.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

22 Kasım 2010 Pazartesi

60'ların Futbolu

Teknik direktörümüz Bernd Schuster sağ olsun her hafta yeni bir açıklamayla Beşiktaş'ı gazetelerin ön sayfalarına taşımayı başarıyor. Gerçi ne söylediğinden öte, nasıl söylediğine odaklanılıp söylenmek istenen kaçırılıyor, o da ayrı konu.

Trabzonlulara laf atmış, Bursa'yı küçümsemiş vs...

Mesele bu değil. Schuster'in Trabzonspor'u küçümsemek ve rahatsız etmek için açıklama yaptığını sanmıyorum. Schuster bir açıklama yapıyor ve ucu Trabzonspor'a gidiyor, hepsi bu.

Oysa Schuster'in ne demek istediğine odaklanmak daha doğru.


"Türkiye'de 60'ların futbolunun oynandığını bilmiyordum"

Bu söylemini, daha önce de dile getirdiği, defansif temelli futbol takımlarına atıfta bulunmak için söylediğini tahmin etmek zor değil. Zira 60'lar dendiğinde akla Helenio Herrera ve Catenaccio ilk akla gelenlerden... Schuster'in "savunma futbolu" eleştirilerini anımsadığınızda 60'ların futboluyla neyi kastettiği daha açık şekilde önümüze seriliyor. 

Schuster 60'ların futbolu dediğinde, Ziya Doğan da "Schuster bendeki malzemeyle kendi futbolcularının kramponlarını alabiliyor mu?" diye cevaplayabiliyor. Bu da bir başka tartışma konusu.

60'ların futbolu, günümüzün futbolu, uzay futbolu... 

Bugün oynanan futbol tarzlarını tarif etmek için kullanılan bazı kalıplar... "Günümüz modern futbolu" nedir mesela? Barcelona mı? Chelsea mi? Geçtiğimiz seneki Inter mi? Hepsi kendi içlerinde çok başarılı farklı futbol ekollerine sahipler. Barcelona ile Chelsea gündüz gece gibi birbirinden ayrılıyorlar. Oysa belli noktalarda da birleşiyorlar. Klasik Chelsea oyununun içinde stoperin 60 metrelik pasıyla sol bekin attığı gollere şahit olabiliyoruz.

Bir futbol taktiği ne zaman demode olur?

Sorulması gereken sorulardan bu noktada belki de bu. 60'ların futbolu hangi tarihte güncelliğini yitirmişti mesela? Noat Samisa'nın dediği gibi, 70'lerde olmasın? 70'leri yenen 80'lerin, 80'leri değişmeye zorlayan 90'ların bu değişimde hiç mi payı yok? 

O zaman asıl soruya yaklaşıyoruz. 

Nasıl oluyor da 60'ların futbolu, 2010 senesi Beşiktaş'ını yenebiliyor?  

Schuster'e sorulması gereken soru bu. Eğer tarif edilen 60'lar futbolu, günümüzde uygulanabilir, başarılı olabilir bir taktik düzen olsa idi, sahadaki birinci amacı "kazanmak" olan takımlar ve onların teknik direktörleri tarafından kutsal kitap ilan edilmez miydi?

Schuster'in Türkiye'de bulunmasının belli bir sebebi var. Takımını başarılı yapmak. Yoksa Türk futbol tarihini, dünya futbolunun neresinde olduğunu, sosyolojik verilerle desteklemek onun işi değil. Temelde çok basit olan işi, 60'lar futbolunu 2010 senesinde egale edebilmek. 

Eğer "göze hoş gelen futbol", "seyirciye seyir zevki veren futbol" kalıplarına sarılacaksa, aman diyorum. Bugün göze en hoş gelen ama sonucun "s" sine yaklaşamayan takımın teknik direktörü Arsene Wenger bile, "Biz göze hoş gelen futbol oynamak için sahaya çıkmıyoruz. Kazanmak için çıkıyoruz. Oynamakta olduğumuz oyun tarzını, kazanmaya en yakın oyun tarzı olduğunu düşündüğümüz için tercih ediyoruz..." demişken hem de...

Schuster'in söyleminden -maalesef- bir anlam daha çıkabilir. 

O da, Beşiktaş'ın 50'lerin oyununu oynadığıdır...

