6-4 aliriz...

Kalan maçlar arasında korktuğum iki maçtan biri. Bir diğeri Gençler deplasmanı. Umarım puan kaybetmeyiz, kaybedersek de beraberlikten kaybedelim.

Orada olacağım. Deplasman yapamayalı uzun zaman oldu sayılır.

@burkay: ekiple mi geliyorsun bireysel mi, ben ordu'dayım yardımcı olabileceğim bir şey olursa söylemen yeter.

3-3 biter:)

Bu takım ordu ile içeride eskişehir i yenebilirse herseyi yapabilir

@tannhauser

Ekiple geliyorum hocam, düşünmen yeter sağ olasın.

İlginç maç. Şöyle ki: Ordu zor gol atan ancak aynı şekilde zor gol yiyen bir ekip. Beşiktaş ise kolay gol atıyor ama kolay da gol yiyor.

Rakamlarla bakarsak: Ordu'nun attığı ve yediği: 17-15. Attığı açısından ligdeki diğer 2 takımla birlikte 10. sırada. Yediği bakımından da diğer 1 takımla birlikte 4. sırada. Beşiktaş'ın performansı 30-20. Attığı gol açısından ilk sırada. Yediği gol olaraksa diğer 1 takımla birlikte 12. sırada.

Eldekilerle full kadro çıkacağımızı düşünürsek, ilk yarım saat yemeden atılacak bir golle ve devamında orta alanı kalabalık tutup yapacağımız kontralarla maçı almamız işten değil. Felaket senaryosu olarak, ilk yarı 0-0 ya da 1 gol yemiş olarak devreye girersek puansız dönmemiz de gayet olası.

Bu arada Ordu iyi defans yapıyor diyorsak dan-dun yaptığından değil. Cuper Avrupai şekilde iyi alan kapattırıyor (bana göre eldeki oyuncularına göre sadece bunu bile yapabiliyorsa iyi hoca demektir). Yoksa defans oyuncuları teker teker çok ahım şahım değil. Bu durumda Holosko formda olsa ve bu sezon kendisinden beklenmeyen performans gösterse bile ilk 11 tercihi tartışılır. Gerçi yerine kimi koyacaksın derseniz o da doğru olur.

Bu tür alan kapatmalara karşı en etkili hücum silahları malumunuz ara toplar ve bolca şut performansı. Böyle bakınca maça damgasını vurabilecek oyuncular belli: Fernandes ve Oğuzhan. Ligde şu ana kadar oynadığımız maçlara bakıp diğerleri de bir şeyler yapabilir diye düşünmeyin derim şahsen (Almeida zaten golcü konumunda, bu yüzden ona değinmedim). Ordu'nun oyun yapısını düşününce Olcay'ın oyun yapısı olarak gösterebileceği sürpriz işler dışında pek bir fark yaratacağını düşünmüyorum. Fakat aynı şekilde içimden bir ses herbir şeyin Necip'te kilitleneceğini söylüyor.

En önemli gol silahları Stancu oynuyor mu bilmiyorum ama oynarsa kendisi hakkında yapılacak tek şey oyun alanı vermemek olur. Zira çok kıvrak bir adam değil. Bunu defansif olarak ne Ersan ne de Sivok'un tam olarak yapabileceğinden şüpheliyim. Bu nedenle Toraman'ın stoperde olması bana göre şart (muhtemelen hala zaman zaman duygusala bağlamaya devam eden Ersan'ın yerine; Sivok'un gol atma ihtimalini de bonusu). Stancu'yu kitleyen Ordu'yu büyük oranda kitler. Aslında Necip'in son kupa maçındaki performansı ölçü olsa onun yerinde oynaması gerekir. Yine de bu son maç tıttırıktan diyerek Necip'i bu şekilde değerlendirmekte fayda var.

İlaveten: Veli ilk ilk yarı gol bulmamız gereken bu maçta 11 oynamamalı. Ama ilk 45'de gol atarsak 2. yarı çok yararlı olabilir. Son olarak: Kabze'nin defans arkasına kaçışlarına dikkat.

Hayırlısı.

fernandes kadroda yok.

Takım ilk defa Fernandes olmadan maça çıkıyor umarım altından kalkar ve net bir skor alırız.

Fernandes yok diye telaşa kapılan Beşiktaşlıları anlayamıyorum. Son haftalarda sırf Ferdi'nin katkısıyla maç alıyoruz diye düşünüyorlarsa, diğer 10 oyuncuya büyük haksızlık etmiş olurlar. Umarım rahat bir galibiyet alırız ve böyle düşünen arkadaşlar varsa bi' nebze utanırlar.

