15 Kasım 2012 Perşembe
KK Partizan 87 - 72 Beşiktaş
Genel resim itibariyle Partizan'ın kaçıp Beşiktaş'ın kovaladığı, tam yakaladık derken ya kendi hatalarımızdan, ya da Euroleague hakemlerinin kanserojen faul çalma tandanslarından farkın yeniden açıldığı bir maç oldu. Serbest atış sonrası ribaunt mücadelesinde kaç defa faul çalınmıştır basketbol tarihinde bilmiyorum. Gene iki defa üst üste üçlük atışa faul çalınması da çok sık görülmüyor. İkinci çeyreğin sonunda oyun hızı beyzbol maçına yakınsadı bu sayede. Bunlara basit top kayıpları ve ribauntlarda ezilmemiz de eklenince bu sonuç kaçınılmaz oldu. Maçı getirebileceğimiz anlarda Jerrells ya da Vidmar'sız oynayamamamız da o son hamleyi yapamamamız anlamında geldi. Sonlara doğru hedefimiz maçı kazanmaktan ziyade farkı 16'nın üzerine çıkarmamak oldu, bu anlamda da başarılı olduk neyse ki.
İlk çeyreğin en kötü yanı yaptığımız berbat boyalı alan savunmasıydı. Bir pozisyonda yardım bekleyen Vidmar'ın, yardımın gelmediğini görüp bakışlarıyla bir isyan edişi vardı ki, bu hal Muratcan'ın oyuna dahil olmasına kadar sürdü. Bu süreçte dengeyi giren dış şutlarımız ile yakaladık -hele Jerrells'in bir bilek kırak attığı üçlük vardı ki seyir zevki çok yüksekti-.
İkinci çeyrekte bu bahsettiğim dengeyi yitirdik, ve çeyrek için kırılma noktası Jerrells oyundan çıkınca yediğimiz tam saha baskı ve bu yüzden verdiğimiz iki kolay basket oldu. Can Akın'ın sahalara geri dönmesi çok iyi bir haber, fakat takımın Jerrells ve Tutku'suz oynamaya alışık olmadığını gördük. İkinci çeyrek yukarıda değindiğim genel resim itibariyle sıkıcı ve üzücü bir şekilde tamamlandı. 51-43 geride tamamladığımız devre sonunda bir iyi (Jerrells-Muratcan-Dasic-Markota-Vidmar), bir de kötü ilk beş (Can-Christopher-Serhat-Cevher-Falker) olarak net bir performans ayrımı yapmak mümkündü. Bir de çok kötü serbest atış yüzdemiz (ki bu %43'te aslan payı Vidmar'ın 1-6 ile)
Erman hoca ikinci yarıda aynı şeyi yaşamamak için Muratcan ile oyuna başladı, ki bunun verimini de çaldığımız toplarla ve gösterdiğimiz savunma direnciyle aldık, lakin Christopher'ın gene devreye girememesi sıkıntımızı devam ettirdi. Bu çeyrekte de basit hatalara devam ettik (Jerrells'in hızlı hücumu pull up üçlük ile bitirmesi gibi), fakat bahsettiğim savunma direnci (üç hücum üst üste top çaldığımız bir süreç oldu) ve kolay ribaunt vermememiz Partizan'ın farkı ilk yarıdaki gibi açmasına izin vermedi. Çeyreğin yıldızı Vidmar'ın faul sıkıntısı nedeniyle dışarıda kaldığı andan sonra ibre tersimize döneyazsa da neticede farkı 5'e indirdik. Bu çeyrekte en büyük şans anları çok kötü düşen Vidmar'ın hiçbir şey olmamışçasına oyuna devam etmesi ve Dasic - Lucic gerginliğinin ilerlememesiydi.
