12 Temmuz 2011 Salı
Şike Soruşturması: 2. Dalga
Soruşturmada ikinci dalgaya başlanınca, benim de ikinci bir yazı yazmam şart oldu. Gündemin gerisine düşmemek lazım. Ciddi ve uzun bir yazı olacağı için, en başta sizi gördüğüm ve yarıldığım bir photoshop'u buraya alarak rahatlatmak isterim:
Konuya girelim şimdi:
I
Öncelikle en başta dediğim bazı şeyleri tekrar edeyim: Türkiye'de futbol kirli olduğu doğrumsuluğu* bir Türkiye gerçeğiydi. Bir Beşiktaşlı nesil Zalad travmasından asla çıkamadı, ne Polat-Yalman'ı, ne Ağar-Terim'i unutabildi. 2003-04 sezonunda Bilgili-Engin-Çakıcı-Yıldırım ekseninde olanlara anlam veremedi. Bursasporlular, Sergen-Peker telefon konuşmalarını unutamadılar. Cihan Oskay olayları yaşandı. Mehmet Topuz transferinde devreye İbrahim Cingi gibi adı çeşitli iddianamelerde geçen biri devreye girdi. Hadi hepsini bir kenara koyalım: Türk futbolunun gururu diye lanse edilen Bülent Uygun'un skandal açıklamaları, menajerlik katakullileri bile bir şeyler anlatır.
Bugün olanlar, Türkiye futbolunun yazısız kuralı haline gelmiş bazı şeylerin en sonunda soruşturulması desek yanlış söylemiş olmayız. Herkesin burnuna bir koku geliyordu, hatta -mesela bu sezon- daha 24. haftada insanlar "maç satma" geyiklerine bulaşmıştı (ki bu travmayı en çok eleştirenlerdenimdir), fakat sezon bitince Büyüka çıkıp "tertemiz ligin şaibesiz şampiyonu" deyiveriyor ve hepimiz lige oda parfümünü sıkıp o aromanın sarhoşluğuna kapılıyorduk.
Bugün dava süreci yüzde yüz hakkaniyetli diyebilir miyiz? Hayır. Türk polisinin ve savcısının, eski zamanlardan kalma bir alışkanlığı var zira: Ne zaman ciddi bir operasyon yapsalar, sanıkların hepsini önce kamu gözünde itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Bizim toplum yapımızı iyi biliyorlar çünkü, bizde gözaltına alınan tutuklu, tutuklanan suçlu sayılır. Bir kere çamurlanan, ondan kolay kolay kurtulamaz. İşte bu toplumsal alışkanlığımız, ve de polise ve savcıya olan senelerin güvensizliği, davanın yüzde yüz arkasında durmayı imkansız kılıyor.
Bu dava sık sık Ergenekon süreciyle karşılaştırılıyor haklı olarak. Fakat şunu eklemem lazım: Ergenekon'da gözaltına alınan/tutuklananların ifadelerinde bir isyan, bir haksızlık vurgusu var idi. Bu soruşturmada ise okuduğum ve yazdıklarımdan hep şunu anlıyorum: "Yapmadık ama yaptıysak da hepimiz yaptık." Bu noktada da başa dönüyorum, o doğrumsuluğa: Senelerin cezasız kalan fiillerinin, Türkiye futboluna yazılı olmayan bir kuralsızlık getirdiği kanaatine. fitneci'nin yazısına yorum bırakan St.Ajora'nın yazdığına acı acı gülümsemeden edemiyor insan:
"Artık yöneticilerin neden futbol insanlarından oluşan profesyonel yönetim olmadığını anlıyorum. Çünkü türkiye gerçeklerinde futbol 22 kişiyle sahada oynanmıyor.hal bu olunca da yönetimler iş bağlayıcılardan kuruluyor."
