12 Ekim 2012 Cuma
Maç Yazısı: Beşiktaş 81 - 65 Partizan Belgrade
Geçen seneden çok daha farklı ve izleyicinin tipine göre çok daha fazla zevk verecek bir Beşiktaş gördüm ben bugün sahada, ve bu sebepten inanılmaz mutluyum. Erman Hoca'nın çok iyi bir koç olduğu zaten biliniyordu, fakat bu kısıtlı bütçe ile bu kısıtlı zamanda şöyle bir takım ortaya çıkarması müthiş. Net bir skorla (ki daha da net olabilirdi skor hücumda rehavete kapılmasaydık) çok iyi başladık Euroleague.
Öncelikle ne farklı onun altını çizelim: Ergin Ataman'ın takımında takım olmaktan ziyade bireysel yeteneklerin toplamı vardı, net bir fiziksel üstünlük vardı ve bu hüviyette bir takımın gerektirdiği şekilde kısıtlı kadroyla oynanan bir oyun vardı. Arroyo, Bonsu, Hawkins gibi oyuncuların oynadığı oyunda zevk veriyordu, fakat daha çok streetball tadı veren bir kadroya sahiptik.
Bu sene sahada klasik anlamda basketbol oynayan bir takım var. Bir kere savunmadaki dinamizm çok iyi, Vidmar ve Falker gibi isimlerin bireysel yetenekleri de göz ardı edilemez bu hususta, lakin inanılmaz bir yardım savunması izledik bu maçta. Keşke vakit ve olanak olsa da bu savunmanın nasıl iyi işlediğini kare kare anlatabilsem.
İkinci en önemli özellik, takımda oynayan her oyuncunun basketbol IQ'sunun çok yüksek olması (belki bir istisna Jerrells ve faul konusunda Vidmar, fakat çok büyük bir dezavantaj değil artıları göz önüne alınırsa) Ortalama yeteneklere sahip olunarak nasıl üst kalite basket oynanır sorusunun yanıtı bu, ve bu konuda Erman Hoca'yı hem yarattığı kadrodan, hem de benimsettiği anlayıştan dolayı kutlamak lazım. Markota'sından Dasiç'ine, özellikle savunma ve top çalma anlamında çok iyi işler çıkardılar. (7 top çalma, 7 blok ve rakibin sadece 65 sayıda tutulması güzel istatistikler)
Bana esas zevk veren (ve geçen seneye göre bariz bir avantaj teşkil edecek durum) de kadro genişliği, ve her oyuncunun oyuna katkı vereceği noktanın belli olması. Daha sezonun başı olmasına karşın hocanın kafasında bir plan var, ve bu plana göre her oyuncunun sahaya koyabilecekleri değerlendirmeye alınmış. Mesela Barış Hersek'in geçen sene en dikkatimi çeken özelliği (ki bunu da yazmıştım sanırım) dış şutları idi, ve bu maçın ikinci çeyreğinde bizzat Erman Hoca onun için iki oyun tasarladı ve +6 olarak hanemize yazıldı bu.
Bir kere Muratcan çok önemli bir silah olacak. O sahada olduğu zaman 1-2 numara değişmeli oynuyor ve üç kısa guard'ımızın da içeriye penetresinin iyi olması çok fazla opsiyon sunuyor hücumda. Jerrells da, Tutku da Muratcan da iyi top dağıtıyorlar, Jerrells'in bir istikrar sorunu olsa da en azından artısı eksisinden fazla oluyor. Erman Hoca tornasından geçince daha da optimize olacaktır herhalde.
Her basketbol takımının ihtiyacı olan "patlayıcı" oyuncu kontenjanımız da Christopher ve kısmen Jerrells ile dolmuş durumda. Sıfırdan skor yaratabilen bu isimlerin varlığı yadsınamaz avantaj.
Son bir paragraf da yerli rotasyonuna ayırmak lazım. Yazın çalkantılı bir dönem geçirmesek çok daha iyisi olabilirdi, fakat şu şartlarda Cevher, Barış, Serhat, Muratcan ve Tutku bir araya gelince sahaya çok olumlu şeyler yansıtacaklar gibi duruyor, ki daha Can ve Kartal gibi cevherler de kenarda bekliyorlar.
Tabii ki bu daha ilk maç ve o yüzden çok anlam ifade etmeyebilir. Her şey peri masalı gibi de değil tabii; ribaunt konusundaki sıkıntılar ve rakibin içeriden bulduğu sayı yüzdesi kafa kaşırtacak konular. Fakat Erman Hoca'nın CV'si, sahadaki oyuncuların mücadele azmi ve gösterdikleri oyun zekası ziyadesiyle mutluluk verici.
Bu takım bu sene yalnız bırakılmamalı, zira şartlar uygun olursa geçen senenin üstüne koyacak potansiyelleri var.
Not: Resimler BJK resmi sitesinden alınmıştır.
Öncelikle ne farklı onun altını çizelim: Ergin Ataman'ın takımında takım olmaktan ziyade bireysel yeteneklerin toplamı vardı, net bir fiziksel üstünlük vardı ve bu hüviyette bir takımın gerektirdiği şekilde kısıtlı kadroyla oynanan bir oyun vardı. Arroyo, Bonsu, Hawkins gibi oyuncuların oynadığı oyunda zevk veriyordu, fakat daha çok streetball tadı veren bir kadroya sahiptik.
Bu sene sahada klasik anlamda basketbol oynayan bir takım var. Bir kere savunmadaki dinamizm çok iyi, Vidmar ve Falker gibi isimlerin bireysel yetenekleri de göz ardı edilemez bu hususta, lakin inanılmaz bir yardım savunması izledik bu maçta. Keşke vakit ve olanak olsa da bu savunmanın nasıl iyi işlediğini kare kare anlatabilsem.