Not: Herhangi bir arkadaşa cevap olarak yazılmadı.

Bakın siz fernandes'e laf atarken maçları nasıl izlediğinizi anlamıyorum. tamam bazen ayağında gereksiz top tutuyor ama en kötü ihtimalle 2 kasap ön libero onun başında oluyor ve oğuzhan ve necip rahat hareket ediyor. eğer o markaj necip ve oğuzhan'a yapılsa aynı performansı vereceklerine cidden inanıyor musunuz? ayrıca fernandes gidince yerine veli oynarsa vah orta sahanın haline. eğer toraman oynarsa en azından defansif yön sağlam olur ve necip ve oğuzhan daha serbest oynar. eğer öyle olursa orta saha hakimiyetini yine sağlayabiliriz ama sonuçta diğer ihtimal gibi serbest oynayamayacaklar. ama yine de eğer fernandes satılırsa olacakları görmek için güzel bir prova olacak. çünkü ilerde toraman'ın yerine de hasan türk'ü monte edebilirsek bu orta saha bizi (eğer 3-5e bakılıp satılmazlarsa) 10 sene idare edebilecek potansiyel vaat ediyor.

Ve inşallah sol bekte de emre özkan oynatılmaya devam eder yoksa ordu'nun araya kaçmayı seven 3 forvetinden hangisi oynarsa oynasın orası çok büyük handikap oluşturur bize. ileriye katkısı yetersiz olsa da bizim gibi kolay gol yiyen bir takım için defansif sol beki tercih ederim u.boral'ın yerine.

Rakip ligin (eldeki malzemeye gore) en iyi alan savunmasi yapan takimi. Bu tur takimlara karsi adam eksiltmek, duran toplar ve uzaktan sutlar buyuk onem kazaniyor. Fernandes'in eksikliginde mutlaka Ugur Boral oynamali, zira kadroda adam eksiltebilen tek kanat oyuncusu kendisi.

----------McGregor--------

Hilbert--Sivok--Ersan---Emre

------Oguzhan---Necip------------

Holosko-----Olcay--------Ugur

-----------Almeida--------------

Haklisin, sol acikta Ugur tercihinin anlam kazanabilecegi yegane maclardan birisi bu olur herhalde.

Ugur hem hucum hem de kendi savunmasinda adam eksiltme becerisiyle unique bir oyuncu evet :)

Ugurun eksiltecegi adama kaldiysak vah besiktasim vah...

Yukarıda bahsettiğim nedenden dolayı BJK4EVER'ın kadrosunda Ersan yerine Toraman'ın oynaması dışında bir fark beklentim yok. Fakat bunu yazarken şu asla unutulmamalı: Toraman stoper bölgesinde sadece sağ tarafta oynayabiliyor. Sivok ise her iki tarafta da oynayabilen bir özelliğe sahip.

İlaveten, Toraman durumun gidişatına göre orta alan bölgesine de geçebilecek bir oyuncu. Sıkıntısı: bunu ne zaman yapması gerektiğini Samet Hoca'nın maçtan önce anlatması gerekli. Yoksa böyle alan doldurabilen takımlara karşı Toraman her zaman mehter marşı eşliğinde ben boşluğu bulduğumda içeri kat ederim moduyla riskli oynayabiliyor. Oysa, Ordu bunu yapıyor mu çok ciddi incelemedim ama, bu alan taktiğinin bir kuralı da ortanın ortasına kadar rakibe izin vermektir.

Ayrıca duran toplarda Sivok dışında Toraman da fark yaratabilir.

Benim ilk 11 tahminim şu şekilde:
McGregor
Hilbert-Sivok-Toraman-Uğur

Veli-Necip
Holosko Oğuzhan Olcay

Almeida

Radikal değiklik beklemiyorum hocadan. Ama solbekte Emre, stoperde Sivok-Ersan, ön liberoda Toraman ortasahada da Necip-Oğuzhan ikisi de ofansif sorumluluk alacak şekilde oynarlarsa hem savunma anlamında sağlam bir takımımız olur hem de ilk yarı golsüz biterse bir çok hamle şansımızın olacağı bir yedek kulübemiz olur. Uğur, Erkan Kaş, Hasan Türk vs.

Şahsen gördüğüm kadarıyla Uğur'un sıkıntısı: Hani bazı anlar vardır, kendinizi Rocky gibi hissedip sabah koşularına başlarsınız. Başlangıçta herşey iyidir, mahallenin bakkalı, sütçüsü vs siz koşarken selam verir, aynen filmde olduğu gibi. Birden yorulursunuz ve yürüyerek dönersiniz, hatta bir daha bu koşuyu yapmayı düşünmezsiniz.