Bugün Serdal Adalı ve Tayfur Havutçu gözaltına alındı. Sırf Beşiktaşlıyım diye bu iki ismi savunmayacağım ben. Ama eğer ki bu dava Ergenekon gibi sürüncemede kalırsa, davanın bizzat savcılık ve polis tarafından sulandırıldığını düşünmeye başlarsam, gene bu blogdan kişi ayırmaksızın davaya eleştirilerimi yönelteceğim. Belki de hayatımda ilk ve son defa Aziz Yıldırım savunacağım. O günleri görmek nasip olmasın.
II
Kulüpler Birliği ve Federasyon'un tutumu hakkında da iki kelam edeyim. Ben hangi konuda kanaat bildirirsem bildireyim, kafamda bir artı-eksi, bir kâr-zarar, bir doğru-yanlış vs. ekseni oluşturur ve ona göre tarafımı seçerim, ve hatta yeni bilgi ve bulgular ışığında gönül rahatlığıyla da taraf değiştiririm kendimi açıkladığımı düşündüğüm için.
Federasyon ligi en azından bir aylığına erteleyebilir, sembolik olarak kamuoyuna hassasiyet mesajı verebilirdi. Bu konuda yanlış yaptıklarını düşünüyorum. Lakin takımların küme düşürülmeme ve şampiyonluğun değiştirilmeme kararı, şu koşullarda oldukça doğru, çünkü hiçbir kişi ve kurum hakkında kesinleşmiş bir karar yok. Bugün herhangi bir takım hakkında verilecek bir karar, ileride FIFA'ya ve CAS'a taşınıp Federasyon'a ekstra külfet olarak geri dönebilir. (bkz: Ankaraspor davası)
Lakin bu olumluluğu Kulüpler Birliği'nden esirgeyeceğim. Dünkü açıklama, bence oldukça işlevsizdi. Bu ortamda birlik-beraberlik mesajı vermenin kime ne faydası olacak, bilemiyorum. Gerçi artık futbol dünyasında işleyen düzen hakkında bir yargıbildirmek de güçleşti. Senelerce "futbol aklı"ndan, "direktörlük" makamından, "transfer planlaması"ndan falan dem vurduk, lakin bu işlerin niye böyle olmadığını görür gibiyiz.
*Doğrumsuluk: ing. truthiness. Kanıt ya da rasyonel düşünceye gerek olmadan bir şeyin doğru olduğunu bilme hali.
Konuya girelim şimdi:
I
Öncelikle en başta dediğim bazı şeyleri tekrar edeyim: Türkiye'de futbol kirli olduğu doğrumsuluğu* bir Türkiye gerçeğiydi. Bir Beşiktaşlı nesil Zalad travmasından asla çıkamadı, ne Polat-Yalman'ı, ne Ağar-Terim'i unutabildi. 2003-04 sezonunda Bilgili-Engin-Çakıcı-Yıldırım ekseninde olanlara anlam veremedi. Bursasporlular, Sergen-Peker telefon konuşmalarını unutamadılar. Cihan Oskay olayları yaşandı. Mehmet Topuz transferinde devreye İbrahim Cingi gibi adı çeşitli iddianamelerde geçen biri devreye girdi. Hadi hepsini bir kenara koyalım: Türk futbolunun gururu diye lanse edilen Bülent Uygun'un skandal açıklamaları, menajerlik katakullileri bile bir şeyler anlatır.
Bugün olanlar, Türkiye futbolunun yazısız kuralı haline gelmiş bazı şeylerin en sonunda soruşturulması desek yanlış söylemiş olmayız. Herkesin burnuna bir koku geliyordu, hatta -mesela bu sezon- daha 24. haftada insanlar "maç satma" geyiklerine bulaşmıştı (ki bu travmayı en çok eleştirenlerdenimdir), fakat sezon bitince Büyüka çıkıp "tertemiz ligin şaibesiz şampiyonu" deyiveriyor ve hepimiz lige oda parfümünü sıkıp o aromanın sarhoşluğuna kapılıyorduk.