İkinci en önemli özellik, takımda oynayan her oyuncunun basketbol IQ'sunun çok yüksek olması (belki bir istisna Jerrells ve faul konusunda Vidmar, fakat çok büyük bir dezavantaj değil artıları göz önüne alınırsa) Ortalama yeteneklere sahip olunarak nasıl üst kalite basket oynanır sorusunun yanıtı bu, ve bu konuda Erman Hoca'yı hem yarattığı kadrodan, hem de benimsettiği anlayıştan dolayı kutlamak lazım. Markota'sından Dasiç'ine, özellikle savunma ve top çalma anlamında çok iyi işler çıkardılar. (7 top çalma, 7 blok ve rakibin sadece 65 sayıda tutulması güzel istatistikler)
Bana esas zevk veren (ve geçen seneye göre bariz bir avantaj teşkil edecek durum) de kadro genişliği, ve her oyuncunun oyuna katkı vereceği noktanın belli olması. Daha sezonun başı olmasına karşın hocanın kafasında bir plan var, ve bu plana göre her oyuncunun sahaya koyabilecekleri değerlendirmeye alınmış. Mesela Barış Hersek'in geçen sene en dikkatimi çeken özelliği (ki bunu da yazmıştım sanırım) dış şutları idi, ve bu maçın ikinci çeyreğinde bizzat Erman Hoca onun için iki oyun tasarladı ve +6 olarak hanemize yazıldı bu.
Bir kere Muratcan çok önemli bir silah olacak. O sahada olduğu zaman 1-2 numara değişmeli oynuyor ve üç kısa guard'ımızın da içeriye penetresinin iyi olması çok fazla opsiyon sunuyor hücumda. Jerrells da, Tutku da Muratcan da iyi top dağıtıyorlar, Jerrells'in bir istikrar sorunu olsa da en azından artısı eksisinden fazla oluyor. Erman Hoca tornasından geçince daha da optimize olacaktır herhalde.
Her basketbol takımının ihtiyacı olan "patlayıcı" oyuncu kontenjanımız da Christopher ve kısmen Jerrells ile dolmuş durumda. Sıfırdan skor yaratabilen bu isimlerin varlığı yadsınamaz avantaj.
Son bir paragraf da yerli rotasyonuna ayırmak lazım. Yazın çalkantılı bir dönem geçirmesek çok daha iyisi olabilirdi, fakat şu şartlarda Cevher, Barış, Serhat, Muratcan ve Tutku bir araya gelince sahaya çok olumlu şeyler yansıtacaklar gibi duruyor, ki daha Can ve Kartal gibi cevherler de kenarda bekliyorlar.
Tabii ki bu daha ilk maç ve o yüzden çok anlam ifade etmeyebilir. Her şey peri masalı gibi de değil tabii; ribaunt konusundaki sıkıntılar ve rakibin içeriden bulduğu sayı yüzdesi kafa kaşırtacak konular. Fakat Erman Hoca'nın CV'si, sahadaki oyuncuların mücadele azmi ve gösterdikleri oyun zekası ziyadesiyle mutluluk verici.
Bu takım bu sene yalnız bırakılmamalı, zira şartlar uygun olursa geçen senenin üstüne koyacak potansiyelleri var.
Not: Resimler BJK resmi sitesinden alınmıştır.
Etiketler:Basketbol,Euroleague,semioticus,Shelbyl
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...4 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...7 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.9 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189511 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
-
36 Yorum:
Bugun q7yi, samet aybabayi, fikret ormani gundemden dusurmeyip bu maca gelmeyenler besiktasa ihanet ettiler. hayalinizde nasil bir besiktas var bilmiyorum, ozkaynakla minimum butceyle fedayla oynayan bir takim sahadaki. sayfalarca tartistiginiz q7nin yillik maasina kurulmus bir takim.
Siz bu takima ihanet ettiniz. erman kuntere, oraya gelen taraftara, besiktasa ihanet ettiniz.
Tartisin daha, q7 holosko kiyaslamasi yapin, ugur boraldan bahsedin, sametin yetersizliginden, levent erdogandan ahmet nur cebiden tartisin.
Bugun bos kalan pota arkalarinin vebali herkesin ustundedir.
shelbyl hemen gene atıp tutmaya başladın. dur bakalım ya. muratcan güler önemli olcakmış. şu lafa gülüyorum ama yani neremle gülüceğimi şaşırdım.
1 maçla gaza gelen başka millet yoktur heralde.
@theotheo
Ya kardeşim maçı ve oyunu izleyip yorum yapmak da bu zaten. Yoksa okumadın mı memlekete Kaka da, Ronaldinho da, gençken Appiah da vs tonla adam önerilmiş/gelmiş ama bunlardan cacık olmaz denilerek reddedilmiş. Yoksa basketten az anladığım halde ben de bilirim 30 hafta geçtikten sonra "şu oyuncu çok iyi" demeyi. Bunun neresi yorum. Olsa olsa aleni olanın beyanı olur.
Düzeyli eleştiriyi hakaret olarak algılayalım, arkasını yazarak yapılan yorumu atmak olarak görelim, neden-sonuç ilişkisini ifade ederek eleştirenlere bana sonuç ver gerisi boş diyerek bir daha olmasının önünü açalım, vs vs. Ahan da futboldaki yansıması. Ülke olarak 36. sıradayız. Önümüzde Slovenya, ABD ve Mali gibi ülkeler var. Diğer öndekilerine bakıp daha vahimlerini de görebilirsiniz.
Bak adam neden Muratcan önemli olacak diye yazmış. Böyle olur veya olmaz orası ayrı mesele. Ama en azından "hem bakmış hem de kendince görmüş".
Orası kesin ki, Dasic'in Erman Hoca ile bir geçmişi olmasaydı ve sırf bu yüzden, o da sadece 1 yıl olmak üzere gelirim demeseydi ismini ilk defa duyanlar çoktan asıp kesmişti. Aynı hesap.
theo bak futbol konusunda hadi gene dediklerini sineye cekiyorum da, basketbol konusunda hic konusmayalim, kaybedersin.
"Tabii ki bu daha ilk maç ve o yüzden çok anlam ifade etmeyebilir." ile baslayan paragrafi sen okumadan gel sonra laf et yazmadim ben.
Muratcan 4 asist yapti bugun, penetre edip disari top cikarmada da Tutku ve Jerrells kadar iyiydi. Erman Hoca da bunu gormus olacak ki, en az Tutku ve Jerrells kadar da top getirdi. Bu is bu kadar basit.
Senin basketboldan anladigin "olsa Real parayi basar takim kurardi yeaaea" diye benim de o olmak zorunda degil.
