.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

24 Kasım 2010 Çarşamba

7 Gün 3 Maç Ve Tek Insan

Allen Iverson'ın kariyeri hem kendi açısından hem de Beşiktaş taraftarları ve tüm basketbolseverler açısından pek de iyi başlamadı. Şimdiden Iverson ismini kullanarak nemalanmaya çalışan nerdeyse onu eleştirmek için yer arayan birçok insan çıkmaya başladı. Bir de yönetim kanadı var ki artık Beşiktaş'da hiçbir şey olumlu gitmez hiçbir şey sil baştan başlayamazmış gibi her yenilgiden sonra yönetimi topa tutan bir nevi klasik olacak ama yönetenlerin yetersizliği yönetilenlere verimsizlik olarak yansıyacak boyuta getiren kişiler de var. Öncelikli olarak yönetim tabiki de Iverson'ı şampiyonluktan önce şov amacı ile transfer etti. Bunu iki de bir plansızlık olarak nitelendirmenin bir anlamı da yok. Çünkü Iverson ismi bütün dünyaca bilinen nadir oyunculardandır. Türkiye'de herkesin ortak sevdiği oyuncu sayısı çok azdır. Ancak Allen Iverson bütün dünyada sevilmeyi başarmış bir oyuncu. Bütün dünyada sevilmeyi başaran 5 veya en fazla 10 oyuncu vardır. Bu nedenle yönetim ilk bakışta şova yönelikte olsa yapabileceği en doğru pazarlama hamlesinde bulunmuştur. Ama geçen ilk hafta gösterdi ki; hem Beşiktaş taraftarlarının bir kısmı hem de ülke genelinin bir kısmı bu tür oyuncuları idare edebilecek durumda değil. Çünkü ilk geldiği günden bu yana dışarıya yansıması o kadar çok farklı ki her geçen gün şaşırtmaya devam ediyor. Birazda parke üzerine geçmek gerekirse; doğal olarak Iverson transferi ile hedefler de aynı doğrultu da büyümüş oldu. Öncelikle Allen Iverson'ın kariyeri anlatmaya gerek yok başarılarla dolu. Ancak belirtilmesi gereken şey ise uzun süredir basketboldan uzak olması. Basketbola kendini yeniden kanalize etmesi ve form tutması biraz zaman alabilir. Yavaş yavaş da idmanlarda şutların girdiği ve fiziksel olarak da çalışmalara aralıksız devam ettiği de ifade ediliyor. Eğer taraftarlar gün geçtikçe gerçekten sevildiğini hissettirirse 2 ay içerisinde belirli noktalara gelebilir. Şimdiye kadar hep Iverson cephesinden ilk haftasını değerlendirdik şimdi de takıma geçme vakti; Beşiktaş vs. Hemofarm Allen Iverson'ın Beşiktaş kariyerinde ki ilk maçında pek de mutlu ayrılmadı. Iverson karşılaşma da çok istekli gözüktü ve bunun yanında Serhat Çetin de hem savunma da hem de hücumda çok önemli katkılar verdi. Maç içerisinde 3 defa fark 15 sayı civarını gelip tekrardan skor başa baş hale geldi. Ama maçın sonunda ki yakalanış maçın kaybedilmesine sebep oldu. Koçun bu süreçte mola almaması ve rotasyonların oyuna kötü etkisi de maçın kaybedilmesinde önemli etkendi. Karşılaşmanın son periyodunda Ogilvy'nin sayıları ile farkı 16 sayıya kadar çıkartıp hatta bir ara 82-65 ile maçtaki en farklı diferansı yakaladık. Ancak bu andan itibaren rakibin üst üste bulduğu üç sayılık atışlarla maçdan 94-91 yenilgi ile ayrıldık. Beşiktaş vs. Fenerbahce Allen Iverson'ın ilk lig maçında salon yüksek bilet fiyatlarına rağmen yine full doluydu. Bu sefer ki Allen Iverson surprizi ise Nba Tv idi. Maça klasik beşimiz olan Chatman-Iverson-Serhat-Fedor-Cevher ile başladık. Maçın başında ne ilginçtir ki ilk gönderilmesi düşünülen Fedor Likholitov'un 4 sayı ve 1 bloku ile 6-0'lık seri ile başladık. Maç o kadar tempolu ve yüksek tempoda başladı ki ilk 5 dakika içerisinde Fedor'un 8 Cevher'in de 5 sayı katkısı ile 17-17 beraberlikle geçildi. Ve tam o anda rotasyona geçildi. (Cevher-Ignerski ve Chatman-Cuneyt) Ve her zaman ki gibi rotasyon oyuna olumsuz etkiledi. Yine yeni