.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

6 Temmuz 2012 Cuma

CAS Kararı ve Anlattığı

CAS da onayladı, seneye Avrupa kupalarında mücadele hakkımız kaybettik. Bence bu, şike kararından çok daha ağır, çok daha rezil bir durum. Çünkü burada mecburen ve maalesef politikaya bulaşmış, Özel Yetkili Mahkeme gölgesinde kalmış bir karar yok, düpedüz bir ihlal var. Hem de yıllardır bağıra bağıra gelen, kimsenin sallamadığı, daha da ciddi sonuçları olabilecek ve içinde bulunduğumuz çukurun derinliğini gösteren bir ihlal.

Beşiktaş'ın işlediği suç şu: 2011'in ikinci ve üçüncü çeyrek raporlarında UEFA'ya oyuncuların maaşlarının ve transfer ücretlerinin ödendiği konusunda yalan söylemek.

Yıllardır Beşiktaş'tan bir sürü oyuncu ancak icra takibi ile parasını alır, kimileri haciz kararı aldırır, kimisi UEFA'ya başvururdu. Bunları bu blogda "Beşiktaş'ın Davaları" başlığında iki defa anlatmıştım. Beşiktaş, para ödemiyor. Beşiktaş, borç içinde.

Olay şu: Beşiktaş'ın "paralı" yönetim kurulu üyeleri, ne bonservis ücretlerini, ne maaşlarını yatırmış. Ve gene de verdikleri paralar "borç" olarak duruyor, elbet o paraları geri alacaklar yani. Hibe etme gibi bir durum da yok. Kalın kalı yazıyorum, hala daha durumun vehametini idrak etmeme ısrarı hakim zira.

Gerçekten finansal olarak berbat bir durumdayız. CAS olayı, Ferrari davası, Ernst davası, Serdar Özkan haczi falan... Artık anlayalım şunu.

Ekleme: Yorumlarda Deniz'in anlattıklarını da okuyun mutlaka.

11 Yorum:

tannhauser dedi ki...

yok abi, sizlere baki, ekrem dağ müstehak. q7'nin yıllık ücretinde artış yapılması lazım ki verdiği performansla takıma kattığı artı değer, sağladığı ekonomik avantajlar bir yana takımı nasıl da sahipleniyor. dört milyon euro yapalım mesela, q7 sayesinde dünya kulübü olduk, 3. sayfadan baş sayfaya taşındık, böylece sponsorlar ayaklarımıza kapandı. paraları akıttılar şakır şakır. q7 olmazsa ben de yokum. bak valla fikret başkan q7'yi satarsan var ya. böyle başkanlık olmaz. beşiktaş var ya çok kötü olur. olur yani. elle tutulur yanı kalmaz.

abi bilmiyorum, hiçbir söylemeden bir sürü şey yazmayı başarabildim mi?

Deniz dedi ki...

Bu arada mesleğim gereği geçtiğimiz günlerde bir süper lig kulübünün denetimini yaptığımız için biliyorum, TFF'nin önümüzdeki sezon kendine bağlı klasmanlarda mücadele edilmesi için gereken bazı mali kriterler var. UEFA için daha sertken TFF'ninkiler biraz daha sektör gözetilerek oluşturulmuş, misal futbolcuların ve personelin borçlarının ödendiğinin kanıtından ziyade bu adamlardan alınan "alacağım yoktur" yazısının rapora ekli olması gerekiyor.

Geçtiğimiz günlerde Egemen olayında şöyle bişey oldu muhtemelen, biz TFF'nin istediği rapor için futbolculardan ibraname toplarken Egemen geçtiğimiz dönem için hakettiği paraları almadan bu kağıdı imzalamak istemedi. Rakam da küçük değil. Biz de olası bir sıkıntıdan kurtulmak için Egemen'in alacakları + 500bine serbest bıraktık. Başka futbolcularda da bu gerçekleşebilirdi, duymadık en azından.

UEFA da muhtemelen ibraname istemiştir, futbolculardan vs bi şekilde alınmıştır ama UEFA tahkikatı derinleştirip yazının aksine paraların ödenmediğini tespit etmiştir.

Zamanında Ribery - cincon muhabbetinde de benzer bişeyler vardı.

Mayor dedi ki...

Yani ibraname sadece TFFyi degil ayni zamanda Besiktas klubunun bilancosunudami aldatma amaci tasiyor.
Sahte odeme ibranamesi imzalayinca yoneticiler Besiktasin borc hanesine o miktarimi yaziyorlar alacakli olarak?
Boyle birsey maliyenin gozunden kacabilirmi? Bu kadar kolaymi?