Keşke blogger'ın da Facebook'taki gibi hide özelliği olsa demekten kendimi alamıyorum. Her neyse theo'ya özel cevap vermenin gereği olduğunu düşünmüyorum.
Sadece dün Fener'in galibiyeti sonrası Fb taraftarının tepkilerini dinlemesini isterdim. Fb tarihinin en iyi kadrosunu kurdu. Kadro kalitesi kıyaslanmaz. Onlar bizden daha zor kazandılar ama "ilk maç niye seviniyorsunuz" gibi bir düşünce içinde değiller.
Biz neredeyse imkansızlıklar içinde bir kadro kurduk. Erman Kunter inandı bu takıma, güvendi. Gereksiz transfer yapıp tribüne oynamak gibi bir amacı olmadı. Başarı gelir gelmez bilemeyiz. Ama şu takımı izleyip mutlu olmuyorsak bir yerlerde tuhaflıklar var demektir.
Bir de Jerrels'a biraz haksızlık yapılıyor düşüncesindeyim. Bu tip oyuncular her zaman verimli olmasalar da takım oyunu içerisinde iyi kullanıldıklarında çok katkı verebilirler. Nitekim Bo MacCaleb de benzer bir oyuncu. Tabi ki çok daha yetenekli bir adam ama ondan da faydalanmak için takımın diğer parçalarının kusursuza yakın olması lazım.
@wruce
Arroyo gibi istikrarli bir sekilde hem skor ureten, hem oyun zekasi yuksek, hem de averaj ustu dagitici bir oyun kurucu bulmak kolay degil tabii.
Jerrells'in patlayiciligi da Tutku'da yok mesela. Su an bizde 3 adet guard var, ve sansliyiz ki ikisinin herhangi bir kombinasyonu bize kalburustu bir sonuc getirecek.
Jerrells'a haksizlik etmiyorum bence. Onun da onemi var bu sistemde. Ama diger parcalarin calismasina bagli senin de dedigin gibi.
@wruce
çok doğru bir kouya değinmişin. Theo'ya cevap vermeyin. Madem hidelamak yok siz hidelayın. mesela ben onun yazdıklarını hiç okumuyorum. Çünkü adam tam anlamıyla trol. Eurolige galibiyetle başlamak süper. Her ne kadar Abdullah Sözer'e saysak da iyi bir kadro kuruldu. Birde güzel ekonomik destek sağlayacak bir sponsor bulunursa çok iyi olur. Ve ben erman kunter'i bulmusken 5 senelik sözleşme imzalayalım derim.
Ahaha. Bazı medya organları açısından olan biteni anlatacak daha iyi bir haber olamazdı herhalde. Biz Euroleague'de hem de Partizan gibi bir rakibe karşı oynayıp kazanmışız, beyefendilerin anasayfada yaptığı habere bakın:
http://www.hurriyet.com.tr/spor/euroleague/21684903.asp
Hayırlısı.
Efes kaybetti mesela az önce. Sadece Vujacic'in aldığı senelik ücret bizim yerlilerin aldığı toplam para kadardır yaklaşık. Basketbolun güzelliği de burada.
Bastıralım parayı, en iyi koçu getirelim demekle olmuyor. Bizim takıma da çok iyi falan demiyorum ama Efes milyon dolarlar da dökse bu ruhu yakalayamıyor. Yıllardır bunu görüyoruz.
@shelbyl
Abi ben direkt olarak seni hedef almadım zaten. Adama karşı bir önyargı var gibi geliyor bana. Genel bir şey benim dediğim. Koç Jerrels'tan optimum faydalanmanın formülünü bulacaktır bence.
Maçta en çok süre alan Christopher, 33 dakika sahada kalmış ve 25 sayısı var. Ondan sonra en çok sahada kalan Jerrels 23 dakika sahada kalmış 15 sayısı var. Diğer oyunculara da süreyi çok eşit bir şekilde dağıttı Koç. Senin de dediğin gibi bu seneki en büyük farklılık bu. 39 dakika oynaması gereken kimse yok takımda. Herkes belli oranda katkı veriyor.
@wruce
lan kaç yaşındasınız arkadaş. efes ruhu yakalamıyomuş. efesin geçmişteki başarılarını kim yakaladı bugüne kadar geçiniz bunları.
ben geçiniz bunları diyorum çünkü, bu takım gruptan falan çıkamaz. göz var nizam var arkadaş.
ya sizin dünyanızda böyle idealize ettiğiniz şeyler var. bu biraz gençliğinde verdiği şey. biraz da amerikan kolej filmlerinin falan. hani hoca takımın en iyi oyuncusu sınıfın en güzel kızı falan sinerji yaratır okulun sikko kupasını son saniye basketiyle kazanırlar falan.
yok arkadaş böyle bişey yok. hele baskette hiç yok yani. senelerdir yunanlar en iyi yerli oyuncuları yetiştirdiği için domine ediyo. işte cska öküz gibi paraya transferler yapıyo onlar başarılı oluo. maccabi eskiden biraz daha iyiydi falan.
yani tutup beşiktaşın başarılı olmasını beklemek kör olmaktır. başka birşey değil. bu kadroyla tutkuyla muratcanla falan playoffa kal öp başının üstüne koy.
Yönetimin yapabileceği en mantıklı hamlelerden biri maçları Ankara'da oynatmak olur. GS-FB karmasını izlemeye giden Beşiktaşlılar gelse sırf, fullerdik. Ankara seyircisi bu takıma sahip çıkar.
Gecen sene sonuclar ve skorlar sevindiriyordu ama bu sene hakkaten cevirilen toplari, atilan paslari, oynanan basketbolu zevk alarak izliyorum. Falkeri ilk defa izledim savunmada ve hucumda mucadeleci Bonsuyu aratmayacak eger istikrarli oynarsa.
