12 Kasım 2010 Cuma
Evladimizdir
Turkiye'de is dunyasinda enteresan bir algi vardir. Profesyonellere guvenilmez... Bugun Turkiye'nin dunya capindaki 5 markasini alt alta koyun desem 3 marka cikarabilir misiniz bilmiyorum... Yeni yeni toparlanan ve yapisi ve sonsuz denilebilecek yatirim kaynagi sayesinde ozel bir konumda olan THY disinda her yerde bilinirligi olan bir markamiz yok ve bu gidisle de olmaz... Nedenini anlatalim.
Memleketimde Perakende Gunleri diye bir organizasyon var. Ona gelmeden once en tepedeki holdinglere bir bakalim. Genelde dunyadaki trend, yuz yila yakin suredir sirketleri girisimcilerin kurmasi, buyumeyi basarmasi, buyumenin tikandigi ya da ilgi cekici seviyeye geldigi yerde yapilan halka arz / satis ve sirketin profesyonellere devredilmesi seklinde yurur. Iyi profesyoneller basit anlatimla buyuk olcekli sirketlerde var olan vizyonu yukarilara cekmeye ve dogru adamlari ise almaya yarayan gercek ust duzey yoneticilerdir. Dolayisiyla daha oncesinde sirketleri kuran adamlar paralarini sayarak hayatlarini devam ettirirken, bu adamlar gelir fikirler yaratir, yatirimlari yonlendirir ve bugunun dev markalarini ortaya cikarirlar. Cogunlukla deha olduklari soylenir, bugun milyonlarca dolar kazanan CEO'lari olusturan kucuk bir kumedir... Türkiye'de bu dev holdinglerin tepesinde hep aile vardır. Kilit pozisyonların tamamı aileye aittir. Bu da belli bir ölçeğin üzerinde hantallık getirir...
Kimi zaman sirketi kuran girisimciler hisselerini sattiktan sonra sirketin ust duzey yoneticisi pozisyonuna da gelip otururlar, ancak artik tum guc onlarin elinde olmadigindan, isler bireysel ve subjektif degil daha objektif kararlarla yurur. CEO'lugun kitabini yazan, GE'yi GE yapan adam Jack Welch, nbc'yi aldiklarinda "ben en iyi tv programi nasil yapilir, ya da en iyi ucak motoru nasil uretilir bilmiyorum, bunlari en iyi yapacak adamlari bulup, onlari paraya boguyorum (mecazi anlamda) ve onlardan en iyiyi yapmalarini istiyorum/bekliyorum" der... Buyumenin yolu isi dogru sekilde yapacak profesyonelleri bulmak, yonetimi onlara birakmak ve onlara guvenmekten gecer...
Perakende Gunleri'nde memleketimin hakikatten kaliteli urunlere imza atan magazacilari bir araya gelirler. Avrupa standartlarinda, yatirimin yaninda haddinden fazla emek katarak yarattiklari isleriyle de gurur duyarlar. Gel gor ki yasadiklari buyuk buhran her zaman Perakende Gunleri'nin birinci konusudur... Bu sirketlerin hepsinin tepesinde hala - 70 de olsa 80 de olsa - kurucu girisimciler oturur ve senede sen de 3 ben diyeyim 5 genel mudur degistirirler... Bakin bu adamlarin urettigi urunler, magaza yonetimleri, yaptiklari ettikleri hep en ust kalitededir. Avrupa'da benim diyen magazada alamadiginiz hizmeti memleketin dort yaninda yuzlerce magazayla verirler. Ama eksik kaldiklari bu yonetim aliskanligi yurt disi piyasalara acilmalarini hep engeller. Baska markalara, dunyada taninan markalara uretim yaparlar, o markalari uretim kaliteleriyle, tesisleriyle sasirtirlar ama boylari da ne uzar ne kisalir... Aslinda kisalir... Bu yukselis doneminin ardindan hepsinin basina sirayla ikinci jenerasyon gecer... Mahmutpasa'dan yola cikan buyuk girisimci muhafazakarliginin kurbani olur, hayata gozlerini yumduktan sonra da basa gecen on yeni yetmeden dokuzu sirketleri zora sokar. Buyume durur, kuculme baslar, kimi zaman da markalar kaybolur gider...
