.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

16 Şubat 2011 Çarşamba

Kısım I: Yönetimin İyi Yaptığı - Vizyon ve Schuster

(Tam iki haftadır bu yazıyı yazmayı planlıyorum, ama öyle acayip olaylar dönüyor ki gündemin içine yediremedim bunu. En sonunda böyle iki kısımlık bir yazı yazmaya karar verdim, bugün överken yarın da yereceğim.)

Serdal Adalı'nın yönetime katılmadan önce bir beyanatı vardı bilmem hatırlar mısınız, kendisi "Beşiktaş'a Messi ayarında yıldızlar kazandıracağız" minvalinde laflar etmişti. Tabii o zaman -doğal olarak- ti'ye almış, kendisini bir Cem Uzan gibi değerlendirmiştim. Lakin zaman bize bir şey gösterdiyse, o da Adalı'nın cidden yere basan ve ufuk açıcı işler yapabileceği oldu.

Bir tek adam bir şubenin icraatlerini tek başına değiştirebilir mi? Oluyormuş demek. İşte bugün sakız gibi çiğnenen "vizyon" lafının mana kazandığı noktalardan birisi.

İşin ayrıntısını bilmiyorum, ama Adalı'nın -futbol geçmişinin olmadığını da göz önüne alırsak- tek başına bu hamleleri yapması imkansız. Belli ki kendisinin temasları var, bağlantıları var, işi bilenlerden tavsiye alıyor, kendisine önerileni kabul etmek yerine daha fazlasını arıyor. Simao'yu 900 bin Euro'ya, Guti'yi bonservissiz getirmek Türkiye'nin son yıllarda gördüğü en başarılı transferlerdir, ama işin püf noktası o şartları oluşturmaktır.

İşte bu noktada bir ayrımı iyi yapmamız gerekiyor: Beşiktaş'ın vizyonu gerçekten değişti mi? Bu sorunun cevabı sadece boş geyik değil, zira bu sorunun cevabı, Schuster konusunda alacağımız pozisyonu da tamamen belirleyecek nitelikte.

Açıklayayım: Biz Schuster'in gitmesini -kendisi performans açısından tatminkâr bir iş ortaya koymasa da- neden istemiyoruz? Cevap söylemimizde gizli: Schuster'i yedirtmeyiz. Bunu diyoruz hep, çünkü korkuyoruz ki Schuster gidince/giderse yerine bir "öz evlat", ve hatta isim verelim, Şifo ya da Metin gelecek günü kurtarma adına.

Peki hakikaten öyle mi?

Adalı'nın ya da Demirören'in açıklamasıydı bu Schuster'e dair: "Biz hocaya "bize hücum oynat" dedik." Daha Mustafa Denizli görevdeyken Schuster ile bu temas kurulmuştu hatırlarsanız. Buradan şu sonuç çıkıyor: Adalı işi bilenlere sordu, soruşturdu; Türkiye şartlarında hücum futbolu diye tabir edilen oyunu oynatacak bir teknik direktör aradı ve Schuster ismi bulundu. Bunun marketing değeri de hesaplandı ve de böylece imzalar atıldı.

Bugün Adalı'nın, Beşiktaş'ın futbol şubesinin işleyişini değiştirdiği aşikar. Sadece yıldızlar da değil, yerli transferlerinde de mantıklı hamleler yapılıyor, geçmiş hatalardan kurtulunuyor.

Hal böyleyken tekrar soralım: Beşiktaş'ın başına Schuster'den sonra gene benzer karakterde bir teknik direktör geleceğine inanıyor muyuz? Eğer bilsek ki sene sonunda Schuster gönderilecek ve misal, Magath gelecek. O zaman gene "Schuster'i yedirtmeyiz" der miyiz?

Beşiktaş futbol takımından çok teknik direktör geldi geçti, ben üzerinde bu kadar tartışılan ve ismine dair kamplaşılan başka birisini hatırlamıyorum. Bugün bu kadar sertleştiyse söylemler, bunun sebebi bu Schuster'i yerler korkusu değil mi? Yakın zamanda örneği oldu, Galatasaray önce Üstünel'i, sonra onun transferlerini gönderdi mesela. Zaten memlekette hep bir "İsmim -oviç olsa" söylemi trend olmuştur, o önyargı da malumumuz...

Neticede olay Schuster değil, Schuster'in Beşiktaş'ta yıllar sonra gelen akıllı icraatleri temsil etmesi. Schuster'e taraftarın yer yer fazlasıyla yüklediği değer, bir yerde tamamen sembolik aslında.

Hal böyleyken yönetim taraftara bu güveni verebildiği, illa Schuster'in değil ama Schuster ile beraber ortaya koyduğu vizyonun arkasında duracağı izlenimini yarattığı takdirde, Beşiktaş taraftarının bölünmüşlüğü de sona erecektir zannımca.

İşte bunu da yarın inceleyeceğiz, zira yönetimimiz hala daha Halkla İlişkiler konusunda tam bir facia. Ve bu mefhumların birisi mevcut değilken ötekisi de anlamsızlaşabiliyor.

54 Yorum:

Ekrem Ph.D. dedi ki...

Cok dogru tespitler...

Taraftar yillardir takimdaki vizyonsuzluktan, medyada ikinci ucuncu plana itilmekten bikmisti. Schuster'e dort elle sarilmasi bundandir. Hatta oyle bir sarilmadir ki bu, ust uste gelen kayiplara ragmen sirt cevirmeyeceklerdir. Oyle travmalar yasamistir ki bu taraftar, Riza Calimbaylari, Higuain'leri, Diatta'lari bir daha kaldiramaz. O yuzdendir ki tribun haykirmaktadir, kalpten ve isyankar:

"Herr Schuster, unser Herrscher!"

@1 adam coşmuş beyler

Aslinda sorun burada basliyor. Belki de Schuster'e sirt cevirmek sadece Schuster'e sirt cevirmek. Schuster'i elestirmek, illa Higuainlerin ve Diattalarin yolunu acmak degil, hatta belki de Schuster kaldikca Besiktas momentum kaybedecek ve yeniden Higuainlere ve Diattalara mahkum olacak.

Bu ayrimi iyi yapmak lazim. Sembollesmis ve ozunden kopmus anlamlandirmalar azamiyetle hayirli olmazlar.

borasahin dedi ki...

Shelbyl,

Hem yazinda hem de @3 numarali yorumunda dogru noktalara parmak basmissin: "Sembollesmis ve ozunden kopmus anlamlandirmalar azamiyetle hayirli olmazlar".

Dedigin gibi bu ayrimi iyi yapmak lazim.

