.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

29 Kasım 2010 Pazartesi

Aşk Mefhumu

Kısım 1:

Herkesin aynı şeye aşık olduğu bir durumda, aşkın sağlıklı yaşanmasını bekleyemeyiz tabii.

Çünkü aşk sevdiğini değiştirmektir bir yerde. Herkesin istediği gibi değişemez aşık olunan.

Aşk bazen sevdiğine kızmaktır. Ama sen kızarken öteki sevişmek istiyorsa orada da bir sorun oluşur.

Aşk kimisi için mantıkla, kimisi için duyguyla açıklanır. Kimisi bir gün "yıkıl git" dediği sevgilisine ertesi gün 38 tane sevgi mesajı yollamaktan haz alabilir, ya da tripler gırla gidebilir bir ilişkide. Kimisi ise bütün sorunlarını oturup konuşup sağlıklı bir şekilde yaşamayı tercih etmiştir.

Ama tüm bu çelişkiler içerisinde bir şeye dikkat etmeli: Herkes burada aşkını paylaşmak istiyor. Ama herkesin aşkı aynı olmak zorunda değil. Herkes aşkını aynı kişilerle yoğurmak zorunda da değil.

Kısım 2:

Ben, yorumculardan alper ile neredeyse taban tabana zıtım hayata bakış konusunda. tribal ile de keza. Siyaset, din, toplum falan konuşsak kimbilir daha kimler ile ne uyuşmazlıklarımız çıkar. Ama bu farklılıklar, arada ortak nokta bulmamıza engel olmuyor. Çünkü ben alper ya da tribal ile anlaşmak zorunda değilim; ama onları anlamak ile mesulum insan olduğum için.

Bu lafı Gürcan etmişti zamanında, çok beğenmiştim. Şimdi yeri gelip onun için de kullanacağımı düşünmezdim.

Ekşibeşiktaş, çok farklı dünyalardan, çok farklı fikirlerden gelen insanların yazdığı ve yorum bıraktığı bir platform. O yüzden burada yazılanların hepsiyle hemfikir olunması imkansız. Ama o yazarların geçmişi doğrultusunda -kendilerini de o yönde ayrıntılı ifade etmişlerse- bir persona oluşturmak imkanlı. Bu persona doğrultusunda da perspektif kazanmanız imkanlı. 

Ben buradaki yazar ve yorumcuların kimilerinden fikri anlamda besleniyorum. Çünkü bana komple bir beyin profili sunuyorlar. Kimilerinden ise -alınmak yok- pek beslenmiyorum. Bu onların dediklerine katılmadığımdan değil, ama persona'larını kafamda oturtamadığımdan. Bir yazar/yorumcu, bir konuda tesadüfen benimle aynı şeyi söylediğinde, o bana bir haz vermiyor.

Şimdi ben kendimi hep uzun uzun açıkladım da, beni herkes komple anladı mı? Yoo. İçinden "özet geç lan" diyen bile var şu an, eğer buraya kadar geldiyse.

Ama işte tam bu noktada başa dönüyorum. Eğer bir aşk varsa ortada, ve biz o aşkı paylaşmak, paylaşarak büyütmek istiyorsak aynı platformda, kendisini anlatmaya çalışanı anlamakla mesuluz.

Ben burada niye yazıyorum? Kendi perspektifimi, içim doldukça, paylaşmak için. Bana kimse buradan para vermediğine göre, her gün yazmak zorunda değilim. Ama bir haber okurum, sıçarken aklıma bir şey gelir sinirim bozulur, gelir buraya yazarım. Yazdığım hep çok doğru düşünülmüş, çok yerinde şeyler de olmaz. Arada beni anlayan/anladığım çıkarsa da ne mutlu.

Anlaşmak değil, anlamak. Anlamak istemiyorsak da - tercihen olmasa da- yok sayma özgürlüğümüz her zaman var. Ama kimseye "Sen de benim gibi seveceksin" diyemeyiz. Sevgimiz/sıkıntımız içimize dolunca anlatmak da bunu demek değildir. Herkesin hissiyatı farklı.

Bunu yapamayacaksak, biz çok yanlış gelmişiz.

55 Yorum:

Sarper dedi ki...

Ama kimseye "Sen de benim gibi seveceksin" diyemeyiz.

diye güzel bir cümle var son paragrafta. Evet sevmek söz konusu olduğunda ve herkes aynı sevmediğinde sevgi unsuru olan kişi/obje/takım'a yapılan eleştirilerle kimleri gücendireceğin ve sinirlendireceğin belli olmuyor.