Bu bahsettigim sirketler senede 10 milyon euro civari ciro yaptiklarinda orta - buyuk olcekli sirket siniflamasina giren sirketler... Bakin Turkiye'de son on yildaki futbola...Yuz milyonlari konusuyoruz... Yoneticiler kim? Bu girisimci adamlar ya da onlarin ikinci jenerasyonlari... Gelenekci, yer yer risk alan ama buyudukce o riski almaktan kacinan, her seye ragmen buyuk vizyon sahibi adamlar ve onlarin nisbeten rahat buyumus cocuklari. Mahmutpasa'daki dukkandan 100 magazalik zincir cikarabilecek kadar zehir adamlarin dev egolari ve elbette onlarin nisbeten kolayda buyumus cocuklari... Donem donem Akdeniz ulkelerinde de gorulen "evladimizi getirelim" anlayisinin kaynaklarinin en onde gideni... Ensesine vurdugunda sesini cikaramayan, her soyledigini yapan adamlari getir, profesyonelleri kovala... Profesyonelleri kotule... Sana biat etmeyen profesyonelin kuyusunu kazmaya basla... Kaz... ve gom... Tipki tamamen sana ait is hayatinda yaptigin gibi.. Aykutlar gelsin, Ertugrullar, Rizalar, Hagiler... Kovalayin Rijkaardlari, Zicolari, Lucesculari, Tiganaları... Biat etsinler size... Biat etmeyenin ne isi var zaten bu kuluplerde... Ne? Schuster mi demistiniz?
Memleketimde Perakende Gunleri diye bir organizasyon var. Ona gelmeden once en tepedeki holdinglere bir bakalim. Genelde dunyadaki trend, yuz yila yakin suredir sirketleri girisimcilerin kurmasi, buyumeyi basarmasi, buyumenin tikandigi ya da ilgi cekici seviyeye geldigi yerde yapilan halka arz / satis ve sirketin profesyonellere devredilmesi seklinde yurur. Iyi profesyoneller basit anlatimla buyuk olcekli sirketlerde var olan vizyonu yukarilara cekmeye ve dogru adamlari ise almaya yarayan gercek ust duzey yoneticilerdir. Dolayisiyla daha oncesinde sirketleri kuran adamlar paralarini sayarak hayatlarini devam ettirirken, bu adamlar gelir fikirler yaratir, yatirimlari yonlendirir ve bugunun dev markalarini ortaya cikarirlar. Cogunlukla deha olduklari soylenir, bugun milyonlarca dolar kazanan CEO'lari olusturan kucuk bir kumedir... Türkiye'de bu dev holdinglerin tepesinde hep aile vardır. Kilit pozisyonların tamamı aileye aittir. Bu da belli bir ölçeğin üzerinde hantallık getirir...
Kimi zaman sirketi kuran girisimciler hisselerini sattiktan sonra sirketin ust duzey yoneticisi pozisyonuna da gelip otururlar, ancak artik tum guc onlarin elinde olmadigindan, isler bireysel ve subjektif degil daha objektif kararlarla yurur. CEO'lugun kitabini yazan, GE'yi GE yapan adam Jack Welch, nbc'yi aldiklarinda "ben en iyi tv programi nasil yapilir, ya da en iyi ucak motoru nasil uretilir bilmiyorum, bunlari en iyi yapacak adamlari bulup, onlari paraya boguyorum (mecazi anlamda) ve onlardan en iyiyi yapmalarini istiyorum/bekliyorum" der... Buyumenin yolu isi dogru sekilde yapacak profesyonelleri bulmak, yonetimi onlara birakmak ve onlara guvenmekten gecer...
