.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

1 Aralık 2012 Cumartesi

Afiyet Olsun Çocuklar


31 Yorum:

Adsız dedi ki...

Tüm Beşiktaşlılara gelsin. Bundan sonra siyah-beyazlıların favori yemeği belli oldu, hoş öğrencilikten kalan alışkanlıkla benim hep öyleydi zaten. Acı biberlisini portakallı ördekle değişmem.

siz aslında kuzu çevirme filan hakediyosunuz da, menemen de candır !

YSY dedi ki...

Pazar sabahına uygun gitti bu iş :)

can dedi ki...

Peynirli mi o?

bLAck_eAgle dedi ki...

Oğuzhan a Bol verin

bLAck_eAgle dedi ki...

Defansın önüne toroman ın geçmesi fazla pozisyon vermememize neden oldu...keşke Ersnt kalaydı

theotheo dedi ki...

ernst kim aq siktirsin gitsin. 34 yaşındaki adama 2 milyon euromu vericez.

devre arasından sonraki maçla(ibb maçı) önümüzde 4 maç var. bu 4 maçtan 12 yapıp gs deplasmanına öyle çıkmalıyız.

Adsız dedi ki...

Bence Toraman görevini sonuna kadar yaptı. Ersan için bu maçta tereddütlüydüm (goldeki hatasıyla bunu gösterdi zaten) ama kaptan her tehlikeli pozisyonda 3. stoper olarak devreye girip defansı da rahatlattı. Yediğimiz golde Kabze'ye en yakın durumda müdahale için uğraşan da oydu. Yine de Ersan'ın tüm maçlık performansı çok da kötü değildi.

Geçen yılki formamın arkasında ismi yazdığından mıdır bilmem, bazen Kasımpaşa maçlarını açıp Ernst'i izliyorum. Birazdan Eskişehir'e bakarken yine izleyeceğim mesela. Oynadığı bölge açısından çok yavaşladı. Çoğu zaman al gülüm yapıp idare ettiğinden sezon sonu bırakabilir gibime geliyor. Bizim kulübün yerinde olsam teknik ekip içinde gençlere yönelik bir görev teklif ederim. Yeni Necip'ler için aktaracağı çok şey olur. Profesyonelliği verse o bile yeter.

İlk yarı sonuna kadar puan kaybetmezsek ikinci yarı ligin tozunu atabiliriz. Bu 3 haftada GS kendi evinde FB ile, deplasmanda Sivas ve TS ile oynuyor. Şu anki durumları da kötü. Mutlaka puan kaybederler. Antalya ne yapar bilmem ama bence FB çok daha ciddiye alınmalı. Zira son hakem olayında gördük ki Aziz'in masa başı etkisi hala mevcut. Gerçi TFF ve MHK'ye bakınca niye şaşıralım o da ayrı mevzu.

Ankara deplasman sayılmayacağı için biz 3 hafta içerdeyiz. 2 hafta sonra BehzatÇ ile karşı tribünlerde olacağız, bu maçta üzülmesi dileğiyle :) Ankara'daki Beşiktaşlılar stadı doldurur. Hatta her zaman yaşanan klasik tablo şeklinde, G.Birliği taraftarı kendisine ayrılan yeri dolduramadığından kendi tribünlerine bilet bulamayan Beşiktaşlılar maç başlamadan korsanvari hamlelerle yanlarına oturmaya başlarlar (en komik sahnelerden birisi de atkı bere vb aksesuarlarını oturduktan sonra ceplerinden çıkarmalarıdır). G.Birliği seyircisi A.Gücülü olanların aksine gayet efendi ve kibar olduklarından (ağlama Melis formatında demek istemiyorum, düzeyli adamlar) maç o tarafta yan yana ve güle oynaya izlenir. Ankaralıların hali vakti İnönü'ye göre biraz durgundur fakat İstanbul'dan gelen 2-3bin çekirdek taraftar ortalığı kamçılamaya yetiyor da artıyor bile.

Adsız dedi ki...

Es-Es - Kasımpaşa maçı 2-2 bitti.