Uğur Boral'ın öncelikle hangi performansta olduğunu ve buna göre oynaması gerektiğini kabul etmesi gerekiyor. Bana göre gereksiz bir ispat peşinde ama trajik olan bırakın ispatı, bazı maçlarda kendisine verildiği anlaşılan limitli rolde bile o Rocky ruhunu gereksiz yaşamaya çalışıyor.

Bek için asla yeterli değil, o zaman solaçık için neler yapabilirim buna yoğunlaşmalı. Yönetimin açıklayacağı über ötesi Beşiktaş modelinde zaten yeri yok. O zaman neden kasıyorsun bilader. Git hocaya, de ben ancak solaçıkta oynarım. Ama bunu yapmaya çalışırken de sadece basit oynamaya çalış. Ötesi bu yaşta ve bu halde zor be gülüm.

Toraman bu macta buyuk risk olur stoper bolgesinde, hele ki rakipte Hasan Kabze tarzinda karambollerin affetmeyen golcusu bir adam varsa, hatta Stancu da golu koklayabilen bir oyuncu. Bu tarz maclarda defansta akil eksikligi yasamayacaksin, yasarsan adamlar 1 tane karabolden atip ustune yatar, sen de hicbirsey yapamazsin.

Ben bu anlar için ne Ersan'ın nede Toraman'ın yeterli kalacağını düşünmüyorum aslında. Fark olarak Toraman'ın araya atılan toplarda ilk hamle zamanlamasında daha iyi olduğunu ve gerekirse orta alan baskısına yarım edebileceğini düşünmemden kaynaklanıyor. Ersan çok defa ikilemde kalıyor. Bunları önce yanındakiyle oynama alışkanlığı olmamasına bağlamak istedim ama sonra düşündüm, hem geçmişte Escude dışında tüm stoperlerle birlikte oynadı, hem de bireysel hatalarının bunlarla ilgisi yok. Şahsen böyle ağır bir maçı kaldırabileceğini sanmıyorum.

Beşiktaşlılığın getirdiği mazoşistlikle bu zor maçta über kaynadı içim. Her zaman her yerde.

http://www.youtube.com/watch?v=6mWxx_PrNtE

Hep kol kola bir gün değil her gün..

http://www.youtube.com/watch?v=t6gIL1frd9s

Ugur yine solbekte, garip bir tercih olmus acikcasi. Umarim pahaliya patlamaz.

taraftarin yd yeter yerine ugur boral tezahurati bulmasi gerekiyor bu sezon sanirim, aksi takdirde samet sesimizi duymayacak..

alırız bu maçı. 2-3 biter, bizim goller olcay ve almeida'dan gelir. kontraatak yapabileceğiz ikinci yarı, ordu o sinyalleri verdi.

@theotheo

hafız naptı senin arsenal öyle ya. tam bir anadolu takımı oldular. 10. sıraya düşülür mü? hele de parayı basıp podolski'yi almışken :) geyik bir yana üzüldüm arsenal'e.

Bana da teşekkür edin, fener maçından beri totem yaptım hiçbir deplasman maçını izlemedim, kaç kaç diye bile bakmadım maçlar bitene kadar, sonuçta hep galibiz. Her iç saha maçında da tribündeydim. Kasımpaşa, Antalya, Ordu maçları, hepsi de zor deplasman maçları. En son şampiyon olduğumuz sezon ikinci devre hiçbir maçı izlememiştim, şampiyonluk maçı dahil. Bu şekilde devam edersem sezon sonu gülen taraf biz oluruz :)

Çok salak bi mesaj oldu, farkındayım ama idare edin, çok mutluyum :)

İyi haber:

Yönetim Mç.Sedef'le görüşüyormuş. 2 sezondur G.Birliği'nde bayağı iyi.

@Deniz toteme muhakkak devam :)

hep böyle olsun hocam:

http://www.ligtv.com.tr/haber/belki-biz-de-oyle-kazaniriz

Lan theo nerdesin oğlum, senin oğuzhan balon çıktı dediğin gibi...

Olcay da kimmiş yae...

Off the topic olsa da: biraz önce Barça-At.Bilbao maçının yetişebildiğim son 15 dakikasını seyrettim.