Perakende Gunleri'nde memleketimin hakikatten kaliteli urunlere imza atan magazacilari bir araya gelirler. Avrupa standartlarinda, yatirimin yaninda haddinden fazla emek katarak yarattiklari isleriyle de gurur duyarlar. Gel gor ki yasadiklari buyuk buhran her zaman Perakende Gunleri'nin birinci konusudur... Bu sirketlerin hepsinin tepesinde hala - 70 de olsa 80 de olsa - kurucu girisimciler oturur ve senede sen de 3 ben diyeyim 5 genel mudur degistirirler... Bakin bu adamlarin urettigi urunler, magaza yonetimleri, yaptiklari ettikleri hep en ust kalitededir. Avrupa'da benim diyen magazada alamadiginiz hizmeti memleketin dort yaninda yuzlerce magazayla verirler. Ama eksik kaldiklari bu yonetim aliskanligi yurt disi piyasalara acilmalarini hep engeller. Baska markalara, dunyada taninan markalara uretim yaparlar, o markalari uretim kaliteleriyle, tesisleriyle sasirtirlar ama boylari da ne uzar ne kisalir... Aslinda kisalir... Bu yukselis doneminin ardindan hepsinin basina sirayla ikinci jenerasyon gecer... Mahmutpasa'dan yola cikan buyuk girisimci muhafazakarliginin kurbani olur, hayata gozlerini yumduktan sonra da basa gecen on yeni yetmeden dokuzu sirketleri zora sokar. Buyume durur, kuculme baslar, kimi zaman da markalar kaybolur gider...
Bu bahsettigim sirketler senede 10 milyon euro civari ciro yaptiklarinda orta - buyuk olcekli sirket siniflamasina giren sirketler... Bakin Turkiye'de son on yildaki futbola...Yuz milyonlari konusuyoruz... Yoneticiler kim? Bu girisimci adamlar ya da onlarin ikinci jenerasyonlari... Gelenekci, yer yer risk alan ama buyudukce o riski almaktan kacinan, her seye ragmen buyuk vizyon sahibi adamlar ve onlarin nisbeten rahat buyumus cocuklari. Mahmutpasa'daki dukkandan 100 magazalik zincir cikarabilecek kadar zehir adamlarin dev egolari ve elbette onlarin nisbeten kolayda buyumus cocuklari... Donem donem Akdeniz ulkelerinde de gorulen "evladimizi getirelim" anlayisinin kaynaklarinin en onde gideni... Ensesine vurdugunda sesini cikaramayan, her soyledigini yapan adamlari getir, profesyonelleri kovala... Profesyonelleri kotule... Sana biat etmeyen profesyonelin kuyusunu kazmaya basla... Kaz... ve gom... Tipki tamamen sana ait is hayatinda yaptigin gibi.. Aykutlar gelsin, Ertugrullar, Rizalar, Hagiler... Kovalayin Rijkaardlari, Zicolari, Lucesculari, Tiganaları... Biat etsinler size... Biat etmeyenin ne isi var zaten bu kuluplerde... Ne? Schuster mi demistiniz?
Etiketler:Yuki The Zorba
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...4 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...7 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.9 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189510 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
-
26 Yorum:
Öyle bir algı oluşuyor ki, bir adam ya siyah ya beyaz... Ben bazen akıl hastası seviyesinde Beşiktaşlı oluyorum ama böyle bir şeyi ben dahi kabullenemiyorum! Hayatın her yeri grilerle dolu. Yüzde yüz doğru diye bir şey yok. İş hayatında olduğu gibi futbolda da yüzde yüz doğrular yok. Denenmişler, yapılmışlar var. Yola Schuster'le de çıksan, benimle de çıksan zaman vereceksin. İzleyeceksin, takip edeceksin, yakınında olacaksın... Basının gazına gelip, "kulübede oturuyor bu" deyip bakmayalım adama...
Bu arada yukarıda örneğini verdiğim iş insanlarının ender istisnalarından biri Hüsnü Özyeğindir... Kendisi profesyonellere inanır ve güvenir. Bize Hüsnü Özyeğin zihniyeti lazım...