20 Yorum:

theotheo dedi ki...

schuster adlı teknik direktör bozuntusunun söylediklerinden anlam falan çıkmaz bunu kabul edelim. bi ton vasat antrenörle çalıştıkta böle salağını ilk kez görüyorum.

karakterli takım karakterli hocalarla olur böyle ona buna bok atan, hatayı kendinde aramayan gündem değiştirmeye çalışan günü kurtarmaya çalışan vasatlarla en ufak bişey olmaz.

fatih terimi izledik senelerdir veya daum o kötü gidişlerin tek saniyesinde dahi bu tarz laflar etmediler, çünkü bir karakterleri vardı, çünkü bildiklerini yapmakta ısrarlıydılar hatayı kendinde arayan hocalardı bunlar bu yüzden de hepsi başarılı oldu. ve bugün imparatorun nasıl bir zekaya sahip olduğunu da görmüş oluyoruz galatasarayı reddederek.

bu iş zeka-birikim-otorite işidir. bu iş salakların eline bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir. yılda 2.6 milyon euro verdiğin adam işte bu. al sana tencerenin kapağı. yalvara yalvara getirdin şimdi s.ktir ediceksin.

BJK4EVER dedi ki...

Cok dogru tespitler yine, tebrik ederim.
Ozellikle son paragrafta soylediklerin cok onemli. Zevk veren futbol nedir? Kisiye gore degisir mi? Zevk veren futbol defansta acik verip futursuzca saldirmak midir yoksa kontrollu hucum mudur? Defansif futbol zevk veremez mi? Zevk veren futbol ile iyi sonuc birbirinin karsiti mi? Besiktas butcesinde bir takim ne kadar zevk veren futbol oynayabilir? Onu gectim, bizim ligimizde bu rakiplerle ne kadar zevk veren futbol oynayabilir, oynansa sonuc alinabilir mi? Herseyi gectim, biz zevk aliyoruz ya sonucu siktiret diyen taraftar bunu icten mi soyledi yoksa inat ugruna mi? Konya macindan sonra zevk veren futbol oynadimizi dusunen var miydi, mactan memnun mu ayrildilar>

theotheo dedi ki...

zevk veren futbol oynamak için akıllı adamlara ihtiyacın var. senin hocan gerizekalı schuster kaptanın ibrahim üzülmez ve nobre. bırak zevki bunlarla ilişkiden soğursun o kadar söylüyorum.

bıraksın bu zevk veren futbol ayaklarını onun tek yaptığı burda kçını yayıp para saymak.

addN0NE dedi ki...

Öncelikle theo'nun örneklendirdiği adamlar daum ve terim dönemsel başarılara imza atmışlar ancak bir ekol oturtamamışlardır. Bu açıdan baktığımızda istediğimiz şey bunlar değil, en kötü halinde bile(plan program) beşiktaş 5-6 senede bir şampiyon oluyor zaten. Biz artık istiyoruz ki icabında bir sezonu kaybedelim ama bir sonraki sene ligi domine eden bir ekip gelsin, ondan bir sene sonra hem ligi domine etsin hem de yavaş yavaş avrupa'da adından söz ettirmeye başlasın.Ve sonraki süreçte de bu stadardın altına düşmesin. Bunu istiyorsak bu terim'le, daum'la olmaz. Tigana'yla, schuster'le olur. Ameliyatta neşteri yiyince canınız acımaz mı? Acıyacak. Ha, yok narkoz veriyorlar derseniz alın size narkoz; guti, quaresma.

Her ne olursa olsun teknik direktörde ısrarcı olmak lazım. Şimdiye kadar teknik direktör değişikliği ile ne kazandık?

Scuster'e kafasındakileri uygulayabilmesi için zaman vermek gerektiği düşüncesindeyim. Ha benim takıldığım nokta yok mu var. Şu anda altyapı Schuster'in sistemine uygun bir oyun mu oynuyor? Oynamıyorsa neden schuster müdahale etmiyor. Benim açımdan tek handikapı budur schuster'in.

matiasemilio dedi ki...

2010'un futbolu(!) 1960ın futboluna kaybediyosa tercih edilen 60ların futbolu olmalıdır..gündem değiştirmeye çalışılmıştır bu demeçle,başarılı olunmuştur da..

TA dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Levent dedi ki...

theotheo, sana hayranım, biliyor musun? Takım kazanırken hiç ortalarda değilsin ama puan kaybından sonra hemen sonraki ilk 3 mesajda mutlaka sen varsın. Bir şiddet, bir celalle Schuster'e gerizekalı falan diyebiliyorsun.