"Adalı'nın ya da Demirören'in açıklamasıydı bu Schuster'e dair: "Biz hocaya "bize hücum oynat" dedik." Daha Mustafa Denizli görevdeyken Schuster ile bu temas kurulmuştu hatırlarsanız. Buradan şu sonuç çıkıyor: Adalı işi bilenlere sordu, soruşturdu; Türkiye şartlarında hücum futbolu diye tabir edilen oyunu oynatacak bir teknik direktör aradı ve Schuster ismi bulundu. Bunun marketing değeri de hesaplandı ve de böylece imzalar atıldı."

Isin sirri burada yatiyor. Schuster bu mealde dogru tercih midir? Yonetim Schuster ayrildiginda ayni programi baska bir isimle devam ettirebilecek mi? Yoksa "back to the past" mi olacak?

Baska bir acindan yaklasirsak, aslinda bir anlamda iyi de oluyor, bircok futbolcunun defosu ortaya cikiyor ve eleniyor. Bence isimlerden bagimsiz olarak uzun vadeli basari (her sezon sampiyon yarisinda son haftaya kadar var olmak diyelim basitce) gelmesi icin 10 - 12 kisilik (3 - 5 tane kemik oyuncu) yas ortalamasi 22-23 olan bir yerli havuzunun olusmasi gerekli, yabancilar isin kremasidir, her ne kadar 10'a cikinca isler degismeye baslasa da. Su anda 4 tane isim goruyorum. Bu noktaya ulasilmasi onemli.

enorton dedi ki...

Çok güzel tepitler bravo... Schuster'e hayır diyorum çünkü kendisinde en küçük bir parıltı göremiyorum demiştim. Bu demek değil ki, tekrar Rıza Hoca gibi ortalama bir yerli hoca ve Türkiye içinden Tabata, Holosko, Nobre vs düzeyinde oyuncular transfer edilsin. Sene başından beri korkum şuyduki 30 yıllık ömrümde gördüğüm en iyi Beşiktaş kadrosu bu hocayla heba edilecekti. Ve korktuğum başıma da geldi. taraftarın yıllardır içinde bulunduğu psikoz, bir tepki olarak Forza Schuster diyor ve sanırım böyle giderse biz önümüzdeki seneyi de kaybedeceğiz.

Herkesin aklındaki şu; ulan biz Del Bosque'yi gönderdik adam gitti İspanyayı Dünya Şampiyonu yaptı aynı hatayı Schuster'de de yapmayalım. Ancak şurayı herkes kaçırıyor ki Schuster gerçekten çoğunluğun sandığından daha kötü bir hoca. Ya da ben öyle düşünüyorum. Geçen senenin sonuna doğru GS nin yaşadığı travmayı biz ikinci yarının en başında yaşadık. İnşallah sonumuz GS gibi olmaz. Geçen sene bu zamanlarda kendileri havalarda uçuyordu. Başlarında Barcelonanın eski hocası, Baros, arda, Jo, Dos Santos, Keita, Neil gibi üst düzey oyuncuları vardı ve total futbol oynayacaklardı. Yönetim de sonuna kadar biz hocanın arkasındayız diyordu... Sonuç ortada :(

Biraz konuyu dağıttım farkındayım, şöyle özetleyeyim. Schusteri eleştirmek demek geçmiş 10 yılllık periyoda dönelim demek değildir. Q7 yi takım oyunu oynamayınca eleştirmenin karşılığı "sizler Youlalara layıksınız" olmamalıdır...

Gürcan Ulusoy dedi ki...

ben de herkese katılıyorum anasını satayım... güzel yazmışsınız hepiniz. gerçi bu yorumun bi yorum değeri yok ama olsun

makavel dedi ki...

sezon başı ne güzeldi her şey orta sahada guti ernst necip döktürüyordu,altıncı haftada takım ikinciydi..
Memlekette bu kadar çok tartışılıp görevde kalan yabancı hoca hatırlamıyorum bence yolcudur yakında kendisi.Sistem olarak bilememde orta sahada oyuncu tercihleri bariz hatalı kendi sonunu kendi hazırlıyor..

akşam tottenham milan maçını izledim sonra aklıma ankaragücü maçının ilk yarısı geldi,ürperdim...

gürcan gel o zaman şundan bahsedelim "hocam bize hücum oynat" cümlesi teknik olarak sana ne ifade ediyor? ben yönetici olsam "hocam bize futbol oynat" derdim. neyse.

ayrıca hücum oynayan takımın girdiği gol pozisyonu sayısı kaç olmalı? beşiktaşınkiyle kıyaslıcam da

Gürcan Ulusoy dedi ki...

aynen öyle.

manchester city 8 tane beşiktaş parası harcadı hala 9 savunmacıyla çıkıyor.

lig üçüncüsü oldukları için kimsenin sesi çıkmıyor.

küme düşme hattındaki takıma da kimse hücum oynuyor, göze hoş geliyor diye tahammül etmez.

futbol, kazanmak üzerine kurgulanmış bir oyun.

ucunda milyon dolarlar var.

ve insanlar ne kadar aksini söyleseler de, kazanmayı göze hoş gelen futbol oynamaktan öne koyuyorlar.

hayatın gerçeğidir bu.

önce kazanacaksın.

ben mesela taraftarı olmadığım takımın maçında göze hoş gelen oyun oynanmasını isterim. çünkü yenilgi beni üzmeyecektir. ama kendi takımım ise, önce kazansın sonra keyif versin.
çünkü kaybettiğinde ne kadar göze hoş gelirsen gel, yeniksin.

----

ayrıca göze hoş gelen futbolla, iyi futbol arasında da çok net bir ayrım var.

manchester united keyif vermez mesela. ha, başka gözle bakana verir de, tribünü ayağa kaldıracak futbol oynamaz.

onu arsenal oynar mesela.

ama kazanan manchester united olur.

biri göze hoş gelir, diğeri futbolu iyi oynar.

zaten sonuç vermeyen futbol, iyi futbol da değildir.

çünkü iyi-kötü ayrımında kullanacağın yegane kriter, sonuç alıp almadığıdır.

vurursun direkten döner...şanssızlık dersin.

başkası vurur çatala takar.

çatala takan kazanır, direkten dönen kaybeder.

direkten dönen şutu atan adam 4 ay daha şut çalışır. sonra o da çatala takmaya başlar...

şanssızlık diye kestirip atan adam da 4 ay sonra yine vurur yine direkten döner, yine yenilir.

en kolay galip gelen takım en iyi takımdır. en çok hücum eden, en çok şut çeken takım değil.

atarak kazanabileceğin gibi, tutarak da kazanırsın. önemli olan bunları nasıl yaptığındır.

o yüzden, salt olarak hücum futbolu = savunma futbolu... birinin birine üstünlüğü yoktur.

inter barcelona'yı savunma yaparak yener, barcelona madrid'i hücum ederek.

aradaki fark, hangisinin işini daha iyi yaptığıdır.

