25 Ekim 2012 Perşembe
Maç Yazısı: Barcelona Regal 72 - 60 Beşiktaş
Uzun süre içinde durmayı başardığımız maçı, ekstra hamleleri yapıp momentumu ele geçirebileceğimiz dakikalarda yaptığımız hatalarla verdik. Maçtan önce "düşük skorlu olacağı için başabaş götürürsek son dakikalarda kazanma şansımız olabilir" demiştim, 2 küsur dakika kala o şansı verdik.
Bu maç sonrasında takımı ciddi anlamda tenkit etmeye tabii ki gerek yok, o yüzden göze çarpanları listeleyeyim:
- Barcelona düşük 3 sayılık isabet yüzdesine devam ederse alan savunmamız etkili olur" demiştim. Barcelona devam etmesine etti (1-9), lakin biz bu formülden yararlanamadık, bilakis üstüne kendi hatamızı da ekledik. Şöyle ki: Falker faul problemine girdiği için sahada sadece 7 dakika 37 saniye kaldı ve alan savunmasını etkili yapacağımız düzen oluşmadı. İkincisi, Barcelona kadar olmasa da, biz de üç sayılık yüzdemizi çok düşük tuttuk (5-19) ve hücumumuzun en önemli halkasını kullanamadık.
- Hücumumuz demişken, Beşiktaş'ın maç boyu sayı bulduğu iki adet aksiyon var ki, ikisinin de sürekliliğini sağlamak çok zordu. Birincisi, Vidmar'ı içeriden devreye sokmak ki bu 8 sayı getirdi, lakin hem Vidmar'ın faul sorunu, hem de rakibin frontcourt'taki derinliği bu planı kesti. İkincisi de Jerrells'ın birebirleri ve penetreleri (7 faul yaptırdı) idi, ki zaten skor yükünü neredeyse bu çekti, lakin onun da maçı %36 gibi vasat bir yüzdeyle tamamlaması buradan ekstra bir şey gelmediğini gösterdi. Maçın sonlarına doğru dili sarkmıştı zaten.
- Beşiktaş'ın yedek yerlilerinden aldığı katkı (bu maç sürelerine göre Barış ve Cevher oldukça iyilerdi) sürpriz olmaya devam etse de, Markota ve Dasic'in formsuzluğu hala daha hayal kırıklığı yaratıyor. Markota 3. çeyrekte maçı dengelemeye çalıştığımız zamanlarda yaptığı basit hatalarla buna izin vermedi, ki maçı da 4 top kaybı ile tamamladı. Son çeyrekte bir skor üretme istikrarı gelse de, bu kısa süreli parlamaya Barcelona önlem almayı bildi. Dasic henüz daha rolünü keşfedememiş durumda, ve Beşiktaş'ın en büyük silahı olması beklenen isim beklentiyi vermeyi bir kenara koyalım, vasata dahi ulaşamadı henüz. Diğerleri kadar olmasa da, Christopher'ın da skor anlamında iki maçtır vasatın altında olması bu ekstra yumruğun sorumluluğunu sadece Jerrells'ın sırtına bindiriyor ki onun da limiti belli.
- Maçın bir olumlu anlamda sürprizi, ribauntlarda ezilmememizdi. Barcelona'dan daha fazla hücum ribaundu topladık, toplam ribaunt sayısında da geri düşmemizin sebebi rakipten 10 küsur daha fazla atış kaçırmamızdı. Bu ilerisi için umut verici bir gelişme.
Özetle, savunma anlamında ortalamamızı başarıyla sahaya yansıttığımız için hücum anlamında ekstra işler ile kazanabileceğimiz bir maç olacaktı, fakat bu bir türlü gelmek bilmeyince de bu skor normal oldu. Zaten kağıt üzerinde kaybetmemizin normal olduğu bir maçtı, mücadelemiz devam ediyor.
Bir de maçın çok ilginç bir istatistiğini vereyim yazıyı noktalamadan: Beşiktaş'ın +/- değeri pozitif olan tek oyuncusu Muratcan Güler imiş, lakin kendisi sahada kaldığı 10 dakika boyunca hiçbir istatistikî katkı sağlayamadı (0-3 şut isabeti, 0 asist, 0 top çalma, 0 ribaunt). Buna karşın o sahadayken, Beşiktaş net olarak 7 sayı daha fazla üretmiş.
