bütünün hem de o kullandığınız parçanın içini boşaltırsınız. Şu anki idari-teknik yönetim "kolej havası" kavramını tek tabanca kullanmakta. Bu resim içinde ise kimse, bu kadar sakat varsa kondisyon çalışması doğru mu yapılıyor, kısa-orta vade gelecek için hedeflenenler nedir, takımın teknik-taktik bir kişiliği olacak mı yoksa hep böyle koşup duracak mıyız, vs. diye sormuyor.
Derin düşünebilen ama doğuştan taraftar optimizmine bağlı olan ciddi taraftar forumlarında dahi "bu durum iyidir iyi, hem de feda sezonunda" diye yazıyor. Oysa sorun bu yıl değil ki. Kendi adıma tam tersi, bu sene için bir beklenti içine girmemiştim, ama ligimizin koskoca bir balon oluşu nedeniyle zaman zaman ben de heyecanlandım, orası doğru. Şimdi açıkça görüyorum ki "gençleştirme" veya "gelecek kurgusu" adı altında yapılanlar maalesef ligin kendisi gibi bir balon. Sayacak bir sürü şey var da, en güncel örneklerden birisi olması açısından: gelecek hesaplaması yapan bir takım asla son maçtaki gibi oynamaz. Bu maçtaki oyun çok önemli, çünkü Oğuzhan gibi profesyonel futbola henüz yeni adım atmış bir oyuncu bile bu kabullenmişliği, miskinliği ve bunların getirdiğiyle takım oyunu yerine boş bireyselliği sergiliyorsa kimse gelecek vs diye söylemde bulunmasın, kusura bakmayın. Üstelik kulübün durumu bugünden yarına düzelmeyecekken.
Bahsettiğim gibi ligin düşük seviyesi bir illüzyon yaratıyor ve birçok Beşiktaşlı da buna inanıyor. Yazık, çünkü bizim taraftarımız eskiden beri ileri görüşlülüğü ile tanınır-dı.
Olcay Hamit'ten iyi
@theotheo
Yine yanlış anlamışsın. Drogba'ya bile boş yere kendini atma yetisini öğretebilen bir camianın oyuncusuyla Beşiktaşlı bir oyuncuyu kıyaslıyorsun. CL maçının 6. dakikasında kendini yere atan zihniyetle bir Beşiktaşlıyı kıyaslaman cidden komik olmuş. Platini effect herkese hayırlı ve uğurlu olsun.
bjk4evera yaptığım kapaklardan sonra, en son kapak iyi oldu bundan sonra konuşabileceğini düşünmüyorum.
sneijdere söylenicek birşey yok. ne dediğini anlamadım açıkcası.
yukarıda hamite sallayan arkadaşta hamitin neden bu kadar para aldığını herhalde anlamıştır. herkese hayırlı traşlar.
hahahaha. arkadaş halı saha modundan bir türlü çıkamamış belli ki. direğe çarpıp giren şutu gol oldu diye mi bütün bunlar? gs'li olsam direk sallardım emre çolak varken neden oynatıyorsun bu adamı diye.
theotheo = (az biraz, çok değil) pes + (az biraz, çok değil) fm + iddia.
schalke'nin 2. golü tamamen ft'nin vizyonsuzluğu. normalde schalke 3 kuruşluk top oynamıyor, oysa gs'nin elinde onlardan 2 gömlek üstü kapasite var. 1-2 olmuş hala niye skorun üstüne yatmaya çalışıyorsun. gol geliyorum diye bağırdı resmen.
hala oyuncu değiştirmezse ft kifayetsizliğin resmiyeti olur.
bu arada 2. yarıda nerede theotheo'nun golü atan hamit? gören var mı?