Öncelikle skor aldatmasın. Skoru isteyen Eskişehir'di ve zaman zaman gayet iyi hücum da yaptılar. Kamara tehlikeli bir adam. Ama hepsinden öte bizde olmadığı gibi serbest oynama imkanı verilen Erkan Zengin tam bir bombaya dönüşmüş. Giriyor çıkıyor ama hepsinden önemlisi pozisyonlara çok iyi dalıyor. Bizim maçta dikkat edilesi bir adam. Tello ve Necati ise tam boş bulsak da ezberlediklerimizi yapsak konumunda. İkisi de çok fark yaratmaz.

Aynısı diyemem ama Es-Es oyun yapısı açısından ligde bize en benzeyen takım. Farkları: bizim gibi daimi değil zaman dilimlerinde gösterilen geçici tam saha pres ve hücumda çoğalmada yetersiz kalmaları.

Defansları bakımından; kendi ceza sahaları önü veya içi açısından Es-Es defansı tam evlere şenlik. Mesele Servet gibi ağır ve ne yaptığı belli olmayan bir oyuncuya sahip olmalarından da değil, rakip atakta pozisyon alma ve ters kademe neredeyse hiç yok. Özellikle ikincisi bizim açısından önemli olduğu için dikkatlice inceledim, yok oğlu yok.

Kontra atakları iyi yapıyorlar ama bizim takımın kontrollü oyunu içinde çok da fark yaratmaz. Söylediğim gibi Kamara ve Erkan'ı, hem de alan olarak kitleyin olsun bitsin. Ayrıca kondisyonları da tartışılır. Benim gördüğüm, 60. dakikadan sonra tavşanlık yapan 1-2 adam dışında hem fiziksel hem de mental olarak pek bir varlık gösteremediler.

Kritik olarak, orta alanı doldurmaya çalışıyorlar. Bunu hocalarının söylediğini görecek kadar bazen gereksiz yere dahi yapıyorlar. Orta alanda çoğaldıklarında stoperler değil ama bekler arkasını back-up lamaya çalışıyor. Holosko için Oru maçında etkisiz kalır demiştim ama bu maçta yine patlar gibime geliyor. İnşallah.

BurkayJK dedi ki...

Ayıptır söylemesi dönüşte biz de yedik. Çok iyi gidiyor o yorgunluğun, açlığın üzerine. Samsun da çıksa da daha çok yolumuz düşse.

BurkayJK dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
JimmyLue dedi ki...

menemen neyin nesi yahu :)

Samet Hoca kolej havasi yaratmi$.

Adsız dedi ki...

@JimmyLue

Bildiğin menemen lem.

Hem bak Güntekin bile çark-ı diyar etmiş alemde. Yetmemiş YD'yi pür-i pak eden eski Divan başkanları bile maç hakkında yorumda bulunmuş. Var mı ötesi.

Aslında bu durumda üstüne Afyonkarahisar formatlı soda içmek lazım, hem de 4 tane peş peşe.

Adsız dedi ki...

Bu arada:

Brezilya'dan ya Ronaldo, Zago gibi adamlar ya da bildiğiniz göz gibi vatandaşlar çıkıyormuş demek ki, aynen Bilica gibi. Arası yok.

Göz nedir diyenlere: Can Yücel'in hakime söylediği meşhur bir söz vardı: "hakim bey bizim memlekette göze göz derler" diye. Hani o göz.

http://haber1903.com/Video-79-cris_penalti_noktasi_kazarken.html

Bu yorum yazar tarafından silindi.

senelerdir ozlemini cektigimiz takim iste bu Besiktas..
q7'li, guti'li, simao'lu, her sene $ikebahcenin artiklarini toplayan takimlar, bu takimin verdiklerinin yuzde birini veremediler..