Bu maç sonrasında takımı ciddi anlamda tenkit etmeye tabii ki gerek yok, o yüzden göze çarpanları listeleyeyim:
- Barcelona düşük 3 sayılık isabet yüzdesine devam ederse alan savunmamız etkili olur" demiştim. Barcelona devam etmesine etti (1-9), lakin biz bu formülden yararlanamadık, bilakis üstüne kendi hatamızı da ekledik. Şöyle ki: Falker faul problemine girdiği için sahada sadece 7 dakika 37 saniye kaldı ve alan savunmasını etkili yapacağımız düzen oluşmadı. İkincisi, Barcelona kadar olmasa da, biz de üç sayılık yüzdemizi çok düşük tuttuk (5-19) ve hücumumuzun en önemli halkasını kullanamadık.
- Hücumumuz demişken, Beşiktaş'ın maç boyu sayı bulduğu iki adet aksiyon var ki, ikisinin de sürekliliğini sağlamak çok zordu. Birincisi, Vidmar'ı içeriden devreye sokmak ki bu 8 sayı getirdi, lakin hem Vidmar'ın faul sorunu, hem de rakibin frontcourt'taki derinliği bu planı kesti. İkincisi de Jerrells'ın birebirleri ve penetreleri (7 faul yaptırdı) idi, ki zaten skor yükünü neredeyse bu çekti, lakin onun da maçı %36 gibi vasat bir yüzdeyle tamamlaması buradan ekstra bir şey gelmediğini gösterdi. Maçın sonlarına doğru dili sarkmıştı zaten.
- Beşiktaş'ın yedek yerlilerinden aldığı katkı (bu maç sürelerine göre Barış ve Cevher oldukça iyilerdi) sürpriz olmaya devam etse de, Markota ve Dasic'in formsuzluğu hala daha hayal kırıklığı yaratıyor. Markota 3. çeyrekte maçı dengelemeye çalıştığımız zamanlarda yaptığı basit hatalarla buna izin vermedi, ki maçı da 4 top kaybı ile tamamladı. Son çeyrekte bir skor üretme istikrarı gelse de, bu kısa süreli parlamaya Barcelona önlem almayı bildi. Dasic henüz daha rolünü keşfedememiş durumda, ve Beşiktaş'ın en büyük silahı olması beklenen isim beklentiyi vermeyi bir kenara koyalım, vasata dahi ulaşamadı henüz. Diğerleri kadar olmasa da, Christopher'ın da skor anlamında iki maçtır vasatın altında olması bu ekstra yumruğun sorumluluğunu sadece Jerrells'ın sırtına bindiriyor ki onun da limiti belli.
- Maçın bir olumlu anlamda sürprizi, ribauntlarda ezilmememizdi. Barcelona'dan daha fazla hücum ribaundu topladık, toplam ribaunt sayısında da geri düşmemizin sebebi rakipten 10 küsur daha fazla atış kaçırmamızdı. Bu ilerisi için umut verici bir gelişme.
Özetle, savunma anlamında ortalamamızı başarıyla sahaya yansıttığımız için hücum anlamında ekstra işler ile kazanabileceğimiz bir maç olacaktı, fakat bu bir türlü gelmek bilmeyince de bu skor normal oldu. Zaten kağıt üzerinde kaybetmemizin normal olduğu bir maçtı, mücadelemiz devam ediyor.
Bir de maçın çok ilginç bir istatistiğini vereyim yazıyı noktalamadan: Beşiktaş'ın +/- değeri pozitif olan tek oyuncusu Muratcan Güler imiş, lakin kendisi sahada kaldığı 10 dakika boyunca hiçbir istatistikî katkı sağlayamadı (0-3 şut isabeti, 0 asist, 0 top çalma, 0 ribaunt). Buna karşın o sahadayken, Beşiktaş net olarak 7 sayı daha fazla üretmiş.
Etiketler:Barcelona,maç yazısı,semioticus,Shelbyl
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...4 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...7 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.9 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189511 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
-
1 Yorum:
savunma herşeye rağmen ayakta kaldı.hücumda ise jerrels'ın çükü doğal olarak yetmedi barçaya.alayını şurda derlemeye çalıştık bakmak isteyen olursa buyursun;
http://sendahacocuksun.blogspot.com/2012/10/barcelona-regal-besiktas-neden-olmasn.html