Bugün dava süreci yüzde yüz hakkaniyetli diyebilir miyiz? Hayır. Türk polisinin ve savcısının, eski zamanlardan kalma bir alışkanlığı var zira: Ne zaman ciddi bir operasyon yapsalar, sanıkların hepsini önce kamu gözünde itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Bizim toplum yapımızı iyi biliyorlar çünkü, bizde gözaltına alınan tutuklu, tutuklanan suçlu sayılır. Bir kere çamurlanan, ondan kolay kolay kurtulamaz. İşte bu toplumsal alışkanlığımız, ve de polise ve savcıya olan senelerin güvensizliği, davanın yüzde yüz arkasında durmayı imkansız kılıyor.
Bu dava sık sık Ergenekon süreciyle karşılaştırılıyor haklı olarak. Fakat şunu eklemem lazım: Ergenekon'da gözaltına alınan/tutuklananların ifadelerinde bir isyan, bir haksızlık vurgusu var idi. Bu soruşturmada ise okuduğum ve yazdıklarımdan hep şunu anlıyorum: "Yapmadık ama yaptıysak da hepimiz yaptık." Bu noktada da başa dönüyorum, o doğrumsuluğa: Senelerin cezasız kalan fiillerinin, Türkiye futboluna yazılı olmayan bir kuralsızlık getirdiği kanaatine. fitneci'nin yazısına yorum bırakan St.Ajora'nın yazdığına acı acı gülümsemeden edemiyor insan:
"Artık yöneticilerin neden futbol insanlarından oluşan profesyonel yönetim olmadığını anlıyorum. Çünkü türkiye gerçeklerinde futbol 22 kişiyle sahada oynanmıyor.hal bu olunca da yönetimler iş bağlayıcılardan kuruluyor."
Bugün Serdal Adalı ve Tayfur Havutçu gözaltına alındı. Sırf Beşiktaşlıyım diye bu iki ismi savunmayacağım ben. Ama eğer ki bu dava Ergenekon gibi sürüncemede kalırsa, davanın bizzat savcılık ve polis tarafından sulandırıldığını düşünmeye başlarsam, gene bu blogdan kişi ayırmaksızın davaya eleştirilerimi yönelteceğim. Belki de hayatımda ilk ve son defa Aziz Yıldırım savunacağım. O günleri görmek nasip olmasın.
II
Federasyon ligi en azından bir aylığına erteleyebilir, sembolik olarak kamuoyuna hassasiyet mesajı verebilirdi. Bu konuda yanlış yaptıklarını düşünüyorum. Lakin takımların küme düşürülmeme ve şampiyonluğun değiştirilmeme kararı, şu koşullarda oldukça doğru, çünkü hiçbir kişi ve kurum hakkında kesinleşmiş bir karar yok. Bugün herhangi bir takım hakkında verilecek bir karar, ileride FIFA'ya ve CAS'a taşınıp Federasyon'a ekstra külfet olarak geri dönebilir. (bkz: Ankaraspor davası)
Lakin bu olumluluğu Kulüpler Birliği'nden esirgeyeceğim. Dünkü açıklama, bence oldukça işlevsizdi. Bu ortamda birlik-beraberlik mesajı vermenin kime ne faydası olacak, bilemiyorum. Gerçi artık futbol dünyasında işleyen düzen hakkında bir yargıbildirmek de güçleşti. Senelerce "futbol aklı"ndan, "direktörlük" makamından, "transfer planlaması"ndan falan dem vurduk, lakin bu işlerin niye böyle olmadığını görür gibiyiz.
*Doğrumsuluk: ing. truthiness. Kanıt ya da rasyonel düşünceye gerek olmadan bir şeyin doğru olduğunu bilme hali.
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...4 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...7 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.9 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189511 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
-
35 Yorum:
abi kulüpler birliği açıklaması işlevsiz gibi duruyor ama biraz dikkatli okuyunca gayet işlev amacı güttüğünü görüyosun. ben mesela daha bu akşam dikkat ettim şuna bak "(ıvır gıvır)...liglerin daha önceden planlandığı şekilde devam etmesi ve şike soruşturmasında adı geçen takımların ligden düşürülmemeleri konusunda ortak karar aldık. Aldığımız bu kararı da yaşça en büyük olmam nedeniyle kamuoyuna ben açıkladım"
adı geçen takımların ligden düşürülmemeleri konusunda ortak karar ne lan? kendi kendisini yargılayan kulüpler mi türedi başımıza?
http://www.galatasaray.org/kulup/haber/10590.php
gayet yerinde bir açıklama.
fenerasyondan cevap gecikmedi elbette
http://www.tff.org/default.aspx?pageID=285&ftxtID=12997
İçimden bir ses bütün bunların arkasında Jorge Mendes ve Gesfitute'nin olduğunu söylüyor.
