9 Aralık 2010 Perşembe
Hoşçakalın
Sevgili Ekşibeşiktaş ailesi,
Blogda son dönemlerde yaşanan derin görüş ayrılıkları sonucunda, artık Beşiktaş'ı hayatında bir araç olarak kullanan, bunun üzerinden kendi egosunu tatmin etme yoluna giden şahıslarla ortak paylaşılacak bir şeyim kalmadığı için çok güzel zamanlar geçirdiğim bu blogdan ayrılıyorum. Bugüne kadar mesajlarıyla, yorumlarıyla bana destek olan, beni tenkit eden herkese çok ama çok teşekkür ediyorum. Beşiktaş her şeydir, her yerdir. İlla ki akacak başka bir mecrada buluşuruz.
Sevgiyle, selametle...
Blogda son dönemlerde yaşanan derin görüş ayrılıkları sonucunda, artık Beşiktaş'ı hayatında bir araç olarak kullanan, bunun üzerinden kendi egosunu tatmin etme yoluna giden şahıslarla ortak paylaşılacak bir şeyim kalmadığı için çok güzel zamanlar geçirdiğim bu blogdan ayrılıyorum. Bugüne kadar mesajlarıyla, yorumlarıyla bana destek olan, beni tenkit eden herkese çok ama çok teşekkür ediyorum. Beşiktaş her şeydir, her yerdir. İlla ki akacak başka bir mecrada buluşuruz.
Sevgiyle, selametle...
Etiketler:Jokond
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
DERBİ POZİSYON ANALİZLERİ - 1- 0:24 saniye! Gatasaray'ın ilk etkili atağı. Burada en büyük hata *Jailson'un partneri Serdar Aziz'e gereksiz yakınlığı oldu.* Seri burada muhteşem bi...4 yıl önce
-
Feda, Sefa, Farklı Olsun bu Defa - Beşiktaş'ın son dönemini iki ana çizgi olarak ikiye ayırmak mümkün. 1- Yıldırım Demirören dönemi 2- Fikret Orman dönemi. Ben Yıldırım Demirören dönemini te...5 yıl önce
-
Bir Sağ Bek, Üç Mevki: Aaron Wan-Bissaka - Premier Lig geçtiğimiz hafta başladı. Hem takım hem de oyuncu bazında her sezon yeni bir hikaye demek. Galiba geçtiğimiz sezon hiç de fena bir görüntü verm...6 yıl önce
-
Duhuliye - Duhuliye'den 5 ay önce haberim oldu. O da bu fotoğraf sayesinde. Bunca zamandır nasıl hiç duymamışım derken, etrafımdaki çoğu Beşiktaşlının da bilmediğ...7 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadele...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...10 yıl önce
-
Manchester United - Burnley maçı - Manchester'ın ligin yeni takımı Burnley deplasmanında galibiyet alması bekleniyordu ama yine olmadı. Geride kalan 3 haftada takım henüz galibiyet görem...10 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189511 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
Hiç Unutmadığım... - 17 sene önce bugün tek bir imzanın milyonlarca insanı bu kadar etkileyebileceğini tahmin edemezsiniz. O adam hakkında bir sürü yazı yazdım, hala okuyan ...11 yıl önce
-
-
67 Yorum:
bir gün birinden böyle bir karar bekliyordum ama olmadı be abi..
Emre Kongar'la, Mehmet Barlas aynı ekranı paylaşıyor, yapmayın böyle arkadaşlar.
17 yaşındayım ve duygu fakiri bir insan olduğumu söyleyebilirim. Hepi topu iki tane şampiyonluk gördüm. Jokond ile ilk tanışmamı anlatacağım sırada henüz bir tane şampiyonluğu görmüşüm.
2009 şampiyonluğu benim için rüya gibi bir şeydi, 2003 şampiyonluğunu hatırlıyorum, biliyorum ama 9 yaşındaki çocuk ne kadar hatırlar, bilirse o kadar. Ben kendimi adam akıllı bildiğim zamanlardan ki son 6-7 seneye denk geliyor işte, hepimiz biliyoruz durumları.
İşte o yüzden 2009 şampiyonluğu gerçek anlamda şampiyonluğu hissettiğim yıldır, o sene koskoca baharda neler yaşadım, nasıl mutluluklar tattım bilemezsiniz. Evden müthiş bir zevkle çıkıyordum maçlara gitmek, izlemek için. O yüzden 2009'u hayatımın en iyi yılı olarak nitelendiriyorum.
Denizlispor maçından bir gün önce olması gerek, Jokond o konuya Müjgan diye bir yazı yazdı. İşte o duygu fakiri olan ben o yazıyı okuduğumda (o zamanlar kurmaca olduğunu bilmiyordum tabii. Hoş, öğrenince hiçbir değişiklik olmadı) ağladım. Ben Jokond ile böyle tanıştım. Beşiktaş Jokond'dur belki de, öyledir de hatta.
Senden ricam, bir kez daha düşünmendir abi.
Daha makul, daha akli basinda bir eksi besiktas yolunda atilmis onemli bir adim. Tebrikler jokond.
ayarın vermiş ve gitmiş. hoşçakal jokond
yannız dramatik havayı dağıtacağım ve sululuk yapacağım için üzgünüm ama şu "Beşiktaş her şeydir, her yerdir" lafını da hababam'dan çalmışın sevgili Magellan yææ
YAKIŞMADI JOKOND!!!
sdakjsdasd
blogta sıkıntı var demekki.
hoşçakal abi..
yanlış bir karar..
bana göre Ekşi Beşiktaş'ı, Ekşi Beşiktaş yapan derin görüş ayrılıklarının da birarada barınabilmesiydi.. her yazar istediği gibi düşünüp, istediği gibi yazı yazabiliyordu, biz de istediğimiz yorumu yazıyoruz aynı şekilde.. nolur ki görüş ayrılıkları olsa?
bazı kişilerle aynı ortamda yazmaktan bile rahatsız oluyor olabilirsin, saygı duyarım.. ama senin yazılarını da, olaylara bakış açılarını da beğenen diğer insanlar illaki var.. onları üzdü bu kararın, bilmeni isterim Jokond..
@carlito
jokond bu kararı verirken durduk yere vermedi. gürcan ya sen gidiceksin ya ben kararı sen ver dedi, ondan sonra oldu.
cok onurlu bir davranis kardesim ancak degmez bunlara.Neden cunku biz baska kardeslerimizi bu bayrakla topraga vermisiz zaten.Burda boylesi bagliliklari ve duygulari guduklestirmeye calisanlara pabuc birakmamak gerek.bu tavir onlarin ekmegine yag bal surer.amaclarina ulasmis olurlar.