Siz yensende yenilsendeye katiliyormuydunuz????Dediklerinizde yuzde yuz haklisiniz.En basarili efsane baskan kimdir bjkda????Suleyman seba.Para yoktu adamda ama kafa vardi.Milneye nasil sabretmisti.En kotu zamanimizda bile o bjkli durusu denen seyi hic kaybetmiyorduk.Schuster konusuna gelince schustere zaman taniyalim.Tamam bunada varim.Ama bu sezon sonuna kadar degil 4-5 sene burada kalip bjka bu sistemi oturtacaksa olur.Ben schusterin oyle bir fikri olduguna inanmiyorum.Bence kendisi yaristan koparsak acaip aciklamalar yapacak ve gonderilecek ki insallah tam tersi olur.Tersi olursa sevinirim ben yanilmisim demeyi sevenlerdenim.
@yuki
Cunku Husnu Ozyegin Harvard Business School mezunudur :) Konusmaya da gelmisti okula, akli basinda, ne yaptigini bilen, hirsli ama bir o kadar da oturakli bir adam; hayat hikayesi de muthis.
@bacon1903
evet ilk 1,5 sezon...
Aynen ben de böyle düşünüyorum. Sene sonunda bakılır, ışık yoksa anlaşılır gönderilir. Zaten büyük maliyeti olan hocalarla her zaman 1+1 sözleşme yapılması gerektiğini düşünüyorum. Benim zaten derdim Schuster'in başarılı veya başarısız olması değil, Schuster Nişantaşı'ndan taksiye binse Taksim'e gidicem dese, 20 TL yazan taksimetreye itiraz edemez. Adam daha memleketi bilmiyor nasıl bilsin 4 ay oldu yahu...
@shelbyl
Abi atlayacağını biliyordum hemen ahahaha. Harvard öncesinde de robert dönemi var, malum o robert bugün boğaziçi... Ben bir defa birebir konuştum, iki defa da dinledim. Muhteşem bir hayat hikayesi var, özel bir adamdır...
@yuki @shelbyl
Husnu Ozyegin bir aralar yoneticilik felan yapmismiydi????Yanlis mi hatirliyorum ben.Birde kim ne derse desin hakkinda ben husnu gureliyi takdir ederdim.Lucescu-Husnu Gureli ortakligi hele superdi.
-Para yok hoca transfer yapamayiz.
-Caniniz sagolsun ben serdar topraktepeye forvete koyarim.
ahmet dursun, pascal nouma - ilhan mansız vardı be luce'nin elinde :) beşiktaş tarihinin en spektaküler forvet hattı.
onların arkasında tümer metin- sergen yalçın-pancu..
üstüne üstlük luce'nin isteğiyle getirilen adrian ilie.
gören de luce sertan'dan forvet, sinan engin'den sol bek yarattı sanacak :))
yuki kusura bakma konu dışına taştım. gelmişken eline sağlık diyeyim, 'bir şey diyeceğim ama önce otur soluklan' tarzı yazıları çok seviyorum. yazının sonuna gelene dek hem yeni bişeyler duyabiliyosun, hem de acaba nereye bağlayacak diye 10 tane konu hakkında durduk yere fikir üretiyosun.
Yazı çok güzel olmuş eline sağlık.
Ama sanırım futbol bu bahsedilen yapılanma içerisine hiç bir zaman giremeyecek bir sektör?! -Manchester United dışında. Futbolun kime satıldığı,nasıl satıldığı çok ayrı bir olay. Hiç bir zaman kar etmesi gerekmeyen ve asla batmayacak bir ekonomik oluşumdan bahsediyoruz.
Doğal olarak bu oluşumlar, büyük adamların oyuncağı ve başka işleri için kullandığı taşeronları haline gelebiliyorlar. O yüzden böyle bir planlama yapılması da çok güç bir hale geliyor, yukarıda bahsi geçen sahibin insafıyla veya başka kişisel kriterleriyle kadrolaşıyorsunuz, planlıyorsunuz vs vs.