Bu soruyu burada çok kişilere çokça sordum ama hiçbirinden tatmin edici ve düzgün bir yanıt alamadım.

Şimdi bu soruyu sana soracağım theo. Schuster'e gerizekalı, salak dediğinden anlaşıldığı kadarıyla Schuster'in gitmesini istiyorsun. Bak, çok basit soru:

Başkansın ve Schuster'i kovdun. Bana kovduğun andan itibaren ne yapacağını bir söyler misin? Yani hangi teknik adamı getirirsin (Büyük ihtimalle Fatih Terim, Daum, Luce ya da Mustafa Denizli diyeceksin ama yine de sorayım), bu teknik adamdan bu yıl ve sonrası için beklentin nedir? Eğer bu adam sıçar batırırsa ne yaparsın? Çok basit değil mi, bir cevaplar mısın?

enzo scifo dedi ki...

Del Bosque yeniköy kasabı, Aragones dede, Rijkaard futboldan anlamaz, Tigana zaten kürdan yer maç boyu, Skibbe zaten Skibb gitti, Lucescu çeribaşı (efsane olması Shaktar iledir unutmayın!), Zico türkiye ligini tanımaz.... Schuster mi o da zaten Almanlığından bile nefret eden İspanyol olduğunu sana bir adam.

Bizim yerli antrenörler mi? Onlara laf yok. Ellerindeki malzeme zaten bu di mi? Almanya lideri Dortmund'un teknik direktörü Jürgen Klopp'un elindeki kadroda harikulade. Bizim yerli antrenörlerimiz haklı: 'Bende olsa öyle bir bütçe ben her sene şampiyon olurdum.' 2 sene öncenin 'über' takımı Sivas Avrupa'da yemedik gol bırakmaz, Anadolu ihtilalcisi Bursa gol atamayan ve 0 puana sahip tek takım olma yolunda emin adımlarla ilerler... Sormazlar mı size kardeşim size para verdiler transfer yap diye sen ne yaptın peki?

Bu kadar kör olabilmek için nereden 'bakamamak' lazım gerçekten sizi anlamıyorum. Fenerbahçe, Galatasaray Avrupa'da adı sanı duyulmamış takımlara elenir, Türkiye Azerbaycan'a kaybeder. Niye mi? Birçok neden sayılır fakat konuşulmayan bir şey vardır. O da bundan 10 sene önce Anadolu takımlarının amacı büyüklerin seviyesine ulaşmakken artık büyükler (FB, GS, BJK) Anadolu takımları gibi oynamaya veya oynatılmak istenmeye başladı. Beşiktaş 2-1 önde, adam soruyor Beşiktaş niye kapanıp kontraatak aramıyor diye? Fenerbahçe 1-0 öndeyken maç boyu defans yapar. Galatasaray mı Hagi kendi futbolunu inkar eder orda.

Schuster sırf bunlara inat olsun diye artısıyla eksisiyle kalmalıdır. Rijkaard'ın, Del Bosque'nin ve diğerlerinin söyleyemediklerini söylemelidir. Zor mu geldi gerçeklerle yüzleşmek? Evet biz buyuz. Biz 'Catenaccio'yuz. İnanmıyorsanız herhangi bir yabancı arkadaşınızı alın izletin, bakalım ne diyecek?

Yoksa demek kolay gitsin Del bosque gelsin Rıza. Türk olmadı vizyon yok o zaman Tigana. Ligi çözemedi gelsin Ertuğrul. Vizyon yok o zaman Schuster. Ligi kazanalım o zaman Mehmet. O da olmadı o zaman '?'. Lucescu mu o zaten arada gidilen ilk kişi. Akıllı adam da gelmiyor tekrar.

Not: Trabzonspor ve Şenol Güneş ise yaptıklarıyla alkışı hak etmektedir

BJK4EVER dedi ki...

Ben cevap vereyim:

Aynen o saydigin teknik adamlardan biriyle yola devam etmek isterim, yarim senelik sozlesme teklif ederim. Istedigim seyde bu kadrodan maksimum verim alsin, mac kazandirsin, kazanan bir takim yaratsin, takim ligi bitirebilecegi en iyi yerde bitirsin.

Ama elbette antrenor kovmak herseye ragmen su anki cozum degil, ama hizla o noktaya dogru gidiyoruz maalesef.

ehhehh 50'lerin futbolu tespiti süper olmuş :)

enzo scifo dedi ki...

