8 Temmuz 2011 Cuma
Vur Vur Vur Vur!
Son günlerde spor alanlarında adaletle olan ilişkimizi sınıyoruz. Gerçi olan bitenin hukuk ve dolayısıyla adaletle ilişkisinin ne derece olduğu tartışılır bir boyut alsa da, taraftar olarak film izler gibi izliyoruz işte...
Recep Çetin de zamanında Beşiktaş taraftarının adaletle olan ilişkisinde kullandığı araçlardan biriydi. Yaşı küçük olanlar için tarif edelim; Recep Çetin dönemin "Takoz Recep" olarak adlandırılan hızlı, çevik, atik, agresif bir sağ bek oyuncusuydu. Teknik özellikleri yok denecek kadar azdı ancak Türkiye sınırlarında onu ekarte edebilen bir sol açık olduğunu da hatırlamıyorum.
Bir özelliği daha vardı Recep'in. Çok çabuk sinirlenirdi. Rakibe, hakeme... Ayırt etmezdi. Sinirlendiğinde ise korkmanız gerekirdi. Beşiktaş taraftarıyla da bu bağlamda başka bir ilişki içindeydi. Belki bu yönüyle Pascal Nouma'ya da benzerdi. Saha içinde taraftar tepkileri verirdi. Taraftar da bu yönünü bildiğinden, kendi vermek istediği tepkiyi Recep'e iletirdi, Recep hesabı keserdi.
Hakem taraf mı tutuyor, rakip oyuncular çirkeflik mi yapıyor... Beşiktaş'ın haksızlığa mı uğradığına inanılıyor?
Tribünden gök gürültüsü gibi bir isyan duyardınız; "Vur Vur Vur Vur!" Recep'in vuracağı oyuncunun kim olduğu, vurmasını müteakip kırmızı kart görüp görmeyeceği, maçın gidişatı veya skoru artık önemsiz detaylardı. Beşiktaş Beşiktaş ise, Recep vurmalıydı...
Recep 10-15 saniye içerisinde hareketini yapardı. Öyle bir yapardı ki, tribün yeri gelir vur dediğine pişman olurdu. Rakibin attığı takla sayısı...
Hakem koşarak Recep'in karşısına gelirdi ve kırmızı kartını gösterirdi. Recep de hakeme bir küfür sallar soyunma odasına giderdi. Enteresandır, Recep'in kırmızı kart görmesi, maçın kaybedilmesi falan da kimsenin umurunda olmazdı. Bu hareket, Beşiktaş'ın -kendine göre- adaletle kurduğu ilişki biçimiydi...
Şimdi bugüne baktığımızda daha farklı bir tablo görüyoruz. Vur vur diyen bir taraftar yok, çünkü bu büyük ölçüde gaddarlık. Bugün taraftar vur dedi diye vuran futbolcu yok, çünkü taraftar/futbolcu ilişkisi eskisi gibi şekillenmiyor.
Şimdilerde moda şu; "Vur ama çaktırma".
Geçmişin yönteminde ise, sonuçlarını gözetmeksizin bir kendini ortaya koyuş vardı. "Lanet olsun sizin oynayacağınız futbola" isyanı. O isyan sonunda hiçbir şey değişmiyor üstelik, kaybediyorsun..
Umursamıyor ki onu da. Meselesi, kendini ortaya koymak. Samimice...
Çaktırmadan dirsek vurarak değil. Hatta tam da göstere göstere...
Aptalca ama samimi...
Belki de bugün akla değil, samimiyete ve duygulara ihtiyacımız var...
Bilemiyorum...
Recep Çetin de zamanında Beşiktaş taraftarının adaletle olan ilişkisinde kullandığı araçlardan biriydi. Yaşı küçük olanlar için tarif edelim; Recep Çetin dönemin "Takoz Recep" olarak adlandırılan hızlı, çevik, atik, agresif bir sağ bek oyuncusuydu. Teknik özellikleri yok denecek kadar azdı ancak Türkiye sınırlarında onu ekarte edebilen bir sol açık olduğunu da hatırlamıyorum.