yeniden rotasyonda ki kötü tercihler ve verilen hücum ribaundları ile Fenerbahce ilk periyodun bitine 1 dakika kala ilk kez öne geçti. Ve ardından Marko Tomas'ın 2 üçlüğü ile ilk çeyreği 27/21 önde tamamladılar. Ikinci çeyrekte de üst üste verilen hücum ribaunları ile fark bir anda 10'a çıktı. Ve bu süreçte 8 sayı Marko Tomas 4 sayı da Oğuz Savaş'dan geldi. Fedor'un yeniden oyuna dahil olması ile yeniden skora katkı da bulundu ve skor 31-29'a geldi. Işte o anda öyle bir hava oluştu Fenerbahçe savunmada biraz boşladığında fark iniyor biraz savunmaya sertleştiğinde yine fark yükseliyordu, aynı diferans farkları maç boyunca devam etti. Oğuz'un 4 ve Lavrinovic'in hücum ribaundı basketi skoru yeniden 39-29'a getirdi. 2. periyot boyunca Allen Iverson hiç süre almazken periyot sonuna doğru Cevher'in basketleri ile devre 40-35 Fenerbahce'nin üstünlüğü ile geçildi. Ilk yarıda Feder Likholitov'un 16 sayısı skorda tutunmamıza neden oldu. Ikinci yarıya ise çok iyi bir başlangıç yapan Beşiktaş skoru bir anda 44-44'e getirdi. Ancak Fedor'un 4.faulu ile hücumda ki düzen bozuldu. Fenerbahce ilk 7 dakika da sadece 6 sayı bulabildi. Bunların 4'u de serbest atışlardı. Fedor 4. faulu aldıktan sonra skor da 49-46 one gecildi.Fedor 20 ve Cevher de 16 sayı ile oynuyordu. Ve periyodun bitmesine 1.37 kala Allen Iverson ilk basketini attı ve skor bir anda 53-46'ya geldi ve maç içerisinde en yüksek farkı yakalamıştı ki ilk 8.30 dakika 4'unu serbest atış olmak üzere 6 sayı bulan Fenerbahce bir 1.30 dakika da aynen hemofarm macında olduğu gibi 7 sayılık seri yakalayarak skorda yeniden beraberliği yakaldı ve periyot da 53-53 tamamlandı. Son çeyrekte ise Fenerbahce'de 2 tane Ömer Onan ve bir tane de Marko Tomas'ın üçlüğü ile skor bir anda 64-56'ya geldi. Bu seriye karşılık veremeyince. Son periyot da yakalanılan bu farkı maç boyunca koruyan Fenerbahce salonda 71-67 galip ayrıldı. Beşiktaş vs. Gottingen Dün ki maçla ilgili birkaç not almıştım ama maç artık son yaşananlardan sonra güme gitmiş durumda. Maçın özeti ise şu an itibari ile aşağıda paylaşılan video da yaşanan 20 sanyelik rezaletden ibaret. Chatman'ın pozisyonunda süre 14 saniyeden başlamış. Yani hücum süresi ile maç saati aynı değildi. Onun için de zaten Chatman o sacma atışı yapmak durumunda kaldı. Bununla beraber süreyi de durdurmaları da maçın tekrarını perçinliyor. Maçta tamamen kural hatası yapılmış. Zaten klup de itirazını yapmış durumda. Burak Bıyıktay Bu bir haftayı Allen Iverson ve takım cephesinden değerlendirdikten sonra Burak Hoca için de ayrı bir paranztez açmak gerekir. Burak Hoca'nın iyi niyetinden kimsenin şüphesi yok. Ve hem Beşiktaş camiası hemde taraftarlar Burak Bıyıktay'ı çok seviyorlar. Beşiktaş camiası içinde herhangi bir görevde bulunması herkesi de mutlu eder. Ama koç kariyeri olarak ne yazık ki hayal kırıklığı yaşattı. Şu an itibari ile koçluk kariyerine devam ederse Burak Hoca'ya olan sevgide gün geçtikce azalacak gibi. Burak Hoca yönetiminde ki bu takımdan birçok kişi de olduğu gibi benimde pek umudum kalmadı. Aliağa Gençlikspor yenilgisinden bile daha önce sezon başından beri yapılan transfer tercihlerinin hatası, rotasyonların oyuna her zaman olumsuz etkisi, oyuna geç mudahele etmeler vb... Artık maç sonlarında arkadaşlarla yenilginin bahanelerini tahmin etmeye çalışır olduk. Takımda bir sıkıntı var bu açıkca belli. Eğer içeride ise bu sıkıntı bence çıkıp açıklaması lazım bu sıkıntıları eğer içeride de değilse de bence doğal olarak gereken yapılmalı düşüncesindeyim.