He yav hee....
valla bazı vatan hainlerine bazı şeyleri bugün galatasaray göstermiştir heralde.
en başından dediğim gibi büyük maçları büyük futbolcular kazanır. biz oğuzhanla olcayla sivas maçını, onlar schalkeyi.
aradaki farkın bu kadar net görülmesi, ve anlattıklarımı anlamanız için de iyi bir kapak oldu. güle güle kullanın.
biz iki yıldız alınsın derken, bazı şeyleri görerek söyledik. sen şimdi ligde 3.olup ağlarsan o zaman sorucam sana.
sneijder sen fatih terimin vizyonuna laf edebilecek bir adammısın ya. harbiden soruyorum net yani. herif türkiyenin gelmiş geçmiş en iyisi lan. git bi çay iç kendine gel.
vatan haini? hahahaha. unutturma da bu lafını dortmund'lu alman arkadaşlarıma neden schalke atkılarıyla sokaklara dökülmediniz diye sorarken anlatayım. öyle olacak zira. ne de olsa alman bunlar ne anlarlar vatan işinden. hepsi ali kemal gibi nasılsa.
bu arada senin gibi kahvehane ağızlı boş adamlara kapak olsun: bundesliga'da sevmediğim 3 takım bayern, schalke ve hamburg'dur. schalke tarihindeki saçmalıkları ve senin sevdiğin gibi para saçmasıyla dortmund'un yanında hep ezik kalmaya mahkumdur çünkü. zaten ancak senin gibileri at gözlüğüyle baktıkları için öğrenmek zahmetinde bulunmazlar.
bu arada platini'ye de söyleyelim sana CL için şeref madalyası versinler. mutlu olursun lan.
fatih terimin vizyonu kıytırık schalke 2. yarıyı domine ederken bizim gibi seyrettiğinde görüldü theotheo. vizyon dediğin şey şişirme bir topla atılması muhtemel gol olmadı da rahat nefes aldık diye sevinmek değildir. daha 60. dakikada 4 oyuncusu oyundan düştü.
neyse. sonuca göre yazalım mutlu olalım.
walla 2 yıldızı boşverde bi muslera'mız olaydı şimdi kafadan 10 puan öndeydik.
@sneijder
valla bir türk takımı almanlar ile oynarken almanları tutma gibi bir "mantıksızlık" "zeka geriliği" vs nasıl yapılabilir diye düşünüyorum. bu hainlikten başka birşey olamaz. orada türk bayrağı var o çocukların üzerinde çünkü. almanların veya ingilizlerin ne bok yediği beni alakadar etmez.
onun dışında para saçan ezik takım schalke fln. kesin böyledir yani. heriflerin yaş ortalaması son dakkadalarda 18 e fln düştü :D
her neyse kedi erişemediği ciğere mundar der. insan da kendi romantik fantazi düşünceleri yalanlanınca diyor. ünal aysal ve fatih terim bu yapılanmayla başarılı olur demiştim. fazlasıyla oldular. iyiyi tebrik ederiz.
beşiktaşta bu ligi antalyasporun üzerinde bitirmeyi kendine başarı olarak adlediyorsa, o zaman beşiktaşı da tebrik ederiz.
sneijderden yeni bir inci daha.
kıytırık schalke.
bjk4ever. bekliyorum. schalke karşısında ezik futbol oynayan. aldığı iki yıldızla gençlerbirliğine yenilen, hamit gibi bir balona yılda bilmem kaç milyon euro veren galatasarayı kötülemeni bekliyorum.
veya biz feda deyip, dentinho ve escudeye 2 milyon euro para ödeyip, ligi antalyasporun nasıl üstünde bitirebiliriz planları yapalım. ne dersiniz?
ah theo ah. keşke okuyup bilgi edinmeyi deneseydin. küresel krizden sonra son 2 senedir ilk 5 takım dışında öyle transfer yapan yok zaten. oysa schalke 2 sezon önce o dönem barça'nın harcadığından daha fazla harcayıp 36 milyon avroluk transfer yaptı. almanya'da herkes bilir ki "gaz"prom schalke eline geçeni harcar, tıpkı tottenham gibi. tutmuş 18'lik oyunculardan bahsediyorsun. şu anki halleri zorunluluktan bile olsa, git bir almaya kalk bakalım bastos'u, farfan'ı veya drexler'i kaça veriyorlar.
genel olarak avrupa maçlarında kimi tutup tutmayacağım olayını vatan hainliğine bağlaman ayrı bir abukluk iken, mesajımda yazdığım kendini yere atanlar konusuyla herhangi bir takımı tutma olayını nasıl bağdaştırdığınsa ayrı bir abukluk. üstelik bunu bahsettiğim gibi schalke için yapman trajikomik şekilde ayrı bir manidar olmuş.
bir de; olayı ciğer meselesi görmeyenler için veciz laf etme bence. bu akşam ilk yazdığım yazıyı okusaydın anlardın. bu sene 10. luğa razıydım, yeter ki gelecek seneler sağlam olsaydı. ama şampiyon bile olsak beşiktaş'ta yapılanma yanlış. fakat yine ve yeniden, bunun ne yazdıklarınla ne de görüşlerinle hiçbir ilgisi yok.