- Bu dakikalarda Barça bilerek ve isteyerek yüklenmedi, biraz fantezi denediler sadece. 5-1'e rağmen bu kardeşliklerini maçtan sonra iki takım oyuncuları birbirlerine sarılarak gösterdiler zaten.
- Messi-Pique ikilisi dakika 90'da bir atak yaptı akıllara zarar. Pique geriden kapıp getirdiği topla ilerleyip ortada ceza sahasına yönelen Messiye attı, Messi bekletmeden sağ kanattan gelen Barçalıya uzattı, o ceza sahasına soldan giren Pique'ye gönderdi, Pique de Messi'nin kafasına. Messi az farkla dışarı attı. Dakikanın 90 olması dışında bunda ne acayiplik var derseniz, bütün bunlar 10 saniye sürdü, hepsi yanlarında Bilbao'lu oyuncularla gayet hareket halindeydi ve tüm paslar neredeyse tek top. Üstelik kaleye göre hafif solda olan Pique'nin önü dabak gibi boştu, yani 1,5 metre mesafede sadece kale ve kaleci. Messi'ye attırmak için böyle yaptı.
- 90+1'de Messi orta alanda topu alıp gitmek istedi ama bir Bilbao'lu çekip durdurdu ve sarıyı yedi. Trajik olan bu kadar mesafe ve Messi'nin önünde 4 Bilbao'lu daha oyuncu vardı. Böyle bir adam bu bücür.

Ağla ağla haline Morinyo. Beter ol lem. İçimden bir ses birazdan Atletico koyacak diyor. Bu arada unutanlar için: maç henüz başladı. Kanal: NtvSpor.

Bu arada: futbol tarihi açısından unutulmazlar arasına girecek şekilde Pepe-Emre eşleşmesini izleyemememiz gerçekten üzücü. Pepe-Emre lem var mı ötesi.

Bu maç hakkındaki nihai yorumumu yapayım (Real-At.Madrid: 2-0)

-Simeone korkak oyun anlayışını maçın başından sonuna gösterdi. Oysa çok değil birkaç yıl önce Barça burada 5'lemişti. Demek ki neymiş: her daim "default" teknik adamlardan cacık olmazmış.

-Real emekli playboy'lar gibi La Liga'da uzatmaları oynuyor. Atletico'nun korkaklığına rağmen ortaya konulan oyun bir Süper Lig maçı gibiydi. Düşünün, param var huzurum var diyen Real'de oyuna 85. dakikada giren isim Modric, ama oynadığı oyun La Liga standartlarında ilk 10'a zor girer.

-Bu 11 puan geride olma durumu Real'li oyuncularda garip bir refleks oluşturmuş: her müdahalede yere kapaklanma durumu. O kadar ki, Cristiano bu kapaklanma işinde aynen Irina ile durumundaki şekli sergiliyor. Yazık lem, onca maliyet var.

-Atletico oyun yapısında Falcao'ya resmen yazık oluyor. Adam ciddi gol atmak için yaratılmış. Fakat takımının orta sahasının Antep'ten farkı yok (Antep'i aşağıladığımdan değil, maliyet bariz farklı).

-Simeone'nin yapması gereken tek şey Blitzkrieg'dı. Yani ilk dakikalardan itibaren defansı önce çıkarıp hücum etmek. Fakat korkaklığı buna engel oldu ve buna rağmen yine de oyuncu değiştirdi. Nedeni bariz birşey yapıyor gözükmek.

-Ben Atletico yönetimi olsam maçtan sonra hemen Diego Costa'yı sorguya çekerdim. Adam henüz maçın 15. dakikasından itibaren kendini attırmak için gereken herşeyi yaptı.

-Görünen sezon sonu Morinyo ve Ronaldo gidici.

Ne yapiyorsan aynen devam kardesim, totemin gucu adina! :))

şampiyonluğa oynayan birtakım gibi oynadık, oynamamız gereken futbol zaten bu ama az pozisyon vererek, adım adım ilerledik ve galibiyete uzandık..

devre arasında yapılması düşünülen takviyelerle şampiyonluğa ortak oluruz denilebilir ama ben bu takımı daha çok seviyorum.. bu beşiktaş daha fazla bizi anlatıyor, nene yerine samed yeşil'i yarım devre + 1 sezon opsiyonuyla kiralamak ve almeida'yı yedeklemek daha mantıklı duruyor. almeida giderse gidecekse tabi ki bir esas oğlan gerekecek.. mehmet sedef için pek iyi konuşamasak da halen orada duran bir gökhan süzen alternatifi var..

Oğuzhan'ın golü attıktan sonra bizim tribüne doğru gelişi vardı. Gözlerim dolu dolu oldu anasını satayım. Helal be çocuklar.