Şaka lan şaka, o kadar da değil.
tuco bizim yönetim de tff'ye destek vermiş ne olacak şimdi :))
UEFA yaptığı son açıklamada aba altından sopayı göstermiştir. Özellikle son paragrafa dikkat ederseniz Türkiye ile ilgili değil ama şikeyi yaptığı hukuksal olarak kesinleşen takımla ilgili çok ciddi bir tehdit yazmışlardır.
UEFA wishes to underline that even after admission to a UEFA competition a decision to exclude a club from a competition, or from any future European competitions for a number of years, can be made at any time if it transpires that the club in question obtained qualification via manipulated or fixed matches.
Türkçe meali şudur;
"ÇOĞALTIRIM"
Okumamış arkadaşlar için gelsin
http://www.uefa.com/uefa/aboutuefa/news/newsid=1650460.html#uefa+statement+turkish+clubs
"Lakin takımların küme düşürülmeme ve şampiyonluğun değiştirilmeme kararı, şu koşullarda oldukça doğru, çünkü hiçbir kişi ve kurum hakkında kesinleşmiş bir karar yok."
Doğrdudur, ama ben de şunun cevabını istiyorum:
- Eğer şampiyonluğa giden takımların şike yaptığı sonucuna 6 ay sonra ulaşılırsa Trabzonspor'un, Bursaspor'un, veya belki de Gaziantepspor'un kaybedeceği Şampiyonlar Ligi gelirlerini kim tazmin edecek ? Bu takımların Şampiyonlar Ligi etiketi ile yapabilecekleri transferleri yapamamalarının, marka değerlerinin olası yükselişin engellenmesinin fırsat maliyeti nasıl hesaplanacak ve tazmin edilecek ? (Sorunun cevabı belli gerçi; soğuk su.)
- Eğer ki, atıyorum Serdar Adalı'nın kupa finalinde şike teklif ettiği sonucuna varılırsa üstteki sıkıntılar İBB için de geçerli.
- Tüm bunlar Süper Kupa için de geçerli. Maçı hak edenler mi oynayacak ? Hak edip de oynayamayanların mağduriyeti nasıl karşılanacak ?
Tamamen acele alınmış bi karar malesef. Avrupa Kupaları'nı erteleyemezler tabi ama ligi 1 ay ertelersen zaten siyasi iradeyi de devreye sokmuş oluyorsun ve dava sürecini hızlandırmış oluyorsun otomatikman.
Tüm bunların sonucunda UEFA tüm Türk takımlarını 1 yıl men edecek gibime geliyor, ki berbat bi sonuç olur.
@Quaresma
Ama hukuk kesinlik uzerinden yurumeli. Yani ileride sike oldugu kesinlesirse, o zaman dusunulur. Ama su an sike oldugu varsayimiyla Fenerbahce'yi dusurursen ve sorusturma sonunda sike olmadigi aciga cikarsa, Fenerbahce Federasyon'dan cok ama cok saglam bir tazminat alir. Aynisi Besiktas - IBB durumunda da gecerli.
Bence de en iyisi ligi biraz erteleyip "Abi bak elimizden bu kadar geliyor" mesaji vermekti ve surecin hizlanmasi icin bir caba gostermekti. Boyle olunca olmadi.
Ama eger lig ertelen(e)miyorsa, Fenerbahce kume dusurulmemeli bence.