@isaac
bu ilk değil
@jokond
yazdıklarına katılıyorum yukiye de yazdım ben burayı bir butun olarak seviyorum keşke sen de gitmeseydin.artık seni de baska mecralardan okuruz artık...ne diyelim saglık olsun
Schuster'in yüzünden gitti Jokond.
Bütün kabahat Schuster'de..
"artık Beşiktaş'ı hayatında bir araç olarak kullanan, bunun üzerinden kendi egosunu tatmin etme yoluna giden şahıslarla..."
anladık hocam biz seni. saygı duyuyorum.
Aslinda blogun sag tarafinda yazar listesinde gordugunuz buyuk bir cogunluk Eksibesiktasi cesitli nedenlerden dolayi birakmis, Jokond bunu yaziya dokerek belirtti. Blogun bir kac dinomosu var suanda bu isimlerden birisi daha giderse biz burada sadece mac postlarina yorum yapacak insanlar olarak kalacagiz.
O yuzden biri lerine katiliyorum yeni bir yapilanmaya gidilebilinir, tabi burada bazi insanlari deli eden yorumcular yine yorum yapmayacakmi yapacak, o yuzden artik yorumlarda da cok interaktif olmasada moderasyona gecis yapilmali ve niyeti bozuk bazi insanlar sindirilmeli.
Ben artik eksibesiktas'ta kendimi "yorum yazari"(o neyse) olarak hissediyorum ve ben bile bazen dayanamiyorum birakacam ulan eksibesiktasta yazmayi diyecek noktaya geliyorum ki Jokondu anlamakta hic zorluk cekmiyorum.
Jokond sanirim bir memur cocuguydu, o efsane besiktas formasi postu hala zihinlerde, bana gore bu blogun belkide en sahane postudur, en icten yurekten yaziya dokulmus hislerdir, ben o posttan sonra 3 gun kendime gelememistim. Jokond yine kalbinin sesini dinlemis. Birgun tekrar baska bir mecrada gorusmek uzere guzel insan.
"Şu an sizden çok farklı bir konumda, parmaklarımı şakağıma dayayarak müthiş marjinal tespitler yapıyorum" şeklindeki çıkıntın, keyfin için Beşiktaş'ı kullanman bana çok büyük azap veriyor. Bunun adı muhaliflik falan değil. Çünkü sende Beşiktaş, amaç değil araç haline gelmiş
@simplextablosu
evet öyleymiş,ben de şimdi farkettim ve büyük hayal kırıklığına uğradım..
gürcan sözlükte futbol ve Beşiktaş'ın saha içi durumlarıyla ilgili yorumlarını okudukça hayranlık duyduğum bir arkadaştı ve bir blog açtığını duyunca da çok sevinip hemen buraya atmıştım kendimi.. ama işte zamanla bazı konularda hayal kırıklığına uğradım.. Gürcan saha içi sözkonusuyken ne kadar hayranlık uyandırıyorsa bende, saha dışı konuların hemen hemen hepsinde bir Beşiktaşlı profilinden çok uzak tavırlarıyla hep şaşırttı beni.. olabilir, her Beşiktaşlı bazı şeyleri özümseyemebilir veya bilinçli olarak özümsemez, hepimiz birer bireyiz neticede.. ama Gürcan son zamanlarda gözlemlediğim kadarıyla kendi bireyselliğini biraz fazla ön plana çıkartıyor göründü bana.. Beşiktaş'ı kendi çıkarı için kullanıyor diyemem, ne çıkarı olacak! ama Beşiktaşlıların tek yürek olmasını sağlayan duygu ve düşüncelere, değerlere vs. biraz alaycı ve küçümseyen tavırlarla yaklaştığını görüyorum..
bir de son başkanlık seçimlerinden sonra yazdığı yazı yine şaşırtmıştı beni.. (kaldı ki ben halen en çok demirören'in gitmesine sevinecek bir taraftarım, yapılan büyük transferler bu görüşü değiştirmedi) Gürcan açık açık böyle bir Beşiktaş olacaksa artık, ben bırakıyorum Beşiktaş taraftarlığını demişti.. bizim de içimiz acıyordu o dönem ama nasıl vazgeçerdik Beşiktaş'tan! Gürcan'ın da fazla dayanamayacağını biliyordum nitekim öyle oldu ve geri döndü, lakin döndükten sonra herşey çok değişti.. evet, özellikle saha içiyle ilgili olmak üzere birçok konularda eleştirilerinde haklıydı, ama Gürcan ve bazı onun gibi düşünen arkadaşlar gitgide başarıda yok olup başarısızlıkta ortaya çıkmaya başladılar! (bunu henüz son haftalarda farkettim şahsen) geçen sene m.denizli'ye ağır eleştiriler getirenler, şimdi tam tersi yollar izleyen hocaya aynı şekilde yaklaşıyorlardı vs. vs...
ama bütün bunlarla değil, bugün Jokond'a söylediği söz gözümden düştü Gürcan.. ya sen ya ben diyerek.. bunu nasıl söyleyebildi bilemiyorum, ama şahsen ben, endisine zıt görüşlere sahip biri olarak blogu kuran Gürcan'dır diye başımı alıp bir yere gitmeyeceğim.. zaten biz gibiler gidecekse blogun büyük çoğunluğunun da gitmesi gerekir!
not: bundan sonra Gürcan'ın futbolun teknik taktik konuları dışındaki konularda yazılarını ve tv'deki yorumlarını hiçbir şekilde okumama ve dinlememe kararı aldım.. böylesi daha iyi olacak...
Fazlasiyla incelmisti bazi seyler, bu noktaya gelmesi uzucu olsa da, gelinen noktadan geriye gitmek zor oluyor.
Fikir ayriligi guzeldir, lakin fikir ayriligi bireysellestirilirse, bir insanin yazdiklarina surekli bir karsi cikma refleksi gelisirse, orada fikir ayriliginin guzelligi kaybolur. En nihayetinde jokond Gurcan'a "Sen git balik tut" der, Gurcan da "O zaman ikimizden biri gitsin" der.
Cozum bu olmayabilirdi, ama hangi cozumun iyi oldugunu ongorebilmek zaten utopik bir cozumdur.