Aslında Simon Kuper - Stefan Szymanski (ismi yanlış haturluyor olabilirim) Futbolun Şifreleri kitabını okumayan okusun derim. Bu hususlara çok güzel örneklerle değiniyorlar.
@sarper
yorumlarının altına imzamı atıyorum izninle.
türkiyede futbol kulüpleri özelleşmelidir.
şu anki yapı birilerinin rant kapısı durumunda.devlet kurumu gibi futbol kulüpleri.zarar eder ama batmazlar nedense.
şöyle bir özelleşsin bakalım kulüpler vergiler konulsun adam gibi bakın nasıl düzeliyor transferler.alt yapılar nasıl gelişiyor.scoutlar nasıl kuruluyor.çünkü özelleştiğinde kişisel zarar kar olayı devreye girer.
oysa şimdiki durum devlet kurumu gibi.her gelen başkan belli zaman içinde götürüyor birşeyler.sonra ceketini alıp gidiyor.tabi bu 2000 li yıllardan sonra çok arttı.ondan önce bu kadar büyük rakamlar kulüplere girmiyordu.sadece prestij için göreve talip olunuyordu.şimdi durum prestij+rant oldu.
Adnan Öztürk zamanında Türk spor tarihini değiştirecek devrimi gerçekleştirmek için Peter Kanyon,Tomas Kurth ve Esteve Calzada gibi Avrupa futbolunda marka olan biribirinden önemli 3 yönetici ile sözleşme imzalamıştı, başkan adayı olduğunda,bilniçli tarfatarlar sevinçten ne yapacaklarını şaşırmışlardı.Ama gerizekalı Galatasaray kongresi kimi seçti ...Adnan Polat'ı ...
Ve yanılmıyorsam seçilemedikten sonra Adnan Öztürk yinede bu imzalanan sözleşmelerin geçerli olması için Adnan Polat'a başvurmuştu.Bu adamlar çok değerli Mr. 20.45 tarafından kabul edilmedi ve yerine kim geldi ? ........Adnan Sezgin ........
Bu saatten sonra kimse bana bu adamların GS,BJK,FB sevgisinden bahsedemez.Hepsi sosyal statü hepsi cep doldurma peşinde ...
O secimlerde baska muhabbetler de donmustu gerci, ama beni hep gulumseten sudur:
Adnan Polat secilmezse Haldun Ustunel ve Rijkaard da gidebilir diye telaslanmisti bazi GS'liler.
6 ay sonra Polat bastaydi, ama diger ikisi yoktu :)
Yine anafikri doğru ancak verilen örnekleri hatalı bir yazı. Aynı geçen gün Shelby'nin yazısı gibi. Bu yüzden yazının da bir anlamı kalmıyor.
Şirketin başına geçirdiğiniz yönetici, şirketi umursamaz tavırlar sergilerse de işlerin daha kötü olmasını göze alarak devam edermisiniz ? Yoksa acil önlemler mi almaya çalışırsınız ?
Peki ya aynı yönetici kendisinin fotoğrafını çeken gazetecilere bir tarafını avuçlarsa kendisine hayrola dermisiniz ? Şirketin kuralları gereği yanında bulundurması gereken bir kartı bilerek yanında taşımazsa bir konuşmaz mısınız ?
Sıkıntı ne biliyormusunuz ? Burada kayıtsız şartsız Schuster'i savunanlar teknik direktörlere bağımsız bireyler olarak bakamıyorlar. Yani kariyerli her hoca aynı kefeye konuyor. Zannediyorsunuz ki bu adam gelecek, uzun vadede sistemi oturtacak, gençleri kazanacak vs. vs. Peki hiç aklınıza şu gelmiyor mu ? Yahu belki bu adam buraya takılmaya, keyif yapmaya geldi. Sadece süpheci olun diyorum. İlla öyle olduğunu düşünmenize gerek yok. Ama bunun da bir olasılık olduğunu düşünün ve ona göre hareket edin. Adamı yollarsın, yollamazsın bu ayrı mesele ama adam tapma.