+
bu sene toplamda 10 maça bile çıkamayan 3 adam. cenk, ismail, pektemek isimli futbolcuların maaşını 2 kata yakın nasıl artırdık bunu da konuşalım. hani feda ya.
heralde fedanın içinde sakatlara yardım fonu var. oradan harcadık bunları. açalım bunları konuşalım. veya da siz doğruları yapmaya çalışanları başaranları kötülemeye devam edin.
jessie bile doğruları sonunda anladı.
@sneijder
adamlar 1 milyon euroluk transfer mi yapacaklardı. yahu sen hayatında şampiyonlar liginde 2. tura çıkabildinmi çok net ya. para harcamadan bir yere gelebilir misin?
devler ligi adı üstünde.
Yav arkadaş
Schalke ikinci yarının 5-10 dakikalık kısmı hariç tamamını galatasaray ceza sahasında oynadı. Eğer schalkede huntelaar ya da ceza sahasında etkili olan bir tane oyuncu olsa idi 2. yarıdaki oyunuyla maçı 4-5'e götürürdü. Peki bu aralıkta süper über usta imparator Fatih Terim Samet Aybaba'dan farklı ne yaptı ki adamı bu kadar övüyorsun ? Her ikisi de 80. dakikaya kadar maçı izliyor.
Fatih Terim yatsın kalksın Musleraya dua etsin. Yoksa fena halde ünal aysal gazı almış olan gs taraftarı yarın arkasına teneke bağlayıp gönderirdi adamı.
@darkpain
rüyalar aleminde yaşama eğer zaten gs ilk 45 dakkayı 2.yarıdada oynasaydı maçı 5.1 alırdı futbol bu. rakipte boru değil schalke.
adamlar tabiki bastıracak öküz gibi oyuncuları var. önemli olan buna direnebilmek. bu kaliteyi ortaya koyabilmektir. çok baskı yemesine rağmen çok fazla net gol pozisyonu vermedi gs buna dikkat edin.
beşiktaş olsaydı bugünkü maç 5.1 mi 6.1 mi biterdi onu ayrı bi tartışma konusu yaparız.
bu maçta drogba ve sneijder'in katkısı = 0.
transferde hangi cl standardı? son sezon transfere 12 milyon harcayan porto mu yoksa 70 milyon harcayan bayern mi (porto sadece geçen sezon 73 milyon kar etmiş bu arada). bu arada dortmund gitmek istiyorum diyen kagawa'yı göndermese reus'u almayacak ve topu topu 9 milyon transfer parası harcamış olacak. yine de totalde azımsanmayacak şekilde kar etmiş adamlar.
senin mantığına göre porto-bayern eşleşmesi olsa kesin bayern mi tur atlayacak? o zaman herkes cebinde ne varsa koysun boşuna terlemesin oyuncular.
+ Bugün Fatih Terimin yaptığının benzerini Samet Aybaba yapsaydı adamı yerden yere vururlardı. Ikinci yarı boyunca topu rastgele ileri vurup burak'ın önüne düşürmeye çalışmak dışında bir planı var mıydı galatasarayın ? Ambarat girene kadar bir tane ayağında top tutabildi mi ileride ? Bişeyler yapmak için illa maçın gitmesi mi gerekiyordu ? Bugün şansı yaver gitti, muslera güzel kurtarışlar yaptı tur geldi. Peki bunlar olmasaydı neler konuşuyor olacaktık ?
Ne zaman skor yazarlığını bırakıp objektif yazılar yazmaya başlayacağız ?