Bu senin sevgilinin ağzı yüzü yamuk demek gibi acı olabiliyor:)

Sonuçta senin de belirttiğin gibi farklı perspektifler var. Şahsen burada yorum yaparken, kişisel cevaplar verdiğim ya da karşılık aldığım oluyor. Kimseyi ne şahsıyla ne kişiliğiyle yargılamak yeri değil burası. Sonuçta hepimiz bir ortak payda altında, Beşiktaş adı altında buluşuyoruz burada. Yok sayma gibi birşeyde söz konusu olamaz söylenen sözler için çünkü çok büyük bir sevgi beşiktaş sevgisi.

O yüzden alınıp gücenmemek lazım. Aşırı tepki vermemek lazım.

tearkan dedi ki...

Dün deplasmanda, 2003 yılından beri maç kazanamadığımız bir deplasmanda üstelik, bir derbi kazandık ve blogda ardı ardına atılan postlara, konuşulan, tartışılan konulara bakın.

Geçen hafta puan kaybettiğimiz Konya maçı postuna 177 yorum girilmiş. Bu hafta kazanılan maça, üstelik gese maçı, 187 yorum girilmiş. Millet gerginlik arıyor, insanları gerecek yer arıyor. Malzeme, tartışma çıkacak konuların üstüne atlıyor. Galibiyet postu gibi herkesin gevşek olduğu yerlerden uzak duruyor.

Blog da bu durumdan olumsuz yönde etkileniyor maalesef. İyi polis, kötü polis muhabeetleri yapılırdı eskiden, maçtan güzel kareler yansıtılırdı. Nobre-Bobo tartışmaları hep vardı; ama Nobre gol attı sevinmicen mi?, Holosko'nun çatal girseydi bi gol bi asist naber? muhabbetleri dönmezdi. Yahu dün o siyah formayı giyenlerin hepsinin attığı gol bizim tabelaya yazılıyor, Beşiktaş üzerinden ben demiştim diyebilmek için Beşiktaş'ın kötü gitmesini isteyecek kadar kafayı kırmadıysanız eğer hepimiz Beşiktaş'ın kazanmasını istiyoruz. Kaybedince, kötü gidince de hepimiz bir şekilde tepkimizi veriyoruz. Kimisi küfür ediyor (ben de dahil), kimisi sinirini takımdaki eksiklikleri yazarak söylüyor, kimisi başka bir yola başvuruyor.

Neyi tartıştığınıza bir dönüp baksanıza. 'Beşiktaş nedir.' (o postta söylenmek istenen de bu değildi ama neyse) Yahu herkesin Beşiktaş'ı kendine neyin tartışmasını yapıyorsunuz? Sevgi soyut bir kavram. Sevdiğiniz bir şeye yüklediğiniz anlamlar da aynı şekilde soyut ve değişken. Ortak bir nokta bulmak, uzlaşmak mümkün değilken ve bunu biliyorken neyi, niye tartışıyorsunuz?

Deplasmanda yedi yıl sonra kazandığımız bir gecede, maç postunda burada pek sık konuşulmayan basketbolu bile konuştuk dün.

Ben ilgili video eşliğinde bir 'koyduk mu' postu beklerdim şahsen. Hadi şahsi istekleri bir kenara bırakalım da üstüne uzlaşılması bu derece mümkün olmayan konuları tartışmak ne derece mantıklı? (hayır tartışmayı geçtim bir de özellikle Gürcan'ın postunda tamamen yanlış anlamalar ve tamamen yanlış tartışmalar var. adam sırf başlığa bakıp beşiktaş neciptir yazıyor yahu. bu kadar mı körü körüne tartışma heveslisi yaptı bizi gidişat?)

Levent dedi ki...

Aslında "Sen de benim gibi seveceksin" diyen kim, iyice bir görmek lazım diye düşünüyorum.

Bakın, kimsenin Gürcan Ulusoy ile ilgili bir problemi olduğunu sanmıyorum. Olmaz da. Asıl problem sürekli aynı düşüncelerin ısıtılıp ısıtılıp önümüze konması. Demek istediğim, insanlar puan kayıplarından sonra akla gelmeyecek şeylerin bile eleştirileceğini, bunlara ölümüne vurulacağını biliyor. Daha da kötüsü, takım kazandığında sadece Gürcan Ulusoy da değil, diğer tüm "on beş ünlemci" arkadaşların da ortadan kaybolacağı biliniyor. Ben de biliyorum. Yazdım da geçen hafta. Varlar mı peki maç postunda? Yoklar. Maçtan sonraki yazılarda bir yorumları var mı? Yok. Peki biz Galatasaray'a yenilseydik buranın aynı düşünceyi savunan zilyon tane yazı, zilyon tane yorum olacağını, Schuster'in kulak memesinden blimem nerenin plansızlığına kadar eleştirilmeyecek şey kalmayacağını bilmiyor muyduk? Biliyorduk. Sorun da burada.

Ve de bu Holosko yazısının her yerinden "Ben zorla yazıldım" mesajı fışkırıyor, kusura bakmayın.

Yoksa kimsenin derdi kişisel değildir, eminim.