11 Yorum:

tearkan dedi ki...

''Öncelikli olarak yönetim tabiki de Iverson'ı şampiyonluktan önce şov amacı ile transfer etti. Bunu iki de bir plansızlık olarak nitelendirmenin bir anlamı da yok.''

Yazının bu bölümü o kadar yerinde bir değerlendirme olmuş ki. Ayrıca Iverson'un gelişini plansızlık olarak değerlendiren, Iverson'a verilen paranın fazlalığından, o parayla yapılabileceklerden dem vuranlar merak ediyorum söz konusu Iverson olmasa o 2 milyon dolar yine de basketbol şubesine verilecekti mi sanıyorlar?

Bu adam gelmese o para verilmezdi bu çok açık. Iverson'u alma şansımız vardı ve bu şansımızı kullandık olay bundan ibaret. Iverson'un aldığı parayı ve önemsediği tek şeyin bu para olduğunu iddia edenlere soruyorum: Avrupa'da o paraya oynayan bir çok oyuncu var. (Hatta fazla uzağa gitmeyelim, Gricek iki yıl o paranın daha fazlasına tabiri caizse oynamadı, yattı ülkerde.) Hangisini alsak bu derece reklam yapar, bu derece etki yaratırdık? Hangisini alsak maçlarımız yine Nba Tv'de yayınlanırdı? (şunu da şimdiden söyleyim, bunlar başarıdan, planlamadan daha önemli diye yazmıyorum. fakat söz konusu Iverson olmasa o yatırım yapılmayacaktı. bari giden Iverson'a gitsin de en azından belli bir getirisi olsun demek istiyorum.)

Önemseme konusuna gelince de (bunu daha önce de yazmıştım) bir zamanların 'Pascal' El Amin'i daha fazla para almak için Ukrayna'ya gitmedi mi? Sinan yedek kalacağını bile bile efese gitmedi mi? En nihayetinde herkesin önemsediği para o zaman.


Maç performanslarına gelecek olursak da zaten aklı başında olan hiç kimse Iverson geldi diye şampiyon olacağız demiyordu. Jordan'ın Wizards performansından öte bir beklentim yoktu benim kendi adıma. Oyunu hıza ve çevikliğe dayalı birisinden, bu kadar yıpranmış ve yaşını almışken daha fazlasını beklemek hayalcilik olurdu zaten.