Basketbola yatirim devam etmeli ve bu sezonun ekonomi sezonu oldugunu dusunurseniz yapilacak takviyelerle cok daha uzun sureli basarilar gelebilir. Yildiz mildiz denilip takimin ruhunu bozan adamlara hic merakli degilimdir, bu takimda tum bilesenleriyle beraber kendi basina bir yildiz kivaminda zaten.
jerrels konusunda önyargılı olanların başını çekenlerdenim. mesele benim açımdan katkı vermesi ya da vermemesinden ziyade neden transfer edildiği. geçen seneyi sakat geçirmiş, hemen öncesinde kötü bir türkiye macerası yaşamış jerrels'dan başkası bulunamaz mıydı? çok yetenekli bi adam olur 'ya iki sezondur sıkıntılı ama tutarsa uçurur bizi' der alırsın; ama öyle bişey de yok ortada.
efes maçında üç kişi içeri gömülerek yaptığımız alan savunması pota altını iyi kapatmıştı. bu maçta da boy dezavantajına rağmen içeriyi iyi kapattık; fakat ribaund sıkıntısı ilerisi için endişe verdi.
takımın övgü alması biraz da geçen senenin dağılan takımı üstüne sponsorsuz beklenenden iyi takım kurulması. yoksa kimse f4 yaparız demiyor zaten.
son olarak partizan giderken vladimir lucic'i unutup gitseydi hiç fena olmazdı.
@theo
Arkadaş anladık senin yaşın hepimizden büyük, çok şey gördün geçirdin. Ne zaman başın sıkışsa olayı yaş konusuna getiriyorsun. Ne yapalım yani? Yaşına hürmeten senin istediğin gibi mi yorum yapalım?
Basketbolda imkansız dediğin şeyleri geçen sene yine bu takım gerçekleştirdi. Şuanda kimse bu takım kesin gruptan çıkar demiyor. Ama gruptaki rakiplerimiz bizden çok daha güçlü takımlar değil.
Ayrıca o çok sevdiğin Efes'in geçmişteki başarıları da geçmişte kaldı. Son 10 yılda Avrupa'da 2 kere çeyrek finale kalabilmiş bir takım. Son yıllarda ise CSKA'dan sonra Avrupa'da en çok yatırımı yapan takım durumunda. NBA'den getirdikleri, dünyanın parasını verdikleri Vujacic'e bir teklif gelse de gitse diye dua ediyorlar şimdi. Son 3 senede alıp göndermek için uğraştıkları oyunculardan kaç takım kurulur kim bilir?
Yani Tutku'yla, Muratcan'la olmaz dediğin şey Rakocevic'le de, Kasun'la da, Vujacic'le de olmadı. Bu sürede de kadroda yerleri değişmeyen oyuncular Kerem Tunçeri, Sinan Güler, Ermal Kuqo falan. Yani senin sevmediğin tipte adamlar. Gerçi sen bu tip adamları Beşiktaş'tayken sevmiyorsun. Başka takımda olduklarında senin gözünde yıldız olur hepsi.
Senelerdir en iyi oyuncuları yetiştirdiği düşünülen Yunanlıların, üşenmedim 1999’dan bu yana seceresini çıkardım. Kerhaneciler 1 avrupa şampiyonluğu, birer defa 3., 4. ve 9.luk, iki defa 5.lik kazanmış, bir defa da derece yapamamış.. Dünya kupalarında ise 98’de evsahibi oldukları turnuvada 4. olmuşlar, 2006'da final oynamış, 2010'da evsahibi bizken 9. olmuşlar ki bir maçta kendilerini rezil etmişliğimiz vardır. Olimpiyatlara 96 yılından bu yana 5 defa katılmışlar, 2004’te malumunuz ev sahibiydiler, hepsinde de 5. olmuş komşi. Yani 1 Avrupa şampiyonlukları ve 1 dünya kupası finalleri var, az biraz bize benzeyen bir başarı grafiği çizmişler ki, bizden ayrıldıkları taraf hemen her şampiyonada boy göstermiş olmalarıdır. Hazretin buyurduğu gibi en iyi oyuncuları yetiştirmiş olsalardı şayet, milli takım düzeyinde sürekli avrupa şampiyonlukları felan görürdük ama yok işte. Ayrıca bu adamların öyle NBA çapında yıldız olmuş oyuncuları da yoktur, kıta sahasını en fazla dünya kupalarında zaman zaman da olimpiyatlarda geçerler! Ben bu adamların sürklase ettikleri bir turnuva hatırlamıyorum milli takımlar düzeyinde. Neyse belki bilmediğimiz turnuvalar vardır.
Bunun aksine kulüpler düzeyinde çok başarılılar. Euroleague F4’unu genelde domine ediyorlar. Burada sapla samanı karıştırmamak lazım. Efes’de aşağı yukarı her yıl Yunanlı dostlarımız!!!! Kadar harcama yapıyor lakin başarı hak getire! Çünkü Efes, Pilsen olduğu yıllarda bir gelenekti, en iyi Türk oyuncuları yetiştirir, onlardan maksimumu alırdı. Daha sonra toplumdaki herkese yabancılaştı, para savurup, geleneklerinin dışına çıktı. Şimdi hala kimlik arayışında. Yunanlılar ise yatırımlarını mantıklı daha mantıklı yaptılar ve belirli bir basketbol kültürleri var lakin en iyi oyuncuları yetiştiriyorlar ne demektir ya :) Serbest dolaşım denen illet onlar adına en büyük şans oldu, nitekim istedikleri oyuncuları getirdiler, yeterince oynattılar ve başarılı oldular. Bizdeki gibi hesap kitap yapmadılar. AB üyesi olmasalardı yunanlılar arpa boyu yol alamazdı en azından basketbolda, ancak ekonomi olarak aynı şeyi söylemek ne mümkün, sömürge oldular sadece. Neyse bugün en büyük yıldızları point guardları Spanoulis'tir tartışmasız, houston rockets’ta boy göstermiş olup 1 yıl içerisinde boyunun ölçüsünü almış kıtaya geri dönmüştür.. Geçtiğimiz yıl Euroleague şampiyonu olan Olympiakos'un kaptanı ve final four’un da en iyi oyuncularından biridir. Ancak yıllar boyu tonlarca para döküp hava alan Olympiakos nedense ciddi bir mali kriz sezonunda, cüzi bütçesine rağmen, 96'dan bu yana ilk defa, toplamda ikinci defa şampiyon oldu ve uzun yıllardır ilk defa bu kadar düşük bir bütçeyle mücadele etti. Buraya tekrar dikkat çekiyorum.
