21 Mart 2011 Pazartesi
Mücrimiyet Karinesi
Geçen sene Fenerbahçe, Kasımpaşa ve Ankaragücü maçlarını Serkan ve Murat'ın yediği hatalı goller sonrasında kazanınca taraftarlar "İşte maçı sattılar" söylentilerini ayyuka çıkarmışlardı. Fenerbahçeli taraftarlar ise buna -haklı olarak- tepki göstermişlerdi. Bugünkü Gençlerbirliği - Trabzonspor maçından sonra, aynı söylemi bu sefer Fenerbahçe taraftarları benimsemiş konumdalar.
İki hafta önce Trabzonsporlular hakemden yakınırken, bugün de Fenerbahçeliler hakemden yakınıyorlar.
Ne değişti?
Şimdi "Ama işte Serdar'ın pozisyonunda Serdar'ın önündeki adam ıslık öttürdüğü için konsantrasyonu bozulmuş, ama işte Murat'ın pozisyonunda gözüne güneş gelmiş" gibi bahaneler üretebilirsiniz.
Sizi bilmem ama benim ninemin bıyıkları yok.
Kişi kendinden bilir işi.
İki hafta önce Trabzonsporlular hakemden yakınırken, bugün de Fenerbahçeliler hakemden yakınıyorlar.
Ne değişti?
Şimdi "Ama işte Serdar'ın pozisyonunda Serdar'ın önündeki adam ıslık öttürdüğü için konsantrasyonu bozulmuş, ama işte Murat'ın pozisyonunda gözüne güneş gelmiş" gibi bahaneler üretebilirsiniz.
Sizi bilmem ama benim ninemin bıyıkları yok.
* * *
Sahada olan bitene inanmadan, alınacak her sonuça bir kulp takarak futbol izlemenin zevkini anlamıyorum. Anlasam da rahatlasam.
Ben hep aynı yerde duruyorum: Hakemlerin ve futbolcuların -aksi kanıtlanmadıkça- art niyetli olmadığına güvenmek. Hakemlerin ve futbolcuların hata yapabileceğine inanmak. Bunu nereden mi biliyorum? Kendimden.
Çünkü maç izlerken "Yuh penaltı!" dediğim pozisyonun tekrarına bir bakıyorum, değilmiş. Eh, ben yanlış gördüysem o da yanlış görür.
Çünkü maç yaparken bazen bomboş pozisyonda gol kaçırabiliyor, ya da adam yanımdan koşup giderken arkasından bakakalabiliyor, ya da kapattığım köşeden gol yiyebiliyorum. Eh, benim konsantrasyonum bir an dağılırsa, onun da dağılır.
"Ama o profesyonel, ama o şöyle, ama işte X takımı hep böyle"... Velev ki olsun. Siz hayatınız boyunca yaptığınız her işi tartışılmaz bir mükemmeliyet ile mi icra ettiniz? Yoksa her hatanızı art niyet ile, bir çıkar için mi yaptınız?
Kişi kendinden bilir işi.
* * *
Bir insan, suçu ispat edilene kadar masumdur, ve de suçu ispatlamak zorunda olan iddia makamıdır. Bizde ise ispata gerek kalmadan herkes kirli, ve de suçsuzluğunu ispatlamak zorunda olan savunma makamı.
Son hafta maçı olur, aşırı sinir olur, bir günah keçisi ararsınız. Kabul. Hepimiz ararız. Normal.
Son hafta maçında çok saçma bir skor alınır, çok bariz hatalar olur ve kişi ya da kişiler okları üzerine çeker. Kabul. Soruşturulması talep edilir, edilmezse suçlu aranır. Normal.
Lakin biz daha 26. haftadayız ve de 5 haftadır her hafta birileri maç satıyor.
Peki tuttuğunuz takım son hafta şampiyon olunca nasıl sevineceksiniz? Deliler gibi mi?
Sizdeki de mide değil, işkembe o zaman be kardeşim.