---

beşiktaş gibi "yıldızlar" üzerinden pazarlanan bir takımın varsa, o yıldızları parlatmaya çalışacaksın.

bunun da yolu yıldızlara sınırsız özgürlük vermektir...

ama neticesi şampiyonluk değildir.

alan razı, veren razı denir bu durumlarda...

cakmaktas dedi ki...

@gurcan peki hocam senin bu "kazanan takim,iyi futbol oynayan takimdir" skor yazarligi diye tabir ettigimiz seyle bagdasmiyor mu sence?
aynen yazida dendidi gibi bugun biz schuster yollanir magath gelir,tranfer politikasi aynen devam eder diyebilsedik bugun olumune schuster cilerin sayisi bu kdr cok olmazdi.bu adam ne kadar inatci,takintili bir adam da olsa kafasindaki planlar isledigi anda guzel bir oyun kurgusu ortaya cikiyor.ama fark surdaki bugun m.denizli veya ertugrul un aksam uyurken hayal ettikleri futbol bu degildir. bu sene bakiyorsun magath in takimi yerlerde,ee magath kotu antrenor o zaman,ne de olsa kazanamiyorlar. futbol dedigimiz seyi biraz daha romantik dusunebiliriz bence,bugun taraftarin yaptigi da budur.guzel futbolun hayali.m.denizli olsa su an belki 10 puan daha fazla toplamis olcaktik ama hayallerimizi cope atmis bir sekilde

Gürcan Ulusoy dedi ki...

ben schuster iyi hocadır, kötü hocadır demiyorum ki.

magath geçen sene başarılır, bu sene başarısızdır... onu da diyebilelim artık.

schuster iyi hocadır. bakarsın kariyerine söylersin.

schuster bu sene başarısızdır. onu da puan durumuna bakar söylersin.

ha çıkar city'i eleriz, başarılı deriz.

çünkü hedefini tutturmuş olur, aşmış olur vs...


skor yazarlığıyla futbolun skor odaklı olması arasında ince bir çizgi var.

futbolda şans faktörünü yok saymıyorum elbette.

ama 34 maçlık bir seride, minimum düzeye iner.

skor yazarlığı tek maçlık bir yorumdur.

takım iyi oynar, gerçek anlamda iyi oynar ama skor alamaz.

ben sana garanti vereyim o takım o maçı kaybeder ama şampiyonluğu alır.

veya hedefi ne ise onu alır.

takım iyi oynuyordu da 15 puan fark yedi dersen kimseyi inandıramazsın.

ama desen ki, iyi oynadık ama maçı kaybettik buna kabul.

mesela, ibb maçı öyle bir maç sayılabilirdi. tek bir maçta her şey olur. tamam ama sen o maçtan 10 tane oynarsan, o zaman adama dur diyorlar...

shelbyl daha başka şeylerden de bahsediyor. olayı yine schuster'e getirip konuyu dağıtmayalım.

postun anlattığı şeyi konuşalım.

cakmaktas, olası bir uefaya bile katılamama durumunda oluşacak romantizmi tahmin edebiliyor musun? ben edemiyorum. böyle bir ihtimalin olması bile bana ağır koyuyor.

Son yazdığım yorumda dayının adından bahsetmediğim için konudan çok sapmış sayılmam. "imaj hiç bir şey, susuzluk her şey demiş" ünlü bir düşünür (Mustafa Sprite), Lig 6.sı vizyonlu bir beşiktaş değil benim hayalim, önceliğim.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

skor yazarlığından anladığım şu

maç 0-0 ve bir maç yazısı var

90+3 biri şut çekiyor, ona çarpıyor, buna çarpıyor ve gol oluyor.

maç 1-0 ve bambaşka bir maç yazısı.

skor yazarlığı budur bana göre.

---

ben hatırlıyorum, metin-ali-feyyaz döneminde durmadan son dakikada gol atıyorduk.

birileri şans diyordu. ama takımın kondüsyonu iyiydi. onlar oyundan düşüyordu, bizimkiler basıyorlardı.
şans değildi bu.

tigana döneminde her maçı 1-0, 1-0 kazanıyorduk. şansa mıydı? bi maçı öyle kazanırsın da, bir çok maçı öyle kazanıyorsan işte o tesadüfen olmuyor.

cakmaktas dedi ki...

hayir tabiki de onu demek istemedim,ama futbolun iyi veya kotu olarak degerledirilme durumunun 10 maclik istatistik in ardindan yapilan bir yorum olmamasinin gerektigini dusunuyorum. yani istatistiki bilgiler bizim gozle gordugumuz butun informasyonlari icermiyor.efendim iste 3 mactir "kotu" oynuyoruz,kazanamakdik gol pozisyonumuz da yok nokta.bence bu biraz ensustriyel futbolun kurbani olmak,ben belediye macindan sonra gercekten de sinirlenmemistim,ama ankaragucu macina sinrlendim cunku hayalimiz sahaya yansimamisti.benim derdim schuster fln degil,acikca soliyim ole sanli sohretli basari fln da degil.ben haftada bir kere macini izledigim takimin sahada o konusa konusa bitiremedigimiz "guzel" futboldan nameler sunmasini istiyorum.bu sene 6.mi bitircez eyvallah, sahaya yansitilan dogrular(istikrarli sekilde olan dogrular)i gormeye devam etcekse raziyim.
hee ayrica ben yonetimin vizyonu fln oldugunu da dusunmuyorum.serdar adali bildigimiz anlamda iyi bir ticaret adami,ama vizyon baska bir sey. yarin biz schuster gittikten sonra magath i gorursek antrenor olarak,veya a2 maclarinda a takimin oyun plani uygulanabilirse o zmn belki vizyon deriz.

kma dedi ki...

"Schuster'i elestirmek, illa Higuainlerin ve Diattalarin yolunu acmak degil"

bu kavram dikkate değer. çünkü tam tersi de mümkün. yani schusterci olmak, "robinho da gelsin" yıldızlar topluluğu olalım demek de değil.

takım oyuncusu hilbertle, bencil q7'den daha iyi hucum edilebileceğini düşünen de olabilir.

ozzie dedi ki...

@shelbyl

Ellerine saglık.

Bu sene getirilen oyunculara bakalım:

Hilbert
Quaresma
Guti
Simao
Almeida
Fernandes
Cenk
Ersan

Bir senede transfer edilen 8 oyuncudan 8'inin de ilk 11 kalitesinde olduğu başka bir seneyi ne Beşiktaş'ta ne de başka bir Turk takımında daha önce gördük. (Tekke'yi ne adamdan ne de transferden sayiyorum.) Hadi yabancıları geçtim, Cenk ve Ersan gibi milli takim kalitesinde genc iki yerli oyuncuyu getirmek tamamen bir scouting mucizesi. (Hoş şimdi bjk4ever "ama Ersan'ın bonservisi..." diye sazı eline alır, ama.)