Biz tapmıyoruz ki diyeceksiniz. Yahu kendinin 25 yaşında mesleğe yeni başlamış bir gazeteci olduğunu düşün. Git BJK antremanında fotoğraf çek diyorlar. Gidiyorsun bir hevesle işini yapmak için, takımın hocası sana bir tarafını avuçlayarak selam veriyor. Şimdi bu basına ayar vermek mi yoksa saygısızlık ve etrafı küçük görmek mi ?
Sözün özü şu, hocalara birey olarak bakın. Her hocayı Derwall sanmayın. Eğer ışık varsa eyvallah süre de verelim ama adamın işine saygısı olmadığını görüyorsak da bir zahmet bir önlem alalım.
Luce'yi ve Daum'u Schuster'le aynı kefeye koymayın çünkü onlar ellerini taşın altına sokup birşeyleri değiştirmeye çalıştılar ancak Schuster öyle değil. Bu yüzden Luce'ye , Daum'a yapılan yanlıştı ama Schuster yollanırsa bence doğru karar olur.
@sehorn
Abi bu avuclama mevzusuna niye bu kadar taktin yahu?
raul gonzalez yazmisti bizim: http://eksibesiktas.blogspot.com/2010/10/golge-etmeyin.html
Peki sen Schuster gibi dusun: 25 yasinda bir gazeteciye diyorlar ki "Git Schuster'in soyle sansasyonel bir resmini cek", herif senin acayip halinde basiyor deklansore, altina da bunu dosuyorsun. Schuster olsan ne yaparsin?
Hikaye dondu mu 180 derece?
-----------------------------------
Bilmiyorum hic yurtdisi tecruben oldu mu daha once, ama bu isler boyledir. Gittigin yerde 2-3 ay sudan cikmis baliga donersin, sistemin nasil isledigini anlamaya calisirsin. Herkesin adaptasyon suresi farklidir, duygusalligi farklidir vs.
Schuster sadece Besiktas'a ya da Turk futboluna vs. alismaya calismiyor; komple yepyeni bir ulkeye, kulture, yemege, dine, dile, kiyafete, anlayisa...
Ben 11 haftada teknik direktor gonderen zihniyete asina degilim, kusura bakma. Teknik direktore 1 yil verirsin, olmadi mi, olmayacak mi, verirsin tazminatini gonderirsin.
Sen simdi Schuster sene sonunda basari elde edemeyince "Ben demistim" diyebilmek icin altyapini hazirliyorsun belki de, ona da eyvallah. Ama ben Schuster'i de gectim, hakkinda az gozlem yapilmis bir insan icin bu kadar kesin ve net konusulmasina dayanamiyorum.
Aynı hareketi yapan Pascal Nouma kral oluyor,Schuster ahlaksız,saygısız oluyor ...
Hep aynı laf umursamaz,ciddiyetsiz.Arkadaş ne biliyorsunuz yaw ? Daha geçen hafta Kewell açıklamadı mı Rijkaard hayatımda gördüğüm en iyi adamlardan biriydi,biz onun istediklerini sahada yapamadık diye ? Nerden biliyorsunuz kendi keyifleri kaçmaması için,sezon sonu gönderileceklerini anladıkları için aldıklarının yarısı kadar etmediklerini bildikleri için gelen Lucescular tarafından yine baştacı edilip bize yutturulacaklarını çok iyi bildikleri için bir bok yapmasada 3 er m€ alan kazmaların bu adamı baltalamadığını ...
Niye Galatasaraylılar Servete sövüyor şimdi Rijkaard fetişimi var hepsinde,anası babasımı onlarında savunuyorlar hala ?Aynı boku yaşıyoruz tamamiyle ...