Son çeyreğe kısa beşle başlamamız, bize 9'a çıkan fark olarak dönünce Erman Hoca bu deneyi kısa kesip Falker'ı oyuna aldı, fakat ne yazık ki o da pek gününde değildi. Terazinin diğer kefesi ağır basarken Drew Gordon'un hakemin elindeki topa tekme atması zorlandığımız dakikalarda havadan gelen iki sayı oldu. Falker'ın 5 faulle oyun dışı kalması, 5 dakika kala zorunlu olarak oyuna Vidmar'ı soktu ki bence olumlu bir gelişmeydi. Lakin berbat hücum etmeye devam ettiğimiz için mağlubiyeti hak eden bir tablo çizdik. Rakibin 15 fazla ribaunt aldığı, daha çok asist yaptığı, senin 14 top kaybettiğin ve serbest atışlarda %44 ile oynadığın bir maçı kazanmayı da bekleyemezsin zaten.
İllaki olumlu yönlere bakacaksak, Jerrels-Muratcan-Markota ve Vidmar'ın iyi oyunu ve Dasic'in dönem dönem -hala beklenen seviyede olmasa da- kıpırdanışı düşünülebilir. Yoksa bu maçı ardımıza koyup önümüzdeki Brose maçına bakmalıyız.
İlk çeyreğin en kötü yanı yaptığımız berbat boyalı alan savunmasıydı. Bir pozisyonda yardım bekleyen Vidmar'ın, yardımın gelmediğini görüp bakışlarıyla bir isyan edişi vardı ki, bu hal Muratcan'ın oyuna dahil olmasına kadar sürdü. Bu süreçte dengeyi giren dış şutlarımız ile yakaladık -hele Jerrells'in bir bilek kırak attığı üçlük vardı ki seyir zevki çok yüksekti-.
İkinci çeyrekte bu bahsettiğim dengeyi yitirdik, ve çeyrek için kırılma noktası Jerrells oyundan çıkınca yediğimiz tam saha baskı ve bu yüzden verdiğimiz iki kolay basket oldu. Can Akın'ın sahalara geri dönmesi çok iyi bir haber, fakat takımın Jerrells ve Tutku'suz oynamaya alışık olmadığını gördük. İkinci çeyrek yukarıda değindiğim genel resim itibariyle sıkıcı ve üzücü bir şekilde tamamlandı. 51-43 geride tamamladığımız devre sonunda bir iyi (Jerrells-Muratcan-Dasic-Markota-Vidmar), bir de kötü ilk beş (Can-Christopher-Serhat-Cevher-Falker) olarak net bir performans ayrımı yapmak mümkündü. Bir de çok kötü serbest atış yüzdemiz (ki bu %43'te aslan payı Vidmar'ın 1-6 ile)
Erman hoca ikinci yarıda aynı şeyi yaşamamak için Muratcan ile oyuna başladı, ki bunun verimini de çaldığımız toplarla ve gösterdiğimiz savunma direnciyle aldık, lakin Christopher'ın gene devreye girememesi sıkıntımızı devam ettirdi. Bu çeyrekte de basit hatalara devam ettik (Jerrells'in hızlı hücumu pull up üçlük ile bitirmesi gibi), fakat bahsettiğim savunma direnci (üç hücum üst üste top çaldığımız bir süreç oldu) ve kolay ribaunt vermememiz Partizan'ın farkı ilk yarıdaki gibi açmasına izin vermedi. Çeyreğin yıldızı Vidmar'ın faul sıkıntısı nedeniyle dışarıda kaldığı andan sonra ibre tersimize döneyazsa da neticede farkı 5'e indirdik. Bu çeyrekte en büyük şans anları çok kötü düşen Vidmar'ın hiçbir şey olmamışçasına oyuna devam etmesi ve Dasic - Lucic gerginliğinin ilerlememesiydi.
Son çeyreğe kısa beşle başlamamız, bize 9'a çıkan fark olarak dönünce Erman Hoca bu deneyi kısa kesip Falker'ı oyuna aldı, fakat ne yazık ki o da pek gününde değildi. Terazinin diğer kefesi ağır basarken Drew Gordon'un hakemin elindeki topa tekme atması zorlandığımız dakikalarda havadan gelen iki sayı oldu. Falker'ın 5 faulle oyun dışı kalması, 5 dakika kala zorunlu olarak oyuna Vidmar'ı soktu ki bence olumlu bir gelişmeydi. Lakin berbat hücum etmeye devam ettiğimiz için mağlubiyeti hak eden bir tablo çizdik. Rakibin 15 fazla ribaunt aldığı, daha çok asist yaptığı, senin 14 top kaybettiğin ve serbest atışlarda %44 ile oynadığın bir maçı kazanmayı da bekleyemezsin zaten.