Benim umudum Iverson'un atacağı sayılardan çok isminin yaratacağı etkiyle savunmanın konsantrasyonunun ona kayması sonucu oluşacak boşluklara atacağı paslardı. Fakat bu da ha diyince olacak bir şey değil. Ayrıca burada koç etkisi de ön plana çıkıyor; fakat o da 'oynatsan bir türlü oynatmasan bin türlü' şeklinde basına dert yanmakla meşgul.

Son olarak da bize aman Fedor üçledi stresi yaşamamamız için iyi ve sert bir uzunla, Ignerski yerine de performansı sabit bir 3 numara lazım. Gününde olur, ortam bulursa atar yoksa 2-3 sayıda kalır şeklinde olmuyor maalesef.

pseudotimes dedi ki...

Öncelikle güzel bir değerlendirme yazısı olmuş, eline sağlık. Burak hocayı severim, cidden bende kredisi çoktur.Lakin transferlerde başından itibaren yapılan hatalar bizi bu noktaya getirdi. Öncelikle yerli oyuncu transferinde çok geç kaldık ve sadece piyasada kalan 3-5 isimle anlaşmak zornda kaldık. İyi bir yerli rotasyonu kuramadık. Bekir esasında iyi bir tercih gibi gözüküyordu ama performansı şu an yerlerde. Yabancı transferlerinde açıkçası Burak hocaya güvenirim, çok iyi isimler buluyor ve onların basamak atlaması için güzel bir ortam sunuyor. Ogilvy ismini ilk duyduğumda çok sevinmiştim çünkü önceden takip ettiğim bir oyuncuydu, potansiyeli olan bir oyuncuydu. Lakin bu yapılamayan uzun transferi uzun rotasyonumuzun da sekteye uğramasını sağladı. Uzunlar kolay düdük alıyorlar ve pota altında istenen dominasyonu kuramıyoruz. Fedor'u önceden rus milli takımında çok tutardım. Oyuna girerdi 5 dakika kalırdı uçanı kaçanı bloklardı. Avrupa'da hatırladığım iyi blokların çoğu Fedor'a aittir. Lakin Fedor 15-20 dakika oynayınca iyi bir oyuncu. 30 dakikalrda süre verince uçanı kaçanı bloklama huyundan dolayıhemen düdükleri alıyor. İyi bir blokcu ama akıllı bir savunmacı değil. Bunuda ben, Fedor'un kariyeri boyunca hep rotasyon oyuncusu olmasına bağlıyorum. Sahada kalmayı başaramıyor. Tek suçlu pota altı oyuncuları diyemem Chatman, Cüneyt ve Iverson cidden vasat savunmacılar. Özellikle Chatman'ın sadece top çalmaya odaklanması bize 2 senedir çok zarar veriyor. Topu yere vurup geçen rakip guard hem oyuncu eksiltiyor hemde kendine pas ve şut kanalı açıyor. Ee doğal olarak o topu kesmek uzunlara kalıyor, uzunumuzda her topa atlayınca 2. periyotta faul sıkıntısı yaşamaya başlıyoruz. Bize şöyle sağlam, kalıplı, caydırıcı bir savunmacı lazım. Bir de money shot'u varsa tadından yenmez. Yani hem alternatif sunar bize hem de pota altı rotasyonunu düzene koyabilir. Pota altı rotasyonu düzene girince Ogilvy'yi daha efektif kullanabiliriz, Fedor'un blok sezgisinden daha kritik dakikalarda yararlanabiliriz.
Sonuca gelirsek; Burak hoca evet coaching konusunda hataları var kabul ediyorum ama bence en büyük kabahati sağlam uzun almamasıdır. Cidden farklı noktalarda olabilirdik şu an. Çok farklı konulardan bahsedebilirdik. Lakin tek suçlu o mu? kesinlikle hayır. ek not olarak dünkü son hücumda Burak hacanın kesinlikle böyle bir oyun çizdiğini sanmıyorum. Koskoca molada 'evet chatman sen alacan topu 150 kere sektireceksin sonra da süre dolarken pota fırlat bakalım girerse ne ala girmesse zaten maç güzeldi yae devam ederiz' diyeceğini hiç sanmıyorum. O kadarda değil arkadaşlar. Burada sanırsam çizilen oyun da ya bir sorun oldu ee birazda Chatman'ın iş güzarlığı olunca sonuç buralara geldi.

biri leri dedi ki...