Jokond'un kararina saygi duyuyorum. Gurcan bu karari alsaydi, onun bu kararina saygi duyardim. Bu karar alinma noktasina geldiyse, bu karar alinacakti ama, uzucu de olsa boyle.
Blog, insanlarin bireysel derecede yipratan, uzen, sinirlendiren bir mekan olmamali; bir "tartisma" ve bu vesileyle "rahatlama" mekani olmali benim nazarimda.
Hayirlisi olsun.
Jessie'nin gecen sene Besiktas'i ve blogu birakma karari kadar gereksiz bir karar.
adam blogu bıraktım dedi. blog bırakan bir adama karşı yorumun "gereksiz karar" mı? bu umrumda değil anlamındaysa, ee yazma. adamın Beşiktaş'ı bırakmayı ağzına dahi almıyor, sen de aldı dememişsina ama; gereksiz diye nitelemek ne oluyor?
karşılıklı fikirlere saygılı olabilmek konusunda şu noktayı özenle hatırlatalım :
jessie'nin jokond'un yazdıkları ile ilgili bir sorunu yoktu. bir süredir jessie'nin yazdıklarından rahatsız olan ve sürekli olan şahsa yönelik kişisel eleştiriler yapan jokond'du.
şu yukarıdaki yazıdaki kırıcılık düzeyi zaten jokond'un fikir ayrılığından öte kişisel olarak da gürcan'ı sevmediğini gayet net gösteriyor. durum öyle olunca bu noktaya geliniyor.
blogda herkesin bir tarzı ve bu tarzı dışavurum tarzı var. jessie'nin olayları ortaya koyuş biçimi onunla aynı görüşte olmayanları sinirlendirebiliyor.
fakat bu noktadan yola çıkıp birilerinin "beşiktaşlılığını" eleştirmek, kalkıp da ona "gerçek beşiktaşlılığı" öğretmeye kalkmak yakışıksız oluyor.
herkesin kafasında kendine göre "ideal bir beşiktaş" var. sana doğru bana yanlış, ya da tam tersi.
fakat kimsenin başkasının ideal beşiktaşı sebebiyle karşısındakinin kişiliğini eleştirmeye hakkı yok.
ekşi beşiktaş herkesin tarzına açık, yorumlarda türlü türlü fikirler okuyoruz. terbiyesizlik yapılması haricinde kimseye ne yazacağı dayatılmıyor.
fakat burayı okuyanların da bilmesi lazım ki buranın da bir tarzı var. jessie de o tarzın lokomotiflerinden biri. burayı okuyanların da o tarzı kabul etmeleri ve saygı duymalarını bekliyoruz.
bir de lütfen "schuster başarılı mı, değil mi?" gibi konularda birbirinizi bu kadar yemeyin. işi "ulan" ile başlayan cümelelerle iletişim kuracak seviyeye getirmek değil taraftarlık. ekşi beşiktaş üzerinde kazandığınız atışma muhabbetlerinin ne takıma ne de bloga faydası oluyor.
buranın olayı muhabbettir, kavga değil. lütfen sakin olalım.
Blogu biraktim demedi, Besiktas'tan uzaklasiyorum dedi.
Jessie dedi ki...
theo. ben beşiktaş'a veda yazısı yazdım. hepsi bu. daha da maça falan gitmeyeceğim. anlaştık? o gün 20.15'te orada olacağım. ama olmasam da bu kişisel.
Jessie dedi ki...
bir beşiktaşlı beşiktaşa veda yazısı yazıyor, sen hala nerelerdesin.
Kaynak:
http://eksibesiktas.blogspot.com/2010/02/elveda-besiktas.html
Aynen oyle Marpione. Hepimzi ayni renklere sevdaliyiz, herhalde hicbirimiz Besiktas'in kotulugunu istemez. Sadece Besiktas'i gormek istedigimiz yer ve gordugumuz yer farkli olabilir, kisilere ve olaylara bakis acimiz farkli olabilir, ama isteklerimiz ve gonlumuz ayni.
Biri senle ayni fikri paylasmiyorsa karsit argumanlari yazarsin bu kadar. Konunun disina cikanlar, garip garip lakaplar takanlar, terbiyesini bozan haddini bilmezler cok var maalesef. Kusup gitmek vs de care degil, hic katilmiyorsan veya sevmiyorsan gormezden gelirsin olur biter.....
Hayatimizda bir kere bile gorup gormedigimiz insanlara karsi, blog ortaminda gorusleri sebebiyle kisisel tepki duyabilmek cok acayip.
Yani burada gorusune imza atmayacagim bir ton insan var, ama kimseye bireysel duzeyde asiri tepki duymadim, kisilikleri ve dusunce sistemleri hakkinda asiri cikarimlar yapmadim. Onlarin hikayelerini bilmiyorum cunku.
Oyle iste. Herkes benim gibi dusunmek zorunda degil tabii. Ama keske dusunse.
Ayrica marpione +1.
Kambersiz eksibesiktas olmaZdi zaten yæ.
Ben daha önce yakışmadı dedim zaten
Saniyorum bu saatten sonra Jokond'un yazilarini burda okuyamayacagiz, baska bir yerde bulusuruz Jokond.. Yazarsin yine, okuruz biz de.. Olmazsa da canin sagolsun. Yolun acik olsun..
@marpione
Herseyi gec, yazdigin her kelimeye senin acindan bakabilme yetisine sahip oldugumu varsayalim.. Yazindaki cumlelerin her birinin celiskisiz dogru oldugunu kabul edelim,
okuyana YALAN vaatlerde bulunan bir yazar var ortada. Bunun lami cimi yok.
Sen baskani paf takimla cikma kararini tutmadi diye yerden yere vur (%100 hakli olarak), sonra hic geregi yokken kendi verdigin bireysel karari yine kendi yaptiklarinla yalanla, sozunu tutama.. Aynaya bak be kardesim artik..
@shelbyl
Ben, benim tribunume demedigi lafi birakmayan adama tam da blog ortamindaki gorusleri sebebiyle tepki koyarim. Kisisel de tepki koyarim.. Yuzunu gormeme ne hacet var? Nur mu arayacagim gulen ifadesinde ?
Sen, benim 12 sene bi fiil icerisinde oldugum toplulugu aylarca ti'ye alacaksin, benim sesim cikmayacak; yutkunacagim her seferinde.. Guzel bir olusum var, muhalif insanlarla beraber Besiktas'a yarar sagliyor nasilsa diyerek!