Bunların ötesinde yapılan Schuster tercihini savunmamın başlıca sebebi şudur: Eğer biz yönetimin günü kurtarmayı bırakıp uzun vadeli düşünmesini istiyorsak, taraftar olarak bizler de aynı stratejik değişimin destekçileri, koruyucuları olmalıyız.

Şimdi bu söylediklerime şaşıracaksınız ancak benim de Schuster hakkında beğenmediğim birçok şey var: Bazı maclardaki kadro tercihleri, geciken oyuncu değişikleri, halkla iliskilerdeki umursamazlığı.

Ancak, Schuster'in önceliği gol yememek yerine gol atmaya vermesine, Ankaragücü maçının ilk yarısı hariç her maça kazanmaya istekli bir takım çıkarabilmiş olmasına, genç oyunculara şans vermekten cekinmemesine, ilk yarıdaki sakatlıklara ve yogun oyuncu trafiğe rağmen takım disiplinini koruyabilmiş olmasına (gecmisten sabikali olan Tekke ve İbrahimler'den Schuster'i sorumlu tutmuyorum) saygı duyuyorum.

Alınan sonuclar ne olursa olsun, yuz kizartici bir suc islememesi durumu haricinde Beşiktaş'ın hocası kim olursa olsun, minimum iki sene verilmeli kanımca. "40 maçta takım oturmaz mı?" diyenlere de ilk yarıdaki akiillara zarar sakatlıkları ve devre arasından bu yana takıma ilk 11 düzeyinde 5 oyuncunun geldigini/döndüğünü (3 Portekizli+Sivok+Ekrem) hatırlatmak isterim.

Devamlılık bir takima yapilabilecek en ucuz transferdir. Umarım hatali transferlerle dolu geçmişimize sünger çekilmesi operasyonu bir kaç kadro derinligi/altyapı transferi dısında tamamlanmıştır ve gelecek seneye hoca ve kadro devamlılığı ile girebiliriz.

Transfer politikasında kendini, Türkiye değil Avrupa standartlarını aşabilmiş olan yönetim, eli değmisken Portekiz'den bir iki tane PR'cı transfer etse de fena olmaz. (Galiba bu yarının konusu...)

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown dedi ki...

acaba bugun schuster gitse bu alınan yıldızlar da gider mi? boyle bir korkuda olabilir mi taraftar uzerinde? schuster ibu kadar da benimsemenin nedeni bu mudur?
soruların biraz daha acıkcası bu olsa gerek...

Adsız dedi ki...

Magath gelecekse Schuster'in gitmesini kesinlikle istemem, Magath ile yildiz futbolcularin yasadigi sorunlari onu az cok taniyanlar biliyor..

Kadromuza donup baktigimizda Magath ile revizyona gidecek isimler cogunlukta, Magath gecen sezon sonu yildizisi kadroya gelse super olurdu ama bu sezon sonu o tur bir disiplin manyaginin gelmesi bu kadroyla isleri daha da sarpa sarar, gelmesi gerekene bir ornek vermem gerekirse Del Bosque olur...

Gürcan Ulusoy dedi ki...

işte ben de tam o da yüzden schuster'den gelip beşiktaş devrimi yapmasını beklemeyi abzürt buluyorum.
beşiktaş'In schuster'i de içine alan bir plan yapması lazım.

geçen sene galatasaraylılara aynı şeyi söylüyorduk.

hatta ntvspor'daki programda tam da şu cümleyi kurmuştum.

"galatasaray'ın bir plan, bir program, bir strateji içinde hareket ettiğini söylememiz için rijkaard sonrası dönemde de ne olacağını, kimin geleceğini, aynı felsefeyi sürdüreceğini görmemiz gerekir..."

ne demişlerdi biliyor musunuz?

"rijkaard giderken yerine kimin geçeceğini kendi belirleyecek..."


türk futbolu galatsaraylı arkadaşlara öyle bir tokat attı ki, tüm algıları şaştı. galatsaray'ın hali ortada.

o tokadı bir de biz yemeyelim.

önce gerçeklerle yüzleşelim.

kaybetsek ne olur, zaten hep kaybediyoruz demeyelim.

beşiktaş bugünlere hep kaybederek gelmedi. kendimizi hafife almayalım.

BJK4EVER dedi ki...

Schuster gittigi zaman Besiktas'in vizyonu mu kuculecek? Bu kaniya nasil variyor insanlar? Ayrica ben ne yapayim boyle vizyonu, isterse 15 tane yildiz alalim, antrenor hatalarindan sonuca yansimayacaksa bana katkisi nedir? M.Denizli ve Tello/Holosko ile de bu sonuclari aliyorduk, hatta su anki durumdan daha iyi durumdaydik puan ve sira olarak, ne degisti? Takimin maasi ve harcamasi artti, durum daha da kotu, hani efektiflik, sonuc? Paramizla rezil oluyoruz resmen.

Birde sapla samani ayirmak lazim. Vizyon, transfer, dunya kulubu vs, tamam. Schuster'in gorevi ne? Bildigim kadariyla antrenor. Antrenorun gorevi nedir? Takimi maclara hazirlamak ve sonuc almak. Antrenorun gorevi transfer yapmak degildir, o gorev menajerlerin ve yonetimin. Antrenorun gorevi stratejik hamleleri/vizyonu belirlemek de degildir, o da yonetim veya sportif direktorun isi. Madem Schuster'in o sekilde avantajlari var, o zaman o sekilde gorev alsin, antrenor olarak gorev aldigi surece ben antrenorlugune ve takimin sonuclarina bakarim, onlar da kisaca berbat.

Adsız dedi ki...

Benim anlamadigim olay su; bu kadronun sanirsam herkes Turkiye liginde sampiyonluk icin yeterli oldugunu dusunuyor.

Schuster'i olduki gonderdiler yerine gidipte Mustafa Denizli'yi getirmeyin, ya da her hangi bir yerliyi getirmeyin, bu vizyon kucultmek degil, takimin iskeletine uygun bir hoca bulmaktir..