@BJK4EVER
Yarım senelik edersin baktın olmuyor başkasını getirirsin. Bu, bu duruma yol açar.

Teknik direktörümüzün arkasındayız diyip ertesi gün kovan yönetimleri eleştirin, kendisi o takıma hoca olmak için gazetecilere olumsuz yazı yazdıran hocaları ve o yazıları yazanları eleştirin, en çok da hocasının kuyusunu kazmaya çalışan, takım içinde gruplar kuran futbolcuları eleştirin ama lütfen hep kovulmak durumunda kalan hocaları eleştirmeyin!

Ama sonuçta Schuster bir hoca bozuntusu di mi?

Levent dedi ki...

@BJK4EVER

Çok güzel, yarım sezonda Schuster de zaten ligi en kötü 5. bitirecek. Ama Schuster geldi diye şampiyon olacağız diye düşündük diyorsanız bilemem. Gerçi bu adamlar gelse ben yine şampiyonluk beklerim, hepsi Türkiye Ligi'nde şampiyon olmuş adamlar sonuçta. Yarım sezonu kurtardın, ondan sonraki planın ne asıl onu merak ediyorum. Yani Schuster'i şampiyon olamadı diye kovuyoruz, yerine kimi getireceğiz? Ya da bunlardan biriyle sözleşme mi yenileyeceğiz? Onlar ertesi sezonu Schuster gibi devam ettirirlerse tavrımız ne olacak? Ben bunları merak ediyorum ve bunlara cevap gelmiyor.

BJK4EVER dedi ki...

Evet, cunku Besiktas buyuk kuluptur, dogru olan da budur. Chelsea 2. olan Ranieri'yi gonderiyorsa, R.Madrid 95 puanla 2. olan Pellegrini'yi gonderiyorsa, Barcelona kendisinde 3 kupa kazanmis Rijkaard'i gonderiyorsa, Bayern 2. oldu diye Magath'i gonderiyorsa Besiktas da gonderir.
Bu kulupler hedefleri olan buyuk kulupler, hedeflere uymuyan, basarili olmayan oyuncular nasil gonderiliyorsa, menajer gonderiliyorsa hoca da gonderilir.

BJK4EVER dedi ki...

Ben ilk 5'ten otesini dusunuyordum ya, neyse. Sen Daum'u getirirsen en azindan takimin seneye sampiyonluk yarisinda uzak olmayacaginin, hayvan gibi bir kondisyon ve disiplin olacagini bilirsin. Belki son gun sampiyonluk kacirirsin, sacma sapan puanlar kaybedersin ama son gune kadar yarista olursun.
Lucescu gelirse tas gibi organize takimin olur, 1-2 ayda takir takir top oynayan ve 11'i ezbere bilinen bir takimin olur.
Bu hocalar en azindan yumurtadan cikan surpriz degil, eksiklerini artilarini basarilarini karakterlerini biliyorsun. Eger ki Schuster giderse yerine gelecek kisi asla yerli bir hoca olmamali (hele 'evladimiz' olan biri hic olmamali) ve 'kariyerli marka' bir yabanci da asla olmamali.

Levent dedi ki...

Barcelona, Real Madrid, Bayern Munich, Chelsea gönderiyor, evet. Ama onların belirli sistemleri var. Bugün Beşiktaş'tan Schuster'i kovduğun zaman yerine geçecek adam Schuster zihniyetinin kadrosunu eline almıyor ki, önceki sezonların da melezleşmiş kadrolarını alıyor. Ha ayrıca biz de Barcelona, Real Madrid gibi olalım dediğimiz zaman bize gülüyorsunuz, şimdi de onlar yapıyorsa Beşiktaş da yapar diyorsunuz. Gerçi farklı kulvarlarda konuşuyoruz ya, neyse.

Ben Schuster 5. bitirecek demedim. Zaten en kötü 5. bitirir dedim. Ki Beşiktaş'ın ölüsünün Türkiye Ligi'nde alacağı pozisyonlar budur.