Bir özelliği daha vardı Recep'in. Çok çabuk sinirlenirdi. Rakibe, hakeme... Ayırt etmezdi. Sinirlendiğinde ise korkmanız gerekirdi. Beşiktaş taraftarıyla da bu bağlamda başka bir ilişki içindeydi. Belki bu yönüyle Pascal Nouma'ya da benzerdi. Saha içinde taraftar tepkileri verirdi. Taraftar da bu yönünü bildiğinden, kendi vermek istediği tepkiyi Recep'e iletirdi, Recep hesabı keserdi.
Hakem taraf mı tutuyor, rakip oyuncular çirkeflik mi yapıyor... Beşiktaş'ın haksızlığa mı uğradığına inanılıyor?
Tribünden gök gürültüsü gibi bir isyan duyardınız; "Vur Vur Vur Vur!" Recep'in vuracağı oyuncunun kim olduğu, vurmasını müteakip kırmızı kart görüp görmeyeceği, maçın gidişatı veya skoru artık önemsiz detaylardı. Beşiktaş Beşiktaş ise, Recep vurmalıydı...
Recep 10-15 saniye içerisinde hareketini yapardı. Öyle bir yapardı ki, tribün yeri gelir vur dediğine pişman olurdu. Rakibin attığı takla sayısı...
Hakem koşarak Recep'in karşısına gelirdi ve kırmızı kartını gösterirdi. Recep de hakeme bir küfür sallar soyunma odasına giderdi. Enteresandır, Recep'in kırmızı kart görmesi, maçın kaybedilmesi falan da kimsenin umurunda olmazdı. Bu hareket, Beşiktaş'ın -kendine göre- adaletle kurduğu ilişki biçimiydi...
Şimdi bugüne baktığımızda daha farklı bir tablo görüyoruz. Vur vur diyen bir taraftar yok, çünkü bu büyük ölçüde gaddarlık. Bugün taraftar vur dedi diye vuran futbolcu yok, çünkü taraftar/futbolcu ilişkisi eskisi gibi şekillenmiyor.
Şimdilerde moda şu; "Vur ama çaktırma".
Geçmişin yönteminde ise, sonuçlarını gözetmeksizin bir kendini ortaya koyuş vardı. "Lanet olsun sizin oynayacağınız futbola" isyanı. O isyan sonunda hiçbir şey değişmiyor üstelik, kaybediyorsun..
Umursamıyor ki onu da. Meselesi, kendini ortaya koymak. Samimice...
Çaktırmadan dirsek vurarak değil. Hatta tam da göstere göstere...
Aptalca ama samimi...
Belki de bugün akla değil, samimiyete ve duygulara ihtiyacımız var...
Bilemiyorum...
Etiketler:Gürcan Ulusoy,Recep Çetin
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...4 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...7 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.9 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189511 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
-
18 Yorum:
recep için 92-93 sezonu son maçı olan meşhur 3-1'lik g.birliği maçı dışında "vur! vur!" tezahüratı yapıldığını hatırlamıyorum.
Recep'in kirmizi gordugu mac sayisi sinirlidir diye hatirliyorum. O zamanlar fair play liginin daimi birincisiydik. Kirmizi kart gormeden "sezonlar" bitirirdik...
Bir maçta Recep Çetin kırmızı kart görür ve soyunma odasına gider. Daha 5 dakika geçmeden arkasından Metin Tekin gelir.
Recep: Sen niye atıldın Metin?
Metin anlatır; "hakeme sordum, Recep'i neden attın, diye. "Anama küfretti" dedi."
...Metin'in hakeme cevabı; Hocam Allah aşkına 30 bin kişi ediyor, Recep etmiş çok mu?
:)
beşiktaş kariyerinde toplam 4 kırmızı kart görmüş. 1990 öncesini bulamadım ama orda da en fazla bir tane falan vardır herhalde.
Pascal bu tanima daha cok uyardi Recepten. Bugune bakacak olursak caktirmadan "vurma" olayini Quaresma yapiyor. Vurmuyor ama kac defa rakip kalecinin siniri bozucak hareketleri yaptigini gordum taraftarinda hosuna gidecegini bildiginden, ne yalan soyleyeyim cok da zevkli seyretmesi. Devir strateji devri sanirim, Toramanin asabi hareketlerini gormek hosumuza gitmiyor artik.
