4 Kasım 2011 Cuma
Portekiz'den Almanya'ya
Beşiktaş'ın oyun isteğine bakmak için referans alacağınız yer belli; Portekizliler. Önceki maçları konuşmaya gerek yok, dünkü maçın daha 10. dakikasında bizi nasıl bir maçın beklediğini anlamıştık. Quaresma sinir deparlarını siniri geçene kadar değil, topu kapana kadar sürdürüyordu, Simao fiziğinin yetmediğinde yüreğiyle takviye ediyordu. Lakin bunların hiç biri bireysel değildi. Takımın tamamı tek bir vücut, tek bir beyin olmayı sonunda başarmıştı.
Gerçi bu tek vücut olma hali, yakın geçmişte de "bütün takımın Portekizlileşmesi" gibi tatsız örnekleri de vardı. Dün olan şey ise bambaşkaydı. Bir baktık ki, Quaresma, Simao, Almeida Alman olup çıkmışlar. Biz Hilbert'i Alman bilirdik, İsmail de Alman olmuş. Biz Ernst'i Alman bilirdik, Egemen de Alman olmuş, Quaresma bile Alman olmuş. Müthiş bir istek, müthiş bir direniş, sonuna kadar savaş, emeği paylaşım, sevinci ve hüznü paylaşım...
Gelelim son dakika pozisyonuna. O pozisyonu 15 saniyeliğine izlemek, Beşiktaş'a haksızlık etmektir. Orada o topun kaleye girmemesi, ancak maçı başından sonuna izlerseniz bir anlam kazanır. Dünkü maçı bir film tadına çeviren şey de salt olarak son 15 saniyesi değil, 90 dakikanın tamamıdır.
Düşünün, Beşiktaş takımı bugüne kadar hep "yumuşak" olmakla suçlanmış, direnmemekle, mücadele etmemekle, geri adım atmakla itham edilmiş. Soyunma odasında veya daha öncesinde bir şey olmuş ve Quaresma dahil bütün takım sanki kariyerlerinin son maçlarıymışçasına savaşmaya başlamışlar.
İşte filmse, film o dur.
Maçın son 15 saniyesini yaşıyoruz...
O top son 15 saniyede kaleye girmediyse Beşiktaş'ın inanılmaz bir karakter gösterisi yapması sebebiyle girmedi. Bu da 15 saniyelik bir gösteri değildir. O top girmediyse, dün Beşiktaş Quaresma'nın takımı olmayı reddettiği, Quaresma'yı Beşiktaş'ın oyuncusu yaptığı için girmedi.
Dünkü maçı değerli kılan işte tam da bu sebeplerle, maçın Avrupa kupalarına tamam / devam maçı olması, artık Kiev'in yenilmeyi hak etmesi falan değildi. Maçı izlerken kimsenin de umurunda olduğunu sanmıyorum.
Beşiktaş dünkü gibi oynadığı sürece tribünde de destekçisini bulur, televizyon başında da.
Yönetici sıfatı taşıyan büyüklerimiz de anlasınlar artık. Mesele Ricardo Quaresma'ya Beşiktaş forması giydirip onu satmak değil. Mesele Beşiktaş formasının içine Quaresma'yı sokmakta. Onu yaptığınızda siz de kazanıyorsunuz, Quaresma da kazanıyor, takım da kazanıyor. Kaybetse bile, hay ben o maçın skoruna!
Dün son karambolde aklına Avrupa kupasına veda edecek olmamız falan gelen var mıydı? Ben en çok Ernst'in, Quaresma'nın, İsmail'in emeklerinin boşa gitmesi adına heyecanlandım.
90 dakikayı izlemeyen, dünkü Beşiktaş'ı anlayamaz. Dünkü Beşiktaş'ı izlemeyen, son 15 saniyeyi anlayamaz...
Kulübün yörüngesi şaşmış durumda, bari futbol takımı doğru yolda ilerlemeye devam etse...
Beşiktaş Portekizce yenildiklerini Almanca yenmeye devam ediyor.
Gerçi bu tek vücut olma hali, yakın geçmişte de "bütün takımın Portekizlileşmesi" gibi tatsız örnekleri de vardı. Dün olan şey ise bambaşkaydı. Bir baktık ki, Quaresma, Simao, Almeida Alman olup çıkmışlar. Biz Hilbert'i Alman bilirdik, İsmail de Alman olmuş. Biz Ernst'i Alman bilirdik, Egemen de Alman olmuş, Quaresma bile Alman olmuş. Müthiş bir istek, müthiş bir direniş, sonuna kadar savaş, emeği paylaşım, sevinci ve hüznü paylaşım...