Bizim yönetimin yaptigi bugunku aciklama ne olacak? Hic icime sinmedi,yazik
adalı ve havutçu'nun durumu netleşene kadar yönetimi böyle davranması normal. aklanır aklanmaz ise gs tarafına ışık hızıyla geçecektir bizim yönetim de. elbette ts de aynı şekilde.
eğer öle bişi yapacaklarsa da ayıp, böyle fırıl fırıl dönüp sonra kime ne açıklama yapacaklar...
bu arada yönetim konusundaki en büyük hayalkırıklığım da şudur, dün taraf gazetesi manşetinde beşiktaş'ın şike yaptığının belgelerle kanıtlandığı yazıyodu. bir yönetim bir gazetenin bu iddiası için tek satır açıklama yapmaz mı??
fırıl fırıl dönmek değil ama politik davranmak demek daha doğru bence. çok hassas bir durum söz konusu ve fevri hareketler bize zarar verebilir.
aklıma şöyle bir soru geldi. diyelim fb ligin onuncu haftasında düşürüldü ve bu sürede oynadığı maçlardan birinde rakip futbolculardan biri sakatlandı ve sezonu kapattı. oysa fb zamanında düşürülsyedi bu maç oynanmayacak ve o futbolcu sakatlanmayacaktı. tff bu zararı nasıl karşılamayı düşünüyor acaba?
Mhemet ali aydınlar kanaltürkte şey dyordu,'federsayonda bu işe bulaşmış 2 arkadaşımızın görevine son verdk'
ee nye iddanameyi beklemeden görevden el çektirdi..
Kafayı kuma gömelim hep birlikte,maç mı izleyelim?
Kşilerle kurumları ayıralım dyor adam ya,birileri bizimle fena halde dalga geçiyor..
Ya gerekrse 1 yıl yayın gelirleri düşsün ama allah aşkına bi ceza verilsin artık ya:((
http://www.htspor.com/super_lig/haber/647959-italyada-baska-turkiyede-baska
daha tartışmaya gerek var mı?
Liglerin bir sureligine ertelenmesi daha uygun olabilirdi, ancak bu yine de bu capta bir sorusturma buyuk olasilikla bir ay kadar kisa bir sure icerisinde tamamlanamayacagi icin bir ise yaramayacakti. Ustelik sorusturmayi yurutenlere ve federasyona yine ciddi bir baski yukleyecek, kamuoyunu nihai bir karar beklentisi icine sokacakti.
Burda her turlu senaryo uzerine yorum yapanlar var. Fenerbahce 10. hafta dusurulurse Fenerbahce macinda sakatlanan oyuncu icin tazminat talebinden tutun bu sene sampiyonlar ligine katilma hakki elinden alinmis Gaziantepspor'un maddi kayiplarina kadar bir suru olasiliktan bahsediliyor. Oysa bu meselede herkesi tatmin edecek bir yol bulmak mumkun degil. Shelby'nin de dedigi gibi ayni sey Fenerbahce icin de gecerli - kume dusurulmesi durumunda mahkemelerce aklanirsa o zaman Fenerbahce'nin haksiz yere kaybedecekleri ne olacak? Bu daha gecen sene Porto'nun basina geldi, yanlis bilmiyorsam su anda Porto'nun federasyona actigi dava halen devam etmekte ve ciddi bir tazminat beklenmekte.
Daha onceden de yazdigim gibi basina servis edilenlere baktigimiz zaman sorusturmayi yoneten savciligin sike sorusturmasi kapsamina aldigi cogu belge ve gorusme aslinda %100'luk bir kanit olusturmuyor. Misal, Juventus orneginde oldugu gibi "bizim maca su hakemi ata, biz onunla zaten anlastik, maci bize verecek" minvalinde bir gorusme bildigim kadariyla mevcut degil. Bu noktada onemli olan sike yapildigina dair suphe goturmeyecek delil varsa bunlari federasyonla paylasmak. Oysa geri durup baktigim zaman (iktidar-sermaye-futbol iliskisini de bir sureligine askiya alarak) futbol icinde surekli kendine yer bulmus bir takim carpik muhabbetlerin, baglanti yontemlerinin, kisacasi gundelik ve pis iliskilerin bu camianin nisbeten disinda varolan insanlar tarafindan sorusturuldugunu goruyorum. Sacma geliyor ama bir camiada herkes sucluysa o zaman kimse suclu degildir - sucu ureten de, sucun uzerine bina edilen de basbayagi bu cografyadaki futbol kulturudur.