"Jessie haksizdir cunku ben onun hakli olmadigini dusunuyorum. Yani hakli oldugunu dusunmuyorum"dan oteye gidememis olmaniz ne yazik

asist time dedi ki...

@biri leri

walla konunun gurcan ile alakasını tam çözemesemde son yazdığı yazı ile ilgili olduğunu varsayarak cevap verme gereği hissettim.

Ilk olarak bende yönetimi destekleyen biri değilim. Ancak bu yönetimin bundan sonra doğru işler yapamayacağı anlamına da gelmiyor. Zaten bunu da yazıda belirtmişim;

// ** Bir de yönetim kanadı var ki artık Beşiktaş'da hiçbir şey olumlu gitmez hiçbir şey sil baştan başlayamazmış gibi her yenilgiden sonra yönetimi topa tutan bir nevi klasik olacak ama yönetenlerin yetersizliği yönetilenlere verimsizlik olarak yansıyacak boyuta getiren kişiler de var. Öncelikli olarak yönetim tabiki de Iverson'ı şampiyonluktan önce şov amacı ile transfer etti. Bunu iki de bir plansızlık olarak nitelendirmenin bir anlamı da yok. **//

Haklı haksız konusunda ise nereden aklınıza geldi böyle bir ifade kullanmak bilmiyorum ama, sonucta burada herkes doğru olduğu düşünceleri burada sizlere sunuyor. Benim için doğru olan başkası için yanlış olabilir veya tam tersi de olabilir. Yani haklı veya haksız ifadeleri acıkcası cözemedim neden boyle ifade kullandığınızı.


Yazılarda ki olumsuz düşünceleri yalın ifade ile kullanmama gelince; Son yıllarda özellikle sanal ortamda bu denli kullanılabilir duruma gelince klavye delikanlılığı artmış durumda. Ve bu doğrultu da sıkca dillendirilen kırıcı ifadeler net ortamında daha da artış gösteriyor. Benim bu tur olumsuz ifadeleri yalın dille anlatmaya çalışma çabalarım ise saygımdandır. Sonuçta koç olsun ve koçun arkadaşları olsun benden yaşca büyük insanlar. Ve özellikle koçun yakın arkadaşları ile sık sık olmasa da hafta da hemen hemen birkez telefonda görüşüyor ve salonda da muhakak birbirimize selam verip ayak üstü muhabbet ediyoruz. Buradan olsun kendi blogum veya twitter ımdan olsun yani sanal ortamdan direk kırıcı ifadeler kullanmak veya kesip atmak bana yakışmadığı için genellikle olumsuz düşünceleri bu denli yalın ifade ile anlatmaya calısıyorum.

@tearkan

"Ayrıca Iverson'un gelişini plansızlık olarak değerlendiren, Iverson'a verilen paranın fazlalığından, o parayla yapılabileceklerden dem vuranlar merak ediyorum söz konusu Iverson olmasa o 2 milyon dolar yine de basketbol şubesine verilecekti mi sanıyorlar?"

Iyi de, zaten elestirilen tam da bu degil mi? Iverson olmasa o 2 milyon dolar oraya verilmeyecekti denmiyor mu zaten? Ki yorumunun devaminda bunu soylemissin sen de.

Turkiye sinirlari icerisinde Iverson'in karakterine, oyunculuguna, gecmisine elestiri getirebilecek bir adam oldugunu sanmiyorum Hincal Uluc ve Ahmet Cakar haricinde.