Geçmişte bu adamların burada başarılı olması şimdi de başarılı olacaklarını mı gösterir? Ki, Türkiye'de başarı kıstası asla hayvan gibi kondisyonu ve disiplini olan bir takıma sahip olmak değildir. Türkiye Ligi'nde şampiyon olabiliyor musun? Avrupa'da gruplara katılabildin mi? Eğer bu soruların cevabı evet ise istersen çok kötü oyna hocaya kalması için yalvarılır. Ama örneğin geçen sene, gayet iyi bir takım olmalarına rağmen saçma bir şekilde şampiyonluğu kaybetti diye Daum'u kovmak için taklalar attılar. 2009'da çok parlak bir futbol oynamayarak şampiyon olduğumuzda sözleşme yenilemek istemeyen ve bunu eminim ki karşılıklı saygıdan dolayı açık açık söyleyemeyen Mustafa Denizli'ye zorla kontrat imzalattırılmadı mı? Geçen sene 5. olunca da türlü oyunlarla bir günde Schuster gelmedi mi?

deniz dedi ki...

Beşiktaş büyük kulüptür, ne şekilde olursa olsun yenmesi gerekir. Bu nasıl bir güce tapınmadır yarabbi. E senin büyük kulüp dediğin 10(on) yılda 2 (iki) defa ancak şampiyon olabilmiş, bu arada 11 (on bir)defa hoca değiştirmiş? Hiç mi bir şey anlatmaz bunlar insana yahu? Hayır gerçekten sabredilmeyecek bir hoca olsa yine eyvallah, yahu daha 2(iki) ay önce oynanan oyun ortada! Ben anlamıyorum ki takım tutmaktaki tek amacımız ertesi gün işe gittiğimizde 'nasıl soktuk ama' demek mi?

BJK4EVER dedi ki...

Yahu R.Madrid gibi davranmak icin onlarin capinda olmak mi lazim. Besiktas onlar kadar buyuk degil ama Ispanya icin R.Madrid neyse Turkiye icin de BJK, FB, GS o, bunu idrak etmek zor olmasa gerek.

Madem o kadar sistem ve istikrar meraklisisiniz gecen sene M.Denizli'nin arkasinda dursaydiniz, adami korkak, tavsanci, bunak vs ilan etmeseydiniz.

M.Denizli'nin E.Saglam ile birlikte 2-2.5 yilda kurdugu takim savunmasi saglam sisteminin ve omurganin yikilmasina izin vermeyecektiniz, bu sistemi ve mentaliteyi degistirdigi icin Schuster'i elestirseydiniz. Bir dediginiz bir dediginizi tutmuyor. Ha, pardon, sahi biz Schuster ile sikici futbol degil de zevk veren futbol oynuyorduk, haklisiniz, gozden kacirmisim.....

Levent dedi ki...

E biz Real Madrid gibi olalım, onlar gibi oynayalım dediğimizde ne diye dalga geçiyordunuz? İşinize gelince Beşiktaş Türkiye'nin Real Madrid'i mi oldu?

Sistem ve istikrar ile ilgili konuşurken bu takımların sahip olduğu organizasyondan bahsediyorum. Türkiye'deki mafya mentalitesiyle yönetilen kulüpler ile oradaki profesyonel yönetimleri karşılaştırmayacağız herhalde? Hoca değişikliği yapılsa bile bir plan dahilinde yapılıyor. Bugün Beşiktaş'ın Schuster kovulsa Şifo'ya gidilir. Schuster gelmeden önce Mustafa Denizli vardı. Kadro yapısını değiştirmeden, oynamak istenen futbola paralel kadrolar kurulmadan iki senede bir zıt karakterde teknik direktörler seçmekten bahsetmiyoruz.

Mustafa Denizli'nin arkasında dursaydınız, hede yapsaydınız diyorsun da geçen sene 30 bin kişi "Bu taraftar hep arkanda, seneye korkak oynatma" diyordu hatırlatırım. Beşiktaş taraftarının gönderdiği hiçbir hoca yoktur. Sadece oyun tarzını beğenmediği hocalar olabilir. Ben Mustafa Denizli'nin anlayışını beğenmem, siz Schuster'inkini. Ama kimse Mustafa Denizli'nin kuyusunu kazmaz, çünkü istikrarsızla bir yere varılamayacağını biliyoruz. Ha ben yine diyorum ki bu ne benim, ne de senin demenle oluyor. Türkiye'deki başarı kıstası belli. Bir sene bir şekilde sabredilir, ama ertesi sene kıstasların sağlanamayacağı anlaşılırsa Rijkaard gibi ikinci aydan gönderirler. İstikrar, yapılanma, program namına hiçbir şey yoktur.

Tabi sonra "Pardon yæ, biz zevk veren futbol oynuyorduk, evet. ;))" diye bayat bayat ayar vermeye çalışmalar.

BJK4EVER dedi ki...

