31 Mayıs 2011 Salı
İki Maça Bakar
Beşiktaş Mustafa Denizli'nin yönetiminde ilk devreyi 6. sırada bitirmiş. Tribünde "Söylesene hoca, takım niye oynamıyor...", sahada Ankaraspor maçı...
Devre arasında Almanya'dan Fabian Ernst transfer edilir. Şimdi dönüp bakalım, Ernst'in şampiyonluğun kilit oyuncusu olacağını, olabileceğini söyleyebilir miydik? Bugün dönüp baktığımızda "Evet!" diyoruz, Ernst o sezon Beşiktaş'ın şampiyonluğunda olmazsa olmaz bir rol oynamıştır.
Peki Ernst o rolle mi transfer edilmiştir? Hayır!
Bu sezonun başına dönelim. Fenerbahçe'nin şampiyonluğuna tek inanan grup Fenerbahçe taraftarlarıydı. Aykut Kocaman'ın o fiyasko başlangıcı, ilerisi farklı, gerisi farklı şarkıyı çalan Fenerbahçe futbol takımı...
O Fenerbahçe, ligin ikinci yarısını domine etti. Rakiplerini sürklase etti. Sonuçlara bakarsak; tartışmasız.
Peki oynanan oyun alınan skorları teyit ediyor muydu, orası şüpheli. Fenerbahçe'nin bu denli yüksek bir grafik çizmesinin temel nedeni, ikinci yarının ikinci maçında Trabzonspor'u yenmiş olmaları oldu. Ondan sonrası yokuş aşağı...
Peki 8 ay geriye dönsek ve ligi tekrar oynatsak. Beşiktaş birinci, Galatasaray ikinci, Fenerbahçe altıncı bitirebilir mi? Bence hiç de az ihtimal değil.
Türk futbolunda başarı ve başarısızlık, önemli ölçüde "hava" ve "birliktelik" kavramlarına dayanıyor. İlk yarının sonunda şampiyonluğa oynama ihtimalin matematik olarak yüksekse sonuna kadar gidebiliyorsun. Yüksek değilse 30 puan fark yemen olası.
Fenerbahçe aynı oyuncu kadrosu, aynı teknik direktörle gelecek sezon 30 puan fark yiyebilir. Yer veya yemez ayrı. Lakin bunun ihtimalinin olması, hem de hiç düşük olmaması, bize Türk futbolundaki zemin oynaklığını işaret eder. Avrupa liglerinde bu çeşit bir oynaklık söz konusu değil. En azından bu düzeyde değil.
Bir oyuncu, bir maç, bir gol tüm sezonun belirleyicisi olabiliyor. Düzen, sistem, planlanan başarı kavramları yok veya yok noktasına yakın. Avrupa liglerine oranla keskin iniş-çıkışlar yaşanabilen, sürpriz üretme ihtimali o liglere oranla daha yüksek bir ligimiz var.
Peki daha 11'i niceliksel olarak bile oluşturulamayan Galatasaray gelecek sezonun şampiyonu olabilir mi?
Fenerbahçe bu sezon ilk yarı performansıyla şampiyon olabilir miydi?
Beşiktaş Ernst'i almasa şampiyon olabilir miydi?
Sezon başladığında Bursaspor'un şampiyon olacağını tahmin eden tek bir kişi var mıydı?
Bu ligde 2 iyi transferle, kritik 2 maçtan alınmış puanlarla ligin ikinci devresine kendinizi atabilirseniz sonuna kadar gidebiliyorsunuz.
Biletinizi alıp şansınızı kovalayacaksınız.
Sistem, düzen gibi kavramları yine sevmeye devam edeceksiniz ama sırtınızı onlara dayamayacaksınız. Zira ligin 1. haftası geldiğinde oyuncu kadrosu yeni, hocası yeni, yönetimi yeni, stadyumu bile yeni olan Galatasaray, Türkiye'deki hiç bir takımın gerisinde olmayacak. Buna da Fatih Terim'in üstün teknik direktörlüğü değil, zamanı doğru kullanmayan diğer takımlar yol açacak. İlk iki maçı 2-0, 3-0 alsın buradan tekrar konuşacağız. Taraftarı, medyası Galatasaray algısını baştan yazacak. İşte o anda da Galatasaray'ın şu 2-3 senelik geri kalmışlığı da son bulmuş olacak.
Ne oldu sisteme, düzene, yapıya?
Yandı, gitti, kül oldu.
İki maça bakar...