kartallar gibi mucadele eden, "asla pes etmeyen", "buyuk olmak icin yureklerini koyan", "Seref'iyle oynayip Hakki'yla kazanan" futbolcular..
suslu puslu isimlerden degil, takim oyuncusu olmaktan keyif alan oyunculardan kurulu bir ekip..
gecenin bir vakti barlarda surten serserilerden degil, kampta menemen yiyip birbirleri ile vakit gecirmekten hoslanan bir takim..
gece kulupleri cikislarinda artistlik yapan gazetecilere haddini bildiren bir takim lideri Fernandes..
zihnen tukenmis bir grubu, "takim" haline getiren bir Besiktas kaptani Samet Aybaba..
yaptigi bazi hatalara ragmen, en kotu gunde elini tasin altina bir yonetim kurulu..
kamyon dolusu gol yemesine ragmen her macta "simdi atiyoruz golu, 5 dakika icinde ceviriyoruz maci" inancini taraftara veren mucadeleyi ortaya koyan Besiktas..

baska bir blogda yazmislardi, "sezon sonu ne olacagi umurumuzda degil, biz istedigimizi coktan cebimize koyduk" diye; bundan daha iyi ifade edilemez hissetiklerimiz..
sampiyon olmalari ya da olmamalari gercekten hic onemli degil; hepimiz biliyoruz ki bu takim hic simarmadan havaya girmeden her mac ayni mucadeleyi ortaya koyacak..

sonunda zaten bizim gozumuzde sampiyon olacaklar..

helal olsun size..

Adsız dedi ki...

https://twitter.com/GUTY14HAZ/status/275591635486789633

Takım bunca olumsuzluğa rağmen almış yürümüş. Üstelik bunu hayatımız boyunca bize öğretilen/gösterilen Beşiktaş değerleri, yani gerçekten bir takım olma ve mütevazilik içinde yapıyor. Bizden başka kulüp bulamayacağını daha gelirken iddia ettiğim Guti de gittikten sonra bunu zaten gösterdi. Şimdiyse Beşiktaş'a antrenör olmak istiyormuş.

Hocaa. İstanbul ala tabi. İstanbull şok güzell, aab hoş, nerde şiş kebab raki, vs.

Senden önce tonla insan var bu kulübe yıllarını vermiş, hatta yurtdışlarına gidip emek sarf edip antrenörlük belgesi almış. Geldin bir sezon kafana göre takıldın diye burayı bir Katar kulübü mü sandın.

Hayır, adam bir niyet gösterip aynı Şifo'nun yaptığı gibi bir yerlere gidip teknik adam eğitimi alır, üstüne az veya çok, yardımcı veya asıl antrenör, ufak da olsa bir kariyer yapar ve sonra bunu dile getirir gayet anlarım. Hatta ilk ben anlarım. Bir gün önce Ernst için bu yapılabilir dediğimdeyse 3 temel faktör vardı: 1) Ernst Beşiktaş'ta 3,5 sezon geçirdi. 2) Hiçbir zaman profesyonellikten taviz vermedi. 3) Bu halde bile herhangi bir eğitim almaması gerektiğini yazmadım.

Sayfanın sol kenarında banner'ı olması benim için hiçbir şeyi değiştirmez. Burası Beşiktaş.

can dedi ki...

http://www.ntvspor.net/video-galeri/istah-yaratacak-menemen-dosyasi

Unknown dedi ki...

dortmund maçı var tvde, bende merak ettim transfermarkttan baktım altyapılarında kaç tane türk oyuncu var diye, 4 tane varmış.. ikisi stoper biri sol açık diğeri merkez ortasaha ve bunlardan koray günter dışındaki üçünün sözleşmesi sezon sonunda bitiyor.. adamların verdikleri altyapı eğitimlerinin bizden iyi olduğu aşikar, hali hazırda önümüzde oğuzhan örneği de varken bence makul duruyor, yatırım yapılabilir... yoksa bu adamları seneye kayseri veya şotalı kasımpaşa alır bizde onlardan milyon eurolar vererek almaya kalkarız..

Unknown dedi ki...

diğer bir ihtimalde gençlerbirliği..

Deniz dedi ki...

Geçen hafta perşembe demişlerdi ama bu sefer resmi duyuru da yapıldı, yarın yeni futbol yönetim modeli açıklanacak saat 10'da. Artık transferleri 3-4 sene izlicez almadan önce falan diyolardı, bu tip altyapıdaki türklere falan da bakacaklardır bence.

Bakalım yarın üzerine konuşuruz.

Adsız dedi ki...