İllaki olumlu yönlere bakacaksak, Jerrels-Muratcan-Markota ve Vidmar'ın iyi oyunu ve Dasic'in dönem dönem -hala beklenen seviyede olmasa da- kıpırdanışı düşünülebilir. Yoksa bu maçı ardımıza koyup önümüzdeki Brose maçına bakmalıyız.
Etiketler:Euroleague,KK Partizan,semioticus,Shelbyl
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...4 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...7 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.9 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189511 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
-
20 Yorum:
beşiktaş eurolig şampiyonu olur bence. bu kadro yapısıyla. mvp falker.
Bence Fenerbahce olur sampiyon. 6'da 3 galibiyeti Euroleague'de yapan yok.
Yahu arkadas sanki burada "Euroleague sampiyonu olur Besiktas" denmis gibi nasil arsizlik, nasil yuzsuzluk yapiyorsun daha post acilir acilmaz damliyorsun, inanilmaz yahu. Sene basindan beri herkes "top 16 basari" diyor, velakin oraya dogru da gidiyoruz iste, daha ne?
Seni cozse cozse Ahmet Cakar cozer.
benim eyyorlamam şu kadar;
http://sendahacocuksun.blogspot.com/2012/11/partizan-besiktas.html
top 16 diye bi başarı mı var arkadaş hahahaha. ya hani şey olsa bu sene bu takım tp 16 ya kalır seneye top 8 e gibi bişi olsa anlıcam. ulan seneye gene bütün takım değişecek.
arkadaşlar bırakalım bu işleri gerçekten söylüyorum.
aslında theo haklı.
niyetim trollük değil baştan söyleyeyim.
seneye kadro baştan değişmeyecekse, koç kalacaksa ve ligde yine en kötü final oynayacaksak(eurolig'e kalabilmek için) eurolig'de top16 başarılı/normal olabilir.
şu halimizle top16 yine başarı olur, kısıtlı bütçeyle iyi işler yapabiliyoruz vb. diye. en nihayetinde, yine de, seneye eurolig'e gitmeyeceksek çok anlamı yok.
işte tam bu sebeplke bu sene tüm maçlardan keyif almaya çalışıyorum. gidebileceğimiz yeri görelim, destekleyelim sevinelim kafasındayım.
Ya olay basit:
1. Tuttugun takim tarihinde ilk defa, ve hatta en calkantili doneminde Euroleague'e katiliyor ve de ilk 16 yolunda ilerliyorsa, ve sen de basketbolu seviyor, izliyorsan azicik sevinirsin, heyecanlanirsin yahu. Aksini anlayamiyorum.
2a. Eger bu sene Ergin Ataman takimin basinda kalsaydi ve de butcemiz el verseydi, gecen seneki kadroyu korur muyduk? Olaylar koruyacagimizi gosteriyor.
2b. Erman Kunter tamamen butce dahilinde transferler yapti mi? Yapti. Kendisiyle uzun vadeli sozlesme imzalandi mi? Imzalandi. Gecen seneden Serhat, Can, Baris, Mehmet, Kartal gibi gencler kadroda tutuldu mu? Tutuldu.
2c. Bu sene imzaladigimiz yabancilarin cogu yillardir Kunter ile calisan oyuncular mi? Evet.
3. Besiktas yonetimi yillardir ilk defa basketbol subesine "ozerk" yaklasiyor mu? Evet.
Sonuc: Besiktas uzun yillardir ilk defa sureklilik arz edecek bir yapilanmaya gitmisken, ve de Avrupa'nin en iyi ilk 16 takimi arasina girme sansi varken, ligde ilk 3'e girmesi (ve gene Euroleague yolcusu olmasi) ihtimal disi degilken, "zaten kadro seneye dagilir" falana baglamak nasil bir itikat?