Devre arasında Almanya'dan Fabian Ernst transfer edilir. Şimdi dönüp bakalım, Ernst'in şampiyonluğun kilit oyuncusu olacağını, olabileceğini söyleyebilir miydik? Bugün dönüp baktığımızda "Evet!" diyoruz, Ernst o sezon Beşiktaş'ın şampiyonluğunda olmazsa olmaz bir rol oynamıştır.
Peki Ernst o rolle mi transfer edilmiştir? Hayır!
Bu sezonun başına dönelim. Fenerbahçe'nin şampiyonluğuna tek inanan grup Fenerbahçe taraftarlarıydı. Aykut Kocaman'ın o fiyasko başlangıcı, ilerisi farklı, gerisi farklı şarkıyı çalan Fenerbahçe futbol takımı...
O Fenerbahçe, ligin ikinci yarısını domine etti. Rakiplerini sürklase etti. Sonuçlara bakarsak; tartışmasız.
Peki oynanan oyun alınan skorları teyit ediyor muydu, orası şüpheli. Fenerbahçe'nin bu denli yüksek bir grafik çizmesinin temel nedeni, ikinci yarının ikinci maçında Trabzonspor'u yenmiş olmaları oldu. Ondan sonrası yokuş aşağı...
Peki 8 ay geriye dönsek ve ligi tekrar oynatsak. Beşiktaş birinci, Galatasaray ikinci, Fenerbahçe altıncı bitirebilir mi? Bence hiç de az ihtimal değil.
Türk futbolunda başarı ve başarısızlık, önemli ölçüde "hava" ve "birliktelik" kavramlarına dayanıyor. İlk yarının sonunda şampiyonluğa oynama ihtimalin matematik olarak yüksekse sonuna kadar gidebiliyorsun. Yüksek değilse 30 puan fark yemen olası.
Fenerbahçe aynı oyuncu kadrosu, aynı teknik direktörle gelecek sezon 30 puan fark yiyebilir. Yer veya yemez ayrı. Lakin bunun ihtimalinin olması, hem de hiç düşük olmaması, bize Türk futbolundaki zemin oynaklığını işaret eder. Avrupa liglerinde bu çeşit bir oynaklık söz konusu değil. En azından bu düzeyde değil.
Bir oyuncu, bir maç, bir gol tüm sezonun belirleyicisi olabiliyor. Düzen, sistem, planlanan başarı kavramları yok veya yok noktasına yakın. Avrupa liglerine oranla keskin iniş-çıkışlar yaşanabilen, sürpriz üretme ihtimali o liglere oranla daha yüksek bir ligimiz var.
Peki daha 11'i niceliksel olarak bile oluşturulamayan Galatasaray gelecek sezonun şampiyonu olabilir mi?
Fenerbahçe bu sezon ilk yarı performansıyla şampiyon olabilir miydi?
Beşiktaş Ernst'i almasa şampiyon olabilir miydi?
Sezon başladığında Bursaspor'un şampiyon olacağını tahmin eden tek bir kişi var mıydı?
Bu ligde 2 iyi transferle, kritik 2 maçtan alınmış puanlarla ligin ikinci devresine kendinizi atabilirseniz sonuna kadar gidebiliyorsunuz.
Biletinizi alıp şansınızı kovalayacaksınız.
Sistem, düzen gibi kavramları yine sevmeye devam edeceksiniz ama sırtınızı onlara dayamayacaksınız. Zira ligin 1. haftası geldiğinde oyuncu kadrosu yeni, hocası yeni, yönetimi yeni, stadyumu bile yeni olan Galatasaray, Türkiye'deki hiç bir takımın gerisinde olmayacak. Buna da Fatih Terim'in üstün teknik direktörlüğü değil, zamanı doğru kullanmayan diğer takımlar yol açacak. İlk iki maçı 2-0, 3-0 alsın buradan tekrar konuşacağız. Taraftarı, medyası Galatasaray algısını baştan yazacak. İşte o anda da Galatasaray'ın şu 2-3 senelik geri kalmışlığı da son bulmuş olacak.
Ne oldu sisteme, düzene, yapıya?
Yandı, gitti, kül oldu.
İki maça bakar...