Ancak sen, benim binin uzerinde insanla yillardir basardigimi, surda 20 kisi ile basaramiyorsun.. Harun, Markaryan'a 'ya sen ya ben' demis cekmis silahi sikmis. Sen Harun'un okul gormus halisin.. Cekip vurmamissin.. Eywallah. Iyi de yapmissin.
Artik tribun icin -veya Besiktas icin- Gurcan Ulusoy veya shelbyl'in veya herhangi baska bir yazarin agzindan cikan her -bana gore- yanlis cumlede kendi yazdiklarini onlerine sunacagim. Bana da cek git dense de yapacagim..
Saygilar..
pesin edit: Kimse "istersen ben gideyim" dedi demesin Jessie icin. Jokond'un "ben kaliyorum sana gule gule" demeyecegi gayet acikti.
@Forza
"Benim "tribunume demedigini birakmayan" adama..."
Elestiriyi boyle karsilamak ile zaten iletisim kurulamaz, bastan kaybediyoruz. Bu durumda dediklerine uzun uzadiya cevap yazmamin anlami da kalmiyor.
Benim dediklerimin hepsinin internette kaydi var, istedigin zaman getirip onume koyabilirsin. Insanlar hatalari yuzune vuruldugu icin degil, yuzune vurulmadigi icin kaybederler cunku. Sonra da elestiri "demedigini birakmama" olur.
Saygilar.
@shelbyl
Gürcan Ulusoy dedi ki...
o kadar paragraf yazdığım yazının son cümlesini alıp kullanmaktan daha indirgemeci olduğunu sanmıyorum.
buyur bakalim.. indirgemeci olan sen misin, bastan kaybeden ben miyim ?
forza biz senin seviyene çıkamıyoruz belki de. boş ver sen bizi, kendini kurtar.
@Forza
Ben Gurcan degilim, shelbyl'im.
Saygilar.
@marpione
hayir arkadasim oyle degil o is. Burda sistemli bir bicimde aslolan Besiktas degerleri kucumsenmeye calisiliyor.
Burda gudumlu elestiri yapanlarin bana Besiktasin ne olup ne olmadigini anlatmaya haklari yok.yazdiklarini okumam gecerim. Ancak maksat ortalik sikistirmekse afedersiniz orda niyetler sorgulanir.
Onlarin geldigi kaynakla benimkiler farkli tabi ancak bazi seyleri akla indirgeyip pic edebilecegini zanneden akli evveller once gitsinler bu isleri ogrenip gelsinler.
birileri elestirel cepheyi benim diye sahiplendiyse ortaya dusunce koyacak!!!!
kollektif akil diye cocuklarin gotleriyle gulecekleri eften puften temennilerle cikmiycak karsimiza. siz daha o kollektif akli kendinizde tanzim edememissiniz! Ki biz burda hem sizi okuyacaz hem size katlanicaz hemde saygi gostericez.
Eksibesiktasta bazi yanlislar soyleniyor biz de yanlislari yuzlerine vuruyoruz bazi insanlarin.Lutfen su elestiri almayi bilmiyoruz klisesine siginip bu insanlari onemli bir sey diyorlarmis yanilsamasina dusurmeyelim.
@shelbyl
"mubalaga etmek" Arapca abartmak'tir.
Diyelim ki sen ve ben ayni sirkette calisan iki elemaniz. Sen benim ustumsun ve beni elestirerek bir takim tespitler yapiyorsun. Ben sana " yeter artik her saniye her saniye be, bana demedigini birakmadin" diye cikisirsam mubalaga etmis olurum.
Aslinda anlatmak istedigim senin her saniye benimle ugrastigin degil, limiti astigindir.
Umarim anlama yetine katkim olmustur.
Saygilar.
@shelbyl
"Artik tribun icin -veya Besiktas icin- Gurcan Ulusoy veya shelbyl'in"
yazmam, senin ve Gurcan'in ayri 2 insan oldugunuzu bildigimi gosterir diye dusunmustum. Onu da anlatamamisim, marpione hakli galiba..
Biraz daha ugrasalim bakalim.
@marpione,
Çok haklı söylüyorsun, güzel söylüyorsun da şu blogda iki ay geçmişe git. Hangi konular ne zaman açılmış, bu tür tartışmalar ne zaman yapılmış diye bir bak tekrar. "Ulan" ile başlayan cümleler kuran da bendim, o yüzden üstüme alınarak cevap veriyorum. Ben bu insanlara artık aynı şeyi demekten dilimde tüy bitti. "Schuster'i eleştirin ama hakaret etmeyin" dedikçe Schuster'in bir tek annesinin lafı geçmedi şu yorumlarda. Belki de geçti de ben o anda sinir krizi geçirirken kaçırdım.
Sonra yavaştan biz Schuster'ciler olduk, Schuster fetişisti denildi. Bu ayrım ilk olarak onlar tarafından net olarak konuldu. "İki hafta sonra görüşürüz yææ bakalım buralarda mısınız sizi gidi Şusterciler, o meleğini nerelere kaçacak görürüz yææ" tarzında cümleler görmedim mi ben, bilmiyor muyum? Şimdi bana bunu diyen adam gelmiş yok "Hepimiz kardeşiz" yok "hepimizin Beşiktaş'ı var" yok "konu dışına çok çıktılar, bize lakap taktılar, terbiyesiz haddini bilmezler" gibi şeyler söylüyorlar ve ben artık ne diyeceğimi bilemiyorum.
Yazıya niye iki ay öncesine bakın diye başladın ve Schuster'le devam ettirdin, ne alakası var diyebilirsiniz. Bu ayrışma -en azından benim burada bulunduğum sürede- bahsettiğim periyotta ciddi olarak gerçekleşti. Postlardaki üslup, yorumlardaki "Zaten siz Şuster'cisiniz, ama durun gerizekalı meleğinize neler olacak?!!!" tarzı yorum yapanların hepsi takım mağlubiyet alırken geldi. Yahu biz Beşiktaşlı adamız, babadan böyle gördük. Beşiktaş kaybedince üzülürüz, ağlarız. Karşıt görüşte olanlara salyalar saçarak saldırmayız, daha da fenası Beşiktaş'ı kullanarak aynen Jokond'un yazdığı gibi egomuzu tatmin etmeyiz. Kusura bakmayın. Buna ister çocukluk deyin, ister romantiklik deyin. Ve bu sadece bir maç için de geçerli olmadı, dört maç üst üste kaybettik sürekli Şuster üzerinden "Ben demiştim" yazıları, "Ben demiştim" yorumları aldı yürüdü. Ben ve Ekrem, tearkan, fabianernst, bazen Sarper ve şuanda aklıma gelmeyen başka abilerim de şunu söyledik. "Eğer takım galibiyet alırken de buralarda bunları söyleyebilecekseniz, ne ala. Ama söyleyemeyeceğinizi biliyoruz" Galatasaray maçı ya, çoğumuz için çok önemli bir maçtır, geçmişte yapılanları biliyoruz. O maç 177 yorum, ki rahat 20 tanesi basketbol. Bakıyorum kupa maçı 180 küsür yorum. E hani neredeler bunlar? Anasayfada yazı mı var? Yok, o da yok.