Brose maci final maci ve zor bir mac olacak almanlar toparladi bize yenildikten sonra.Nachbar en onemli oyunculari bizde anlamsiz bir 4 numara yigilmasi var cevher markota dasic baris hatta hatta falker sert savunmayla yildirmaliyiz.Broseyi yenersek top 16 garanti %95.Ondan sonrasina sonra bakariz belkide bir kaliteli oyuncu transferi ve dasicten beklenen katkiyi alabilirsek top 8 neden olmasin!!!
Burada troll hakli beyler. Ayrica neyin yapilanmasi arkadas. 30'da 3 ile serbest atis atan Vidmar mi, sut atmaya korkan skorer Christopher mi, vasat Markota ve Falker mi yapilanmada rol alacak? Ki bu oyuncularin Christopher ve belki Dasic haric hicbiri patlama yapacak, uzun vadede takimi surukleyecek oyuncular degil, ki Dasic ile de zaten 1 yillik imzaladik. Seneye basari istiyorsak bu oyuncularin tamami gitmeli, kimse kusura bakmasin. Milli olarak da bakarsak kadromuzda milli takim seviyesinde 1 tane yerli oyuncu yok, gercekler bunlar. Gecen sene yakaladigimiz kaliteli ve uyumlu kadroyu hunharca dagittik, bunun da acisini cekiyoruz. Halbuki cok degil 2 yabanci tutsak bile bizi su an bambaska bir takim yapardi bu. Dusunsene Jerrels. Christopher ve Markota yerine Arroyo ve Hawkins var takimda....
Yabancılarımızın vasat olduğu fikrine katılsam da bu kadrodan beklenen top16ya takımı taşımasıydı ki taşıdı sayılır.. Bundan sonra atılacak adımlar şimdi daha önemli bizim açımızdan, şayet bir sponsor edinebilirsek lakin kimse kılını kıpırdatmıyor klavyesiyle cebelleştiği kadar.! Bu sezon feda senesiyse kusura bakmayında bu bütçeyle bundan daha iyisini ben yapardım diyen varsa, sandıkta çıkacaktı şimdiki yönetimin karşısına.. Salt muhalefet yapmakla bu işler olmuyor. Hepimiz biliyoruz, Vidmar'ın dünyanın en iyi 5 numarası olmadığını ama eldeki kaynaklar buydu, trollerin babası demirören 8 yılda ortalama 40-50 milyon euro zarara soktu bu kulübü, geriye kalandan da olsa olsa böyle yavan bir helva olurdu ki ben bundan da gayet memnunum.. Kusura bakmayın.. O güzel fikirlerinizi artık bir dahaki seçimde sandık başına giderek sandıkta yansıtırsınız olur biter! Ne kadar çok biliyoruz ya..! Göreceğiz bakalım bu hafta Brosse maçında kaç kişi olacak Abdi İpekçi'de? Yine 2-3000 kişiye oynarız..
brose maciyla akhisar maci ayni gun ayni saatte. federasyonu zaten sikeyim de; bu duruma itiraz etmez, futbol macinin gununun degismesi icin gerekli basvurulari yapmazsa yonetimi de sikeyim.
@emir eri
Jason Kapono 300.000 dolar karsiliginda Panathinaikos'a gitti. Su an Dorsey bosta, muhtemelen 300.000-500.000 arasi bir paraya alabilirdik kendini. Acele etmeyip beklesek Arroyo da su anda buyuk bir indirim yapip gelmek isterdi bence. Sonuc olarak butcemiz kisitli eyvallah da 6 yabancili 13 kisilik kadro kuran da biziz.....
@bjk4ever
ya tamam eyvallah bu adamlar boşta, iyi adamlar ama birlikte oynamak oynayabilmek apayrı bir olay.. fener ülkerin yaşadığı olay ortada.. ellerindeki adamlar çok kaliteli, en iyi koçlardan birini de getirdiler ama hala diken üstünde maç izliyorlar.. bu adamları alsak belki bir kademe daha yukarıda oyun oynardık ama gidebileceğimiz yer açısından sence salt bu isimler yeterli olurmuydu? ya da şöyle söyleyim saydığımız arroyo, dorsey ve kapono gibi adamları alsak zaten ortada olan yerli kalitemizle en fazla nereye kadar giderdik?? daha iyi bir takım için biraz daha sabretmeliyiz, önce birer ikişer iyi yerli oyuncuları toparlamaya çalışmalı, kaçırmamalı, iyi bir yerli iskelet kurup onların etrafını kaliteli yabancılarla doldurursak birşeyler kazanabiliriz. barış hersek, tutku açık, muratcan güler gibi vasat adamların etrafına kaç tane iyi yabancı koymamız ve ne kadar para harcamamız lazım ki top 16 hedefimizden daha ilerisine gidebilelim?? bunun hesabını iyi yapmak lazım kardeşim..