Gelelim son dakika pozisyonuna. O pozisyonu 15 saniyeliğine izlemek, Beşiktaş'a haksızlık etmektir. Orada o topun kaleye girmemesi, ancak maçı başından sonuna izlerseniz bir anlam kazanır. Dünkü maçı bir film tadına çeviren şey de salt olarak son 15 saniyesi değil, 90 dakikanın tamamıdır.
Düşünün, Beşiktaş takımı bugüne kadar hep "yumuşak" olmakla suçlanmış, direnmemekle, mücadele etmemekle, geri adım atmakla itham edilmiş. Soyunma odasında veya daha öncesinde bir şey olmuş ve Quaresma dahil bütün takım sanki kariyerlerinin son maçlarıymışçasına savaşmaya başlamışlar.
İşte filmse, film o dur.
Maçın son 15 saniyesini yaşıyoruz...
O top son 15 saniyede kaleye girmediyse Beşiktaş'ın inanılmaz bir karakter gösterisi yapması sebebiyle girmedi. Bu da 15 saniyelik bir gösteri değildir. O top girmediyse, dün Beşiktaş Quaresma'nın takımı olmayı reddettiği, Quaresma'yı Beşiktaş'ın oyuncusu yaptığı için girmedi.
Dünkü maçı değerli kılan işte tam da bu sebeplerle, maçın Avrupa kupalarına tamam / devam maçı olması, artık Kiev'in yenilmeyi hak etmesi falan değildi. Maçı izlerken kimsenin de umurunda olduğunu sanmıyorum.
Beşiktaş dünkü gibi oynadığı sürece tribünde de destekçisini bulur, televizyon başında da.
Yönetici sıfatı taşıyan büyüklerimiz de anlasınlar artık. Mesele Ricardo Quaresma'ya Beşiktaş forması giydirip onu satmak değil. Mesele Beşiktaş formasının içine Quaresma'yı sokmakta. Onu yaptığınızda siz de kazanıyorsunuz, Quaresma da kazanıyor, takım da kazanıyor. Kaybetse bile, hay ben o maçın skoruna!
Dün son karambolde aklına Avrupa kupasına veda edecek olmamız falan gelen var mıydı? Ben en çok Ernst'in, Quaresma'nın, İsmail'in emeklerinin boşa gitmesi adına heyecanlandım.
90 dakikayı izlemeyen, dünkü Beşiktaş'ı anlayamaz. Dünkü Beşiktaş'ı izlemeyen, son 15 saniyeyi anlayamaz...
Kulübün yörüngesi şaşmış durumda, bari futbol takımı doğru yolda ilerlemeye devam etse...
Beşiktaş Portekizce yenildiklerini Almanca yenmeye devam ediyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.9 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
-
-
-
-
-
-
-
15 Yorum:
"O top girmediyse, dün Beşiktaş Quaresma'nın takımı olmayı reddettiği, Quaresma'yı Beşiktaş'ın oyuncusu yaptığı için girmedi."
de o Quaresma niye o zaman aze sahası dışında eli belinde pozisyonu izledi. İnsan heyecandan da olsa biraz bi hareketlenir. en son top ceza sahası dışına çıktı adam cepheden bomboş şut attı onu bile seyrediyordu muhterem.
Dün quaresma'nın 70'den sonra pili bitti de ondan seyretti..adama kabahat bulmuyorum, hoca değiştirmeliydi.
Bence şuan için takımı abartmayalım, henüz daha olmuş birşey yok. Gruptan çıkma savaşı veriyoruz ve avrupa kupaları için geçen sezondan gelen ileriye dönük hayallerimiz doğrultusunda ve kurulan kadroyla (dünyanın parası harcandı) dinamo kiev'le kıran kırana oynamamamız gerekirdi diye düşünüyorum...
Bu takım oynayabileceği en kötü düzende top oynuyor,Dün uzun bir aradan sonra maça gitme fırsatım oldu.Tvden farklı staddan canlı izleme geyiğine istinaden yazıyorum,Bizimkiler çok gayretliydi ama takım olma adına hala bir numara yok.Bu gayret bizi nereye kadar taşır soru işareti?
Almeida enteresan bir adam olumlu olumsuz her pozisyondan sonra kafasını öne eğip küsüyormu mutsuzmu ben buraya ait diilimmi diyor neyapmaya çalışıyor anlayamadım.Fenerbahçe maçında performansıyla gösterdiki bu takımın en kaliteli forveti Pekdemekdir malesef..Adamlar Elmanderi beyenmiyor Baroşun yeterliliğini tartışıyor yedekdeki sercanı sorguluyor..
Orta sahamız sürekli bir çırpınma halinde bu sarfedilen efor karşısında kiev gibi düz bir takımı %70 e %30 top kontrol oranı ve en az iki farklı rahat bir skorla geçmemiz gerekirdi diye düşünüyorum.Barcelona kadar koşuyor bizimkiler ama topu tutamıyoruz üçden fazla pas yapamıyoruz.