Anya konya belli oluyor bu hafta. Resmen açıklandı: Fernandes ilk yarıyı kapattı. Üzüldük mü? Elbette evet. Ama hala dimdikiz çünkü takım takım olmuş.

Oğuzhan'ın yolu elbette Carlito'nun olanından daha zor. Ancak ediyle büdü ancak ne idüğü belirsiz takımlarla kura çekip üstüne karizma yapmaya çalışan garabetlerin işi. Biz yolumuza bakarız.

Haydi hep beraber bir daha: si maaaa..

Unknown dedi ki...


Sitenizi yakından takip etmekteyiz okuduğumuz makaleleri arkadaşlarımızla paylaşıyoruz HTK2 olarak kolaylıklar diliyoruz

Mayor dedi ki...

Menemenden geriye dogru :) http://www.zaytung.com/haberdetay.asp?newsid=197794

CDiS dedi ki...

Türkiye Kupası 'nda, Antalyaspor 'u çekmiş Beşiktaş. Eee yani, 4. torbadan Tottenham ve Wolfsburg gibi takımları bulabilen bir takımın, bu kurada da, 3. ligden bir takımı çekeceğini düşünmemişti herhalde kimse..

Unknown dedi ki...

Fernandes'in yokluğu Eskişehir maçında avantaja da dönüşebilir. Eskişehir önceki maçlarından gördüğümüz üzere tempolu ve etkili hücum gerçekleştirebilen, orta alan oyuncularını ceza sahasına bolca sokabilen bir takım. Fernandes-Oğuzhan-Necip üçlüsü ile çıksaydık, Antalya maçının bir benzeri ile karşılaşabilir, o günkü maçın 4-4 olma ihtimalini de göze alırsak, ufak nüanslarla puan kaybı şansını da cebimizde taşırdık. Ordu maçındaki orta sahamız daha dengeli ve Toraman'ın stoperlerin arkasını da kollayabilen kesicilik rolü takım savunması adına önemlileşiyor. Necip ne kadar formda bir sene geçirse de bu rolü oynayamıyor. Ekstra top kapmaları olsa da dönen toplar ve ceza yayı çevresi alanı kapatma anlamında yetersiz kalıyor. Ben Fernandes olsaydı, Fernandes-Oğuzhan-Toraman denenmesi fikrindeydim. Necip te pekala çok etkili bir rotasyon elemanı olabilirdi.
Samet hocanın, Oğuzhan'ı ilk 11'e alma sürecinde kısmen yanında olan şansı ,ki o bu şansı iyi kullandı, benzeri bir durumla da karşı karşıya kalabiliriz.

Veli'den çok umutluydum sene başında ama son günlerde çok formsuz görünüyor. Ordu maçındaki kısa görüntüsü bile gereksiz faullerle vs. olumsuzdu. Bu maçta kendini bulabileceği tarzda bir maç olacağa benzemiyor. Ordu maçındaki düzenden devam etmek en doğrusu.

Bir de devre arası transfer söylentilerine dair kısa bir görüş ekleyeyim: Nene ismi çokça geçiyor ve bir çok kişide heyecan yaratıyor. Tamamen yanılma ihtimalim olsa da ben bu transferin çok riskli olduğunu düşünüyorum. Nene bizim takım düzenimiz içerisinde yabancı sınırını da düşünürsek, Holosko'nun yerinde oynayacaktır. Holosko'dan daha yaratıcı bir oyuncu olduğu kesin. Almeida ile uyum yakalarsa ona bolca asist de yapabilir ayrıca serbest vuruşlar vs. takımın tehdit gücünü hayli arttırır. Ancak bu oyuncu Holosko kadar bekini kovalamaz, çizgi boyuncu sergilediği enerjiyi, çok etkisiz gününde bile presle rakibini çıkartmama özelliğini sahaya yansıtamaz. Bu zaten sakat olan takım savunması için ölüme eş anlamlı olabilir. Bizi sağ tarafta daha güçlü kılan, Hilbert ve Holosko'nun kanatta belli bir tempoyu her durumda yakalamaları oluyor. Aksi durumda orjinal ve komple bir bek olmayan Hilbert çok zor durumda kalabilir. Bizim transfere harcayacak paramız ve Nene'ye min yıllık 2 mil verecek maaş bütçemiz varsa ve Holosko'dan daha kalitelisini istiyorsak, benzer fiziksel özelliklere sahip ancak mental ve teknik özellikleri daha gelişkin bir oyuncu bulmalıyız. Bunu bulamıyorsak ise görece yaşlı bir oyuncuya yönelmek yerine gelişme kaydedebilecek ve ekonomik bir sağ taraf oyuncusuyla rotasyonu geliştirebiliriz.(Örn: Son durumunu bilmiyorum ama D.Zagreb'li Ivan Tomecak, hem Hilbert hem Holosko'yu yedekleyebilecek bir süre sonra ilk 11'e yazılabilecek potansiyeli de olan bir oyuncuydu.)