Bu demek degildir ki Fenerbahce, Besiktas, Trabzonspor suc isledikleri tespit edilirse ceza almasin. Aksine, eger suphe goturmeyecek kanitlar elde edilirse hakettikleri ceza hemen kesilsin, buna kimsenin itiraz edecegini dusunmuyorum. Ancak su anda federasyonda yer alan ve bu sorusturmayi takip edenler arasinda bu ise vakti zamaninda karismadigini iddia edenlerin de alnini karislarim. Sahsi beklentim bu olaylarin neticesinde daha cok tesvik ile ilgili bilgiler somut olarak ortaya konacak, ardindan gundem ozellikle bahis ve uygunsuz menajerlik faaliyetleri ile ilgili cete sorusturmasina dogru evrilecek. Zaten Aziz Yildirim'in cetecilik sucundan iceri olmasini Olgun Peker veya muadili insanlar ile yapmis olabilecegi gorusmelere bagliyorum. Bu ise bizzat yapanlardan duyuyor, biliyorum, Turkiye'de sikeyi birinci dereceden ve net olarak ifa edenler bizzat menajerler. Menajerlik sinavinin sorularinin calinmasi ve ardindan Peker'in de isminin sorulari alanlar arasinda gecmesi aslinda son donemlerde Turkiye'de daha hukuki bir platforma oturtulmaya calisilan menajerlik sektorunde pozisyonunu kaybetmek istemeyen muglak insanlarin fifa lisansi arkasina siginmak istediklerini gosteriyor. Elbette ingilizce bilmeyen Peker'in bu sinavi gecmesini beklemek de hayalcilik olurdu, tek yol sorulari calmakti.
Günlerdir bütün gazeteler, televizyonlar, internet medyası yazıyor, çiziyor, yorumluyor bizde sabahlara kadar uykusuz orta oyununu takip ediyoruz. Orduyla, istihbaratla, emniyetle ve hükümetle bu kadar içli dışlı olan Aziz Yıldırımın bu teknik takiplerden haberi olmadığına inanıyoruz. Sadece bilmemesi gereken birileride haberdar oldu ve bu sonuç ortaya çıktı. Bu dakikadan sonra orta oyun sahnelenmeye başlandı. Mahmut Özgenerin bırakması yerine M.Ali Aydınların gelmesi bile bu sürecin bir parçasıdır. Bu gün yargılananlar zamanla önce mağdur sonrada kahraman olacaklar. Senaryonun aktörleri sırası geldikçe oyuna dahil olmaktadırlar önce emniyet sonra savcı ve hakimler şimdi kulüpler ön plandadır sıra siyasilerede gelecektir. İlhan Cavcav kendi hakkını bile bu kadar ateşli savunurken görülmezken dün şampiyonluk isteyen Trabzon bu gün ön elemeye sevinir hale geldi. Düne kadar Fenerin en büyük eleştireni Beşiktaş elindeki kupanın sapına Fenerin mağduriyetine destek vererek tutunmaktadır. Eğer burası Türkiye ise mahkemeninde bir çözümü vardır ve buda bellidir ama neticeden önce biraz aksiyon ve heyecan Siyasi ve Ekonomik gündemi bir süre gayet iyi kamufle edeceğinden gereklidir. Yemin krizi, Diyarbakır toplantıları, Kıbrıs, 1650 olan dolar, ikiye katlayan faizler, hebersizce içeriye giren üç beş generalin lafı bile olmaz, çünkü TOP YUVARLAKTIR.
tüpçünün baştan aşağı beşiktaşı batırdığının resmidir, sırada ne var?
Ne olduda Tayfur bu islere bulasti, nasil bu kadar rahat davrandilar? Yaptiklari bir cuval inciri berbat edecek olaylar.
Isin garibi Demiroren hakkinda hicbirsey yokken Adali'nin iceri alinmasi, tersi olsa mutlu bile olurduk.