Kayseri maçında carvalhal resmen fernandesin kalemini kırdı.Şöyle düşünürsek olayı daha net görebiliyoruz,Yanında ernst ve neciple oynayan bir fernandesmi?yoksa aurelio ve gutiyle oynayan fernandesmi?Keza Guti ilk geldiğinde ernst ve neciple oynarken Döktürüyordu. Schuster yanına aurelio ve nobreyi koyunca adamın futbolculuğunu sorgulamaya başladık.Gutiye üzülmüyorum sonuçta daha nekadar oynarki ama fernandese yazık ediliyor.
quaresma niye ceza sahasında değildi diye eleştirmek nedir, ayıp arkadaş ya, quaresma da geriye gelse, quaresma'yı bekleyen iki oyuncu da gelecek, ne değişecek. her seferinde buluyoruz eleştirecek bir şey.
ceza sahasında çoğalamıyoruz, orta yapılırken tek almeida oluyor içerde... buna rağmen bir kere almeida'ya bir kere de sivok'a yüzde yüzlük gol pozisyonu yarattı.
bu arada yazı güzeldi teşekkürler...
yazı çok güzel olmuş. bunun dışında quaresma'nın ileride olması gayet mantıklı bir durum. yukarıdaki arkadaşın dediği gibi başında bekleyen 2 oyuncu da onla beraber gelecekti ya da korner ceza sahasının dışına gitseydi o adamları presiyle rahatsız etme durumu da vardı.
umarım bu mucizevi olay bjk'nin şansını ve yolunu açar.
http://bostanciogludevran.wordpress.com/2011/11/05/soz-okurlarda/
ilkokul 3 terk arkadaşlar için tekrarlayayım, mesele adamın bütün pozisyonu eli belinde seyretmesi... nerde durduğu önemli değil o kadar. adamın skorla takımla vs hiç alakası yok "çalım atayım şut atayım bunları yapamayacaksam takılayım sağda solda" adamın futbol anlayışı bu...
devre arasına girilirken Quaresma diye bağıran ergenlerden nefret ediyorum,Carvalhal 2-0 iken devrede Q7 yerine Holosko'yu alsa sonuç kesinlikle böyle olmazdı.Q7'nın varlığı takıma resmen zarar maç 2-0 iken İsmail bomboş giden Mustafa'nın önüne bıraksa 3-0 olacak,kanatta ki Q7'ye topu veriyor...
Eger yazar olsaydim soyle bir baslik acardim.
Suclusun CARVALHAL!
Bugun alinan hezimette sahadaki kimsenin suuc yok, 3 gun once cok onemli, stresli ve yorucu bir macta nerdeyse ruhunu teslim etmis adamlari ankara deplasmanina goturuyorsun. Muhtemelen kafanda "istikrarli" kadroyu oynatip garanti sonuc almak var ama sahadaki besiktas dogal olarak 30. dakkada tukenip bitiyor ve 45 dakkada 4 gol yiyerek sahadan cikiyor.
Her pozisyona aday 3-4 adamin var, sezon basinda bi ton para dokup sirf bu yuzden ikinci bir kadri cikaracak transferler yaptilar ama gecen sene Schuster bizi rotasyon manyagi yapti diye sikayet ediyorduk Allah basimiza boylesini verdi. Bu macta Sidnei oynardi, Tanju oynardi, Fernandes ve Guti oynardi, Holosko oynardi, hatta Ekrem, Burak Kaplan, Atinc, Muhammed, Alves ve daha niceleri oynardi.
Bu sekilde giderse zaten elindeki bu kadro sezonun sonunu getiremeyecek baska bir 11'le sezon biticek.
Arkadas en azindan ikinci yari cikar quaresma'yi.. Adam ilk yari dokuldugu belliydi zaten. Fernandes niye yedekte degildi, onu ortasahada oyuna sokabilirdi en azindan.. Hoşaf gibi kadroyu surdu sahaya...off valla sıkıldık artık her sene her sene
Beşiktaş adama arefeyi gösterir bayramı göstermez.
beats by monster we all know this word has it, it is the new fashionableheadphones called the monster headphones,many people like to listen to the music rhythm street dance or play games, iphone mobile phone calls can also support the fashion of Lady Gaga, Justin Timberlake than Peter endorsement , meet the people 's favorite monster , the audience free shipping .
Monster beats Pro High Performance Professional Headphones white
kapattınızmı birader ?
roland deschain of gilead, sen kaça kadar okudun şampiyon!
"Okuduğumuzu Anlayalım" konusunu yeni geçtik adsız abicim.
Zaten şu yazı yazıldığından beri quaresma'yı öyle hallere soktu ki BJK camiası ben konuştuğuma üzüldüm.