Etiketler:semioticus,Shelbyl,Taraftar
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
DERBİ POZİSYON ANALİZLERİ - 1- 0:24 saniye! Gatasaray'ın ilk etkili atağı. Burada en büyük hata *Jailson'un partneri Serdar Aziz'e gereksiz yakınlığı oldu.* Seri burada muhteşem bi...4 yıl önce
-
Feda, Sefa, Farklı Olsun bu Defa - Beşiktaş'ın son dönemini iki ana çizgi olarak ikiye ayırmak mümkün. 1- Yıldırım Demirören dönemi 2- Fikret Orman dönemi. Ben Yıldırım Demirören dönemini te...5 yıl önce
-
Bir Sağ Bek, Üç Mevki: Aaron Wan-Bissaka - Premier Lig geçtiğimiz hafta başladı. Hem takım hem de oyuncu bazında her sezon yeni bir hikaye demek. Galiba geçtiğimiz sezon hiç de fena bir görüntü verm...6 yıl önce
-
Duhuliye - Duhuliye'den 5 ay önce haberim oldu. O da bu fotoğraf sayesinde. Bunca zamandır nasıl hiç duymamışım derken, etrafımdaki çoğu Beşiktaşlının da bilmediğ...7 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadele...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...10 yıl önce
-
Manchester United - Burnley maçı - Manchester'ın ligin yeni takımı Burnley deplasmanında galibiyet alması bekleniyordu ama yine olmadı. Geride kalan 3 haftada takım henüz galibiyet görem...10 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189511 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
Hiç Unutmadığım... - 17 sene önce bugün tek bir imzanın milyonlarca insanı bu kadar etkileyebileceğini tahmin edemezsiniz. O adam hakkında bir sürü yazı yazdım, hala okuyan ...11 yıl önce
-
-
13 Yorum:
Normal sartlarda haklisin da, burasi Turkiye, mideler bulaniyor bazi seylerden. 8-0'larla Zaladlarla falan sampiyonlugun gittigi, serefli ikincilikleri gormus bir nesiliz biz. Bir kere kir bulasinca, ondan sonra sutten cikmis ak kasik da olsan kafalarda soru isareti hep kalir...
O soru isaretini gidermek icin, yasalara basvuracaksin:
http://www.youtube.com/watch?v=3ZPlK_ZHffg
Ben demiyorum, Suleyman Seba diyor.
Aziz nasil da dinliyor Seba'yi. Belli ki hicbir sey ogrenmemis o gunden bugune...
shelbyl yine döktürmüşsün söylediklerine katılıyorum lakin madalyonun görünmeyen öteki yüzü var o da tff'nin verdiği hakem notlarında bitiyor. Herkes hata yapabilir, hata yapmak bir hakemin hakkıdır ama normal hayatta işimizde hata yaparsak uyarı alırız, o projeden uzaklaştırılmaya hatta kovulmaya kadar gider hatalarımızın boyutuna göre. Fakat insanların içinde esas kuşkuyu uyandıran hakemlerin performanslarının federasyonca düzgün değerlendirilememesi. Şu son maçta Beşiktaş-Kayserispor maçında yapılan sayısız küçük hatadan sonra hakemin en az 7,5 gibi bir not alacağından gelecek hafta da bir maç alacağından eminim. İşte bu böyle olmamalı bence. Hakem performansları daha doğru değerlendirilip, atamalar buna göre yapılsa bence bu hatalar asgari seviyelere indirilebilir.
Ha arada öyle pozisyonlar oluyor ki bence gururlu bir insan bu pozisyonu evde izleyince çıkıp özür dilemelidir. O noktada kimsenin hala art niyetli diyebileceğini zannetmiyorum. Örnek vermek gerekirse şu pozisyonu unutamam.. Karar Devam
http://www.youtube.com/watch?v=Nn9Q8Z-8mME
Ben Turk hakemlerinin iyi olmadigini ve de MHK'nin ve federasyonun da onlar uzerinde sacmasapan bir baski olusturdugunu dusunuyorum, orasi muhakkak. Ama biz de bu surece yardim etmiyoruz.
Biz surekli ve sadece hakemlerin hatalarini elestiriyoruz. Yanlis. Hakem hatalarini elestirmek yerine, o surecin yonetilisini, onlarin egitimini, basin iliskilerini vs. elestirmeliyiz.
Mesela NBA'de hakem yonetimi rezalet. Hatta hakemlerin kendi aralarinda bahis oynadiklari falan gibi bir skandal da aciga cikti yakin gecmiste. David Stern (NBA'in patronu) hakemler konusunda konusanlara hemen para cezasi veriyor vs. Durum vahim. Ama insanlar bu surecte hakemleri ve de Stern'u elestiriyorlar, yildiz basketbolcularin korunmasini elestiriyorlar ama hicbir zaman "Hakemler Lakers'dan para almis, bu sene Spurs'u sampiyon yapmazlar" demiyorlar.
Ya da Cleveland bu berbat halinde Lakers'i yendiginde "Celtics tesvik primi vermis" gelmiyor insanlarin ilk olarak aklina. Ama ben o mactan sonra "Kesin bahis donmustur, ayarlanmis mactir" diyen Turkiyeli arkadaslar gordum sosyal ortamlarda.
Benim elestirdigim zihniyet. Zihniyet dogru sorulari soracak ki, duzeltilmesi gereken seyi bulacagiz.
Yoksa iste haftaya Konya satar, sonra biz satariz, sonra hakem para alir... Bu soylemlerle bu lig karakolda biter, sonra gene "Polisler satmis maci ya" deriz.