Sen nasil Kursatli Bakili Cagdasli Ademli Ali Gunesli kadroyu Del Bosque'ye verip basarisiz olduysan bu elimizdeki kadroyuda her hangi bir yerliye teslim etmemiz sadece intihar olur.. Kadro bir sene icersinde yok pahasina bosaltilir, o cok sevdigimiz' her zaman elinden gelenin en iyisini yapan Guti bile sahada ruh gibi dolasir, Simao ulan ben nereye geldim diye home sick olur, Fernandes'in 8 milyon euro bonsevis bedelini odesen bile buralara bir daha adimini atmaz, Almeida cok sevdi Real'e gider, Q7 dan bahsetmiyorum bile..

Vizyon demek sadece Hoca demek degil ya da sadece kadro kalitesi, tum bunlar dogru hoca dogru kadroyla birlestigi zaman ortaya iyi bir futbol takimi cikiyor, Eger Schuster gitsin diyorsaniz Juande Ramos, Del Bosque, Pellegrini veya Andre Boas gibi adamlarin gelecegini unutmayin..

Gelmezlerse ne olur yazdim, o tarihin en ucuz ve en kaliteli oyunculardan olusan kadro 1 sene icinde yok olur, bunu goze aliyorsaniz itirazim yok.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

sıkıcı bi karşılaştırma yapmak istemiyorum ama çok enteresan bi not var;

lucescu shakhtar donetsk takımını kimden devralıyor biliyor musunuz; bernd schuster :)

2003 yılında schuster ukrayna takımının başına geçiyor.

şampiyonlar ligi ön eleme turunda lokomotiv moskova takımıyla eşleşiyor.

kadroda şu isimler var;

pretikosa
tymoschiuk
vukic
vorobey
lewandowski
razvan rat
aghahowa
brandao


lokomotiv takımı da 2000 yılında bizim elediğimiz takım.

neyse,

ilk maçı 1-0 alıyorlar, ikinci maçta 3-1 yenilip eleniyorlar.

ukrayna da şampiyon da olamayınca ukrayna kupasına 1 hafta kala kovuluyor schuster...

takım hocasız kupayı alıyor o da ayrı konu :)

sezon sonunda da mircea lucescu takımın başına geçiyor...

schuster de oradan levante'ye...

wikipedia yalan söylemiyorsa levante'yle 18. oluyor.

sonra hemen getafe...

getafe'de 2 senesinde de 9. oluyor. ikinci senesinde kupada final oynayıp uefa kupasına katılıyor...

oradan real madrid ve beşiktaş :)

BJK4EVER dedi ki...

Niye bosalsin ki kadro? Schuster bunlarin manevi babasi falan mi? Schuster olmayinca oyuncular aglayip sizlayacak mi? Kapi gibi kontrat var, elini kolunu sallaya sallaya kimse gidemez. Biz zaten Schuster giderse Z.Dogan veya R.Calimbay gelsin demiyoruz ki. Iyi bir kadrodan verim alabilecek, yildizlarla da calisabilmis, kendini ispatlamis ve mumkunse Turkiye'de veya ona benzer ligde calismis bir hoca gelsin.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

özetle, schuster gerçekten top class bir teknik direktör müdür?

kariyerden real madrid'i çıkar... ben çok büyük bir teknik adam görmüyorum.

kariyerinde bir standart, bir istikrar yok.

real madrid'e gerek yok.

bi atletico, bi sevilla, bi valencia olsaydı... yani bu üçü olsaydı da real madrid olmasaydı bence daha net bi kariyer olurdu.

mesela, rıza çalımbay'ın kariyerinde beşiktaş teknik direktörü yazıyor.

ama beşiktaş teknik direktörü olmayan bir çok türk teknik direktörden daha kötü bir kariyeri var.

atıyorum, ersun yanal.

tercih et desen ersun'u tercih edersin.

oysa rıza'da beşiktaş yazıyor.

schuster bana bu açılardan da soru işaretli geliyor.

kariyerine baktığında vay be demiyorsun. ben demiyorum.

real madrid sonrası - beşiktaş öncesi bir takımı çalıştırıyor olsa yine tamamdı.

adam real madrid'ten ayrılıyor boş geziyor.

bana soru işaretli geliyor kariyeri.

hem de kariyeri üzerinden top class teknik direktör algısı...

BJK4EVER dedi ki...

Bunu cok uzun bir zaman evvel tartismistik zaten bir baslik altinda ve Schuster'in gercekten top-class bir antrenor oldugunu savunuyordu insanlar ve bunu sadece R.Madrid'deki 1 (ilk) yilina baglayanlar vardi. Hatta Laudrup doneminde olan Getafe'nin UEFA kupasindaki basarisini bile Schuster'e yazmislardi, inat kor ediyor biraz galiba.:)

cagatay dedi ki...

@bjk4ever
başkan "Kapi gibi kontrat var, elini kolunu sallaya sallaya kimse gidemez." yanlış. türkiye'de çok örneğini gördük herif oynamıyor bizde kontenjan boşaltma uğruna gönderiyoruz. bir de üstüne alacaklarını veriyoruz. bunu önlemenin yolu garanti para değil maç başı ücret ama bizim oyuncularla sözleşmelerimiz öyle değil sanıyorum. bilmiyorum çok iyi ama biraz attım. örnek elano mesela adam mutsuz takım içi arkadaşlıktan memnun değil yalnız falan fişmekan. bok gibi oynuyordu gerçekten yoksa herif türkiye'ye gelmiş en kariyerli 10 yabancıdan biri kesinlikle. ama oynamıyor ve sende alacaklarını da verip paşa paşa gönderiyorsun. o yüzden oyuncuların mutluluğunu sağlamak yönetimin önemli bir işi.

BJK4EVER dedi ki...

Abi sende zaten onlarla da gecinebilecek bir antrenor getireceksin, belirttim zaten. Gidip Ziya Dogan'i alirsak elbette iliskilerde sikinti olur, ama hicbir oyuncu elini kolunu sallaya sallaya kacamaz. Mutsuz olabilir, onu mutlu etmek yonetim ve antrenorun isi zaten, ki oynayan bir oyuncunun kolay kolay mutsuz olacagini sanmam, hele ki takimi kazaniyorsa ve kendisi iyi oynuyorsa. Ama oyle bir yaziliyor ki, sanki Schuster bu adamlarin manevi babasi, Schuster gidince adamlar depresyona girecek.

Kalten dedi ki...

Biz Schuster'in top class olduğuna inanmasak bile getirmek istediğimiz futbolcular inansın, yeter.

Tamam ben de artık taktiğine güvenmiyorum, tamam ben de adamın hâlini-tavrını (sadece medyadan görmeme rağmen) sevmiyorum; ki ben uzaktan böyle isem onunla çalışan futbolcular nefret etmeye başlamış bile olabilir. Peki, tamam Schuster'i yollayalım, ama sonra önümüzdeki sene şunu yapmayalım:

Rijkaard - Misimoviç, Kewell, Baroş, Cana, Keita, Leo Franco

Hagi - Stancu, Culio, Colin Kâzım, Yekta

Ha, diyorsanız ki Rijkaard'ın yerine Haldun Üstünel (muadil Serdal Adalı), Hagi'nin yerine Adnan Sezgin'i (muadil potansiyel bir ego krizi sonrası Serdal Adalı'nın yerine gelecek X kişisi) koy, asıl sebep onlar; o başka.