@leventpolat

"Kimsenin derdi kisisel degildir, eminim."

Ben "kimsenin" demezdim :)

Mac yazisi konusuna gelirsek, ben devre arasina kadar mac yazisi yazmayi biraktim. Bunun da sebebini zaten acikladim daha once.

Zaten isin teknigini cok iyi kiviran bir Noat var elimizde, onun analizini okuyun. Benim mac yazilarim genelde "istatistiksel" ve "saha disi" faktorleri goz onune alan yazilar. Cunku ben futbolu Noat gibi yorumlayamiyorum. Benim yorumum, sahada gorduklerimin sene icinde gorudklerime kiyaslamasindan ibaret.

Iste bu hafta farkli bir sey denedim, o da tutmadi.

Geri kalan yazarlara da zorla "Yazin ulan, yazsaniza!" diyemiyorsun iste. Bilmiyorum nasil yapariz orasini. Fikirlere acigim.

tearkan dedi ki...

takım kazandığında sadece Gürcan Ulusoy da değil, diğer tüm "on beş ünlemci" arkadaşların da ortadan kaybolacağı biliniyor. Ben de biliyorum. Yazdım da geçen hafta. Varlar mı peki maç postunda? Yoklar. Maçtan sonraki yazılarda bir yorumları var mı? Yok. Peki biz Galatasaray'a yenilseydik buranın aynı düşünceyi savunan zilyon tane yazı, zilyon tane yorum olacağını, Schuster'in kulak memesinden blimem nerenin plansızlığına kadar eleştirilmeyecek şey kalmayacağını bilmiyor muyduk? Biliyorduk. Sorun da burada.

Üstüne söyleyecek fazla bir şey yok sanırım. Ben de yorumumda az çok belirtmiştim Konya maçına girilen 177 yorum, 7 yıl sonra deplasmanda kazanılan maça girilen 187 yorum.

fabianernst dedi ki...

@ tearkan
abi kusura bakma ama ben bu cumleyle kendimi savunma gereği hissediyorum...
Hadi şahsi istekleri bir kenara bırakalım da üstüne uzlaşılması bu derece mümkün olmayan konuları tartışmak ne derece mantıklı?

Unknown dedi ki...

@Taerkan
bildigim kadariyla kendine ait bir blogun yok ve cok dogru bir tespit yaptin, Besiktas mac kaybettiginde bizim sonkartallar blogumuz normal kazandigimiz maclardan iki kat daha fazla tiklaniyor...

fabianernst dedi ki...

@tearkan
su cumle bence işin özeti
Peki biz Galatasaray'a yenilseydik buranın aynı düşünceyi savunan zilyon tane yazı, zilyon tane yorum olacağını, Schuster'in kulak memesinden blimem nerenin plansızlığına kadar eleştirilmeyecek şey kalmayacağını bilmiyor muyduk? Biliyorduk. Sorun da burada.

Sarper dedi ki...

Yorumlarda tutarlı davranmak, yeri geldiğinde Beşiktaş'ın galibiyetine sadece sevinmekten daha önemli olabiliyor bu ortamda.

O arkadaşları, galibiyet sonrası o yüzden görmüyoruz buralarda.

tearkan dedi ki...

@ fabianernst

ya abi yanlış anlatmışım. benim kimseyi suçlamak gibi bir amacım yoktu. zaten senin kendini savunmak için aldığın cümleyi de o yüzden yazmıştım. o postta anlatılmak istenenle yapılan yorumlar ayrı tellerden çalıyordu ve insanlar bunun farkına varmak yerine tartışmayı tercih ediyordu. benim belirtmeye çalıştığım şey buydu. yorumu senin yaptığının bile farkında değildim. sadece ilk aklıma geleni yazmıştım yani. oluşan, bana göre, gereksiz tartışma ortamını anlatmaya çalışıyordum. yoksa yorumun senin olması denk geldi sadece. direk başlığa bakıp falan diye biraz itham eder gibi yazmışım, kötü niyet yoktu, asıl sen kusura bakma.

@ sarper

beşiktaş'ın tartışıldığı, beşiktaşlıların olduğu bir blogda Beşiktaş galibiyetinden, bu galibiyete sevinmekten daha önemli bir şey olabileceğini benim aklım almıyor valla.

Sunu da unutmamak lazim tabii, insanlar uzulduklerinde, sevindiklerinden daha fazla konusurlar genelde.

Ben mutlu oldugumda saga sola "Ne kadar da mutluyum" yazmiyorum, ama sinirim bozuk oldugunda seksen platformda catacak adam ariyorum :)

Ve insanlarin, ozellikle spor konusundaki mutluluklari da zaten biraz karsi tarafin uzuntusu temellidir.

Bugun Galatasaray'a galibiyetimizin golgede kalmasinin sebebi, Galatasaraylilarin zaten futboldan umidi kesmis olmasindan sebepli.