Bu durumda uefada oynayacak takimimizin yarin oburgun kupa finalini haksizlikla kazandigi ortaya cikarsa uefadan nasil bir tokat yiyecegimiz hakkinda fikri olan varmi?
Offf cok karisti isler simdi.
ibrahim akın ve iskender kupa maçında şikeyi kabul etmişler, şike yapıldıysa iakın niye bu kadar iyi oynadı, anlayan?
Kupa macında şikeyi kabul ettiklerine dair bir haber yok. Şikeyi kabul ettiler deniyor. Hangi maç olduğu belirsiz.
İbrahim Akın'ın en azından o maçta şike yapmış olması saçma. Eğer yapacağım demiş ve para almışsa yaptığı şike değil düpedüz dolandırıcılığa girer.
Ben Demiröreninde Adalısında değilim, olan o güzel renklere, kurulan kadroya olacak.
Akin 2 gol atti, Iskender penalti yaptirdi, nasil olduysa artik!
Sikeye tesebbusde suc kapsaminda degilmi. Yani adamlarin oynamasi gol atmasi onemli degil, bizimkiler o telefonu acmayacaklardi.
@Poseidon
Dolandırıcı yorumuna katılıyorum. Herif kaç suç birden işlemiş.
Teşvik primi, şike, dolandırıcılık, bir de hocadan fetva isteyerek Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Kanunu'na muhalefet...
Tam bize menejer olacak adammış...
İşin bir de yönetim boyutu var ki tam rezillik.
Bunlar şikeyi bile ellerine gözlerine bulaştırdılar. Hem herifle şike yap hem herif seni oysun, öbürü de şırınga elde beklesin.
Sen nasıl bir yönetimsin aklıma sahip ol Allah'ım.
Arkadaşlar, Akın'ın dinen danıştığı, fetva aldığı hocayı bulalım okusun üflesin de bizim Adalı ile Havutçu mahkemeden salınsın yoksa halimiz duman.
Son olarak Çarşı'nın açıklamaya ne diyorsunuz?...
Bence en iyisiydi bugüne kadar okuduklarım içinde.
Ulan elalem mactan evvel transferi bitirir, oyuncu macta oynamaz, sezon sonu hayvani bir paraya transfer olur ve beraat eder, biz telefon gorusmesi yapariz, oyuncular bize karsi hayvanlar gibi oynar (2 gol 1 asist), sonra transfer falan olmaz ama bizde sike vardir! Vay anasini....
@Mayor
Tesebbus ise ve kabul edilmediyse oyuncular niye mahkemeye sevk edildi?
Eger gercekten suclamalari kabul ettilerse o zaman turk futbolu sicti demektir. Hos, suclamalar kabul edildiyse aninda medyaya sicramasi yine yeniden ilginc, ama artik bu da vakay-i adiyeden. Kupa finali mi, yoksa Fenerbahce maci mi onu da yakinda ogreniriz, ancak zamanlamaya ve Iskender Alin'in da isin icinde olduguna bakarsak muhtemelen kupa macindan bahsediliyor.
Sanirim sirada Galatasaray var. Bu sene olmasa dahi onceki sezonlardan bir takim seyler sizabilir.
Gercekten ulkede futbol bitmek uzere. Belki bizim cocuklar filan keyifli bir futbol ortami bulabilirler, ama bizim icin is isten gecti galiba.
Sokayım ben böyle işe.33 yaşındayım 33 senem yalanmış.çocuk aklımla zalada sövdüğüm günlere yazıklar olsun.benim takımım yapmaz biz yeniliriz ama şerefimizle yeniliriz derken olan işlere bak.almasaydık o kupayı dicem ama.demekki tigana zamanında kayseri erciyestende kupayı biz hakem ile kazandık.lazarova net penaltı vermemişti o maçta da hakemi ayarlamışlar demekki bir kupa için.harbi salakmışlar bizimkiler 3 temmuzdan bu yana kaçsaydınız ya salaklar avusturyadan kendi elleriyle geldiler birde.aziz in içeri atıldığı yerde serdal adalı ya tuvalet temizletirler zaten düşünmem lazımdı.koyun götüne rahvan gitsin.seneye bank asya bize şampiyuonlar ligi olur.olmazsa amına koyum zaten.en üzüldüğüm nokta harbice şike yapmak değil şikenin ustası gs liler temiz kalacak biz kirlendik.
olayların sorumlusunu buldum; SCHUSTER, istifa etmeyecektin:(
Benim bildiğim Beşiktaş'ta sadece alnı öpülecek adamlar vardı/çoğunluktaydı...