Devreyi 32 puanla kapatırsak bizim için çok iyidir ve muhtemelen lider oluruz.

Unknown dedi ki...

uzun takip sonucu transfer

artık transferleri birkaç sezon boyunca izleyeceğiz gibi bir söylem, tamamen hayal olur; senden önce yedi düvel senin birkaç sezon boyunca izlediğin oyuncunun farkına varır yahu :) öyle bir şey olamaz yani.. önemli olan sistemine uygun oyuncuyu bulmak.. bugün kuarejma isimli oyuncumuz da birkaç sezon öncesine kadar avrupa'yı sallayacak oyuncular arasındaydı. bugün ise usain bolt'un en önemli rakiplerinden biri haline geldi :)

yetenekli genç yabancı oyunculara yatırım

vallahi bu konuda yabancı transferine tamamen karşıyım. şöyle ki; yabancı oyuncu transfer etmede ki amaç iç piyasadan bulamadığın meziyetlere sahip adamları dışarıdan getirmektir. yani üretebiliyorsam kendim üretirim üretemiyorsam niye dışarıya bu denli yatırım yapayım? kaldı ki yd zihniyetinin yakın zamanda yabancı oyuncu sayısını düşüreceğini biliyoruz. kulübede yabancı oyuncu bekletecek pişireceksek sahaya kimi süreceğiz?? yabancı oyuncunun fark yaratması lazım, hilbert de bu anlamda eksik, holosko da sivok da... keza mc gregor'un da ütopik bir kaleci olduğu söylenemez ama bu dönem izlediğimiz fernandes ve almeida performansları göz kamaştırıcı.. diğerleri olmadığı zaman hiçbirimizin fernandesin yokluğuna üzüldüğü kadar üzüldüğünü düşünmüyorum...

akıl transferi

artık yatırım yapacaksak danışmanlara yatırım yapmalıyız, oyuncuya direkt yatırımdan vazgeçip dolaylı yapmalıyız bazı şeyleri. tekrar ibrahim altınsay'ı büyüme amacıyln, vizyon danışmanı olarak getirmeliyiz ancak profesyonel sözleşme ile, elimizde böyle bir değer varken bilgisinden faydalanmak durumundayız.. metin tekin, eğer teknik direktörlüğü bırakmayı düşünürse mircea lucescu gibi isimleri sportif danışmanlık göreviyle kulüp bünyesinde bulundurmalıyız, hatta rıdvan dilmen'i.. kısaca işin beyin takımı yönünü güçlendirmeliyiz.. özellikle bahar aylarında bu tarz adamların transfer gibi konularda hocayla birlikte çalışması, takım mühendisliği anlamında bize çok şey katar ve isimleri zan altında bırakmaktan kurtarır. diğer taraftan daha önce yine burada sneijder'in dediği gibi mevkisinde kendi zamanının iyi oyuncularını (cantona, maldini, costacurta, zidane, mehmet scholl gibi) dönem dönem genç oyuncuların eğitimi için kiralamalı, gerekirse genç oyunculara birebir eğitim imkanı sunmalıyız ve alt yapımızda bulunan tüm yeteneklerimize kendi imkanlarımız dahilinde özel eğitim vermeliyiz. kurumsallaşma böyle olur bence..

borasahin dedi ki...


@Martin Worns

Burada boyle ayaklari yere basan yorumlar gormek cok guzel...