Bursaspor macindan sonra gorun bir de burayi.

Sarper dedi ki...

@tearkan

bende seninle hem fikirim, benim ki sadece bir gözlem, kesin böyledir gibi söylemişim o biraz gazla olmuş, hislenerek yazmışım ama silmek istemedim.

biraz gücenmede var, deplasman maçlarını izlerken, maç sonrası sürekli burayı takip ediyorum. diğer arkadaşlar ne düşünüyorlar filan diye, neler tartışıyorlar diye. Blog benim değil ama güzel bir tartışma ortamının kıymetini bilirim.

Fakat galibiyete sevindiğim kişi sayısı, mağlubiyet sonrası laf yetiştirdiğim arkadaş sayısından daha az oluyor bazen :D

bende biraz heyecanlı yorumlamışım bu durumu :)

Levent dedi ki...

@shelbyl

Fazla iyimser oldu bence bu. :) Gençlerbirliği maçından sonra da kimse bir şey demedi, hatta dediğinden dönüp, "Barcelona bile geri çekiliyor arkadaşım, ne var bunda?" diyeni de gördüm. Gençlerbirliği taraftarı da ümidi kestiği için mi pek sallamadık?

Ha, dediğin doğru olsa bile bu blog için pek geçerli kılamıyorum kafamda. Yani çok kez dedim, hem kendimi tekrar etmek istemiyorum, hem de insanları boş yere itham etmek istemiyorum ama bu blogda puan kayıplarından sonra yazılan yorumlar, atılan postlar çok daha farklı kaygılarla atılıyor gibi.

Ve evet, Bursa maçında aksi bir sonuç olursa görün siz buraları. :)

O değil de, rezil ettiler bizi, moralim bozuk zaten. :)

Benim form dusuklugumun sebebi de ayrica NBA'in baslamasidir.

Bana isterseniz vatan haini deyin, ama NBA'in heyecani Turkiye Super Duper Ligi'ne fark basar :)

Unknown dedi ki...

beyler onu bunu bırakında şu michael wright'ı (ali karadeniz) alıyor muyuz almıyor muyuz, teklif götürmüşüz gelişmeler nelerdir bi haber yok mu a.q.

tearkan dedi ki...

@ sarper

yok söylediğin bana da mantıklı geldiği için aklım almıyor yazdım zaten.

Bu arada ağzım açık izliyorum ntvsporda sergenin yorumlarını. Schuster gollere niye o kadar sevindi, şampiyon mu oldu sanki diyor paşam. Yahu bir hafta önce adam tepkisiz kaldı demiyor muydunuz? Beşiktaş maç kazanmış beyfendi takımı niye geriye yasladın, gesenin topla oynama yüzdesi %60tı diyor. Bizim puan kaybettiğimiz; ama topla fazla oynadığımız maçlarda nerdeydin sergen? Bu nasıl bir kaypaklık, bu nasıl bir samimiyetsizlik yahu?

Unknown dedi ki...

Schuster Dayı'nın felsefesi yolumuzu aydınlatıyor

gnyz dedi ki...

@leventpolat
dediğin gibi hem kendini tekrar ediyorsun(hani gürcan' a diyorsun ya) hemde insanları boş yere itham ediyorsun

Unknown dedi ki...

salt

aşk yeknesak bir mefhum değildir.

aşkın determinist ve volantarist unsurları vardır..

aşk deterministtir, çünkü başta türlü tesadüfler, içsel dışlar etkenler, yaşanmışlıklar, artılar ve eksiler duygusal prosesin belirlenimine etki eder..

volantaristtir çünkü kişi iradesini ortaya koyar.. kendisini güdüler/güdümler.. istek vardır, ihtiyaç vardır..

aşk salt bir bileşene mekanik anlamda indirgenemez..

aşk diyalektiktir, kuantumsaldır..

beşiktaşk da tıpkı diğer aşklarım gibi ben de böyle bir şey..

irademizi Schuster Dayıdan tarafa koyalım ;)

Unknown dedi ki...

öğretecek hepinize
itaatsiz olmayı
futbolu oynamayı
Forza Schuster Dayı !

Unknown dedi ki...

küçük akıllarıyla çıkıp "Schuster doğruyu buldu" diyen zihinsel hilkat garipleriyle her daim dalgamızı geçelim, her platformda beyinsizliklerini yüzlerine vuralım arkadaşlar..

Master Schuster

alper dedi ki...

@shelbyl

umarım fikri anlamda beslendiklerinizdenizdir..:)) Şahsen ben senin çeşitli yerlerde yazdığın yazıları okumaktan keyif alıyorum,besleniyorum her ne kadar bazen hazım sorunu çektirse de...Ama seni anlıyorum en azından bazılarını anlayamasam bile.

@alper

Ahaha, estagfurullah. Ben de seni anliyorum, onemli olan da o.