hocayı olumsuz olarak eleştirebileceğim konulardan biri geldiği günden beri yerli oyuncuların gelişmediğinden dem vuruyor ama elimizde kartal gibi bir adam varken bu adamı royal g.antep maçında bile sahada göremiyoruz.. oynamadan, oynatmadan adam yetiştiremez, geliştiremezsin.. ikinci konuysa dusan, ilkan, birkan gibi yerli potansiyellere para harcanamaktan kaçınılması ister istemez hayal kırıklığı yarattı bende.. neyse bu adamlara öyle yada böyle bu sene göz yummak zorundayız.. tek başına aroyyo, dorsey yada feriştah.. hangisi olursa olsun sonuç bundan daha farklı olmazdı bende.. geçen yıl bir kumar oynadık tuttu, bu yıl ise geçen yıl ki kadar potansiyel taşımadığımız ortada olsa da henüz kaybedilmiş birşey yok..
Oyle bir olurdu ki, en basit ornek gecen sene bizim yakaladigimiz basari. Gecen seneki yerli kalitemiz bu senenin fersah fersah gerisindeydi, yabanci tercihleri fark yaratti. Yerli diyorsun da, Semih Erden Efes'ten 2.5 milyon dolar aliyor, Ilkan Karamn icin FB 1.4 milyon dolar odedi, Birkan Efes'ten senelik 800.000 dolar aliyor, kaliteli yerli almak oyle kolay degil, hele ki rakiplerin 3/4 kati dusuk butceyle yarisiyorsan oyle kolay kolay yerli kapamazsin ellerinden. Ben bu seneki yerli transferlerini olumlu buluyorum, belki Engin Atsur, Wright veya Umit Sonkol olabilirdi ama sonuc olarak Tutku ve Cevher de iyi oyuncular, sadece devsirme hakkini kullanmamamiz hata oldu, birde Nedim Yucel Falker ve hatta Vidmar'dan daha faydali olurdu bence. Bizim sorunumuz yerli kalitesi falan degil, yabanci oyuncularin asiri yetersizligi ve kaliteli bir ilk 5'imizin olmamasi. Istedigin kadar yerli kaliten olsun senin takiminin guardi Jerrels, 5 numarasi Vidmar ise o takim hedefi olan bir takim degildir.
iyi de kardeşim geçen sezonki bütçe de neredeyse bunun iki katıydı. kaldı ki sezon başındaki planlar ile sezon içerisindeki oyun şekli çok farklıydı.. şöyle söyleyim kempli, williamslı, semih erdenli oyun kurgumuz nba patentli oyuncularımızın gitmesiyle birlikte tamamen değişimişti.. aroyyo ve bonsu ikilisinin takıma çabuk adapte olması bu bakımdan önemlidir. çünkü giden oyuncuların yeri özellikle ligimiz için oldukça yüksek sayılabilecek oyuncularla birlikte doldurulmuştur. şimdi bakınca geçen yıl yaptık oldu diyemeyiz, hawkins'in oyunun sıkışan anlarında sorumluluk alması, bonsunun playofflar öncesindeki muhteşem performansı, erceg'in dışarıdan ve içeriden yüzdeli oynaması, aroyyonun liderliği vardı.. kemp ve morisson savruk oyunlarıyla bu oyuncuları yedeklemeyi bırak, yerlileri bile çoğu zaman yedekleyemedi..
