.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

20 Mart 2011 Pazar

Ne değişti?

35 puanlı Manisaspor'a karşı 93. dakikada 0-0'lık skoru korumak için oyuncu değişikliğine giden Beşiktaş'ın 43 puanlı lig 5.si Kayserispor'u net bir skorla yenmesi elbette bir şeylerin değiştiğinin göstergesi... Bu noktada rakibin form düşüklüğünün de payı yadsınamaz, zira her maç dokuz doğuran Beşiktaş defansının özellikle ikinci yarı çok rahat oynamasında Kayserispor'un dağınıklığı önemli rol oynadı. Maç başladığında Beşiktaş'a nazaran daha istekli, daha kendinden emin bir Kayseri bekliyorduk, gayet de yanılmışız.

Beşiktaş'a gelecek olursak... Elbette teknik direktör değişikliği kötü gidişten bunalan futbolcular için bir rahatlama fırsatı oldu. Kötü gidişte en az Schuster kadar hataları vardı ama neticede onlar futbolcuydu, kendilerine verilen görevi uygulamaya çalışıyorlardı. Teknik direktör hatalarını, şahsi hatalar(Ferrari, Sivok, Toraman vb vb) izledi... 17'de 17, İBB, Kiev, Fener, Trabzon derken Beşiktaş "takım olarak depresyona girdi". Tayfur Havutçu'nun gelişi, bu depresyondan çıkmak için en iyi fırsattı. Futbolcuların, bir hafta öncekinden daha hırslı olmasının sebebi tam olarak budur bence. Yoksa Schuster'den nefret edip Tayfur'u sevme durumları falan, bunlar komik şeyler...

Ama senelerdir futbolla yatıp kalkanlar bilir ki teknik direktör gazı en fazla 2-3 hafta sürer. Futbolda sadece gazla hiç bir şey yapılmaz. Fatih Terim yapamadı ki Tayfur yapsın... Beşiktaş'la ilgili en çok merak ettiğim husus, gazın yanında gelen değişikliklerin takımı ileriki haftalarda nasıl etkileyeceği... Guti, artık stoperden top almak için ceza alanımızın önüne gelmiyor. Stoperden top alma işini artık Ernst(MC1), Necip(MC2) ve hatta bekler yapıyor. Bu sistemin işlemesi (ki dünkü maçın ilk yarısında işlemedi) rakibin cezasahasına Q7-Guti-Simao-Bobo(Almeida) dörtlüsünün kurulması anlamına geliyor. Rakip ortasahayı geçmekte zorlanınca da bu dörtlü bir şekilde cezayı kesiyor. Burada bence olay, dörtlünün ceza kesmesi değil, rakibin ortasahayı geçmekte zorlanmasıdır. Ki bu da Ernst-Necip'in agresifliğinin bir meyvesi, başka bir şey değil. Geriye yaslanmayan iki ortasaha, tabiri caizse, ölümüne mücadele edip "Ortasaha geçilmez" demiştir dün. Bu rolü ilerde Fernandes de üstelenebilir ama o enerjiyi Aurelio bulur mu, şüpheliyim.

Bütün bunları konuşurken bir kez daha belirtelim; Kayserispor'un düşen form grafiği bizi yanıltmış olabilir. Dün Beşiktaş'ın zayıf halkasını zorlamaktan çok uzaklardı. Tayfur Havutçu'yla neyin değişip değişmediğini görebileceğimiz 10 maç olacak. Hedefimiz kupa ve Beşiktaş adına yakışır, ilkeleri olan futbol... Heyecanla bekliyoruz. 

Beklerken de ufak notlar alıyoruz:
  1. Ekrem sağ bekte aksıyor ve bu Ekrem'in suçu değil. Kupa maçına kadar Rıdvan veya Hilbert ilk 11'e adapte edilmeli. Rıdvan'ın maç eksiği olduğunu düşününce eldeki tek alternatif Hilbert, ki ilk 18'e giremedi dün.
  2. Yedek stoper ve bek yokken Hilbert ve Sivok ilk 18'e giremiyorsa burda bir sorun var demektir. Tayfur Hoca, Aurelio ve Fernandes'in stoper olarak da oynayabileceğini düşünüyor heralde.
  3. İsmail Köybaşı bugün çok istekliydi, alnından öpüyoruz.
  4. Q7 gene yaptı yapacağını, bir de şu sağa sola ayak sallama huyu olmasa...
  5. Hoşgeldin Ernst...
  6. Sen de hoşgeldin Almeida...
  7. Halis gol gol gol...
  8. Stat kayıyor (ama kime)