Ben buna ikiyüzlülük ve Beşiktaş'ı araç olarak kullanma diyorum. Siz ne derseniz deyin.
Gürcan Ulusoy asla genel Beşiktaş taraftarı profiline uymadı.
Bunu olumsuz anlamda söylemiyorum.
Evet taraftarlık zaten mantıklı düşünmenin etkili olduğu bir alan değil.Tigana tu kakadır çünkü elindeki düşük profilli kadroyla Fenerle şampiyonluk maçına çıkmasına rağmen kötü futbol oynatmıştır.Mustafa Denizli ise ilahtır, çünkü Sivasla şampiyonluk mücadelesi vermesine ve kötü futbol oynatmasına rağmen şampiyon olmuştur.Sonra Şuster-1960'lar vs derken haydi bir algı değişimi, bir çelişki daha..
Gönül adamlığı ve kayıtsız şartsız destek şiarıyla olmuyor bu işler, çünkü o zaman semt kökenli değilsen Beşiktaşlı olmaman icap eder, veya Beşiktaşlı olduysan da saha içine dair sonsuz tevekkül sahibi olman gerekir.
Hedefleri olan bir takımı destekliyorsan, bir zahmet Gürcan Ulusoy gibi düşünenlere de tahammül edeceksin.Hepsi sadece bu kadar.
levent,
yazdığın örnekler üzerinden genel olarak -herkese yönelik- cevap vermek istiyorum.
öncelikle en sürekli eleştirilerden biri olan "şu olayın neden postu yok" konusu var. abicim biz böyle işler planlayan bir grup değiliz. bir dönem denedik, herkes seriler yazsın diye. fakat işte burası profesyonel bir oluşum değil ve herkesin bir hayat gailesi var. zamanla devam eden oldu, edemeyen oldu. dönem dönem yazan oldu, arada bir kaç tane yazan oldu, düzenli yazan oldu.
biz bunları kontrol etmiyoruz. "ana sayfada şu olsun" diye bir gündemimiz yok.
zaman zaman maç başlığını bile 1 saat kala açabiliyoruz. maçtan sonra kimse bir "görev" olarak gelip yazı yazmıyor, 70. dk'da telefonla geçmiyoruz yazıları.
o nedenle "anasayfada şu vardı bu yoktu" gibi eleştirileri sadece dinliyoruz fakat bizim tarzımız böyle, bunu daha verimli görüyoruz.
durum böyleyken kasıtlı olarak belli zamanlarda belli postları yaptığımızı düşünmeniz de epey üzücü bir durum.
bakın daha samimi konuşayım. burası belediyeye bağlı bir tesis değil. trafik derdimiz yok, bu işten ekmek yeme derdinde de değiliz.
söyleyeceklerimiz var. onu da söylüyoruz. bazen bireysel, bazen hep birlikte. burası bir blog. ticarethane veya gizli işlerin çevrildiği bir üretimhane değil.
lütfen sizin hoşunuza gitmeyen fikir beyan eden herkesi düşman bellemekten, her söylenenden kendinize karşı bir saldırı çıkartmaktan ve olayları kişiselleştirmekten, bizim içimizde kötü niyet aramaktan vazgeçin.
biz böyleyiz, böyle kabul edin.
Abicim, ben demiyorum ki "Maçtan sonra şu konuda yazı yazmıyorsunuz?" diye. Bakın, takım kötü giderken, insanların morali bozukken gelip onlara saldırmak, daha doğrusu üstlerine gitmek, onlarla ayrışmak çok kolaydır. Ama eğer bunu her zaman yapabiliyorsanız sizi ciddiye alırlar. Ben iki ay boyunca galibiyette buraların sessiz kalmasını, mağlubiyette ise Schuster ve Beşiktaş üzerinden bana sataşmalarını izlememi tesadüf olarak göremiyorum.
Benim tahammülsüzlük gibi bir durumum olamaz, öyle olsa ben çoktan gitmiştim. Ben bir ay boyunca üstüme gelmelerini izledim.
Ya zaten benim asıl anlatmak istediğim bu değil ki, Schuster ile alakası da yok. Sadece Schuster özelinden bir noktaya varmaya çalışıyorum. O da şu, bu blogda ciddi bir ayrışma var. Bu Schuster'den dolayı, yönetimden dolayı olmuş olabilir. Önemli olan bu değildir. Önemli olan gerçekten birilerinin Beşiktaş'ı kullanarak diğerine vurmaya çalışmasıdır. Bakın az önce maç başlığı açıldı ve biz burada sanki boşuna tartışıyormuş, bunlar hiç olmamış gibi gelen yorum:
"Bu arada Schuster döneminde adet haline gelen deplasmana maç günü gitme olayını anlayamıyorum ve Schustercilerden bir açıklama bekliyorum lütfen beni aydınlatın."
Ben mi kendimi anlatamıyorum, ifade edemiyorum bilemiyorum ama anlatmak istediklerim havada kalıyormuş gibi geliyor. Karşıt görüşler olmadan zaten buranın zevki çıkmaz. Biz tartışacak, üstünde kafa patlatacak, kafa yoracak bir konu bulamazsak buranın ne zevki kalır? Herkes benim gibi düşünse anasayfada bir yazı bile olmaz ki. Ben zaten fikir karşıtlığı olmasını isterim her zaman. Ama bunu her zaman dile getirin de isterim, belirli zamanlar ortadan kaybolmalar, belirli zamanlar tekrar ortaya çıkmalar olunca öyle olmasalar bile insanlar onların hakkında çok daha farklı düşünür.