@ Shelbyl
"Çünkü maç yaparken bazen bomboş pozisyonda gol kaçırabiliyor, ya da adam yanımdan koşup giderken arkasından bakakalabiliyor, ya da kapattığım köşeden gol yiyebiliyorum. Eh, benim konsantrasyonum bir an dağılırsa, onun da dağılır."
Birader, ben de sende bir formsuzluk seziyordum son haftalarda. Papazın Çayırı sana meyve sepeti göndermiş, ESPN'e gidecekmişsin, Kaddafi kirvenmiş, aklını Juan Figer karistirmis falan diyorlar. Hangi komplonun parcasisin, itiraf et.
Şaka bir yana, ozellikle yazının altında verdigin NBA ornegi çok doğru.
Ancak, burda atladigin önemli bir unsur var.
O da paranoyanın Türkiye icin anlaşılırın da ötesinde gerekli bir savunma mekanizması olduğu.
Amerikalılar televizyonda X-Files seyrediyordu eğlence icin biz ise haberlerde Susurluk davasını.
Bugün bile Ergenekon ve Balyoz davaları sana söyle bir ikilem sunuyor: Ya hükumetin yargıyı gizlice eline geçirmiş ve medya+orduyu devre dısı bırakmaya çalışıyor ya da medya+ordu gizlice hükumeti devirmeye çalışıyor.
Derdim siyaset tartışmak değil. Ancak, senin devletin, yakın tarihin bu kadar çok şüphe uyandırır, kafanda soru işareti bırakırsa, genel olarak daha "işkilli" bir toplum olman kaçınılmaz hale gelir.
Ülkenin en önemli kurumları sürekli zan altindayken, hakemlerin, kulüp başkanlarının, futbolcuların iyi niyetinden şüphe etmemek olmaz.
Acı, üzücü, utandirici ama gercek.
@ozzie
Haklisin abi. Ama o mekanizmayi degistirmek icin bir yerden baslamak lazim.
Bize yakin tarih suphecilik ogretti. Ama cilkini cikararak ogretti.
"Makul suphe" diye bir kavram var hukukta. Biz ilk makul suphe emaresini "kesin dogru" olarak yorumluyoruz.
Aklinda soru isareti olmali, buna kimse itiraz etmez. Ama soru isaretlerini sorgusuz sualsiz unleme donusturmemek lazim.
Lig bitsin, sonra itirazini yap, sorgula, konus, et. Daha hafta 26, zan altinda birakilmayan kulup kalmadi.
Boyle temizlik olmaz, daha cok kirlilik mesrulastirilir, hakikaten halt yiyenler de siyrilir giderler.
Ortada art niyetlerden kaynaklı bir yanlış var. Dediğin gibi bunun hakemlik yapan şahısların art niyetliliğinden kaynaklandığı şüpheli. Ancak tersi de şüpheli. Şüphesiz olan durumsa şudur ki, hakem atamaları, mhk ve futbol disiplin kurulu kararları hatta ligin genelinde total olarak hakem kararları tutarsız,standartsız ve ölçüsüzdür. Emre Belözoğluna tölerans geçilmiyor mu? Bunun sebebi ne sizce? Susalım mı? Aziz Yıldırım soyunma odasıan iniyor? Ceza geldi mi? Gelmedi. Peki susalım mı? İnönüye ya da diğer takımlara mhk her hakemi istediği gibi atarken neden saraçoğluna bazı hakemler atanmıyor bazı hakemler atanıyor? Tesadüf mü? İnsani hata mı? Susalım mı?
Sadece saha içindeki hakem kararlarını göz önünde bulundurarak çıkarımlar yapmaktansa fotoğrafın tamamını görmek daha sağlıklı fikirlere ulaşmamızı sağlar. Hoş ulaştığımız fikirler, bu analiz süreci sonunda önümüzde gördüğümüz sonuçlar oldukça hastalıkla ve adice....
Her hangi birşey gibi anlaşılmasın ama bu blogu bundan çok seviyorum. Tartışmanın gerçekte ne olduğundan bir haber ülkemde şu yorumları okuyunca düşünce gelişmenin ne olduğunun ne kadar güzel bir örneği.