17 Yorum:

makavel dedi ki...

schuster in nasıl olurda ortayı nobre aurelio gutiye teslim ettiğini aklım almıyor.zaten sezonada böyle başlamış ve 6.haftada takım ikincilige kadar yükselmişdi.
Tayfur sadece dogruyu yaptı extra bir şey yapmadı...
skoru bulduktan sonra 70 de gutinin yerine fernandesi, simaonun yerinede hilberti soksaydı çok daha rahat bir maç seyredebilirdik..
genede kendisine 10 dakikada olsa rüyalarımı süsleyen necip ernst fernandes üçlüsünü seyrettirdigi için teşekkür ederim.

makavel dedi ki...

burda ne değişdi sorusunun cevabıda ernst olur abi...

AQ-47 dedi ki...

Gerçekten de Ernst ve Necip oyunu iki yönüyle de harika oynadılar. İkisi de CM idi DM değil. Zaten "çıpa" adamlar orta shayı ofansif olarak zayıflatıyor bence. Necip'in giderek Ernst'in oyun tarzını benimsemesi ve ofansif katkıları hoşuma gidiyor. 3 sene sonra Ernst olmayacak ama Necip yetişmiş olacak. Guti'nin geri gelmemesi ileriki haftalarda bu oyun sisteminin iflas etmemesini sağlayacaktır, çünkü fizik gücünü ekonomik kullanıyor. Hilbert'i takımda görmek istemiyorum, ekrem şu haliyle bile ondan daha iyi. Rıdvan maçlara nasıl hazırlanır, işte Tayfur'un meselesi de bu olacak.

enorton dedi ki...

@Makavel

Hilbert tribundeydi abi :) Her maç 2 yabancımız tribunde olmak zorunda bu yüzden Ekrem oynuyor, yoksa Tayfur da orda Hilbert'i kullanmak istiyordur eminim.

QuaresmA dedi ki...

Tayfur Havutçu'da belli bir teknik direktör karizması var. Yıllarca boşu boşuna kaptanlık yapmamıştır zaten. En azından Schuster gibi eşortmanla çıkmıyor sahaya.

Bu maçtan bağımsız olarak umutluyum ben kendisinden.

Yalnız böyle 1-2 hocanın yardımcılığını yapıp antrenörlerin dan diye başa geçmesini de doğru bulmuyorum çok. Zaten daha çok genç, önünde uzun yıllar var. Gitsin bu işin okulunu bitirsin, diplomasını alsın Almanya'dan. Bu süreç içerisinde de Beşiktaş'a futbolcu izlesin, oradaki maçları takip etsin, hatta eğer bağlantıları kurmak mümkünse bir Bundesliga antrenörünün yardımcısı olsun veya 2. Bundesliga takımının başına geçsin. Kendisine bunlar sağlanabilirse mükemmel olur, 1-2 yıla çok daha hazır bir biçimde takımı yönetir. Aceleye gerek yok, herşey adım adım.

Bu arada artık kendisine Tayfur değil de "Tayfur Hoca" veya "Tayfur Havutçu" diye hitap edilse daha iyi. İlk başta kulağa biraz ilginç geliyor yılların Tayfur'u için, ama taraftar bazında bir saygınlığa erişmesi iyi olur.

makavel dedi ki...

@enorton
hilbertin nerde olduğunu bilemiycemde simao nun değiştirilmesi gerektiğinden adım gibi eminim bir pozisyonda amrabat yanından yürüyerek geçti...o anlamda yazdım!!

yapay dedi ki...

tamamda iyi güzel Hilbert çıktı Ekrem'in yerine, peki hangi yabancıyı dışarı alacağız. birde bu blog yasağı can sıkıyor, 40 takla atıyorum girmek için, taşısakya şunu kendi domainine.

EnisteKolaKoy dedi ki...

hilbert'ten bek olmaz arkadaşlar, aldanmayın. adamını duran topta kovalamıyor adam, açın bakın duran toptan yediğimiz gollere, adamını kaçıran adam hep hilbert. bunun bek olup olmamakla alakası yok olabilir belki duran toplar için ama, normalde de adamın savunma refleksi yok. o yüzden bence acilen bir genç adapte edilmelidir oraya...

hilbertin duran topta çok büyük zaafı olduğu doğru ama devam eden oyunda o kadar konsantrasyon kaybına uğramıyor. abi ekrem öyle dalıp gitmiyor da napıyor, rakipleri topu evirip çevirip ekreme şans vermeden vuruyolar. (ki ekrem'in günahı yok, adam savunma için yaratılmamış besbelli)

EnisteKolaKoy dedi ki...

onu da yapıyor abi, uzaktaki adamı görüyor ve yetişebilecek mesafede kendisine... ama kovalamıyor o adamı, o adamı kapatsa golü yemicez ama gitmeye zahmet etmiyor. o yüzden lazım bir tane sağ bek abi.