Yalniz konustugumuz post'un da adi "ask mefhumu" oldugu icin bu konusma cok farkli yerlere gidebilir, bence burada keselim :P

gnyz dedi ki...

@shelbyl
benim önerim hani bir ara haftanın yalanacak oyuncusu diye post açılmıştı her maç sonrası aç abi öyle bir post bizde topçusundan başkanına kadar bir güzel yalayalım, birileride rahatlasın

Levent dedi ki...

@gnyz

Sen de mi "on beş ünlemci" tayfadandın? Hani belki yazacakların içinde falan kalmıştır, kazandık ya.

Sergen gollere çok sevinmiş demiş. Ahahah, iyice fırıldak oldular. Geçen hafta da kulak memesiyle takıntılı olan arkadaşlarımız vardı. Rıdvan mesela "Hamlelerini yapmak için sabırla bekledi demiş" Bu iyi bir şey, ama eğer yenilseydik de böyle der miydi çok merak ediyorum. Ya da burası bu kadar sakin olur muydu?

BesiktaskUlan dedi ki...

http://besiktaskulan.blogspot.com 'da yazdığımız gibi;
NEDIR BU BEŞIKTAŞ SEVGISI?
Beşiktaşlı doğmaktır bu sevgi. Siyah Beyaz bir formayla sevdiğin kızı beklemektir kimi zaman, yağmurlu bir günde maça yürümektir, Beşiktaşlı duruşuna sahip olmaktır, kendi tepkisine duyarsız kalmamaktır, ezilenlerin, dışlananların, hor görülenlerin, itilip kakılanların yanında olmaktır, tüm züppe yorumlara rağmen, bir gece ansızın efkarlanıp maça doğru yürümektir, asla saygısızılık yapmamak ama boyun eğmemektir, bir ninenin gözlerinde, bir köfteci hacı dedenin duasındaki elleridir Beşiktaşlılık, ondan başka sevgiliye gönül verememektir, hüzünlenince ona dayamaktır sırtını, sinirlenince yine ona bağırmaktır, kimseye laf söyletmeden ama, yaratıcılıktır, hiç durmadan düşünmektir, var olduğunu ispatlamaktır, ansızın ölen bir tribün kahramanıdır, Beşiktaş ezilenlerin var olma mücadelesidir, kimsenin anlamadığı bir ruh halidir içten içe, birbirini 100 metre öteden tanımaktır, göz göze gelip selam vermektir, 5 kuruşu yokken beleş tepeden maçı izlemeye çalışmaktır, çocuğuna ekmek götürürken korsan forma almaktır, formasız kalmasın diye, aşktır neticede, saygı duymaktır emekçiye, işçiye, görmektir akan alın terlerini, sahaya verilmesini istemektir, o formanın terine ve değerlerine sahip çıkmaktır, bizim oluşturduğumuz duruşu korumaktır, Çarşı uzaklarda isyan edince "ben de Çarşıyım lan!" diyebilmektir, Beşiktaş fakirliktir, az biraz varoştur, tüm bunları bilir ve utanmaz, halktır, halk gibidir, halktandır, Beşiktaş bambaşkadır. Önce Beşiktaşlıyım, sonra diğer sıfatlarım gelir.

tearkan dedi ki...

@ gnyz

yenildiğimiz hafta mustafa denizlisinden lucescusuna hatta tiganasına kadar herkesin anılması, kulüpte eleştirilmedik yer bırakılmayan birbirinin aynısı post ve yorumların girilmesi batmıyor da insanların (ben de dahil) kazandığımız bir hafta sevinmesi, geçen hafta ardı ardına hevesle yorum girenlerin ortalıkta gözükmemesini garipsemesi neden batıyor bir türlü anlamıyorum.

bence de bi schuster, bi tane de tekke postu açsınlar. hep beraber yalayalım. kimse kendisini dışlanmış hissetmesin.

http://dlvr.it/9SR45


Bu arada maçımız tekrarlanacakmış. Bence almanlar Iverson'u iki kere izlemek için yaptı bunu. asasasdass

http://dlvr.it/9SlDs

fabianernst dedi ki...

@tearkan
Bence almanlar Iverson'u iki kere izlemek için yaptı bunu
ahahahah şukunu veriyorum
ya o değil hala gs derbisinde hangi takıma oynadığını soylemedin. bu gerçeği sami yen galip gelen takımına değil de hocasına sevinen taraftara açıkla :)..gs ye oynadın mı oynamadın mı

deniz dedi ki...

Ne pis bi insanmışsın sen. Duyan da 13 yaşında ergen konuşuyo sanacak. Dışlanmış hissediyormuş kendini. Kıyamam.

tearkan dedi ki...