Şimdi gelelim konuyla ilgili yorumuma. Sadece ülke gündemi bence bu denli paranoyanın oluşmasındaki gerçek etken değil. 24 yaşındayım çok eskiyi katamıyorum ama şu son 10 yılda bile ortaya çıkıp örtbas edilen o kadar çok skandal var ki. Belgesiyle kanıtlanan teşvik pirimleri(hatta sonrasında teşviğin o denli etik dışı olmadığını iddaa eden yazarlar bile çıktı) Ivankov'un transfer taksidiydi dendi geçiştirildi, Sinan Engin'in ortaya çıkarılan mafya ilişkisi belli sporcuların maça asılmaması için yapılan uyarıların telefon dinlemesine yakalanması üzerine gelen Rizespor,Akçaabatsebatspor maçları sonrasında Sinan Engin'in istifa etmesiyle örtbas edilmesi, (bunu sadece ben biliyorum) önceki sene başı yarılmasına rağmen maça çıkan yan hakemin başını yaran takımın "fanatik" taraftarı oluşu (yakın bir arkadaşımın eski erkek arkadaşı olması nedeniyle biliyorum ), Hacettepe'de yakın zamanda kurulan son teknolojiyle kurulan Doping merkezi sonuçlarının hiçe sayılması vs. vs. Bunların hepsi başlı başına bir skandaldı, üzerine gerçek anlamda gidilmedi. Kabul edelim Türkiye Futbol Federasyon olması gereken çizgiden uzak, zayıf bir noktada. Hakemleri denetlemeyi beceremiyor, hakem performansı gözetmeksizin her maç aynı puanlar veriliyor. Kulüpler Birliği olayı bence başlı başına bir kanıttır Federasyonun şu anki zayıflığının. Hakemlerin, kulüplerin, futbolcuların, sponsorların vs. vs. futbolun dahilindeki herkesin haklını önceden belirlenen kurallar dahilinde gözetmek TFF'nin görevi değil midir? Bence sağlıklı işleyen bir TFF yapısı bu tartışmaları azaltır. Sonunda bir süre dinlendirileceğini bilen hakem istese de eskisi kadar maç satamaz, ceza alacağını bilen yönetici eskisi kadar MHK'yı etkileyecek konuşmalar yapamaz, TFF'nin gerçekten takip edeceğini bilen taraftar son maçta olduğu gibi sahaya şişe sallayamaz. Biz hala taraftarları fişleyen sporda şiddet yasasından medet umuyoruz. Sonra aileleri tribüne çekelim? Ben kız arkadaşımı maça götürmek istesem fişlenmeye nasıl ikna ederim, bir baba çocuğunu bile bile fişlenmeye götürür mü, bahar yaklaşıyor İnönü önünde nerdeyse her maç öncesi karşılaşırım bir yabancıyla PSG,Tothendam taraftarları Beşiktaş taraflarını görmek için gelmiş olur ben onlara nasıl açıklarım, şimdi sizi suçlu gibi fişleyecekler kimlik vereceksiniz diye. Kusura bakmayın konu biraz saptı ama Türkiye'de sorunlar çok, sorunları çözmesi gerekenlerin ortaya koyduğu teşhisler hep yalnış. Durum böyle olduğu müddetçe Türkiye hep sorunların artmasına gebe.. yazık..
Ben Aziz Yildirim ya da Emre Belozoglu dedim mi ki?
Dedigim su: Sen bugun sahada oynanan oyuna bakip "Mac sattilar" dersen, hakemin bir kararina bakip "X'li" yarin obur gun senin ve senin macin icin derler.
Aziz Yildirim'in soyunma odasi basmasi "somut" bir eylemdir. Iddia vardir, bunun hakkinda yazarsin.
Mac biter bitmez, ve hatta bitmeden, gol olur olmaz "Sattilar iste" dersen onun adi hastaliktir.
Arada kalin bir fark var da, komplolar arttikca o farklar inceliyor.
Kuruyu yasi karistiriyoruz. Hata burada. Otoriteleri goreve cagiracagimiza kahve masasinda, klavye basimizda birbirimizi yiyoruz, esas aktorler parsayi goturuyor.
@St.Ajora
Aynen. Erk sahipleri hedef sasirtiyor, biz de afiyetle yiyoruz.
Sadri Sener, Yildirim Demiroren, Adnan Polat ve Aziz Yildirim bu sene uzerine dusen aciklamalari yaptilar. Simdi sene sonuna kadar taraftarlar yiyecek birbirlerini.
Gecen sene de bu isimler konustu daha ilk yari bitmeden.
E ondan onceki sene de konustular. O zamanlar bir de Odyakmaz vardi.
Bunlar her sene konusuyorlar, biz de her sene 20. haftada sike - tesvik - hakem konusmaya basliyoruz.
Kirmizi hapi yutamadik bir turlu, hep mavi hep mavi.
Beşiktaş anteple anlaşmış...4.lüğü alması için son maçta antepe yatıcaz, karşılığında kupadan elenecekler bize :)
öff be, olayı bitirdim şerefsizim...hadi sıkıysa izleyin bundan sonraki maçları keyifle :)
@damacana ya ek;
karşılığında bir de cenk tosunu 10mio euroya alcakmışız