Meğer suratına tükürülecek insanlar daha çokmuş...
İster aklansın, ister arınsın, isterse en tepeden temiz kağıdı getirsin.Benim asbaşkanım, takımdan yolladığım bir topçuyu, bir kupa maçı için arıyorsa zaten iş bitmiş biz ne konuşuyoruz.
Yanarım yanarım neye yanarım biliyor musunuz
Bir oğlum var 5.5 yaşında. İş gereği çok seyahat ettiğim için özlüyorum, özlediğimden de bazı geceler onunla beraber yatıyoruz. Geçen gece Aziz içeri alınıp, işler ayyuka çıktığında, bana yatakta aynen şöyle dedi. "Baba Fenerliler bizi hep hileyle yenmiş dimi. Biz hile yapmadığımız için yenilmişiz."
Ben de ona; "Evet biz hile yapmayız. Kazanırız, kaybederiz,üzülürüz, seviniriz ama hile yapmayız. önemli olan oynamaktır..." mealinde dert anlattım.
Mutlu oldu çocukcağız...
Şimdi yaşadıklarımıza bak.
Kendimi, Valeranga maçı sonrası, Şifo'ya ağlayan babaya benzetiyorum; Bir yandan ağlıyor, diğer yandan da "Ben şimdi oğluma ne derim kaptan" diyordu.
Ulan Adalı, Ulan Tayfur, söyleyin bakayım;
Ben şimdi Efe'me ne diyeceğim...
Ergenekon, polisler ve savcılar tarafından mı sulandırılıyor?.. Gerçekleri kabul etmek ağır mı geliyor? Bu ifadelerle Shelbyl, ergenokon davasının Lube Ayarı olmuştur gözümde. Kronik ideoloji hastalığından bir an önce kurtulmanız ümidiyle..Zira artık yeni Türkiyede siz ve Lube ayarlar ciddiye alınmayacaklar gibi geliyor. Kuçük "hebelehebele" zümreler haric..
Saygılar
Tayfur'a bokunu ye desen, kendi bokunu yemekten aciz bir adam... Ben de anlamadim, Tupcu mu yakti bunlarin basini acaba...
@Adsiz
Hangi gercekler sevgili Adsiz?
- 3 yildir tamamlanmayan sorusturma gercegi mi?
- Yuce devletimizin kafasina eseni 10 yila kadar, hakkinda hicbir yargi sureci islemeden tutuklu tutabilecegi gercegi mi?
- "Derin devlet" denince akla ilk gelen Mehmet Agar'a hala daha dokunulmadigi, JITEM denen kurumla dogru duzgun hesaplasilmadigi, Ergenekon'un Dogu ve Guneydogu'ya ugrayamadigi gercegi mi?
- "Silahli teror orgutu" diye baslanilan sorusturmanin, Veli Kucuk gibi isimlerden 1 numaraya gitmek yerine, "Ergenekon bir zihniyettir" deyip de Ahmet Sik ve Nedim Sener gibi olsa olsa 2376 numara olabilecek isimlere gidip orada durdugu gercegi mi?
Sukur ki internetin hafizasi kuvvetli, davanin basindan sonuna dek ne yazdigim ayan beyan ortada.
Gerisini okudugunu idrak edemeyenler dusunsun.
Burayi futbolla alakasiz politikaya bulastirmak istemezdim, lakin birisi gelip "Lube Ayar" diye niteleyince beni, sessiz kalamazdim. Ozur dilerim.