Peki bu başarıyı geçtiğimiz yıl nasıl yakaladılar geçtiğimiz yıl, emsalleri aynı paralarla gruptan çıkmazken? Takım ruhuyla yakaladığına hepimiz hem fikiriz tabi, rollerin iyi belirlenmişti, topu paylaştılar, her oyuncu gerektiği yerde sorumluluk aldı ve Avrupa Şampiyonu oldular, çok sayı atmadılar ama iyi savunma yaptılar, geri koştular, savunmaya oturdular, yardımlaştılar, birbirlerinin arkasını kolladılar, final four'un en zayıf takımı olarak lanse edildiler ama olympiakos kazanan oldu sonunda kazanan. Film gibi mi oldu?? Biraz.. Ama bu filmse şayet birde bunun Oscarlık olanı gözümüzün önünde oynandı geçtiğimiz yıl. Sevgili teocum 7 milyon Euro bütçeli bir takım geçtiğimiz yıl hepimizin göğsünü kabartarak şampiyon olmadı mı?? onca yokluğun içinde, yedeksiz, yerli oyuncusu olmadan. 20şer milyon euroluk feneri efesi (fener 16 efes 23), 10 küsür milyonluk gs'yi (10 mil euro) içerde dışarda şamar oğlanı yapmadık mı?? Hala öğrenemediniz para saçmakla parayı mantıklı harcamak arasındaki farkı.. Geçen yıl CSKA Euroleague tarihini en büyük bütçelerinden birine (44 milyon, bu yıl ki 50 mil gibi bir tahmin var), rüya takıma (Krilenko, Teodosic, Krstiç, Shved, Khryapa, Kaun, Siskauskas vs) sahipti ama 21 milyonluk Olympiakos kazandı finali.. Üstelik kadrosunda Antic gibi underated bir uzun ve Dorsey gibi 2,03lük bir centerları olmasına rağmen.. Diğer centerları da Papadopoulos’tu :).. sonuçta çok para harcayan değil daha iyi oynayan kazandı. Bu böyle olmaya mahkum.
Ben dün geceki takımı beğendim, Falker tam ihtiyacımız olan adam, çok iyi bir atlet, maç içerisinde 7 blok yapıp, 7 defa top çalmışız. Savunma adına çok güzel gelişmeler. Diğer taraftan rakipten daha fazla ribaunt çekip, daha fazla asistle oynarsak bir üst turdaki gruptan da çıkarak, top 16’yı zorlayabiliriz ilk sezonumuzda. Geçtiğimiz yıl ki yıldızlarımız geçtiğimiz yılda kaldı, hoca tercihlerini bu oyunculardan yana kullandı, saygı duymalıyız. Çünkü saygı duyulacak bir koç’a sahibiz. Umarım daha uzun süreli kontratlar ve daha büyük bütçelerle daha rahat bir takım kurabilir.
Dip not: Olympiakos geçtiğimiz yıl ilk gruplar sonunda, aynı puan fakat averaj dezavantajıyla fenerbahçenin arkasında kalmıştır.. İkinci grupta ise galatasaray’la aynı puanı toplamış ancak averajla barcelona’nın ardından üst tura çıkmıştı.
emireri gene sallıyosun gene sallıyosun.
heriflerin milli takımlarındaki başarısını ben söyledim mi? adamlar çok iyi oyuncular yetiştirip yanlarına da kaliteli yabancıları ekleyip şampiyon oluyolar. bugün diamantidis, spanoulis zamanında papaloukas gibi gard nerde vardı nba dışında. bu boş işleri geç geç.
sen muratcan gülerle masturbasyon yaparsın ancak. bu iş bütçe işi bütçe kim ne kadar para koyarsa o kadar başarılı olur. arada istisna olur.
ama sen diyosunki ben para harcamiim bi bok yapmiim. ama şampiyonluk yaşıcam başarılı olucam yok ya. var mı öyle dünya.
sen az para vererek güzel bir evde oturabiliyo musun? yoksa rutubetli merdivenleri bok kokan bir evde mi oturuyosun.
takım makım işleri hele ki baskette tamamen yalan birşey. nba e bak ya miami naptı 2 adam aldı adamlar iki senedir final oynuyo. bu kadar basit bir oyun basket o takım makım zamazingosu ancak o kolej filmlerinde var. profesyonel spordan haberiniz yok sallıyosunuz.
takımdaki herkes birbiriyle devamlı takılıyo falan sanıyosunuz. hayır lan profesyonel spor böyle değil maçtan 2 saat önce gelirler meraba meraba herkes işini yapar gider. bu işler böyle. sizin geri kafanız hala takım ruhu falan gibi geride kalmış zihniyette.
yılda 1 milyon euro alan adam maçtan sonra lamborginisine atlayıp bilmemne güzeli sevgilisine vuran adamla takım ruhu mu olur. bu adam profesyonel orada golünü atar, ne kadar kaliteliyse ne kadar yetenekliyse takıma o kadar faydası olur çeker gider. sen yeteneksiz kazmaları takım ruhu die geçirmeye çalışıyosun bu olmaz. boş işlere devam ekşibeşiktaş...
İyi oyuncu yetiştiriyor denildiği zaman ben öyle anlıyorum canım kardeşim, elle tutulur veri olması lazım, boş sallayan varsa ben değilim, bazen önce kendine bakmak lazım, ağzına geleni söylemeyeceksin, ağzından çıkana sahip olacaksın. Oyuncu yetiştirme işi de bir iki günlük iş değil, Efes’in 30 senedir yaptığı yatırımı yapalım, tesisleşelim, kurumsallaşalım, ondan sonra oyuncu yetiştirmekten bahsederiz, daha düne kadar senin takımında eski yöneticilerimizden Ertunç Soğancıoğlu’nun oğlu Arın Soğancıoğlu oynuyordu :) 30 yaşındayım bilfiil basketbol oynamışlığım da vardır ama senin tabirinle kazma olup yontulamadığım için bizden bi bok olmadı, akademisyen olduk bizde sonuç olarak. Neyse kulağında küpesi, altında lombarginisi, yanında dünya bilmem nesi folloş manitasıyla dünya yıldızlarına bakarak mastürbasyon yapıp kendini tatmin etmek sana mahsus olsa gerek ama bazı insanları tatmin etmiyor bu yöntem.. Garip bir adamsın vesselam ama bazen konuşma sınırlarını da bilmek, edep bilmek gerek...