Yaw nasıl bu kadar net konuşuyorsunuz çıldırıcam walla ....
schuster işini ciddiye almıyor diyen, neden öyle olduğunu söylese ya? şöyle şeyler gördüm ve buraya eğlenmeye geldiğini ve beşiktaş'ı umursamadığını, saygı duymadığını düşünüyorum diye açıklasa. sehron?
bu ulkeyı sadece daum lucescu ve gerets cıddıye aldı arkadaslar, yanı az bucuk basarılı olanlar. Baska kımse almadı. Cıddıye alan basarılı olur almayan olmaz.
Neyse...
Olayı sadece shuster ozelınden degerlendırmek gına getırdı artık. Sporun, futbolun baska hıcbır dınamıgı yokmus gıbı...
Şöyle de bir yazı yazmış Okay Karacan:
http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1051959&title=formul-schuster
schuster kovulmuyacak mı hala.daha ne bekliyoruz anlamış değilim.33 puanın 17 sini almış.kendi evinde 3 yenilgi almış,ztk 'da sıçmış sıvamış bir adam bizim şirketi batırıyor yahu ne profesyonelliği.
yeterli olurmu bilmiyorum ama sarı meleğin stsl'yi önemsemediğine ve yeterince çalışmadığına verilecek en iyi örnekler hala duran toplarda alan savunması yapmıyor oluşumuz,hala duran toplarda bir organizasyona sahip olmayışımız,akreditasyon kartını ısrarla takmaması gösterilebilir sanırım.
@leventpolat
Okay Karacan'ın görüşlerine tamamen katılıyorum. Ha bu yol içinde Schuster hiç mi hata yapmıyor bence çokça yaptı ve hala yapmakta.
Ben Gaziantep BB postunda da yazdım. Varsa imkan toplanılıp Ümraniye'ye gidelim,bi yerinde görelim ne oluyor, adam işini ciddiye alıyor mu almıyor mu?
Bilmediğimiz hususlar hakkında renkli basının gazıyla yorum yapıyoruz gibi geliyor bana
@sehorn
Kayitsiz sartsiz Schuster savunmasi? Ben profesyonellik kavramina is hayatinda saglayamadigimiz adaptasyonun neticesinden bahsediyorum. Belki sasiracaksin ama Daum ve Lucescu bu ulkeden kovuldular biliyor musun? Cunku onlar da profesyonel...
Ben hic bir yerde "gencleri kazanacak, on yil kulubun basinda kalsin, kopegiyiz Schuster'in" demedim. Diyorum ki, bugun basinda cikan seyleri, Sergen'in sozlerini, Ridvan'in sozlerini baz alan tartisma konularinin uzerinden bu adami elestirmek komik. Bu ve bunlar gibi adamlar zaten futbol kluplerinde ve futbol dunyasinda bi mevi mafyoz yapilanmadan nemalanan adamlar. Ha Alper derse ki duran topta alan savunmasi yapmiyoruz, saygi duyarim. Dogrudur, yanlistir ayri konu. Ama Alper derse ki niye kovmuyoruz, o tartisma konusu. Adam geleli 4 ay olmus yahu, 4 ay! 1,5 ayinda en onemli topcularimiz sakatti. Bu takim sezonu erken acti. Acin bakin o donem postlarine herkes gecen seneki Galatasaraya benzememizden korkuyordu ve beklenen oldu. Bunda garip gelen ne?
Ben Schuster geldiginde tedirgindim, sebebi iki turlu. "Barcelona'yi yenemeyiz" dedi bu adam Real Madrid'in basinda ve aninda kovuldu. Scala da "Barcelona'yi yendigimizi gordum ama meger taktigi 12 kisiyle kurmusum" gibilerden biseyler demisti. O geldi aklima... Ben bunlari yapmasini istemiyorum. Yoksa kulubede oturuyor, kipirdamiyor, ciddiye almiyor, etmiyor denilen her sey komik. Lucescu ve Daum'la kiyaslanmasi en komik, nitekim bu adamlar da geldiklerinde aynen boyle elestirildiler. Lucescu Besiktas'a Turkiye'de ucuncu yilinda geldi. Daum icin manyak dendi, dahi dendi, kokainman dendi...