Tumuyle katiliyorum diyebilirim. Ferno-Oguzhan kanalinin onunde ayagina top bekleyen tembel oyunculara ihtiyacimiz yok, hatta tam tersine temposu yuksek, surekli bek-stoper arasini kovalayan, isin emek tarafini da yapan oyunculara ihtiyacimiz var. Varsin topla cok etkili olmasin. Kisaca Holosko'nun daha iyisine diyelim. "Dortmund"vari her iki kanatta boyle oyuncumuz olsa rakipleri cok zorlariz... Nene tarzi bir oyuncu ancak Oguzhan-Ferno'ya alternatif olur, B plani gibi, o zaman oyun planlamasi da farklilasir ki mevcut durumu dusunursek su anda luks.

Oguzhan-Ferno'nun arkasini toplayacak oyuncu modeli de su an icin Necip degil, Toraman. Oguzhan-Ferno'nun onunde kenarda oynayabilecek boyle iki oyuncu bulsak, Olcay'i Almeida yerine denemek gibi fantaziler bile dusunulebilir.

Necip-Ferno-Oguzhan oynuyorsa onde Holosko ve Almeida'nin oldugu 3-5-2 bence en ideali olur.

Adsız dedi ki...

@Martin Worns

Öncelikle yorumundaki unsurlara katıldığımı belirteyim. O kadar ki, Nene'nin gelmesini isteyen hatta dört gözle bekleyen beni bile ikna ettin. Sorun: Bahsettiğin gibi bir oyuncuyu bulabilir miyiz.

Ararsak elbette buluruz. Ben potansiyel olarak İskandinav ülkelerinin incelenmesi taraftarıyım, elbette Almanya ve diğer ülkelerde oraların altyapısını almış gençler de hedefte olmalı. "Ama mutlaka birileri araştırmalı".

@Emir Eri

Bence de artık Altınsay kesin geri gelmeli. Kendisi hakkında her daim istifa etmeye meyilli diyenlere en güzel yanıtın yine bizzat kendisi tarafından verildiğini düşünüyorum. Zira istifa mesajında bile "bütün bunlara rağmen Beşiktaş yönetiminin ihtiyacı olduğu konularda destek vermeye hazır olduğunu" dile getiren birisi nasıl bilinçli şekilde istifa etme manyağı olur lütfen söyleyin bana. Elbette ki, hem de dışarıdan, göreve getirilen biri, vaat edilenler olmazsa artık varlığının anlamsızlaşmaya başladığını görerek istifa eder. Fakat gelinen nokta göstermiştir ki şu anda ve gelecek için Altınsay'a çok daha fazla ihtiyacımız var. İstifa ve şekil manyağı olsa en önemli gösterge: hiç çıkıp da orada burada Oğuzhan'ı ben getirdim dedi mi adam. Oysa öyle olduğunu hepimiz biliyoruz.

Adsız dedi ki...

@Emir Eri

Bahsettiğin eğitimler için çok daha fazlası mevcut üstelik.

Şimdilerde memlekete kavram olarak yeni yeni giren "sosyal sorumluluk" mevzusunun mucidi İngilizlerdir. Onlar da bu tür örnekleri başta Hindistan-Pakistan olmak üzere sömürge yaptıkları doğu toplumlarından adapte etmişlerdir, ama bu ayrı ve konu dışı (üstelik etik olarak da hiçbir ayıbı yok bu aparmanın).

Demem şudur ki bu gayet olan bir konu, yani: mesela diyelim Costacurta ile 6 aylık bir eğitim için anlaştınız. Yapacağınız şey basit: gidip, örneğin ciddi bir spor firmasına diyorsunuz ki gelin birlikte bir sosyal sorumluluk projesi yapalım, hem de Costacurta'yı çocukların/gençlerin eğitimi için getirerek. Firma bunu her yerde kapak yapıp başardığını gösterir ama hepsinden önemlisi bu tür bir faaliyet çok ucuza hatta beleşe gelebilir.

Pazarlama-Finansman, çok saygı duyduğum Berk Hacıgüzeller dikkat lütfen.

Deniz dedi ki...

Mac postu?

Yorum Gönder

Ara