Takımın mali safsatası ortada, bu takıma verebileceğimiz maksimum bütçe, ödeyebileceğimiz maksimum maaş bütçesi de belliydi, bu takıma zamanında Kaya Peker, Nicevic, Shumpert, Apadoca, Dalmau, Drobnjak gibi adamlar getirildi, mali yapılanma yanlış olduğu için sezon içerisinde tulum çıkartan takım, sezon sonunu göremeden dağıldı gitti.. Ödenmeyen maaşlarla ilgili hala davalarımız sürüyor sen bilmesen de. Ödeyebileceğimiz kontratların altına imza attık bu sene, eldeki para bu, olmayan parayı sekiz sene harcadınız sen ve senin zihniyetindeki yönetici arkadaşlarınız, biz yeter dedikçe, siz yetmez dediniz, sonra geldiğimiz nokta ortada.. Hayalci olmadan, realist davranarak bu takım kuruldu ve sonuç şu ana kadar pek fena değil; bkz eldeki ilk kupa: Cumhurbaşkanlığı Kupası.
Ayrıca senin beğenmediğin bol yıldızlı takımla geçtiğimiz yıl tulum çıkarttık da ne oldu? Hani sponsor? Bulabildik mi? Peki sen destek için tribünde yerini aldın mı? Nerede kombinen? Bir aylık sigara paranı versen, kombine alabilirdin. Destek verip gırtlak patlattın mı dün gece? Dün akşam 6100 kişi yerine 10 küsür bin kişi olsaydı orada, kasaya biraz daha girdi olsaydı, yayıncının bakışı farklı olmaz mıydı? Ya da sponsorun? Arkandaki kitle kadar güçlüsün, adamlar o arkandaki kitleyi haklı olarak pazar olarak görüyor, ona göre yatırım yapıp yapmamaya karar veriyor. Hayatın gerçekleri var, benim doğan alacak param varsa, gidip Ferrari’ye binemem kusura bakma. Ferrari’ye binip vergisini bile ödeyemedikten sonra ne anlamı var Ferrari sahibi olmanın.. Dostlar alışverişte görsün edasıyla olmuyor bu işler.
Kısaca ben rakam verip konuşuyorum, bak bunlar bunlar böyle yapıldı, sen diyorsun ki yok arkadaş benim dediğim doğru.. Daha gerçekçi konuştuğunda anlaşabiliriz. Selametle!
takımın eksiği yok değil, kusursuz olduğunu iddia etmiyorum ama daha iyilerini alana kadar mevcut mali imkanlar dahilinde olabilecek en iyisi bu olurdu sanırım, mali olarak daha fazla güçlendiğimiz zaman bazı mevkilere daha kalburüstü oyuncular alınabilir.. iyi bir center kesinlikle ihtiyaç ama onun için hem ek kaynak yaratılmalı hem de zaman olarak bazı takımların iddiasının azalması veya NBA normal sezonun başlaması beklenmeli.
BJK lilerin icinde bir tur turedi.. her halukarda yonetime ve teknik heyete sallayip, Q7 sevdasi ile tutusuyor..
Dunku BJK nin Avrupa Basketbol Champions Leauge deki ilk macinda bile sahada bilincli bir hoca, yardimlasan ve istekli bir takim ve de BJK li taraftarlar vardi.
ama cok ilginc olan ise: nasil futbolda neredeyse imkansiz olan, Avrupa Basketbolunun Sampiyonlar Liginde Oynayan bir takimin Reklamsiz ( Yoneticilerimizden birinin cuzzi destegi ile olani saymazsak) cikmasidir.
Ben bu iste art niyet aramaktayim. Birileri kasitli olarak yonetimi yipratmak, kulubu zora sokmak icin calisma icerisindeler.
bazi medya kuruluslari ( Tupcu Medyasi ile F-edya) Q7 hikayesi ile surekli yonetime bel alti vurmakta, Teknik Direktore ise asagilayici tabirler kullanmaktadir. (bunlari Haber1903.com da yazdim bir iki kez, yayinlamadilar!)
BJK lilerin uyanik olmasi ve su an camianin #Cesuryurek Baskani Fikret Ormana ve yonetime destek olmasi gerekmektedir. hepinizin hatirlayacagi uzere olaganustu genel kuruldan sonra hic bir GERCEK ! BJK li elini o atesin icine sokamamistir. yapilan odemeler, kapanan borclar ve cozulen davalari hepiniz biliyorsunuz.. tum bunlara ragmen Q7 takimda degil diye bol keseden sallamak hic BJK lilere yakisan bir durum degildir. FB kulup icin 8 yilin efsanesini harcamistir, cunku Alex bu 3 Temmuz organizasyonun esaretine girip Kulube ve Baskana zarar vermeye baslamistir ve kangren hemen derhal kesilmistir ! Futbol Turkiye de kesinlikle sadece Futbol degildir.
ECO Luksemburg
Ciddi bir basketbol ekolüne sahip bir takımı neredeyse tüm karşılaşma boyunca domine ederek kazanılmış bir galibiyetin küçümsenecek hiçbir tarafı yok.
Oyuncuları daha yakından takip eden arkadaşlara bir sorum var. Oyunun son bölümlerindeki sayı farkını da göz önüne aldığımızda- ki orada daha ciddi atışlar olsaydı- maç sonu üç sayı isabet oranı oldukça iyi. Bu oyuncu grubunun üç sayı isabet oranı dünkü maçta ekstra mıydı yoksa bu oyuncu grubu aşağı yukarı her maç bu isabet oranıyla oynar mı?