Etiketler:Gürcan Ulusoy
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
DERBİ POZİSYON ANALİZLERİ - 1- 0:24 saniye! Gatasaray'ın ilk etkili atağı. Burada en büyük hata *Jailson'un partneri Serdar Aziz'e gereksiz yakınlığı oldu.* Seri burada muhteşem bi...4 yıl önce
-
Feda, Sefa, Farklı Olsun bu Defa - Beşiktaş'ın son dönemini iki ana çizgi olarak ikiye ayırmak mümkün. 1- Yıldırım Demirören dönemi 2- Fikret Orman dönemi. Ben Yıldırım Demirören dönemini te...5 yıl önce
-
Bir Sağ Bek, Üç Mevki: Aaron Wan-Bissaka - Premier Lig geçtiğimiz hafta başladı. Hem takım hem de oyuncu bazında her sezon yeni bir hikaye demek. Galiba geçtiğimiz sezon hiç de fena bir görüntü verm...6 yıl önce
-
Duhuliye - Duhuliye'den 5 ay önce haberim oldu. O da bu fotoğraf sayesinde. Bunca zamandır nasıl hiç duymamışım derken, etrafımdaki çoğu Beşiktaşlının da bilmediğ...7 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadele...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...10 yıl önce
-
Manchester United - Burnley maçı - Manchester'ın ligin yeni takımı Burnley deplasmanında galibiyet alması bekleniyordu ama yine olmadı. Geride kalan 3 haftada takım henüz galibiyet görem...10 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189511 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
Hiç Unutmadığım... - 17 sene önce bugün tek bir imzanın milyonlarca insanı bu kadar etkileyebileceğini tahmin edemezsiniz. O adam hakkında bir sürü yazı yazdım, hala okuyan ...11 yıl önce
-
-
14 Yorum:
2 maça 2 de hakeme bakar
:) çoğaltılabilir.
"Peki 8 ay geriye dönsek ve ligi tekrar oynatsak. Beşiktaş birinci, Galatasaray ikinci, Fenerbahçe altıncı bitirebilir mi? Bence hiç de az ihtimal değil."
bu kadro için bakkal hesabı yapıp şampiyonluk için yeterli sayıda gol atamayacağını söyleyenlerden biri de Gürcan diye hatırlıyorum ben. o zaman burada bir çelişki olmuyor mu?
belki de 1 maça, 1 transfere bakar dediğim transferi yapamamışızdır.
mesela simao yerine bir uzak forvet almış olsaydık "hiç de bunu planlamamışken" şampiyon olabilirdik.
beşiktaş ernst'i almasaydı o sene şampiyon olamazdı.
belki bu sene o ernst'i almışızdır. bu sene almamışızdır.
normalde bir takım bir oyuncuyla şampiyon olmaz. ama burada oluyor. onu diyorum işte.
beşiktaş şampiyonluğa belki de 1 transfer mesafedeydi.
veya 1 sakatlık.
alex sakatlansaydı mesela.
büyük ve ciddi takımlarda böyle ihtimaller minimize edilir.
burada öyle değil.
o zaman umarım bu senenin "ernst"i pektemek olsun.
Ayıptır söylemesi benim için çoğu süpriz olmadı.Sene başında herkes lig yarışında Beşiktaş'ı favori görürken şampiyonluk için Trabzonspor ve Fenerbahçe'nin çekişeceğini ön görüyordum.
Şampiyon olduğumuz yıl da hiçbir zaman ümidimi kaybetmedim.Altıncı sıraya düştüğümüz zamanlarda bile şampiyonluğumuzdan emindim.
Bir tek geçen sene çok süpriz oldu ama o kadarı da olsun.Sonucunda yıllar sonra Anadolu'dan şampiyon çıktı.
Gelecek sene için konuşmak erken.Bir Selçuk transferiyle Gs ligin en büyük favorisi olamaz.Zaten Selçuk'un bu kadar apartılmasını şaşkınlıkla izliyorum.Selçuk,Şenol Güneş gelene kadar kıçını kaldıramayan,oyunda kaybolan,sorumlulutan kaçan tembel ama potansiyelli bir anadolu topçusuydu.Şu an 25-26 yaşındaysa,kariyerinde sadece 1 sezon top oyanmışlığı vardır.Şenol Güneşsiz nasıl performans gösterecek göreceğiz.Tabi bu söylediklerim Egemen için de geçerli.
Hava olayına katılıyorum. fener basını takımını bir güzel havaya soktu, basın açıklamaları savaşlarının, hakem odası ziyaretlerinin hepsinde bir şekilde fener haklı diğerleri ortamı gerenler oldu. tsyd fenerbahçe dışında tüm takımları kınadı, lig tv zaten kötü giden gs'den dolayı müşteri kaybetmişti fenerin de kötü gitmesini istemediğinden yayınlarıyla açıkça tarafını belli etti.. sonunda tr'de hava yaratıldı, son gazlar verildi, sahaya çıkan rakip psikolojikman geriye yaslandı, maçlar tek kale geçti, gereksiz yere geriye yaslanan rakip faul yaparak durdurmak zorunda kaldı, duran toplar çoğaldı ve lugano 8 golle sezonu tamamladı..