Ben hâlâ Schuster'i oyuncu kalitesi yüzünden desteklemek zorunda hissediyorum kendimi. Oynadığı oyun ile C. Ronaldo'nun karakterine tahammül edebilen adam gibi, kendisini top-class zannederek Beşiktaş'a gelen oyuncular ile Schuster'e tahammül ediyorum.

Gürcan'ın da dediği gibi bu Schuster'i teknik direktörden çok menajer yapıyor, doğru. Onu da kendisi düşünsün :)

Yönetimin icraatlarının tutarsızlığında yaptıkları saçmalık ötesi basın toplantılarının da etkisi var.

Önce Almeida tranferinin nasıl gerçekleştiğin açıkladığı toplantı , YD'nin dünyadan haberi yok,sonra Adalı'nın basın toplantısı gerçekten rezil bir yaklaşım,sonra Demirören'in Özgener'i suçladığı toplantı yine rezil bir yaklaşım ve son olarak İbrahim Üzülmez'i takımdan kovup altyapının başına geçirmek istediğin açıkladığı son toplantı.

Görüyoruz son dönem 4-5 transfer dışında verdikleri hemen hemen hiç bir doğru karar yok ve sürekli yanlış çıkışlar yapıyorlar.Bu da doğal olarak transferde edindikleri olumlu intibayı siliyor.Adamlara güvenemiyorsun ...

Adsız dedi ki...

Arkadaslar bu futbol takiminin son kullanma tarihi 01.06.2012 oldugunun sanirim herkes farkinda, zaten yonetiminde devamli belirttigi sey "biz gelecek sezonun takimini kuruyoruz".

Yonetimde bizler gibi bu takimin 2 sene sonra kafaya guresemeyecegini,zaten yasli olan iskelet oyuncularin daha da cok yaslanacagini biliyor..

Sezon sonunda Schuster giderse kafadan 3 yilimiz heba olacak, onun icin bu adama 2012 yilinin bahar ayina kadar sonsuz kredi vermemiz gerekiyor..

Gelecek yil mayis ayinda ligi istedigimiz yerde bitiremezsek Schuster ve yasi 32 nin ustunde olan futbolcular takimdan ayiklanacak.. Bu yasli futbolcularin sayisi iki elin parmaklari kadar oldugu icin zaten kadro bastan insaa edilmek zorunda, iste o zaman cikip su gelsin bu gitsin diye fikir belirtebiliriz..

Ekrem Ph.D. dedi ki...

Schuster cok iyi bir teknik direktor olmayabilir, ama Real Madrid'i calistirdiktan sonra artik "Top class" teknik direktordur, karizmasi top classtir. Riza Calimbay gidip Mourinho'dan sonra Real Madrid'in basina gecse, bi de sampiyon yapsa, o da artik Top Class teknik direktor olur, unu ve piyasa degeri tavan yapar. Mesela Avrupa Ligi'ndeki rakiplerimiz bizdeki yildizlari sayarken yaninda Schuster'in de ismini sayarlar, ne demek istedigimi anlatabildim saniyorum.

Aragones ve Del Bosque donemlerinde benim hep savundugum bir gorus vardi: "La Liga'dan gelen teknik direktorler Turkiye'de mevcut sartlarda basarili olamaz". Rijkaard gelince de bu gorusum degismedi (bazilarinin iddia ettiginin aksine Gs'nin o kadrosu bizim simdiki kadroyla kiyaslanamaz bile, o kadrodan Arda/Baros disinda kimse bizim su anki kadroya giremez bence).

Del Bosque'nin eline Ali Gunes vs. verdiginiz zaman bunlari sekle sokamazdi elbette, kendi bildigi sablonun disina cikmayacakti.

Schuster gelip de arkasindan bir cuval yildizi da surukleyince, Turkiye liginde birseyler degisir mi acaba diye umutlandim, hala da umutluyum. Bir seyler degisecekse, Tabata, Nobre, Higuain ile degil, Guti, Quaresma, Simao ile degisebilirdi.

Bugun takimin basina tekrar Del Bosque gelse, emin olun Schuster'den farkli olmayacak. Bu adamlardan kontrollu 4-5-1 falan oynatmasini bekleyemezsiniz. Bu is ya boyle olacak, ya da en basa donecegiz. Biz de bu is olsun, Besiktas kimsenin yapamadigini yapsin, bunu basarsin istiyoruz. Schuster'e destegimiz bundandir.

ozzie dedi ki...

@ asvalttaicenler

"Gelecek yil mayis ayinda ligi istedigimiz yerde bitiremezsek Schuster ve yasi 32 nin ustunde olan futbolcular takimdan ayiklanacak.. Bu yasli futbolcularin sayisi iki elin parmaklari kadar oldugu icin zaten kadro bastan insaa edilmek zorunda, iste o zaman cikip su gelsin bu gitsin diye fikir belirtebiliriz.."

Bunu bu kadar net dedin ya, canimsin benim. Agzina saglik.

enorton dedi ki...

Bu yazıyı arkadaş haziran ayında yazmış, herşey toz pembe güllük gülistanlık iken... Kendisini tanımam etmem, belki de aramızda yazıyordur. Gürcan'ın yazdıkları üzerine bunu paylaşayım dedim. Kaçımız Schuster'i çok iyi tanıyor? Kaçımız Getafe dışındaki çalıştırdığı tüm takımlardan kovulduğunu biliyor?



http://blog.milliyet.com.tr/Besiktas_a_basarisizlik_abidesi_teknik_direktor___Bernd_Schuster_/Blog/?BlogNo=247976

Yazı çok karamsar, taraflı vs olabilir. Benim derdim bu değil... Adam haziran ayında kendince umutsuzca bir yazı yazmış ve geçen süreçte görüyorum ki haklı çıkmış.

BJK4EVER dedi ki...

Bence karamsar veya tarafli falan degil, adamin kariyerini gerceklerle yansitmis.

Bu arada defansif oynatan, skora yonelik dusunen, zevk veren futbol oynattiramayan, Shakhtar Donetsk'e Guti, Quaresma gibi yildizlari cekememis Lucescu'nun takimi deplasmanda Roma'yi 2-3 yendi.

BJK4EVER dedi ki...