@ mete
her maç böyle oynayabileceklerini söylemek zor, özellikle jerrels bazı maçlarda çok fazla saçmalayabilir, mühim olan erman kunterin kontrolünde kalmasıdır.
dışarıdan oldukça yüzdeli oynadığımız yadsınamaz bir gerçek ancak dün yüzdeli oynayan oyuncularımızın bunların şansa attığını söyleyemez. tutku ve jerrels'ın soktuğu iki 3 sayılık atış söz konusu lakin bu maçın ardından efes'in milano ile oynadığı maçı izleseydeniz kimlerin ne atışlar soktuğunu görürdünüz.
dünkü oyun iyi bir hocanın takımı üzerinde ne kadar etkili olduğunun işaretidir, christopher ve falker cholet'den yani hocanın eski takımından geldi, gaspar yerli statüsüne geçecek diye alındı, markota ve jerrels overrated oyuncular, bize getirdiği maçlar olduğu kadar kaybettirdikleri de olacaktır, dasiç ise dün akşam yetenekleri ölçüsünde katkı sağlayamadı. takımın bu sene lideri olabilecek bir potansiyel taşıyor.. cevher iyi bir şutördür ama asla bir erceg değil. gs öncesi bizdeki performansını sürdürmesi bizim için yeterli.. altyapı takımlarını kasıp kavuran genç yetenek barış ermiş!! :)'ten bile hocanın bu şekilde faydalanabileceğini düşünüyorum.. tutku, serhat ve can akın ise yerli rotasyonumuzun kaliteli isimleri.. son olarak muratcan güler, her zaman atlet bir oyuncuydu, en az sinan kadar potansiyel taşımasına rağmen onun ulaştığı noktalara oyun olarak ulaşamadı. topu çok geriden çıkartsa da, sağ elini kullanmaktan çekinse de, sistem içerisinde oyun karakteri, özverili oyunu, savunma disipliniyle takım içerisinde bulunması gereken oyunculardan biridir benim için.. başkaları için olmasa da..
Yorumlarınızı okuyorum. Gayet başarılı buluyorum. Detaylı bilgiler içeren yazılarınızı beğeniyorum. Gerçek bir basketbol yorumcusunun analizlerinden hiçde aşağı kalır değil. Basketbolu çok seven bir Beşiktaşlı olarak bundan sonra daha fazla takip edeceğim blogunuzu. Herkese selamlar.
İstanbul dan Murat.
Jerrels'in sacmalamasi sorun olmaz, cunku sacmaladigi an kenardan girebilip onu aratmayacak Tutku ve Can var, hatta guard olarak Serhat ve Muratcan da sayilabilir.
Ben takimi cok begendim. Bir defa cok cok iyi savunma yapti, bastan asagi savunmaci takimimiz var. Tek sikinti Vidmar'in olasi faul problemleri ve ribaunt sikintisi, ki Falker'in olmadigi ust duzey lig maclarina ne kadar yansiyacak gorecegiz.
Ancak umutlu olabiliriz, kisisel yetenek acisindan gecen seneki takim yok, ancak cok daha genis bir rotasyon, cok daha iyi bir savunma ve cok daha 'takim' bir takim var sahada, 2-3 oyuncunun eline bakmayan bir takim. Ki mesela Dasic son 2 mactir devreye girmiyor, ki potansiyel olarak en iyi adamimiz. Jerrels, Tutku, Vidmar, Tutku, Serhat gibi her mac belirli bir duzeyde katki verecek adamlarimiz da var, ama Christopher, Dasic gibi gozunu karartip bir mac 30 sayi atabilecek oyuncularimiz da var.
Neler olacagini gorecegiz. Almanya deplasmanindan galibiyetle donersek onumuz 3.luk icin tamamen acik, Barcelona icin Allah kerim derim.
Takımın 3 sayı yüzdesi her maç görebileceğimiz bir yüzde olmasa da 3 sayılık atışlar bizim için en önemli skor opsiyonu.
Son yıllarda Türk takımlarında gözlemlediğim bir olay bu. 3 sayılık atışlar iyi olmadığında maç kazanmakta zorlanıyoruz. Geçen sene bizim takım öyleydi. Bu seneki Gs ve Fb izlediğim kadarıyla yine öyle.
Ama BJK4EVER'ın dediği gibi bizim takımın en önemli özelliği yine savunma olacak anlaşılan. Erman Kunter de bunu vurguluyor sürekli. Her maç iyi 3'lük atamazsınız ama savunma yapabilirsiniz. Savunma için çok yetenekli olmak gibi bir şart ta yok.
Koç'un bu kadar kısa sürede takıma etkisi gerçekten çok iyi.Ama bu sene ligde işimiz çok zor. Gs EL'de oynamamanın da avantajıyla ligde çok iyi gidecektir. Bizim geçen yıla göre avantajımız geniş kadromuz.
Bir de Markota 5 numara oynadı bazı bölümlerde. Bence ligde de pivot olarak rahatlıkla oynayabilir.
savunma tabiki önemli ne kadar pas arası yapıp top çalabilir, ribaunt çekip blok yapabilirsen fastbreak atman o kadar kolay olur. iyi savunma sayesinde, sayı bulma opsiyonlarında o kadar artar.
oyun aklımız da fena değildi, jerrels'ın olmadığı anlarda iyi top çevirdik. özellikle oyunun ilk bölümlerinde jerrels uzun süre topla oynayarak oyunu çok baltaladı, hoca tutkuyu oyuna sürdü ve bak böyle oynatacaksın der gibiydi takımı. sonrasında ise jerrels daha faydalı bir oyun sundu bizlere.. jerrels tutku, jerrels-can kombinasyonları sahada olduğu zaman oyun aklı konusunda sıkıntı çekmeyiz, sorun jerrels'ın tek başına olduğu bölümlerde olur. bu kadar problemli olarak lanse ettiğimiz jerrelsın içeri yüklendiği pozisyonlarda ne kadar kuvvetli bitirebildiğini görmek de ümit vaad ediyor. biraz daha kafasını kullanarak oynamayı öğrendiği gün, ligin kalburüstü oyuncularından biri haline gelir...
diğer taraftan bizim dünkü yüzdemize yaklaşacak takımlar, bizden daha fazla aklıyla oynayan takımlar, bize kesinlikle sorun yaratacaktır. bir kere çok fazla içeri gömülüp ona rağmen bazı pozisyonlarda, rakiplerin uzunları bize sıkıntı yaşatıyor. savunmada daha fazla yardımlaşma ve daha hızlı kayma yaparak bu sıkıntılar da zaman içerisinde minimuma indirilecektir.