Sistem, duzen altyapi dedinizde, su videoda bu kavramlarin bir acilimi yapilmis.
http://www.youtube.com/watch?v=NDsGMt0M4vc&feature=share
Q7, Simao ve Guti'den ise yarayan bir kombinasyon cikacagini dusunmuyorum. Diger oyuncularin uzerine cok yuk bindiriyorlar ve ayrica digerleri anlaminda da onlari sirtlayabilecek oyunculara sahip degiliz. O yuzden onumuzdeki seneden pek umutlu degilim. Benim uzerinde durdugum konu yerli bir iskelet olusturulmasi. Sonra egrisinin dogrusuna denk gelmesi olasiligi daha yuksek.
Amma seneye Almeida arkasinda oynatilan bir Pektemek cok kritik bir oyuncu olabilir. Sezona bu sekilde baslanacagini dusunmuyorum fekat ilerleyen surecte bir firsat gelecektir. Kendisini yeniden tanimlayabilmesi icin her turlu dogal kosul ve onu baskalasmaya zorlayacak driving force mevcut.
Ersan da gelirse 5 tane (Cenk, Ersan, Necip, Ismail, Pektemek) su an icin henuz hah pozisyonunun en iyisi diyebilecegimiz bir oyuncu olmayacak ama en azindan gelecek vaad eden oyuncular diyebiliriz; yas ortalamalari 23, gelisim gosterebilirler.
Hilbert (sag bek), Sivok, Fernandes, Simao, Q7 ve Almeida oynar; Guti ve Ernst yedek bekler. Hatta deplasmandaki zor maclarda orta sahada Ernst ile baslarsin, kazanman gereken maclarda Fernandes ile. Guti sikisan oyunu acmak icin B planinin agababasi olur. 15, 20 dakika, yarim saat duruma gore takilir. Egemen ve Toraman yedek olurlar. Kalan ikiliyi de artik duruma gore tamamlarlar.
Eger takim iyi idare edilir, oyuncularin gelisim gostermesi saglanir ve sans da yanimizda olursa sampiyonluk potasinda yer almak mumkun olabilir. En azindan bu sene oldugu 10 hafta onceden aval aval bakmayiz.
işte o transfer 2004 te Fb için Nobre oldu (ironik değil mi?) ne yazık kibizim de, ilie olarak elimizde patladı. hem şampiyonluk hem de ilhan gitti ve 5 yıl daha adam olamadık.
Bu arada cok alakasiz ama, Hani Emenike sakatti? Nijerya macinda hic oyle gorunmuyordu?
Bir baska konuda Aziz yildirim in demecleri. daha bir sene once kendi Rustuye demedigini birakmadi.
Simdi onu unuttu, BIR TAKIM KESIMLER her sene malum olan seyleri yapiyor diyorlar.
Insanlari enayi yerine koyuyorlar.
Rakip kulup baskani yalan soyler, federasyonu yalan soyler, kendi kulubumun baskani yalan soyler, futbolcusu yalan soyler.
Yok egemenle gorusmuyorlarmis. Ahlaki degilmis. Lig biter bir gun sonra sonra transfer biter.
Gorusme baslar 20 dakika sonra transfer biter.
Selcuk inan roportaj verir. Milli mac sonrasi bakacaz transfere, su anda Milli Takimdan baska bir sey dusunmuyorum der. pat aksam GS ye transfer olmus.
Su futbolu getirdikleri hale bakin.
Nefret ediyorum.
alakasız tüm konuları blogun yukarısında yer alan listeden "forum" başlığı altında yazıyoruz bundan sonra....
yazdığın neredeyse her şeye katılıyorum ama bir yerde şerh koymak zorundayım. avrupa liglerinde de bu çeşit bir oynaklık gayet söz konusu olabiliyor. nantes fransa'da 2000-2001 sezonunu şampiyon tamamladıktan sonra, 2001-2002 sezonunu liderin 23 puan gerisinde 10. sırada bitirdi. almanya'da wolfsburg 2008-2009 sezonunu şampiyon tamamladıktan sonra 2009-2010 sezonunu liderin 20 puan gerisinde 8. bitirdi. Blacburn PL'yi 94-95'de şampiyon tamamladıktan sonra, 95-96 sezonunu liderin 21 puan gerisinde 7. bitirdi. la liga'da valencia 2003-2004'de şampiyon olduktan sonra, 2004-2005 sezonunu şampiyonun 26 puan gerisinde 7. tamamladı. yani dediğin doğru olsa da, bence temellendirmede hata var.
işte o durumlar o kadar ekstrem durumlar olmuş ki, hala hafızanda :)