@ fabianernst

yok türkiye liginde beşiktaş aleyhine bahis yapamam zaten. elim gitmez mümkün değil. hele ki gese maçında. :)

bu arada basketbol takımının kullandığı otobüs bozulmuş fransa'da. asvel yönetimi hava çok kötü bahanesiyle size otobüs gönderemeyiz demiş. takım metroyu kullanmış.

İnsanlardan 'Iverson is in France metro' tepkileri.

@deniz

Lafin kime gitti bilmiyorum. gnyz'ye ise, o oyle bir sey demedi, tearkan dediklerini oyle yorumladi. Yok tearkan'a ise, o zaten oyle hissetmiyor kendisini.

Yorumlari dogru duzgun okumadan "ne pis bir insanmissin sen" ifadesi kullanilmasini kiniyorum.

Yok eger yanlis anladiysam duzelt, ama bos yere sallanmis bu tur bir ifadeyi tolere edemem ben.

tearkan dedi ki...

8 sayı önde girmiştik son çeyreğe. Son çeyrekte 32 sayı yiyip kaybettik. Kazanabileceğimiz, üstelik rahatlıkla kazanabileceğimiz bir maçtı. Son çeyrekte 2 sayı öne geçtikleri bir hücum sonrası mola almak yerine saçmalamaya başlamış takımın hücum etmesine izin vermek hücumdan boş dönmemize ve sonrasında farkın 4e çıkmasına neden oldu.

Cüneyt, Bekir boş atış kaçırdılar sürekli. Ayrıca çok fazla serbest atış kaçırdık. Oglivy'den sene başında ümitliydim; fakat cidden çok acemi. Oyun zekası sıfıra yakın. Iverson da son çeyrek boyunca kenardaydı yine.

tearkan dedi ki...

@ shelbyl

yok ben gnyz'nin dediklerini öyle yorumlamadım. verdiğim linkte fatih tekke'nin açıklamaları vardı kendimi dışlanmış hissediyorum demiş. ona ithafen tekke postu açalım onu da yalayalım dışlanmış hissetmesin kendisini demeye çalışmıştım ben. :)

sanırım deniz'in yorumu da linkteki tekke'ye yönelikti. :)

Levent dedi ki...

@shelbyl

Abi sanırım onu Fatih Tekke'nin açıklamasına istinaden yazmış. Çünkü, Tekke'nin, "Dışlanmış hissediyorum" diye bir ifadesi yer alıyordu sitelerde. Ayrıldı falan da diyorlar. Bi' de yeri gelmişken diyeyim, Ali Ece Lig TV'deki programında Almeida %99 Beşiktaş'ta diye bir şey de demiş.

@tearkan

Abi vallahi basketbol takımında kanserojen etki çok daha fazla. Son çeyrekte 32 sayı yedik de nasıl yedik diye sorarsanız herhalde 20'si falan birbirinin tıpa tıp aynısı ikili oyunlardan gelmiştir. Bu kadar kötü savunma yapılmaz. Bir de çok fazla serbest atış kaçırdık yani, neyse.

Ouw, ben cok ters anlamisim. Duzelttiginiz icin tesekkurler.

Sertug Ozgur dedi ki...

@shelbyl

deniz f.tekke'ye sallamış.

@tearkan

abi iki maçtır izliyorum basket maçını, koç hakkında gerçekten dedikleri kadar var. maç nasıl elimizden gitti, zaman nasıl bitti anlamadım. mola almak filan da yok.
ulan bizim takımın kadrosu fena değil aslında derken saçma sapan bir oyun oldu son anda ve kaybettik, demoralize olduk. şu göttingen çok daha iyi takımdı bence. ama beşiktaş her maçı kaybeder bu kırılganlık ve başıboşluk ile.

BJK4EVER dedi ki...

Kadromuz yetersiz eyvallah da cok bir boka yaramiyor. Kocun marifeti son ceyrekte belli olur derler, biz son ceyreklerde hep mac veriyoruz neredeyse. Bir savunma disiplini zaten hic yok. Koc farkini bence GS ve BJK'nin durumu net olarak gosteriyor, kadrolari esit hatta biz bana gore ondeyiz, fakat bir tarafta Oktay Mahmuti diger tarafta Biyiktay olunca fark oluyor. Bosta olan Ergin Ataman icin herseyi yapmaliyiz CSKA'a gitmeden. Herseyden evvel Ahmet Kandemir, Erman Kunter gibi bu camiayla ozdeslesmis insanlar varken bu takimin antrenorunun Burak Biyiktay olmasi akil almaz bir olay.

BJK4EVER dedi ki...

EDIT: cok birseye yaramiyor koc olacakti elbette

deniz dedi ki...

Yettim yettim.
Tahminler tabi ki doğru, şurada Beşiktaşlı kardeşlerime öyle şeyler söyleyip edepsizlik yapacak değilim herhalde.
Kalbimi kırdın Shelbyl :)
(Tabi aslında benim hatam, isim vermeyince yanlış anlaşılmış.)

Ekrem Ph.D. dedi ki...