Galibiyet onemli ancak Efes kaybetti o butcesiyle, bak biz kazandik demek yanlis. Efes'in oynadigi takimla Partizan bir degil. Partizan yeni kocuyla yeni yapilanmaya gitmis genc bir takim, cok tecrubeli degiller. Sonraki maclarda Euroleague'in tecrubeli gedikli takimlariyla oynayinca daha iyi degerlendirme imkanimiz olur. Su an iyi yoldayiz, takim olma yolunda ilerliyoruz ben de gidisattan memnunum, fakat havaya girip de ooo Efes o butceyle kaybetti falan demek dogru degil. Kagit uzerinde hala Efes ve Fener'in gruplarindan cikma ihtimalleri bize gore yuksek, bunu unutmayalim.
@Ekrem M.Sc
FB'nin Khimki galibiyetini pek abartmamak lazım. Coach'ları Kurtiniatis benim gibi kılı kadayıflamaya başlayanlar için tanıdık bir isim. Litvanya kökenli Sabonis ve Marciulionis gibi efsane elemanlar arasındaydı (bana göre Marciulionis hepsinden daha yetenekliydi orası ayrı). Teknik yönetim kadrosunda 2. yılı, ama daha da önemlisi Khimki'nin yaptığı çoğu yabancı flaş transferlerin (Rus liginde 2. gelen bir takım için flaş anlamında) hepsi henüz yeni takıma katılmışlar. Zaten Rusya'da bir CSKA bir de diğerleri var. Bu anlamda FB'nin galibiyeti çok da abartılacak bir konu değil bana göre. Nerden biliyorum, FB maçında adını duyunca Khimki kim ki diyerek baktıydım.
Onun dışında Efes'in grup bayağı zorlu. Bizimki 4 grup arasında zorluk açısından 2. sırada. Partizan ne kadar gençleşirse gençleşsin bırakın Sırbistan'ı, eski Yugovlavya'nın basket ekolü. CSKA'yı söylemeye gerek yok zaten. Gruptaki diğer takım Barça'da da Navarro ve Tomic oynuyor mesela.
Bu arada Erman Hoca'ya güven sonsuz da, keşke sadece Dasic ve Markota gibi iyi kötü kariyer yapmışlara değil de, Yugo taraflarında genç ve yetenekli oyunculara da bakabilse veya bu iş için ekip kurabilse. İnanılmaz yetenekler bulur orası kesin.
anlaşıldı haftada iki maç bizi bozacak, federasyon euroleague takımlarına ayrıcalık tanır umarım, cuma oynayan adamlar bari pazartesi oynasın, birgün dinlenmeye vakti olsun.. bu şekilde yakında pert'e çıkarız..
efesin yenildiği armani jeans'te elit bir takım değil, geçtiğimiz yılın banvitidir olsa olsa ki bu yılki banvit bile evire çevire yener, efesin oynatmadığı benchte oturttuğu adamlar bile milano'da ilk beş çıkar.. efesin o takıma yenilmesi biraz da basketbol mucizesinin işiydi, çünkü hani biz çok yüzdeli oynadık diyoruz ya, adamlar bir 3. çeyrek oynadı, 2 sayılık şut girişimleri yoktu neredyse!13/14 serbest atış, 15/28 3 sayılık atış yüzdesiyle oynadılar, efesin aldığı mağlubiyetin başka bir izahı yok. partizan her ne kadar genç bir takım olsa da belli bir ekole sahip bir takımdır, milano gibi hala basilelerden, gentilelerden fotsislerden birşeyler bekleyen takım değil.. bu tarz yeni yapılanmayı doğru şekilde doğru ellerle doğru oyuncularla yapan takımlara karşı oynamak zordur. her yıl bizim gibi sil baştan yapsalarda, yetiştirdikleri sırp ve yabancı oyuncular sürekli transfer yaparak, daha bütçeli takımlarda oynarlar.. o yüzden bu gelibiyetin küçümsenmemesi lazım.. daha iyi takımlarla elbette oynayacağız ancak partizanında brosse basketinde üstünde bir oyunumuz var..
Dün Vidmar hariç bütün takım çok kötü bir günündeydi. Bunda yorgunluğun etkisi olabilir tabi ama Telekom'dan biraz daha yüksek yüzdeyle şut atan bir takım olsaydı karşımızda işimiz çok zor olurdu.
Özellikle 1 ve 2 numarada oynayan oyuncuların tamamı çok kötüydü. Jerrels'ı biraz bunun dışında tutabiliriz zaten Vidmar'la beraber en skorer 2 oyuncumuz. Bu kadar kötü bir hücum performansına rağmen kazanmak güzel. Yalnız Telekom'u da tebrik etmek lazım. Çok iy savunma yaptılar.
Bizde ise en büyük sorun ribaundlarda. Partizan maçında Falker'ın oynadığı bölümde çok sıkıntı yaşamadık ama onun haricinde 2 maçta da çok fazla hücum ribaundu verdik.
iki şansa maç kazandık. düşüş başlar.
defansif ribaunt konusunda büyük zaafımız var gerçekten.erman hoca nasıl çözecek bu durumu bilemiyorum ama özellikle ersin'i çok arıyoruz gerçekten.vidmar türk olsa falker rotasyona girse daha iyi olabilir miydi ? zannetmiyorum zira yapmak istediğimiz yardımlaşmalı savunmanın da etkisi var bu ribaunt sorunun da.herkes yardıma gidecek yer ararken ribaunt esnasında genelde pozisyonlarını kaybetmiş oluyorlar.bu bizim takımın iyi ribauntçu olmamasından çok takımın savunma taktiğinin de bir sonucu gibi geldi bana.
telekom dün aşırı istekli biz de tam tersine standart bir tempodayken bile kazanabiliyorsak iyi yolda olduğumuzun habercisi bence bu.
zira konsantrasyon olarak çok iyi durum da değildi takım partizan maçına oranla.
theo "şansa kazandık, düşüş başlar" diyorsa iyi yoldayız demektir. İçimiz rahat olabilir beyler.
theo biraz akıllı olsan...harbi trol'sun sen..sado duygularını tatmin edeceğin yer burası olmamalı bence...ha sado duygularını tatmin edeceğin yer bulamıyorsan sana yardımcı olabilirim...
Paylaşım için Teşekkürler. Kurtköy Oto Kiralama