Adsız dedi ki...

Rangers gibi olsak keşke. Bu mali yapı yüzünden ligden atılsak,en alttan başlasak tertemiz bir şekilde. Ne güzel olurdu. Çokta iyi olurdu.
*Bu bir ironi değil,gerçek temenni.

Nedim

Deniz dedi ki...

Yok, besiktasin bilancosu besiktasin bilancosudur. Ama bilancolarda oynamalar yapilabilir, bu oynamalar sahislarin kulube borcu ya da alacaklarini etkilemez. Kotu niyet varsa baska.

Ben burada daha ziyade egemen olayina egildim, kulubun mali tablolari hazirlanirken kulubu karli ya da karsiz gostermeye yonelik oynamalar yapilabilir, bizim tespit ettigimiz seyleri kulup baskaninin arayip "yazmayin onu, karimiz dusecek, kredi almamiz zorlasacak" diye rica almisligimiz da var. Ama bu borc alacak olayi bambaska bisey. Shelbylin dedigi adamlar para verdik diyolar ama odenen dogru duzgun para yok. Nereye gitti bu paralar, yoksa vermedikleri halde kendilerini kulupten alacakli mi gosteriyorlar,nasreddin hoca hikayesi gibi, kedi burdaysa et nerde, ha u etse kedi nerde?

Adsız dedi ki...

@tannhauser

süper yazmışsın. teşbihte hata olmaz babında: ekmek yok su yok bir yerde beşiktaş yaralı bir şekilde yatıyor. birkaç kişi ne yapalım da bu kuş ötmez kervan geçmez yerde onu kurtaralım derken, üstüne sırtlanlar çıkmış q7 gidemez guti n'olur geri gel diye bağırıyor. ve belki de en kötüsü bu kesim kendini beşiktaşlı sanıyor!

öyle ya. fikret başkan gitsin, yerine q7'leri getiren ve harcadıklarını yd gibi borç yazanlar gelsin de gözümüz yıldız görsün.

diğer platformlarda da yazdım. bu bir kısım vatandaşın eroin bağımlılarından farkı yok. ztar bağımlısı olmuşlar, gözleri de başka bir şey görmüyor. ama ahu tumba-tarık yakan filmlerinin unutulmaz ikinci yarısı misali eroine de para kalmadığı için kriz halinde 36'lık guti gelse keşke diye kıytırık bir tweet'e umutla saldırıyorlar.

borçtur yasaktır zamanla bunlar da geçer. ama yd'nin berbat ötesi 8 yılının en kötü sonucu bence bu güruh.

hakan

serkan dedi ki...

yıllardır savunduğum şey işte:"...yoksa vermedikleri halde kendilerini kulupten alacakli mi gosteriyorlar"

Yıldırım Demirören'in 100 milyon TL gibi bir rakamı kulübe aktardığına kesinlikle inanmıyorum ve buna inanmamamız için Sivok-Zapo-Tabata transferleri harika örnekler.

Bu üç transfer daha önce hem italya medyasında hem de antep yerel medyasında çıkan haberler eşliğinde incelenmişti ve hatırlayanlarınız olursa basına yansıtılan ücretlerin kulüplere bonservis olarak ödenmediği ortaya çıkmıştı.

kesinlikle Demirören, kulübe kendisine borçlu gösterdi ve bunu da defalarca kullanarak seçimleri de manipüle etti.

Deniz dedi ki...

Böyle birşey varsa denetimde çıkar.

Maxim Tsigalko dedi ki...

Şahsen denetimden de birşey çıkacağını sanmıyorum. Bağımsız kuruluşlar yapıyor tabii ki denetimleri ancak bir şekilde kılıfına uydurulmuştur diye düşünüyorum.

Zapo-Sivok transferinde çok ciddi iddialar vardı zamanında kendisine gazeteciyim diyen bir kişi de üzerine gitmedi bu olayın. Hatta iddiaların bir çoğu belgeliydi ama öyle kaldı.

Adsız dedi ki...

@shelbyl

Kardesim seni tebrik ediyorum. Gercekten guzel yazilar yaziyorsun. Buranin seviyeli bir yer olmasinda kesinlikle katkin buyuk..

Adsız dedi ki...

Gayet başarılı bir yazı olmuş. Buz firması olarak böyle yazlarınızın devamını bekliyoruz.Başarılar ...

Yorum Gönder

Ara