neyse 4 tane çok iyi yabancının üstüne kurulmuş takım eğer bu tempoya girse inan ki sezon içerisinde birçok sakatlıkla karşılaşır, bu oyunculardan zaman zaman yararlanamazdık.. bonsu ve hawkins büyük sakatlıklar atlatmış oyunculardı, aroyyo uzunca bir süre sonra bizim formamızla parkeye ayak basmıştı, erceg olympiakos'ta hiçbir zaman gerçek bir 5 oyuncusu olamamıştı. ancak bunlar bir araya geldiğinde bir takım olmayı başardılar ve biz bu oyuncular için dahi iyi kontratlar ödemiştik.. bugün bulunduğumuz konum farklı, varsın sezonu cumurbaşkanlığı kupası ile kapatalım yalnızca ama hoca mehmetali ile kartal'ı kazandırsın takıma.. beğenmediğimiz oyunculardan chistopher şuan ilk yarıda 20 küsür sayı bulmuş durumda.. yine jerrels'ta euroleague'de en skorer oyuncumuz.. vidmar ise oynadığı maçlarda genelde yedeği olmadığı sorun yaşıyoruz. peki bu sezon yerli oyuncularımızın hangisinden verim aldık? serhat'ın performansı benim için tam bir hayal kırıklığı.. muratcan ve tutku ise yararlılar.. can akın'ın sakatlığı henüz tam manasıyla geçmemiş.. barış herske bildiğimiz gibi devam ediyor.. hangisini kafadan ilk beşe yazarsın? ben şu anki performanslarıyla hiçbirini yazmam..
bu arada izzet türkyılmazın kendi potasına denediği smacı izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum :)
Bende diyorum ki gecen seneki butce yoksa bile 4 yabanci degil de 1-2 kaliteli alirdin 6 yabanci yerine. 6 tane yabancimiz var, ortalama 300.000 dolar olsa duz hesap 2 milyon dolar gitti bunlara. 6 tane boktan vasat yabanci alacagina 2 tane saglam yabanci alirdin, yanina da 2 veya 3 tane NCAA'den bulacagin ucuz oyuncu getirirdin (Ahmet Kandemir gibi bir kaynagin var, son ornek Corey Fisher iste veya KSK'daki Aminu), o sekil 4 yabanci alirdin ve emin ol cok daha verimli bir kadro yapin olurdu. Kaldi ki kaliteli yabancinin fiyati da illa 700-800 bin dolar olacak diye birsey de yok, Kapono 300 bin dolara gitti iste.
Jerrels'in kac sayi attigindan bahsetme bana, kac asist yapti onu soyle bana. Jerrels takimin guardi, 2/3 numarasi degil. Senin guardin hucumlarin yarisini kendisi kullanirsa elbette takimin en skoreri olur. Ama takimin hucumdaki akiskanligi ve performansi yerlerde surunur.
Vidmar'in yedegi yokmus. Vidmar gibi ortalama olarak 1. ceyrekte 3 faul alan dangalak bir herif alirsin 2 oyuncuyla anca yedeklersin herifi. Gecen sene Bonsu'yu yedekleme ihtiyaci duyduk mu hic? Cikti catir catir oynadi herif. Baba bir 5 numara alirsin, yedek olarak da Nedim Yucel'i alirsin butce el vermedigi icin, tas gibi bir 5 rotasyonun olur. Sen Vidmar'in arkasina istersen 3 tane daha Falker koy pota altin yine boktan yine boktan.
Christopher 20 sayi bulmus diyorsun. Tofas ve Partizan maclari disinda 3. defa +20 sayi yapacak Christopher. Adam yani 10 macta anca 3 kere skorer kimlige burunuyor, boyle sutor olmaz. Sutor diye aldigim adam Partizan'i ensesinde dolasiyorken sorumluluk alip 2 uclukle bizi one gecirip takima hava katacak. Partizan macinda korkudan potaya bile bakamiyorsa gececeksin o konuyu, Banvit macinda isterse 50 sayi atsin umrumda degil.