OLMAZ. Burak Biyiktay'la O-L-A-M-A-Z. Son ceyrekte 32 sayi yiyorsun, adam kenardan seyrediyor, dusunebiliyor musunuz? Butun bir 4.ceyrek Iverson'u kenarda oturttu bu adam, inanabiliyor musunuz? Bu koc kilikli adamin Besiktas'in basinda oldugu her dakika Besiktas'a zarardir, akillara zarardir.

Geriye dustukten sonra mola almis, adamin dediklerini cok net duyabiliyorsun, aynen soyle dedi: "Beyler biraz savunma yapin, hadi amina koyim".

Sana onun icin mi kocsun diye para veriliyor be adam? Onu ben de soylerim "amina koyim".

tearkan dedi ki...

Beşiktaş tarihinin belki de en iyi kadrolarından birini teslim ettiğimiz; ama işler zora girince, sıkıyı görünce bırakıp efese kaçan Shumpert'i, Sinan'ı da beraberinde götüren ergin ataman mı? Bırak abi gitsin CSKA'ya biz tutmayalım kendisini.

Erman Kunter için de Beşiktaş'la özdeşleşmiş demek biraz fazla kaçtı sanki. Ha iyi koçtur orası ayrı. Ahmet Kandemir'i alsak hiç fena olmaz aslında. Hep söylemişimdir en azında doğru yabancı transferleri yaparız.

Burak Hoca çok iyi bir insan kabul ediyorum. Takımdan herkesin kaçtığı geçen sene takımın başında kaldı kabul ediyorum. Fakat iyi bir menajer olsa da iyi bir koç değil kesinlikle. Oyuna müdahale kabiliyeti hiç yok. Son çeyrekte 32 sayı yiyen, sürekli benzer hücumlardan sayı yiyen takımı benim televizyon başında izlediğim gibi izledi sadece.

Takımın savunma problemi cidden had safada. Ayrıca çok kırılgan ve dengesiz bir takımız. Hiç gereği yokken bir anda dengesiz ve savruk hücumlar yapmaya başlayabiliyoruz. 8 sayı öndeyken fark bir anda iki sayıya inebiliyor. Hiç bir şekilde tamam bitti diyerek izleyemiyorsun maçı.

Pota altı bu kadar zayıf bir takıma karşı topu pota altına indirmeyi bir türlü beceremedik. Halbuki üçüncü çeyrekte farkı biraz savunma direnci gösterip topu Fedor'a indirdiğimiz, tempoyu düşürdüğümüz anlarda yakalamıştık.

BJK4EVER dedi ki...

O sezon odemelerde inanilmaz aksaklik yasanmisti, Kaya Peker zar zor ikna edilmisti kalmaya, kocun kacip gitmesi normaldir. Herseye ragmen koclugu bilinen birisi, en azindan Burak Biyiktay'dan iyi olacagi kesin.

Erman Kunter ise en iyi yillarini bizde gecirdi, GS lisesinden cikmasina ragmen fanatik BJK'li bildigim kadariyla, asisttime teyit edebilir belki. Su an gelmesi imkansiz elbette, ama sezon basinda bu tur hamleler neden dusunulmez veya en azindan denenmez anlamiyorum.

Bu saatten sonra Ahmet Kandemir de zor zaten, Antalya'yi birakacagini zannetmem. Tek opsiyon Ergin Ataman ya da yabanci bir antrenor.

Ekrem Ph.D. dedi ki...

Skyliners'dan Murat Didin'i getirsinler.

tearkan dedi ki...

Geçen sene aynı sıkıntıları, hatta daha beterini yaşamış olmasına rağmen bırakıp kaçmadı Burak Hoca.

Ayrıca Burak Hoca'dan iyi olacağı kesin mantığıyla yaklaşırsak çok kişi buluruz takımın başına geçecek. Ben şahsen hiç beğenmem ergin atamanı. Uleb Cup'ta geseye nasıl elendiğimiz hala aklımda. Adamların neredeyse bütün uzunları 5 faulle kenardayken; yani maçın uzatmaya gitmesi riskini göze alabilecekken 2 sayı önde olduğumuz maçta faul yapmak yerine gesenin hücum yapmasına izin veren ve yediğimiz üçlükle elenmemize neden olan ergin ataman mı kurtaracak bizim takımın son çeyreklerini? Hani iyi koç son çeyrekte belli olur diyorsun ya o bakımdan aklıma geldi.

Dere geçerken at değiştireceksek ince eleyip sık dokumak gerekir. Yabancı hocadan yana değilim şahsen. Ergin Ataman da iyi kadroların, iyi organizasyonların hocasıdır. Şu Beşiktaş'a gelse de fazla bir etki yaratabileceğine ben inanmıyorum.

Ekrem Ph.D. dedi ki...