Kim sana satasiyor yahu? Kendini dev aynasinda mi goruyorsun? Birde kalkip bana laf atiyorsun aklinca.
Birader, ben seni tanimam etmem, ne bu kin ne bu saygisizlik yahu? Sen 40 defa anlattiysan biz de 40 defa anlattik bazi seyleri, ama sen cikmis hala Onur'un oynamasini elestiriyordunuz bidibidi tekrar ediyorsun.
Schuster fetisisti zaten Denizli masturbatoru ve baska bazi cirkin soylemlere karsit olarak yazilmisti, ondan evvel hicbir hakaretim veya rencide edici 1 tane sozum yok. Benim bu blogdaki gecmisim senden cok daha fazla, herkes zaten yazilarimi ve dusuncelerimi bilir. Keskin konusurum, net konusurum, ama kimseye saygisizlik etmem, hakaret de etmem.
Hem terbiyesizce ortami gerecek cumleler kuracaksin, baskalarinin fikrine sayginiz olmayacak, sonra da magdur pozisyonuna dusup acindiracaksin kendini bana satasiyorlar diye.
Jokondun blogu neden biraktigi hakkinda bir fikirim yoktu, jokondun yazdiklarindan kendimce mantik yuruterek heralde densiz yorumculara kizip biraktigini dusundum ilk etapta, fakat asagidaki 7 sene postunun yorumlarini okyunca olaya ancak nail olabildim.
Oncelikle cok talihsiz yorumlar olmus, insanlar birbirlerinin kalplerini kirmis, sanki herkes bu ani bekliyormus gibi hareket etmis ve resmen kiliclar cekilmis, hatta buyuk bir cogunluk taraflardaki yerlerini almislar.
Bende bu konuda aslinda bazilarina tepkiliyim, biz insanlar yani normal vatandaslar yillardir rezil Politikacilarin sovlarini izledik, ciktiklari Tv programlarinda sorulan sorulara hep o meshur "politik" cevaplarini duyduk, ben daha cocukken bu politikacilarin tek yeteneginin muthis yuvarlak konusma yetilerinin oldugunun farkindaydim, sorulan hic bir soruya net kesin bir cevap vermediklerini goruyordum, simdi malesef burada da goruyorumki Politikacilar gibi aman kazi cevir yanmasincilar var... Asagidaki postta cikan problem sagdan soldan cekilmis ve Jokondun blogtan kendi feshine kadar gitmis.
Biz burada Yildirim Demioreni hep klubu babasinin dukkani gibi gorup istismar ettiginden dem vurduk, hatta Jessie bu konu hakkinda postlarda atti, ama simdi goruyoruzki Jessie Eksibesiktasi resmen babasinin mali gibi gorup Jokonda ya sen ya ben gibi sacma sapan, cocukca bir cikista bulunmus, Jokond'da her gururu olan insan gibi gerekeni yapmis, oncelikle siz benim sevdigim bir yazara resmen git diyemezsiniz, ozellikle eger burada sizleri yuzlerce insan takip ediyorsa herkesin gozleri onunde fikirini begenmediginiz icin, sizi mat ettigi icin bir insana kalkip git diyemezsiniz. Bu blog senin kadar Jokondunda blogu, hatta bizleri en cok etkilemeyi basarmis postlari atan adam.
Jessie son donemlerde cogunlugun tepksini toplamasi rastlanti degil, sanirim insanlar biraz taninir olduktan, radyo programlarinda konusup, Televizyonda boy gostermeye baslayinca kendilerini en marjinal, radikal, uc insan olarak goruyorlar...
Acikcasi Jokondun kendini feshetmesine asagidaki yorumlarin neden oldugunu gorunce uzulmedim, kendisi icin en dogru olani yapmis, sonucta Aleni Besiktasin yumusak karni olarak gorenlerle futboldan bahsetmeye gerek yok. Biz once "iyi vatandas" olucaz ondan sonra bazi seyleri tartisacagiz. simdi buraya kimse gelip aman kaz yandi cevirin, Biz oyle demedik, belgeler elimizde gibi politika yapmayin, biraz net olun, kesin konusun, laf yuvarlayip gevelemeyin.
Jokond kendi adima konusacak olursam ben senin yazilarini her ne platformda olursa olsun okumayi istiyorum, bizi kimse bu essiz zevkten mahrum edemez, her zaman seninleyiz.
Burada marpione gayet mantikli ve dogru dusunceler one surmus, guzel mesajlar vermis. Hala kalkip alinti yapiyorsun ve kendini kucuk Emrah pozisyonuna dusurup ortami geriyorsun. Sonra da vay efendim sizleri Besiktasli degilsin, anti-Schusterciler vs diyorsun.....
levent,
seni rahatsız eden yorumları görmezden gelmeye başlayarak sorun yaşamaktan kurtulabilirsin bence. inan şurda edilen kavgaların kimseye zerre faydası yok. kötü konuşan kötü konuştuğu ile kalsın.
sizin schuster konusunda blog üzerinde yaşadığınız anlaşmazlığa ben hiç bir anlam veremiyorum. kim o tartışmadan ne kazanmış veya kazanabilecek hesaplayamıyorum. gördüğüm sadece herkese zarar verdiği. taraflardan birisinin bir yerde durdurması lazım bu durumu. biz karışsak taraf tutuyor olacağız, karışmasak da suçlanacağız. çözümü bizde değil yani sorunun. zamanla insanlar bu tarz bir konu üzerinden birbirine saldırmanın saçmalığını görecektir diye umuyorum.
Aynen oyle. Schuster senin babanin oglu mu yahu? Besiktas taraftarinin maasli iscisi, baska birsey degil. Futbolculara, yoneticilere her turlu elestiri yapilirken, bazen hakaret veya dalgaya varan sozler sarf edilirken cit cikmayacak, ama Schuster oldu mu akan sular duruyor. Hakarete bende karsiyim, ama en ufak elestiride ortaligi yangin yerine cevirmek artik komik oluyor.
Arkadaşım senin hangi düşüncelere sahip olduğunu biliyorlar gerçekten, evet.
Benim sadece şu yorumlarımdan bile kendimi acındırdığımı anlayabilmen normal zaten, başka türlü bir şey beklemiyorum senden. Çünkü işine geleni alıyorsun, öyle bir cımbız mekanizması gelişmiş ki...
Ben 40 defa Onur'un oynamasıyla ilgili şey yazıyorsam siz 40 defa anlamadığınız için yazıyorumdur. O konuda açıklık getireyim.