@sneijder
doğruyu yapan tur atlar. futbol kulüpleri kar amacı gütmez. veya yılda 100 milyon da kar etsen senin tarihinde, aldığın başarılar yazar kasandaki para değil.
bayern münihi o saydığın porto ve dortmundla karşılaştırıyosan zaten sen bitmişsin. bayern münih dünyanın en flaş hocasını transfer ediyo, kadrosundada en flaş adamlar var. o yüzden de gidiyo arsenali sahasında evire çevire yeniyo.
porto münih maçının galibini bilemem ama münihle o takımları karşılaştırman gerçek bir cehalet.
@darkpain
futbol dediğin gibi birşey değil kardeşim.
o zaman schalkenin antrenörü gerizekalı çünkü ilk yarı neredeyse 5 lik oluyolardı. böyle mi?
futbolda bir çok denge esası vardır. bunun taktikle ilgisi yok. senin mantığına göre bi takım 5.0 yenerken de 1.0 yenilirken de aynı mantalite ve tempoda oynamalı.
doğru kıyaslamayalım ayıp olur :) porto'nun son 10 sezonda 2 avrupa ligi, 1 şampiyonlar ligi şampiyonluğu var. bayern'in aldığı en son avrupa kupası ise 2001'de.
bu arada geçtiğimiz son 2 sezon dortmund şampiyon olurken bayern'e attığı puan farkları 8 ve 10.
bu arada evet bayern transfere son sezon 70 milyon harcamış ama dortmund'la eşleşse senin dışında kesin eler diyen başkası yoktur orası kesin.
ya bu işlere ranking olarak bakılır kardeşim. gir bak rankingte kim nerde. hayatında analiz yapmamış açık öğretim terk adam bana gelmiş saçmalıyo ya.
benim heralde bu sene bak münih kaç fark attı fln dememi bekliyosun heralde. git çöplüğünde boğul.
ordada porto ve dortmund münihten başarılıdır iyi takımdır çünkü daha az para harcıyolar fln diye ağla.
doğru. ranking'lerini tutturmak için 10 senede 8 hoca değiştirdiler. neyse. guardiola yaptığı hatayı anlayınca 11 olur nasılsa. hayırlı geceler.
bjk4everı bekliyorum hala.
çok güzel yazı. fikret orman'a da okutabilsen süper olur.
Neyi bekliyorsun? Goren duyan da GS muhtesem top oynadi Schalke'yi ezdi zanneder. Su ana kadar karsilarina cikan takimlar Cluj, Braga, Schalke. Avrupa liginde karsisina ciksalar yadirgayamacagin takimlar. Ki bu takimlari da nasil ikina sikina eledigi ortada. Dun aldigi galibyette de iyi oyundan ziyade sansi yaver gitti. Dusun bak, ilk turda karsina Braga ve Cluj cikiyor (bizim gecen sene Avrupa liginde eledigimiz Braga). Sonraki turda 8 takim arasinda acik ara en zayif ve formsuz olan Schalke'yi cekiyorsun, ki Alman liginin orta siralarindaki takim (senin berbat dedigin Besiktas 4. torbadan Almanya ligi sampiyonunu cekmisti). Sonra da yetmiyormus gibi o zayif rakibin en onemli iki adami Afellay ve Huntelaar sakatlaniyor. Ve birde mac icerisinde bok gibi futbol oynayip tesadufi gollerle turu atliyorsun. Ben dun Sneijder ve Drogba gibi yildizlarin muthis (!) katkilariyla Schalke'yi sahadan silen bir GS gormedim. 17 yasindaki oyuncuyu oyuna sokmak zorunda kalan Schalke'ye karsi 3.5 ata ata tur atlayan bir GS gordum.
Ben buradayim, hersey gayet ortada. Schalke o ikinci yarida arka arkaya golleri kacirmasa ve biri girse sen burada olmazdin, tipki hayatta yenemeyiz dedigin Fenerbahce'yi biz yendikten sonra burada olmadigin gibi.
Ben buradayim, senin sezon basinda en az 15 puan fark atarlar bize dedigin GS ve FB'nin birinin ensesinde, digerinin onunde oldugumuz bugunde buradayim.