100. yıl sezonunda saha içinde adaleti sağlayacak çok fazla oyuncumuz vardı. İlhan, Pascal, Zago, Sergen, Tümer vs. Şimdi ise kendi sahamızda bile kendi oyuncumuza rahatlıkla diklenebiliyor rakipler. Bi Toraman var, bir de belki Ernst. Onun dışında rakibi ve hakemi sindirebilecek oyuncumuzun olmaması kötü ve bu uzun bir süredir böyle malesef. Hepsi fazla centilmen bizim oyuncuların.
Recep'in belalisi Marc Overmars'ti...
Tek bildigim sey Recep'in ustudeki formanin dunyadaki en guzel forma oldugu..
malum 8-0 ankaragücü maçı olduğu sezon en son maç gençlerbirliği maçında vur vur sesleriyle Feyyaz Recep önüne gelene vuruyordu malum sonuçta Takozumuz kırmızıyı gördü çıktı yanlış hatırlamıyorsam .Ayrıca basın tribünündeki bantlar koparılmıştı sahaya ayakkabı fırlatılmıştı hey gidi günler :)
4 .snınftaydım arada unuttuğum şeylerde olabilir
şu resmi şu formayı görünce yine aklıma 8-0 geldi zalad geldi.adalet mi lan bu.ben beşiktaşlıyım feneri sevmem de gs den nefret ederim abi.şikenin teşviğin kompedanları dışarıda elini kolu sallayark gezerken olan gariban fenere oldu,olacak.acemilikten ellerine yüzlerine bulaştırdılar bu işi.sorsalardı ergün gürsoya,adnan polata,yurdeşen e onlara akıl verip hocalık yaparlardı ama.bjk tv de güzel bir laf gördüm geçenlerde adalat er geç yerini bulurda asalet başka bişey be abi.aziz yılıdırımdan tek bişe istiyorum.anlat ulan bildiğin her şeyi.10 senedir bu piyasadasın anlat bildiğin herşeyi ki gs nin yanacağı ateş bize temmuz sıcağı gibi gelir.
Gurcan'in dediginin ozune katiliyorum.
Ama Recep deyince de Inonu'de canli sahit oldugum iki olay geliyor aklima.
Birincisi, tam onumde Rumenigge'nin kardesinin kulagini koparmasi.
Ikincisi, (saniyorum bir Bursa maciydi) orta saha yakinlarindan yakinlarindan yaptigi anlamsiz bir vurusun gol olmasi ve tribunlerin gol sevincinden once temiz bir 5 saniye sessizce "kolektif dumur" durumu yasamasi.
Tabii kiciyla Lineker'i reklam panolari ustune devirmesi, Malmo'de kendi kalesine attigi muhtesem vole golu, Turkiye'nin "en cirkin futbolcusu" secilmesine ciddi ciddi bozulmasi gibi Recep hikayeleri de unutulmamali.
Ne guzel takozumuzdun be Recep abi...
@ ozzie:
Ortasahadan gol attığı maç Euro 96 elemelerinde İsviçre'ye attığı goldü. Hatta Sakıp Sabancı o maçta gol atan oyunuya Toyota verecekti. Yanılmıyorsam o golü bilerek attığını, kalecinin ileri çıktığını gördüğünü iddia etmişti Recep :)
@ Quaresma
Burada yazdiktan sonra Ekşi Sözlük'e baktım doğru hatırlıyor muyum diye. İsviçre de Bursa da doğruymuş.
Hatta benim seyrettiğim Bursa maçındaki golü TRT spikeri de anlamamış, yani dumur durumu yayına da yansımış!
Dakika yaklaşık 86'dır...
Maç berabere 0-0 gidiyordur.
Recep kapalının önünden topu kaleye şişirir ve Bursa'nın patates çuvalının ayaklı haline benzeyen sakallı yanılmıyorsam adı erhan olan kalecisi de o topu içeri alır. Hem de sekerek falan gelir top...
Sadece kapalı değil, MAF da bir topa bir de Recep'e dumur olmuş şekilde bakarlar.
diye hatırlıyorum...
İsviçre'ye de ayrıca atmıştı.
@gürcan
bahsettiğin maç 48 maçlık namağlubiyetliğimizin bittiği gs maçıydı.
bir de diğer arkadaşların dediği gibi vur vur durumu yok gibiydi. ama recep çok teknik adamlara sallardı maçın başında topla karışık tatlı sert.