Bazı çirkin söylem dediğin ne, söyle de bilelim. Terbiyesizlik olarak "Ulan" ile başlayan cümleleri diyorsan, aynısını birleşip ego tatmini yaptığınız arkadaşların da diyordu. Başkalarının fikrine saygınız olmayacak diyorsun buna ben güleyim mi ağlayayım mı bilemiyorum hakikatten. Yahu biz Schuster'i savunduğumuz itin münasip taraflarına sokulduk, bunu inkar edebilir misin? Sadece Schuster'i savunduğumuz için ha, başka bir şey de yok. Komik olma lütfen.
"Benim senden geçmişim daha fazla" lafı nerelere gider ileride ben de bilemiyorum, ama ne demek istiyorsan şimdiden de de yorma kendini.
Yav arkadaş, her yoruma artık "Schuster oldu mu akan sular duruyor" falan deme, vallahi sinirlerim zıplıyor.
Yahu şu kalıptan başka bir şey diyebilecek kapasiteniz yok mu anlayamıyorum, bu kadar mı sığ düşünüp sığ yazabiliyorsunuz.
Schuster benim babamın oğlu değil de sen kimsin de adama hakaret ediyorsun? Schuster gerizekalı, Schuster bidon, kelek ne demek arkadaşım? Ben "Schuster'i ben de eleştiriyorum, kaleci seçimini eleştiriyorum, tandem seçimini eleştiriyorum" diyorum ama siz hala "Yok Schuster eleştirilemez, ne bu adam anlayamıyorum" yorumlarına devam ediyorsunuz.
Yine olay Schuster özeline döndü ama bu cımbız mekanizması olduğu sürece hala orada kalır.
Iste bu ego tatmini laflari zaten herseyi ortaya dokuyor. Benim kimseyle birlestigim yok, kaldi ki o birlesiyorsun dedigin arkadaslari tanimam etmem, bazi hakarete varacak laflarina da senin gibi kesinlikle katilmam. Ama mesele burada yapici olmak ve asiriya kacmamak. Nasil theotheo asiriya kaciyorsa sende bana gore kaciyorsun, burada Schuster'i destekleyen ama bunu inat meselesi haline getirmeyen, oturup fikir paylasimi yapabilecegin kisiler de var, senin gibi yapilmayacak kisiler de var maalesef.
Benim Schuster'e hakaret etmemi gec, gitsin dedigimi gordun mu? Post kopyala ve kaynak goster, bir daha foruma Schuster ile tek bir kelime yazmam, sen haklisin derim. Schuster'e hakaret derecesine varacak laflar eden 1 ya da 2 kisi var, digerleri son derece makul ve mantikli elestiriler yapiyor, ama sen bunu herkese malediyorsun.
Evet arkadaşım, ben Schuster'i savunmayı gurur meselesi haline getirdim. Bir ara senin de dediğin gibi, "Bizim Bernd" oyun felsefesinden vazgeçti, bunu kendime yediremeyip gizli gizli ağlıyorum. Ama işte inat ya, ne desen gözüm kapalı savunacağım. "Schuster" dedikleri an ilah diyeceğim. Evet, evet.
Bundan sonra beni görmezden gelirsin, çünkü bir türlü anlayamıyorsun dediklerimi. Ben de seni anlayamıyorum anlaşılan. Schusterciler diye yazarsınız.
Yuki'den sonra şimdi de Jokond. Ne desem bilemedim. Umarım başka mecralarda yazmaya devam edersin, ki biz de okumaya devam edebilelim.
keşke jokond tercih yaparken gürcan sen git deseydi... hepimiz jokonduz
yuki the zorba da mı gitmiş lan ?
hiç veda şeysi yazmadı ya
basketbol yorumlarını eksik etmeyen asist time, güzel insan güzel beşiktaşlı threepoint , shelbyl ve gürcan ulusoy dışında en azından haftada bir yazan arkadaş kalmamış.
bu sadece 'beşiktaş şudur budur' olayının sonucu mu yoksa başka bir olay mı bilemedim ama üzüldüm açıkçası.
bu sonuç iyi olmadı ama uslup bu noktaya getirdi.
gürcan'ın fikirlerine katılmayabiliriz. bi çok görüşüne ben de katılmıyorum. uslubu keskin ama karşıdakine saldıran bir dil kullandığını görmedim.
bu noktaya getirenler kızıp gidenler zaten.
hayırlısı olsun...
vay arkadaşım burası bildiğin sabah programına dönmüş, herkes eteğindeki taşları döküyor.
tartışma filan hikaye beyler, klavye kabadayılığı yapıldıkça burası bu huzursuzluğu barındırmaya devam edicek.
Jokondun gitmesine bende üzüldüm, umarım yakın zamanda yine bir yerlerde yazmaya başlar bizde takip ederiz. diğer yazar arkadaşlar alınmasın, en kendime yakın gördüğüm isimlerden biriydi jokond.
ayrıca Şusterci dediğiniz bir grup varsa eğer o grup içerisinde bende varım ve bu durumdan hiç memnun değilim çünkü öncelikle burada herkes Beşiktaşlı. Burada insanlar Şuster'in gönlünü almak için konuşmuyor. Sadece Şusterci diye tabir ettiğiniz grubun net bir argümanı var.olay budur.
kötü oldu bu. "farklılıklarımıza rağmen bir aradayız", "herkes Beşiktaş'ı kendi sevdiği biçimde seviyor, değişik renklerden birliktelik doğuyor" vs vs. sanıyorduk.
@marpione: haklısın. Şahsa yönelik eleştiriler yapan genellikle Jokond'du. Üslup olarak sert olan da Jokond'du. Ama Gürcan'ın da uyguladığı bir görünmez sertlik vardı, sürekli kendi üslubu dışındakileri eleştirmeye yönelik ironik ve alaycı bir dil, hep sivri söylemler, Denizli teknik direktörken Denizli'yi beğenmeyen, Schuster'i hemen herkes kötü sonuçlara rağmen desteklerken Schuster gitsin tarzı söylemler, geçen senenin devre arasında herkes Necip'in oynamasına mest olmuşken, onun hatasından yenilen bir golü eleştirmeler...
bunlar bana da zaman zaman "marjinalleşme çalışmaları" olarak göründü zaman zaman, bunu kendi içimizde mail grubunda da tartıştık, biliyorsun. Son dönemde sanki her şeyle kavga halinde Gürcan, Guti'yi eleştiren bir postun altına hemen hemen kimse bir Guti'yi savunma yorumu girmemişken, ironik dillerle saldırma hali... (bugün bile bu konuda twit girdi)
Bugün yaşananlara gelince, Gürcan'ın bugün yazdıklarını, Bursa-Beşiktaş taraftarları arasındaki benzerliği vurgulamasını Beşiktaş'a hakaret olarak yorumlamadım. Ama gerçekten de bu kadar basit değil, biz Beşiktaş'ı tutarken hep Galatasaray'dan, Fenerbahçe'den, Bursa'dan farklı olduğunu düşünerek sevdik. Doğrudur, bütün takımlar %40'ı AKP'ye oy veren bir kitleden oluşurlar, ama hiç fark yok gibi yansıtması da çok doğal değildi.