Inonu'de bagiran taraftarla burda yazan taraftarin ayni olmadigini hepimiz biliyoruz. Gecen sene blogda yazanlarin 90%'i hocayi cok cok agir elestirdi ve giderse kurtuluruz cosariz vb laflar etti, hocanin arkasinda duran 3-4 kisi ya vardi ya yoktu.

Erhan H. dedi ki...

bu ulkede 1960larin futbolu oynaniyor derken schuster kendini ve takimini ayirarak soylemiyor bunu. yani bu lafi biz 2011 model oynuyordukta onlar 1960 model oynadilar diye anlamak ,olayi anlamamak adina yapilan bir cabadir. bugun Turkiyede sistem konusmak aptalliktir.bjknin sistemi yok diye soru soran adama sorarlar fenerin cimbomun ve tsnin bursanin sistemi nedir diye??? bu takimlarin bizim anladigimiz sizin anlamadiginiz anlamda modern futbola denk gelen bir sistemleri yoktur!! bu toplama takimlar futbolcularin kisisel yetenegiyle,teknik direktorlerin mac icinde yaptiklari gol sonrasi defans hamleleri ve oyunu geride kabul edip kontra ataklarla sonuca gitme dusunceleriyle ayakta kalmaya calisiyorlar.zaten bu futbol anlayisinin ne kadar ise yaradigini her hangi birisinin avrupa sahnesine cikip oynadigi futboldan anlayabilirsiniz( buna mustafa denizlinin turkiye icinde aslan,avrupada kedi kesilen tam olarak nooldugunu bilmedigimiz oyun sistemi de dahil).hicbiri avrupada oynamiyor neden acaba????bu soruya cevap verecek bir delikanli var mi?bu durumu futbolun sistemiyle anlamlandirmaya calisan???

sergen Besiktas havlu atmistir diyor bu sene!!!kim sampiyon olacak koca sergen bol keseden sallamak kolay,soyle bize kim bu senenin sampiyon olacak futbolunu oynuyor???hic kimse!!!

bugun Besiktas altyapisini silahla basiyor takimin yoneticisi.altyapinin mac yapacak yeri yok.konyadan degil Besiktastan bahsediyorum.Ziya dogan takimindaki imkansizliktan bahsederken schusteri dogruluyor aslinda.ancak goren gozler bazi gerceklere kor alistirilmislar. bugun konya gibi mali durumdaki takimlar,anakaraspor gibi siyasi tuzaklara itilenler,diyarbakirspor gibi ezilenler,bucaspor gibi tecavuze ugrayanlar turkiye futbolunun aci ama 2011deki gercekleridir. milli takim dahil buyuk takimlarda oynamis futbolcular sike suclamasiyla karsi karsiyalar.bulent uygun denen futbol katili bucaspor gibi taraftariyla ozdeslesmis gencecik takimi yok pahasina darmadagin ediyor.federasyonda bu serefsize 7 mac ceza verip ligden men cezasi vermeyerek turkiye futbolunun nerelerde oldugunu ayan beyan kanitlamis oluyor.is guzar medya bulent uyguna gosterdigi anlayisi akreditasyon karti soz konusu olunca schustere gostermekten aciz her nasilsa?????(halbuki schuter biraz akilli davranip idmanlarda s.kini tutacagina asker selami verseydi bugun basinin maskotu,sari melekti).Ancak biliyoruz ki bu kirlenmenin ucu biz dahil herkese uzaniyor ama bir baba yigit cikipta bunlari arastirip ortaya dokemez.cunku kimsenin cikarina degil bu kadar seffaflik.

son 10 senede getirilip gonderilen teknik direktorlere 100 milyon dolarlar veren takimlarimiz kara kara dusunuyorlar bizim bu borclarimiz neden bu kadar artti ve neden sportif basari yok diye.bugun turkiyede oynanan futbolun kalitesizliginin yegane sorumlulari 3 buyuk kuluptur ve onlari yoneten futboldan bi haber para babalaridir..

benim merak ettigim schustere karsi cikmak adina turk futbolunu savunmaya gecenler,savunacak bir tek ornek bile bulabilecekler mi?yoksa bu vahim tabloyu schusterli yada schustersiz idrak mi edecekler.

ayrica bir Besiktasli olarak dusuncelerim dogru ciksin diye her mac takimin kaybetmesini ve ya rezil oynamasini bekleyeceksem yazik benim Besiktasliligima.

Yorum Gönder

Ara