Bjk_KnightS dedi ki...

Şimdi düşünürsek hilbert mi ekrem mi diye. yan toplarında hilbert çok büyük hatalar yapsa da hilbert derim. çünkü top kapması bariz daha iyi. ama 6 yabancı sınırının olduğu bir yerde bu kadar yan toptan adam kaçıran, orta yaparken bir kere kafasını kaldırmayan yabancı bek oynatılır mı. oynatılamaz. onun için zorunlu olarak ekrem. iyi bir bek olduğu için değil. türk olduğu için.

Turkiye futbolunda en siklikla ve yakinarak soylenen soz: "Turk oldugu icin".

Alanis Morissette'in bir sarkisi vardi bildik mi?

ozzie dedi ki...

Bence ne Hilbert ne de Ekrem Besiktas'in hedefleri acısından sürekli ilk 11 icin yeterlidir.

Ancak ikisi de calışma disiplini, oynabildikleri pozisyon sayısı ve aldıkları para miktarı nedeniyle kadroda mutlaka bulunması gereken oyuncular.

Ozellikle 6+2+2 sistemi kaldığı sürece Hilbert kadro derinligi icin olabilecek en uygun yabancılardan biridir.

enorton dedi ki...

4-2-3-1 oynadığımız sürece ve sakatlık ya da cezalı olmazsa kadro dışı kalacak iki yabancıdan birisi Ferrari - Sivok ikilisinden birisi olacaktır. diğeri ise hilbert - Bobo ikilisinden biri olacaktır diye düşünüyorum. Rıdvan'ın A2 den geri gelmesi de Hilbertin tribunde daha çok oturacağına işaret.

Bu arada Ekrem, Hilbert, Rıdvan üçü de sağ bek değil :)

BJK4EVER dedi ki...

Bu biraz da kadro planlamasi meselesi. Iyi yerlilerin cogu orta saha oyuncusu, orta saha derken onlibero, box to box, 10 numara, kanat, hepsini kastediyorum. Sikinti ise genelde stoperde ve beklerde var. Biz orta sahada cok fazla yabanci kullandigimiz icin gerisi icin geriye kalmiyor. Diger takimlardaki bekler de devrisme (Gonul, Ekrem, Serkan, Sabri, Tayfun, Balta vs). Biz gercek anlamda bek yetistiremedigimiz icin sikinti olur, bu baglamda Ismail buyuk sans bizim icin. Sagbek meselesine gelirsek, ideal kadroda Hilbert yok, ama yer acilirsa kesinlikle ilk tercih. Ideal kadroda ise macina gore ya Toraman ya Ekrem olmali bence.

enorton dedi ki...

Ersan sakat olmasa Toraman oraya kaydırılabilir ancak bu aşamada Toraman sağbeke geçerse stoperde Ferrari -Sivok oynayacak demektir. Bu da yabancı sorununu ortaya çıkarıyor. Orta saha ve hücum hattında kullanacağımız hiç yerli yok. Nihat bir türlü istenen düzeyde değil, bir tek Nobre kalıyor :)

Bundan 3-4 gün önce kim gelmeli tartışmaları yapılırken bize 4-2-3-1 oynatacak bir hoca gelmeli demiştim, Tayfur hoca daha ilk maçında 4-2-3-1 oynattı takıma :) Belki de aradığımız hoca Tayfur Havutçu'dur...

BJK4EVER dedi ki...

Ben umutluyum abicim. Daha ilk macta formasyon, oyuncu tercihleri, degisiklikler anlaminda tum dogrulari yapti. Belki Nihat Q7/Simao yerine girebilirdi ve Fernandes daha erken girebilirdi, ama ideale yakin yonetti. Ozellikle Guti'yi kullanis bicimi mukemmeldi. Ben acikcasi gencleri oynatmasini yeglerdim, ama hoca kendini gostermek istiyor ve 4.luge inaniyor. En azindan taktiksel anlamda dogrulari yapmasi bile umutlandirici. Tayfur dogrulari yapacaksa kalsin hayhay derim, sportif direktor olarak da Metin Tekin veya Mustafa Denizli gelirse muhtesem olur. Cebini doldurmak icin gelmis egoist bir yabancidan kat kat iyidir en azindan.

Yorum Gönder

Ara