@asvalttaicenler

Cok guzel yazdin da, Simao, Guti, Aurelio, Ernst, Nobre, Ferrari, Sivok, bunlar bedavaya gelmedi, F.Tekke bile bize yarim senede 1 milyon euro'luk zarar verdi. 2 sene sonra Sampiyonlar Ligi'ne girememis olacagiz, muhtemelen sampiyon olamamis olacagiz senin dedigine gore, takima yeniden 7-8 transfer gerekecek. Bunlar bedavaya olamiyor, 2 sene basari olamamis Schuster bunun hesabini verebilecek mi? Bu olasi sportif basarisizligin bize faturasi ne olacak dusundunuz mu? Schuster bu krediyi hak ediyor mu, hak ediyorsa neye gore hak ediyor, ne gosterdi su ana kadar?

Adsız dedi ki...

BJK4EVER
Guti, Aurelio, Nobre'ye bonservis bedeli odenmedi, Simao"nun bonservisine 900 euro odendi..

Benim dedigim su; bu takim seneye "olgun ve birbirine alismis bir takim olacak", bu takim her iki ihtimalde de, sampiyon olsa da olmasa da futbolcu anlaminda yas haddinden dolayi revizyona kesin gidecek.. Orasi kesin..

Bir tane daha kesin olan sey var o da kadronun basina bugun kimi getirirseniz getirin Schutser'in seneye basarili olacagi kadar basarili olamayacaktir, onun icin dereyi gecerken at degistirmeyelim, bu adama seneye mayis ayina kadar kredi verelim, baktik seneye de istenen sonuclar alinmadi kadrondaki 4-5 adamin Rusya'da, Katar'da her turlu piyasasi var, yok pahasina elden cikartmak yerine bu piyasaya yonelirsin...

Schuster'e gelince sezon sonunda duruma gore karar verir elindeki 9-10 futbolcuyu da cikarmanin verdigi rahatlikla ona gore antrenorunu belirlersin.

Aksi takdirde bu adam bu sezon bitmeden kovulursa filmi tekrar bastan sarmak gerekecek, 1 sezon boyunca yapilan dogru transfer hamlelerin ustune tuy dikilecek..

Adsız dedi ki...

Bobo
Ferrari
Nobre
Guti(?)
Aurelio
Tabata
Zapo
Holosko
Fink
Ekrem
Nihat
Erhan
Toraman(?)
Ernst(?)
Simao (?)
Fernandes(?)
Rustu

soru isareti disinda olanlari 2 sezon sonra kadroda gormemiz imkansiz, bu durum eger pozitif yonde kullanilirsa buyuk avantaj olur..

Sportif Direktorluge gelecek planlamada Ersun Yenal gibi milli takimlarin alt yas grubunu cok iyi bilen basarili birisini getirisin gelecegini garanti altina alirsin, Schuster sorunu sonra rahatlikla halledilir..

Kayseri, Bursa ve Antep suan bu isi maalesef bizden iyi kiviriyor..

BJK4EVER dedi ki...

Bonservis bedeli odenmedi ama ciddi bir maaslari var, su an acik ara en cok maas odeyen kulubuz.

Besiktas'in sportif basariya ulasma zorunlulugu vardir, hele ki bu mali yapisiyla.

Tamam, 2 sene sonra bu kadro elbette degisecek, ama bu kadar para oduyorken karsiligini almamiz lazim, onumuzdeki 1.5 sene karsiligini alamazsak 2012 kritlerleriyle bu revizyonu nasil karsilayacagiz?




'Bir tane daha kesin olan sey var o da kadronun basina bugun kimi getirirseniz getirin Schutser'in seneye basarili olacagi kadar basarili olamayacaktir'


Bence tam tersi, su an kimi getirirsek getirelim Schuster kadar basarisiz olamaz.

Ekrem Ph.D. dedi ki...

Schuster basarisiz demek icin henuz erken. Filmin sonunu bi gorelim bakalim...

Adsız dedi ki...

'Bir tane daha kesin olan sey var o da kadronun basina bugun kimi getirirseniz getirin Schuster'in seneye basarili olacagi kadar basarili olamayacaktir'

Yukarıda da belirttiğim gibi ben şuandan değil gelecek sezonki durumdan bahsediyorum, bu sene ligi 6. bitirirsek şaşırmam ama gelecek sezon 2. olursak Schuster'i çok başarısız sayarım..

Bu sezon kazanılacak Ziraat kupası ve önce Kiev sonra Manchester City'i elemek Schuster'i benim gözümde başarılı bir antrenör yapacaktır..Lig bu saatten sonra umrumda değil.

Ekrem Ph.D. dedi ki...

Ugur Meleke'nin en son yazdigi su ibretlik yazisini mutlaka okumaniz lazim:

http://www.sporyazarlari.com/ffutbol/besiktas/ugur-meleke/17-02-2011/besiktasin-sorunu-ne/316317.aspx

ozzie dedi ki...

@Ekrem

Saka gibi, ben de aynı yazıyı post etmek için gelmiştim. Bunca zamandır anlatmaya çalıştığımız şeyi Uğur Meleke demiş. En beğendiğim iki uç yazardan biridir, sevindim bunları yazdığına.

Meleke iyi guzel demis de, bir noktayi atliyor.

"Yine aynı zengin Barcelona’nın bugünkü ideal 11’inde son iki sezonda takıma katılmış tek bir oyuncu (Villa) vardır. İdeal 11’inin kalan 10’unun tümü Barça’da en az üçüncü sezonlarını geçirmektedir."

Besiktas'in bugunden itibaren ucuncu sezonunda, bugunku ideal kadrosundan kim olacak?

Cenk, Sivok, Ismail.

Dorduncuyu yazabiliyor musunuz? Ya yas haddi, ya sozlesme haddi, ya da mantalite haddi var o rahatligi engelleyen.

Takimin omurgasi, sozlesmesi 3 yil uzatilmis Ernst 75. dakika oyuncusu oldu. Boyle mi kuruluyor ideal kadro?

Meleke teoride hepimizin hemfikir olacagi bir sey yazmis, ona itirazim yok. Itirazim, uygulamadaki aksakligi atlamasinda.

AQ-47 dedi ki...

@ ekrem

son 5 maçtır kötü oyuncu/sistem tercihleri nedeniyle sabır gösteremeyeceğimi düşünüyordum ama meleke'nin yazısında güzel telkinler var...sabır sabır sabır...Barcelona'nın ilk 11'inin yıllardır değişmemesinden bahsedince gordon dönemi aklıma geldi, değişmeyen/yerleşmiş kadrolar/sistemler kurulana kadar sabır şart...ilk zamanlardaki ümit vermeyen oyununa rağmen Terim'e destek çıkıldı, o da bir örnek...

beyler bugün eleştirmiyoruz. bugün destekliyoruz. bence olan biten bugün baya bi netleşecek. başa göte çarpar gol yeriz onu bilemem de bu takım bugün "futbol" oynamazsa başka bir gün oynamasın. bugün oynasın. bekliyorum.