Burak Hoca gecen sene bizi birakip kacmadi simdi de biz onu birakmayalim gibi bir duygusalliga yer yok bence. Iyi o zaman, Besiktas baset takiminin adim adim basarisizliga dogru gidisini seyredelim o zaman.

Yeni kocu getirirsin, o da kadroyu yonetimin de destegiyle istedigi gibi yapilandirmaya baslar. Hazir camianin dikkati basketbola cekilmisken yeni koc icin de iyi bir firsat olur bu. Kadro aynen kalsin sadece koc degissin demiyoruz zaten. Yeni gelen koc sert savunma yapabilen iyi bir uzun transferi ve Ignerski'nin yerine istikrarli bir sutor isteyecektir zaten.

Levent dedi ki...

@tearkan

Burak Bıyıktay daha kötüsünü yaşamış olmasına rağmen kaçmadı, doğru ama bir de şu açıdan bakmak lazım. Burak Bıyıktay kaçsaydı koç olarak bir iş bulabilir miydi? Teklif var mıydı, ya da onunla ilgilenen bir takım var mıydı hatırlayamıyorum ama Burak Bıyıktay zaten menajerliğe daha yatkın bir adam. Hani ne bileyim, sanki bu meziyetlerinden dolayı koç olarak duruyormuş gibime geliyor.

tearkan dedi ki...

Son çeyrekte 2 sayı öne geçtikleri bir hücum sonrası mola almak yerine saçmalamaya başlamış takımın hücum etmesine izin vermek hücumdan boş dönmemize ve sonrasında farkın 4e çıkmasına neden oldu. Iverson da son çeyrek boyunca kenardaydı yine.

Bu benim bu posta yazmış olduğum önceki bir yorumdan alıntı. Hocayı ben de beğenmiyorum. Ben Burak Hoca bizi bırakıp kaçmadı biz de onu bırakmayalım diye bir şey söylemedim ki hiç bir zaman. Sadece ergin atamanın zamanında takımdan ayrılışına ilişkin bir yorumdu o.

@ leventpolat

Abi o açıdan düşününce haklısın; Burak Hoca nasılsa iş bulamam bari burada kalıyım düşüncesiyle hareket etmiş olabilir. Ben bu açıdan bakmamıştım açıkcası. Daha doğrusu o kadar sıkıntıyı sırf başka iş bulamam diye çekebileceğini düşünmemiştim.

Bu arada Michael Wright'ı satmayacaklarını açıklamış Doğan Hakyemez.

Ersan'ın da bonservisini almışız.

Levent dedi ki...

@tearkan,

Tam Ersan ile ilgili yazmak için gelmiştim. Şimdi okudum, opsiyon konulmadı, bir rakam da belirtmedik demiş Adanaspor başkanı. Ama, "Öncelik Beşiktaş'ın, ne zaman biz istemeyiz derler o zaman başka kulüplerle irtibata geçeriz, Ersan Beşiktaş'ta mutlu" da demiş.

Bunu görünce tam yönetime saydıracaktım opsiyon nasıl konulmaz diye, ama madem alındı diyorsun, öyledir. :D

matiasemilio dedi ki...

birinin bu yazıyı yazması gerekiyordu; iyi oldu..

tearkan dedi ki...

@ leventpolat

valla ntvsporda serdal adalı anlaşıldığını açıkladı dedi tam ben yorum yazarken. onu da ekledim altına. şimdi alınmaz falan bende patlamasın. neyse alamazsak yönetime saydıracaklarını bana saydırırsın artık. :)

burak bıyıktayı yedirmeyiz yæ, cCc burak reyiz cCc

ayvırsın da kimmiş, burak reyiz varken

Pamukk dedi ki...

3maç da rahat kazanıcağımız maçlardı inanılmaz yani..

burak bıyıktay menajer olsun o zaman ayıp. ergin ataman da bizden uzak dursun.

tearkan dedi ki...

Give me a piece of paper and a pen and I'll give you a play by play of how this shit will end.

bullshit. We lost on the back of some selfish ass plays. Everyone jus playing for themselves. Same reason we lose every game



Dünkü maç sonrası Ogilvy'den twitter şovu. ''Herkes kendisi için oynuyor, her seferinde bu yüzden kaybediyoruz.''

Takımın hali cidden evlere şenlik.

baris dedi ki...

burak bıyıktay'ı niye eleştiriyoruz? çünkü yıldırım demirören iverson'ı aldı.

18 sayıdan son çeyrekte hemofarm maçını verdiğimiz için mi eleştiriyoruz? yoo hayır, eleştiriyoruz çünkü demirören iverson'ı aldı.

dünkü maçı göz göre göre verdiği için mi yoksa? hayır hayır asla, tüm sebep demirören'in iverson'ı almış olması.

birazdan maçı bile izlememiş bir arkadaş gelip diyebilir bunları, alışma turu olsun.

Yorum Gönder

Ara