Ben buradayim, sen bunlara cevap verebilecekmisin peki Cimbomlu Theotheo?
theotheo'nun anlayamadığı şu: bir şeyi yaşamak/sevinmek ayrı bir konudur, o şeyin nelerle nasıl olduğunu değerlendirmek ayrı. kaldı ki mesele futbol olunca bu daha bir kabak gibi ortaya çıkar, herkes görüyor çünkü. kolayına kaçıp tüm olan biteni sonuca bağlarsan mutlu olabilirsin. ama gerçek nedir dersen bunun -çoğunlukla- bu bağlamayla bir ilgisi yoktur.
futbolumuzun en büyük kazançları incelendiğinde, paradoksal olarak bu handikapın en tepeye tırmandığını görürüz. euro 2008 buna en güzel örneklerden biridir. tarihinin en güzel ve verimli olabilecek jenerasyonlarından birini yakalamış milli takım, maalesef hemen her zaman olduğu gibi bir türlü oturtulamayan ciddi, sistemli ve gerçekçi anlayışın eksikliği yüzünden kolu kanadı kırık vaziyetteyken, sırf inanılmaz güçlü motivasyonu sayesinde yarı finale kadar çıktı. oysa mesele bu yarı finali gösterip herşey laylaylom demek değildir, o motivasyon eksik olanlarla bir birleşse neler olur diyerek hayal kurmak ve daha iyisini beklemektir. çünkü bunu yapamadığımız sürece o güçlü duyguları harcamaya, rast geldiği zaman elde edilen ve sürdürebilir olmayan başarılarla avunmaya devam ederiz.
işte theotheo'nun ciddiye aldığı tek kriter ile euro 2008 örneği (ben farklı nedenlerle ciddiye almıyorum ama kendisi alıyor madem): 2008'de elediğimiz hırvatistan'ın fifa sıralaması halen 9.luk. gruplarda yendiğimiz isviçre'ninki 14.lük, çek cumhuriyeti'ninki 26.lık. bizimkisi ise: 41.lik.
serpil hamdi tüzün'ün yazdığı ve bulması zor bir total futbol kitabı var. herkesin bulup okumasını öneririm. hocanın temel söylediği konulardan birisi sahadaki psikolojik üstünlük. fakat bunu asla tek başına dile getirmiyor; tersine, ortaya koyduğu futbol bilimi ile birlikte olması gereken unsurlardan birisi olarak sıralıyor. yazdıklarına katılırsınız veya katılmazsınız; fakat ortalıkta futbol alimi olarak dolananların hiçbirinin böyle bir kitabın 5 sayfası kadar bile bir şey yazmadığını düşünürseniz en azından saygı duymalısınız; ki o serpil hamdi tüzün ülke futboluna genç milli takımla avrupa şampiyonluğunu eklemiş bir futbol adamıdır. trajik olansa, onun yetiştirdiği/eğittiği o milli takım oyuncularının kendi kulüplerinde bir daha asla o performansları sergileyememiş olmasıdır. tabii ki tesadüf değil.
madem pragmatizm iddia seviyesinde: yoksa siz barça'nın form düşüklüğünü hala la liga'nın açılan farkla kaybolan enerjisine tesadüfen(!) bağlayanlardan mısınız.
geçtiğimiz yıl dinamo kiev, maccabi ve stoke ile oynadık, sonra braga'yı geçtik ve kupayı alan atletico'ya elendik.. gs'nin bu sezon şampiyonlar ligindeki rakipleri UEFA Avrupa liginden hallice bile değildi yahu.
schalkenin yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen ıkına ıkına geçilen bir tur vardı ki tur son dakikaya kadar ortada bile değildi, resmen adım adım schalkeye kayıyordu. geldikleri noktada başarılılardır, bu tartışılmaz, lakin gerek kuralar sırasındaki gerekse maç öncesi ortaya çıkan durumlar neticesinde gerekse de maçlar oynanırken sahip oldukları şans faktörünün payı da yadsınamaz, bu başarılarındaki...
insanoğlu şansı birazda kendi yaratsa da, her seferinde kuralarda sadri alışık misali "bu da mı gol değil" yakınmalarını yaşıyoruz.. neyse olası rakiplerinin şimdiden mevcut olasılıklar arasındakilerden en güzeli olacağını şimdiden görmek için müneccim olmaya gerek yol.. adamlarda çirkin kız şansı var resmen..
Türk futbolunun sorununu, saha içi faktörlere bağlayan insanlara her daim imrenerek bakmışımdır.