Ekrem Ph.D. dedi ki...

shelbyl,

Bildigim kadariyla Simao ve Almeida ile 2.5 yillik sozlesmeler imzalandi. Yani 3.sezonda Cenk, Sivok, Ismail'e ek olarak

Simao
Almeida
Fernandes (Bonservisi alinirsa)
Hilbert
Ersan
Necip
Bobo (Sozlesmesi uzatilirsa)
Quaresma (bu adam kesin gider demeyin kalabilir)


11 tane adam saydik iste. Hadi diyelim ki durumu belirsiz olanlardan 2-3 kisi gitti. 7-8 kisi az mi? Guti'nin bile oynamak isterse sozlesmesi 1 sene daha uzatilabilir. 36 yasinda futbolu bizde birakir.

Ekrem Ph.D. dedi ki...

@ Aq-47

Dogru, Terim Fenerbahce'den 4 yediginde kovulsaydi, Galatasaray'in muzesi UEFA kupasini goremezdi. Oynadiklari oyun da hic umit vermiyordu o siralar.

Kiev - Fenerbahce - Kiev maclari takimin sadece bu sezonki degil, belki de onumuzdeki sezonki kaderini de cizecek.

BJK4EVER dedi ki...

Klasik Ugur Meleke masallari iste. Teoride guzel, pratikte degeri sifir. Ilk mactan itibaren bugune kadar (8 ay) futbolumuzda ilerleme var mi? Hayir. Bu sene yanlis yapan adamin gelecek sene dogru yapacagi ihtimali nedir? Madem gelecek sene dogrulari yapacak, neden bu sene yapmiyor o zaman? Bu sene yanlislari yapiyorsa gelecek sene dogrulari yapma ihtimali nedir? Gelecek sene cift orta saha ile oynarsak yine bu ligde sampiyon olamayiz, hepimiz biliyoruz, Schuster inatci olduguna gore bildiginden cayma ihtimali nedir? Madem cayacak bir hoca neden simdi caymiyor?

Yine herkes klasik ornekleri vermis. Kimse Schuster'den illa sampiyonluk beklemiyor, su an 2. veya 3. olsak, yarista olsak amenna. Ligin acik ara en iyi kadrosu 6. sirada ise ben bunu sorgularim birader. Besiktas'in lig 6. olma hakki, luksu yok!

Buradaki cogu kisinin resmen uydurdugu kisa vadede basari-uzun vadede basari korrelasyonu diye bir olay yoktur. Antrenor kotuyse kotudur, takim kotuyse kotudur, iyise iyidir. Bunun uzun vade-kisa vadesi yoktur. Elbette zamanla bazi seyler oturur, ama bunun icin yillara gerek yok. Lucescu ona UEFA kupasini kazandiran, bugun CL'de ceyrek finale cikaran seruvene basladiginda ilk 2 senesinde sampiyon oldu, abuk subuk maclar oynayip ligi 5. bitirmedi. Eee nasil oluyor bu peki? Peki ya Mourinho? Inter'de ilk senesinde 6. olup ertesi sene mi CL'yi kazandi?

Futbol detaylarda gizlidir. Gelecek sene belki bazi olaylar lehimize gelisir, ligi 6. degil de 3. veya 4. bitiririz. Antrenor hatalar yaptigi surece bu takim sampiyon olamaz, Schuster sacmaladigi surece sampiyon olamaz. 8 ayda olmayan ilerlemenin 12, 18 ayda olacaginin ne gibi bir garantisi var?

@Ekrem

Umarim her sey senin listendeki gibi olur, ama su anki tecrubelerim bana hic de olumlu seyler telkin etmiyor.

Schuster'i savunanların argümanlarından en önemlisi şuydu.

Biz neden lig maçlarına 2'li orta sahayla çıkıldığını sorgularken,Schuster'in sisteminin yerel değil uluslararası bir vizyonu olduğunu ve Avrupa'da başarının bu sistemle geleceği iddia ediliyordu.

Gene biz niye maç günü Eskişehir'e gidiliyor diyince Barcelona da deplasmanlara maç günü gidiyor cevabı veriliyordu.

Lakin bugün gördük ki Schuster önemsediği maçlar öncesinde takımı kampa alabiliyormuş.Orta sahayı üçlediğini de maç saatinde göreceğiz büyük olasılıkla.Yani ligimizdeki maçlara Avrupa üsulu,Avrupa maçlarına ise Türk üsulu mü hazırlanıyoruz ?

Tabi ki işin aslı böyle değil.İşin gerçeği,Schuster net bir şekilde Türkiye Ligini ciddiye almıyor ve işine gereken özveriyi göstermiyor.Bu kafa yapısıyla isterse Beşiktaş'ta 5 sene kalsın.5 sene boyunca ligde ilk 3'e giremeyiz.

Türkiye'ye gelen yabancı bir hocanın lige hemen uyum sağlamasını tabi ki beklemiyorum ama en azından gelecek sene bu uyumu yakalayacağının sinyallerini, şimdi vermesi gerekirdi ama bu ışığı hala göremedik.Belki ileride bu kafa yapısını değiştirirse Türkiye'de başarılı olma ihitimali doğabilir yalnız neden biz bunu bekleyelim bunu anlamıyorum.Getiririsin Daum'u en azından gelecek sene için 75 puanı garantilersin.Schuster ligimizi ciddiye alıp o uyumu gösterse bile ligde 75 puan ve Avrupa Ligi'nde çeyrek finalden daha fazlasını mı yapacağını zannediyorsunuz.Schuster kalsın diyenler,bu gereksiz riski niye alacağımızı da açıklasın.Samimi bir şekilde merak ediyorum.

cakmaktas dedi ki...

bence de abi en iyisi daum,gelir burda ay-yildizli t-shirt giyer,bir de istiklal marsi soylenirken eslik edermis numaralari ceker..en iyisi daum..daum la gelcek lig sampiyonlugu fln istemiyorm arkadasim ben. hikmet karaman,ziya dogan,samet aybaba yi birlestir saclarina sariya boya biyik yap al sana daum,mantelite ayni,vizyon ayni..hee basari gelmez demiyorum,gelebilir de..ama kalsin..
son not:sakin burdan forza schuster ci oldugum cikmasin.!

bw1903 dedi ki...

milletin dilinden düşmeyen adalı büyük adam hakkaten takıma verdiği borç parayla oyuncu aldık yakında tüpçüyle birlikte beşiktaşı satın alırlar artık

Yorum Gönder

Ara