Temel mantik su: Yonetim Iverson'u sova yonelik transfer etti. Iverson tamamen pazarlamaya donuk, ekonomik bir hamle. Bu sene kendisine 2 milyon dolar verilecek. Bizim buradan geri donusumuz 2 milyon dolar olur mu? Olursa iyi yatirimdir, olmazsa kotu.

Iverson'i yatirim olarak goruyorsak maddi yonden, basketbolcu olarak goruyorsak da sportif yonden degerlendirecegiz. Yoksa "oyle olmazsa da en azindan boyle oldu" diyemeyiz. Mantik yonu ile duygusal yonu karistirilamaz, karsilastirilamaz.

Benim kisisel gorusum sudur Iverson mevzusunda. Ben gidip maci izleyemiyorum, o yuzden "Iverson Besiktas'ta" fenomeninin bana getirisi yok.

Ve hatta arttirayim, eger amator subeyi yoneten mantalite "Iverson olmasa 2 milyon vermezdik" olacaksa, Haluk'un basina gelenler bu sene farz-i misal Mustafa'nin basina gelecekse, biz Efes ve Fener'in pivot kulubu olmaya devam edeceksek kapatalim gitsin, kafa yormaya degmez.

tearkan dedi ki...

@shelbyl

abi ben de onu söylemeye çalışıyorum. bu para söz konusu iverson olmasa verilmeyecekti. bu zihniyetin eleştirilmesine tek lafım yok. olamaz da zaten. benim lafım o para iverson'a verilmeseydi de 2-3 oyuncu alınsaydı diyenlere. kaç yıldır maaş alamayan oyuncuların isyanını hatırlamayıp da o paranın iverson olmasa da verileceğini zannedenlere.

iverson'un sportif performansı, vereceği katkı artısı olur benim gözümde. bu yaşından sonra öncelikli katkısı tanıtım açısından olacaktır. verdiğimiz paranın tamamını çıkartamasak da belli bir kısmının çıkartılması ve üstüne yapacağımız reklamla bu transfer benim gözümde faydalı olmuş demektir.

Kafama takılan bir konu da efes ve ülkerin pivot takımı olma işi. Bunu tam olarak ne manada söylediğinizi kestiremediğim için yorum yapamıyorum.

tearkan dedi ki...

Bu arada uzun oyuncu demişken maddi sıkıntı çeken Cibona'dan Radosevic'i alalım desem çok mu uçmuş olurum? Bizimkiler aralık ayında transfer yapmayı düşündüklerini söylüyorlardı. El'de gruplardan çıkamayan takımların oyuncularına el atma ihtimalimiz de var. Grup maçlarının bitiminde, aralık ayı sonunda Radosevic'e el atsak ya. :)

Aslında gönül Lampe yada 2,17lik Barac'ı ister de işte. (hayal bile olamayacağının, saçmaladığımın ben de farkındayım)

Bu Iverson bir hamlenin baslangici ise, maclarimizi daha kalabalik bir stadda oynayacaksak, basketbol subesinin geliri basketbol subesinde kalacaksa, takim bir sonraki noktaya tasinacaksa, sene sonunda bizden 3-4 oyuncu "parasini alamadigi" icin takimi birakmayacaksa ya da "daha cok para verdikleri" icin Efes-Fener'e gitmeyecekse ben varim Besiktas Cola Turka'ya.

Yoksa ha var, ha yok hic umrumda degil.

Unknown dedi ki...

duygusal olmamalıyız bu konuda.

burak hoca yetersiz.

Ekrem Ph.D. dedi ki...

Burak Biyiktay resmen sokak basketbolu oynatiyor. Savunmayi zaten yapamiyoruz da, hucumda da topu eline alan salliyor. Dogru durust hucum seti olmayan takimda Iverson'u nasil oynatacaksin? Iste Fener macinda eline top degmez, 2 sayi atar anca. Boyle sacmalik olmaz, devre arasinda radikal degisiklikler sart, Iverson'in da gazi kacar yoksa.

Yorum Gönder

Ara