Bakin yurtdisinda da adamlarla dalga geciyorlar, Italya'da her gun Mourinho aleyhine haber yaptilar ama taraftar buna prim vermedi. 50 sene sonra Avrupa sampiyonu oldular. Taraftar once aklini kullanip sapla samani ayiracak... Bugun Besiktas kotu futbol mu oynuyor? Evet. Sebebi Schuster'in apis arasini fotografciya gostermesi mi? Gazeteciye kizmasi mi?
@sarper
senelerdir Besiktas antrenmanina taraftar falan giremiyor. Bunu Pascal Nouma'ya buldugum bir firsatta sormustum. Soyledigi "taraftar fulya'da gelip idmani izliyordu, onu kizdiramazsiniz, uzemezsiniz, adam gelip sizi dovebilir, ne yapacagini bilemezsiniz; biz de daha dikkatli davranmaya calisiyorduk" idi. Tabii Fulya'da tesisler korkunc vaziyetteydi ama taraftarin gobegindeydiler. Ben okuldan kacip idmana giderdim. Guzel gunlermis...
Bende Fulya'ya çok giderdim hakikaten güzel günlerdi. Ümraniye'yi bir kere boş hali dışında hiç görmedim, durumda nedir bilmiyorum. İmkan olsaydıda gitseydik o zaman.
Bu iğrenç basının gazlamasından nefret ettim bu ülkede. Sadece spor basınından da değil.
Vallahi yaşım küçük benim, sizin gibi gidemedim Fulya'ya falan ama Ümraniye'ye gitme imkanı olsa kesin gelirdim, bizzat Dayı'ya söylerdim takma kafana diye. :))
Cozum artik Schuster'i kovmak degil, o noktayi gectik. Bariz olarak gorunen bir sey var ki, bir yerlerde sikinti var. Hocanin da sikintisi var (halinden belli), oyuncular keyifsiz ve isteksiz, inanc kalmamis, yonetim radikal birseyler yapmali. Schuster ve oyuncularla bir degerlendirme toplantisi mutlaka yapilmali, hem de acilen. Tayfur'un rolu daha aktif olmali mumkunse, hoca ile de bu durum konusulmali. Almancasi olan, bu ulkeyi ve camiayi taniyan birisi sportif direktor veya menajer olarak gelmeli (M.Denizli en kolayi), hocanin sikintilari varsa giderilmeli, oyuncularin sikayeti varsa giderilmeli, en azindan bir analiz ve bir cozum gerek. Bunlara kondisyoner (bkz Castellana'nin FB'deki sakatliklari) veya psikolog degisikligi de dahil olabilir. Onumuzdeki maclara bakacagiz, kendiliginden gecer demekle olmuyor, olacak gibi gozukmuyor. Zararin neresinden donersek kardir.
Konu dışı: Nihat ilk yarıyı kapatmış
icinde bulundugumuz durumda onur-necip-ersan gibi 3 gelecek vaadeden oyunu kazanmamiz bile liderden 9 puan geride kalisimiza tercih edilebilecek bir durumdur. Schuster sirf bu 3 oyuncuyu goreceli olarak az da olsa takima monte etmeye calismasi takdir edilesidir. Mustafa Denizli (cok severim bu arada) takimi bir yil yoktan sampiyon yapmistir ve emegi buyuktur ama 2. yil 5. olup tek bir gence bile sans tanimamistir. Onur veya Necip gecen yil biraz sans bulmus olsaydi belki bu yil transfer sezonuna cok daha guclu ve de ihtiyaclarimiz belli bir sekilde girebilirdik. Schuster turkiye'den nefret bile etse (ki oyle bir durum soz konusu bile degildir bence) takimin basinda kalmalidir. En kotusu bile olsa bir kere de TD'un istifasina sahit olsun bu taraftar.. Ersan-Onur-Necip'i ilk 18'de ve hatta cogunlukla sahada gordugum surece Schuster benim gozumde gorevini fazlasiyla yapmaktadir. Sabir oldugu surece basari zaten gelecektir.