Bu noktada ben gelmezdim ama Jokond gelmiş işte, Futbolunu sevmezsin, yönetimini sevmezsin, taraftarının farklı olduğuna inanmıyorsun, o zaman balık tut Beşiktaş'la ilgilenme demiş işte. Ben olsam "Arsenal'i tut abi sen" diyebilirdim.
Buraya kadar anlattıklarım "Ya sen ya ben" olayından öncesi. "Ya sen ya ben" olayının postlarda değil, mail grubumuzda cereyan etmesi gerekirdi. Ne tartışmalar yaşandı o grupta, sen de bilirsin. Yaşanırdı, çözülürdü. Ama burada yorumlarda bir arkadaşımıza "ya sen ya ben" denmesi kabul edilebilir bir hadise değil.
Hiçbir zaman istediğim katkıyı yapamadım bloga, özür dilerim. Altyapı görevimi son 1 ayda inanılmaz aksattım, onun için de çok özür dilerim. Bundan sonra ben de yokum.
Hoşçakalın.
Bi beatiful freak imiz vardı?? Once onu kusturdunuz, sonra yuki sonra jokond... Kapatın kepengi abi savaş çıkarcaksınız. Yok ekşibeşiktaşın en guzel yönü farklı görüşler falan filandı.. Hikaye oldu gitti. Beatiful yazıomu bi yerde bu arada ?!?
Korkarım ki iyice tekdüzeleşen bir blog olacak.
@erdem
Freak'in blog'a kusme durumu yok, Freak Besiktas'i birakti bildigin. Adam taraftar falan degil artik. Ne yapar ne eder hicbir fikrim yok.
Ben Freak'i ozledim valla. Cok guzel adamdi Freak. (olmus bile olabilir o derece, o yuzden -di'li gecmis zaman kullaniyorum :P)
Uzun zamandır takip ederim ama yorum yazmamıştım. Yorum yazmaya bir başladım bloğa kıran girdi.
gitgide tek bir zihniyet yapısının yazmak için kaldığı bir blog haline geliyor burası.. hele yuki'nin de bıraktığını öğrenince bütün hevesim kaçtı.. gidişatı takip etmek için yine buralarda olurum lakin eskisi kadar aktif olur muyum bilmiyorum.. forza forumdan demirören'i eleştirdiğim için atıldıktan sonra ekşi beşiktaş bulunmaz bir nimet olmuştu benim için, malesef burayı da kaybettik, yazık oldu..
yuki'nin gittiğine dair bi yazı filan yok..var mı böyle bi durum ?
6 aylık shuster postu gitti de yorumları hala duruyor oraya bakabilirsin
@matiasemilio
sağ taraftaki yazar listesinde yuki'nin adı yok artık..
jokond, şu anda gördüm ve şok oldum. inan es es maçı bile aklımdan çıktı bir anda.
yahu bir email adresi lütfetseydin. şimdi nereden neettirecez...
neyse ben bırakayım mail adresimi: omerozluolmak@hotmail.com...iki satır dertleşelim...
jokond bana ulasabilir misin lutfen? fulden@gmail.com
Doğru karar. Jokond'un blogu bırakması daha ferah bir ortam yaratacaktır yazarlar için. Artık yüksek gerilim olmasın entry altlarında
Gürcan ın jokond a yaptığı aynı tarzda bir yorumu purplepurple da benim için yapmıştı bundan 1-1.5 ay önce.Şöyle demişti " yazarken burada sadece misafir olduğunu unutmadan yaz"
Akabinde bu benim son yorumum diyerek blogu bırakmıştım.Aslına bakarsanız gene yazmayacaktım ama açıkçası dayanamadım.
Bu bloğun buralara gelmesinin tek nedeni yukarıdaki cümlelerdeki kendini beğenmişliktir.Bu kafalarla giderek kimse bi yere varamaz.
Her zaman diyorsunuzya "gerginseniz yorum yapmadan önce bilgisayarın başından kalkıp bir mola verin, sigara için" bunu ilk olarak sizin uygulamanız gerekiyor.
Anlık sinirlerle attığınız postlar bu bloğu bitme noktasına getirdi.
Burada tartışma post veya tavır kavgası değil bence.Doğası gereği tartışması gereken barışamaycak olan iki görüş var. Gürcan'ın sahip olduğu pratikten daha az sebeplenen teoriye daha yakın olan ve dolayısıyla uygulamada görülmeyen bir görüş veya Jokond'un sahip olduğu pratikten (tribün aidiyeti vb.) teoriğe giden görüş.Bu iki görüş arasında en fazla saygıyla tartışılabilir ki kaynakta çok farklı oldukları için elbet bir noktadan sonra kopar.İnsan olduğumuz için hepimiz herkes incinir,kızar,azarlar veya yeri gelir küçük görerek yazar.Bence önemli olan blogu tanımlarken öne neyi koyduğunuz.Eğer derseniz ki ben burayı seviyorum bir şekilde(yorum,yorumsuz okuma veya nadir olarak yorum) parçaşı olmaktan memnunum ne olursa olsun burayı okurum diyorsanız zaten problem yok ama İnsanların Beşiktaşlı'yı Beşiktaşlı olduğu için sevdiği kırmadığı dikkatli yazdığı veya tribünde görüldüğü gibi Beşiktaş tezahüratıyla kavganın susturulduğu bir yer arıyorsanız her giden sizden bir parça götürür ama özünde gideni seviyorsanız okursunuz bağlı kalırsınız. Yargılamaktan ziyade anlamaya çalışmak her zaman daha iyidir üstte arkadaşlarda demiş,soluklanıp yazmak lazım.