Keza bahsi geçen şikayetler, çoğunlukla sistem ve oyuncu yetiştirme ağırlıklı oluyor. Fakat, Türk futbolunun yönetilememe gibi ciddi bir sorunu olduğu göz ardı ediliyor. Dibine kadar şikeye batan, mafya babaları tarafından yönetilen kulüplere sahip olan ve hepsinin ötesinde milyar dolar büyüklüğündeki sektörü hükümetle yakın ilişkide bulunan kişilerin yönettiği bir futbol dünyasında, tüm kriteri sahaya bağlamak, ancak büyük bir "umut" halidir benim gözümde.
Üst yapının yeterince işlemediği bir sistemin, alttan gelen baskılarla değiştirilmesi mümkün değildir.
Madem kimsenin bu işe bir el atma, düzeltme niyeti yok, o vakit eldeki başarılarla yetinmek ve bu şartlarda sağlanan ilerlemeleri takdir etmek gerekir.
Günahım kadar sevmediğim GS ve onların Schalke'yi elemeleri üzerine, bu kadar kafa yorup, "Huntelaar olsaydı..." gibi laflar etmek en basit tabiriyle bahane üretmektir.
Aksine, bunlara prim tanımamalıyız. Aynı şartlarla Schalke'yi, Beşiktaş eleseydi ve bu sözler bize sarf edilseydi, kıskançlık der geçerdik. Futbolda her şey sonuç değil, ama bu şartlarda "var olabilmek" adına gereklidir.
Belki başarı manasında bir süreklilik sağlayamıyoruz ve evet, çoğunlukla kendimizi kandırmayı tercih ediyoruz. Ama bu da, "mükemmel bir sistemin" var olduğuna inanmamızı gerektirmiyor. Çünkü yok öyle bir şey. Sahada her an her şey değişebilir. Her tartışmada dayatılan "mükemmel total futbol" lafı, dünyada bir tane takımın uygulayabildiği bir sistem. Ve bunu Türkiye için seçenek haline getirmek bile, sonu gelmez bir tartışmaya girmek demektir. Ütopik fikirler her zaman kazanırlar, ama asla uygulanmazlar.
GS de bunu başarmıştır. Bu onların sisteminin doğru olduğunu anlatmaz, ama bahaneler üretmemizi de haklı kılmaz. "Yıldız futbolcuya" dayalı sistemlerini tartışabiliriz, ama şu aşamada başarılı olduklarını ve işe yaradığını inkar edemeyiz.
İkisi farklı kulvarlar.
Ve "tamamen doğru" diye bir şey zaten olamaz. O vakit her önümüze geleni eleştirmek bize bir fayda getirmez. Keza biz bunu Beşiktaş'ımız için çok sık yaparız. Bir de diğerlerine yapmaya başlarsak, sonumuz hayrola diyebilirim ancak.
o halde döngülerimiz hayırlı ve uğurlu olsun. en azından bizden çocuklarımıza aktarabileceğimiz müthiş bir tekrar var, yani bardağın dolu tarafına baktığımızda. toplam 1 aylık süre verilen altınsay ekolünün yansıması olan oğuzhan üzerine takım kuranlar, diğer yansıması olcay'ın performansının vazgeçilmez olduğunun altını çizenler, vs vs.
"beşiktaşlılık" tekdüze olmamalı evet. ama ben hayatım boyunca bu platform dışında hiç sosyal medya hesabı sahibi olmadım, facebook, msn, vs. aslına bakarsanız: döngüler bana göre hiç olmadı.
hayırlı işler.
@james sneijder
Aslında benim de anlatmak istediğim "İbrahim Altınsay" gibi adamların, bu sistemde safdışı edilmeleriydi. Çünkü Orman ve onun zihniyetindeki insanların yönettiği bir futbol ortamında, Altınsay ve onun fikirlerine asla değer verilmez, uygulamaya konulmaz.
İşte, Altınsay gibi insanların var olabilmeleri için önce onlara şans verebilecek sistemin evrim geçirmesi/değişmesi gerekir.
Üst yapıdaki sorun derken, bunu kast ediyordum. Yoksa Altınsay gibiler üzerine daha çok ah ederiz.