Iste kaliteli ve kalitesiz basketbolcu arasindaki fark da bu. Hawkins sana zorlu maci kazandirir sampiyon yapar, Christopher anca onemsiz maclarda cikar oynar, kritik maclarda takim olarak hic sansin olmaz.
dediğinde güzel bir yoldu esasında ama en basiti hoca staff kadrosuna cem akdağı katacak diye kıyametler koptu.. yani sen adamın işine her türlü karışıyorsun ondan sonra verim bekliyorsun..
jerrels'ın saatli bomba olduğunu sezon başından beri söylüyorum zaten, çıkıp 20 sayı atabilir de sıfır çekebilir de gubün olduğu gibi.. oyun kurucu dediğin adam çıkar takımını oynatır, jerrels'ta bu yok ama bu konuda suç birazda erman hocada.. jerrels ve christopher gayette yeterli bir 2-3 rotasyonu olur.
vidmar'ı türk olacak diye aldık sezon başında, bunu hepimiz biliyoruz. elimizdeki gerçek tek 5 numara o şuan. aroyyo gibi bir adamla birlikte pota altında önemli bir silah haline gelir ancak bu kadar durağan oynayan bir takımda oyun içerisinde silinip gidiyor. etrafındaki adamlar seni sürekli bire bir bırakıyor ve savunmada yardıma gelmiyorsa ister istemez faul'e zorluyorsun..
haklısın elinde ahmet kandemir gibi bir oyuncu uzmanı var ve sen faydalanamıyorsun ama bunda sanırım çok bilen yöneticilerimizin etkisi büyük. başta da dediğim gibi daha sağlam bir staff (faruk beşok-haluk yıldırım yerine) ile daha doğru bir kadro yapılanması yapılabilirdi.
bende bugünkü oyundan memnun değilim, can sıkıcı bir oyun oynadık ki maçtan önce yeneceğimize dair içimde en ufak bir kıvılcım oluşmadı. ümit vermeyen bir oyun oynuyoruz. oyunumuz her geçen gün geriye gidiyor...
christopher ve dasiç'in rolleri daha iyi belirlenmiş bir takımda çok daha önemli katkıları olabilir. 4 kısa mı oynicaz savunmada, yoksa topa baskı mı uygularız bilmiyorum ama bu oyun sistemi böyle gitmez. hem savunmada hem hücum setlerinde bu kadar statik oynayan bir takım için top16 başarı olacak.. oyuncularında oynadıkları oyundan keyif almadıkları açıkça belli..
daha önceki yıllarda sözünü ettiğin 1-2 kaliteli yabancı, etrafını yüksek potansiyelli oyuncularla doldur olayını yaptık zaten.. el-amin ve varda ikilisinin oynadığı sezon gibi ama onunda sonunun gelmediğini de gördük zaten..
gecen seneyi ornek gosterip durmayin, her zaman olacak bir sey degildi o, mucize gibi bir sey gerceklesti, NBA lokavti, serbest kalan oyuncular, gidenler gelenler ve takim kimyasinin tutmasi hepsi birarada gerceklesti. Tutmayabilirdi de, hatta tutmamasi daha yuksek ihtimaldi. Finale kadar geldik hala Efes favori diyenler vardi. Yillardir buyuk butcelerle yola cikan Efes'in Fenerin basarisziliklari ortadayken hala su yildizlari alsaydik soyle olurdu demek abes bence. Efes Korac kupasini super yildizlarla almadi sistemiyle aldi. Naumoski falan derseniz ondan sonra da ayni seviyede hatta daha buyuk yildiz gardlar gorduk ama basari gelmedi. o gun harcanan paralarla bugun harcananlar kiyas goturmez. O zamanlar Efes dendi mi akla savunma gelirdi, oo Efes meshur alan savunmasina basladi falan derdik, sistem takimiydi Efes. O sistemden uzaklasip takim kurup takim kurmaya basladilar goruyoruz hallerini kac senedir. Adamlar Jordan Farmar'i getirmis, Fener Bo McCalebbi getirmis, Avrupa'nin en iyi gardlari arasinda bunlar. Oynadiklari basketbol cok mui kaliteli bize fark mi atar derseniz, hayir derim. Erman Hoca'ya sabir gosterirsek sistemin zaferini hep birlikte kutlariz,futbol takimina da paralel olarak bu sezon icin beklentileri dusuk tutmamiz gerekir yalniz.